14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Cemil Kavukçu’nun Öykü Dünyası Günümüz öykü sanatının önde gelen yazarlarından biri Cemil Kavukçu. Son yirmi beş yıldır yazdığı öykülerle, öylesine geniş ufuklu, evrensel ve insancıl bir yazı dünyası kurdu ki, okuru olmak aynı zamanda bir tiryakiliği de birlikte getiriyor. Geçen günlerde iki yeni kitabı birden yayımlandı Cemil Kavukçu’nun. Biri ‘Tasmalı Güvercin’ (Can Yayınları), son dönemde yazdığı öyküleri bir araya getiren kitap. Öteki ise ‘Perişanız Gecenin Karanlığında’ (Notos Kitap), onu üne kavuşturan, 1996 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazandığı Uzak Noktalara Doğru adlı kitabından dört öykülük bir bölüm. Bu iki kitabı yan yana okumak, yazarın yaratı dünyasının ne denli sağlam, birbirine bağlı unsurlardan oluştuğunu görmek için çok yararlı. Anlatacağı insan tiplerini seçmede, onları yaşayan kişiliklere dönüştürmede büyük bir ustalık gösteriyor Cemil Kavukçu. Herkesin hayatında yer alabilecek, arkadaş, iş çevresindeki sıradan insanlardan birer edebiyat kahramanı yaratabiliyor. Kimi zaman yazarlar öyle ilginç konular bulur ki, geriye yalnızca bu ilginç konunun yazıya dökülmesi kalır. Konunun ilginçliği, benzersizliği tek başına bir edebiyat yapıtını ayakta tutabilir. Daha zor olan, sıradan konuları, sıradan insanları anlatırken bir edebiyat yapısı kurabilmektir. Edebiyatımızda bu zor uğraşın altından ilk kalkabilen yazar Sait Faik olmuştur. Öyle bir yaratı dünyası kurmuştur ki, hiçbir olay örgüsüne bağlı olmayan bir anlatı tutturduğunda da okurunu kendine bağlamayı bilmiştir. Aynı yıllarda Memduh Şevket Esendal’ın da benzer bir dünya kurduğu söylenebilir. Cemil Kavukçu’ya bu anlamda Sait Faik’in ve Esendal’ın günümüzdeki bir sürdürücüsü olarak bakılabilir. Ancak, Cemil Kavukçu’nun seçtiği kahramanlarına özel dünyalar kurma, onlara ilişkin çok sıradan bir şey anlatırken bambaşka, sıra dışı bir atmosfer yaratma ustası olduğunu da eklemeliyiz. Toplumun kıyılarında kalmış sıradan kişilerin dünyasını, kurduğu büyülü bir atmosferin içinde anlatıyor Cemil Kavukçu. Okurunu bu sıradan görünümlü dünya ile büyülüyor. Bir toplum, ne siyasetçilerin betimledikleridir ne de sayılarla anlatılan veriler toplamı. Bir toplum, tıpkı bir insan bedeni gibi milyarlarca kılcal damar içinde yaşananlardan oluşan bir bütündür. Toplumun bu kılcal damarlarında olup bitenleri ancak edebiyat betimleyebilir. Geçen hafta raydan çıkan hızlı trenin sürücüsünü düşünün: Trenin bütün komuta sistemi bilgisayarla düzenlenmiş; makinist koltuğunda oturan insanın bir şey yapmasına gerek olmadığı halde, sistemi devre dışı bırakıp komutayı eline alan ve kazaya neden olan sürücüyü. Nedir onu böyle bir davranışa iten? Kim bu olayın ardındaki bireysel nedenleri açıklayabilir? Cemil Kavukçu’nun öyküleri işte bizi böylesi çok sayıda olayın, insanın dünyasına götürüyor. Toplumun kılcal damarlarındaki sesleri duymamızı, oralarda yaşayan insanı tanımamızı sağlıyor. Issız bir ormandaki hızar sesi, dağ yollarındaki eski kamyonların hırıltıları, işsiz kahve insanları ve daha niceleri... turgay@fisekci.com kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B ERHAN KARAESMEN 10 Mayõs 1941 günü İstiklal Cadde- si’nin ortasõna bir büyük bomba düştü. Türkiye sanat dünyasõ büyük tarakalarla sarsõldõ. O gün “İstanbul Liman Şehri” sergisinin açõlõşõ yapõlmõştõ. O dönemle- rin sergi açõlõşlarõnda kurdela kesmek yaygõn alõş- kanlõktõ. Ama bu sergide, kurdela yerine, bir ba- lõkçõ ağõ bõçakla yarõlarak açõlõş yapõlõyor ve çok güçlü bir simgesel mesaj veriliyordu. Ülkemiz sanat tarihinde, plastik sanatlarõn sosyal gerçek- çilik düşüncesine hizmet eden kuvvetli bir dõşa- vuruculuk gerçekleşiyordu. Sanat tarihlerimize “Yeniler” adõyla geçecek olan bir grubun hare- ketliliği içinde dönemin önde gelen genç sanat- çõlarõ sosyo-politik mesajlar dizisi içinde bir sa- natsal halkanõn etrafõnda buluşuyordu. Alfabetik sõrayla hatõrlanõrsa Haşmet Akal, Agop Arad, Avni Arbaş, Turgut Atalay, Abidin Dino, Nuri İyem, Fethi Karakaş, Kemal Sönmezler, Selim Tu- ran, Mümtaz Yener ressam olarak; Yu- suf Karaçay grafik sanatçõsõ sõfatõyla; Fa- ruk Morel heykeltõraş kişiliğiyle; İlhan Arakon da fotoğraf sanatçõsõ olarak ser- gide yer alõyordu.Yankõlarõyla ve tartõş- malarõyla sanat tarihimizin hâlâ en önem- li toplu hareketi olma niteliği taşõyan “Liman Sergisi” politik baskõcõ bir dö- nemin karartõcõ etkilerine karşõ çõkõcõ sağ- lam duruşuyla da yürekli bir toplumsal davranõş olayõydõ. Bu anmayõ bize ilham eden bir diğer ol- gu ise “Yeniler” olayõnõn önde gelen isimlerin- den ve ülkemiz resim tarihinin uluslararasõ öl- çekteki en önemli sanatçõlarõndan Selim Turan’õn 15. ölüm yõlõna var- mõş oluşumuzdur. 1994 Ekim’inin sonlarõna doğru Selim Bey’in cenazesini Paris’ten alõp İstanbul’a getirişimiz, o dönemlerin Kültür Bakanlõğõ’nõn saygõlõ bir davranõşõyla İstanbul AKM’de düzenlenen bir ağõt töreninden sonra kalabalõk bir sanatsever kitlesinin katõlõmõyla Ka- racaahmet’te toprağa verişimizin üzerinden 15 yõl geçti. 2001 yõlõndaki geniş ilgi çeken o çok etki- leyici toplu yapõtlar AKM sergisinden sonra Se- lim Turan’õn adõ çok fazla dillenmedi. Önemli yapõtlarõnõn büyük bölümü bir aile ter- cihi olarak, kendisi de değerli bir sanatçõ olan eşi Şahika Turan’õn gayretleriyle topluca bir arada muhafaza edilecek biçimde İstanbul Üniversite- si Rektörlük binasõnõn üst katõndaki sergi ve kül- tür mekânlarõna hibe edilerek yerleştirildi. Resim sanatõnõn özel meraklõlarõ, bu arada arşiv ve sa- nat tarihi araştõrmalarõ yapan uzman kişiler, Se- lim Turan resimlerini bu özel mekânda görebi- liyorlar. Selim Bey’in şekil ötesi soyutlamada dünya sa- natõnda iz bõrakmõş çok büyük bir ressam oluşu- nun yanõ sõra olağanüstü bir “adam” tarafõ da var- dõ. 2. Dünya Savaşõ sonrasõnõn Paris’indeki bü- yük özgürlükçü ve rahat ilişkiler çerçevesinde, ola- ğanüstü kültürünün ve zekâsõnõn geniş kabul gö- rüşü dolayõsõyla pek çok yere girip çõkõyordu. Paul Eluard, Pablo Picasso gibi sol dünya bağ- lantõlõ sanatçõlarla yakõn dostluk kuruşu, o döne- min faşizan Türkiye yönetim anlayõşõ tarafõndan ağõr cezalandõrõlacaktõ. Selim Turan Türk yurttaşlõğõndan atõlan, onu- ru ve gururu müsaade etmediği için kendine ya- põlan parlak tekliflere rağmen hiçbir Batõ ülkesi tabiyetine de girmeyen “uluslararası” bir vatansõz olarak çok uzun yõllar yaşadõ. Ancak kendisinde derin sõzõlar yaratan bu büyük haksõzlõğõn sözü- nü hiç etmedi. Bazõ diğer kişilerde rastlanan mağ- duriyet simsarlõğõ yolunu seçmedi. Büyük adam- dõ, büyük sanatçõydõ, adõnõ saygõyla anõyoruz. ‘Yeniler’ grubunun önde gelen adlarından Selim Turan’ı 15 yıl önce yitirmiştik. (Fotoğraf: ŞAHİN KAYGUN) SAYFA CUMHURİYET 18 KASIM 2009 ÇARŞAMBA 16 KÜLTÜR ‘Liman Sergisi’ ve ölümünün 15. yõlõnda ressam Selim Turan JehanBarbur‘Uyan’diyor Kültür Servisi - Film ve dizi müzikleri seslendiren, ayrõca Gürol Ağõrbaş ve Mellow Trip Trio ile birçok projede yer alan Jehan Barbur, yarõn saat 22.00’de Suadiye Jazz Stop’ta bir konser veriyor. Barbur, konserde Ada Müzik etiketiyle çõkan ‘Uyan’ albümünden şarkõlara yer verecek. Konserde Barbur’a gitarda Emre Tankal, basta Ozan Musluoğlu, piyanoda Adem Gülşen ve davulda Emre Günaydõn eşlik edecek. (0 216 464 27 12) YENİ MEKÂN AÇILDI Kültür Servisi - Sinema Emekçile- ri Sendikasõ’nõn Beyoğlu Beledi- yesi desteğiyle sinema emekçile- rinin ve set servislerinin Şişha- ne’deki yeni “Hareket Noktası” önceki gün düzenlenen bir tören- le açõldõ. Açõlõş törenine oyuncu- sundan õşõkçõsõna, set işçisinden yönetmenine birçok sinema emek- çisi katõldõ. Törende Sine-Sen Genel Başkanõ Celal Çimen, oyuncu İlyas Salman, Erkan Can ve Beyoğlu Belediye Başkanõ Ahmet Misbah Demircan birer konuşma yaptõ. Çimen, Beyoğlu Belediyesi ile yapõlan görüşme- lerin sonucunda 3 aylõk bir çalõş- mayla mekânõn şu anki haline ulaştõğõnõ söyledi ve mekânõn oluşturulmasõnda emeği geçen herkese teşekkür etti. Oyuncu İl- yas Salman ise mekânõn yetersiz olduğunu, aslõnda sinema emek- çileri için daha büyük mekânlara gereksinim olduğunu belirtti. Er- kan Can da mekânõ sinemaya ya- kõşõr bir lokâl haline getirecekle- rini belirterek “Başlangıç çok iyi. Burasının duygusu çok gü- zel. İleride çok güzel şeyler ola- cağını hissediyorum.” dedi. Be- yoğlu Belediye Başkanõ Ahmet Misbah Demircan ise projeyi ha- yata geçirmek için yoğun çaba sarf ettiklerini ve sonuçtan da memnun olduklarõnõn altõnõ çizdi. İstiklalCaddesi’nedüşenbomba Kültür Servisi - Yõldõz Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarõm Fakültesi’nin Davutpaşa’daki kampusa gönderilmesine karşõlõk düzenlenen destek etkinliklerine Sarkis’ten sonra fotoğraf sanatçõsõ Ara Güler de dahil oldu. Fotoğraf alanõnda uluslararasõ üne sahip Ara Güler’in sanat hayatõndaki köşetaşõ çalõşmalarõ, 20 Kasõm -31 Aralõk tarihleri arasõnda üniversitenin Beşiktaş Yerleşkesi’ndeki Yüksel Sabancõ Sanat Merkezi’nde sergilenecek. Fotoğrafevi ve Canon’un katkõlarõyla düzenlenen “Ara Güler Yıldız’da” adlõ sergide, Ara Güler’in İstanbul’u yansõtan 40 adet siyah-beyaz fotoğraf seçkisi ile diğer yapõtlarõndan başlõca örnekleri içeren bir gösterim yer alõyor. Küçük bir müzik dinletisi ile başlayacak olan sergi açõlõşõnda, 2004’te Yõldõz Teknik Üniversitesi tarafõndan Ara Güler’e onursal doktora unvanõnõn verildiği güne ait görüntüler de sunulacak. K A M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K Sinema emekçilerinin ‘hareketnoktasõ’ Kültür Servisi - Bu yõl ikincisi dü- zenlenen ‘Namus Oyunları Festivali’ 2 konser, 7 performans, 1 okuma tiyatrosu, 2 panel, sergi, sunum ve atölye çalõşma- sõ ile 18 - 27 Kasõm 2009 tarihleri arasõnda garajistanbul’da seyircisi ile buluşuyor. 25 Kasõm “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü”nü de içi- ne alan festival, Avrupa Birliği Kültür Fo- nu destekli “Temps d’Images” projesi ile ortak düzenleniyor. Festival, sadece gös- teriler ile anõlmayõ değil, bir düşünce plat- formu oluşturmayõ da hedefliyor. Farklõ disiplinlerden, meslek grupla- rõndan kadõnlar bir moderatör yönetiminde farklõ açõlardan Türkiye’de kadõn olma- yõ, kişisel deneyimlerini, tüm soru ve ce- vaplarõ ile masaya yatõrõyor, katõlõmcõla- rõnõn kimlikleri ile bu soru ve cevaplar çoğaltõlõyor. Festival bu akşam saat 18.30’da Ka- gider Türkiye tarafõndan düzenlenen “Türkiye’de Kadın Olmak” konulu panelle başlayacak. 20.30’da ise Se- ma’nõn ‘Anneler, Ninniler’ adlõ per- formansõna arp sanatçõsõ Meriç Dönük eş- lik edecek. Sanat eleştirmeni, gazeteci Ay- şegül Sönmez ise etkinlik kapsamõnda her gün garajistanbul’da kadõnlarla konuşa- cak. Sönmez’in konuklarõ ile yaptõğõ ko- nuşmalar gösterilerden yarõm saat önce başlayacak ve garajistanbul seyircisinin tanõklõğõnda olacak. Buluşmanõn sonun- da bu konuşmalar, kendi başõna bir işe dö- nüşecek. Yarõn akşam saat 18.30’da da Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, “Medya ve Nefret Suçları” konulu sunum yapacak, ardõndan Aytül Hasaltun’un ‘Nigar’ adlõ dans gösterisi yer alacak. 20 Kasõm’da Nil Yalter ve Melis Tezhan’ın ‘Chan- tier’ adlõ video performansõ, “Wanda & Nova deviator” konseri ile devam ede- cek etkinlik, 21 Kasõm’da Maja Delak’õn ‘Expensive Darlings” dans tiyatrosu ile sürecek. ‘Cinsiyet Belası, Toplumsal Cinsiyet Kimlikleri Farkındalık Atöl- yesi’ 22 Kasõm’da, ‘Transmedial In- terculltural’ dans videosu ve Tiyatro Ar- tõ grubunun “Metis – The Resurrection” başlõklõ performansõ ise 23 Kasõm’da garajistanbul’da olacak. Monica Cote- riano’nun performansõ, Canan Şenol’un ‘İbretnüma’ adlõ video ve ‘The Story of My Life’ adlõ müzik tiyatrosundan olu- şan ‘Üçü Birarada” başlõğõ altõndaki su- numlar ise 24 Kasõm’da, Övül ve Mus- tafa Avkıran’õn ‘44’ adlõ performansõ, 25 Kasõm’da , ‘Window’ adlõ dans gösteri- si ise 26 Kasõm’da sahnelenecek. ‘Er- keklik İstisnai Bir Durumdur’ başlõk- lõ sergi ise festival boyunca garajistan- bul’da olacak. (http://www.garajistanbul.org) Sadecegösterideğil,gerçek AraGülerdeYıldız’da Etkinlikte Maja Delak’ın ‘Expensive Darlings’dans tiyatrosu da sahnelenecek. Ara Güler’in çalışmaları 20-31 Aralık tarihleri arasında sergilenecek. ‘NAMUS FİLMLERİ FESTİVALİ’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear