Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2008 PERŞEMBE
6 HABERLER
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
DahaFazlaÇalabilmekİçin
Daha Fazla Demokrasi
Ülkemizin “demokrasi gülleri” sararıp soldu
mu? Sesleri solukları çıkmıyor, kimi çocukluk anı-
ları ve moda işleri üzerine yazıp çizerken, kimi Er-
genekon pembe dizisine takılıp askerle uğraşıyor hâ-
lâ! Yüzlerine bakıyorum, zerre kadar bir kımıltı yok,
Erdoğan’ın basını sansürleme girişimleri karşısın-
da! Bir diğer masalcıya bakıyorum, Erdoğan, Do-
ğan’ı nasıl da silkeledi diyor!
Aslında, şu “demokrat!” takım, gönülden istiyor
ki, Doğan medyası da kendileri gibi yola gelsin,
RTE’nin safına geçsin, kendileriyle birlikte Türkiye’ye,
Cumhuriyete, askere saldırsın! Bunu, Türkiye’yi kes-
tirmeden çökertmenin ve yurtdışındaki ortaklıkları-
na ortalığı temiz pak teslim etmenin kestirme yolu
olarak gördüklerine şüphe yok! Böyle bir iktidarı as-
la bir daha bulamayacaklarını biliyorlar!
Basın özgürlüğü, demokrasi falan filan mı, çek kuy-
ruğunu gitsin!
Çok açık ve seçik: Türkiye Cumhuriyeti’nin
Başbakan’ı, yıllanmış kankalarıyla birlikte yolsuzluk
suçlamasıyla karşı karşıya. Deniz Feneri e.V. denen
derneğin iddianamesindeki suçlamaya bir kez da-
ha bakın ve RTE’nin neden bu haberleri sansürle-
mek istediğini ve basına savaş açtığını anlayın:
“02.02.05 tarihli ‘’Empfangsbestitigung 2’’ olarak
nitelendirilen alındı belgesinde (Empfangsbeschei-
nigung) herhangi bir meblağ yazılı olmamasına
rağmen, Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş’ten para-
yı, Türkiye Başbakanı’na (2003 yılından bu yana Re-
cep Tayyip Erdoğan), Doğu Asya’daki Tsunami’den
zarar görmüş, yardıma muhtaçlara dağıtması için, ver-
mek üzere, aldığını tasdik etmiş. Bu konu, sanık Er-
miş’in 7. kez ifadesi alınırken sorulmuş ve doğrulu-
ğu tasdik edilmiştir.”
Erdoğan, günün birinde zorla elleri kelepçele-
nerek mahkeme huzuruna veya Yüce Divan’a çı-
karılmadan, vakit varken, başbakanlığı bırakmalı, mil-
letvekilliğinden istifa etmeli, halkının huzuruna çık-
malı, kendini Türk adaletine teslim etmelidir! Sav-
cılara bu iddiaların soruşturulmasını emretmeli,
1990’lardan beri beraber beraber yükseldikleri ve
bugün televizyon ve yüksek devlet mevki sahibi es-
ki arkadaşlarıyla birlikte aklanma yoluna gitmelidir!
Paralar Başbakan’a verildi mi, yoksa Başbakan-
lıktaki yetkililere mi verildi, veya paralar Tsunami kur-
banlarına yardım gibi yüce bir amaçla Başbakanlı-
ğa gönderilirken yolda “kazaya” mı uğradı, yani iç
mi edildi? Yoksa Başbakanlık bile dolandırılmış ola-
bilir mi! Mesela Etiyopya’ya gönderilen 700 bin Av-
ro gibi! Orada parayı teslim alan biri 700 bin Avro’yu
Almanya’ya geri getirmiş!
Bunu mahkemede, binlerce belgeyi elden geçi-
ren Başkomiser Alexander Böhm açıklıyor. Baş-
bakan en azından bu paraların ne olduğunu merak
etmeli!
Başbakan ayrıca, Deniz Feneri paralarıyla 1.3 mil-
yon Avro’ya satın alındığı iddia edilen, şimdi ise ve
“tanimayrum...” dediği Mehmet Gürhan’ın ve Kanal
7 sahibinin oğlunun şirketi Haliç Limited’in elinde olan
Nordic Kristina gemisinin macerasını da merak et-
meli! Ayıp olmuyor mu! Bakın daha neler olmuş: Her
şeyi itiraf eden “Ermiş’e eski avukatı İlknur Baysu ‘İs-
mail Karaman’ın selamı var, konuşmasın’ mesajı ge-
tirmiş..”
Böhm ayrıca, iki kamyon belge topladıklarını be-
lirterek, “Bu esnada sürekli siyasi ilişkilerle karşılaştık.
Fakat olayın bu yönüyle fazla ilgilenmedik” diyor. De-
mek ki, belgeler bu açıdan yeniden değerlendirilse,
örümceğin ülkemizdeki siyasi ağlarının tam bir fo-
toğrafı çekilebilecek..
Başbakanlık büyük bir suçlama altındadır ve Er-
doğan “zırva bile olsa” bu iddia ile orada oturamaz!
Doğru mahkemeye!
İktidarın yolsuzluklara ilişkin tavrı öteden beri bi-
liniyor. Yolsuzlukların en büyük aracı ihalelerdir. Kim-
se bu ekibin iktidarda olduğu 6 yıl boyunca İhale Ka-
nunu’nda neden 50 kadar yasa değişikliğini ger-
çekleştirdiğini sormuyor! Belediye meclislerinde ka-
rarların büyük bir çoğunluğunun neden imar deği-
şikliklerine ilişkin olduğunu da...
İktidar, AKP “daha çok demokrasi” paravanıy-
la yasal ve anayasal, yapmak istedikleri değişiklik-
lerin hedefi açık ve seçiktir: AKP’yi mutlak iktidar
yapmak! Adaleti ve geride kalan bütün kurumları da
ele geçirmek! Doğan medyasını da iktidar yandaşı
yapmak!
İktidarın ikide bir poposuna eğilip de “Ohhhhh mis
gibi demokrasi kokuyor, yaşasın!” diye bağıran, ba-
ğırdıkça yandaş medyadan akan paraları ceplerine
dolduranların yaptıkları tek şey, sadece RTE boru-
sunun öttürdüğü bir Türkiye kurulmasına yardımcı
olmak!
Demokrasi mi dediniz, duyamadım, bağırın!
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alman-
ya’daki Deniz Feneri e.V. iddianamesinin ar-
dõndan AKP’nin muhalefet partilerini hedef alan
açõklamalarõna CHP, MHP ve DSP’den dün sert
tepkiler geldi.
CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Mustafa
Özyürek, Almanya’daki Deniz Feneri davasõ-
nõn iddianamesinin, AKP’nin finansmanõnõn bu
dernek tarafõndan karşõlandõğõnõ gösterdiğini be-
lirtti. Özyürek, “Bu çember gösteriyor ki
AKP bu yolsuzluğun tam içindedir. Baş sa-
nık durumunda olan Mehmet Gürhan’ı tanı-
madığını söylemiştir Sayın Başbakan, boy
boy gazetelerde resimleri çıkmıştır” dedi.
KEMAL KILIÇDAROĞLU:
ASIL SUÇLULAR TÜRKİYE’DE
Almanya’da önceki gün Deniz Feneri e.V. da-
vasõnõn duruşmasõnõ izleyen CHP Grup Baş-
kanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, “Orada yar-
gılananlar bu yolsuzluk olayının taşeronla-
rı. Asıl suçlular Türkiye’de. Türkiye ayağı
mutlaka soruşturulmalı” dedi. Kõlõçdaroğlu,
yanõna gittikleri Alman hâkimin kendilerini kov-
duğu haberlerini “kuyruklu yalan” olarak ni-
telendirirken bu haberlerle ilgili olarak dava aça-
cağõnõ bildirdi. Kõlõçdaroğlu, “Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın, kendisini diktatör gibi
ve Türkiye Cumhuriyeti yasalarının üzerinde
gördüğünü”de vurguladõ.
MHP: YARGIYA İNTİKAL ETSİN
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır,
Deniz Feneri davasõyla ilgili iddialar konusunda
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn “karnından
konuşmayı” bõrakmasõ gerektiğini belirterek,
“iftira ve şantaj kokan” açõklamalar yerine id-
dialarõ yargõya intikal ettirmesini istedi. Şandõr,
Meclis’te düzenlediği basõn toplantõsõnda Baş-
bakanõn şikâyet etme konumunda değil sorun-
larõ çözme konumunda olduğunu belirtti. Şan-
dõr, Erdoğan’õn üslubunun kendisine ve Tür-
kiye’ye yakõşmadõğõnõ vurguladõ. Şandõr, Er-
doğan’õn öfkeyi, kini, kavgayõ, cepheleşme ve
çatõşma siyasetini devam ettirme kararlõlõğõnda
olduğuna dikkat çekerek, “Keskin sirke kü-
püne zarar. Başbakan’ı ve etrafında onu yön-
lendirenleri bu atasözünü hatırlamaya davet
ediyorum” görüşünü dile getirdi.
DSP: SONU ANAYASA MAHKEMESİ
DSP Genel Sekreteri Masum Türker, Yar-
gõtay Onursal Başsavcõsõ Sabih Kanadoğ-
lu’nun “Deniz Feneri’nden AKP’ye para
aktarılmış olmasının kanıtlanması duru-
munda, temelli kapatma yaptırımı uygula-
nacaktır” değerlendirmesine destek verdi.
Türker dün TBMM’de DSP Antalya Milletve-
kili Mustafa Vural’la birlikte düzenlediği ba-
sõn toplantõsõnda, “Eğer böyle bir para alın-
mışsa sonu Anayasa Mahkemesi’dir” dedi.
POLİS YARDIMLARI DA DERNEĞE
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, İçişleri
Bakanõ Beşir Atalay tarafõndan yanõtlanmasõ is-
temiyle verdiği soru önergesinde Emniyet teş-
kilatõnda maaş dönemlerinde polislerden “yok-
sullara yardım” amacõyla toplanan paralarõn De-
niz Feneri Derneği’ne verildiğini belirterek
toplanan yardõmõn miktarõna ilişkin bilgi istedi.
CHP: AKP
yolsuzluğun
tam içinde
Kooperatif paraları kayıp
Genel Başkan Yardõmcõsõ Fõrat, CHP, MHP ve Doğan’a çattõ
AKP şantajõ sürüyor
Başsavcılık inceliyor
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Almanya’daki Deniz Feneri
vurgununda AKP’ye de para aktarõldõğõ id-
dialarõ üzerine Yargõtay Cumhuriyet Başsav-
cõlõğõ harekete geçti. Başsavcõlõk, Deniz Feneri
vurgununa ilişkin basõna yansõyan haberleri in-
celemeye aldõ.
AKP hakkõnda 14 Mart’ta laiklik karşõtõ ey-
lemlerin odağõ haline geldiği iddiasõyla dava
açan Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, bu
kez de AKP’nin Almanya’da kurulu Deniz Fe-
neri’nden “yardım” aldõğõ iddialarõnõ mercek
altõna aldõ. Başsavcõlõk kaynaklarõ, son bir haf-
tadõr basõna yansõyan iddialarõn tamamõnõn ga-
zete küpürleri üzerinden incelendiğini bil-
dirdiler. İncelemenin ardõndan ciddi şüphe
oluşmasõ durumunda olayõn araştõrõlmasõ ve
gerek görülmesi halinde soruşturulmasõ için
Adli Yardõm Sözleşmesi kapsamõnda Al-
manya hükümeti ile temasa geçilebilecek.
Kaynaklar yapõlan incelemenin bu aşamada
yalnõzca gazete küpürleriyle sõnõrlõ olduğunu
ve her siyasi partiyi izledikleri gibi yasa ge-
reğince iktidar partisine ilişkin de sicil tut-
tuklarõnõ belirtirtiler. Yargõtay Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ, AKP’ye yabancõ bir tüzel kişi-
likten yardõm yapõldõğõ konusunda bilgi ve bul-
gulara ulaşõlmasõ durumunda doğrudan so-
ruşturma başlatabilecek. Anayasanõn 69.
maddesinin 10. fõkrasõ uyarõnca siyasi parti-
lerin, yabancõ tüzelkişilerden maddi yardõm
alamayacaklarõnõ hüküm altõna alõyor.
Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sa-
bih Kanadoğlu, AKP’nin yardõm aldõğõ id-
dialarõnõn kanõtlanmasõ durumunda temelli
kapatma yaptõrõmõyla karşõ karşõya kalacağõ
uyarõsõnda bulunmuştu.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - AKP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Dengir Fırat, Ay-
dın Doğan ve CHP Genel Baş-
kanõ Deniz Baykal’õ “şıracı-
bozacı” biçiminde nitelendi-
rirken MHP Genel Başkanõ
Devlet Bahçeli’yi de şõracõ ve
bozacõnõn dolmuşuna binerek
yalanõn sürmesine yardõmcõ ol-
makla suçladõ. Fõrat’õn, “As-
lında Sayın Başbakan o gün
suçunuzu, yahut neden böyle
yaptığını siz açıklayın, yoksa
ben açıklayacağım demiştir.
Tahmin ediyorum ki önü-
müzdeki hafta sonunu, heye-
canla o günü bekliyorsunuz.
O gün bu açıklamalarını ya-
pacaktır” sözleri dikkat çekti.
AKP Genel Başkan Yardõm-
cõsõ Fõrat, dün düzenlediği basõn
toplantõsõnda Deniz Feneri id-
dianamesiyle başlayan tartõş-
malarõ değerlendirdi. Aydõn
Doğan medyasõnõn CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal’õn eşinin
malvarlõğõ ve Antalya’daki ar-
sasõyla ilgili haberleri yayõmla-
madõğõnõ ileri süren Fõrat, “Yok-
sa sen beni koru, ben de seni
korurum anlaşması mı var
aralarında? Sayın Baykal,
dün Ergenekoncuların avu-
katıyım diyordu, şimdi med-
ya patronlarının avukatlığına
soyundu” dedi.
Bahçeli’nin açõklamalarõna
da tepki gösteren Fõrat, “Devlet
Bahçeli de, şıracı ile bozacının
dolmuşuna binip bunları yok
sayıyor. Yalanın sürmesine,
tezgâhın dönmesine yardım-
cı oluyor” diye konuştu. Do-
ğan’õn Vatan gazetesi için bir
yazarõ aracõlõğõyla hükümete
Kanal 7 ile ilgili bir dosyayla
şantaj yaptõğõnõ ileri süren Fõrat,
Doğan’õn kâğõt kaçakçõlõğõ yap-
tõğõ iddialarõnõn olduğunu söy-
ledi. Fõrat, bu iki konuda sav-
cõlarõ göreve çağõrdõ. Fõrat,
Deniz Feneri’nin AKP ile bağ-
lantõlõ olduğu yönündeki iddia-
larõn anõmsatõlmasõ üzerine,
AKP’nin Deniz Feneri ile hiç-
bir ilgisinin olmadõğõnõ belirte-
rek “Zaten olsaydı Doğan
medya yazardı. Baykal ve
Bahçeli, abartarak üstüne ek-
leme yaparak söylerdi” dedi.
DANIŞTAY’DAN GÖKÇEK’E FREN
Kuran kursuna
yardõma durdurma
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõştay,
Ankara Anakent Belediye Meclisi’nin, “An-
kara’da gönüllü kuruluşlarca açılmış, kâr
amacı gütmeyen öğrenci yurtları ile Diya-
net’e bağlı Kuran kurslarına destek olmak
üzere kış mevsiminde yakacak ve giyim yar-
dımı” yapõlmasõna olanak sağlayan kararõnõn
yürütmesini durdurdu. Ankara Büyükşehir
Belediyesi Meclisi’nin 2 yõl önce aldõğõ kara-
ra itiraz eden 4 kişi, Ankara 14. İdare Mahke-
mesi’nde dava açtõ. Mahkeme, “dava konusu
işlemde kamu yararı hizmet gerekleri ile sos-
yal devlet ilkesine aykırılık görülmediği” ge-
rekçesiyle davayõ reddetti. Ancak davalõlar bu
karara da itiraz etti. Temyiz istemini görüşen
Danõştay 8. Dairesi adõna Danõştay Nöbetçi Dai-
resi, oybirliğiyle dava sonuçlanana kadar yü-
rütmenin durdurulmasõna karar verdi. Kararõn
gerekçesinde, büyükşehir belediyelerine sadece
dar gelirli, kimsesiz ve özürlülere yardõm
yapma yetkisinin tanõndõğõ, Kuran kurslarõ ile
yurtlarõn ise bu kategoride değerlendirileme-
yeceği gösterildi. Temyiz incelemesini daha
sonra Danõştay 8. Dairesi karara bağlayacak.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Deniz Feneri vurgununa iliş-
kin iddianamede adõ geçen RTÜK
Başkanõ Zahid Akman’õn da yö-
netiminde yer aldõğõ bir kooperati-
fin üyelerinden para toplamasõna
karşõn konutlarõ yapmadõğõ, parasõ-
nõ isteyenlerin de 8 yõldõr almak
için beklediği iddiasõ gündeme
geldi.
Yeniçağ gazetesi yazarõ Saba-
hattin Önkibar dünkü köşe yazõ-
sõnda Akman hakkõndaki iddialarõ
kaleme aldõ. Zahid Akman’õn da
yönetiminde bulunduğu belirtilen
kooperatife üye olan Ömer Özkan
belgelere dayanarak, yaşadõklarõnõ
Önkibar’a anlattõ. Özkan, 2000
yõlõnda Milli Görüş eksenli tanõdõğõ
kişilerden kurulan bir kooperatife
üye olma teklifi aldõğõnõ belirterek,
“Tanıdığım Mustafa Hasleblebici
teklif etti. Ben İhlas, KOMBAS-
SAN ve YİMPAŞ’la ilgili söylen-
tileri aktarınca, ‘biz onlardan de-
ğiliz, bizim arkamõzda Kanal 7 var,
Zahid Akman da kooperatifimizin
yönetim kurulunda’ dediler. Ben
hangi Zahid Akman, şu televiz-
yonda haber sunan sakallı Zahid
Akman mı dedim, evet o dediler.
Zahid Bey’in ismini duyunca
bende bir güven hasıl oldu. İki
gün boyunca Kanal 7’yi seyret-
tim ve gördüm ki yarım saatte
bir bu kooperatif için reklam
kampanyası var. Bunu gördük-
ten sonra bu iş galiba ciddi. Öyle
ya, koca bir TV kanalı sahtekâr-
ların reklamını yapar mı diye
düşündüm ve üye olmaya karar
verdim” diye konuştu.
‘ORTADA NE EV VAR
NE DE PARA’
Kooperatif yönetimine ilişkin
resmi evrak üzerinde Zahid Ak-
man’õn da yönetimde yer aldõğõnõ
gördüğünü kaydeden Özkan, şun-
larõ anlattõ: “Onu görünce tamam
dedim ve bastım imzayı. Üye
olurken baştan giriş ücreti diye
274 Avro ödedim ki bana verilen
makbuz elimde. Akabinde 15
Eylül 2000 tarihinden itibaren
her ay 87 Avro ödemeye başla-
dım ve bunu aylarca ödedim.
Zahid Akman ve arkadaşlarının
YİMPAŞ’la ilgilerinin olduğunu
duydum. İşkillendim ve ayrılma-
ya karar verdim. Müracaat et-
tim ve ödediğim paramı geri ve-
rin dedim, aldığım cevap paranı
iki sene sonra alırsın oldu. İki se-
ne bekledim ve paramı almaya
gittim, ama adres ve telefonları-
nı değiştirdiler. O zaman Kanal
7 ile Deniz Feneri aynı binaday-
dı. YİMPAŞ da yanlarındaydı.
Zaman içinde başka yerlere ta-
şındılar. Uzun uğraşlardan son-
ra yeni adreslerini bulup önce
iadeli taahhütlü mektup yazıp
cevap vermemeleri halinde Al-
man polisine gideceğimi yazdım.
Korktukları için olsa gerek beni
aradılar ve yeni adreslerine da-
vet ettiler. Paramı istedim, para
yok, sıraya koyalım, bekle dedi-
ler. Tamı tamına 8 yıldır sıramın
gelmesini bekliyorum, ama ne
arayan ve ne de soran var.”
Ömer Özkan, kooperatifin bin-
lerce üyesinin bulunduğunu söy-
lerken, “Ortada ev falan yok.
Alman hükümeti de galiba
bunların üçkâğıtlarını anladı
ve yapacağı yardımı son anda
durdurdu. Bunların paraları
da kayıp” dedi.
Yeniçağ gazetesi yazarõ Önkibar köşesinde RTÜK Başkanõ Akman’õn da yönetiminde yer aldõğõ bir kooperatifin
üyelerinden para toplanmasõna karşõn konutlarõ yapmadõğõnõ, parasõnõ isteyenlerin de 8 yõldõr almadõğõnõ iddia etti
AKP Genel
Başkan Yar-
dımcısı Fırat,
basın toplan-
tısı düzenledi.
Fotoğraf:
(AA)
obursali@cumhuriyet.com.tr
FIRAT KOZOK
ANKARA - Almanya’da sür-
dürülen Deniz Feneri e.V. dava-
sõnda kuryelikle suçlanan RTÜK
Başkanõ Zahid Akman’õn duru-
munun görüşüleceği toplantõya
“mazeret” belirterek katõlmayan
kurulun AKP’li üyeleri, Akman’õn
görevinin RTÜK yasasõna aykõrõ ol-
duğunu kabul etti. Üyeler buna kar-
şõn aykõrõlõğõn Akman’õn 2 yõllõk ilk
görev süresini kapsadõğõnõ, kendisi-
nin geçen yõl yeniden üyeliğe se-
çilmesi nedeniyle bu aykõ-
rõlõğõn ortadan kalktõ-
ğõnõ savundu.
Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre,
toplantõya katõlmayan AKP’li üyeler Baş-
kanvekili Abdulvahap Darendeli, Paşa Ya-
şar ve Davut Dursun, daha sonra CHP’li
üye Şaban Sevinç ile bir araya geldi. Ya-
põlan gayri resmi toplantõda, Akman ile il-
gili iddialar ve 13 Temmuz 2005’te RTÜK
üyesi seçildiğinde 4 ayrõ şirkette yöneticilik
yaptõğõna ilişkin belgeler konuşuldu.
AKP’li üyeler toplantõda, Akman ile ilgili
gelişmelerin “vakıa” olduğunu ve seçildi-
ği dönemde 4 ayrõ şirkette belirli sürelerde
genel müdürlük yapmasõnõn RTÜK Yasa-
sõ’na ters düştüğünü kabul etti. Akman’õn bu
şirketlerle bağlantõlarõnõ koparmadan üye ol-
masõnõn “elle tutulur bir yanı olmadığını”
belirten üyeler, buna karşõn Akman’õn
2005’te başladõğõ görevini yasa gereği ge-
çen yõl tamamladõğõnõ, yapõlan oylama so-
nucu 2 yõllõk süre boyunca yeniden üyeliğe
seçildiğini anõmsattõ.
Akman’õn yasaya aykõrõ durumunun ilk
görev süresini kapsadõğõnõ savunan üyeler,
yeniden seçildiği 2007 yõlõnda Akman’õn hiç-
bir şirketle bağlantõsõnõn olmadõğõnõ savun-
dular. Üyeler bu nedenle Akman’õn 2005 yõ-
lõndaki şirket bağlantõlarõnõn 2007 yõlõnda ye-
niden RTÜK üyesi seçilmesine engel oluş-
turmadõğõnõ ileri sürdü.
ŞABAN SEVİNÇ: YARGI AKMAN’IN
ÜYELİĞİNİ DÜŞÜRÜR
Şaban Sevinç ise bu görüşün doğru ol-
madõğõnõ belirterek “Sonuçta yargı bu
bağlantıyı yeni ortaya çıkarmış. Geç-
mişte ortaya çıksaydı Sayın Akman zaten
yeniden seçilemezdi. Ancak yeni ortaya
çıkmış bir olay var ve hukuken bir olay
ortaya çıktığında müeyyidesi uygulanır.
Bu nedenle bunun gereğinin de bugün ye-
rine getirilmesi gerekiyor” dedi.
RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn yeniden
üyeliğe seçildiği dönemde bir şirketle
bağlantõsõnõn olmamasõnõn durumu değiş-
tirmeyeceğini vurgulayan CHP’li üye Şa-
ban Sevinç, “Siz bu şekilde tespit yap-
manıza karşın Sayın Akman’ın üyeliği-
nin düşmüş olduğunu tespit etmekten
kaçınırsanız, yargı zaten bu üyeliği dü-
şürür. Bu duruma düşmemek lazım” di-
ye konuştu.
RTÜK’teki AKP’li üyeler Akman’õn yasaya aykõrõ durumunun ilk görev süresini kapsadõğõnõ savundular
‘Suç vardõ ama ortadan kalktõ’
MUHALEFET AYAKTA
Deniz Feneri davasõnda AKP’ye de para aktarõldõğõ
yönünde basõna yansõyan iddialar mercek altõna alõndõ
DOĞAN GRUBU’NDAN SERT YANIT
İstanbul Haber Servisi - Doğan Yayõn Holding İcra Ku-
rulu Başkanõ Mehmet Ali Yalçındağ, AKP Genel Baş-
kan Yardõmcõsõ Dengir Fırat’õn Doğan Grubu’nun kâ-
ğõt fiyatlarõnõ pahalõ gösterip bu yolla yatõrõmcõyõ zara-
ra uğrattõğõ iddiasõna sert tepki göstererek “Siyasal ik-
tidarın elindeki bütün gücü, hükümete karşı eleşti-
rel seslerin dile getirildiği başlıca medya grubunu sin-
dirmeye çalışmak için seferber etmesi, demokrasimiz
için çok kaygı verici bir gelişmedir” dedi. 2001 yõlõnda
iddialarõ ortaya atan Star gazetesi aleyhine açtõklarõ taz-
minat davasõnõ kazandõklarõnõ hatõrlatan Yalçõndağ,
“Yasal haklarımız titizlikle sürdürülecek, umarım ki
Sayın Fırat, dokunulmazlık zırhına sığınmayacak bir
erdem ve dürüstlüğü gösterecektir” dedi.