Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
4 EYLÜL 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
soner@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
İktidarda Muhalefet
AKP, ikinci dönem çoğunluk iktidarında, ağızla-
rından düşürmedikleri yüzde 47 oy, çarpık demokratik
düzenimiz sayesinde millete sorumlu olmak yerine
parti başkanına köle milletvekilleri, yönetimleri ele ge-
çirilmiş tüm kamu kurum ve işletmeleri, Cumhur-
başkanlığı, YÖK.. fethedilmiş, iktidarın mutlak emrinde
özerk kurumlar.. baş döndürücü bu mutlak iktidarın
bir sorumluluğu da olmalı değil mi?
Başta Başbakan Erdoğan, bakanlar, parti so-
rumluları, kamu adına olumsuz giden, doğrudan so-
rumlu oldukları tüm işlerde en keskin muhalefet söz-
cülerinden daha keskin muhalefet yapar konumda-
lar. İşin içinden öylesine ustaca sıyrılıyor, hesap ver-
mek durumunda oldukları gidişte olup bitene ilişkin
öylesine güzel kafa karıştırıyorlar ki...
Şu İzmir’in halkın sağlığı için sorun olan suyu üze-
rine yine Başbakanımız belediyeyi suçlayan inciler
döktürdü. Zaten valimiz okulların açılışını fırsat bilip
halkta sözde çocukların sağlığını gözeterek mus-
luklardan akan suyun içirilmemesi uyarısını yaparken
seçtiği sözcüklerle, sanki suç işleyen belediyeye kar-
şı vatandaşı korur edasındaydı. Önümüzdeki yerel se-
çimlerde AKP, kendisi için kompleks konusu olmuş
Gâvur İzmir’i ele geçirmeye, belediye başkanlığını al-
maya öylesine tutkulu, gözü kararmış ki... Halkın sağ-
lığı, suyu üzerinden oynanan oyun öylesine kirli ki...
İzmir gibi büyük bir kentin suyu, halkının sağlığı,
yaşamsal sorun, kuraklık gündemde iken, halka te-
miz içme suyu verememekten birinci elden gerçek-
ten kim sorumludur? Uygulamanın başında olan be-
lediyelerin sorumluluğu elbette bir kenara atılamaz.
Ancak bu türden bir sorun belediyenin boyunu
aşar, ülke çapında gerçek tek sorumlu iktidarın ta ken-
disidir. Ne Başbakan Erdoğan, ne de iktidarın ilde-
ki temsilcisi Sayın Vali’nin sorumluluğu belediyeye ata-
rak konuşma hakları, yetkileri yoktur. Meğer ki ikti-
dar üzerine düşen tüm görevleri yapmış, sorumlu be-
lediye yönetimi kaytarmış olsun...
İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, Baş-
bakan’ın son suçlamacı açıklaması üzerine gönder-
diği kimi notları sizlerle de paylaşmak istiyorum. Çün-
kü vatandaş, güdümlü medya yüzünden bu ka-
muoyuna yapılmış açıklama içeriğinden olup biteni
anlamaktan, algılamaktan çok uzakta...
İzmir Belediyesi kamu adına bu işlerde birinci de-
receden iktidarın sorumluluğunda DSİ’ye en son 2007
Aralık, 2008 Mart aylarında geniş bir raporu içeren
dosya göndermiş. Su sorununa ilişkin projeler ve öne-
rilerinden, iktidara, DSİ’ye düşen sorumluluklardan
söz etmiş. İzmir’in acil su sorunu olmadığı, projele-
rin de bu nedenle aciliyetinin bulunmadığı yanıtları gel-
miş. Şimdi yüz yüze kalınan, halkın sağlığını tehdit
eden tablodan birinci dereceden sorumlu, suçlu kim
miş? Devam edelim:
Sayısız yargı kararı ile üretimleri durdurulan, AKP
iktidarının inatla çalıştırılmalarını istediği altın madenleri
işletmeleri, İzmir’in su havzaları üzerinde. İzmir’in su-
yunu en çok onlar tehdit ediyor. AKP iktidarında al-
tın madenlerinin işletilmesi için istenen ÇED rapor-
ları bir çırpıda çıkarılıyor. Ancak İzmir Belediyesi’nin
su sorununu kendi olanakları ile çözme çabalarında
istediği su havzası projelerinin onayları, ÇED rapor-
ları bir türlü gelmiyor.
Çamlı, Bostanlı, Değirmendere barajları projeleri-
nin yaşama geçirilebilmesi için Çevre ve Orman Ba-
kanlığı’nın onay vermesi gerek. AKP iktidarının so-
rumlu bakanlığı gereken onaylarda görevini yerine ge-
tirmiyor, İzmir Belediyesi düşman elinde, Gâvur İz-
mir’in halkı düşman, cezalandırılıyorlar. Sonra da yüz-
leri hiç kızarmadan halkın karşısına çıkıp iktidar so-
rumluluklarının ötesinde suçlu oldukları sonuçtan İz-
mir Belediyesi’ni suçlayarak önümüzdeki seçime yö-
nelik rant toplamaya çalışıyorlar. Açıkçası İzmir hal-
kını tehdit ediyorlar: “Oyunuzu bizim iktidar adayımıza
vermezseniz, sizi işte böyle cezalandırır, zehirli suya
mahkûm ederiz“ diyorlar.
Şimdi birileri çıkıp Ankara Belediye’sinin benzer ko-
numda halk sağlığını tehdit eden suyu gizli içirmesi
olayını, muhalefetin de orada suçlama yaptığını
anımsatabilirler. Çok önemli bir farkı, gerçeği atlayarak
tabii ki; Ankara’da belediyenin su sorununu çözme-
ye yönelik projelerine AKP iktidarının engel oluştur-
masının bir tek örneği olabilir mi ki!.. Ankara’da tam
tersine olarak belediyenin bilim çevrelerinden gelmiş
uyarılara kulak tıkaması, üzerine düşen sorumluluk-
ların gereklerini zamanında yapmaması olgusu var.
En önemlisi de, su sorunu ile yüz yüze gelindiğinde,
halk sağlığını tehdit eden kirli, tehlikeli su gerçeğinin
halktan saklanması sonra da halkla alay edilen bi-
çimde kamuoyuna duyurulması olgusu var: “Bilme-
den içirdim, bir şey olmadı” açıklaması tek başına An-
kara Belediye Başkanı’nın görevden alınmasını, en
azından istifasını gerekli kılan bir suç değil mi?
Gökçek, iktidar desteğinde bu büyük siyasi,
halk sağlığı ile oynanan suçunun üstüne, bilimsel ra-
porların kurumlarını, üniversiteyi cezalandırmaya kal-
kıştı. Hâlâ da üniversite toprakları üzerinden yeni si-
yasi, maddi rantlar peşinde, yıkma tehditleri savu-
rabilmenin pervasızlığında... Siz hiç kendi iktidar suç-
ları üzerinden muhalefet yapabilen bir iktidar görmüş
müydünüz ki!..
710 bin 289 kişiye daha KEY ödemesi yapılıyor
Ekonomi Servisi - Konut Edin-
dirme Yardõmõ’na (KEY) ilişkin
hak sahibi listelerinde sadece sos-
yal güvenlik numaralarõ ile yer
alan SSK’lilerin sorunu çözülüyor.
Listelerde sadece sosyal güvenlik
numarasõ ile yer alan 710 bin 289
SSK’liye, Sosyal Güvenlik Ku-
rumu’nun ilgili il ve ilçe müdür-
lüklerinden temin edecekleri kod
numaralarõna istinaden, bugün-
den itibaren Ziraat Bankasõ tara-
fõndan ödeme yapõlabilecek.
Listelerde sadece sosyal gü-
venlik numarasõ ile yer alan Emek-
li Sandõğõ’na tabi hak sahiplerinin
sorunlarõnõn ise gelecek hafta çö-
zülmesi öngörülüyor.
Emlak Konut GYO Genel Mü-
dürü Feyzullah Yetgin, AA’ya
yaptõğõ açõklamada şu bilgileri
verdi:
“Hak sahibi, kendisine veri-
len kod numarasını şubeye ver-
diğinde, ilgili memur, bu nu-
mara ile vatandaşın gösterdiği
kimlik bilgilerini ekranda kar-
şılaştıracak. O kod numarası,
kimlik bilgilerini doğruluyorsa,
ödeme yapılacak. Listelerde sa-
dece sosyal güvenlik numarası
ile yer alan hak sahipleri, kod
numaralarını almak için biz-
zat başvuracak. Hayatta olma-
yan hak sahiplerinin vârisleri
ise yasal belgeler ile başvura-
bilecek.”
Ziraat Bankasõ, KEY hesapla-
rõnõn tasfiyesi kapsamõnda, şim-
diye kadar 4 milyon 411 bin kişi-
ye, toplam 2 milyar 147 milyon
YTL ödedi. KEY kapsamõnda
hak sahibi 8,5 milyon kişiye top-
lam 2,8 milyar YTL ödenecek.
Listelerde sadece sosyal
güvenlik numarasõ ile ilan edilen
710 bin SSK’li Sosyal Güvenlik
Kurumu’nun il ve ilçe
müdürlüklerine başvurarak aldõklarõ
numarayla paralarõnõ alabilecekler.
Emekli Sandõğõ’na tabi hak
sahipleriyle ilgili sorunun gelecek
hafta çözülmesi bekleniyor.
TÜSİAD’õn ‘Türkiye’de Bölgesel Farklar ve Politikalar’ raporunun tanõtõm toplantõsõnda DPT’den itiraf :
Batõ doğuyu 11’e katladõDPT Müsteşarõ Tõktõk,
“Zengin bölgelerle fakir
bölgelerin gelirleri arasõnda
AB’de en fazla beş kat fark
varken Türkiye’de 11’e çõktõ.
Üstelik aradaki açõk son 40
yõlda arttõ” dedi.
Ekonomi Servisi - “Türki-
ye’de Bölgesel Farklar ve Poli-
tikalar” raporuyla Türkiye’deki
bölgesel gelişmişlik farklarõna
dikkat çeken TÜSİAD, şu anda
içinde bulunulan durumun, ne
ülkenin sürdürülebilir büyümesi
açõsõndan ne de bölgeler arasõ
hakkaniyet açõsõndan tatminkâr ol-
duğunu vurguladõ. TÜSİAD Yö-
netim Kurulu Başkanõ Arzuhan
Doğan Yalçındağ’õn sunumunu
yaptõğõ raporun tartõşmalarõ sõra-
sõnda Türkiye’nin acõ gerçeği bir
kez daha ortaya çõktõ; Devlet
Planlama Teşkilatõ Müsteşarõ Ah-
met Tıktık, 40 yõla yakõn bir sü-
rece bakõldõğõnda en zengin böl-
geyle en fakir bölge arasõndaki ki-
şi başõna milli gelir farkõnõn “ba-
yağı” yukarõda bulunduğunu be-
lirterek, “Şimdi bu fark 11 ci-
varında. Ancak, AB’de bu fark
ortalama 5 civarında. Dolayı-
sıyla bizim uyguladığımız kal-
kınmada öncelikli yöreler kon-
septine paralel teşvik politika-
ları bölgesel planlar ve prog-
ramlar olsun... Ölçülebilir so-
nuca baktığımız zaman pek de
başarılı değiliz. Burada bir öze-
leştiri yapıyoruz” dedi.
Bugün artõk, bölgesel kalkõn-
manõn sadece geri kalmõş bölge-
ler için bir teşvik sistemi olarak
görüldüğü dönemin sona erdiği-
ni ifade eden Yalçõndağ da böl-
gelerin rekabet gücünün arttõrõl-
masõna yönelik politikalar geliş-
tirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Farklõlõklarõn zengin bölgelerden
fakir bölgelere para aktarmakla
mümkün olmadõğõnõ söyleyen
Yalçõndağ, “Uzun vadede zayıf
olan bölgelerde büyümeyi sağ-
layabilmek ve geliri arttırabil-
mek için fiziki ve beşeri kay-
naklara yatırım yapmak ve
bölgelerin tümünün rekabet
gücünü arttırmak gereklidir.
Elbette, bu çok kısa zamanda
gerçekleşebilecek bir hedef de-
ğildir, ancak, akılcı politikala-
rın, güçlü iradeye sahip uygu-
layıcılar tarafından hayata ge-
çirilmesi bu süreyi giderek kı-
saltacaktır” dedi.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Yalçındağ ile DPT Müsteşarı Ahmet Tıktık, “Türkiye’de
Bölgesel Farklar ve Politikalar” raporunun tanıtım toplantısında bir araya geldi. (Fotoğraf: A.A)
TÜSİAD’IN BÖLGESEL
EŞİTLİK REÇETESİ
Sabancõ Üniversitesi
Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Alpay Filizte-
kin’in katkõlarõyla ha-
zõrlanan raporda böl-
gesel eşitsizliğin azal-
tõlmasõ için getirilen
öneriler şöyle:
Bölgelerin tümü-
nün rekabet gücünü
arttõrmak için ulaşõm,
sağlõk, eğitim, enerji,
telekomünikasyon ve
bilgi teknolojileri gibi
temel altyapõlarõ iyi-
leştirilmeli.
Altyapõ yatõrõmlarõ
yapõlõrken kaynaklar
en verimli şekilde
kullanõlmalõ.
Ar-Ge ve inovas-
yon destekleri yüksel-
tilmeli.
Bölge ekonomisi-
nin ihtiyaçlarõna göre
işgücü piyasasõnõn,
özellikle eğitim yo-
luyla değişen ekono-
mik koşullara adapte
olmasõ sağlanmalõ.
Avrupa Birliği’nde
bölgesel gelişmenin
önemli ayaklarõndan
biri olan yenilikçilik
(inovasyon) Türki-
ye’de uygulanmalõ ve
bölgelerin yenilikçilik
ihtiyaçlarõna göre çe-
şitli politikalar be-
nimsenmeli.
Başta KOBİ’ler ol-
mak üzere yatõrõm
destekleri de dahil
olarak işletmelerin
geliştirilmeli.
Bölgesel politika-
larõn belirlenmesi ve
uygulanmasõnda böl-
gesel aktörler de süre-
ce dahil edilmeli. Bu
kapsamda kalkõnma
ajanslarõnõn rolü çok
önemli. Ancak, bu
yapõlarõn gönüllü üye-
liğe dayalõ iş dünyasõ
örgütlerinin temsilini
içeren bir şekilde ör-
gütlenmeleri gerekli.
Eğitime büyük
önem verilmeli.
Alman ekonomisi durdu duruyor
ŞANGAY/BERLİN (AA) - Almanya Maliye
Bakanõ Peer Steinbrueck, Almanya’nõn
küresel finansal piyasalardaki krize dayanmak
için iyi pozisyon aldõğõnõ ve resesyon belirtisi
bulunduğunu söylemenin sorumsuzluk
olduğunu belirtse de Yardõmcõsõ Walther
Otremba ise Alman ekonomisinin 2003’ten bu
yana ilk kez muhtemelen resesyona girdiğini
söyledi. Çin’i ziyaret eden Steinbrueck ve
Otremba, Şangay’da sorularõ yanõtladõ.
Otremba “Üçüncü çeyrekte eğilim, negatif bir
rakam göreceğimiz yönünde” dedi.
Anadolubank derece atladı
Ekonomi Servisi - Uluslararasõ kredi
derecelendirme kuruluşu Moody’s,
Anadolubank’õn “D” olan Finansal
Güçlülük notunu “Durağan”dan, “Pozitif”e
yükseltti. Moody’s aynõ zamanda
Anadolubank’õn “Ba1/NP” olan Yerel Para
Bazlõ görünümünü de “Durağan”dan
“Pozitif”e yükselttiğini açõkladõ.
Coca-Cola şirketi, Çin’in en büyük meyve suyu üreticisi Huiyuan Juice
Group’u 2.51 milyar dolara satõn alõyor. Hong Kong borsasõna yapõlan or-
tak açõklamada, anlaşmaya göre Coca-Cola’ya bağlõ Atantic Industries, Çin-
li şirkete hisse başõna 12.20 Hong Kong Dolarõ (1.56 ABD Dolarõ) ödeye-
cek. Böylece Coca Cola Huiyuan şirketini 17.9 milyar Hong Kong Dolarõ’na
(2.3 milyar ABD Dolarõ) satõn alacak. Coca-Cola Üst Yöneticisi Muhtar Kent,
Huiyuan şirketinin Çin’de köklü ve başarõlõ bir meyve suyu markasõ olduğunu
ve Coca-Cola’nõn Çin’deki faaliyetlerini tamamlayacağõnõ söyledi.
Sani Şener yönetimindeki TAV yurt dõşõndaki başarõlarõna bir yenisini daha ek-
ledi. TAV Havalimanlarõ Holding, Makedonya’daki Üsküp ve Ohrid şehir-
lerinde bulunan iki uluslararasõ havalimanõnõn işletimi ve Shtip şehrinde
yeni bir kargo havalimanõ inşaatõnõ kapsayan ihaleyi kazandõ. İhaleye tek
teklif veren şirket olan TAV Havalimanlarõ, 200 milyon Avro tutarõn-
da bir işi üstlenmiş oldu.Makedonya Ulaştõrma Bakanlõğõ’nõn, iki si-
vil havaalanõnõn modernize edilmesi ve bir havaalanõnõn da inşaat
işinin TAV tarafõndan gerçekleştireceğini açõkladõğõ belirtildi.
M A K E D O N Y A ’ D A K İ İ H A L E T A V ’ I N
KURUL, REKLAMLARI ALDATICI BULDU
GSM şirketleri
ceza yedi
Ekonomi Servisi - Reklam Kuru-
lu’ndan GSM operatörlerine ceza yağ-
dõ. Kurul, Vodafone’a 120 bin, Avea’ya
118 bin 384, Turkcell’e de 60 bin YTL
para ile reklam durdurma cezasõ verdi.
Reklam Kurulu’nun, Ağustos ayõn-
da gerçekleştirdiği son toplantõsõnda al-
dõğõ kararlar şöyle:
Vodafone’un televizyon kanalla-
rõnda yayõnlanan “Konuşkan Paket”
ve “Cep 1 Tarifesi” başlõklõ
reklamlarõnda, yararlanma
koşullarõ, süre, fiyat gi-
bi bilgilere ait ayrõntõ-
larõn, tüketicilerin al-
gõlayabilecekleri bir
biçimde sunulma-
sõndan kaçõnõlõyor.
Ayrõca “Cep 1
Tarifesi” başlõklõ
reklamlarõnda, tari-
fedeki ücretlendir-
me periyodunun “60
saniye” olduğu bilgi-
sine yer vermeyerek Vo-
dafone tüketicileri yanõlttõ.
Kurul, Avea İletişim Hiz-
metleri AŞ’ye ait “Hepsi Bir” adlõ ta-
rifeye ilişkin muhtelif mecralarda ya-
yõnlanan reklamlarda, tanõtõmõ yapõlan
tarife ile diğer firmanõn tarifesi arasõnda
yapõlan karşõlaştõrmada, diğer firmanõn,
tanõtõlan tarifeyle aynõ nitelikte ve
özellikte olan veya aynõ istek ve ihti-
yaca cevap veren “Bir Fiyat” adlõ ta-
rifesi yerine “BizBize Cell” isimli ta-
rifesinin kullanõldõğõ ve karşõlaştõr-
mada, diğer firmanõn tescilli markasõ ni-
teliğindeki “BizBize Cell”in adõna yer
verildiğini belirledi.
‘Recep’in Tavuğu’ da ceza aldı
Reklam Kurulu, Turkcell’e ait ve
çeşitli mecralarda yayõnlanan “Turk-
cell Alo Paketleri – Dakikası En
Fazla 8 YKr. (Recep’in Tavuğu –
Psikolog)” başlõklõ reklamlar-
da, tanõtõmõ yapõlan tarife pa-
ketlerinin kullanõm bedeli
olarak belirtilen fiyatlarõn,
120, 240, 480, 960, 2400
veya 5000 dakikalõk gö-
rüşme sürelerinin tamamõ
kullanõldõğõnda ödenecek
fiyatlar olduğu, abonele-
rin, kullanõm süresinde bu
dakikalara erişmemesi ha-
linde ödeyecekleri ücretin
artacağõnõ belirledi. Dakika-
sõ en fazla 8 YKr olarak tanõ-
tõlan “Alo 60” adlõ pakette daha
fazla ödenebileceğine ilişkin bilgile-
re yer verilmediğini belirledi.
THY de yanılttı
THY’nin “Haftanın 111’leri”
başlõklõ reklamlarõ da yanõltõcõ bulun-
du ve 60 bin YTL ceza aldõ. THY rek-
lamõ ikinci kez verince ceza 120 bin
YTL’ye çõktõ.
Nano’nun doğumu sancılı olacak
Ekonomi Servisi - Bata Bengal’deki çiftçi göste-
rileri, sonunda Hindistanlõ otomotiv üreticisi Tata Mo-
tors’u bezdirdi. Hindistan’õn en az gelişmiş bölgele-
rinden biri olan Batõ Bengal’de fabrika kurarak 2 bin
500 dolara satõlacak dünyanõn en ucuz otomobili “Na-
no”yu üretmek isteyen Tata, fabrikadaki çalõşmalarõ
süresiz olarak durdurduğunu açõkladõ.
Fabrikaya yönelik gösterileri “düşmanca” buldu-
ğunu açõklayan şirket sözcüsü, fabrikada kimsenin ça-
lõşmadõğõnõ ve kimi görevlilerin ülkelerine döndüğü-
nü belirterek “Koşullar düzelip proje desteklen-
medikçe yeniden faaliyete geçemeyiz. Biz buraya
refah ve istihdam sağlamak için gelmiştik” dedi. Sin-
gur’daki fabrikaya şimdiye kadar 350 milyon dolar ya-
tõrõm yapan Tata Motors, burada eğittiği 762 işçiyi di-
ğer fabrikalarõnda çalõştõrmayõ planlõyor.
Tata’yõ geri çekilme noktasõna kadar getiren sü-
reç, bir anlamda tarõm-sanayi ikilemini de sergiliyor.
Bölgede 30 yõldõr iktidarda olan Komünist hükümet,
işsizliği azaltmak amacõyla Tata’ya önemli yatõrõm
teşvikleri verip fabrika arsasõ için yaklaşõk 4 milyon
metrekarelik tarõm arazisini istimlak etti. Çiftçilerin
bir kõsmõ tazminatõ reddedip tarlalarõnõ geri istedi. Mu-
halefet de onlarõ destekleyerek, “Verimli arazile-
rin sanayide kullanılmasına karşıyız” diye bay-
rak açtõ.
Reklam
Kurulu, tarife
reklamlarının
yanıltıcı olduğu
gerekçesiyle Vodafon,
Avea ile Turkcell’e para
ile reklam durdurma
cezası verdi. Kurul,
THY’nin de “Haftanın
111”leri başlıklı
reklamını
durdurdu.
Hükümet Tata’ya otomobil fabrikası için tarlaları istimlak edince çiftçiler ayağa kalktı. (Fotoğraf: AP)
KENT’Lİ COCA-COLA ŞİRKET ALIYOR