25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2008 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Açık Oturumun Sonucu Kemal Kılıçdaroğlu ile Dengir Mir Mehmet Fı- rat’ın Uğur Dündar’ın yönetiminde TBMM’de yap- tıkları ve çoğu televizyon kanalından yayınlanan açık oturumun sonucu ne oldu? Bu soruya verilecek yanıt, bulunduğunuz yere gö- re değişir. Bu konuda daha kesin bir kanaat edinmiş olanla- rın hemen hiçbiri görüşünü değiştirmemiştir veya de- ğiştiren olmuşsa da bunlar pek azdır sanırım. Televizyonda açık oturum furyasının yeni başladığı ve arada bunlara katıldığım geçmiş dönemde günün birinde, böyle bir programın ertesinde seyyar satıcıdan portakal alıyordum. Satıcı, - Dün gece çok güzel konuştun, çok doğru şey- ler söyledin, dedi. Bu sözler doğrusu bende aman ne güzel konuş- muşum, bak herkesi ikna etmişim, diye düşünmeme yol açmadı. Çünkü biliyordum ki, önceden herhangi bir kana- at edinmiş olanlar, haklı ya da haksız görüşlerini de- ğiştirmiyorlar kolay kolay. Herhangi bir açık oturuma katılan konuşmacılara gelince, bu tür programlara çokça katılmış bir kişi ola- rak, onların da, tartışmalardan çok etkilenmedikle- rini, program başlarken sahip oldukları görüşleri, prog- ram sonunda da koruduklarını gözlemledim. Demek ki, bu tür programlar, herhangi birinin gö- rüşünü değiştirmesine yol açmıyor, herkes mevzii- ni koruyor, ama ertesi günü alışveriş ettiğiniz seyyar satıcı programda gördüğü için sizi tanıyor, tek de- ğişiklik bu. “O zaman bu programların neye yaradığı sorusu ya- nıtsız kalmıyor mu” diyebilirsiniz. Belki de buna verilecek en doğru yanıt, bu tür prog- ramların tümden bir şeye yaramadığı değil, kanaat oluşturmak konusunda, yalnızca önceden görüşünü belirlemeyenlere yararlı olduğudur. Dünkü programa bu gözle bakmak isterim. Ama önceden hemen bir noktayı belirteyim. Ben AKP’nin zaten yolsuzluk ülkesi haline gelmiş olan Türkiye’nin bu niteliğini daha da keskinleştirdiği konusunda bir fikre sahip olduğumu her şeyden önce belirterek, göz- lemlerimi sıralamaya başlayayım. Ardından da be- lirteyim ki, şimdi görev basına düşmektedir, iki tarafın ortaya koyduğu belgeleri daha da yakından incele- yerek, kamuoyunun daha net bir fikir edinmesini sağ- lamak zorundadır medya. Bunları incelemeden hemen ilk izlenim olarak ba- kıldığında, dünkü tartışmada, Kılıçdaroğlu’nun, Me- nas şirketinin mallarını taşıyan bir TIR’da uyuşturu- cu bulunmuş olmasını, ileri sürmesinin hangi ama- ca yönelik olduğunu baştan beri anlamamış olduğumu belirteyim. Kılıçdaroğlu, bu uyuşturucu ile, ne şirketle ilişkisi kalmamış olan, Dengir Mir Mehmet Fırat’ı ne Menas’ı suçlayabilir. Bunun için, o uyuşturucudan Fırat ve- ya şirketin haberdar olduğunun kanıtlanması gere- kir ki, ortada böyle bir durum yok. Gerçi, Kılıçdaroğlu’nun sadece, “Menas’ın malını taşıyan kamyonda uyuşturucu yakalandı mı?” soru- sunu ortaya attığı, daha ileri bir iddiada bulunmadı- ğı söylenebilir. Ama bu durumda da, imaya açık böyle bir iddia- nın, bugüne dek hep belgeli ve açık konuşmuş olan Kılıçdaroğlu açısından olumlu bir puan olmadığını be- lirtmek gerek. Nitekim, Kılıçdaroğlu, Menas’ın hayali ihracat yaptığı konusundaki iddiasını, kesinleşmiş yargı ka- rarıyla kanıtladı ve Fırat’ın karşı yanıtları da pek inan- dırıcı olmadı. Yine Fırat’ın ortaklığından ayrıldığı, hisselerini de sattığı şirketin resmi makamlara yazdığı yazıda, Mengir Dir Mehmet Fırat’ın imzasının bulunması ko- nusunda da, itham edilen tarafın herhangi bir açık- lamada bulunmaması, iddiaya yanıt bile vermeme- si düşündürücüydü. Çünkü iktidardaki bir partinin iki numaralı kişisinin imzasının orada bulunması pek de âlâ nüfuz suiisti- maline girer. Burada Fırat böyle yapmıştır diye bir id- dia öne sürmüyorum. Çünkü Fırat’ın adı, kendi ha- beri olmadan da kullanılmış olabilir. Ama yine de, bu iddiaya yanıt verilmemesi mani- dardır. Bu tür programların, hakkında suç isnadında bu- lunan kişilerin, dokunulmazlık kalkanı ile korunma- yıp, bağımsız yargı önünde hesap verebilmeleri ha- linde gerçekten yarar sağlayacaklarını söyleyebiliriz ki, durum bu değil. Dün programdan önce, yurtdışında bulunan bir ar- kadaşım telefon etti, konuşurken memleket ahvali- ni sordu. Kendisine şu yanıtı verdim: - Eskiden ulusal maçlar, olimpiyatlar, dünya şam- piyonası gibi olayları nefesimizi kesip izlerdik, bugün yolsuzluk tartışmalarını bütün millet nefesini kesmiş ekranlardan izliyor, var sen hesap et, memleketin ah- valini! asirmen@cumhuriyet.com.tr Zahid Akman’õn, alõşveriş merkezindeki hisseleri RTÜK Başkanõ olduktan sonra aldõğõ ortaya çõktõ Armada’da‘Fener’iziFIRAT KOZOK ANKARA - RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn Armada’ya ortak olan Ha- yat Yapõ Ticaret ve Yatõrõm Limited Şirketi’ndeki hisseleri, Deniz Feneri e.V. iddianamesinde yardõm parala- rõyla kurulduğu belirtilen 4 şirketteki payõnõ sattõktan sonra üzerine aldõğõ or- taya çõktõ. RTÜK Başkanõ Akman, NTV can- lõ yayõnõnda Armada’daki ortaklõğõ ko- nusunda “Bakın tapuyu getirdim. Şimdi burada değer olarak görü- yorsunuz, 41 milyar lira civarında bir rakam var 2003 yılında. Ben 2005 yılında RTÜK başkanlığına se- çildim ki Armada ile olan ilişkilerim benim daha önceye dayanır” de- mişti. Ancak Akman’õn Armada’ya or- tak olan Hayat Yapõ’daki üzerine ka- yõtlõ hisseleri 2003 değil 2006 yõlõnda aldõğõ ortaya çõktõ. Buna göre Akman, 19 Ocak 2006’da Hayat Yapõ Ticaret ve Yatõrõm Limited Şirketi’ndeki his- selerden bir bölümünü kendi üzerine aldõ. Akman, kardeşi Turgut Ak- man üzerine kayõtlõ olan hisseleri 162 bin 625 YTL karşõlõğõnda üzeri- ne aldõ. Ancak Akman’õn bu hisseleri üze- rine aldõğõ tarihin, Deniz Feneri e.V. iddianamesinde yardõm paralarõyla kurulduğu belirtilen 4 şirketteki his- selerini sattõktan yaklaşõk 1 yõl sonra almasõ dikkat çekti. Akman’õn 6505 adet paylõk ortak- lõğa sahip olduğu Hayat Yapõ Ticaret ve Yatõrõm Limited Şirketi’nin faali- yet alanõ da oldukça geniş. Ticaret Si- cil Gazetesi’nin 21 Ocak 2003 tarih- li sayõsõnda, şirketin faaliyetleri ara- sõnda her türlü inşaatõn yanõ sõra taşõ- macõlõk, konfeksiyon hatta dantel, güpür alõm satõmõ bile bulunuyor. Ancak sõralanan faaliyet alanlarõ içe- risinde RTÜK Yasasõ’na doğrudan ay- kõrõ olan şu başlõklar dikkat çekiyor: “Tanıtıcı reklam programları, filmleri hazırlanması ve pazar- lanmasını yapmak, reklam pro- düktörlüğü, gazete, dergi, radyo, televizyon, sinema ve video ka- setlerinde her türlü reklam faali- yetini yapmak, yaptırmak...” Zahid Akman, Armada’ya ortak olan Hayat Yapõ Ticaret ve Yatõrõm Limited Şirketi’nde kendi adõna kayõtlõ hisseleri, Deniz Feneri paralarõyla kurulduğu ileri sürülen Almanya’daki 4 şirketteki hisselerini sattõktan sonra almõş. RTÜK Başkanõ’yken yasaya aykõrõ olarak hisse alan Akman’õn şirketinin faaliyet alanõ da kurum yasasõna aykõrõ. YEŞİL SERMAYE OPERASYONU Okyanus’ta gözaltı sayısı46’yayükseldi BARIŞ YAMAN KONYA - Konya polisince, yeşil sermayeli Ok- yanus Şirketler Grubu’na yönelik 12 kentte eş- zamanlõ olarak düzenlenen operasyonda göz- altõna alõnanlarõn sayõsõ 46’ya yükseldi. Konya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçõlõk ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafõn- dan düzenlenen operasyonda dün 5 kişi daha gözaltõna alõndõ. Böylece gözaltõna alõnanlarõn sayõsõ 46’ya yükseldi. Konya Numune Hasta- nesi’nde sağlõk kontrolünden geçirilen zanlõ- lar, daha sonra sorgulanmak üzere yeniden Kaçakçõlõk ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Konya polisi, 26 Nisan’da da şantaj, sahtecilik, tehdit, ihale- ye fesat karõştõrmak, rüşvet vermek ve çõkar amaçlõ suç örgütü kurulduğu gerekçesiyle Ok- yanus Şirketler Grubu’na yönelik operasyon yapmõştõ. İhale belgeleri ve bilgisayarlara el koyan polis, 5 aylõk incelemenin ardõndan şir- kete ikinci bir operasyon düzenlemişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear