Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
8 AĞUSTOS 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Merhaba Çift
Haneli Enflasyon!
Cumhuriyet‘in önceki günkü 1. sayfasında
enflasyonun iki yüzü de sergilenmişti.
Birinci yüz, resmi olarak nitelendirebileceğimiz
kaynakların temmuz ayı için yaptığı enflasyondu.
Onu hafta başında medyamız, yazılı ve görsel ha-
ber araçları ile yüzde 12 olarak ilan etmişti.
İkincisini, gazetemizin başta Mustafa Sönmez
olmak üzere ekonomi uzmanı olan arkadaşları-
mızın yaptığı ayrıntılı araştırmaların ulaştığı so-
nuçlardan öğreniyoruz. Halkın Enflasyonu ola-
rak adlandırabileceğimiz ve içinde temel yiyecek
maddelerinden kiralara, yol, aydınlatma ve ısın-
ma giderlerinden oluşanının ise yüzde 25 olduğunu
saptamışlar.
Her ikisi de yedi yıldır unuttuğumuz bir türün,
enflasyonun çift hanelisinin ekonomimizin kapı-
sını tuttuğunu gösteriyor.
Demek Türkiye, Erdoğan-Gül ikilisinin kap-
tanlığında zaman tünelinde 2000’li yılların geri-
sine doğru hızla gitmeye başlamış. Bu gidiş ne-
relerde ve nasıl durur, bilinmesi şimdiden ola-
naksız. Ama Başbakan’ın partisinin grup kürsü-
sünden her hafta salı günü anlattığı pembe ma-
sallarının hiçbir ciddi tarafı olmadığı açık seçik or-
taya çıkmış bulunuyor.
Resmi enflasyonun artış dayanağının enerji fi-
yatları olduğu gerçeği, kış gelip de evlerimizdeki
doğal gaz tüketimi ceplerimize yansıdığı zaman da-
ha da belirgin hale gelecek. Şimdilik yetkili iş çev-
relerinin bir karabasan olarak yaptığı duyuru, bir
alarm çanı gibi, uykularımızı kaçırıcı ağırlıktadır.
İşsizliğin hızla artacak olmasının, asayiş olay-
larını da tetiklememesini aklınız alabilir mi?
Oysa Başbakan daha on beş gün önce bülbüller
gibi şakıyarak beyaz eşyadaki tüketim sayılarını
sergileyen bir konuşma yapmıştı.
Ama o konuşmanın yapıldığı günün ertesinde,
ağır başlılığı ile tanınmış, saygın bir işadamımız,
kendisinin de içinde bulunduğu beyaz eşya sek-
töründeki bu abartılma karşısında, gerçeklerin öy-
le olmadığını bir dostlar toplantısında anlatmıştı.
Ağustos ayının ilk haftasından temmuz geçim
indekslerine bakanlar, Başbakan’ın ne yazık ki ya-
nılmakla kalmayıp, yurttaşlarını da yanıltma ça-
basında olduğunu gördüler.
Başbakan’ın pembe düşleri
Keşke Erdoğan’ın o pembe dünyası gerçek ol-
muş olsaydı ve keşke enflasyon, çift haneli ola-
rak kapımızı çalmasaydı.
Bizim gibi ekonomi verilerinin dilini, sadece çar-
şıda ve günlük alışverişlerinde çözmek durumunda
kalanlar, mortgage sisteminden yararlanarak
mesela İstanbul’un çevresinde yükselen o yep-
yeni binaların bomboş kalmış olmasından haklı bir
üzüntü ve tedirginlik duyuyorlar.
Oysa o adımı son derecede cesaretle ataken Er-
doğan, hangi düşlerini paylaşmıştı vatandaşları ile?
O binalar yapılırken inşaat sektöründe işsizlik
kaybolacaktı. Çimento ve öteki malzemelerin
cömertçe kullanılmasının bu sektöre vereceği ka-
zanç, elbette çarşı pazara da yansıyacaktı. Birbiri
ardına biten evlerde kullanılacak beyaz eşyalar ne-
deni ile kendi pazarı şahlanacaktı. Biten evlere yer-
leşme başlayınca bu mahallelerdeki trafiğin sağ-
lanabilmesi otomotiv dünyamızı da harekete ge-
çirecekti.
Bugün karşılaştığımız gerçek, ne yazık ki Baş-
bakan’ı haklı çıkarmadı. Ve çift haneli enflasyon
AKP’nin kapısını çaldı.
Sokağa çıktığımız zaman, her gün gidip geldi-
ğimiz caddelerde işyerlerinin vitrinlerinde “kira-
lık” levhaları görüyorsanız, ekonomi uzmanı ol-
manıza gerek kalmadan, iflasların ya da en azın-
dan iş değiştirme hareketlerinin başladığını an-
larsınız.
Ben, ne yazık ki son günlerde rastladığım bu gö-
rünümün ne anlama geldiğini bundan yedi yıl ön-
ce o zamanki şoforümden öğrendim. Ecevit
Hükümeti bütün iyi niyeti ile çalışıyordu ve o hü-
kümetin sözcüleri ekonomide iyiye doğru gidişi du-
yuran açıklamalar yapıyordu. Daha önceleri pa-
zarlamacılık da yapmış olan Doğan Koç, beni işe
götürürken kulak misafiri olduğumuz radyo haberi
ile ilgili yorumunu yaparak; “efendim” demişti, “o
haberler çarşı-pazar gerçeğini yansıtmıyor”.
Sonra da Bağdat Caddesi üstündeki kiralık lev-
halarına iyi bakmamı öğütlemişti.
Dediği kısa bir süre sonra Kemal Derviş’in
ABD’den çağrılışı ile kafama adeta dank ettirmişti.
Ülke o dönemin ağır faturasını iyi niyetli bir koa-
lisyon iktidarının çöküşü, devletin rotasındaki
köklü değişim ve ılımlı İslamın a’dan z’ye her şe-
ye egemen olma isterisi ile ödüyor.
Bundan sonra ne olur? Yeni çift haneli enflas-
yon dönemini tartışmamak için anayasa değişikliği
seçenekleri mi sergilenir?Ergenekon iddiana-
mesinin birbiri ile çelişen ekleri mi ortaya dökü-
lür?Bunu bilmem olanaksız.
Cumhurbaşkanı’nın aile boyu tatile gitmesi-
ne,TBMM’nin çalışmalarına ara vermesine ba-
karsanız, büyüklerimizin yarınlarından emin ol-
duklarını görürsünüz.
Aynı rahatlığı paylaşabiliyorsanız ne mutlu siz-
lere.
Faks: 0 216 302 82 08 [email protected]
Hukukçular Ergenekon iddianamesinde ‘suç’la ilgisi olmayan özel yaşama dair bilgilerin yer almasõnõ eleştirdi:
Hak ve hukuk ihlal edildiİstanbul Haber Servisi - Erge-
nekon örgütü iddianamesinde, ki-
şilerin özel hayatõna yönelik bilgi-
lerin yer almasõ “hak ve hukuk ih-
lali” olarak değerlendirildi. İddi-
namede İ.G isimli şahsõn arkadaşõ
F. ile akşam yemeğinde “makar-
na yiyeceğine” yönelik konuşma-
larõnõn dahi yer almasõna tepki gös-
teren hukukçular, savcõlarõn kendi-
lerine verilen yetkiyi hukuk çerçe-
vesinde kullanmasõ gerektiğini be-
lirttiler.
Avukat Turgut Kazan, yalnõz-
ca sanõklarla ilgili “delil” niteliğinde
olan bilgilerin iddianameye alõna-
bileceğini belirterek delil niteliği ta-
şõmayan bilginin, suçun delili ola-
mayacağõna dikkat çekti. Kazan,
“Bunun dışında yer alan bilgiler,
kişilerin özel yaşamıdır. Özel ya-
şama yönelik bilgilerin iddiana-
meye aktarılması, kamuoyunun
bilgisine sunulması kesinlikle gör-
evi kötüye kullanmaktır. Bunu ya-
pan savcılar hukuku ihlal etmiş-
lerdir, bence suç işlemişlerdir” de-
di. Ergenekon İddianamesi’nde ki-
şilik hakkõ ihlal edilen insanlarõn
Adalet Bakanlõğõ’na başvurmasõ
gerektiğini ifade eden Kazan, “Ki-
şilerin Adalet Bakanı’na bunun
suç olduğunu söylemeleri ve so-
ruşturma izni istemeleri gerekir.
Çünkü soruşturmayı yürüten sav-
cıların, kişiler hakkında kamuo-
yunda kuşku duyulabilecek izle-
nim yaratması kişilik hakkına
saldırıdır. Dolayısıyla görevi kö-
tüye kullanılma vardır, soruş-
turma açılmalıdır. Kişilerin ken-
dileri tazminat davası açabilirler.
Bu herhangi bir izne tabi değildir.
Tazminat isteyerek hukuka ay-
kırılığını tespit edebilirler” diye
konuştu.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi’nden Prof. Dr. Ahmet Gök-
çen, 2005’te yürürlüğe giren yeni Ce-
za Muhakemesi Kanunu (CMK) ile
birlikte savcõ ile kolluk kuvvetleri-
nin yetkisinin son derece genişledi-
ğini anõmsatarak “Yetkiler geniş-
lemiştir, ancak buradaki kilit nok-
ta hukuk çerçevesinde delil elde et-
me gereğidir. Aksi takdirde çok
ağır ihlaller söz konusu olur. Bu
çerçevede hukuk dışı delil temin et-
me, telefon dinleme kararının çı-
karılması için kuvvetli şüphelerin
olması gerekir. Herhangi bir delil
olmadan yapılan dinlemelerse hu-
kuka aykırıdır” dedi.
‘Karar yoksa kanıt da yok’
Maltepe Üniversitesi İdare Hu-
kukçusu Prof. Dr. Ali Ülkü Azrak
da Ergenekon iddianamesinde özel
telefon görüşmelerinin de yer aldõ-
ğõnõ belirterek “Bu görüşmelerin
dinlenmesine hâkim tarafından
karar verilmiş midir? Şayet ve-
rilmediyse görüşmeler kanıt ola-
rak kabul edilemez. Hakim kararı
var ise de davayla ilgisi olmayan
özel diyaloglar kanıt sayılamaz”
diye konuştu. Prof. Azrak, Türki-
ye’de bir dinleme perdesi oluştu-
ğunu ifade ederek özetle şunlarõ söy-
ledi: “İddianamede yer alan tele-
fon görüşmeleri ancak hâkim ka-
rarıyla dinlenmişse hukuka uygun
olmuş olur. Ergenekon iddiana-
mesinde ise yargıcın böyle bir
karar vermiş olup olmadığını he-
nüz bilmiyoruz. Telefon görüş-
meleri iddianamede yer alan ki-
şiler manevi tazminat davası aça-
bilir, hukuki haklarını arayabi-
lirler.”
İstanbul Haber Servi-
si - Ergenekon iddiana-
mesinin Behiç Gürcihan
ile ilgili deliller bölü-
münde çõkan “Medya”
başlõklõ belgede, en büyük
medya patronu Aydın
Doğan’õn geçmişte hep
güce oynadõğõ, iktidarla
iyi olma stratejisini izle-
diği belirtilerek bu gruba
karşõ önlem alõnmasõ is-
tendi. Doğan’õn karşõsõna
da Albayraklar’õ çõkar-
mak için bazõ hazõrlõklar
yapõldõğõ öne sürüldü.
Belgede; hükümet, ka-
muoyu ve devlet desteği-
ni kaybedince Doğan
Grubu’nun da desteğini
geri çektiği, bu bağlamda
Doğan’a çok fazla gü-
venmenin imkânsõz ol-
duğu kaydedildi. Doğan’õ
kontrol altõnda tutmak
için başta Petrol Ofisi ve
Dõş Bank’a yapõlacak
operasyonlarõn belirlen-
mesi gerektiğine dikkat
çekilen belgede, “Doğan
medyasını tehlikesiz ha-
le getirebilmenin yolla-
rından biri de ABD’den
geçmektedir. ABD’de-
ki dostlarımız Doğan’ı
regüle edebilirler. An-
cak Doğan Grubu’nun
sahip olduğu medya gü-
cü ve Doğan’ın reel gü-
cü AKP’den çok fazla-
dır” denildi.
İç ve dõş politik denge-
ler değiştiğinde Doğan
medyasõnõn da kaçõnõl-
maz olarak yeni politika-
ya uyum sağlayacağõ be-
lirtilen belgede, bu duru-
mun AKP’nin bir anda
çok büyük bir medya ta-
arruzuna maruz kalmasõ
anlamõna geleceği ifade
edildi.
Belgede “Aydın Do-
ğan ile ‘doku ve ideolojik
uyuşmazlõk’ sorunumuz
var. Toplumsal ve dini
olarak farklı kulvarlar-
dayız” denilerek Doğan
medyasõnõ hem satõn alõp
hem de karşõt bir medya
tekeli oluşturmak gerek-
tiği vurgulandõ. Bu konu-
da ilk adõm olarak Al-
bayraklar’a Sinop’ta yerel
bir TV kanalõ almalarõ ve
bunu ulusal bir televizyon
kanalõ haline getirmeleri-
nin önerildiği anlatõlarak,
“Bu konuda RTÜK’e
de gerekli bilgi verilerek
istenilen işbirliği sağ-
landı. Albayraklar’ın
Kanal D’nin alternatifi-
ni oluşturmak için ça-
lışmaları organize edil-
di. Gazetelerin bir kıs-
mını da yine Albayrak-
lar’ın almasını sağlama
yönünde çalışmalar de-
vam etmektedir” denildi.
Belgede şu ilginç ifa-
deler yer aldõ:
“Albayraklar’ın gü-
cü şu anda bu operas-
yonların bizim desteği-
miz olmadan yürütül-
mesini sağlamak için ye-
tersizdir. Bizim ise kon-
jonktürel ve alt desteği-
mizin bu konuda yeter-
li olmayacağı görül-
mektedir. Bu bağlamda
.........(bir genel başkan
yardımcısı) ile ......... (bir
genel başkan danışma-
nı) ABD’de ikamet eden
.......... (Birleşik Arap
Emirlikleri’nden bir işa-
damı),............. (Kana-
da’da ticari faaliyet gös-
teren bir Arap işadamı
ve Suudlu bir işadamı)
ile görüşmeleri ve ser-
mayelerini kendilerine
işaret edilecek kişiler
üzerinden Türkiye’ye
getirmeleri sağlanmalı-
dır. Bu sermaye trans-
ferlerinin medya ope-
rasyonunda kullanıl-
ması yaşanılacak bazı
güçlüklerin aşılmasını
sağlayacaktır. Dışarı-
dan işbirliği yapacak
sermaye bulunamazsa
Petrol Ofisi, finansal ya-
tırımlar ve enerji yatı-
rımları üzerinden Do-
ğan Grubu’nu pasif ha-
le getirecek bürokratik
tedbirleri alacak bir
grubu süratle organize
etmemiz gerekmekte-
dir.”
Saçan’õndüşmanlarõgöndermiş
Serdar Saçan’a ilişkin özel olarak toparlandõğõ anlaşõlan istihbarat notlarõ ile
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn gizli ibareli bir yazõsõ Veli Küçük’ün evinde bulundu
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon so-
ruşturmasõ sõrasõnda emekli Tuğgeneral Ve-
li Küçük’ün evinde yapõlan aramalarda eski
İstanbul Organize Suçlar Müdürü Adil Ser-
dar Saçan’a ilişkin özel olarak toparlandõğõ
anlaşõlan istihbarat notlarõ ile İstanbul Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’nõn gizli ve paraflõ bir ya-
zõsõ da bulundu.
Adil Serdar Saçan, 2 Mart 2002 tarihinde
organize bir suç nedeniyle gözaltõna alõnan
Tuncay Güney’i sorgulayarak kayõt etmesi ve
bu kayõtlarda Güney’in beyanlarõ ile ele ge-
çirilen dokümanlarõn Ergenekon iddianame-
sine dayanak oluşturmasõ nedeniyle Ergene-
kon operas-
yonunda
tartõşmaya
neden olan
bir isim.
Daha son-
raki yõllar-
da işken-
ce yap-
mak ve
bazõ suç-
lar nede-
n i y l e
meslek-
ten men
e d i l e n
Saçan,
Yedite-
pe Üni-
versite-
si’nde ders veriyor. Veli Küçük de po-
lis ifadesinde, eski polis şefi Saçan’õ bir kez
Yeditepe Üniversitesi sahibi Bedrettin Da-
lan’õ ziyaret ettiğinde odasõnda gördüğünü,
başka tanõşõklõğõ olmadõğõnõ söyledi.
Veli Küçük’ün evinde bulunan İstanbul
DGM Cumhuriyet Başsavcsõ Aykut Cengiz
Engin tarafõndan 16 Mart 2001 tarihinde Or-
ganize Suçlarla Mücadele Müdürlüğü’ne
“çok gizli” ibaresiyle gönderilen talimat ya-
zõsõ, iddianamenin dikkat çeken belgelerinden.
Başsavcõ Engin, bu yazõda, Asayiş Şube Mü-
dürlüğü tarafõndan gözaltõna alõnan Tuncay
Güney ve Ümit Oğuztan’õn organize suç ör-
gütleri ve Susurluk olayõ ile ilgili beyanlarõ ol-
duğunun anlaşõlmasõ nedeniyle bu konuya iliş-
kin belgelerin savcõlõğa teslimini istiyor. Baş-
savcõ, ayrõca Güney ve Oğuztan’õn beyanla-
rõndaki iddialarõn tahmine dayalõ olmasõ ne-
deniyle suçlanan kişi ve kurumlarõn yõpratõl-
mamasõ konusunda “gerekli titizliğin gös-
terilmesi uygun görülmüştür” notunu düş-
müş. Küçük’e Emniyet’te 2 sayfalõk bu ya-
zõnõn, gönderilen makamõn arşiv dosyasõnda
kalmasõ gereken “paraflı suretler” olduğu-
nun anlaşõldõğõ notu düşülerek “bu evrakı ne-
reden bulduğu” soruldu. Küçük, bu soruyu
“kendisine posta ile geldiği, Adil Serdar Sa-
çan’a düşmanlık olması amacıyla gönde-
rildiğini tahmin ettiği” şeklinde yanõtladõ.
Küçük’te bulunan dokümanlar arasõnda
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Şuç-
lar Şube Müdürlüğü’nün ruhsatsõz tabanca bu-
lundurduğu gerekçesiyle 17 Şubat 2003’te Rei-
na Bar’da Mahmut Tüylüoğlu adlõ bir kişi ve
yanõnda bulunanlarõn yakalanarak Başsavcõ-
lõğa sevkine ilişkin yazõsõ da yer alõyor. Bu bel-
genin altõna el yazõsõyla “Saçan ile Mahmut
Tüylüoğlu çok yakın arkadaşlar. 17 Şubat
günü de Reina’da beraberlermiş. Arala-
rında ne olduğu belli değil. Telefon ederek
ekip isteyen Adil, Mahmut tutuklandı” şek-
linde bir not düşülmüş. Veli Küçük’ün evin-
de ayrõca “Adil Serdar Saçan ile ilgili der-
lenen bilgiler” başlõğõ altõnda Saçan’õn aile,
mali ve diğer ilişkilerinin detaylõ bir biçimde
yazõldõğõ 2 sayfalõk bir bilgi notu bulundu. Kü-
çük, bunlarõn da diğer dokümanlarla birlikte
postayla gönderilen zarftan çõktõğõnõ söyledi.
Gürcihan’da bulunan ‘Medya’ başlõklõ belgede ‘en büyük medya patronu’na karşõ önlem alõnmasõ isteniyor
Doğan’a karşı Albayraklar
Ergenekon iddianamesinde suçla ilgili olmayanh özel yaşam bilgilerinin de yer aldõğõna dikkat
çeken uzmanlar bunun ‘hak ihlali’ olduğunu belirttiler. Avukat Turgut Kazan, iddianamede
kişilik haklarõ ihlal edilenlerin Adalet Bakanlõğõ’na başvurmasõ gerektiğini ifade ederek,
“Tazminat isteyerek hukuka aykõrõlõğõnõ tespit edebilirler” dedi.
Belgede, Doğan’õ kontrol altõnda tutmak
için başta Petrol Ofisi ve Dõş Bank’a
yapõlacak operasyonlarõn belirlenmesi
gerektiğine dikkat çekiliyor.
Gürcihan’õn evinde
ele geçirilen el yaz-
masõ “Paralel Konuş-
ma Kılavuzu”nda ko-
nuşurken bazõ hassas
sözcükler yerine kul-
lanõlacak kod isimler
de şöyle sõralandõ:
“Silah:cihaz, öl-
dürmek-öldürücü:
etkilemek-etkileyici,
MİT: Tabipler Oda-
sı, Genelkurmay:
Sağlık Bakanlığı, ül-
ke:hastane, gizli ser-
vis-istihbarat: ilaç fir-
maları, lider-politi-
kacı: hasta, Rusya:
Sevgi hastanesi,
ABD: Florance Nigh-
tingale, İngiltere:
SSK, Almanya: Ba-
kırköy Ruh ve Sinir
Hastalıkları, İsrail:
Vatan Hastanesi, İs-
viçre: Çevre Hasta-
nesi, CIA: Eczacılar
Odası, KGB: Fabri-
ka, Mossad: Üniver-
site hastaneleri, as-
keri yetkili: doktor,
istihbarat görevlisi:
hemşire, büyükelçi-
konsolosluk: ilaç de-
posu, üs:ameliyatha-
ne, yazılı belge: reçe-
te, Türkeş: Mustafa
Bey.”
HASSAS SÖZCÜKLER
İstanbul Haber Servisi - Eski İstanbul Organize Suçlar Şubesi Müdürü, Yeditepe Üni-
versitesi Öğretim Üyesi Adil Serdar Saçan 2001 yõlõnda Ergenekon’la ilgili ilk so-
ruşturmadan dönemin İstanbul Valisi Erol Çakır ile Emniyet Müdürü, halen MHP
Milletvekili Hasan Özdemir’in de bilgi sahibi olduklarõnõ belirtti. Saçan daha son-
raki süreçte, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi’nin bir yazõ yazarak, so-
ruşturmayõ kapattõğõnõ söyledi.
İstihbaratõn içerisinde yer alan ve Fethullahçõ olduğunu iddia ettiği polislerle ilgili dö-
nemin DGM Başsavcõsõ Aykut Cengiz Engin’den soruşturma izni aldõğõnõ anõmsa-
tan Saçan, Milliyet gazetesine yaptõğõ değerlendirmede, “Bu soruşturma için izin al-
dım ama ilk gün kapatıldı. Soruşturma izni aldığım polislerden biri şu anda ne
yapıyor biliyor musunuz? Türkiye genelindeki bütün dinlemelerin başındaki adam-
dır. Soruşturma izni aldığım halde ilk günden bu iş kapatılsa da, bu olaylardan
sonra benimle onların arasında ipler iyice koptu. Düşünün devletin dairesinde,
istihbarat şubesinde bir araya gelerek benim üzerime ‘intikam yemini ettiler’. Er-
genekon’a da, bu organizasyona da yaranamamamın sebebi budur. Devletin gör-
evini adam gibi yapmaktır. Başka sebebi de yok” dedi.
‘SORUŞTURDUĞUM FETHULLAHÇI ŞİMDİ DİNLEMELERİN BAŞINDA’
Saçan, işkence
yaptığı ve çeşitli
suçlar işlediği
gerekçesiyle
meslekten men
edilmişti.
Karadağ hakkında dava
açacaklar
ANKARA (AA) - Gazi ve şehit ailelerinin,
“Ergenekon” soruşturmasõ kapsamõnda tutuklu
bulunan Kuvayõ Milliye Derneği Genel
Başkanõ Emekli Albay Fikri Karadağ’a “Türk
milletine hakaret ettiği” gerekçesiyle dava
açacağõ bildirildi. Vatan İçin Can Verenler
Federasyonu Başkanõ Mehmet Gençer, OHAL
Gazileri ve Şehit Aileleri Dayanõşma
Derneği’nde düzenlediği basõn toplantõsõnda,
“Ergenekon” iddianamesinde Fikri Karadağ’õn
Türk milletine hakaret ettiğine yönelik
belgelerin bulunduğuna dair haberler çõktõğõnõ
anõmsattõ. Gençer, oğlunu ve yeğenini şehit
verdiğini belirterek bu olaya çok
üzüldüklerini, Karadağ’õn özür dilemesi
gerektiğini söyledi.