01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 20 AĞUSTOS 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Yetiştirme yurdundan şampiyon çıktı. İşte yetiştirme böyle olur! Sistem Gizli Aslan Çeker: “Her okula ibadethane isteyen AKP’li Edibe Sözen, partinin kapatılması için çalışan gizli Ergenekoncu olmasın?” Madalya Anıl Öçal: “ABD devşirmeleri ile yönetilen ülkenin olimpiyat madalyası da devşirme olabilir ancak...” YağmurDeniz - Gül’ün rektörü tehditler savuruyormuş... “Vay Kasımpaşalı vay!” İSTANBUL Barosu Genel Sekreteri avukat Hüseyin Özbek, yıkılan Osmanlı‘nın işgal dönemiyle günümüzü karşılaştırıyor: “Günümüz Türkiye’sinde görünürde fiili bir işgal yok. Boğaz’da, İzmir Körfezi’nde silahlarını kente çevirmiş zırhlılar demirlememiş! Ama işgal günlerinin mütareke medyasına rahmet okutacak, Ali Kemal’lere, Refi Cevat’lara pes dedirtecek kalem erbapları medya köşelerinden topluma mütareke şırıngası yapıyor! Mütareke İstanbul’unun İngiliz şeriatçısı Sait Molla’sını, Kürdistan emirliği düşleri gören Seyit Abdülkadir’ini teslimiyet paydasında birleştiren İngiliz emperyalizmi onlara aynı sözleri söyletip aynısını yazdırıyordu. Günümüz ‘Türkiyeli’ medyasında Kürtçüsünün, ılımlı İslamcısının, entel-liboşunun aynı şeyleri yazıp söylemesine de şaşmamak gerekir! Küresel emperyalizm, 1920’lerin mütareke münevverlerinin günümüzdeki mirasçılarını istihdam etmekte zorlanmamışa benziyor. Mütareke İstanbul’unun satılık kalemleri İngiliz Devleti Fehimanesine kapılanmaktan başka çıkar yolun bulunmadığı düşüncesini halka aşılama yarışındaydılar. Mütareke kalemlerinin günümüze klonlanmış kopyaları da ABD’ye secde ederek BOP’un gönüllü taşeronluğuna soyunmaktan başka çözümün olmadığını yemin billah tekrarlayıp duruyorlar. Ne var ki ulusal bilincini yitirmiş bir toplumun sürü haline getirilebileceğinin, istenen zamanda, istenen amaçla sokağa salınabileceğinin, Atlantik ötesinden tayin edilen Soros ödenekli liderlerin peşinde toplumsal intihara yönelebileceğinin ibretlik örnekleri ortadadır. Öte yandan ulusuna olan inancını kaybetmemiş onurlu kalemler de sömürüye, soyguna karşı insanlığın ortak vicdanını sese, söze, yazıya dönüştürmektedir. Sahibinin sesi kalem ve kelam sahipleriyse utanılası bir misyonun utanmaz sürdürücüleri tarihte layık oldukları yeri alacaklardır. Tolstoy’un dediği gibi sonuçta olması gerekenler olacak, coğrafyayı vatan yapan inanç ve iradenin günümüzdeki mirasçıları epeyce örselenecekleri bu amansız kavgadan yine galip çıkacaklar. Havasına, suyuna, toprağına sinmiş, atmosferle kaynaşmış 1920’lerin ‘Milli Mücadele’ ruhu bu ülkede yaşamaya devam ediyor ve hep edecek!” Mütareke! PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU 21. Yüzyıl Sosyalizmi AKP yanlısı liberaller, işlerine öyle geldiği için sosyalizmi, demokrasi ve özgürlük kavramların- dan uzak bir ideoloji olarak göstermek için elle- rinden geleni yapıyorlar. Buna dayanak olarak da insan ömrü için uzun, fakat insanlık tarihi için bir an olan 70 yıllık Sovyetler Birliği ve II. Dünya Sa- vaşı sonrası ortaya çıkıp 1980’li yılların sonuna ka- dar ayakta kalan Doğu Avrupa ülkelerinin ‘reel sosyalist’ deneyimlerini gösteriyorlar. ‘Reel sosyalizm’ ile yönetilen ülkelerde başta eği- tim ve sağlık olmak üzere birçok temel toplumsal sorunun çözüldüğü ne kadar doğruysa, rejimin, toplumun tüm katmanları için geçerli olacak eşit- likçi, özgürlükçü ve demokratik bir yapı kurmada sınıfta kaldığı da o kadar doğrudur. ‘Reel sosyalist’ düzenlerin çökmesinde emperyalist propaganda- lar ve baskılar kadar yıllardır baskı altında tutulan toplumsalmuhalefetinalttanaltagüçlenmesideet- ken olmuştur. Bu ülkelerin 45 yıllık antikapitalist dö- nemden sonra hızla ve tüm kurumlarıyla kapitaliz- me geçebilmelerinde dış destekler kadar iç mu- halefetin de payı bulunmaktadır. Sosyalistlerin, ‘reel sosyalizm’i başarısızlığa, dolayısıyla çöküşe götüren uygulamalardan çı- kartmaları gereken önemli dersler vardır. 21. yüzyılın sosyalizmi eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir sosyalizm olacaktır. Bu üç kavram da hem Marx-Engels döneminde hem de o dö- nem sonrasında sosyalizmin içinde vardır. 1859-1914 yılları arasında yaşamış, Fransız sosyalizminin büyük önderlerinden Jean Jau- rès’nin bu kavramlara ilişkin düşünce ve önerile- rine bir göz atalım. “Fransız Devrimi insanların ku- ramsal bakımdan eşitliğini ilan ediyor, fakat mül- kiyete bir sınıfın ötekini köleleştirmesi ayrıcalığını tanıyordu. Tarihin başından beri ilk kez sosyalizm, ‘bütün’ insanlığı bütün bireyleriyle, bütün atomla- rıyla mülkiyete, özgürlüğe, ışığa ve sevince çağı- rıyor. Artık insanlık, değeri ve büyüklüğü, yalnızca bazı seçkin yaratıklar ya da ayrıcalıklı sınıflar için değil, bütün bireyleriyle ortaya koyacaktır. Eti ve kanı ne olursa olsun, insan kılığında dünyaya ge- len herkes, insanlık hakkını, insanlık gücünü de be- raberinde getirecektir. Hiçbir dogmaya dayan- madan düşünebilecek, hiçbir efendiye bağlan- madan kardeşçe, eşitlik (abç) içinde çalışabile- cek, doğaya baş eğdiren eylem araçlarına -her- kesle birlikte- sahip olabilecektir.” (Jean Jaurès, Etudes Socialistes, C. II. S. 94-95; Bkz: Jean Jau- rès, Demokrasi, Barış, Sosyalizm, E Yayınları 1991, S. 91-92) Jean Jaurès için “demokrasi (abç), işçi sınıfı için büyük kazanımdır. Bütünüyle belirli bir eylem aracı ve biçimidir”. (J.J. Histoire Socialiste de la Revolution Française, C. VIII, S. 415-416; Bkz. Age. S. 105) Demokrasiye ilişkin olarak, “sosya- lizm, devrim ve demokrasi fırınından dökülen kız- gın bir eriyik gibidir” der. (J.J. Age S. 416; Age. S. 105) Görüldüğü gibi eşitlik, özgürlük, demokrasi gi- bi kavramlar sosyalizm dışı değildir. Bunlar için il- le de burjuva-liberal kaynaklara başvurmaya ge- rek yoktur. Liberallerin ise sosyalist düşünürler- den öğrenecekleri çok şey vardır, hele ‘laiklik’ de- nince burun kıvıran bizim liberallerin. “İnsan için kutsal, yani irdelenmesi, tartışılması yasaklanmış hakikat yoktur; dünyada en değerli şey düşünce özgürlüğüdür (abç); iç ya da dış hiçbir kuvvet, hiçbir iktidar, hiçbir dogma aklın sü- rekli araştırma çabasını sınırlayamaz; insanlık ev- rende büyük bir soruşturma kuruludur. Hiçbir yö- netim, hiçbir yer ya da gök düzeni onun çalışma- larını bozamaz, kısıtlayamaz. Bizden gelmeyen her hakikat kuşkuludur; bağlandığımız şeyler karşı- sında dahi eleştiri duyumuz hep uyanık kalmalı, bütün tasdiklerimize ve bütün düşüncelerimize gizli bir başkaldırma karışmalıdır. Eğer Tanrı fikri elle tutulur bir kılığa girseydi, eğer kalabalık için- de gözle görülseydi, o zaman, ilk ödevimiz ona baş eğmekten vazgeçmek olacaktı, bir efendi gibi de- ğil, tartıştığımız bir kimse, bize eşit bir kimse gibi davranacaktık ona. Bu paha biçilmez görüşü iyi koruyalım. Çünkü laik öğretimin anlamı, büyüklüğü ve güzelliği bu görüşte saklıdır.” (J.J., Action Socialiste, S. 275- 285; Age. S. 70) www.denizkavukcuoglukitaplari.blogspot.com [email protected] Tarihi çarşõlarõmõz binyõllar- dan beri böylesine bir “vefa- sız”lõk yaşamadõlar... “Muhafa- zakâr”(!) iktidar, dünyanõn im- rendiği geleneksel alõşveriş dün- yamõzõ küresel sömürgeciliğin dev mağazalarõna kurban etmek- ten çekinmiyor... Bu aymazlõk ne yazõk ki tarih- sel kimliğine duyarlõ kimi “aydın” kentlerimizde de gözleniyor. Hal- kõn parasõnõ kendi öz esnafõyla paylaşmasõ yerine, uluslararasõ sermayenin tüketim hangarlarõn- da harcamasõ “çağdaş”lõk sanõlõ- yor... Örneğin geleneksel kimlik de- ğerlerini yaşatmakla ün yapan Muğla’ya bile bulaşmõş mega marketlerden biri, yüzlerce yõldõr süregelen ünlü “Muğla Paza- rı”nõn kurulduğu “perşembe” günleri yüzde 40’lara varan “özel indirim” yapmaya başlamõş. Tüm Güney Ege’nin emektar pazarcõlarõna karşõ böylesine acõ- masõzca rekabet savaşõ açan “sö- mürgeci” alõşveriş tekellerine ay- rõcalõklõ imar olanaklarõ sağla- mak, nasõl bir “çağdaş”lõktõr? Nitekim daha 2002’de “hazır” denilen süpermarketleri kent dõşõna çõkarma yasasõnõn neden “bekle- tildiği”ni de Sanayi ve Ticaret Ba- kanõ şöyle açõklamõştõ: “Bazı ri- calardan ötürü erteledik...” ‘Evrensel Miras’ımız İşte bu anlayõşa karşõ kendi çarşõlarõmõzõn yaşatõlmasõ, “kim- likli ve onurlu bir gelecek” için de büyük değer taşõyan çabalar... Tõpkõ, İzmir Büyükşehir Bele- diyesi’nin, görmüş geçirmiş “Ke- meraltı” çarşõsõnõ bugün de “vaz- geçilmez” kõlmaya dönük çalõş- malarõ gibi... Çünkü Kemeraltõ, kentin anõt- sal simgelerinden Kadifekale etekleriyle antik liman arasõnda sa- dece tarihsel ticaretin değil, kül- türel ve kamusal yaşamõn da ya- rattõğõ eşsiz bir “kentsel SİT”... “Agora” ve “Antik Tiyatro” gibi binlerce yõlõn “bellek” de- ğerleriyle de İzmir’in tam mer- kezinde kentin geçmişinin okun- duğu zengin bir “arkeolojik SİT”... Belediye, evrensel bir “miras” olarak da yaşatõlmasõ gereken Ke- meraltõ çarşõsõnõn günümüzdeki “acımasız rakipleri”ne karşõ “di- renişi”ni güçlendirmek; İzmirli- ler için geleneksel çekiciliğinin ya- nõ sõra çağdaş yaşam konforuyla da “öncelikle tercih edilmesi”ni sağlamak üzere adeta seferberlik halinde... Bunun için Konak ve Büyük- şehir belediyelerince eşgüdüm içinde hazõrlanan koruma planla- masõ çalõşmalarõ önceki yõl ta- mamlandõ. Bölgenin tarihsel omurgasõ olan Anafartalar Cad- desi’ndeki yõpranmõş tarihi cep- heler elden geçirildi. Onurlu geç- mişin tanõğõ yapõlarõn sõva ve bo- yalarõ yenilendi; cumba, kepenk ve doğrama gibi ahşap yüzeyler ona- rõldõ; salkõm saçak ve çirkin tabe- lalar kaldõrõlarak “estetik olgun- luk”la yeniden düzenlendiler... Bütün bu çabalarõn önemli bir aşamasõ olarak gerçekleştirilen “Kemeraltı Üst Örtü ve Kent Mobilyaları Ulusal Fikir Ya- rışması” da geçen günlerde so- nuçlanarak, bölgenin tüm İzmir- lilerce “yeniden” kucaklanma- sõnõ sağlamaya dönük projeler el- de edildi... ‘9 Eylül Ruhu’yla Kentlerindeki tarihi çarşõlara duyarlõ beledi- yelerimiz için de örnek oluşturan bu yarõşma için 44 başvurunun olmasõ, gelenek- sel bir alõşveriş semtinin özgün- lüğünü koruya- rak çağdaş konforla yaşatmaya dö- nük bir “fikir zenginliği” yarat- mõş olmasõ bakõmõndan da önem- lidir. Deneyimli mimarlarõmõzdan Cem Açıkkol başkanlõğõndaki seçici kurulun en başarõlõ buldu- ğu 8 projedeki genel ortak yakla- şõm şöyle özetlenebilir: “Geçmi- şin duyumsanmasını engelle- meden, tarihi çevreyle daha fazla birlikte olunmayı özendi- recek bir kentsel yaşam kalite- sini Kemeraltı’yla bütünleşti- mek...” Belediye işte bu olanağõ da kente kazandõrdõktan sonra asõl gö- rev İzmirlilere düşecek. Her yönleriyle “çağdaş” ol- malarõnõ haklõ bir gurur kaynağõ yapan bu aydõnlõk kentimizin sa- kinleri, cüzdanõmõzla birlikte kim- liğimize de göz koyan sömürge- ci dev alõşveriş merkezleri yerine artõk hep Kemeraltõ’nõ yeğleme- liler... İzmir’de Kemeraltõ’ndan alõş- veriş yapmak, sadece İzmirli olma erdeminin değil, bu ülkenin tüm değerlerine düşman olan şu küre- sel sömürgeciliğe karşõ “9 Eylül ruhu”nun da yaşatõlmasõ demek- tir... Teferruat ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ ‘Kemeraltõ’larõ Yaşatmak... Avni Kurtuldu: “Ahmedinejad İstanbul halkından özür dilemiş. Anıtkabir’in yanında trafik teferruattır!” Erol Barutçugil: “Çarklarını öyle sistemli kurmuşlar ki, bir dişliyi bile feda edemiyorlar!” HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] Bir parti diktatörlüğe giderse! YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın İslamcı iktidar partisi AKP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne açtığı davayı anımsatarak söze giriyor Bener E. Kavukçuoğlu ve şöyle devam ediyor: “Davaya bildiğiniz gibi Avrupa Birliği’nden de büyük tepki geldi. Bir siyasi partinin kapatılmasının Avrupa Birliği demokrasisinde yeri olmadığı, AKP’nin kapatılması durumunda görüşmelerin dondurulabileceği filan Avrupa Birliği’nin yetkilileri tarafından biraz samimi biraz tehdit içerikli olarak Türkiye’ye bildirildi. Bu arada 1 Eylül 2008 tarihi itibarı ile Almanya’da Alman vatandaşlığını almak isteyenlere vatandaşlık imtihanı uygulaması başlıyor. İmtihan soruları Alman basınında uzun zamandır verilmekte. Bu sorulardan bir tanesi şu: ‘Almanya’da bir parti diktatörlüğe giden bir yol izlemeye kalkışırsa ne olur?’ Yanıt: ‘Anayasa aykırı duruma düşer. Bu durumda parti ile ilgili kararı Anayasa mahkemesi verir.’ Kısa bir not: Alman Anayasa Mahkemesi’nin bir siyasi partiyi kapatma yetkisi var. Meraklısı için kısa ikinci bir not: Alman Anayasası‘na göre böyle bir durumda eğer yetkili makamlar herhangi bir çaba göstermiyorsa her Alman vatandaşının ayaklanma hakkı var!” SESSİZ SEDASIZ (!) [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com HARBİ SEMİH POROY 20 Ağustos BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Perişan kõlõklõ, derbeder. 2/ Sõcak bir cismin verdiği duyum... Tahsin Yücel’in bir roma- nõ. 3/ İslam inancõ- na göre, cennetin kapõsõnda bekle- yen melek... Fas’õn plaka imi. 4/ Biri- nin yerine iş gör- me yetkisi. 5/ “Hi- le, dümen” anlamõnda ar- go sözcük... Bir işte uy- gulanan ilke, sistem. 6/ Anadolu'nun hemen her yöresinde oynanan bir halk oyunu... Ülkemiz sularõnda yaşayan ve “biz” de denilen mersin- balõğõ türü. 7/ Vilayet... Yeterince aydõnlõk olma- yan... Birinden birinin olacağõ sanõlan iki iş için kullanõlan bağlaç. 8/ İşler, et- kinlikler. 9/ Dürüst, iyi ahlaklõ... Ciğer ya da başka et- lerin ezmesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Mardin ve Siirt yöresine özgü bir halk oyunu. 2/ Do- ğal vücut sõcaklõğõ... Gerçek olmayan, uydurma. 3/ Ra- zõ olma, kabul etme... Eski dilde su. 4/ Bakanlõk. 5/ Türk halk müziğinde “makam” anlamõnda kullanõlan sözcük... Senaryosunu Yılmaz Güney’in yazdõğõ ve Şe- rif Gören’in yönettiği, 1982 Cannes Film Şenliği’nde “Altõn Palmiye” ödülünü kazanan film. 6/ “Yok” anla- mõnda argo sözcük... Telli bir bürümcük cinsi. 7/ İsra- il’in plaka imi... Sacda pişirilen bir tür uzun pide... Şaş- ma belirten bir ünlem. 8/ Operatörün hastanõn bir yeri- ni kesme ve dikme yoluyla yaptõğõ sağaltõm. 9/ Yarar- lõ... Et, balõk ya da sebzeden oluşan ve hamura sarõlarak fõrõnda pişirilen yiyecek. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 M U H A C İ M H Ü L Ü Ş L O Ç A S A M K E R E M E M A N E T R U L A A R İ Y E T L A R A U Z E S T E T İ K B M E K İ M O N O T R E N N E M 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Tarihteki Kemeraltı antik “iç liman”ıyla...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear