Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Çok çabaladı. Nafile! Deniz Feneri’nin üzerini ört-
mek için medyaya saldırdı. Fos çıkan açıklamalar
yaptı.
Başına neler geleceğini aylar öncesinden biliyordu.
İşgüzar Alman Büyükelçisi Eckart Cuntz, arala-
rında geçen bir konuşmayı hemen Berlin’e acil krip-
to ile bildirdi. Görüşmenin belgesi Frankfurt Eyalet
Mahkemesi’nde açıklandı.
Büyükelçi, küçük bir İngiliz kızına saldıran Alman
Marco Weiss konusunu görüşmek için RTE’ye gi-
diyor. Başbakan, Büyükelçi’nin getirdiği konuya kı-
saca değindikten sonra, neredeyse lafı ağzına tıkı-
yor ve.. “kısa bir açıklamanın hemen ardından ve çok
fazla düşünmeden, Almanya’daki davayı, Kanal 7 ile
aralarındaki ilişkiyi gündeme getiriyor”.
Büyükelçi ne desin? Herhalde yargının bağım-
sızlığından söz edecek olmuş ama; hayır.
Bu Başbakan, bir başka başbakan, Alman’ın alı-
şık olduğu başbakanlar gibi bir başbakan değil.
Her Türk’ün, örneğin din iman ortağı olanların üze-
rinde titrer bu Başbakan. Öylesine vatandaşperver!
Almanya’da tutuklu Türkler için yüreği yanıyor. El-
bette Büyükelçi’ye, “…Deniz Feneri mağdurlarının
aslında epey uzunca süredir tutuklu bulunduğunu ve
bunun ne zaman sona ereceğini…” soracak. Nere-
deyse neden salıverilmiyorlar diyecek!
RTE’deki Deniz Feneri ilgisi, bir Başbakan’ın, Al-
manya’da görülen bir dava ve tutuklu Türklerle il-
gili bu duyarlılığı Büyükelçi’nin dikkatini çekiyor. Göz-
lemini Berlin’e şöyle bildiriyor:
“…Başbakan’ın davanın aktüel durumu hakkında
bilgili olduğu görünüyordu…”
Şimdi Büyükelçi’nin bildirdiklerini sorsanız Baş-
bakan’a; tabii diyecek; ben TC Başbakanıyım. Bü-
yükelçi gelir de bir ırz düşmanı Alman hakkında be-
nimle konuşmaya cüret ederse, ben de elbette Al-
manya’da uzun zamandır tutuklu olan Türk vatan-
daşlarımın durumunu sorarım. Hatta bu kadar uzun
süre tutuklu kalmalarını eleştiren bir tavır takınırım..
der mi, der!
Büyükelçi Cuntz, RTE’nin Deniz Feneri ile neden
bu denli ilgilendiğini, Deniz Feneri paralarının Tür-
kiye’de aktarıldığı kişi, oğlunun düğününe gittiği Ze-
keriya Karaman’ın gelini ile RTE’nin gelininin kız kar-
deş olduklarını nereden bilsin?
RTE’nin RTÜK’ün başına getirdiği Zahid Akman’la
çok önceki yıllarda “yağmurlu yollarda beraber yü-
rüdüklerini”, hatta bir TV kurma girişimlerini… Ak-
man’ın üç kez Deniz Feneri sorumlularından aldığı
toplam 639 bin Avro’nun kuryeliğini yaptığını ve bu
paraları Zekeriya Karaman’a teslim ettiğini.. nere-
den bilsin?
Nereden bilsin; önceki yıllara uzanan bağlantıla-
rın eş, dost, yandaş ve de akraba ama din iman or-
taklığı olduğunu...
Çok bilmişler şimdi çıkmışlar orta yere; RTE ile De-
niz Feneri arasındaki böyle ilişkilerin varlığından söz
ediyorlar; kimileri de böylesine vatandaşperver bir
Başbakan’ın Deniz Feneri olayıyla bu denli ilgilen-
mesini hayra yormuyor.
Prof. Hurşit Güneş küresel bir krizin eşiğine ge-
lindiğini, yeni bir çöküntüde sıcak paranın çekip gi-
deceğini, Başbakan’ın bu durumu dikkatle incele-
mesi gerektiğini yazıyor.
Bir başka dost Yalçın Doğan da Uluslararası Ba-
sın Enstitüsü hakkında RTE’nin bilgisizliğini kalemine
dolamış; IPI’yi Türk medyasının oluşturduğu bir ku-
ruluş gibi yorumlayıp aşağılamasını “cehaletin bu ka-
darı” diye eleştiriyor.
Dostlar siz hangi Türkiye’de yaşıyorsunuz?
Başbakan RTE bu türden sorunlarla, sorularla uğ-
raşacak adam mı ya’vu?
Bu Başbakan bilgiye ve gerçeğe oruçlu. İftar ye-
mekleri ve bir de din konularıyla, şimdi de İslamo-
fobi ile meşgul.
Tabii bir de yakından tanıdığı Deniz Feneri so-
rumlularıyla... Yakın geçmişini, bağlantılarını ay-
dınlatacak Deniz Feneri soruşturmasıyla…
İçimizi dışımızı RTE adına zaten ABD düşünüyor.
SAYFA 17 EYLÜL 2008 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 26
Edirne Y 28
Kocaeli Y 31
Çanakkale Y 26
İzmir Y 26
Manisa Y 33
Aydın Y 33
Denizli Y 32
Zonguldak Y 26
Sinop B 27
Samsun PB 29
Trabzon PB 29
Giresun PB 28
Ankara Y 31
Eskişehir Y 30
Konya PB 31
Sıvas PB 28
Antalya PB 31
Adana B 34
Mersin PB 30
Diyarbakır B 36
Şanlıurfa B 37
Mardin B 33
Siirt B 34
Hakkâri PB 25
Van PB 24
Kars PB 26
Oslo PB 12
Helsinki Y 12
Stockholm B 12
Londra PB 18
Amsterdam PB 17
Brüksel PB 15
Paris PB 16
Bonn PB 14
Münih PB 17
Berlin B 15
Budapeşte Y 15
Madrid A 29
Viyana Y 13
Belgrad Y 15
Soyfa Y 18
Roma Y 24
Atina PB 27
Zürih Y 17
Moskova Y 10
Aşkabat PB 30
Astana Y 15
Taşkent PB 33
Bakû PB 24
Bişkek PB 30
Tiflis PB 23
Kahire A 34
Şam B 34
Yurdun iç ve batı ke-
simleri parçalı ve çok
bulutlu, Marmara, Ege ,
Çankırı, Yozgat ve An-
kara çevreleri sağanak
ve gök gürülütülü sa-
ğanak yağışlı diğer yer-
ler az bulutlu geçecek.
Yağışlar Marmara böl-
gesinde kuvvetli karayel
ile birlikte etkili olması
bekleniyor. Hava sı-
caklığı batı bölgelerde
6-8 derece azalacak.
1. KOŞU: F: Vatanperver (6), P: Back Bay (1), PP:
Sweety Girl (8), S: Rumeli Fatihi (5). 2. KOŞU: F:
Dervişbey (5), P: Butsefal (1), PP: Monjal (3), S:
Tuğram (2). 3. KOŞU: F: Oğlumorhan (3), P: Do-
ku (4), PP: Green Glove (1), S: Robredo (5). 4. KO-
ŞU: F: Zenginbaba (3), P: Barõşhan (2), PP: Ya-
manbey (9), S: Kainat (7). 5. KOŞU: F: Kutnu (4),
P: Oruç Reis (3), PP: Şerare (5), S: Coşkuner (7). 6.
KOŞU: F: Sisifos (6), P: Karaka Moon (7), PP: Bay
Karahan (1), S: Mcqueen (5). 7. KOŞU: F: Okea-
nos (2), P: Hadise (4),
PP: İndian Canyon (7),
S: Mia Woman (6). 8.
KOŞU: F:Çõnarlõ
(1),P: Rasimcan (9),
PP: Mercanağa (2), S:
Soylutay (10).
ALTILI GANYAN
3 3 4 6 2 1
4 2 3 9
1 9 5 2
9/7 7 10
5/6 4/11
Tarikatlar
yurtlarla
‘avlıyor’
HİLAL KÖSE
Marksist Leninist Komünist
Partisi (MLKP) operasyonuyla
1998 yõlõnda gözaltõna alõnan
Muhabbet Kurt, 10 yõldõr tu-
tuklu yargõlanõyor. Mahkeme
önceki günkü duruşmada da
“kaçma şüphesi olduğu ve tu-
tuklama sebepleri ortadan
kalkmadığı” gerekçesiyle tah-
liye talebini reddetti.
Cezaevine 20 yaşõnda giren
Muhabbet Kurt, 10 yõl bir haf-
ta, iki gündür tutuklu. “Anaya-
sal düzeni silah zoruyla de-
ğiştirmeye teşebbüs etmek”
suçundan yargõlanõyor. Kurt’un
Fatih’teki Mert FM radyo is-
tasyonu işgal edilerek, buradan
örgütsel propaganda yapõlmasõ
eylemine katõldõğõ, Gazi Ma-
hallesi’nde iki polisin yaralan-
masõ olayõna karõştõğõ iddia edi-
liyor. Dava İstanbul 14. Ağõr Ce-
za Mahkemesi’nde görülüyor.
Kurt, 8 Aralõk 1999 tarihli du-
ruşmada İstanbul Terörle Mü-
cadele Şubesi’nde gözaltõnda
tecavüze uğradõğõnõ, işkence al-
tõnda ifade verdiğini açõkladõ.
Tecavüz iddiasõyla ilgili Fatih
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca
yapõlan soruşturmada, Kurt’un
ifadesi bile alõnmadan takipsiz-
lik kararõ verildi. Kurt, mahke-
meden polisler hakkõnda yeni-
den suç duyurusunda bulunul-
masõnõ istedi. Bu talebini yine-
lediği duruşmalarõn birinde,
“Polisler ifade almak için mi
yoksa zevk için mi yaptılar”
sorusuyla bile karşõlaştõ. 4 Ha-
ziran 2007’de mahkemede din-
lenen tanõk Gülay Boran, Kurt
ile birlikte gözaltõna alõndõğõnõ,
kendisinin de cinsel tacizle teh-
dit edildiğini söyledi. Kurt’un
aynõ cezaevinde kaldõklarõ dö-
nemde anlattõklarõna göre teca-
vüz eden kişi ile kendisine iş-
kence yapan, aynõ polisti. Boran,
ismini söylediği görevlinin tipini
de tarif etti. Kanar, dosyanõn,
anayasaya ve Avrupa İnsan
Haklarõ Sözleşmesi’nin (AİHS)
işkence, onur kõrõcõ ve aşağõla-
yõcõ muamele yasağõna, özgür-
lük ve güvenlik hakkõnõ teminat
altõna alan beşinci maddesine,
adil yargõlanma hakkõnõn ihlali
ve ayrõmcõlõk yasağõnõ düzenle-
yen 14. maddesine aykõrõlõklar
nedeniyle Anayasa Mahkeme-
si’ne gönderilmesini istedi. Mah-
keme bu talebi de kabul etmedi.
Kanar’õn tutukluluğun devamõ
yönündeki kararlara yaptõğõ iti-
razlar da reddedildi.
Davanõn soruşturma aşama-
sõndan beri hukuka aykõrõ yürü-
tüldüğünü söyleyen Kanar,
uzun tutukluluk ve uzun süren
yargõlama nedeniyle Avrupa İn-
san Haklarõ Mahkemesi’ne
(AİHM) başvurduklarõnõ belirt-
ti. Dosyada, Kurt hakkõndaki id-
dialarõ destekleyen maddi hiçbir
delilin olmadõğõnõ ifade ederek,
şöyle devam etti: “Devletin
şahsiyetine karşı işlenen suç-
lardan yargılananlar birçok
kez büyük bir adaletsizlik,
ayrımcılık ve eşitsizlikle kar-
şı karşıya kalmışlardır. Bu
durumun anayasaya aykırı
olduğunu belirttik. Mahke-
me, hukukun demokratikleş-
mesi açısından bir katkıda
bulunup, dosyayı iddiaları-
mızın incelenmesi için Ana-
yasa Mahkemesi’ne göndere-
bilirdi. Dosyada, parmak izi, ya-
zõ saptamasõ, kõl incelemesi gi-
bi teknik delillerin de olmadõğõnõ
ifade ederek, müvekkilinin iş-
lediği iddia edilen suçlarõn mey-
dana geldiği tarihte 18 yaşõnõ
doldurmamõş olduğunu dile ge-
tirdi. Uzun tutukluluğun, veril-
memiş bir kararõn cezasõ gibi uy-
gulandõğõnõ söyleyen Kanar,
yargõlamanõn esas amacõndan
uzaklaştõğõna dikkat çekti.
Marmaris Kent Konseyi
Başkanı Hakkı Şevket Ba-
yındır, ilçede 17 firmaya
toplam 42 maden arama
ruhsatı verildiğini öne süre-
rek, “Buna göre Marma-
ris’in yüzölçümünün yakla-
şık yüzde 84’ünde maden
aranabilecek” dedi. Mar-
maris Kent Konseyi üyeleri,
bazı sivil toplum kuruluşla-
rının temsilcileri ve çevreci-
ler, dün Yüzme Eğitim
Merkezi’nde düzenledikleri
basın toplantısında, ilçede
maden arama çalışmalarına
tepki gösterdi. Kent Konse-
yi Başkanı Hakkı Şevket
Bayındır, konuşmasında,
Marmaris’in doğal güzel-
likleriyle ünlü turistik bir
ilçe olduğunu, madenciliğin
çevreye ve turizme zarar
vereceğini söyledi.
İstanbul Haber Servisi - İsveç’in Malmö
kentinde bugün başlayacak olan ve 21 Eylül
tarihine kadar sürecek olan Avrupa Sosyal Fo-
rumu’nda bu yõl da işçiler, aydõnlar, öğrenciler
“Başka bir dünya mümkün” sloganõyla
küreselleşme karşõtõ politikalarõ tartõşacak.
Türkiye’den katõlacak olan Küresel Barõş
ve Adalet Koalisyonu (BAK) sözcülerinden
Tayfun Mater, forumda şiddete, sömürüye,
ayrõmcõlõğa, yoksulluğa, açlõğa, çevre fela-
ketine, insan haklarõndan yoksun bõrakan neo-
liberalizme, savaşa, sömürgeciliğe, õrkçõlõğa
karşõ “ses çıkaracaklarını” söyledi. Mater,
Avrupa Sosyal Forumu’nun 2010’da Türki-
ye’de yapõlacağõnõ duyurdu. Küreselleşme
karşõtlarõnõn dünyadaki ortak buluşma noktasõ
Avrupa Sosyal Forumu’nda bu yõl büyük pa-
neller yerine, daha fazla seminer, atölye ve ko-
nu başlõklõ kurultaylar yapõlmasõ planlanõyor.
Küreselleşme karşõtlarõnõn sokaklarda ta-
leplerini yineleyecekleri büyük eylem günü
ise 20 Eylül Cumartesi olarak belirlendi. Tür-
kiye’den, sosyal foruma DİSK, KESK,
TMOBB, SODEP, Haklar ve Özgürlükler
Cephesi (HÖC), Ezilenlerin Sosyalist Plat-
formu’nun (ESP) da aralarõnda bulunduğu iş-
çi ve emekçi örgütleri temsilcileri ve çok sa-
yõda savaş karşõtõ aktivist katõlacak.
ÖDP Genel Başkanõ Ufuk Uras, DTP İs-
tanbul Milletvekili Sabahat Tuncel de “As-
keri üsler kapatılsın” “Ortadoğu’da Em-
peryalizme Karşı Mücadele”, “Irak ve
Afganistan İşgallerine Son” başlõklõ top-
lantõlara konuşmacõ olarak katõlacaklar. BAK
sözcüsü Tayfun Mater, forumun Türkiye’deki
demokratikleşme hareketleri için büyük bir
adõm olduğuna dikkat çekerek, “Biz orada-
ki tartışmaları yavaş yavaş kendi ülkemi-
ze getirip, burada o tartışmaların daha da
genişletilmesinden yanayız” dedi. Mater, sos-
yal forumda şiddete, sömürüye, ayrõmcõlõğa,
yoksulluğa, açlõğa, çevre felaketine, insan hak-
larõndan yoksun bõrakan neoliberalizme, sa-
vaşa, sömürgeciliğe, õrkçõlõğa karşõ “ses çı-
karacaklarını” söyledi.
ZEYNEP ŞAHİN
Büyük bölümü dinci kesimin ağõnda olan
özel yurtlar, sunduklarõ “cazip
olanaklar”la gençleri bünyelerine katõyor.
İstanbul’daki özel yurtlarõn yüzde 73’ünün
tarikat ya da cemaatlere ait olduğuna
dikkat çekilirken, bu yurtlardan ücretsiz ya
da sembolik ücretler ödeyerek
yararlanõlõyor. Dinci kuruluşlarõn, barõnma
sorunu yaşayan öğrencilerle daha
üniversitelere kayõt sõrasõnda bağlantõya
geçtiği vurgulanõyor. Tarikat ve
cemaatlerin maddi olanaksõzlõklarõ “fırsat
bilerek” öğrencileri kendi yanlarõna
çekmesinin en iyi örnekleri, yurtlarda
görülüyor. Türkiye’nin en büyük öğrenci
kenti olan İstanbul’da, gerek
yükseköğretim gerekse ortaöğretim
öğrencilerinin “tarikat ve cemaatlerin
kucağına atılışı”, Eğitim-İş İstanbul 1
No’lu Şube Başkanõ Vahap Güzey’in
hazõrladõğõ raporla gözler önüne serildi.
Cumhuriyet’in edindiği raporda yer alan
bilgilere göre, İstanbul’da resmi olarak 216
ortaöğretim ve yükseköğretim yurdu
faaliyet gösteriyor. Ancak bunlardan
sadece 18’i Yükseköğretim Kredi ve
Yurtlar Kurumu’na ait; geriye kalan 198’i
ise özel yurt. Söz konusu özel yurtlarõn
171’i özel ortaöğretim yurdu, 81’i de özel
yükseköğretim yurdu. Raporda, söz konusu
rakamlar õşõğõnda şu çarpõcõ bilgiler
aktarõlõyor:
“İstanbul’da bulunan özel
yükseköğretim öğrenci yurtlarının
yüzde 73’ü çeşitli adlarla kurulmuş dinci
eğilimli dernek ve vakıf yurtlarından
oluşuyor. Bu yurtlara yerleştirilen
öğrencilerin önemli bir bölümü, daha
önce kaldıkları özel ortaöğretim yurtları
ve cemaat dershaneleri tarafından
yönlendiriliyor. Bu yurtlara yerleştirilen
diğer öğrenci grubu ise devlet yurduna
yerleşemeyen ve zor durumda kalan
öğrencilerden oluşuyor. Kayıt için gelen
ve barınma sorunu yaşayan öğrenciler,
üniversitelerin öğrenci işlerinde
kendileriyle iletişim kuran bu tür
yurtlara kolayca yönlendiriliyor. Dinci
dernek ve vakıf yurtlarının önemli bir
bölümü ücretsiz. Hem barınma hem de
sabah ve akşam yemeklerinden hiçbir
ücret talep edilmiyor. Bazıları ise
sembolik ücretler istiyor. Bu ücretler;
aylık 75 YTL ile 150 YTL arasında
değişiyor. Tabii buna sabah ve akşam
yemekleri de dahil. Ama bu yurtlarda
kalmak isteyen öğrencilerin referans
göstermeleri zorunlu.”
Eğitim-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanõ
Vahap Güzey ise çalõşmanõn ortaya
koyduğu sonuçlara işaret ederken, “Sosyal
devlet ve laiklik ilkesi tam anlamıyla
yaşama geçirilmedikçe, sorun
büyüyerek devam edecek. Mevcut devlet
yurtlarının acilen ıslah edilmesi ve
İstanbul’da acilen devlet yurdu
yerleşkeleri oluşturulması gerekiyor”
dedi. Güzey, “Ne yazık ki bugün
ülkemizde piyasa kurallarıyla ulusal
eğitim politikası oluşturuluyor. Bunun
sonucu olarak eğitim sistemimizde
tüccar eğitimciler ve tarikatlar etkili bir
güce kavuştu. Okul okul dolaşıp başarılı
öğrencileri dershanelerine, özel
okullarına ve yurtlarına para almadan
kaydeden tarikatlar ve tüccarlar,
yaptıkları reklamlarla yüzbinlerce
çocuğumuzu özel öğretim kurumlarına
çekiyor” vurgusunu yaptõ.
Ermenice isime
izin çıkmadı
SELAHATTİN
GÖKATALAY
MALATYA - Malatya
2. Asliye Hukuk Mahke-
mesi, “Kazım Akses” ola-
rak bilinen yerel sanatçõ
Kazım Akıncı’nõn adõnõn
“Serkis Nersesyan” ola-
rak değiştirilmesi talebini
reddetti. Akõncõ, “Ben Er-
meniyim. Bunu gizlemi-
yorum. Hrant Dink’in
ölümünden sonra kendi-
mi artık bu isimde gör-
mek istiyorum” diye ko-
nuştu.
“Kazım Akses” adõyla
çõkardõğõ kasetlerle tanõnan
Kazõm Akõncõ, Malatya 2.
Asliye Hukuk Mahkeme-
si’ne başvurarak adõnõ Ser-
kis Nersesyan olarak de-
ğiştirmek istedi. Malatya 2.
Asliye Hukuk Mahkeme-
si’ndeki duruşmada Nüfus
Müdürlüğü temsilcisi
“İsim değişikliğine en-
gel teşkil edecek bir du-
rum yoktur. Takdir
mahkemenindir” dedi.
Cumhuriyet savcõsõ ise
mütalaasõnda şu ifadelere
yer verdi: “Yapılan yar-
gılama ve toplanan de-
lillere göre, Kazım Akın-
cı’nın çevresinde bu isim-
le tanındığı ancak adını
ve soyadını değiştirmek
istediği, bu durumda adı-
nın ve soyadının değişti-
rilmesi için haklı bir ne-
deninin olması gerektiği
ancak tüm dosya kapsa-
mında Cumhuriyet Baş-
savcılığımızca haklı bir
neden olmadığı kanaati-
ne varıldığından davanın
reddine karar verilmesi
talep edilir.”
Hâkim de davanõn Yar-
gõtay yolu açõk olmak üze-
re reddine karar verildiği-
ni açõkladõ. Akõncõ, “Hak-
kımı arayacağım. Erme-
niyim, bunu gizlemiyo-
rum. Hrant Dink’in ölü-
münden sonra ben de
artık kendimi bu şekilde
görmek istiyorum. Bun-
da da herhangi bir sa-
kınca yoktur. İsim ve so-
yadımı da Serkis Ner-
sesyan olarak değiştir-
mek istiyorum. Hrank
Dink’in ölümünden son-
ra hiçbir şeyden kork-
muyorum. Gerçek ismi-
min kimliğime yazılma-
sını istiyorum” dedi.
Küreselleşme karşıtları toplanıyor
DİSK Başkanõ Süleyman Çelebi: Belediyeler demokrasinin akciğeridir
5 milyonu etkileyecek
İstanbul Haber Servisi - Tür-
kiye Devrimci İşçi Sendikalarõ
Konfederasyonu (DİSK) Genel
Başkanõ Süleyman Çelebi, hü-
kümetin 1124 belediyeyi kapat-
ma kararõnõ gündeme getirerek
“Belediyeleri kapatmakla, bir-
leştirmekle veya bölmekle,
hemşerilerin desteği ve katkı-
sıyla oluşan maddi ve manevi
birikimler de yok ediliyor” de-
di.
Bu kararõn 5 milyon vatanda-
şõn mağduriyetine neden olacağõnõ
ifade ederek hiçbir gerekçenin
halkõn kendi özgür iradesiyle
seçtiği belediyeyi, hemşeri hu-
kukunu onun iradesine danõşma-
dan ortadan kaldõrmayõ, yok say-
mayõ haklõ çõkarmayacağõnõ ifa-
de eden Çelebi, “Hükümet, mil-
letine kulak vermeli, hukuk ve
demokrasi katliamı olan bu
yasayı, yeni bir yasa ile iptal et-
meli. Halkıyla ve siyasal sis-
temle uzlaşı içerisinde çözüm
aradığını göstermeli ve beledi-
yelere yaşama hakkı teslim
edilmelidir” çağrõsõnda bulundu.
Çelebi dün yaptõğõ yazõlõ açõk-
lamasõna Mustafa Kemal Ata-
türk’ün, 1923 yõlõnda Balõke-
sir’deki konuşmasõnda geçen
“Milli emeller, milli irade yal-
nız bir şahsın düşünmesinden
değil, bütün millet fertlerinin
arzularının, emellerinin bileş-
kesinden ibarettir” ifadelerine
gönderme yaparak başladõ.
Milli iradenin Cumhuriyetin
temel değerleri başta olmak üze-
re, demokrasiyi ve bağõmsõzlõğõ
koruyan en güçlü irade olduğunu
vurgulayan Çelebi, “Belediyeler,
halk iradesinin doğrudan tem-
sil edildiği yönetimlerdir. Yani
gerçek demokrasilerin akci-
ğerleridir” dedi.
Tamamen siyasi nüfuz arttõrma
hedefiyle 1124 belediyenin ka-
patõldõğõnõ, başka belediyelerle
birleştirildiğini, bazõ belediyele-
rin bölündüğünü, yeni belediye-
ler yaratõldõğõnõ belirten Çelebi
“1124 beldede yaşayan 5 milyon
insanın hayatı karartılıyor. Ül-
kemizin 1124 noktasında in-
sanların umutları söndürülü-
yor. Belediyeleri kapatmakla;
halkın tercih ve iradesi yok sa-
yılıyor, onlarca yıldır oluşmuş
hemşeri hukuku çöpe atılıyor;
komşuyu komşuya, beldeler il-
çelere hasım ediliyor; yerel de-
mokrasi yok edilerek merkezi
vesayet güçlendiriliyor. Oysa
belediyeler halkın kendi irade-
siyle, bilerek ve tanıyarak seç-
tiği, her başı sıkıştığında kapı-
sını çalabildiği ve güvenebildi-
ği kendisine ait kurumlardır”
tespitlerinde bulundu.
Çelebi, belediyeleri kapatma
kararõ için öne sürelen “borç
batağı içinde”, “teknik kadro-
ları yok”, “imar planları yok”
gibi gerekçelerin gerçeği yansõt-
madõğõnõ savunarak hükümete
“Örneğin, eğer gerekçe, bele-
diyelerin borçları ise başta,
Hazine’ye 4 milyar dolar (sa-
dece ASKİ ve EGO’nun) bor-
cu olan Ankara Büyükşehir
Belediyesi’nin durumunu nasıl
izah edeceksiniz” şeklinde soru
yöneltti.
Marmaris’te
isyan var
Süleyman Çelebi, hükümetin 1124 belediyeyi
kapatma kararõnõ gündeme getirerek “Belediyeleri
kapatmakla, birleştirmekle veya bölmekle, hemşerilerin
desteği ve katkõsõyla oluşan maddi ve manevi
birikimler de yok ediliyor” diye konuştu.
Adalet çok gecikti, 10 yıldır tutuklu