28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 2009 PAZAR 10 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B CHP’ninAnkaraBüyükşehirBelediyeBaşkanadayõMuratKarayalçõn’danAKP’libelediyeyeağõreleştiriler: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ için CHP’nin adayõ SHP’nin eski Genel Başkanõ Murat Karayalçõn’la Çevre Sokak’taki CHP’nin eski genel merkezindeyiz. Karayalçõn, Melih Gökçek’in yeniden aday olmasõna memnunlukla bakõyor. “Bir dönemin sonu geldi. 20 yõl öncesi gibi sosyal demokratlar yeniden bütün Türkiye’de kazanacak” diyor. Bir de Melih Gökçek’i ağõr biçimde eleştirerek, “Gökçek yönetimi Ankaralõlardan topladõğõ peşin paralarõ BOTAŞ’a ödemeyip bütün Türkiye’nin doğalgazõna yüzde 82.5 zam yapõlmasõna neden olduğu için kamu suçu işlemiştir” diyor. - Sizce Tayyip Erdoğan Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeki bütün bu yolsuzluk söylentileri ve ortaya çıkan kimi gerçeklerden sonra ne amaçla Melih Gökçek’i yeniden büyükşehir belediye başkan adayı olarak gösterdi? M.K.- Ankara için son derece sõkõntõlõ, olumsuz bir durum ortada görünüyor. AKP yönetimi görevdeki bütün büyükşehir belediye başkanlarõnõ aday gösterdi ya da göstermedi. Adana Belediye Başkanõ (Aytaç Durak), biliyorsunuz istifa etmişti. Ama onun dõşõndaki mevcut büyükşehir belediye başkanlarõnõn tümünün aday olduğunu açõkladõ. Ama Ankara, İzmir ve Adana’nõn adaylarõnõ nedense açõklamakta gecikti. Üstelik Ankara’da üç dönemdir AKP’den belediye başkanlõğõ yapmakta olan birisi var. Son ana kadar bekleyip bu kişinin adaylõğõnõn açõklanmasõ, aslõnda bir anlamda istiskaldir. Sanki ayakkabõlar kapõnõn önüne konmak istenmiştir de son anda bu işten dönülmüştür. Üç dönem belediye başkanlõğõ yapmõş bir kişinin son ana kadar adaylõğõnõn açõklanmamasõ başka şekilde yorumlanamaz. Üç dönem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ yapmõş bir kişinin bu işlem karşõsõnda sessiz kalmasõ, sineye çekmesi doğrusu içe sindirilebilecek bir durum değildir. “Bu durum seni ne ilgilendiriyor?” denebilir. Ama burasõ aynõ zamanda başkent belediyesidir. Sayõn Gökçek de başkentin belediye başkanõ. O nedenle ben bu işlemin çok ağõr olduğunu düşünüyorum. Bu AKP için de Gökçek için de vahim bir durum. Hatta sonun başlangõcõ. Aslõnda sonun ilanõ. Bir dönemin sonunun AKP tarafõndan da görülmesi. Ama yapacaklarõ da bir şey yok. Akıl almaz ayak oyunları - Anlaşılan Melih Gökçek ilginç bir kişilik. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu o ünlü televizyon programından sonra, “O kadar çok şeyi deşifre ettim ki, bundan sonra koruma istemem gerekecek” dedi. Sizce Kılıçdaroğlu bu sözlerle ne demek istedi? - Ortada çok önemli iddialar var. Bunlarõn kimisi kanõtlanabilir, kimisi de kanõtlanamaz nitelik taşõyor. Ama bu seçim süreciyle ilgili tartõşmalarõn sabote edilmesi bağlamõnda çok ilginç görüntüler sergilendiğine tanõk oluyoruz. Kurban Bayramõ’nda Ankara’ya yeni katõlan ilçeleri ziyaret ettik. Çubuk ve Pursaklar ziyaretimizde arabalara bindirilmiş sekiz-on genç, yanlarõnda Ses televizyonunun olduğu söylenen kameramanõyla birlikte geldiler. Orada eylem yaptõlar. Bu bir hazõrlõğõn ifadesi. Sayõn Baykal’la CHP’nin genel merkezinde bir basõn toplantõsõ düzenledik. Basõn toplantõsõna gazeteci olmayan birisi geldi. Televizyon kameralarõnõn önünde Sayõn Baykal’a , “DEHAP’la ittifakınız mı söz konusudur?” sorusunu sordu. Bu gazeteci olmayan kişinin kimliği de bulundu. Belediye çevrelerine yakõn bir kişi olduğu ortaya çõktõ. Bakõn, bu kişi CHP’nin akõllõ binasõna gelebiliyor. Bütün bunlar Sayõn Kõlõçdaroğlu’nun rahatsõz olmasõna ve böyle bir yorumda bulunmasõna muhtemelen neden olmuştur. Belki Sayõn Kõlõçdaroğlu’nun başka bildikleri de vardõr. Ama gelen duyumlar, Ankara’da salt bir belediye seçimi süreci olmaktan çõkarõyor. Klasik anlamda siyasi olmayan bir iktidar mücadelesinin Ankara’da verildiği anlaşõlõyor. Tabii bizim de çalõşmamõzõ bu anlayõş çerçevesinde yürütmemiz gerekiyor. Bu seçimin temel niteliklerini de Ankaralõ hemşerilerimize net olarak anlatma zorunluluğu ortaya çõkõyor. - Neyi anlatıyorsunuz? - Bunun CHP, MHP ya da başka partilerin işi olmadõğõnõ, bütün Ankaralõlarõn bu ittifaka katõlmalarõnõn gerekli olduğunu söylüyor ve herkesi Ankara için birlikteliğe davet ediyorum. Ekonomisi geriletilen, havasõ, suyu kirletilen, insanlarõ yoksullaştõrõlan, trafiği kördüğüm hale getirilen, kimliği kaybettirilen bir kent var önümüzde. Bu kentin kaybedilmiş itibarõnõ iade edebilmeliyiz. Başkentimizi yeniden itibarlõ bir kent haline getirebilmeliyiz. Bu kentte yaşayan insanlarõ yeniden hemşerileştirebilmeliyiz. Aslõnda bu çok iddialõ bir proje. Bir yandan bu kentteki yanlõşlõklarõ giderebilmeliyiz. Acil tedavi programõ hazõrlayabilmeliyiz. Bir yandan da bu dediklerimi gerçekleştirebilmeliyiz. Söylem ve tavrımızı değiştirdik - Aslında neredeyse 1989 seçimlerinden beri ilk kez Ankara’da bütün sol sizin isminiz çevresinde toplandı. Bunu neye borçlusunuz? - Evet. Öyle oldu. Ben bütün siyasi yaşamõm boyunca solun bir araya gelmesi için çok büyük bir çaba harcadõm. Ayrõca sadece Türkiye solunun bir araya gelmesi için bir tasarõm geliştirmedim. Dünya deneyimini de anlamaya çalõştõm. İtalya deneyimini çok yakõndan izledim. Romano Prodi’yle görüştüm. Biz uzun yõllar solda bir ittifak kuramadõk. Ama bu kez farklõ yaklaştõk. Çoğu kişi, bu yerel seçimlerde AKP’nin gerilemesi, geriletilmesi gerektiğini düşünüyor. Ben de onlardan birisiyim. Bunun yapõlabilmesi için de herkesin kendisine göre bir doğrusu, bir çözümü var. Benim de kendime göre bir çözümüm vardõ. - Neydi o çözüm? - Diyordum ki: Bunun yapõlabilmesi için herkes bir araya gelmelidir. Bir partinin oy oranõ yüksektir, düşüktür, denilmemelidir. Oy oranlarõ ne olursa olsun, bir birliktelik tesis edilmelidir. Protokoller imzalanmalõdõr. Ortak programlar hazõrlanmalõdõr. Yerel örgütlerde tartõşõlmalõ ve benimsenmelidir. Adaylarõn çõkarõlmasõnda ortak süreçler işletilmelidir. Ama aynõ tavrõ koruyarak ve aynõ söylemi kullanarak sonuca gidemediğimi gördüm. AKP’nin geriletilmesi, devrilmesi için başkalarõnõn da tavõrlarõ, söylemleri var. Ama onlar da sonuca gidemiyorlar. O zaman sonuca gidebilmek için ya tavrõ, ya söylemi ya da ikisini birden değiştirmek gerekiyordu. Aksi takdirde bu böyle devam edecekti. Bu durumu dikkate alarak kendi içimde bir karar aldõm. Dedim ki: Tavrõmõ, söylemimi, gerekirse ikisini birden değiştirebilmeliyim. 12 Ekim günü SHP Genel Başkanõ olarak Ankara’da Türkiye İnşaat Mühendisleri Odasõ konferans salonunda bir büyük toplantõda konuşma yaptõm. Bu konuşmada SHP’nin yerel yaşam programõnõ açõkladõm. Bana göre bu, son yõllarõn en güzel programõdõr. Salon çok kalabalõktõ. Herkesin de oraya SHP’nin yerel yaşam programõnõ dinlemeye gelmediğinin farkõndaydõm. Konuşmamõn bir noktasõnda şunlarõ söyledim: “Şimdi konuşmamı SHP Genel Başkanı olarak bitiriyor ve Ankaralı Murat Karayalçın olarak sesleniyorum. Önemli olan, bu yönetimin Ankara’nın başından alınmasıdır. Murat Karayalçın’ın aday olup olmamasının hiçbir önemi yoktur. Bu işin SHP’si, CHP’si, DYP’si, MHP’si de yoktur. Bunu yapabilmek için nerede durmam gerekiyorsa orada duracağım. Nerede bulunmam gerekiyorsa orada bulunacağım.” Böylece yeni bir söylemi ve tavrõ benimsemeye hazõr olduğumu ifade ettim. 14 Ekim akşamõ Sayõn Baykal evime telefon etti ve ertesi sabah CHP Genel Merkezi’ne çay içmeye davet etti. Ben de gittim. Orada kõsa sürede bir birlikteliği sağladõk. Sonra da bunu ilan ettik. - İyi de, SHP teşkilatından kendilerine danışmadan bu kararı almanız nedeniyle hiç tepki almadınız mı? - Bununla ilgili olarak daha sonra SHP içinden eleştiriler geldi. Arkadaşlarõm sitem ettiler. “İnsan bir konuşur, danışır, konuyu PM’ye getirir. Hepten karşı değiliz ama hiç olmazsa bundan bizim de haberimiz olsaydı” dediler. Ama ben bu tür kararlar alõnõrken farklõ bir sürecin işletilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Zaten eskisinden farklõ bir noktaya gelmemizin nedeni de bu. Sayõn Baykal’la ne öncesini tartõştõk ne sonrasõna ilişkin taahhütlerde bulunduk. Sadece Ankara ve birkaç yerle ilgili bir nokta mutabakatõna vardõk. El sõkõştõk. Deniz Bey de bunlarõ PM ya da MYK’yle konuşmamõştõ. Nokta mutabakata varmanõn bizi yüce hedeflere doğru taşõmasõ da söz konusu olabilir. Nitekim Ankara’da bu oluşuyor. Buradan DSP’ye de çok müteşekkir olduğumu da ifade etmek isterim. Tabii ki ÖDP’ye de… Bu durum Ankara için güç birliği çağrõsõnõ daha da güçlü kõlmaya başladõ. Çünkü bizim insanõmõzõn, “Oyum ziyan olur mu?” endişesi böylece ortadan kalkamaya başladõ. 1994’ten bu yana ilk kez böyle bir birliktelik ortaya çõktõ. Bu bir kar topu etkisi yapmaya başladõ. - Peki, karşınızda Melih Gökçek’in aday olması sizi kaygılandırmıyor mu? - Aksine. Bu güç birliğinin kar topu etkisi halini almasõnda Sayõn Gökçek’in ciddi katkõlarõ oluyor. Aslõnda Sayõn Kõlõçdaroğlu’na mõ yoksa Sayõn Gökçek’e mi, yoksa ikisine birden mi teşekkür etmeliyim? Herhalde Sayõn Uğur Dündar’a da. O son “düello” tabir edilen programõn ben çok hayrõnõ gördüm. Bu durumdan çok memnunluk duyuyorum. Gökçek yönetimi doğalgaz paralarõnõ buharlaştõrdõ - Peki, Ankara halkına belediye tarafından kalitesiz kömür dağıtılması yüzünden kentin kirlenen havası için bir mühendislik projesi geliştiriyor musunuz? - Bunun için hiç mühendislik projesine gerek yok. Kafayõ temizlemek gerekir. Ben şunu önermiştim: Yoksul insanlarõmõzõn kõşõn õsõnmalarõnõ sağlama konusunda Ankara’nõn kasõm, aralõk, ocak, şubat aylarõnda doğalgaz fiyatõ indirilsin, sübvanse edilsin. Ankara’nõn doğalgaz şebekesini kullanan 1.1. milyon abone var. Ankara’da tüm evlere doğalgaz götürülüyor. Sayõn Başbakan, gazetelerde yayõmlanan hava kirliliği fotoğraflarõnõ görünce, “Oraya doğalgaz gitmiyordu” diye eleştirdi. Ankara’da hemen hemen her yere doğalgaz gidiyor. Isõnmak için linyit, niteliksiz kömür dağõtmasõnlar. Isõnmak için doğalgaz fiyatõnõ indirsinler. 18 Aralõk günü Sõhhiye’de hava kirliliği ölçümlemesine göre 300 mikrogram/metreküp olmasõ gereken oran, 5070 mikrogram/metreküp çõktõ. Ankara’da mutlaka doğalgaz kullanõlmasõ gerekiyor. Ama Melih Gökçek yönetimi doğalgaz şebekesini sattõ. Bunun satõşõ Ankara için düşünülebilecek en vahim hatadõr. Doğalgaz stratejiktir. Bunun stratejik olmasõ demek, o malõn alternatifinin olmamasõ demektir. Stratejik mallar da özelleştirilemez. Stratejik mallar ticaret konusu edilemez, satõlamaz. Ama sattõlar. - Bir de belediyenin BOTAŞ’a olan doğalgaz borçları ne oldu? - 1996 ile 2007 Mayõs ayõ arasõnda geçen 11 yõl içinde bu belediye yönetimi halktan peşin olarak topladõğõ doğalgaz paralarõnõ BOTAŞ’a yatõrmadõ. Bu inanõlmaz bir iş. Bu her şeyden önce kamu suçu. Ne yaptõğõnõ bilmiyoruz. Ama bu parayõ yatõrmadõ. Sonuçta da BOTAŞ’õn çok büyük sorunlarõ ortaya çõktõ. Bu olunca 2008’de bütün Türkiye’de doğalgaza yüzde 82.5 oranõnda zam yaptõlar. Sonra da sõkõlmadan bu zammõn dünya doğalgaz fiyatlarõyla ilişkisini anlattõlar. Dünya doğalgaz fiyatlarõndaki artõş yüzde 40, Türkiye doğalgaz fiyatlarõndaki artõş yüzde 82.5. Yani Ankara Belediyesi Ankaralõlarõ ve Türkiye’yi ikili olarak zora soktu. Hem peşin olarak topladõğõ parayõ BOTAŞ’a yatõrmadõ hem de doğalgaza yüzde 82.5 zam yaparak bütün Türkiye’yi zora soktu. - Burada şunu sormak istiyorum. Haberlere göre Melih Gökçek televizyon programına çıkmadan önce Uğur Dündar’dan malvarlığı konusuna girilmemesini istemiş. Uğur Dündar da bunu kabul etmiş. Acaba Melih Gökçek neden malvarlığı konusuna girilmesinden çekinmiş olabilir? - Hangi duyarlõlõk, hangi gerekçeyle bunu istediğini bilmiyorum. Ama bir kamu yöneticisinin malvarlõğõnõn açõklanmasõnõn törensel bir yanõ olmadõğõnõ düşünüyorum. Bir kamu yöneticisinin malvarlõğõ sürekli olarak kamunun gözünün önünde bulunmalõdõr. Ben zaten oradan hareketle diyorum ki: Malvarlõğõm sürekli olarak internet sitesinde sergilenecektir. Belediye meclisi toplantõlarõ naklen yayõmlansõn. Yani Ankaralõlar belediye meclisinde neyin konuşulduğunu, hangi plan tadilatõnõn kimin tarafõndan önerildiğini, kimin tarafõndan desteklendiğini izleyebilmeliler. İmar komisyonunda alõnan kararlarõn sonuçlarõnõ görebilmeliler. Belediye meclisi kararlarõ Resmi Gazete gibi belediyenin internet sitesinde yayõmlanacaktõr. Sokak sokak imar planõ, imar durumu gösterilecek ve bu bir şehir efsanesi olmaktan çõkacaktõr. Bütün bunlar da düz Ankaralõnõn anlayabileceği dille yazõlacaktõr. Doktor reçetesi gibi olmayacaktõr. Türkiye Başbakanõ’nõn ulusa sesleniş programõ gibi ben de hemşeriye sesleniş diye bir programõ başlatmayõ taahhüt ediyorum. Yani bu programda Ankaralõlar kentlerinde ne olup bittiğini izleyeceklerdir. Ankara Kurultayõ adõnõ verdiğim bir platformu toplamayõ öngörüyorum. Ankara Kurultayõ Ankara’nõn başkent olduğu 13 Ekim’in içinde bulunduğu haftada toplanacaktõr. Ankara’daki tüm sivil toplum kuruluşlarõnõn temsilcileri bu kurultaya çağõrõlacaktõr. Oraya ben belediye meclisine sunmadan önce bütçemi sunacağõm. Orada dileyen eleştirisini yapacak, önerisini getirecek. P O R T R E MURAT KARAYALÇIN 1943 Samsun doğumlu. Yükseköğrenimini A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat - Maliye Bölümü’nde yaptõ. DPT’de uzman yardõmcõsõ ve uzman olarak çalõştõ. İngil- tere’de kalkõnma ekonomisi üzerine lisans derecesini aldõ. Kent-Koop’un kurucularõ arasõnda yer aldõ. 1981-91 ara- sõ Kent-Koop Genel Başkanlõğõ’nõ yürüttü. SHP’den An- kara Büyükşehir Belediye Başkanõ oldu. 1993’te SHP Ku- rultayõ’nda genel başkan seçildi. DYP-SHP koalisyon hü- kümetinde Başbakan Yardõmcõsõ, Devlet Bakanõ ve Dõşiş- leri Bakanõ olarak 1994-95 arasõ görev yaptõ. 1999 yerel seçimlerinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ’na adaylõğõnõ koydu ama kazanamadõ. Aynõ yõl CHP kurulta- yõnda genel başkanlõğa adaylõğõnõ koydu ama başarõlõ olamadõ. CHP ’den istifa etti. 2002’de SHP’yi kurdu. Ge- çen aylarda da SHP Genel Başkanlõğõ’ndan istifa edip CHP’den Ankara Büyükşehir belediye başkan adayõ oldu. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU - Ya sayaçların fahiş fiyatları? - Bu da çok önemli bir tartõşma konusu. Sayõn Kõlõçdaroğlu bununla ilgili iddialarõnõ anlatamamaktan yakõnõyor. Gerçi halk sonucu çõkardõ ama iddia sahibi olarak Sayõn Kõlõçdaroğlu, “Bunu anlatmama fırsat verilmedi” diyor. 92 dakikalõk programda Kõlõçdaroğlu 23, Uğur Dündar 23, Gökçek 46 dakika konuşuyor. Ayrõca Kõlõçdaroğlu’nun konuşmasõnõ 53 kez kesti. Belli ki bu anlattõrmamaya dönük bir tavõr. Bir de şu anda Türkiye’nin en pahalõ doğalgazõ Ankara’da satõlõyor. Yani ne tarafõndan bakarsanõz bakõn Ankaralõlar kõskaç altõnda. - Ama 1994’ten beri de Ankaralılar Melih Gökçek’e oy vermiyor mu? - Bu Ankaralõlarõn değil, biz sosyal demokratlarõn suçu. Çünkü çok sayõda aday çõkarõyoruz ve oylarõ bölüyoruz. Böylece de Ankara Belediyesi’ni Sayõn Gökçek’e armağan ediyoruz. Ama artõk bitti. - Sizinle yaptığımız geçmiş bir söyleşide 1989 yerel seçimlerinde olduğu gibi 2009 yerel seçimlerinde de sosyal demokratlar belediye oylarını silip süpürecek, demiştiniz. - Öyle olacağõnõ görüyorum. O söyleşide söylediklerime şimdi daha fazla inanõyorum. İşlerin bu noktaya gelmesinde benim de yanlõşõm olabilir. Hemşerilerim, “1994’te bıraktın. O yüzden böyle oldu” diye çok eleştiriyorlar. Ben de, “Ben olsaydım da durum değişmeyecekti. Çünkü 1989’da tek adaydım. 1994’te birkaç aday çıktı. Daha sonraki seçimlerde de hep öyle oldu. Şimdi yeniden bir tek aday söz konusu. O nedenle sonuç alacağımıza inanıyorum” diyorum. BOTAŞ’a borç taktõklarõ için bütün Türkiye’de doğalgaza yüzde 82.5 zam yaptõlar, sonra da bunu dünya fiyat artõşlarõna bağladõlar. Oysa dünyadaki artõş yüzde 40. Aldõğõmõz duyumlara göre Ankara’da sadece bir belediye seçimi süreci yaşanmõyor. Klasik anlamda siyasi olmayan bir iktidar mücadelesinin yaşandõğõ anlaşõlõyor. Gökçek kamu suçu işledi Ankara’yı bölünmüş sol AKP’ye armağan etti Kamuyöneticisinin malvarlõğõseffafolmalõ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear