01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakanlõk Küçükleri Muzõr Neşriyattan Koruma Kuru- lu, “BOXER” adlõ erkek dergisi- ne sansür getirdi. Kurul, dergide yer alan bazõ fotoğraflar ve yazõ- larõn 18 yaşõndan küçük çocukla- rõn, “maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak” nitelikte olduğu sonucuna vardõ. Bu nedenle der- ginin kapağõna “küçüklere za- rarlıdır” damgasõ basõlacak, der- gi açõk sergilerde satõlamayacak ve dükkânlarda teşhir edilemeyecek. Başbakanlõk Küçükleri Muzõr Neşriyattan Koruma Kurulu’nun konuya ilişkin ilanõ, Resmi Gaze- te’nin dünkü sayõsõnda yayõmlan- dõ. Kurul, “BOXER” adlõ derginin Temmuz 2008 tarihli 49. sayõsõnõ ve “X Large” adlõ ilavesini ince- lemeye aldõ. Dergide yer alan ya- zõ ve fotoğraflarõn 18 yaşõndan küçük çocuklarõn “maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak” nitelikte olduğu sonucuna varan kurul, bu nedenle söz konusu der- ginin 1117 sayõlõ Yasa’nõn 3266 sa- yõlõ Yasa ile değişik 4. maddesin- deki sõnõrlamalara tabi olmasõna oybirliği ile karar verdi. Yasanõn söz konusu maddesine göre, kurulca tetkik edilerek kü- çükler için muzõr olduğuna karar verilmiş basõlmõş eserlerin sahip- lerine, sorumlu müdürlerine ve telif hakkõ sahiplerine, basõlmõş eserlerin küçüklerin maneviyatõna muzõr olduğu tebliğ edilecek. Ya- saya göre, tebligat üzerine eser sa- hipleri, telif hakkõ sahipleri ve sorumlu müdürler, ellerinde mev- cut eserlerin ön kapaklarõna “kü- çüklere zararlıdır” damga veya işaretini basmak zorunda olacak. “küçüklere zararlıdır” ibaresinin herkesin kolayca görüp okuyabi- leceği şekil ve büyüklükte yazõl- masõ gerekecek. Bu suretle damgalanan eserler; açõk sergilerde ve seyyar dağõtõcõ- lar tarafõndan satõlama- yacak, dükkânlarda, ca- mekânlarda ve benzeri yerlerde teşhir edileme- yecek, bir yerden bir ye- re teşhir maksadõyla açõk bir surette nakledileme- yecek ve dağõtõcõlar tara- fõndan bunlar için sipariş kabul edilemeyecek. Söz konusu dergi, ilan edile- meyecek, satõşõ için rek- lam ve propaganda yapõ- lamayacak. Hiçbir suret- le okul ve benzeri yerle- re sokulamayacak. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 2008 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kaza Kader mi? 35 yıl olmuş. Gecikmiş askerliğimi, yedek subay olarak, yaptığım Bayburt’tan, 12 Mart dönemin- den kalma bir davadan yargılanmak için sıkıyö- netim mahkemesi duruşmalarına katılmak üzere otobüs ile İstanbul’a gidiyordum. Yedek subay olarak, sürüldüğüm Bayburt’taki zırhlı tugaya, Erzurum üzerinden gitmiştim. Ziga- nalar’ı ilk kez tırmanacağım için heyecanlıydım. Gü- zergâh, hem çok vahşi ve güzel, hem de derin uçu- rumların kıyısındaki keskin ve dar virajları yüzün- den ürkütücüydü. Otobüs şirketi, hemen şoförün arkasındaki im- tiyazlı koltuğu vermişti bana. Bir yandan dışarıdaki nefes kesici manzarayı sey- rediyor, bir yandan da, sürücü, muavin ve onla- rın yanına tünemiş yolcunun sohbetlerine kulak mi- safiri oluyordum. Konu kazalarla ilgiliydi. Çok bilmiş sürücümüz kestirdi attı: - Sonradan şöyle olsaydı böyle olsaydı demek boş, kaza kaderdir arkadaş! Sonra da, geçmişte bir yolcuyla giriştikleri tar- tışmayı anlatmaya koyuldu. Yolculardan biri, sü- rücünün bu görüşüne karşı çıkmış, kazaların ön- lenebileceğini, “kaza kaderdir” demenin anlam- sızlığını dile getirmiş ve belli ki, bizim bıçkın deli- kanlıyı iyice kızdırmış. Anlatırken, olayı anımsadıkça yeniden öfkelenen sürücümüz lafın bir yerinde, - Anlatıyorum, anlatıyorum, bir türlü anlamıyor adam, Abi en sonunda, çektim arabayı sağa ve “in aşağı arkadaş” dedim. Şimdi gör bakalım kaza ka- der miymiş, değil miymiş! Sonra da konuşmayı gülümseyerek dinleyen ba- na döndü ve - Allah aşkına söyle Teğmenim, dedi kaza ka- der değil mi? Siz olsaydınız bu durumda ne yanıt verirdiniz? Hiç kuşkunuz olmasın ki, Türkiye’de 35 yılda, bu alanda çok değişiklik olmadı ve ülkedeki insanların çoğunluğu da, bizim bıçkın Bayburtlu sürücüden daha değişik kafada değiller hâlâ... Geçen gün, “ölüm tersanelerinin” mekânı Tuz- la’da üç kişinin yaşamını yitirdiği olayı tüylerim ür- pererek okudum. Artık buna kaza demek de mümkün değil. Ortada resmen bir cinayet var. Hep dikkatimi çekmiştir. Diğer azgelişmiş ül- kelerde olduğu gibi, biz de, çok kurbanlı kazalar, gelişmiş ülkelerle kıyaslanmayacak kadar yüksek düzeydedir. Hatta kazaların haber olabilmesi, kurban sayı- sının yüksekliğine bağlıdır. Münferit kazalar birer ikişer ölümle sonuçlanmışsa haber bile olmazlar. Nitekim 13 Ağustos’ta, Hürriyet’in 4. sayfasın- da yayımlanan haber öbür gazetelerde yer bile al- mamıştı. Hürriyet’in haberine göre, 4-11 Ağustos arasındaki bir haftada, ülkemizde trafik kazalarında can verenlerin sayısı 122’yi buluyordu. Evet yan- lış okumadınız bir haftada 122 kişi trafik kazala- rında can vermişti, yaralı sayısı ise 700’ü geçiyordu ve olay biri dışında gazetelere haber olacak ka- dar önemli bile görülmemişti. Ne zaman bir kaza haberini, nedenleriyle anla- tan ayrıntısıyla birlikte okusam, aklıma hep Bay- burt-İstanbul yolundaki bıçkın sürücü gelir. Çünkü bütün kazalarımızın asıl ortak nedeni o bıçkın sürücünün zihniyetidir. Bu zihniyet, amiyane deyişle “bi şiiiy olmaz abi- cim”, mütevekkil tabiriyle “Allah kerim” sözcük- lerinde ifadesini bulur. Bu iki deyiş, özünde sebep sonuç ilişkisinin yad- sınmasından başka bir anlam taşımaz. Kaderde sebep sonuç ilişkisi yoktur. Oysa ka- zalar sebep sonuç ilişkisine bağlı olarak gelişirler. Kazaya kader dediğiniz anda, kazaya yol açan ne- denleri ortadan kaldıracak veya engelleyecek önlemleri almak gereği kalmaz. Eğer kazayı iradeyi külliye ile açıklarsanız, ona karşı gerçekten de ya- pacak bir şey olamaz. Eğer kazayı kader olarak yorumlarsanız, Kon- ya’daki kaçak Kuran kursundaki öğrencilerden, Tuzla’da kum torbası yerine kobay olarak kulla- nılan işçilere, oradan da, son bir hafta içinde, yur- dun dört bir yanında trafik kazasında can veren 122 kişiye kadar herkesin ölüm nedeni birdir ve bun- ların önlenmesi de mümkün değildir. Kazanın kader olmadığını anlatmak kimi yerde çok zordur. Neden–sonuç ilişkisini ileri sürmek kimile- rine göre Allah’ın işine karışmak anlamına gelir ki, yerine göre, çok vahim sonuçlar doğurabilir. Son zamanlarda böyle bir ülkede yaşadığımız için, elimde olmadan kendi kendime soruyorum: - Ahmaklık kader midir? [email protected] Hakkõnda her gün yeni bir yolsuzluk iddiasõ gündeme gelen parti yöneticisi hakkõndaki sessizlik sürüyor AKP,ŞabanDişli’yikoruyorANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - AKP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Şaban Dişli ile ilgili yeni yol- suzluk iddialarõ ortaya çõkarken Dişli ve AKP yönetimi sessizliğini sürdürüyor. Dişli, kuzenine devret- tiği Sapanca’da dere yatağõna ya- põlan fabrikayõ imar değişikliği ya- põlarak yõkõlmaktan kurtardõğõna ilişkin iddialara yanõt vermekten ka- çõyor. CHP’li Hüseyin Ünsal, ko- nuyu TBMM gündemine taşõyarak “Yasal olmayan inşaata göz yu- marak görevini kötüye kullanan belediye yetkilileri hakkında so- ruşturma başlatıldı mı” diye sor- du. AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Şaban Dişli, hakkõnda ortaya çõkan yeni iddialarla ilgili olarak açõkla- ma yapmaktan kaçõyor. AKP yö- netimi ise yolsuzluk iddialarõna ilişkin olarak Dişli hakkõnda her- hangi bir inceleme ya da araştõrma yapõlmasõna dönük bir girişimde bu- lunmazken bu konuda bir açõklama da yapõlmõyor. Dişli, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun hafta ba- şõnda açõkladõğõ imar değişikliği karşõlõğõnda 1 milyon dolar rüşvet al- dõğõna ilişkin iddiasõyla ilgili kõsa bir yazõlõ açõklama yaptõ. Bu açõkla- masõyla soru işaretlerini daha da art- tõran Dişli, Kõlõçdaroğlu’nun açõk- ladõğõ belgede imar değişikliği ya- põlacağõ yönünde ifade olmasõna karşõn kendisinin böyle bir deği- şiklikten haberinin olmadõğõnõ sa- vundu. Bu açõklamanõn hemen ardõndan Dişli ile ilgili yeni iddialar ortaya atõldõ. Dişli’nin, kuzenine devretti- ği Sapanca’da dere yatağõna yapõlan fabrikanõn mühürlenmesi üzerine imar planõnõ değiştirttiği ve fabri- kanõn yõkõlmasõnõ önlediği ileri sü- rüldü. Dişli, bu iddialara ilişkin herhangi bir açõklama yapamadõ. Dişli ve ortaklarõnõn, Silivri’deki ar- sayõ TESCO Kipa’ya satmadan ön- ce şirketle arsanõn ortasõndan geçen yolun kaldõrõlmasõ, E-5 karayolu ile bağlantõ kurulmasõ, imar değişikli- ği yapõlmasõ yönünde protokol im- zaladõğõ, bunlarõn gerçekleşmesi durumunda arsanõn Kipa tarafõndan 8.4 milyon dolara alõnmasõnõn ta- ahhüt edildiği ortaya çõktõ. Dişli, bu iddiayla ilgili olarak da bir açõkla- mada bulunmadõ. CHP’li Hüseyin Ünsal, Dişli ile ilgili iddialarõ TBMM gündemine taşõdõ. Ünsal, Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn yanõtlamasõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu so- ru önergesinde, Sapanca’daki soda fabrikasõnõn inşaasõna geçen yõl başlandõğõnõ ve daha sonra yapõlan imar değişikliği ile yasal olmayan duruma kõlõf hazõrlandõğõnõ kay- detti. Ünsal, şu sorularõ yöneltti: “İmarsız alanda fabrika satışı- na ne kadar süre göz yumulmuş- tur? İmarsız olarak devam eden inşaata hiç ceza kesilmiş midir? Yasal olmayan inşaata göz yu- marak görevini kötüye kullanan belediye yetkilileri hakkında bir soruşturma başlatıldı mı?” Dişli, CHP’li Kemal Kõlõçdaroğlu’nun hafta başõnda açõkladõğõ imar değişikliği karşõlõğõnda 1 milyon dolar rüşvet aldõğõna ilişkin iddiasõyla ilgili kõsa bir yazõlõ açõklama yaptõ; fakat açõklamasõ soru işaretlerini daha da artõrdõ. Bu açõklamanõn hemen ardõndan Dişli ile ilgili yeni iddialar ortaya atõldõ. Dişli’nin, kuzenine devrettiği Sapanca’da dere yatağõna yapõlan fabrikanõn mühürlenmesi üzerine imar planõnõ değiştirttiği ve fabrikanõn yõkõlmasõnõ önlediği ileri sürüldü. Dişli, bu iddialara ilişkin herhangi bir açõklama yapamadõ. AKP yönetimi ise sürecin başõndan beri sessizliğini koruyor. İzmir’de Attilâ İlhan Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuşan TGB İzmir Şube Başkanı Hasan Ali Kızılırmak, “Cumhuriyet köylülerini yürekten destekliyoruz. 17 Temmuz’da Cumhuriyet Köyü’nün önderlerinden Muhyettin Öksüz ve Ömer Öksüz, ağanın adamlarınca öldürüldü” dedi. (Fotoğraf: EFEKAN GÖKHAN) Ağa zulmüne karşı dayanışma İZMİR/ADANA (Cumhuriyet) - Tür- kiye Gençlik Birliği (TGB), “Yıkılsın ağalık, yaşasın Cumhuriyet” sloganõyla adõnõ “Cumhuriyet Köyü” olarak değiş- tiren Diyarbakõr’a bağlõ Bismil ilçesinin As- lanoğlu köylülerine destek verdi. İşçi Par- tisi (İP) üyeleri de, 17 Ağustos’ta Ada- na’dan Diyarbakõr’a gidiyor. Bismil’e bağlõ Aslanoğlu köyünde ağalõk sistemine karşõ verdiği mücadeleyle tanõnan Muh- yettin Öksüz ve yeğeni Ömer Öksüz’ün öldürülmesini protesto edecek olan İP’li- ler, köylerinin adõnõ “Cumhuriyet Köyü” olarak değiştiren köylülere destek verecek. İzmir’de Attilâ İlhan Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantõda konuşan TGB İzmir Şube Başkanõ Hasan Ali Kızılırmak, “Cumhuriyet köylülerini yürekten des- tekliyoruz. Diyarbakır 2. İdare Mahke- mesi’nin ‘Hazine arazilerinin ağalardan alõnarak köylülere dağõtõlmasõ’ yönündeki kararı büyük sevinçle karşılanmıştı. An- cak 17 Temmuz’da Cumhuriyet Kö- yü’nün önderlerinden Muhyettin Ök- süz ve Ömer Öksüz, ağanın adamların- ca öldürüldü. Bu, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’ın, yurttaşlarını savunma iradesinden yoksun olduğunun da kanı- tıdır” dedi. Parti binasõnda basõn toplantõsõ düzenle- yen İP Adana İl Başkanõ İsmail Hakkı Sa- vaşer, Aslanoğlu köylülerinin Hazine top- raklarõnõ işgal eden ağa Nevaf Kahra- man‘a karşõ mücadele ettiklerini anõmsat- tõ. Köylülerin, ‘Yıkılsın ağalık, yaşasın cumhuriyet’ şiarõnõ benimsediğini aktaran Savaşer, “Ortaçağ karanlığına karşı Cum- huriyete sahip çıkan köylülerin toprak mücadelesi kanla bastırılmaya çalışılıyor” dedi. Bu mücadelede ön saflarda yer alan Muhyettin Öksüz ve yeğeninin, ağanõn adamlarõ tarafõndan öldürüldüğünü belirten Savaşer, “Köylülere destek vermek ve ölümleri protesto etmek için 17 Ağustos’ta Aslanoğlu köyünü ziyaret edeceğiz. ‘Köy- lüye toprak, millete birlik ve vatana bütün- lük’ isteyen köylülerin mücadelesini yük- selteceğiz” diye konuştu. 6 AYDA 156 MİLYON YTL HARCADI Erdoğan’a örtülü ödenek dayanmıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlõk bütçesinden 6 ayda 156 milyon YTL’lik örtülü ödenek harcamasõ yapõldõğõ ortaya çõktõ. NTV’nin haberine göre, Başbakanlõk bütçesine bağlõ Özel Kalem Müdürlüğü’nün yõlõn ilk 6 ayõndaki harcamalarõ başlangõç ödeneğinin 5.5 katõna ulaşõrken bu kalem içinde yer alan örtülü ödenek ise başlangõç ödeneğine göre 781.5 kat arttõ. Genel yönetim kapsamõndaki tüm kurumlar, yõlõn ilk 6 ayõndaki bütçe uygulama sonuçlarõyla ikinci yarõ yõla ilişkin beklentilerini yasa gereği kamuoyuna açõklõyor. Başbakanlõk da “2008 kurumsal mali durumu ve beklentileri raporu” ile ilk 6 aydaki harcamalarõnõn detayõnõ açõkladõ. Rapora göre, 1 milyar 666 milyon YTL’lik Başbakanlõk bütçesinin yüzde 50.9’una denk gelen 847.2 milyon YTL ilk yarõ yõlda harcandõ. Raporda, muhalefetin eleştirilerine neden olan örtülü ödenek harcamalarõyla ilgili detaylar da yer aldõ. Başbakanlõk bütçesinde oran olarak en yüksek gerçekleşme, başlangõç ödeneğinin yüzde 549.9 üstüne çõkan özel kalem müdürlüğü harcamalarõnda oldu. Bu kalemdeki artõşõn kaynağõnõn ise örtülü ödenek olduğu ortaya çõktõ. Bütçeleme tekniği gereği yõlbaşõnda sembolik olarak 200 bin YTL’lik “gizli ödenek” konulan örtülü ödenekte 6 aylõk harcama 156.3 milyon YTL oldu. Böylece ilk 6 ayda örtülü ödenekten başlangõç ödeneğine göre 781.5 kat fazla ödeme yapõldõ. 5018 sayõlõ yasanõn 24’üncü maddesine göre örtülü ödenek, kapalõ istihbarat ve kapalõ savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarõnõn gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar için kullanõlõyor. Örtülü ödenekten yapõlan harcamalar yasa gereği açõklanmõyor. Başbakanlõk Küçükleri Muzõr Neşriyattan Koruma Kurulu derginin ‘zararlõ’ damgasõyla satõlmasõna karar verdi ‘BOXER’ dergisine yasak geldi ENSAR VAKFI ÇORUM ŞUBE BAŞKANI Tecavüz zanlõsõ Zekai İşler daha önce de tacizle suçlanmõş SEYFETTİN METE /AHMET KURT ÇORUM/İZMİT- Tecavüzden tutuklanan Ensar Vakfõ Çorum Şu- be Başkanõ Zekai İşler’in (52), da- ha önce de Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde görev yaptõğõ sõrada kõz öğ- rencileri taciz ettiği idddiasõyla Göl- cük’e sürüldüğü ortaya çõktõ. İşler, kaldõğõ koğuşta diğer mahkûmlar ta- rafõndan dövüldü. Çorum’da babalarõ imam olan 3 kõzdan birine tecavüz, 2’sini de ta- ciz ettiği iddiasõyla tutuklanan Mehmetçik Lisesi Din Kültür ve Ahlak Bilgisi öğretmeni ve Ensar Vakfõ Çorum Şube Başkanõ Zekai İşler’in 1990’lõ yõllarda Karamür- sel İmam Hatip Lisesi’nde görev yaptõğõ sõrada kõz öğrencileri taciz ettiği iddiasõyla hakkõnda soruş- turma açõldõğõ belirtildi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, öğ- rencilerin şikâyeti üzerine başlatõ- lan soruşturma sonrasõ İşler’in Göl- cük’te başka bir okulda görevlen- dirildiğini ifade ettiler. Burada kõ- sa süre görev yapan İşler daha sonra Çorum’a tayin edildi. Çorum L Tipi Cezaevi’nde memurlar ko- ğuşu olarak bilinen yere konulan İş- ler, diğer tutuklular tarafõndan darp edildi. Gardiyanlar tarafõndan kur- tarõlan İşler, güvenlik gerekçesiy- le başka bir koğuşa konuldu. Çorum Ağõr Ceza Mahkemesi, İşler’in tutuklanmasõna yapõlan iti- razõ reddetti. Ensar Vakfõ yetkilileri ise geçtiğimiz günlerde yaptõklarõ açõklamada, İşler’in 13 Mayõs’ta görevinden istifa ettiğini belirttiler. Ancak yapõlan araştõrmada İşler’in bu tarihten sonra pek çok kez En- sar Vakfõ Çorum Şube Başkanõ sõfatõyla çeşitli toplantõlara katõldõ- ğõ ortaya çõktõ. HARUN KARADENİZ’İ ANMA ETKİNLİĞİ TOPRAĞA VERİLİŞİNİN 33. YILINDA 68 KUŞAĞI’NIN SOYLU VE YİĞİT ÖNDERİ HARUN KARADENİZ’İ MEZARBAŞI TOPLANTISI İLE ANIYORUZ. 15 Ağustos 2008 Cuma günü saat 12.30’da Karacaahmet Mezarlõğõ, Kadõköy-Üsküdar Caddesi üzerinde solda duvar dibi tarafõnda yapõlacak anma etkinliğine tüm devrimci ve yurtseverleri bekliyoruz. İletişim: 0532 325 85 90 İstanbul Üniversitesi’nden almış olduğum öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. EMRAH ÇETİN İstanbul Üniversitesi’nden aldığım öğrenci kimliğimi, pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. SEVİLAY TAN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear