28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÖRGÜTÜN tam adı: Yeniden Milli Mücadele... Dayandığı taban: Sağcı gençler... Etkinlik yılları: 60’ların sonu, 70’lerin başı... İdeolojik özellikleri: Anti- komünist, Osmanlıcı, millici, devletçi, yerli İslamcı... Ka- rakteristik özellikleri: Devletin derinliklerinin entelektü- el aygıtı olmuşlardır... ‘Derin sağ’ın okumuş çocukları- dır... Önemli üyeleri: Cemil Çiçek, Ali Müfit Gürtuna, Hü- seyin Gülerce, Aykut Edibali, Atilla Yayla, Melih Gök- çek, Ahmet Taşgetiren, Mustafa Erdoğan... Amacı: Sağcı entelektüel yetiştirmek... Etkinlik alanı: Üniversiteler... Yaklaşımı: Komplocu... 60’lı yılların sonunda, 70’lerin başında etkinliğinin zir- vesinde olan, o dönemlerde ‘Sağın Dev-Genç’i’ falan diye de anılan bu örgütün önemli isimleri, daha sonra hareketten koptu... Hepsi bir yerlere savruldu... Ama savruldukları yerlerde hep ‘sözü dinlenir’, ‘önemli’ kişiler olmayı da başardılar... Şöyle ki: Cemil Çiçek siyaset duayeni oldu... Ali Müfit Gürtuna ayrı baş çekti... Mustafa Erdoğan liberal feylesof oldu... Atilla Yayla hırçın liberal oldu... Ahmet Taşgetiren, kibrini aşırı tevazusuyla gizleyen bir İslamcı yazara dönüştü... Hüseyin Gülerce, Fethullah Gülen Cemaati’nin önemli ismi haline geldi... Melih Gökçek pragmatik oldu... Aykut Edibali 40 yılın küçük partisinin lideri olarak yoluna devam etti... Melih Gökçek’in epeyce hırpalandıktan sonra Tay- yip Erdoğan’ın ağzından ‘Ankara’da Melih Gökçek kar- deşimle yola devam ediyoruz’ cümlesiyle, yeniden AKP’nin Ankara büyükşehir belediye başkan adayı ola- rak ilan edilmesinde birçok unsur rol oynadı... ‘Kılıçdaroğlu’na bir kelle daha vermemek’ mesele- si rol oynadı... ‘Gökçek gibi bir sorunla uğraşmak zorunda kalmamak’ meselesi rol oynadı... ‘Ankara’ya Gökçek’ten daha iyi bir aday bulamamak’ meselesi rol oynadı... ‘Gökçek’in başka bir partiden ya da bağımsız aday ola- rak çıkma ihtimalinden çekinmek’ meselesi de rol oy- nadı... Ama bir mesele daha var: ‘Mücadelecilik kardeşliği...’ Eski örgüt arkadaşlığının yol açtığı dayanışmanın Me- lih Gökçek’in yeniden aday olmasında küçük de olsa mutlaka bir rolü olmuştur... ‘Mücadeleciler’in, biraz ma- sonik bir tarafı vardır... Yolları ayırsalar, örgütü bırak- salar da birbirlerini tutmaya devam ederler... Mesela... Cemil Çiçek’in AKP içinde Melih Gökçek’in yeniden aday gösterilmesi için verdiği uğraş, bu türden bir kardeşliğin ürününden başka bir şey değildir... Mesela... Eski ‘Mücadeleci’, yeni ‘Fethullahçı’ Hüseyin Gülerce’nin Gökçek’e verdiği desteğin arkasında eski örgüt arkadaşlığının izlerini bulabiliriz... Mesela... Ahmet Taşgetiren gibi ‘ilke abidesi’ gö- rüntüsü veren bir İslamcı yazarın, Melih Gökçek’i can- la başla savunan yazılar yazmasında da ‘Mücadeleci- lik kardeşliği’nden başka bir husus rol oynamaz... Yoksa... 15 yıl boyunca ideolojik kimliğine dair tek bir sözcük etmeyen, başörtüsü konusunda sesini çıkar- mayan, pragmatikliğin kitabını yazan, sağcılığın en re- zil taraflarını sergilemekten çekinmeyen, ihale dağıtan, yeniden koltuğu kapmaya motive olan bir Melih Gök- çek’e, bu isimler neden bunca destek versin ki? Bizim ‘eski camia’, biraz böyledir... Bir tarafta ‘İskenderpaşa Dergâhı’ kardeşliği vardır... ‘Dergâhtan olsun da isterse odundan olsun’ sloganı iş- ler orada... Bir tarafta ‘Eski MTTB’li kardeşliği’ vardır... Birbirle- rini kollarlar... ‘Menzil kardeşliği’ de vardır... Bugünlerde nabzı Sağlık Bakanlığı koridorlarında atıyor... ‘Nurcu kardeşliği’ de vardır... Sonuna kadar kollamaya dayalı... ‘Fethullahçı kardeşliği’ni bilmem saymaya gerek var mı? İnsan şu göz yaşartıcı dayanışma örneklerini görün- ce ister istemez şöyle diyor: ‘Keşke vaktiyle ben de şu gruplardan birine girip bi- raz sebat etseydim yahu.’ Sevgili okurlarım, yukardaki yazıyı ben yazmadım. İktidar kadrolarını “içerden” bilen Ahmet Hakan 2 Ocak tarihinde yazdı; kendilerine “liberal” sıfatını ya- kıştırıp Atatürk’e ve laikliğe saldıranların maskelerini de düşürerek… İşte AKP’nin tüm toplumu pençesine almış olan “gü- cü merkezileştirme” ve kötüye kullanma süreci böyle işliyor. Gücün merkezileştirilmesi ve kötüye kullanılma- sı süreci tüm toplumla birlikte medyayı da öylesine bun- altıyor ki, iktidar yanlısı Sabah’ın beyefendi Genel Ya- yın Yönetmeni Ergun Babahan bile, Türk basınını “Ren- gini, tadını, özgürlüğünü giderek yitiren basın” diye ni- teleyerek ve “Ben de memur bir yayın yönetmeni olmayı istemedim” diyerek istifa etti. ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org 8 OCAK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 MEDYA NOTU EMRE KONGAR Türkiye’yi Kimler, Nasıl Yönetiyor? Melih Gökçek ve Ergun Babahan MEB’den öğretmene yeni darbe ZEYNEP ŞAHİN Milli Eğitim Bakanlõğõ (MEB), öğretmenlerin özür durumuna bağlõ yer değiştirmelerinde “il em- ri” uygulamasõnõ kaldõrdõ. Eş durumu, sağlõk so- runlarõ, eğitim gibi nedenlerle tayin isteyen bin- lerce eğitimciyi mağdur edecek yeni uygulama- da, öğretmen istediği yere bakanlõk “ihtiyaç yok” dediği için geçiş yapamazsa, “ücretsiz izin” almak zorunda kalacak. Eğitim-İş düzen- lemenin iptali için dava açacak. MEB Personel Genel Müdürlüğü, “Öğret- menlerin Özür Durumuna Bağlı Yer Değiş- tirme Kılavuzu”nu yayõmladõ. Kõlavuza göre, il- ler arasõ yer değiştirmek isteyen öğretmenlerden, istedikleri ilde branşlarõ bazõnda öğretmen ihtiyacõ olmadõğõ takdirde başka bir dönemde yeniden yer değişikliği istemeleri ya da ücretsiz izin almala- rõ söyleniyor. Daha önceden uygulanan “il em- rinde tayin”i kaldõran bakanlõğõn, binlerce eği- timcinin mağdur olmasõna neden olacağõna dik- kat çekiliyor. Cumhuriyet’e konuşan özür durumuna bağlõ yer değiştirme bekleyen eğitimciler, ne yapa- caklarõnõ bilemediklerini vurgulayarak “Sadece birkaç okul açacaklar, oraya da istediklerini gönderecekler. Kalanlara da başınızın çaresi- ne bakın denilecek” sözleriyle sõkõntõlarõnõ dile getirdi. Gerekli hazõrlõklarõ tamamladõktan sonra konuyu yargõya taşõyacak olan Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adıbelli ise il emrinin kaldõrõlmasõnõn ne- den olacağõ sõkõntõlarõ şöyle sõraladõ: En önemli nokta il ve ilçe milli eğitim mü- dürlüklerinin okullarõn gerçek norm kadrolarõnõ gösterip göstermeyeceği. Bundan önceki atama ve özür grubu tayin dönemlerinde okullar açõk gös- terilmeyip ya ücretli öğretmen çalõştõrõldõ ya da il- ler arasõ tayin ile gelen öğretmenlerden “hamili kart yakınımdır” ayrõcalõğõna göre öğretmen gö- revlendirmeleri yapõldõ. Sağlõk özründen tayin isteyen bir öğretme- nimizin tayin istediği yerde, branşõnda öğretmen ihtiyacõ yok diye sağlõk problemleri yaşamasõ sos- yal devlet anlayõşõnõ tamamen yok eder. Kõlavuzda yer değiştirenlerin aynõ dönem- de yeniden talepte bulunamayacağõ belirtiliyor. Bu da yeni ortaya çõkacak özür durumlarõnõ yok say- mak ve yeni mağduriyetler oluşturmak demektir. Yüksek lisans ve doktora yapan öğret- menlerin YÖK’e gidip gelebileceği, eğitim- lerini sürdürebileceği yerlere atanmasõ gere- kir ama çoğu atama buna uymuyor. Bu kõla- vuzla daha da zorlaşacak. SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk CEHALET KOL GEZİYOR... İl emrine atama uygulamasõnõ kaldõran Milli Eğitim Bakanlõğõ, binlerce eğitimciyi mağdur edecek. Özellikle sağlõk özrüne bağlõ yer değiştirecek öğretmenleri ciddi sõkõntõlar bekliyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Geçirdiği beyin kanamasõ sonucu Ege Üniversitesi (EÜ) Tõp Fakültesi Beyin Cerrahisi Anabilim Dalõ Yoğun Bakõm Servisi’ne kaldõrõlan İzmir Baro Başkanõ Nev- zat Erdemir’in be- yin ölümünün ger- çekleştiği bildirildi. Erdemir’in beyin ka- namasõ geçirmesinin ardõndan kaldõrõldõğõ Ege Üniversitesi Has- tanesi’ne akõn eden İzmir Barosu’na ka- yõtlõ avukatlarõn yanõ sõra kamu kurum ve kuruluşlarõnõn üyeleri büyük üzüntü yaşadõ. EÜ Tõp Fakültesi Beyin Cerrahisi Anabilim Dalõ doktorlarõ tarafõndan ya- põlan ilk açõklamada, Erdemir’in, ya- şamsal tehlikeyi atlatamadõğõ, cerrahi müdahale için beyindeki kanamanõn durmasõnõn beklendiği belirtilmişti. Erdemir’in beyin ölümü gerçekleşti Muhabirimize gözdağõAMASYA (Cumhuriyet) - Amasya’da yerel yayõn yapan Yorum gazetesi, gazetemizde 2 Ocak’ta “Alevi köyüne zor- la cami” başlõğõyla yayõmla- nan haberden dolayõ Amasya muhabirimiz Mehmet Menek- şe’yi hedef gösterdi. Amasya’da Alevi köylerine baskõyla cami yapõldõğõna ilişkin haberin ardõndan Menekşe’yi hedef alan gazetede “Bu mille- ti dil, din, ırk ve mezhep ola- rak ayırmak isteyenler emel- lerine ulaşamayacak” başlõğõ ile çõkan yazõda muhabirimiz bö- lücü gibi gösterilmek istendi. Yazõda şu ifadeler kullanõldõ: “Amasya’da daha önce Alevi ve Sünni vatandaşlar arasın- da uçurumlar yaratmak ve kardeşi kardeşe düşman et- mek isteyen gazeteci kimliği al- tına gizlenen kişiler yine o çirkin yüzlerini gösterdiler. Geçtiğimiz gün ulusal bir ga- zetede ‘Alevi Köyüne Cami Açtõlar’ haberi yapanlar aca- ba Türkiye’nin bir bütün ol- duğunu unuttular mı? Hangi köyümüzün başında ‘bu Alevi köyüdür, bu Sünni köyüdür’ di- ye yazar. Misakı Milli sınırlar içerisindeki her bir karış Türk toprağıdır. Bu vatan toprağı üzerinde yaşayan Türk mille- tini bölmeye çalışanlar emel- lerine ulaşamayacaktır.” ‘Tahamülleri yok’ Menekşe, Yorum gazetesinde çõkan haberle ilgili yasal işlem başlatacağõnõ belirtirken, Pir Sul- tan Abdal Kültür Derneği Tokat Şube Başkanõ Muharrem Erkan da Aleviler ile ilgili haberlere da- hi tahammülü olmayanlarõn bas- kõlarõnõ sürdürdüğünü ifade etti. İZMİR BARO BAŞKANI CMYB C M Y B Avrupa Yıldız Bayanlar Voleybol Şampi- yonası Eleme Grubu’ndaki Türkiye - İsra- il maçı öncesi Antalya Atatürk Spor Salonu’nun önünde toplanan bir grup taraftar, İs- rail’i Gazze’ye yönelik saldırıları nedeniyle protesto etti. Aralarında kadın ve çocukla- rın da bulunduğu grup polis tarafından durduruldu. Türkiye’nin İsrail’le maç yapma- masını isteyen grup slogan attı. Maçın seyircisiz oynatılmasına da tepki gösteren bu grup- polis barikatını aşmaya çalıştı. Ancak polis, kalabalığın salona girmesine izin vermedi. MAÇ ÖNCESİ GERGİNLİK Fotoğraf:AA Eski Bakan Durmuş: Kayıt dışı para toplanıyor ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - AKP hükümeti, ilaç alõm protokolü konusunda muha- tabõ olan Türk Ec- zacõlar Birliği’ni köşeye sõkõştõrõp, devre dõşõ bõrak- mak için arayõş başlatõrken, muha- lefetten tepkiler de sürüyor. Eski Sağ- lõk Bakanõ Osman Durmuş, ec- zacõlarõn eylemlerinde sonuna kadar haklõ olduğunu belirterek AKP hükümetinin, “ilaç kuy- ruklarını gizlemek” için de ec- zacõlarõ kullandõğõna dikkat çek- ti. AKP’nin yeni Sosyal Güven- lik ve Genel Sağlõk Sigortasõ Yasasõ’yla getirilen “muayene katılım payı”nõ eczacõlar aracõ- lõğõyla toplamaya başladõğõna dikkat çeken Durmuş, “Devlet, en küçük alacağı karşılığında makbuz vermek zorundadır. Ama eczacılar aracılığıyla toplanan katılım payları ko- nusunda vatandaşa makbuz verilmiyor. Bir anlamda ecza- cılar vatandaştan makbuzsuz para topluyor” dedi. “Aslında kayıt dışı AKP hükümeti, ec- zacılara kayıt dışı para topla- tıyor” diyen Durmuş, eczane- lerden toplanan paralarõn mikta- rõ ve nerelerde kullanõldõğõ ko- nusunda kamuoyunun aydõnla- tõlmasõ gerektiğini belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear