Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHÜRİYET 29 TEMMUZ 2008 SALI
4 HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
'Denin Devlefi Bırak!
'Sığ Devlet'e Bak Sen!
"Ergenekon operasyonu" dehşet ile kahkahanın ke-
siştiği noktada yer alıyor bence.
Dikkat buyurunuz, henüz delilleri ortaya çıkmamış
olan Ergenekon iddianamesinden söz etmiyorum.
Onun görüşülmesine üç ay sonra başlanacak.
Ama bu üç ay içinde, bana inanılması güç ve bir
sürü tutarsızlıkla malul görünen iddianame çerçe-
vesinde, sanki her şey gerçekmiş ve ispatlanmış-
çasına yapılan yayınlar sürecek.
Bu davadan tutuklu sanıkların (ki bir bölümü bir yıl-
dan fazla süredir içerdeler) bulunduğu bir davanın du-
ruşmasının bu kadar ileri bir tarihe atılması hukuka
uygun görünmüyor. Daha da vahim olanı, bu süre zar-
fında, kimileri bütün bu iddiaları kesinleşmiş yargı ka-
rarıymışçasına topluma kabul ettirmeye çalışacak-
lar.
Ergenekon operasyonundan medet umanlar, Tür-
kiye'de uzun süredir sözünü ettikleri "derin devlet"
olgusunu gündemin baş maddesi haline getirerek,
toplumun dikkatlerini göz önündeki gerçeklerden baş-
ka yerlere kaydırmaya çalışacaklar.
Oysa Türkiye'de ne olduğunu anlarnak için, her
şeyden önce, göz önündeki devlete bakmak gerek.
•••
"Derin devlef'ten kasıt nedir? Ne olabilir?
Devletin içinde, önde görünmeyen, yasal yetkile-
rinin ötesinde yetkilerle donatılmış olan ya da do-
natılmasa bile böyle yetkileri fiilen kullanan kişiler, ba-
zı gizli saklı işler yapıyorlar ve devletin yasal işlemesini
engelliyorlar ya da yolsuzlukların usulsüzlüklerin
ortaya çıkmasını engelliyorlarsa, derin devletten
söz edilebilir.
Yahut da, kimileri devletin erkini perde arkasından
kullanarak, yasadışı girişimlerde bulunuyorlarsa de-
rin devlet var demektir.
Birçok ülkede, derin devletin varlığından söz edi-
lir, birçok demokraside de meydana gelmiş olaylar,
derin devletin varlığı kuşkularını güçlendirir. ABD'de,
Başkan Kennedy'nin 1963 yılında öldürülmesi, ci-
nayetin gerçek faillerinin ortaya çıkarılmaması gibi,
buna bağlı olduğu ileri sürülen diğer cinayetler de-
rin devlet kuşkusunu derinleştirmiştir, tıpkı Fransa'da
1936 yılında işlenen Stavinsky cinayeti ve 1965 yı-
lındaki Ben Barka'nın kaçırılması olayları gibi...
Ama genelde, devlet mekanizmasındaki bozuk-
luklar, daha çok derin ya da görünmeyen devletten
değil, görünen göz önünde olan "sığ devlef'ten kay-
naklanır.
Derin devleti engellemenin yolu devleti şeffaflaş-
tırmak, görünen devletin hesap vermesini sağlamaktır.
•••
Türkiye'den örneklerle açayım konuyu.
Türkiye'de anayasanın öngördüğü, laik demokratik
sosyal hukuk devleti yapısını, Iran'dakinin tıpatıp ay-
nısı olmasa bile benzeri ıslami cumhuriyete çevirmeye
çalışan bir sivil darbe yürürlüktedir.
Bu derin devlet ile değil, görünen devletin içinde
herkesin gözü önünde cereyan etmektedir.
Örneğin, geçen dönem hükümetinin Milli Eğitim Ba-
kanlığı Müsteşarı, mahkeme kararlarını uygulama-
maktan tam dört kez, yargı tarafından mahkûm edil-
miştir. Bir milli eğitim bakanlığı müsteşarı derin
devletin değil, göze görünür devletin üyesidir. Rejim
derin değil, sığ devlet tarafından çiğnenmekte, bo-
zulmaktadır. Hemen belirteyim bu zat şimdi AKP'den
milletvekili olmuştur.
Geçen gün, Ergenekon iddianamesinin derin dev-
letin üzerine gittiğini söyleyen, Star gazetesi başyazarı
Mehmet Altan ile CNN'de tartışıyorduk.
Altan, Hrant Dink cinayetini derin devletin bir ör-
neği olarak ileri sürdü. Doğrusu bu iddiaya elimde ol-
madan, herkesin gözü önünde güldüm.
Hırant Dink cinayetinden devletin kasta varan ku-
suru yüzünden birinci derecede sorumlu olduğuna
tabii ki, katılıyorum.
Ama hangi devletin?
Derin devletin değil, "sığ cfeWef"in!
Dönemin Istanbul Valisi, Istanbul Emniyet Müdü-
rü, Trabzon Emniyet Müdürü, o andaki ve şimdiki Em-
niyet Istihbarat Daire Başkanı... bunlar derin devlet
midirler? Bunlar herkesin gözü önündeki yetkililer de-
ğiller mi? Bunların olaydaki sorumlulukları gün gibi
ortada değil mi?
Peki bunlara bir şey yapmayıp, seyirci kalıp,
Hrant Dink cinayetini "derin devlef'e yüklemek,
ayıp değil mi?
Derin devlet diyenler, işbaşındaki iktidarların so-
rumluluklarını gözden kaçırıp onları aklamaya çalı-
şanlardır.
Siz siz olun bunlara kanmayın, derin devleti bir ya-
na bırakın, "sığ devlef'e bakın.
Ziya Paşa diyor ki:
"Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim
Gaflet ile görmez kuyuyu reh-güzerinde"
Gidinin turfa müneccimleri sizi!
asirmen@cumhuriyet.com.tr
İSAVCIYA GÖRE ERGENEKONCU
Alparslan Arslan
neden sanık değil ?
ANKARA (Cuın-
huriyet Bürosu) - Da-
nıştay ve gazetemize
yönelik bombalı saldı-
nlan gerçekleştiren Al-
parslan Arslan 'ın Er-
genekon soruşturması
kapsamındaki samklar
tarafından aznıettiril-
diği iddia edilmesine
karşın iddianamede sa-
nık olarak yer alma-
ması dikkat çekiyor.
Ergenekon soruştur-
masına ilişkin iddiana-
menin mahkeme tara-
fından kabul edilme-
sinin ardmdan Danıştay
baskını ve gazetemize
yönelik bombalı saldı-
rılar da ycniden gün-
demc gcldi. Bu dava
kapsamında ceza alan
Alparslan Arslan'ın
"Danışlay'a baskın ve
Cumhuriyet'e saldı-
rı talinıatı ile bonı-
baları Veli Küçük ve
Muzaffcr Tekin'den
aldığına" ilişkin id-
dialar yine aynı davada
sanık olan Osman Yıl-
dırını tarafından gün-
deme getirilmişti. An-
cak Alparslan Ars-
lan'ın iddianamede sa-
nık olarak yer alma-
ması dikkat çekti. Hu-
kukçular, böyle bir id-
dianın olması duru-
ınunda Aslan'm en
azından "örgüt üyesi"
kapsamında değerlen-
dirilmesi yoluna gidil-
memesinin anlaşıla-
madığını savunuyor.
Prof. Dr. Ersan Şen, Ergenekon iddianamesinin somut delillerden yoksun olduğunu söyledi
İddianame, bilim kurgu tarzfIstanbul Haber Servisi - Istanbul
Üniversitesi (ÎÜ) Siyasal Bilgiler Fa-
kültesi Ceza Hukuku Öğretim Üye-
si Prof. Dr. Ersan Şen, Ergenekon
iddianamesini "bilimkurgu tarzı"
olarak niteleyerek iddianamede ör-
gütün oluşturulması, hiyerarşisi ve
suçlanna ilişkin somut gerçeklere
ulaşılamadığını vurguladı. Şen,
"Savcılık, emniyet, MİT ve TSK
içinde Ergenekon'a destek olnia-
dığını yazmış. Bu kurumlar için-
de yapılanması olmayan bir örgüt,
nasıl olur da bu kadar suç işler ve
bugiine kadar deşifre edilemez. Bi-
raz bilimkurgu tarzı var. Pozitif
hukuk, ceza yargılaması hukuku
bunlarla mcşgul olıııa/" dedi.
Tuncay Güney'in ifadclcrini dc
hukuki açıdan "güvenilir" bulma-
dığım belirten Şen, "Savcıhk nıa-
kamının, Güney'in ifadesinin alı-
nışıyla ilgili leınas kurmadığı açık.
Güney'in ifadesinin şüphcli mi, ta-
nık olarak mı alındığı belli değil.
İddianamede Güney'in ifadele-
rinden 'mülakat' olarak söz edili-
yor. Güney için yurtdışından ia-
• Prof. Dr. Ersan Şen, iddianaınenin içeriğinde, "Ergenekon terör örgütü" tanımlamasının yer
almasının, soruşturmaya Ergenekon adının savcıhk tarafından verildiğini kanıtlar nitelikte
olduğunu söyledi. lddianameyi pozitif hukuk açısından değerlendirdiğini belirten Şen, örgütün
oluşturulması vc örgütün suçlanna ilişkin somut gerçeklere ulaşamadığını vurguladı.
lddianameye belirsizliğin hâkim olduğunu belirten Şen, "Önemli olan somut delildir.
Şuçlamayı ispatlayan, suçu mutlak ortaya koyan delil ve belgeler aramr. Bunların da hukuka
uygun yollardan elde edilemesi şarttır" diye konuştu.
sayfalık vc 420 klasörlük id iiana-
menin "belirsizlik yüklü" o duğu-
nu vurguladı. Kimin, hangi clayla-
rın sorumlusu olarak suçlanc ığının
açıkça yer almadığını belirte ı Şen,
tüm ifadelere ikinci kez yer veril-
mesinin de anlamsız olduğunu söy-
ledi. lddianameyi okuyunca
desi proscdürü uygulanacak mı?
Akli sorununun olup olmadığı
incelenecek mi" sorulannın yanıt-
sız kaldığını belirtti.
Ergenekon iddianamesine ilişkin
değerlendirmelerde bulunan Prof.
Dr. Ersan Şen, iddianaınenin anla-
şılır olmadığını, soruştunııada "suç-
su/luk karinesi"nin görmezden
gelindiğini belirtti.
Savcılığın, koruma tedbirleri üze-
rinde özenle dumıası gerektiğinin de
altını çizen Şen, "I yıldır tutuklu
olanlar var, bu kişilerin aile ha-
yatlarım düşünmek hukuki bir zo-
runluluktur. Bu insanlar ceza-
evinde mahkûm muamelesi gö-
rüyor. Koruma tedbirleri, delil-
lerin kaı artılnıasını engellemek ve
kaçma ihtimalinin önüne geçmek
gerektiği durumlarda geçerli olur.
Bu ihtimaller ortadan kaldırıl-
dıysa mahkemenin en kısa sürede
üzerine düşeni yapacağını düşü-
nüyorum" diye konuştu.
Somut gerçek yok
Şen, iddianamcnin içeriğinde,
"Ergenekon terör örgütü" tanım-
lamasının yer almasının, soruştur-
maya Ergenekon adının savcıhk ta-
rafından verildiğini kanıtlar nitelikte
olduğunu söyledi. lddianameyi po-
zitif hukuk açısından değerlendir-
diğini belirten Şen, örgütün oluştu-
rulması ve örgütün suçlanna ilişkin
somut gerçeklere ulaşamadığını vuı-
guladı.
Bir suç örgütüne yönelik hazırla-
nan iddianamede, örgütün "anlaşma
ve işbirliğinin" ötesinde "kurucu-
lar, yöneticiler, üyeler, üye olma-
dan dışarıdan destek olanlar, ya-
ni yardım ve yataklık yapanlar"
unsurlannm olması gerektiğini ve bu
yapılanmada örgütün hiyerarşik bir
düzende devamlılık, elverişlilik,
birliktelik özelliklerinin de kanıt-
lanması gerektiğine dikkat çekti.
lddianameye belirsizlik
hâkim
tddianamede suçlann özetinin ol-
ması gerektiğini belirten Şen, 2455
ve suçlar arasındaki bağlantının
kaybcdildiğini anlatan Şen, "Ceza
yargılanmalarının yazı l>al ıııım-
dan az, söz bakımından /cngiıı
yargılamalar olması gerekir" de-
di.
Suçu mutlak kanıtlayaıı
delil gerekir
Şen, dünyadaki terör örgüt
celendiğinde, mutlaka deşifie
dşiler
'USMER düşünce
üretim merkezidif
Ergenekon iddianamesindcki
iddialara ilişkin İP tstanbul tl
Örgütü binasında dün bir basm
toplantısı yapan İP Genel Başkan
Yardımcısı ve Ulusal Strateji
Merkezi (USMER) Başkanı
Servet Cömert, "USMER,
iddianamede belirtilenin aksine bir
dernck değil, bir düşünce üretim
merkezidir. Parti programımızın
38. maddesinde de belirtildiği
üzere, USMER içerisinde
tarım programı, üzerinde
çalıştığımız sivil anayasa
taslağı, teknik araştırma programı
gibi çalışnıalar yer alır.
Merkezimizin darbe hazırhk
merkezi olarak değerlendirilmesini
kınıyorum" dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Özbey, iddianamenin kes-yapıştır yöntemiyle hazırlandığını söyledi
IP: Her yalanı ortaya dökeceğiz
en ın-
olarak
eylcmlcrini sürdürdüklerini beliterek
şöyle konuştu:
"Herkes bir arada topaHanıp
iddianamcye konulmuş. Örgütün
bu kadar olayı yönlendirehilme-
si, bu kadar olayın içinde olması
ve bundan da ülkenin istinbara-
tının haberinin olmaması ilginç.
Savcıhk makamı bazı kuru ıılara
yazı yazmış. Yazışma-
larda savcılığa d( niyor
ki, bu oluşumun TSK,
Milli Istihbarat Teşki-
latı (MİT), emniyet
içinde olmadığıı ı dü-
şünüyoruz. Resnıi ma-
kamlarııı içinde böyle
bir desteği ve ya >ılan-
nıası yoksa bu kadar
eylemin içinde bugiine
kadar nasıl deşifre edi-
lememişlerdir. Uirta-
kını tahminlerde ı yola
çıkarak yazılar yaza-
bilirsiniz. Ancal:, po-
zitif hukuk, cezj yar-
gılaması hukuku bun-
larla meşgul o maz.
Önemli olan soııı ıl de-
lildir. Şuçlamayı
layan, suçu mutl
taya koyan delil i
geler aranır. Bu
spat-
k or-
ebel-
ların
yol-da hukuka uygu
lardan elde edilmesi
şarttır. Bu ceza rıuha-
kemesi kanununun şart
e.koştuğu bir şeyd
Güney'in ifadçsine
itibar edilmem
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
tşçi Paıtisı (İP) Genel Başkan Yar-
dımcısı Hasaıı Basri Özbey, Ergene-
kon davası iddianamesinin "yalan-
larla dolu olduğunu" belirterek "ld-
dianamedeki her yalanı ortaya dö-
keceğiz" dedi.
Özbey, parti genel merkezinde dü-
zenlediği basm toplantısmda, Güngö-
ren'de meydana gelen saldırıyı kına-
dıklannı bildirdi. Özbey. "1 milyon in-
sanın telefonu dinleniyor ama demek
ki terör örgütleri dinlenmiyor" de-
di.
Özbey, "Ergenekon" iddianamesi-
nin yalanlarla dolu olduğunu vurgu-
larken, söz konusu belgenin "Erge-
nekon Analiz Yeni Yapılanma Yö-
netim vc Gcliştirme Projesi, Istanbul
29 Ekim 1999" isimli dokümana da-
yandınldığını, bu dokümanın "Erge-
nekon Terör Örgütü'nün" varhğının
temel kanıtı sayıldığını kaydetti.
İddianamede, söz konusu doküma-
nın "Veli Küçük'ün talimatıyla Do-
ğu Perinçek, Hasan Yalçın, Deniz Bil-
ge ve emekli albay Suphi Karaman ile
birlikte Bilecik'te hazırlandığı id-
diasının yer aldığım" anımsatan Öz-
bey, Perinçek'in 1990'lardan itibaren
devlet komması altında olduğunu, git-
tiği her yere devletin kendisine verdi-
ği güvenlik görevlilerin de beraberin-
de yolculuk ettiğini ifade etti. Özbey,
bu nedenle Perinçek'in gittiği yerlerin
devlet tarafından bilindiğini ve Bile-
cik'te böyle bir buluşma ve toplantının
olmadığını söyledi. Özbey, 2 bin 455
sayfalık iddianamenin "kes-yapıştır"
yöntemiyle hazırlandığını ifade etti.
İddianamede, "bu belgelerin örgü-
tün yöneticileri Veli Küçük, Doğu
Perinçek ve örgüt üyesi Tuncay Gü-
ney'den elde edildiği"nin belirtildiğine
dikkati çeken Özbey, oysa bu belge-
lerden çok öncc haberdar olan ve ga-
zetelerinde yayımlayanlann olduğunu
kaydetti. Özbey, iddianamede Tuncay
Güney'den "örgüt üyesi" olarak söz
edilmesine karşın hakkında dava açıl-
mamasının da manidar olduğunu vur-
guladı.
Doğu Perinçek'in, yazdığı iddia edi-
len bu bclgeden, ilk defa 2006 yılının
mayıs ayı sonlanna doğru haberdar ol-
duğunu savunan Özbey, Perinçek'e bel-
geyi Sabah gazetesi Aııkara bürosuna
yaptığı ziyaret sırasında kendisiyle
röportaj yapan Aslı Aydıntaşbaş'ın
gösterdiğini ve bir fotokopisini Perin-
çek'e verdiğini bildirdi. Bu belgeden
ilk bahseden kişinin ise gazetcci Feh-
mi Koru olduğıuıu vurgulayan Özbey,
Koru'nuıı, Taha Kıvanç imzasıyla
Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan 30
Nisan2001 ve 1 Mayıs 2001 tarilıliya-
zılannda belgcyi çok önceden bildiği-
ni açıkladığını kaydetti.
'Bu davadan bir şey çıkmaz'
CHP Grup BaşkanvekiliAnadol, gizli tanığa ilişkin düzenlemenin Anayasa Mahkemesi 'nde
olduğuna dikkat çekerek "Ergenekon davası, Yücel Aşkın davası gibi olur" dedi
Şen, Güney'in iddia-
nameye yansıyar şek-
liyle "mülakaf'a da-
yandınlarak suçlaı nalan
temellendirümesini "gü-
venilir" bulunmadığını
söyledi. Şen, savcılığın,
Güney'in ifadesinin alı-
nışma ilişkin bir görüşme
yapmamasuıın diklat çe-
kici olduğunu kaydetti.
Şen, soruşturm; kap-
samında tutuklananlarm
birçoğunun toplumda
saygı gören kişileı oldu-
'unu ve bu kişilen
tana ihanet" adı v
"anayasal düzeni
dan kaldırmaya
büs" suçlamasının
neltilmesinin huku
dan geçerli delille
yanmasının geret tiğini
vurguladı.
'Polis devletin*
gider'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Er-
genekon davası iddianamesinde 20 gizli ta-
nık yer ahrken, CHP'nin bu uygulamaya da-
yanak olan Tanık Koruma Yasası'nı "adil
yargılanma ve savunma hakkını sınırla-
dığı" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne
götürdüğüne dikkat çekildi. CHP Grup Baş-
kanvekili Kenıal Anadol, "Anayasa Mah-
kemesi, başvurumuzu kabul edip bu nıad-
deleri iptal ederse gizli tanık falan olına/.
Zaten bu davadan bir şey çıkmaz. Yücel
Aşkın davası gibi olur" dedi.
Tanık Komma Yasası 27 Aralık 2007 ta-
rihinde TBMM Gcncl Kurulu'nda kabul
edildi. 5 Ocak 2008 günü Resmi Gazete'de
yayımlanan yasa, 6 ay sonra 5 Tcmmuz 2008
tarihinde yürürlüğe girdi. Yasanın yürürlüğe
girmesinden hemen sonra 20 gizli tanıkh Er-
genekon iddianamesi tamamlandı. CHP, 15
Şubat 2008 tarihinde bu yasanın bazı mad-
delerinin iptali ve yürürlüklerinin durdurul-
ması için Anayasa Mahkemesi'ne başvur-
muştu.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Aııadol, bu
konuda şunları söyledi:
"Bu yasa ilk kez Ergenekon'da uygula-
nıyor. Eğer Anayasa Mahkemesi, bizim
başvurumuzu kabul eder ve bu maddcle-
ri iptal ederse, gizli tanık uygulaması ol-
maz. Zaten uygulansa da, uygulanmasa da
bu dava, Yücel Aşkın davası olur. Yücel
Aşkın davasının bir şehidi vardı, Enver Ar-
palı; bu davanın şehidi de Kuddusi Okkır.
Bu dava da şehitlerle anıhr, hiçbir şey çık-
maz. tlhan Selçuk, Veli Küçük'ün eııırine gi-
recek, bir örgüt oluşturulacak, ama hiç gö-
rüşmeyecckler! Bu varsayımlarla dava
açılır mı? Olağanüstü dönemlerde 2-3
suç işleyen adaııı bulunur, örgüt oluştur-
dukları iddia edilir, üstüne alakasız olan-
lar monte edilirdi. Bunları 12 Mart'ta, 12
EylüFde gördük. Olağan dönemlerde böy-
le bir dava yaratma çabası boşunadır. 13
aydır uğraştılar. Çok geç de olsa, birçok in-
sanın özgürlüğü pahasına da olsa yargının
önüne konu intikal etti, göreceğiz."
CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı
başvuruda, Tanık Koruma Yasası ile ilgili ola-
rak şu görüşler dile getiriliyor:
\^ Tanığın gerektiğinde maske ile duruş-
maya çıkması, ses ve görüntülerinin değişti-
rilerek dinlcnmesi, hazır bulunma hakkına sa-
hip bulunanlar (sanık, sanığın kanuni tem-
silcisi) olnıadan da dinlenmesi ceza huku-
kunuıı doğrudan doğruyalık ve vasıtasızhk il-
kelerini zedeler niteliktedir. Hâkim maddi ger-
çeği araya hiçbir vasıta gimicksizin, tanıklann
söz, hareket ve mimiklerindcn, bclgc vc bil-
gileri doğrudan okuyarak ortaya çıkarmalı-
dır. Böyle birdurumun savunma hakkını ze-
deleyeceği açıktır. Sanık, aleyhinc tanıkhk ya-
pacak kişiyi gönneyecek, onun gerçekte
olayla ilgisi olup olmadığını bilemeyecektir.
Savunmasını dayandırdığı olgular kim olduğu
bılinmeyen, görülmeyeıı bir kişi tarafından yı-
kılabilecektir.
t"* Tanık koruma tedbiri alınmasının temel
nedeni; bir tanığın, tanıklık görcvini serbest
ve özgür şekilde getinnesinin önündeki en-
gelleri kaidırarak örgütlü suçlarla ve özellik-
le terör amaçlı örgütlü suçlarla daha iyi mü-
cadele etmektir. Ancak, bu kapsamı genişle-
tcrck ycrinde olmayan birtakım mülalıazalarla
örgütlü olmayan ve uluslararası sözleşmclerde
yer verilmeycn suçlann da tanık komma
kapsamına ahnması, Ceza muhakemesi hu-
kukumuzu önemli ölçüde otoriter hale getir-
diği gibi, adil yargılanma ilkesini zedelemekte,
bu şekilde tanığın dinJenmesindeki "açıklık",
"silahların eşitliği" ve "yüz yüzelik" ilke-
lerinin önemli ölçüde bertaraf edilmesi, sanığın
savunma hakkını da, anayasanın 13. madde-
sindeki "ölçülülük ilkesi" ile bağdaşmayacak
şekilde smırlandınnaktadır.
Kemal Anadol:
tlhan Selçuk, Veli
Küçük 'ün eınrine
girecek, bir örgüt
oluşturulacak, ama hiç
görüşmeyecekler! Bu
varsayımlarla dava açılır
mı? Olağanüstü
dönemlerde 2-3 suç
işleyen adam bulunur,
örgüt oluşturdukları iddia
edilir, üstüne alakasız
olanlar monte edilirdi
Şen, "Bu suçuı işle-
ııebilnıesi için de elve-
rişli vasıtalar gerekli.
Bu darbeyle düzeni de-
ğiştirmeye elveri; li in-
san sağlayabilec :k ve
sonucu elde edihbile-
cek imkânların da bu
kişilerin elinde
gerekli. Demek k
cılık, Güney'in if:
rinden, bu imkân
kişilerin elinde ol
nu düşünüyor.
bir televizyon kan
ifadesini 'Ben v
dim, zorla aldılar'
rek inkâr etti. Bu
ye itibar edilmenu li
dianamcdc planla
taslaklardan bah!
yor. Bunların hep
zırlık hareketleri
bile eylemin, icra
keti sayılaıııa)
olayların yaptırım
hukuku açısıııdaı
tur. Yargılama
yapma ihtimalleri
'tehlikeli olabilirle
layışıyla yapılaıua .
nunla polis devle i
layışına gidersiniz
konuştu.
li
"va-
rilcn,
orta-
eşeb-
yö-
cı açı-
r
e da-
iı>ir
da
ması
sav-
delc-
n, bu
uğu-
Güney,
ıhnda
rme-
diye-
fade-
İ.İd-
rdan,
edili-
si ha-
olsa
hare-
acak
ceza
yok-
lerde
var',
' an-
.Bu-
aıı-
diye