Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
ğı gibi, kendi aralarındaki krizleri bile çözüyoruz...”
Gerek AKP’nin gerekse AKP medyasının son
dönemde öne çıkardığı durum şu:
Dış politikada altın devrini yaşıyoruz. Başarıdan ba-
şarıya koşuyoruz...
Bugün çevremizde bir ufuk turu atalım, gerçek du-
rum neymiş bakalım...
Kıbrıs’ta 3 Eylül’de başlayan görüşmeler devam
ediyor. Rumlar, Annan Planı’nın da ötesinde istek-
lerde bulunuyor. Talat’la AKP hükümeti arasında tam
bir uyum var. Talat hangi koşulda anlaşma yaparsa
yapsın, AKP sorumluluk almayıp şunu söyleyecek:
“Kardeşim orada bir yönetim var. Onlara saygı du-
yuyoruz. Çözüm için bunu uygun bulmuşlar. Bırakın
da milli irade işlesin...”
Gelen haberler, Rumların Türkiye’nin garantörlü-
ğünün tümüyle kalkmasını sağlayacak bir yöntem is-
tediğini gösteriyor. Böyle olursa, Kıbrıs tümüyle Tür-
kiye’nin dışında bir konu olacak.
Bu, başarıysa buyrun!
AKP çevresinin övüne övüne bitiremediği bir
başka gelişme şu:
Suriye ile ilişkilerimizi iyi düzeye getirdiğimiz gibi
Suriye’nin İsrail’le sorunlarını çözmesine de yardımcı
oluyoruz.
Her şeyden önce Suriye ile ilişkilerin iyileşme sü-
reci 1998’de Öcalan’ın sınır dışı edildiği günlere da-
yanıyor. O günün sonrasında adım adım iyileştirildi.
AKP de sürdürdü, bunu da kutluyoruz! Gerçi Suri-
ye’ye Sünni gözlükle bakma eğilimi de var ama, ol-
sun...
Irak’tan gelen haberlerin hemen hiçbiri iyi değil.
Peşmergeler Türkmenlerin olduğu bölgelerde et-
kinliklerini giderek arttırıyor. Bunun artık haber de-
ğeri de yok. Giderek güneye iniyorlar. Şimdi şu ha-
ber olmaya başladı:
Yakında Kürtlerle Araplar gerilecek!
Kerkük’ün durumunu ABD kontrol ediyor. Türki-
ye’nin sürekli tetikte kalacağı, Kürtlerin de kalıcı bir
barış elde edemediği denge-sizlik politikası izliyor.
Dün, Türkiye’de “çuvalcı general” diye bilinen ko-
mutan Irak’ta güvenlik görevini devraldı.
AKP hükümetinin dış başarılarına selam olsun!
Bir başka övünç konusu, İran...
Biz, hem ABD ile hem İran ile en üst düzeyde ko-
nuşabilen bir ülkeyiz...
Güzel...
Her şeyi ama her şeyi bir kenara koyalım; İran’la
yıllardır döne döne istediğimiz başlıca anlaşma,
enerji...
Var mı?
Yok...
Enerji Bakanı Hilmi Güler, başlangıçta her ay, son
dönemde de her mevsim “İran’la enerji anlaşması-
nın sonuna geldik” diyor... Bu son neresiyse, gele ge-
le bir türlü gelemiyoruz!
İran’la yeni anlaşmalar yapılamadığı gibi mevcut-
ların korunmasında da sorun var. Arada bir doğal-
gaz vanasını kesiyorlar. Sonra da vana mısın de-
meyip, “Aksilik oldu, tez vakitte açarız” diyorlar.
Balkanlar-Kafkaslar denkleminde boğazlarımıza ka-
dar çıkmaza battık.
Geçen şubat ayı ortasında bağımsızlığını ilan
eden Kosova’yı ABD ile birlikte ilk tanıyanlardan bi-
ri olduk. Rusya, Kosova’nın statüsüne dayanıp Gü-
ney Osetya ve Abhazya’yı tanıdı. Türkiye’ye de ses-
lendi:
“Bunlar da Kosova statüsünde, tanımayı düşünmez
misin?”
Ne diyelim?
Övünürüz dövünülecek halimizle!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Ana muhalefet ile, medya ile birden yeni bir kav-
ga başlatıyor.
Yolsuzlukları, rüşveti, fakir fukaradan topladıkları
paraları dinci siyasal amaçlarına ve araçlarına yatı-
ranlarla ilgili haberleri yazan ve yayanlara veryansın
ediyor.
Yukarıdaki AKP’li de herkesin cumhurbaşkanı
olduğunu kanıtlamak için “enerjimizi birbirimizle
kavga ederek harcamamamızı” salık veren bir nutuk
söylüyor. Üstelik “Tartışmalar saygıyla yapılmalıdır”
diyor.
Çankaya’daki gerçek anlamda tarafsız bir cum-
hurbaşkanı ise, bu nasihatı ilk önce başbakanına söy-
lemeli ve sürekli gerilim yaratan çıkışlardan vaz-
geçmesini salık vermeli. Tabii sözünü geçireceğine
inanıyorsa...
Ama ne gezer. Fırsat buldu mu halk önünde bir-
lik beraberlik çağrıları yapacak, tartışmalı konuları kav-
gaya dönüştüren başbakanını uyaran tek bir hare-
kette bulunmayacak, söz söylemeyecek!
Ayrım gözetmeksizin herkesi kucaklayan bir cum-
hurbaşkanı olacak, öyle mi? Rafta dolma var, yer-
sen!
RTE, medyayı şişlediği Şişli kongresinde herkesi
küçümseyen tavrını yine sergiledi.
“İnsan hiç yerini bilmez mi” diyor. Bulunduğu ye-
rin, Başbakanlık’ın sadece yüzde 47 oyu temsil et-
mediğini bir türlü sindirmiş değil. Yüzde 53’ün hak-
kını korumaya çalışanlara saldırıyor.
Böyle bir başbakanın sağa sola, ana muhalefete
ve medyaya sürekli saldırması Refah Partisi’ndeki öğ-
retmenlerinden Saadet Partisi Genel Başkanı Recai
Kutan’ın da sabrını taşırdı; “Başbakan’ın son dere-
ce hırçın” olduğunu söylüyor.
Kimi gazetelerde -Milliyet’te- manşet: “Başbakan’ın
rutin öfkesi”.
Yandaş kalemlerden de eleştiri: Örneğin Taha Ak-
yol, “‘Otoriter mizaç’ Başbakan’ı öfkelere, çatışma-
lara, toplumu geren tavırlara sürüklüyor” diye yazı-
yor.
Can Dündar, tarihte “öfkeyle kalkıp hasarla otu-
ran nice sinir sahibinin öyküleri” olduğundan söz edi-
yor.
Bütün bu saptamalar iyi, güzel, doğru ama lakin
usta kalemler RTE gerçeğine, içlerinde bulundukla-
rı medyaya saldırmayı “rutin hale getirdikten” son-
ra değiniyorlar...
Kendine hâkim olamadığı izlenimini veren sinirli-
liğin, hiddetin, saldırganlığın nedenine inemiyorlar.
Oysa, evet oysa… RTE’deki anormal ölçütlerde-
ki ani patlamaların ve artık önüne geçemediği sal-
dırgan doğanın, sağlıksal bir nedeni olup olmadığı-
na eğilmek gerekmiyor mu?
Hürriyet’in 22 Haziran 2008 Pazar günü birinci say-
fadan manşetten verdiği bir haber bu gereksinme-
yi anımsattı.
Haber RTE’nin 1998’de Medical Park Hastane-
si’ndeki sağlık raporunu açıklıyor ve: “…üç kan tes-
tinde …biyokimya, immünoloji ve hematoloji testle-
rinin sonuçlarının RTE’nin şeker hastası olduğunu gös-
terdiğini...” yazıyor. Kronik şeker hastalığının klasik
belirtilerini açıklıyor:
“…RTE’nin zaman zaman agresif (saldırgan) ol-
masını şekerin düşüşüne, uyuklamasını ve bitkin gö-
rünüşünü de şekerin yükselmesine bağlamak müm-
kün… -Uzmanlar- RTE, (18 Ekim 2006’da) makam
otomobilinde bayıldığında söylendiği gibi ‘latan’ ya-
ni gizli şeker hastası olmadığı, tedavi altında bir di-
yabetik olduğunu söylediler…”
Ramazan ayındayız ve Müslüman toplum, Müs-
lümanlığın kalesi bir kişi olarak bilinen RTE’nin oruç
tuttuğuna inanıyor. Oysa: -uzmanlara göre- “şeker
hastaları azar azar ve sık sık yeme şekline dayanan
bir beslenme rejimi uygulamak zorunda oldukları için
oruç tutmaları son derece sakıncalı. Oysa ramazan-
da uzun süre aç kaldıklarından şeker düşmesi sonucu
hayati tehlikeler söz konusu olabilir. İftardan sonra hi-
perglisemi koması (kan şekerinin yükselmesi) olabi-
lir, felç veya ölüme neden olabilir”.
Oysa, RTE’yi iki haftadır parti kongrelerinde izli-
yorum. Kanlı ve canlı. Sağlıklı.
O zaman RTE’yi kızdıracak, Müslüman halka
Müslüman başbakan jurnalleniyor diye algılanacak
şu soru akla geliyor:
“Yoksa RTE tutar gibi görünüp diyabet nedeniyle
oruç tutmuyor mu?”
Ya da oruca karşın bu kadar sağlıklı, ama saldır-
gan nasıl olabiliyor?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 16 EYLÜL 2008 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 30
Edirne Y 33
Kocaeli PB 34
Çanakkale Y 29
İzmir PB 31
Manisa PB 36
Aydın PB 34
Denizli PB 34
Zonguldak PB 29
Sinop PB 29
Samsun PB 31
Trabzon PB 27
Giresun PB 29
Ankara B 33
Eskişehir Y 33
Konya PB 30
Sıvas PB 28
Antalya PB 31
Adana B 35
Mersin PB 32
Diyarbakır B 37
Şanlıurfa B 38
Mardin B 34
Siirt B 34
Hakkâri PB 25
Van PB 26
Kars PB 24
Oslo PB 14
Helsinki Y 13
Stockholm B 12
Londra PB 18
Amsterdam PB 18
Brüksel PB 16
Paris PB 17
Bonn PB 15
Münih PB 15
Berlin PB 17
Budapeşte Y 14
Madrid A 28
Viyana Y 13
Belgrad Y 20
Soyfa Y 27
Roma Y 25
Atina PB 30
Zürih Y 15
Moskova Y 10
Aşkabat B 33
Astana B 16
Taşkent B 32
Bakû PB 23
Bişkek B 30
Tiflis PB 24
Kahire A 36
Şam B 35
Yurdun kuzeybatı ke-
simleri parçalı çok bulut-
lu; sabah saatlerinde
Marmara’nın batısı, İs-
tanbul’un batı çevreleri,
öğleden sonra Batı Ka-
radeniz’in iç kesimleri,
Bursa, Kütahya, Anka-
ra’nın kuzey ve batı çev-
releri ile Orta ve Doğu Ak-
deniz’in iç kesimleri sa-
ğanak ve gökgürültülü
sağanak yağışlı geçecek.
IŞIL ÖZGENTÜRK
Tehlikenin Farkında mısınız?
Bu gerçek, şaka de-
ğil ama bu kez de hey-
kelin kadõn mõ erkek
mi olduğu kafa karõş-
tõrõyor. Bunu gören ti-
yatro müdürü heykeli
giydirmek istiyor an-
cak mollalar ona daha
radikal bir çözüm öne-
riyorlar, heykel par-
çalanõp çöpe atõlõyor.
Ve bir süre sonra da ti-
yatro müdürünün işine
son veriliyor ve tiyat-
ro kapatõlõyor. Olaylar
birbirini izliyordu, ka-
dõnlarõn evlenme yaşõ
18’den 13’e çekiliyor,
peçesiz kadõnlarõn
yüzlerine kezzap atõlõ-
yordu ve liberal ay-
dõnlar bunu geçiş dö-
nemi sancõlarõ olarak
nitelendiriyorlar. Bü-
tün bunlar olup biter-
ken suyu taşõran son
damla geliyor, Fransõz
gazetesi Le Monde’da
2 Mayõs 1979’da bu-
gün bile kimin tara-
fõndan öldürüldüğü bi-
linmeyen Ayetullah
Mottahari’ye yapõlan
suikastta Humey-
ni’nin parmağõnõn ol-
duğu bir yazõyõ okur-
larõna duyuran Ayan-
degan bizzat Humey-
ni tarafõndan düşman
kabul ediliyor ve ga-
zete yazarlarõndan Sa-
id Cevadi’nin “Faşiz-
min Ayak Sesleri”
adlõ makalesini yaz-
dõğõ gün gazete bizzat
Humeyni tarafõndan
boykot ediliyor ancak
halk gazetesine sahip
çõkõyordu. Ama nere-
ye kadar, Humey-
ni’nin polisleri gaze-
teyi satan bayileri kor-
kutuyorlar, gazeteyi
okuyanlarõ dövüyor-
lar (Bu Cumhuriyet
okurlarõ için çok bildik
bir eylem) sonuçta ga-
zetenin sahibi tutukla-
nõyor, daha sonra da
Türkiye üzerinden Pa-
ris’e kaçõyor. Soner
Yalçõn şöyle diyor:
Ayandegan’õn başõna
gelenleri “geçiş döne-
minin olayları” diye
düşünen İranlõ aydõn-
lar Paris kafelerinde
gördükleri gazetenin
sahibi ihtiyar Daryuş
Homayun’dan af dili-
yorlar.
Herhalde kõssadan
hisse diye buna denir.
Baştarafı Arka Sayfada
Acaristanbul’a ruhsat verildi
İstanbul Haber Servisi - Bey-
koz Özel Serdaroğlu Ormanõ kat-
ledilerek yapõlan Acaristanbul vil-
lalarõnõn 13 Mart 2007 tarihinde yõ-
kõmõna karar veren Beykoz Bele-
diyesi, bir yõl sonra 26 Mart
2008’de villalarõn ruhsatõnõ yeni-
leyerek bir skandala imza attõ.
Mimarlar Odasõ İstanbul Büyük-
kent Şubesi, kamu yararõna aykõ-
rõ hareket eden Beykoz Belediye
Başkanõ Muharrem Ergül ve di-
ğer sorumlular hakkõnda savcõlõğa
suç duyurusunda bulunacak.
59. Hükümetin Çevre ve Orman
BakanõOsman Pepetarafõndan or-
taya çõkarõlan Acaristanbul skan-
dalõ ile ilgili Mimarlar Odasõ’nõn
İstanbul 3. Bölge İdare Mahke-
mesi’nde açtõğõ dava, 9 Mart
2006’da ruhsatlarõn iptal kararõy-
la sonuçlanmõştõ. Acarlar İnşa-
at’õn bu karara itirazõ ise Danõştay
tarafõndan reddedilmişti. Danõş-
tay’õn 9 Şubat 2007’de aldõğõ ka-
rar üzerine Beykoz Belediyesi En-
cümeni 13 Mart 2007’de villalara
yõkõm ve para cezasõ vermişti.
Acarlar İnşaat’õn encümen ka-
rarõna itirazõ üzerine İdare Mah-
kemesi 26.12.2007’de yõkõmõn
durdurulmasõna hükmetti. Bey-
koz Belediyesi de “ilginç” bir
karara imza atarak itiraz edeceği-
ni duyurduğu idare mahkemesinin
kararõnõ dayanak gösterip 26 Mart
2008 tarihinde Acaristanbul vil-
lalarõnõn ruhsatõnõ uzattõ.
Mimarlar Odasõ İstanbul Bü-
yükkent Şube Başkanõ Eyüp
Muhcu, konuyla ilgili Beykoz
Belediyesi’ne ve Orman Bölge
Müdürlüğü’ne yazõ yazdõklarõnõ
belirterek “Belediye Başkanı Mu-
harrem Ergül imzalı 22.08.2008
tarihli yazıda ruhsatların yeni-
lendiği bildiriliyordu. Kanlıca İş-
letmesi Müdürü Rõfat Günen
imzalı yazıda ise ruhsatların
uzatıldığına ilişkin bilgileri bu-
lunmadığı ifade ediliyordu” de-
di.
Konunun uzun süre kamuo-
yunda tartõşõldõğõnõ, dönemin ba-
kanõ Pepe’nin sorunu TBMM gün-
demine kadar taşõdõğõnõ anõmsatan
Muhcu, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn da o dönem yasalarõn
gereğinin yapõlacağõnõ söylediği-
ni kaydetti.
Hukuk çiğnendi
Muhcu, 9 Şubat 2007 tarihli Da-
nõştay’õn ruhsatlarõ iptal eden ka-
rarõna karşõn konunun belediye en-
cümenine götürülerek uzatõldõğõ-
nõ vurgulayarak encümenden çõkan
yõkõm kararõna karşõn sürecin ter-
sine işlediğini belirtti.
Beykoz Belediyesi’nin
26.12.2007 tarihli idare mahke-
mesinin aldõğõ yõkõmlarõ durduran
kararõnõ temyize götürdüğünü açõk-
ladõğõnõ anõmsatan Muhcu, bu-
nunla ilgili hiçbir resmi belgenin
de bulunmadõğõnõ söyledi.
Turizmciler: Kıyıları bozmayın
TBB: Taslak tek yanlı hazırlandı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tür-
kiye Barolar Birliği’nden (TBB) yapõlan
açõklamada, Yargõ Reformu Strateji Tasla-
ğõ’nõn tek yanlõ hazõrlandõğõ vurgulanarak
“Barolar ve Türkiye Barolar Birliği’nin ça-
bası olmadan Ulusal Program’da öngörü-
len değişikliklerin yaşama geçirilmesi
mümkün değildir” denildi. TBB’nin yazõlõ
açõklamasõnda, birliğin, hükümetin gönderdiği
“Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenil-
mesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı”
hakkõndaki değerlendirmelerini Dõşişleri Ba-
kanlõğõ’na ilettiği kaydedildi.
Taslakta avukat sözcüğüne yer verilme-
mesinin eleştirildiği kaydedilen açõklamada,
barolar ve birliğin çabasõ olmadan Ulusal
Program’da öngörülen değişikliklerin yaşa-
ma geçirilemeyeceği öne sürüldü. Açõkla-
mada, “Adalet Bakanlığı’nın yargı organ-
ları ve barolar ile Türkiye Barolar Birli-
ği’ne gönderilerek kesinleştirileceği yet-
kililer tarafından defalarca söylendiği hal-
de, Yargı Reformu Strateji Taslağı tek yan-
lı hazırlanmıştır. Ulusal programın yargı
bölümünün bu plan nazara alınarak ha-
zırlandığı anlaşılmaktadır” denildi.
Taslağa yönelik eleştiriler şöyle sõralandõ:
Savcõlõk ve savunma arasõnda silahlarõn
eşitliği ilkesi açõsõndan alõnacak önlemler açõk
olarak belirtilmelidir.
Yürütmenin Ceza Muhakemesi Kanu-
nu’nda yer almayan kõsõtlayõcõ düzenlemele-
ri, yönetmelikler aracõlõğõyla yürürlüğe koy-
mak iradesi devam etmektedir.
İşkence ve kötü muameleye karşõ mü-
cadele başlõğõ altõnda avukatlarõn anõlmama-
sõ kabul edilemez bir durumdur. Bu başlõk al-
tõna “Avukatların kolluk ve savcılıktaki tüm
işlemlere her aşamada etkin şekilde katıl-
maları sağlanacaktır” ifadesinin eklenme-
si bir zorunluluktur.
Kolluk güçlerince avukatlara karşõ şid-
det uygulanmasõ olaylarõ karşõsõnda etkin ve
kararlõ tavõr alõnacağõnõn bu başlõk altõna
eklenmesi gerekmektedir.
Ceza yargõlamasõnda görevlendirilen
avukatlara yeterli ve zamanõnda ücret öden-
mesi konusunda düzenlemeler yapõlmasõ ko-
nusu mutlaka belgeye eklenmelidir.
Adli yardõmõn etkinleştirilmesi de dahil
olmak üzere adalet erişiminin kolaylaştõrõlmasõ
konularõnda sürdürülecek tüm çalõşmalarda
avukatlarõn ve barolarõn etkin katõlõmõnõn
sağlanacağõ belgede belirtilmelidir.
Türk Ticaret Kanunu tasarõsõnõn yasa-
laşmasõndan sonrasõ için planlanan eğitimde
avukatlara yer verilmemesi bir hatadõr.
Tüketici hakem heyetlerine eğitim sağ-
lanmasõ öngörülen bu başlõkta avukatlarõn eği-
timine yer verilmemesi bir eksikliktir.
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Turizmciler sek-
törün en önemli sorununun “kı-
yı bölgelerindeki kontrolsüz
büyüme ve yapılaşma” oldu-
ğunu bildirdi. Sorunun “geri dö-
nülmez çevre sorunlarına ne-
den olduğunu” belirten tu-
rizmciler, hükümeti “YTL’nin
aşırı değerlenmesi ve KDV
indirimi ile sağlanan faydala-
rın diğer uygulamalarla geri
alınması” nedeniyle de eleştir-
diler.
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği’ne (TOBB) bağlõ seyahat
acenteleri ve turizmcilerin, 27
Ağustos’ta Ankara’da bir araya
geldikleri Devlet Bakanõ ve
Başbakan Yardõmcõsõ Nazım
Ekren’e ilettikleri sektör rapo-
runda, en büyük sorunlarõnõn
“kıyı bölgelerindeki kontrol-
süz büyüme, yapılaşma ve ta-
lep fazlası yatak arzı” oldu-
ğunu bildirdiler. Turizmciler
Bakan’a “Özellikle Akdeniz
ve Ege kıyı bandımızdaki ya-
tak arzının her geçen gün art-
ması, arz/talep dengesizliğine
ve haksız rekabete neden ol-
makta, bu da beraberinde is-
tenen seviyede nitelikli turist
olmamasına ve geri dönül-
mesi imkânsız ciddi çevre so-
runlarına sebep olmaktadır”
uyarõsõnda bulundu. Turizmci-
ler Bakan’a şunlarõ söylediler:
“Uluslararası rekabet orta-
mında daha nitelikli turist çe-
kebilmek amacıyla turizm ya-
tırımlarının, ülkemizin sahip
olduğu eşsiz kültürel ve doğal
değerlerinin kullanılacağı, alt-
yapısı ve planlaması doğru
yapılmış, ülke sathına yayıl-
mış, turizm getirilerinden he-
men tüm bölgelerimizin fay-
dalanabileceği bir modele kay-
dırılması ve özendirilmesi ge-
rekmektedir. Turizm iyi bir
seyir izlemekle birlikte tu-
rizmci düşük döviz kuru ne-
deniyle kâr edemez duruma
gelmiştir. Kurun iyice düş-
mesi, başta otelci olmak üze-
re turizmciyi zora sokmakta,
işletmeler gelir yaratamaz ha-
le gelmektedir. KDV konu-
sundaki getirilen kolaylıklar
da sonradan yapılan içki,
amortisman ve yat düzenle-
meleriyle geri alınmıştır.”
Org. Başbuğ
gazetecilerle
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Ge-
nelkurmay Başkanõ
Orgeneral İlker Baş-
buğ, bugün ve 17 Ey-
lül Salõ günü Genel-
kurmay Karargâhõ’nda
basõn-yayõn organlarõ-
nõn genel yayõn yönet-
menleri ve Ankara
temsilcileri ile bulu-
şacak.
Genelkurmay Baş-
kanlõğõ Genel Sekre-
terliği tarafõndan dü-
zenlenen iletişim top-
lantõlarõ, bugün ve 17
Eylül tarihlerinde, Ge-
nelkurmay Başkanlõğõ
Karargâhõ’nda yapõla-
cak. Bugünkü toplan-
tõya gazetelerin genel
yayõn yönetmenleri ile
Ankara temsilcileri da-
vet edildi. 17 Ey-
lül’deki toplantõya da
haber ajansõ ve tele-
vizyonlarõn yönetici-
leri katõlacak.
Orgeneral Başbuğ
göreve geldiğinde ilk
adõm olarak, İletişim
Daire Başkanlõğõ gör-
evine Tuğgeneral Me-
tin Gürak’õ getirerek
bu daireyi albay rüt-
besinden tuğgeneral-
lik rütbesi seviyesine
yükseltmişti. Bu ka-
rar, Orgeneral Bağ-
buğ’un, Genelkurmay
Başkanlõğõ dönemin-
de basõn yayõn kuru-
luşlarõ ile iletişime ve-
receği önemin işareti
olarak yorumlanmõştõ.
Harem
Antalya’da
GÜRSU KUNT
ANTALYA - Aspendos an-
tik tiyatrosunun onarõmõ için ça-
lõşma başlatõlõrken tiyatroda
son olarak Antalya Devlet Ope-
ra ve Balesi’nin “Harem” ad-
lõ eseri sahnelenecek. Geçen
sezon Antalyalõlarõn yoğun ilgi
gösterdiği “Harem”, 22 Eylül
ve 9 Ekim’deki iki temsille As-
pendos Antik Tiyatro’da sah-
nelenecek. İki temsilden elde
edilecek gelirle de Antalya Dev-
let Opera ve Balesi’nin bale bö-
lümüne point (özel bale ayak-
kabõsõ) alõnacak.
Teşvikiye Camii imamına soruşturma
İstanbul Haber Servisi - Teşvikiye
Camii imamõnõn dini bilgi vermek ama-
cõyla düzenlenen vaaz sõrasõnda maksa-
dõnõ aşarak o dönem Kara Kuvvetleri Ko-
mutanõ olan Orgeneral İlker Başbuğ’a
hakaret ettiği, Prof. Dr. Yaşar Nuri Öz-
türk’ü kastederek “terbiyesizce bir el
hareketi” yaptõğõ iddia edildi. Şişli Müf-
tülüğü ise konuyla ilgili sorular üzerine
olayla ilgili araştõrma başlattõklarõnõ be-
lirtti.
Antalya’da yaşayan ve işi dolayõsõyla
İstanbul’a gelen Nedim Özdemir, tem-
muz ayõnda cuma namazõ kõlmak için
Teşvikiye Camii’ne gitti. Namaz öncesi
vaaz dinlemek isteyen Özdemir, hocanõn
Kara Kuvvetleri Komutanõ Orgeneral
İlker Başbuğ’a hakaret derecesine varan
cümleler kullandõğõnõ savundu. Özdemir,
camide vaaz sõrasõnda İmam’õn Prof.
Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ü küfür niteliğinde
sözlerle eleştirdiğini, bunun üzerine tep-
ki göstermemek için dõşarõ çõktõğõnõ an-
lattõ.
Özdemir, iddialarõnõ şöyle aktardõ:
“Tekrar camiye girdiğimde ise hoca bu
kez de o dönem Kara Kuvetleri Ko-
mutanı olan Orgeneral İlker Baş-
buğ’un İsrail’deki ağlama duvarı
önünde çekilen fotoğrafı hakkında
konuşuyordu. Türkiye’nin Genelkur-
may Başkanı olacak bir kişinin orada
fotoğraf çektirmesinin Ermenileri,
Yahudileri desteklemekten başka bir
şey olmadığını ima eden, ırkçılığı bile
aşan cümleler kurmaya başladı. Bu ha-
karetlerin ardından camiye namaz
kılmak için gelen insanlar ayaklanarak
hocaya, ‘Niye böyle konuşuyorsun?
Saptõrõyorsun, çarpõtõyorsun’ diye ba-
ğırmaya başladı. Büyük bir tartışma
yaşandı. Daha sonra ise camideki ikin-
ci hoca araya girerek ‘Kuran okuma-
ya başlõyorum, herkes dinlesin’ diyerek
olayı kapatmaya çalıştı” dedi.
Yaşananlarla ilgili İstanbul İl Müftü-
lüğü’ne elektronik posta ile şikâyet mek-
tubu attõğõnõ belirten Özdemir, konunun
İstanbul Valiliği’ne iletildiğini ve konuyla
ilgili kendisine cevap gönderileceğine da-
ir bir e-posta aldõğõnõ dile getirdi. Özde-
mir, daha sonra konuyla ilgili hatõrlatma
amaçlõ birkaç e-postasõna karşõlõk olarak
Diyanet İşleri Başkanlõğõ’ndan konu-
nun Şişli Müftülüğü tarafõndan incelen-
diğine ilişkin elektronik postayla yanõt al-
dõğõnõ söyledi.