26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 23 KASIM 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Yitip giden sisin içinde uyanan İstanbul, güne sonbahar güneşiyle uyanmıştı... Bir gece önce İstanbul’da sis, yaşamı allak bullak etmiş, uçakların iniş kalkışı, vapur seferleri durmuştu... Güneşli ama rüzgârlı bir gün. Öğle saatlerinde Koç Vakfı Hastanesi’ne uğradım İlhan Selçuk’u görmek için. İlhan Ağabey, koltuğuna oturmuştu... Kız kardeşi Ülfet Ertel ayaktaydı... Kapıdan içeriye girdiğimde, İlhan Ağabey “Ooo, Hikmet geldi” dedi. Ben de karşı koltuğa oturdum. Siyah tişörtü, siyah pantolonu ve siyah ayakkabılarıyla her zamanki gibi şık! O anda yıllar önceye gittim... İlk kalp krizini geçirdiği 1978 Eylül’ünü anımsadım... Marmaris’ten Muğla Devlet Hastanesi, oradan Ege Üniversitesi. Kaç yıl geçmişti aradan? 31 yıl! Handan Selçuk’u, Ülfet Ertel’in eşi Mengü Ertel’i yıllar önce yitirmiştik... Bir pazar günü hastane odasında anılar denizinde dolaşırken, 31 yıl önceyi düşündüm. Yaşamı sevgi ırmağına dönüştüren Turhan Selçuk, Semih Balcıoğlu ve ben ne yaramazlıklar yapmıştık, Kordonboyu’nda rakılarımızı yudumlarken. İlhan Ağabey’le, dün o yılları konuşmadık... Yarınlardan söz ettik. İlhan Ağabey’le, geçen hafta yazdığım gibi, bu hafta da Türkiye’yi ve dünyayı konuştuk... Konuşmamız sırasında sordu: “Başbakan, darbe olursa gerekeni yaparım, demiş. Bana o konuşma metnini bulur musun?” TRT’de bir söyleşi sırasında sormuşlardı Erdoğan’a: “Askeri bir endişe, hükümetin ortadan kaldırılması gibi bir kaygınız var mı? Ya da gölgesinde, baskı altında çalışma duygusu var mı sizde?” Başbakan’ın yanıtı şu olmuştu: “Ben böyle düşünmedim. Bir hissin içinde olmadım. Bundan önce olduğu gibi de, kalkıp bırakıp gitmem. Gereğini yaparım.” İlhan Ağabey, “Bir başbakan ikide bir askeri darbeleri gündeme getirmemeli, böyle soruların sorulmasına izin vermemeli” deyip ekledi: “Türkiye’de asıl sorun, temel hak ve özgürlüklerdir. Artık askeri darbeler dönemi bitmiştir. Ben bunu kaç kez yazdım. İnsanları ‘öcü geliyor’ diye korkutup, siyasal çıkar sağlamamalı. Demokrasi kültürümüzün artması gerekir. Özgürlükler bu coğrafyada yaşayan herkes içindir.” Bu arada söz Mustafa Balbay’ın sorgusuna geldi... İlhan Ağabey, “Mustafa’nın gözlerinden öpüyorum” dedikten sonra devam etti: “Mustafa, Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi ve yazarıdır. Bir gazetenin Ankara temsilcisi ne yaptıysa Mustafa onu yapmıştır. Türkiye’de gazeteciler ne zaman darbe yapmıştır ki? Mustafa’nın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını bekliyorum. Bağımsız yargıya güvenim tam.” İlhan Ağabey, geçen hafta yazdığım gibi, her geçen gün iyileşiyor. Fizik tedavi uzun soluklu bir şey. Arada espri de yapıyor: “Benden kurtulduğunuzu sanıyorsanız yanılıyorsunuz... Gazeteye geleceğim ve tepenize bineceğim... Benden kurtuluş yok!” Ardından bir kahkaha atıp şöyle diyor: “Çok iyi bir kadro oluşturmuşuz, bunu anladım hastanede kaldığım bu süre içinde. Bazı dostlar bize alınıyor. Biz bir gazeteyiz. Şu ya da bu partinin yayın organı değiliz. Kurulduğumuz günden beri bu bağımsız çizgimizi sürdürüyoruz. Demokrasiden, insan haklarından ve temel hak ve özgürlüklerden yanayız.” Sohbetimiz uzadıkça uzuyor... İlhan Ağabey, anlatıyor: “Köşe yazarlarımız özgürdür, düşüncelerini istedikleri gibi yazarlar... Laik demokratik cumhuriyeti, üniter devleti savunuruz. Gericiliğe ve etnik milliyetçiliğe karşıyız. Türk, Kürt, Laz, Gürcü, Boşnak, Rum, Süryani, Ermeni... Bu coğrafyanın insanlarıdır. Devlet içinde örgütlü çetelere karşı tavrımız öteden beri bellidir... Biz Cumhuriyet olarak faili meçhul cinayetlerin üzerine gittik, bu konuda tüm yazarlarımız yazdılar, haberler yaptık. Hizbullah’ı biz ortaya çıkardık. Arşivlerimiz herkese açık. Adına Ergenekon denilen davanın hem mağduru ve hem sanığı yine bizleriz... Mustafa Balbay, Erol Manisalı, Gürbüz Çapan ve ben. Biz bu davaya gazeteci gözüyle bakıyoruz, yansız olmaya çalışıyoruz. Hatırlarsın, ben başyazı yazdım bu konuda. Bombaları bize attılar. Neden attılar, niçin attılar elbet bunlar aydınlatılmalı. Hukuktan yanayız. Hukuk bir gün herkese mutlaka gerekir.” İlhan Ağabey’in anlattıkları bu kadar değil... Devamını haftaya yazacağım. İlhan Ağabey, tüm okurlara, dostlarına, gazetedeki arkadaşlara selam söyledi. Sağlığı gün gün düzeliyor, kendisini yazılarını yazmak için hazırlıyor... O hastane odasında Türkiye’yi ve dünyayı yakından izliyor; bizim izleyip izlemediğimizi ise “çapraz sorularla” sınıyor. İlhan Ağabey, yarınlara umutla bakıyor! Odadan çıktım... O sırada Sezgin ve Ertin Akgüç (Yönetim Kurulu Başkanımız ve eşi) girerken İlhan Ağabey seslendi: “Gazete çok iyi çıkıyor, arkadaşlara bunu iletmeyi unutma!” POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İlhan Selçuk’la Ufuk Turu... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Irak İslam Yüksek Konseyi lideri El Hekim, Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtladõ ‘Birbirimizeihtiyacõmõzvar’ BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Babasõnõn yaşamõnõ yitirmesinden sonra ülkenin önde ge- len Şii örgütlerinden Irak İslam Yük- sek Konseyi Başkanlõğõ’na gelen Seyid Ammar Abdulaziz Muhsin el Hekim, Ankara’ya yaptõğõ ilk zi- yarette, Türkiye-Irak ilişkileri ve ocak ayõnda yapõlmasõ öngörülen genel seçimler konusunda değer- lendirmeler yaptõ. Türkiye’nin bütün Iraklõ gruplarla ilişki içinde olmasõ- nõ isteyen El Hekim, Ankara’ya in- ce bir mesaj gönderirken, seçim ya- sasõnõn yeniden tartõşõlmamasõnõ, ya- sanõn şimdiki haliyle seçime gidil- mesi gerektiğini söyledi. El Hekim, Bağdat’ta siyasal tab- lonun oldukça sõkõntõlõ olduğu bir dö- nemde, Ankara’da Cumhuriyet’in sorularõna şu yanõtlarõ verdi: - Irak’ta Sünniler yüzde 15, Şii- ler yüzde 5 kontenjan istiyor. Bunun için nasıl bir orta yol for- mülü bulunacak? - Yapõlabilecek herhangi bir dü- zeltme, yasalarõn yeniden tartõşõl- masõna yol açacağõ için seçimlerin zamanõnda yapõlmasõnõ engeller. Yani seçimlerin ertelenmesine neden olur. 8 ay süresince biz bu yasayõ tar- tõştõk, görüştük. Ve esasõnda bakiye temsili konusu, tartõşmalarda yer almõyordu. Eğer tartõşma konusu olsaydõ bu taraflarõ ikna edebilirdik. Çözüm için çaba harcayacaktõk. Tõpkõ daha hassas olan bazõ konular için yaptõğõmõz gibi, Kerkük mese- lesinde olduğu gibi, biz diğer taraf- larõn görüşlerine açõğõz ve bütün taraflarõ ikna edecek çözümlerin bulunmasõna özen gösteriyoruz. Yüzde 5 ve 15 oranõna gelince; bu- radaki esas mesele, seçimlerdeki teknik yönlerle ilgilidir. Irak’taki seçimler birçok bölgede yapõlmak- tadõr. Her il bir seçim bölgesi sayõl- maktadõr. Her yüz bin kişiyle de bir parlamenter düşmektedir. Yurtdõ- şõndaki göçmenlerimiz, bütün il- lerdendirler. Belli bir il için oy kul- lanamazlar. Böylece illerin payõndan kesinti yapõp ulusal düzeyden yurt- dõşõna göç eden vatandaşlarõmõza pay vermemiz gerekiyor. Böylece de tabii, illerin parlamentodaki temsil oranõ etkilenecektir. Tabii oran yük- sek olduğu ölçüde temsilin daha az adaletli olacağõ ortaya çõkacaktõr. Bu oranlarla ilgili anlaşmazlõğõn özünü oluşturan, bu husustur. - Yurtdışındaki Iraklıların çoğu Sünni. Yüzde 5 oranı geçerse, Sünni partilerin buna “evet” di- yeceğini düşünüyor musunuz? - Bu bilgi çok dikkatli bir bilgi de- ğildir. Hangi ülkelerde Iraklõlarõn ya- şadõğõnõ sorunuz... Bu durumda size verilecek cevap şu olacak: Irak’õn içerisindeki nüfus dağõlõmõ nasõlsa, yurtdõşõndaki göçmenlerin dağõlõşõ da aynõ ölçüdedir. - Genel Ortadoğu bağlamında Şii-Sünni dengesi için Türkiye’yi nereye koyuyorsunuz? - Biz Türkiye’nin bütün Iraklõ gruplarla işbirliği içinde olmasõnõ is- tiyoruz. Sadece bazõ gruplarla ilişki içinde olmasõnõ ve işbirliği yapma- sõnõ temenni etmiyoruz. - Kadınlar Irak’ın geleceğinde nasıl bir rol üstlenecek? - Kadõnlar Irak demektir. Eğer, Araplardan, Türkmenlerden bahse- dersek veya mezheplerden, dinlerden bahsedersek, bütün bu alanlarda ka- dõn vardõr, mevcuttur. Irak parla- mentosunun yüzde 40’õ kadõnlardan oluşmaktadõr. Ve bu, dünyadaki en yüksek orandõr. Aynõ zamanda ha- nõmefendi bakanõmõz var. CHP sözcüsü Mustafa Özyürek’ten Başbakan Erdoğan’a ‘dinleme’ tepkisi ‘Korktukları için dinliyorlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP sözcüsü Mustafa Özyürek, Başbakan Tayyip Er- doğan’õn “Ben de dinlenmişim” sözlerine tepki gösterirken “Bu konuyla hiç ilgisi yoktu. Ne za- man ki, kendisinin de dinlendi- ği, bir işadamından kızı için pa- ra istediği ortaya çıkınca uyanı- yor” dedi. Özyürek, “Korkmayan bir iktidar, 70 binden fazla va- tandaşı niye dinler?” değerlen- dirmesini yaptõ. Özyürek, Kõzõlcahamam’da “Ben de dinlendim. Bu meselenin hükümetimizle yakından uzak- tan bağlantısı yok” diyen Erdo- ğan’õ eleştirdi. Özyürek, “7 yıldır bu ülkeyi yöneten bir Başbakan ülkede olup biten her şeyden so- rumludur. Yasadışı şekilde din- lemeler varsa - ki var- bunun so- rumlusu Başbakan’dır. Bu din- lemelerle hiç ilgisi yoktu. Ne za- man ki kendisinin de dinlendiği, bir işadamından kızı için para is- tediği ortaya çıkınca, o dinleme internette, medyada yer alınca, ben de mağdurum, diye ortaya çıkıyor. Sadece kendisine, ya- kın çevresine dönük bir eylem olunca Başbakan uyanıyor” de- di. Özyürek, sözlerini şöyle sür- dürdü: “Başbakan şikâyet etme- yi, mağdur edebiyatını bırak- sın, kim dinliyorsa onları bulsun ve dinlemeyi önleyecek çareler arasın. Dinlemelerde hükümeti- mizin hiçbir rolü yok, diyor. TİB’i kim kurdu? AKP döne- minde kuruldu. Oraya atanan in- san Başbakan’ın imzasıyla ata- nıyor. Oradaki konuşmaları de- netlemek üzere görevlendirilecek kimseler yine Başbakan’ın imzası ile atanıyor. Buradaki dinleme kayıtları, istediği anda Başba- kan’a servis ediliyor. Başbakan, Türkiye’de dinlenen herkesle il- gili bilgi sahibidir ve herkesle il- gili bilgileri dilediği anda alma, inceleme durumundadır.” ‘Kulluk zihniyeti değişmeli’ İstanbul Haber Ser- visi - Anayasa Mahke- mesi Üyesi Prof. Dr. Sa- cit Adalı, Osmanlõ’dan kalan kulluk zihniyetinin değişmesi gerektiğini ifade ederek “Ancak kul zihniyeti bizde hâlâ devam ediyor” dedi. Prof. Adalõ, Sur İçi Grubu İstanbul toplantõ- larõnõn kasõm ayõ onur konuğu olarak, Barcelo Topkapõ Eresin Otel’de düzenlenen sohbet top- lantõsõna katõlarak bir konuşma yaptõ. Konuş- masõnda iyi vatandaş ol- manõn önemine işaret eden Adalõ, Osmanlõ’nõn büyük bir imparatorluk olmasõna karşõn, kulluk felsefesiyle hata yaptõğõ- nõ ifade etti. Adalõ, kul- luk zihniyetinin değiş- mesi gerektiğini ifade ederek “Kul zihniyeti bizde hâlâ devam edi- yor” diye konuştu. Kul anlayõşõnõn insanlar ara- sõnda sõnõflaşmaya ne- den olduğunu da kayde- den Sacit Adalõ, “Her- kes bağırıyor ‘ben baş- kasõndan farklõyõm’ di- ye. Bunu otoriteye, pa- raya, tamaha döndü- rüyor. Toplum içinde bir konum elde ederek, otorite sahibi olmaya gidiyor” dedi. Adalõ, in- sanlarõn öncelikle işleri- ni iyi yapmalarõ gerekti- ğini vurguladõ. Adalõ, katõlõmcõlardan kendisi- ne yöneltilen, “Türki- ye’de yargının gelece- ğini nasıl gördüğüne” ilişkin sorusu üzerine, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu belirte- rek adaletin güvenilirli- ğine dikkati çekti. Ada- lõ, insanlara hata yapma hakkõ tanõndõğõnõ ancak yapõlan hatayõ ikinci kez tekrar etmemek gerekti- ğine de işaret ederek in- sanlarõn bildiklerinin iyisini icra edip, kötü- sünden kaçõnmalarõ ge- rektiğini söyledi. CHP’Lİ KILIÇ Irak’ta ocak ayõnda yapõlmasõ öngörülen genel seçimler konusunda değerlendirmeler yapan El Hekim, seçim yasasõnõn yeniden tartõşõlmamasõ, yasanõn şimdiki haliyle seçime gidilmesi gerektiğini söyledi. El Hekim. KILIÇ: ERDOĞAN ALEVİLERİ SÜNNİLEŞTİRMEK İSTİYOR ANKARA (ANKA) - CHP MYK üyesi Ali Kı- lıç, iktidar koltuğuna oturduktan sonra amaç- ladığı yönetim biçimini gerçekleştirmek için kurumları tek tek “AKP’leştiren” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kez de karşısında dirençli duran Alevilere el atmaya başladığı- nı söyledi. Başbakan Erdoğan’ın amacının Al- evilere sahip olması gereken hakları vermek değil, onları Sünnileştirmek ve tebaa haline ge- tirmek olduğunu belirten Kılıç şunları kaydet- ti: “Başbakan Dersim olayına atıfta bulunarak CHP ile Alevi toplumunun arasını bozmaya ça- lışıyor. CHP’yi Alevilere karşıymış gibi göstere- rek siyasette tek başına at oynatma hayallerini kuruyor. Başbakan, İstanbul Büyükşehir Bele- diye Başkanlığı yaptığı dönemde dozerlerini Al- evi toplumunun inanç dergâhı Karacaahmet’i yıkmak için dayattığını ne çabuk unuttu?”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear