Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
21 KASIM 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Uygarlık Tarihimiz
Server Tanilli Hocamız, ülkemizin en çalışkan
bilim insanlarının ön sıralarında yer alır.
Yaşadığı, bizim açımızdan dramatik, kendi
açısından direncini ve bilimsel üreticiliğini
kamçılayan olaylar geride kalmış olsa da ibret
vericidir.
Tanilli Hocamızın “Uygarlık Tarihi” adlı yapıtı ilk
yayımlanışının 35’inci yılını kutlamaya
hazırlanıyor. 23’üncü baskısı da Cumhuriyet
Kitapları’nın inceleme dizisinde kısa bir süre
önce gerçekleşti.
Önce Tanilli’nin önsözünden alıntılar yapalım.
“Bu kitap 1972-1975 yıllarında yazıldı. Amacı
da liselerden üniversite ya da yüksekokullara
gelen öğrencilerin ‘kültür açığı’nı gidermekti...”
.............
“Çünkü Türkiye’de egemen sınıflar, özellikle
50’li yıllarla beraber, gençlerin uyanmasını
istemiyorlardı. Öyle olduğu için de daha liseden
başlayarak, gözlerinin önüne bir ‘duman’ perdesi
çekip, içinde yaşadıkları çağa ve topluma
yabancılaştırıyorlardı onları. Yaman bir oyundu
oynadıkları ve doğrusu maharetle oynuyorlardı.”
.................
“1972-1973 ders yılına girerken, İstanbul’da
sonra fakülte haline gelecek olan bir yüksekokul,
Şişli İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu”,
uyanık yöneticisi Prof. Kıvanç Ertop’un önayak
olmasıyla, bu yolda ilk adımı attı: İlk sınıfına bir
‘Uygarlık Tarihi’ dersi koydu ve öğretimi de bana
verdi. Oturdum, bu kitabı yazdım ben de.
Doğrusu ummadığım bir ilgiyle karşılandı
yazdıklarım.
Ama arkasından yığınla tepki de çıkageldi.
Yargılanmalar, kurşunlanmalar; özetle acılar,
gözyaşları..”
Uygarlık Tarihi’ni yeni baskısından bir kez
daha okudum.
Yenilediğim ya da yeniden edindiğim bilgilerle
ülkemizde son dönemde yaşananları bir kez
daha anımsadım.
Örneğin anayasasında sosyal bir hukuk devleti
olduğu “değiştirilemez” nitelikler arasında
vurgulanan Türkiye Cumhuriyeti’nde
yaşanmakta olanlar.
Yasalardaki boşluklardan ya da belirlenmiş
kurallara titizlikle uyulmadan yapılabilen, böylece
de Türkiye’yi korku imparatorluğuna
dönüştürdüğü belirtilen telefon ve ona eklenen
ortam dinlemeleri.
Adalet bakanlarını, önce haklarında şikâyet
bulunan yargıç ve savcıların soruşturmalarına
başlanılmasını Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu’ndan (HSYK) isteyen, yetkili olmasını
sağlayan, ardından da savunma yapmaları için
HSYK Başkanı sıfatıyla çağrı yapmasını sağlayan
sistemin hukukla ilgisinin sorgulanmaması.
Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez
unsurlarından biri olan siyasal partilerin, bırakın
ülkeyi demokratikleştirmelerini,
demokratikleşmeyi içselleştirmemekte
direnmeleri.
Türkiye’yi teğet geçen ekonomik krizin iflas
ettirdiği ya da küçülmeye zorladığı çok sayıdaki
işyeri nedeniyle işsizliğin de çığ gibi artmasına
kılıf bulma başarıları...
Örnekleri çoğaltmak mümkün ama köşemiz
sınırlı.
Tanilli Hoca, yukarıdaki örneklerin ortaya
çıkma nedenlerini “Uygarlık Tarihi” kitabında
anlatıyor.
Uygarlık ne demektir sorusuna yanıt ararken
yazdıklarından biri de şu paragraf:
“Bir başka anlamıyla uygarlık, bir halkı başka
halklardan ayıran, onun özgün yanını ortaya
koyan, yaşayış biçimlerinin, kullanılan aletlerin,
çalışma biçim ve yöntemlerinin, inançların,
düşünsel ve sanatsal faaliyetlerin, siyasal ve
sosyal örgütlenme biçimlerinin bütünü.”
“Her uygarlık, belli bir iktisadi yapının
biçimlendiği bir değerler sistemidir” vurgusu da
sorunun “Uygarlığı yapan nedir?” bölümünün
yanıtı.
Uygarlık Tarihi’ni, Türkiye’yi Atatürk’ün
“Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma” hedefini
gerçekleştirme iddiasında olan siyasetçiler
mutlaka okumalılar.
oerinc@cumhuriyet.com.tr
“Ankara’da yaptõğõ gazeteciliğin” iddianamede suç olarak gösterildiğine dikkat çeken gazetemizin
Ankara temsilcisi ve yazarõmõz Mustafa Balbay, savcõlõk her nottan niyet çõkarõrsa olacaklarõ özetledi
‘Ankara’da gazeteci kalmaz’
HATİCE TUNCER / ÖZLEM GÜVEMLİ
Gazetemizin Ankara temsilcisi ve yazarõ-
mõz Mustafa Balbay’õn savunmasõnõn ikin-
ci gününde duruşma salonunda heyetin otur-
duğu bölümdeki kartonpiyerden yapõlma ta-
van çöktü. Mahkeme Başkanõ Köksal Şen-
gün ile kõdemli üye hâkim Hasan Hüseyin
Özese’nin arasõna düşen kaplamalar, Şen-
gün’ün kolunu sõyõrarak geçti. Firma yetki-
lilerinin onarõmõn en az 2 gün süreceğini be-
lirtmeleri ve can güvenliği nedeniyle duruş-
ma, 23 Kasõm Pazartesi gününe ertelendi.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi tara-
fõndan Silivri Cezaevi yerleşkesinde görü-
len 2. Ergenekon davasõnõn dün 18. duruş-
masõ gerçekleştirildi. Duruşmaya, Bal-
bay’õn savcõlõğa verdiği ek ifadenin mah-
keme başkanõ Köksal Şengün tarafõndan
okunmasõyla başlandõ. İfadesinin okunma-
sõ sõrasõnda savcõlarõn sorularõna ilişkin
yeniden açõklamalar yapan Balbay, “An-
kara’da yaptığı gazeteciliğin” iddianamede
suç olarak gösterildiğine dikkat çekti. Bal-
bay, “Ankara’daki arkadaşlarıma mek-
tup yazdım, Ankara gazeteciliğini an-
latmaları için. Yanıt vermediler ya da
mektuplarım ulaşmadı” dedi.
Sorular üzerine Balbay, “Sayılan Alpars-
lan Işõklõ, Cevat Geray, Servet Atacanlõ gi-
bi isimleri tanımam değil, tanımamam ayıp
olurdu. Onlarla kaç kez görüştüğümü
bilmiyorum, çetele tutmadım. Şu anda ka-
çıncı duruşmanın yapıldığını da bilmiyo-
rum” dedi. Şener Eruygur’u albayken ta-
nõdõğõnõ, mesleği nedeniyle görüştüklerini an-
latan Balbay, Eruygur emekli olduktan son-
ra da gazetede yayõmlanacak bir ilana indi-
rim yapõlmasõ ile ilgili telefonda görüştüğü-
nü, gazetenin sosyal içerikli ilanlara indirim
yaptõğõnõ belirtti. Şengün’ün, savcõlõk ifade-
sinde eski Jandarma İstihbarat Dairesi Baş-
kanõ Levent Ersöz ile ilgili çelişki bilgiler bu-
lunduğunun belirtildiğini söylemesi üzerine
Balbay, “Ersöz de birkaç kez görüştüğü-
müzü söylüyor, ben de birkaç kez görüş-
tüğümüzü söylüyorum. Burada çelişki
görüyor musunuz” dedi.
Eski Türk Metal Sendikasõ Başkanõ Mus-
tafa Özbek’e yaptõğõ danõşmanlõk görevi ne-
deniyle 4 yõlda toplam 48 bin TL kazandõğõnõ
ifade eden Balbay, Soner Yalçın’õn bir ki-
tabõnda ve Oray Eğin’in köşesinde bir ga-
zetecinin bu işten aylõk 105 bin dolar ka-
zandõğõnõ yazdõğõnõ anõmsattõ. Balbay,
ADD’nin bazõ konferanslarõna konuşmacõ ola-
rak katõldõğõnõ ifade ederek kendisine dernekte
görev yapmasõ için yapõlan teklifi de pren-
siplerine aykõrõ olduğu için kabul etmediği-
ni söyledi.
K
endisinde bulunan gizli belgelerin
gazetecilik faaliyeti olduğunu yine-
leyen Balbay şunlarõ söyledi: “Yaz
boyunca birçok haberin arşivini yap-
tım. 9 ayda 3 koğuş değiştirdim. En son
taşınırken gardiyan bana ‘TIR tutalõm’ de-
di. Ben de ‘henüz o kadar tõrlatmadõm’ de-
dim. Bırakalım yaptığım arşivi, birkaç
gündür çıkan haberlere bakalım. Zaman
gazetesinde çıkan 3. ihbar mektubu ile il-
gili haberde 3 bin askeri belgeden bah-
sediliyor. Taraf ve Yenişafak gazetele-
rinde bu belgelerden örnek verilerek
haber yapılıyor. O muhabirlerin evleri-
ni, ofislerini arasanız birçok gizli belge bu-
lursunuz. Birkaç gündür haberlerde bah-
sedilen belgeler ben de bulunan belge-
lerden daha fazladır.”
Şengün’ün notlarõnõ okuduğu bölümde
Balbay, notlarõnõ tek tek göstererek “Not-
larım 3 kez el değiştirmiş. Sizin önünüze
gelirken dahi notlarım parçalanmış” de-
di. Güven Erkaya ile yaptõğõ görüşmeye
ilişkin tuttuğu notlarla ilgili Balbay şunla-
rõ anlattõ: “Notlar, gazetecilik çalışmala-
rımın yatak odasıdır. Erkaya konuşma-
larımızı yazmamamı istedi. Bilal Çetin o
dönemde bu görüşmelerden 28 Şubat ile
ilgili yazı dizisi yaptı. Biz de yorumlar yaz-
dık. Bu niyet okuma değildir de nedir?”
Duvarlarla konuştum
“9 ay cezaevinde duvarlarla konuştum”
diyen Balbay, Mahkeme Başkanõ Şengün’e
“Sizin bana duvar olmanızı istemiyo-
rum. Empati kurmanızı beklemiyorum
ama...” diye seslendi. Aksiyon dergisinde
yayõmlanan Ankara temsilcileri ile görüşe-
rek yapõlan Ankara gazeteciliğine ilişkin ha-
beri okuyan Balbay, Star’õn Ankara tem-
silcisi Şamil Tayyar’õn, “uğraşmadan
belgeler geliyordu” yorumuna ilişkin “Şa-
mil Tayyar şanslıymış. Bütün belgeler için
ben emek verdim. Ama böyle de yapılır
bazen bu iş” dedi.
Karar kaç sayfa?
Mahkeme heyetine, yapõlan duruşmalar
sonunda aşağõ yukarõ 5 sayfalõk kararlar ya-
yõmladõklarõnõ söyleyen Balbay, “5 sayfa-
lık kararın dosyası kaç sayfadır? Yüz-
lerce... Köşe yazılarım da benim kara-
rımdır. Yazıları yazarken görüşmeler
yaparım. Onları damıtır yazı yazarım.
Ankara’da gazeteci siyaseti yaşar. An-
kara’da iken kendimi her şeyden so-
rumlu hissediyordum. Şu an ben yaza-
mıyorum ama gazete çıkıyor. Bu çok ga-
rip bir his” diye konuştu. Konu ile ilgili
açõklamasõnõ tamamlamasõnõn ardõndan Şen-
gün, “Konuşmanızı bölmedim. Mahkeme
kimseye önyargılı değildir, olamaz” dedi.
Balbay da, “O sözümü geri alıyorum o za-
man. Savcılık soruları o kadar önyargı-
lı ki o yüzden öyle dedim” şeklinde de-
ğerlendirme yaptõ.
Ankara gazeteciliği budur
Bilgisayarõndan özel yöntemlerle çõka-
rõlmõş notlara bakõlõnca “Balbay’da ne
gizli bilgiler varmış” denilebileceğine dik-
kat çeken Balbay şöyle devam etti:
“Fikret Bila’nın ‘Ankara’da Irak Sa-
vaşlarõ’ kitabında bu belgelerin 5 katı var.
Bila darbe mi yapmış oldu. Ankara ga-
zeteciliği budur. Savcılık her nottan niyet
çıkarırsa Ankara’da gazeteci kalmaz.” İd-
dianamede 1998 yõlõndaki notlarõ ile 2004’te-
ki 28 Şubat sürecine ilişkin notlarõnõn bir ara-
ya getirilmesini eleştiren Balbay, “Baştan
elbise çizilmiş, 48 beden. Baştan niyet
oluşturulmuş. Savcı Zekeriya Öz’ün şe-
kilde bir araya getiririz dediğini düşü-
nüyorum” dedi.
Cumhuriyet’in halka açılması
Balbay, Cumhuriyet gazetesini halka aç-
maya karar verdiklerinde Aydın Doğan’õn
30 bin dolar, Mehmet Emin Karamehmet
ve Gürbüz Çapan’õn da bir miktar para
koyarak gazetenin ortaklarõ olduğunu an-
lattõ. “İlhan Selçuk ‘Bizim altõn üçgeni-
miz var’ der. Savcılar onu darbe planı
sanmış. Üstte Cumhuriyet Vakfı vardır.
Diğer köşelerde Yenigün Haber Ajan-
sı ve Yenigün Holding AŞ vardır. Hol-
dingi halka açmaya karar verdik. Gür-
büz Çapan o dönem Esenyurt Belediye
Başkanı idi. Ortak olunca ‘Cumhuriyet
mafyaya satõldõ’ diye haberler çıktı. New
York Büyükelçisi arayıp bir şeyler olmuş
dedi. Kimileri onu ‘baba başkan’ diye ta-
nımlarken Ankara’da ‘mafya’ diye yan-
sıyordu. Doğruları anlattık. Atilla Ateş
hatta Dışişleri Bakanlığı’ndan bile ara-
yanlar oldu.”
‘Notlarım
parçalanmış’
TAVANDAN PARÇALAR DÜŞTÜ
‘Bunu da mı
Ergenekon yaptı?’
B
aşkan Şengün, Balbay’õn savcõlõk
ifadelerini okurken aniden duyulan çatõrtõ
sesiyle heyetin tam üzerindeki tavandan 4
kare tavan kaplama malzemesi düştü. Tavan
kaplama malzemesi Başkan Şengün ile
kõdemli hâkim Hasan Hüseyin Özese arasõna
düştü. Bu sõrada önce şaşkõnlõk nidalarõ
yükselen izleyici sõralarõndan daha sonra
kahkaha sesleri yükseldi. “Takdiri ilahi”,
“Bunu da mı Ergenekon yaptı?” sesleri
duyulurken görevliler salonu bir süreliğine
boşalttõ. Başkan Şengün, 13.30’da
duruşmaya ara verdi. Salondan çõkmayan
Şengün, tavan malzemesi çarpan kolunu
tutarak uzun süre tavanõ inceledi.
Duruşmaya saat 14.00’te yeniden başlandõğõnda
Başkan Şengün, metal havalandõrmanõn
üzerindeki bazõ parçalarõn düştüğünün tespit
edildiğini belirtti. Firma yetkililerinin
arandõğõnõ kaydeden Başkan Şengün,
onarõmõn en az iki gün süreceğinin
öğrenildiğini, can güvenliği açõsõndan
duruşmaya devam edilemeyeceğine karar
verildiğini söyledi. Mahkeme heyeti davayõ
23 Kasõm Pazartesi gününe erteledi.
Balbay’õ görmezden geldiler
İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz Ankara temsilci-
si, yazarõmõz Mustafa Balbay’õn Ergenekon soruşturmasõ
kapsamõnda tutuklanmasõnõ manşetlerinden veren medya,
Balbay’õn 9 ay sonraki savunmasõnõ ise görmezden gel-
di. İktidar yandaşõ ve dinci medyanõn öne çõkan yayõn or-
ganlarõ Zaman, Yenişafak ve Anadolu’da Vakit gaze-
teleri, Balbay’õn ifadeleri üzerinden yine Balbay’a saldõrdõ.
Milliyet gazetesi haberinde, Balbay’õn savunmasõn-
daki önemli ayrõntõlara “Balbay’dan 3 önemli itiraz”
başlõğõyla 1. sayfasõnda ve iç sayfalarõnda geniş yer ver-
di. Vatan gazetesi ise 1. sayfasõndan anonslu verdiği
ve iç sayfalarõnda geniş yer ayõrdõğõ haberinde, Balbay’õn
savunmasõnõn ayrõntõlarõyla aktardõ. Akşam ga-
zetesi Balbay’õn savunmasõnõ “Balbayca sa-
vunma” üst başlõğõ ve “İddianame mi, idam-
name mi” başlõğõyla 1. sayfasõndan duyurdu.
Habertürk, Radikal, Hürriyet ve Taraf ga-
zeteleri Balbay’õn savunmasõna iç sayfalarda
yer verdi.
Zaman gazetesi Balbay’õn savunmasõnõ “Bal-
bay, günlükleri kabul etti” başlõğõyla 1. say-
fasõndan duyurdu. Haberde “Balbay, günlü-
ğündeki darbe notlarının gazetecilik faaliyeti
olduğunu savundu” diye yazdõ.
Star, iç sayfalarõnda yer verdiği haberinde yine
Balbay’a saldõrdõ. Balbay’õn savunmasõnda emekli
Oramiral Özden Örnek’in günlüklerinin yayõmlan-
madan çok önce kendisine ulaştõğõnõ açõkladõğõnõ yazan
gazete, “Balbay, Örnek’in günlüklerini niye haber
yapmadığını açıklamadı” ifadelerine yer verdi.
İç sayfalarõnda kõsa bir habere yer veren Yenişafak,
savunmaya ilişkin tutarlõ ayrõntõlarõ görmezden gelerek
Balbay’õn yalnõzca “İlhan Selçuk için ölürüm” söz-
lerine yer verdi. Dinci Anadolu’da Vakit gazesi de Bal-
bay’õn darbe günlüklerini savunduğunu yazdõ.
A
hmet Necdet Sezer’in
cumhurbaşkanõ olacağõnõn
kesinleştiği 6 Mayõs 2000
günü yaptõğõ telefon gö-
rüşmesinin hayatõndaki en dramatik
konuşma olduğunu söyleyen Balbay,
“Haberi alınca çok sevinmiştim.
‘Bundan sonra da hep konuşacağõz
ama bunlarõ yazmanõ istemiyorum’
dedi. Son cümlesi beni yıktı. Mes-
lek hayatımın en dramatik ko-
nuşmasıydı. Hem sevindiren hem
üzen bir konuşmaydı” dedi.
Balbay, “Günlük” adõ verilen
notlara ilişkin bölüm okunurken
“Benim üzerimden bazı kişilerin
suçlanması, benim vicdanımı ra-
hatsız ediyor. Bunlar bağlayıcı
olmayan notların parçaları” diye
konuştu. Balbay’õn notlarõ olduğu id-
dia edilen bölümler okunurken sav-
cõlõktaki sorularla ilgili “Pek çok bü-
rokratla bağlantım var. Zorlama
sorular bunlar” diye yorum yaptõ.
Şaşırtan soru
Balbay, savcõlõk sorgusunda hay-
rete düştüğü şu soruyu aktardõ:
“Yargıtay Onursal Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu bana ‘Yargõnõn
temiz olmasõ gerekir’ dedi. Özde-
mir Asaf’ın ‘Bütün renkler kirle-
niyordu birinciliği beyaza verdiler’
şiirinden bir bölüm okudu. ‘Be-
yaz kimdir’ diye sordular.” Bal-
bay’õn bu anlatõmlarõ salonda gü-
lüşmelere neden oldu.
BALBAY’DAN MAHKEME BAŞKANI ŞENGÜN’E
İ
fadesinin okunmasõ sõrasõnda savcõlarõn soru-
larõna ilişkin yeniden açõklamalar yapan Bal-
bay, “Ankara’da yaptõğõ gazeteciliğin” iddia-
namede suç olarak gösterildiğine dikkat çekti.
S
on günlerde 3. ihbar mektubu ile ilgili haber-
lerde 3 bin askeri belgeden bahsedildiğini be-
lirten Balbay “O muhabirlerin evlerini, ofislerini
arasanõz birçok gizli belge bulursunuz” dedi.
M
ahkeme Başkanõ Şengün ile kõdemli üye hâ-
kim Hasan Hüseyin Özese’nin arasõna dü-
şen kaplamalar, Şengün’ün kolunu sõyõ-
rarak geçti. Duruşma pazartesi gününe ertelendi.
En dramatik görüşmemi Sezer’le yaptõm
Balbay kendisine atfedilen
notlarõn iddianamenin ham
halindekiyle iddianamedekinin
farklõ olduğuna dikkat çekerken
“Bir seçki yapılmış. Notların
bir bölümünde birçok
görüşmelerime yer verilirken
eski Dışişleri Bakanı Yaşar
Yakõş’õ koymamışlar. Bütün
notlar iç içe girmiş, bazen
bölünmüş, bir görüşme gibi ele
alınmış” dedi. Savcõlõktaki eski
MİT Müsteşarõ Şenkal
Atasagun ile ilgili görüşmelere
ilişkin soru okunurken Balbay,
şöyle konuştu:
“MİT Müsteşarlığı döneminde
Şenkal Atasagun, belki bir
belge, belki çeşitli konularda
görüş alabilmek için görüşülen
kişilerdendi. Atasagun
mahkemede dinlenebilir.
Birçok konuya açıklık
getirebileceğini
düşünüyorum.”
Başkan Şengün’ün “kanunlar
izin vermiyor” sözleri üzerine
Balbay, “Takdir sizin” dedi.
Balbay, savcõlõk ifadesinde İlhan
Selçuk ile görüşmelerine ilişkin
bölümde “kuşatma nasıl
yarılır” sözlerine ilişkin “İlhan
Selçuk, borç dönemlerinden
çıkılır gibi olduğunda,
‘kurtuluyoruz’, anlamında bu
sözü söyler” dedi.
NOTLARDA YAKIŞ’I KOYMAMIŞLAR