25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHÜRİYET 29 TEMMUZ 2008 SALI 4 HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN 'Denin Devlefi Bırak! 'Sığ Devlet'e Bak Sen! "Ergenekon operasyonu" dehşet ile kahkahanın ke- siştiği noktada yer alıyor bence. Dikkat buyurunuz, henüz delilleri ortaya çıkmamış olan Ergenekon iddianamesinden söz etmiyorum. Onun görüşülmesine üç ay sonra başlanacak. Ama bu üç ay içinde, bana inanılması güç ve bir sürü tutarsızlıkla malul görünen iddianame çerçe- vesinde, sanki her şey gerçekmiş ve ispatlanmış- çasına yapılan yayınlar sürecek. Bu davadan tutuklu sanıkların (ki bir bölümü bir yıl- dan fazla süredir içerdeler) bulunduğu bir davanın du- ruşmasının bu kadar ileri bir tarihe atılması hukuka uygun görünmüyor. Daha da vahim olanı, bu süre zar- fında, kimileri bütün bu iddiaları kesinleşmiş yargı ka- rarıymışçasına topluma kabul ettirmeye çalışacak- lar. Ergenekon operasyonundan medet umanlar, Tür- kiye'de uzun süredir sözünü ettikleri "derin devlet" olgusunu gündemin baş maddesi haline getirerek, toplumun dikkatlerini göz önündeki gerçeklerden baş- ka yerlere kaydırmaya çalışacaklar. Oysa Türkiye'de ne olduğunu anlarnak için, her şeyden önce, göz önündeki devlete bakmak gerek. ••• "Derin devlef'ten kasıt nedir? Ne olabilir? Devletin içinde, önde görünmeyen, yasal yetkile- rinin ötesinde yetkilerle donatılmış olan ya da do- natılmasa bile böyle yetkileri fiilen kullanan kişiler, ba- zı gizli saklı işler yapıyorlar ve devletin yasal işlemesini engelliyorlar ya da yolsuzlukların usulsüzlüklerin ortaya çıkmasını engelliyorlarsa, derin devletten söz edilebilir. Yahut da, kimileri devletin erkini perde arkasından kullanarak, yasadışı girişimlerde bulunuyorlarsa de- rin devlet var demektir. Birçok ülkede, derin devletin varlığından söz edi- lir, birçok demokraside de meydana gelmiş olaylar, derin devletin varlığı kuşkularını güçlendirir. ABD'de, Başkan Kennedy'nin 1963 yılında öldürülmesi, ci- nayetin gerçek faillerinin ortaya çıkarılmaması gibi, buna bağlı olduğu ileri sürülen diğer cinayetler de- rin devlet kuşkusunu derinleştirmiştir, tıpkı Fransa'da 1936 yılında işlenen Stavinsky cinayeti ve 1965 yı- lındaki Ben Barka'nın kaçırılması olayları gibi... Ama genelde, devlet mekanizmasındaki bozuk- luklar, daha çok derin ya da görünmeyen devletten değil, görünen göz önünde olan "sığ devlef'ten kay- naklanır. Derin devleti engellemenin yolu devleti şeffaflaş- tırmak, görünen devletin hesap vermesini sağlamaktır. ••• Türkiye'den örneklerle açayım konuyu. Türkiye'de anayasanın öngördüğü, laik demokratik sosyal hukuk devleti yapısını, Iran'dakinin tıpatıp ay- nısı olmasa bile benzeri ıslami cumhuriyete çevirmeye çalışan bir sivil darbe yürürlüktedir. Bu derin devlet ile değil, görünen devletin içinde herkesin gözü önünde cereyan etmektedir. Örneğin, geçen dönem hükümetinin Milli Eğitim Ba- kanlığı Müsteşarı, mahkeme kararlarını uygulama- maktan tam dört kez, yargı tarafından mahkûm edil- miştir. Bir milli eğitim bakanlığı müsteşarı derin devletin değil, göze görünür devletin üyesidir. Rejim derin değil, sığ devlet tarafından çiğnenmekte, bo- zulmaktadır. Hemen belirteyim bu zat şimdi AKP'den milletvekili olmuştur. Geçen gün, Ergenekon iddianamesinin derin dev- letin üzerine gittiğini söyleyen, Star gazetesi başyazarı Mehmet Altan ile CNN'de tartışıyorduk. Altan, Hrant Dink cinayetini derin devletin bir ör- neği olarak ileri sürdü. Doğrusu bu iddiaya elimde ol- madan, herkesin gözü önünde güldüm. Hırant Dink cinayetinden devletin kasta varan ku- suru yüzünden birinci derecede sorumlu olduğuna tabii ki, katılıyorum. Ama hangi devletin? Derin devletin değil, "sığ cfeWef"in! Dönemin Istanbul Valisi, Istanbul Emniyet Müdü- rü, Trabzon Emniyet Müdürü, o andaki ve şimdiki Em- niyet Istihbarat Daire Başkanı... bunlar derin devlet midirler? Bunlar herkesin gözü önündeki yetkililer de- ğiller mi? Bunların olaydaki sorumlulukları gün gibi ortada değil mi? Peki bunlara bir şey yapmayıp, seyirci kalıp, Hrant Dink cinayetini "derin devlef'e yüklemek, ayıp değil mi? Derin devlet diyenler, işbaşındaki iktidarların so- rumluluklarını gözden kaçırıp onları aklamaya çalı- şanlardır. Siz siz olun bunlara kanmayın, derin devleti bir ya- na bırakın, "sığ devlef'e bakın. Ziya Paşa diyor ki: "Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim Gaflet ile görmez kuyuyu reh-güzerinde" Gidinin turfa müneccimleri sizi! asirmen@cumhuriyet.com.tr İSAVCIYA GÖRE ERGENEKONCU Alparslan Arslan neden sanık değil ? ANKARA (Cuın- huriyet Bürosu) - Da- nıştay ve gazetemize yönelik bombalı saldı- nlan gerçekleştiren Al- parslan Arslan 'ın Er- genekon soruşturması kapsamındaki samklar tarafından aznıettiril- diği iddia edilmesine karşın iddianamede sa- nık olarak yer alma- ması dikkat çekiyor. Ergenekon soruştur- masına ilişkin iddiana- menin mahkeme tara- fından kabul edilme- sinin ardmdan Danıştay baskını ve gazetemize yönelik bombalı saldı- rılar da ycniden gün- demc gcldi. Bu dava kapsamında ceza alan Alparslan Arslan'ın "Danışlay'a baskın ve Cumhuriyet'e saldı- rı talinıatı ile bonı- baları Veli Küçük ve Muzaffcr Tekin'den aldığına" ilişkin id- dialar yine aynı davada sanık olan Osman Yıl- dırını tarafından gün- deme getirilmişti. An- cak Alparslan Ars- lan'ın iddianamede sa- nık olarak yer alma- ması dikkat çekti. Hu- kukçular, böyle bir id- dianın olması duru- ınunda Aslan'm en azından "örgüt üyesi" kapsamında değerlen- dirilmesi yoluna gidil- memesinin anlaşıla- madığını savunuyor. Prof. Dr. Ersan Şen, Ergenekon iddianamesinin somut delillerden yoksun olduğunu söyledi İddianame, bilim kurgu tarzfIstanbul Haber Servisi - Istanbul Üniversitesi (ÎÜ) Siyasal Bilgiler Fa- kültesi Ceza Hukuku Öğretim Üye- si Prof. Dr. Ersan Şen, Ergenekon iddianamesini "bilimkurgu tarzı" olarak niteleyerek iddianamede ör- gütün oluşturulması, hiyerarşisi ve suçlanna ilişkin somut gerçeklere ulaşılamadığını vurguladı. Şen, "Savcılık, emniyet, MİT ve TSK içinde Ergenekon'a destek olnia- dığını yazmış. Bu kurumlar için- de yapılanması olmayan bir örgüt, nasıl olur da bu kadar suç işler ve bugiine kadar deşifre edilemez. Bi- raz bilimkurgu tarzı var. Pozitif hukuk, ceza yargılaması hukuku bunlarla mcşgul olıııa/" dedi. Tuncay Güney'in ifadclcrini dc hukuki açıdan "güvenilir" bulma- dığım belirten Şen, "Savcıhk nıa- kamının, Güney'in ifadesinin alı- nışıyla ilgili leınas kurmadığı açık. Güney'in ifadesinin şüphcli mi, ta- nık olarak mı alındığı belli değil. İddianamede Güney'in ifadele- rinden 'mülakat' olarak söz edili- yor. Güney için yurtdışından ia- • Prof. Dr. Ersan Şen, iddianaınenin içeriğinde, "Ergenekon terör örgütü" tanımlamasının yer almasının, soruşturmaya Ergenekon adının savcıhk tarafından verildiğini kanıtlar nitelikte olduğunu söyledi. lddianameyi pozitif hukuk açısından değerlendirdiğini belirten Şen, örgütün oluşturulması vc örgütün suçlanna ilişkin somut gerçeklere ulaşamadığını vurguladı. lddianameye belirsizliğin hâkim olduğunu belirten Şen, "Önemli olan somut delildir. Şuçlamayı ispatlayan, suçu mutlak ortaya koyan delil ve belgeler aramr. Bunların da hukuka uygun yollardan elde edilemesi şarttır" diye konuştu. sayfalık vc 420 klasörlük id iiana- menin "belirsizlik yüklü" o duğu- nu vurguladı. Kimin, hangi clayla- rın sorumlusu olarak suçlanc ığının açıkça yer almadığını belirte ı Şen, tüm ifadelere ikinci kez yer veril- mesinin de anlamsız olduğunu söy- ledi. lddianameyi okuyunca desi proscdürü uygulanacak mı? Akli sorununun olup olmadığı incelenecek mi" sorulannın yanıt- sız kaldığını belirtti. Ergenekon iddianamesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Ersan Şen, iddianaınenin anla- şılır olmadığını, soruştunııada "suç- su/luk karinesi"nin görmezden gelindiğini belirtti. Savcılığın, koruma tedbirleri üze- rinde özenle dumıası gerektiğinin de altını çizen Şen, "I yıldır tutuklu olanlar var, bu kişilerin aile ha- yatlarım düşünmek hukuki bir zo- runluluktur. Bu insanlar ceza- evinde mahkûm muamelesi gö- rüyor. Koruma tedbirleri, delil- lerin kaı artılnıasını engellemek ve kaçma ihtimalinin önüne geçmek gerektiği durumlarda geçerli olur. Bu ihtimaller ortadan kaldırıl- dıysa mahkemenin en kısa sürede üzerine düşeni yapacağını düşü- nüyorum" diye konuştu. Somut gerçek yok Şen, iddianamcnin içeriğinde, "Ergenekon terör örgütü" tanım- lamasının yer almasının, soruştur- maya Ergenekon adının savcıhk ta- rafından verildiğini kanıtlar nitelikte olduğunu söyledi. lddianameyi po- zitif hukuk açısından değerlendir- diğini belirten Şen, örgütün oluştu- rulması ve örgütün suçlanna ilişkin somut gerçeklere ulaşamadığını vuı- guladı. Bir suç örgütüne yönelik hazırla- nan iddianamede, örgütün "anlaşma ve işbirliğinin" ötesinde "kurucu- lar, yöneticiler, üyeler, üye olma- dan dışarıdan destek olanlar, ya- ni yardım ve yataklık yapanlar" unsurlannm olması gerektiğini ve bu yapılanmada örgütün hiyerarşik bir düzende devamlılık, elverişlilik, birliktelik özelliklerinin de kanıt- lanması gerektiğine dikkat çekti. lddianameye belirsizlik hâkim tddianamede suçlann özetinin ol- ması gerektiğini belirten Şen, 2455 ve suçlar arasındaki bağlantının kaybcdildiğini anlatan Şen, "Ceza yargılanmalarının yazı l>al ıııım- dan az, söz bakımından /cngiıı yargılamalar olması gerekir" de- di. Suçu mutlak kanıtlayaıı delil gerekir Şen, dünyadaki terör örgüt celendiğinde, mutlaka deşifie dşiler 'USMER düşünce üretim merkezidif Ergenekon iddianamesindcki iddialara ilişkin İP tstanbul tl Örgütü binasında dün bir basm toplantısı yapan İP Genel Başkan Yardımcısı ve Ulusal Strateji Merkezi (USMER) Başkanı Servet Cömert, "USMER, iddianamede belirtilenin aksine bir dernck değil, bir düşünce üretim merkezidir. Parti programımızın 38. maddesinde de belirtildiği üzere, USMER içerisinde tarım programı, üzerinde çalıştığımız sivil anayasa taslağı, teknik araştırma programı gibi çalışnıalar yer alır. Merkezimizin darbe hazırhk merkezi olarak değerlendirilmesini kınıyorum" dedi. Genel Başkan Yardımcısı Özbey, iddianamenin kes-yapıştır yöntemiyle hazırlandığını söyledi IP: Her yalanı ortaya dökeceğiz en ın- olarak eylcmlcrini sürdürdüklerini beliterek şöyle konuştu: "Herkes bir arada topaHanıp iddianamcye konulmuş. Örgütün bu kadar olayı yönlendirehilme- si, bu kadar olayın içinde olması ve bundan da ülkenin istinbara- tının haberinin olmaması ilginç. Savcıhk makamı bazı kuru ıılara yazı yazmış. Yazışma- larda savcılığa d( niyor ki, bu oluşumun TSK, Milli Istihbarat Teşki- latı (MİT), emniyet içinde olmadığıı ı dü- şünüyoruz. Resnıi ma- kamlarııı içinde böyle bir desteği ve ya >ılan- nıası yoksa bu kadar eylemin içinde bugiine kadar nasıl deşifre edi- lememişlerdir. Uirta- kını tahminlerde ı yola çıkarak yazılar yaza- bilirsiniz. Ancal:, po- zitif hukuk, cezj yar- gılaması hukuku bun- larla meşgul o maz. Önemli olan soııı ıl de- lildir. Şuçlamayı layan, suçu mutl taya koyan delil i geler aranır. Bu spat- k or- ebel- ların yol-da hukuka uygu lardan elde edilmesi şarttır. Bu ceza rıuha- kemesi kanununun şart e.koştuğu bir şeyd Güney'in ifadçsine itibar edilmem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tşçi Paıtisı (İP) Genel Başkan Yar- dımcısı Hasaıı Basri Özbey, Ergene- kon davası iddianamesinin "yalan- larla dolu olduğunu" belirterek "ld- dianamedeki her yalanı ortaya dö- keceğiz" dedi. Özbey, parti genel merkezinde dü- zenlediği basm toplantısmda, Güngö- ren'de meydana gelen saldırıyı kına- dıklannı bildirdi. Özbey. "1 milyon in- sanın telefonu dinleniyor ama demek ki terör örgütleri dinlenmiyor" de- di. Özbey, "Ergenekon" iddianamesi- nin yalanlarla dolu olduğunu vurgu- larken, söz konusu belgenin "Erge- nekon Analiz Yeni Yapılanma Yö- netim vc Gcliştirme Projesi, Istanbul 29 Ekim 1999" isimli dokümana da- yandınldığını, bu dokümanın "Erge- nekon Terör Örgütü'nün" varhğının temel kanıtı sayıldığını kaydetti. İddianamede, söz konusu doküma- nın "Veli Küçük'ün talimatıyla Do- ğu Perinçek, Hasan Yalçın, Deniz Bil- ge ve emekli albay Suphi Karaman ile birlikte Bilecik'te hazırlandığı id- diasının yer aldığım" anımsatan Öz- bey, Perinçek'in 1990'lardan itibaren devlet komması altında olduğunu, git- tiği her yere devletin kendisine verdi- ği güvenlik görevlilerin de beraberin- de yolculuk ettiğini ifade etti. Özbey, bu nedenle Perinçek'in gittiği yerlerin devlet tarafından bilindiğini ve Bile- cik'te böyle bir buluşma ve toplantının olmadığını söyledi. Özbey, 2 bin 455 sayfalık iddianamenin "kes-yapıştır" yöntemiyle hazırlandığını ifade etti. İddianamede, "bu belgelerin örgü- tün yöneticileri Veli Küçük, Doğu Perinçek ve örgüt üyesi Tuncay Gü- ney'den elde edildiği"nin belirtildiğine dikkati çeken Özbey, oysa bu belge- lerden çok öncc haberdar olan ve ga- zetelerinde yayımlayanlann olduğunu kaydetti. Özbey, iddianamede Tuncay Güney'den "örgüt üyesi" olarak söz edilmesine karşın hakkında dava açıl- mamasının da manidar olduğunu vur- guladı. Doğu Perinçek'in, yazdığı iddia edi- len bu bclgeden, ilk defa 2006 yılının mayıs ayı sonlanna doğru haberdar ol- duğunu savunan Özbey, Perinçek'e bel- geyi Sabah gazetesi Aııkara bürosuna yaptığı ziyaret sırasında kendisiyle röportaj yapan Aslı Aydıntaşbaş'ın gösterdiğini ve bir fotokopisini Perin- çek'e verdiğini bildirdi. Bu belgeden ilk bahseden kişinin ise gazetcci Feh- mi Koru olduğıuıu vurgulayan Özbey, Koru'nuıı, Taha Kıvanç imzasıyla Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan 30 Nisan2001 ve 1 Mayıs 2001 tarilıliya- zılannda belgcyi çok önceden bildiği- ni açıkladığını kaydetti. 'Bu davadan bir şey çıkmaz' CHP Grup BaşkanvekiliAnadol, gizli tanığa ilişkin düzenlemenin Anayasa Mahkemesi 'nde olduğuna dikkat çekerek "Ergenekon davası, Yücel Aşkın davası gibi olur" dedi Şen, Güney'in iddia- nameye yansıyar şek- liyle "mülakaf'a da- yandınlarak suçlaı nalan temellendirümesini "gü- venilir" bulunmadığını söyledi. Şen, savcılığın, Güney'in ifadesinin alı- nışma ilişkin bir görüşme yapmamasuıın diklat çe- kici olduğunu kaydetti. Şen, soruşturm; kap- samında tutuklananlarm birçoğunun toplumda saygı gören kişileı oldu- 'unu ve bu kişilen tana ihanet" adı v "anayasal düzeni dan kaldırmaya büs" suçlamasının neltilmesinin huku dan geçerli delille yanmasının geret tiğini vurguladı. 'Polis devletin* gider' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Er- genekon davası iddianamesinde 20 gizli ta- nık yer ahrken, CHP'nin bu uygulamaya da- yanak olan Tanık Koruma Yasası'nı "adil yargılanma ve savunma hakkını sınırla- dığı" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğüne dikkat çekildi. CHP Grup Baş- kanvekili Kenıal Anadol, "Anayasa Mah- kemesi, başvurumuzu kabul edip bu nıad- deleri iptal ederse gizli tanık falan olına/. Zaten bu davadan bir şey çıkmaz. Yücel Aşkın davası gibi olur" dedi. Tanık Komma Yasası 27 Aralık 2007 ta- rihinde TBMM Gcncl Kurulu'nda kabul edildi. 5 Ocak 2008 günü Resmi Gazete'de yayımlanan yasa, 6 ay sonra 5 Tcmmuz 2008 tarihinde yürürlüğe girdi. Yasanın yürürlüğe girmesinden hemen sonra 20 gizli tanıkh Er- genekon iddianamesi tamamlandı. CHP, 15 Şubat 2008 tarihinde bu yasanın bazı mad- delerinin iptali ve yürürlüklerinin durdurul- ması için Anayasa Mahkemesi'ne başvur- muştu. CHP Grup Başkanvekili Kemal Aııadol, bu konuda şunları söyledi: "Bu yasa ilk kez Ergenekon'da uygula- nıyor. Eğer Anayasa Mahkemesi, bizim başvurumuzu kabul eder ve bu maddcle- ri iptal ederse, gizli tanık uygulaması ol- maz. Zaten uygulansa da, uygulanmasa da bu dava, Yücel Aşkın davası olur. Yücel Aşkın davasının bir şehidi vardı, Enver Ar- palı; bu davanın şehidi de Kuddusi Okkır. Bu dava da şehitlerle anıhr, hiçbir şey çık- maz. tlhan Selçuk, Veli Küçük'ün eııırine gi- recek, bir örgüt oluşturulacak, ama hiç gö- rüşmeyecckler! Bu varsayımlarla dava açılır mı? Olağanüstü dönemlerde 2-3 suç işleyen adaııı bulunur, örgüt oluştur- dukları iddia edilir, üstüne alakasız olan- lar monte edilirdi. Bunları 12 Mart'ta, 12 EylüFde gördük. Olağan dönemlerde böy- le bir dava yaratma çabası boşunadır. 13 aydır uğraştılar. Çok geç de olsa, birçok in- sanın özgürlüğü pahasına da olsa yargının önüne konu intikal etti, göreceğiz." CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda, Tanık Koruma Yasası ile ilgili ola- rak şu görüşler dile getiriliyor: \^ Tanığın gerektiğinde maske ile duruş- maya çıkması, ses ve görüntülerinin değişti- rilerek dinlcnmesi, hazır bulunma hakkına sa- hip bulunanlar (sanık, sanığın kanuni tem- silcisi) olnıadan da dinlenmesi ceza huku- kunuıı doğrudan doğruyalık ve vasıtasızhk il- kelerini zedeler niteliktedir. Hâkim maddi ger- çeği araya hiçbir vasıta gimicksizin, tanıklann söz, hareket ve mimiklerindcn, bclgc vc bil- gileri doğrudan okuyarak ortaya çıkarmalı- dır. Böyle birdurumun savunma hakkını ze- deleyeceği açıktır. Sanık, aleyhinc tanıkhk ya- pacak kişiyi gönneyecek, onun gerçekte olayla ilgisi olup olmadığını bilemeyecektir. Savunmasını dayandırdığı olgular kim olduğu bılinmeyen, görülmeyeıı bir kişi tarafından yı- kılabilecektir. t"* Tanık koruma tedbiri alınmasının temel nedeni; bir tanığın, tanıklık görcvini serbest ve özgür şekilde getinnesinin önündeki en- gelleri kaidırarak örgütlü suçlarla ve özellik- le terör amaçlı örgütlü suçlarla daha iyi mü- cadele etmektir. Ancak, bu kapsamı genişle- tcrck ycrinde olmayan birtakım mülalıazalarla örgütlü olmayan ve uluslararası sözleşmclerde yer verilmeycn suçlann da tanık komma kapsamına ahnması, Ceza muhakemesi hu- kukumuzu önemli ölçüde otoriter hale getir- diği gibi, adil yargılanma ilkesini zedelemekte, bu şekilde tanığın dinJenmesindeki "açıklık", "silahların eşitliği" ve "yüz yüzelik" ilke- lerinin önemli ölçüde bertaraf edilmesi, sanığın savunma hakkını da, anayasanın 13. madde- sindeki "ölçülülük ilkesi" ile bağdaşmayacak şekilde smırlandınnaktadır. Kemal Anadol: tlhan Selçuk, Veli Küçük 'ün eınrine girecek, bir örgüt oluşturulacak, ama hiç görüşmeyecekler! Bu varsayımlarla dava açılır mı? Olağanüstü dönemlerde 2-3 suç işleyen adam bulunur, örgüt oluşturdukları iddia edilir, üstüne alakasız olanlar monte edilirdi Şen, "Bu suçuı işle- ııebilnıesi için de elve- rişli vasıtalar gerekli. Bu darbeyle düzeni de- ğiştirmeye elveri; li in- san sağlayabilec :k ve sonucu elde edihbile- cek imkânların da bu kişilerin elinde gerekli. Demek k cılık, Güney'in if: rinden, bu imkân kişilerin elinde ol nu düşünüyor. bir televizyon kan ifadesini 'Ben v dim, zorla aldılar' rek inkâr etti. Bu ye itibar edilmenu li dianamcdc planla taslaklardan bah! yor. Bunların hep zırlık hareketleri bile eylemin, icra keti sayılaıııa) olayların yaptırım hukuku açısıııdaı tur. Yargılama yapma ihtimalleri 'tehlikeli olabilirle layışıyla yapılaıua . nunla polis devle i layışına gidersiniz konuştu. li "va- rilcn, orta- eşeb- yö- cı açı- r e da- iı>ir da ması sav- delc- n, bu uğu- Güney, ıhnda rme- diye- fade- İ.İd- rdan, edili- si ha- olsa hare- acak ceza yok- lerde var', ' an- .Bu- aıı- diye
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear