25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 TEMMUZ 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Kuş Aydın Türkaydın: "Talih kuşu uçuşa geçmiş. Durmak yok, satmaya devam!" Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 - Türkiye'de eşeğin fiyatı dörde katlanmış... "Eşeklere yatırım yapan kazandı!" Yeni rektör seçim yöntemi: YÖK'te buda, Köşk'te aşıla! Yaygara |jJgjjJjNusret Pınarbaşı: "Ergenekon yaygaracıları kasaptaki ete soğan doğramazken, olmayan darbe için yürüyüşler yapılıyor. Pes valla!" Örtük Erhan Somunkıran: "Tamam beynini değil başını örtüyorsun da peki o başın içindeki beyin nerede!" Sımrsız Sami Aktaş: "Almanya'da yabancı yatırımcıların payı yüzde 25 ile sınıriandırılmış. Fazlası olan gelsin Türkiye'ye!" ORTAK Akıl Hareketi adıyla ortaya çıkıp "darbeye hayır" toplantıları düzenleyen "sivil"lerin tarikat, cemaat ve yeşil sermaye bağlantılarına ilişkin "Kim bunlar" yazısından sonra RTE'nin bu yollarda kimlerle beraber yürüdüğünün belgesel kitabını yazan Tuncay Mollaveisoğlu aradı ve "ortak akıT'ın başını çeken Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı için bakın neler neler anlattı: "Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı; Uluslararası Islami Kurtuluş Örgütü'nün (IIRO) Türkiye ayağı olarak kuruldu. Ne var bunda diyebilirsin. Anlamı şu: IIRO; 'Müslüman Dünya Ligi'ne bağlı olarak 1975'te kurulmuş birörgüt. Kısa sürede dünyaya yayıldı. Türkiye'de Ingiltere kolu vasıtası ile temsilcisi, ortak akılcılara destek veren Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı. IIRO; özellikle 1980'li yılların Ortaklar sonundan itibaren Usame bin Ladin'in kayınbiraderi Muhammed Cemal Halife liderliğindeki El Kaide'nin dünyadaki terörist eğitim ve finansman sağlama merkezi gibi çalıştı. Kanada istihbaratının saptamalarına göre, Mısırlı Islami Cihat Örgütü'nü finanse etti. Hamas ve Hizbullah'a destek verdi. Terörü destekleyen WAMY, BIF, Küresel Kurtuluş Vakfı gibi örgütlere maddi destek sağladı. Afganistan'daki Taliban yönetimine 60 milyon dolar yardım yaptı. Rabıta Vakfı gibi diğer bazı Islami yardım kuruluşlarını ve faaliyetlerini koordine etti, finansman sağladı. El Kaide mensuplarına ve sempatizanlarına para yardımı yaptı, iş verdi, eğitim sağladı, mücahit adayları toplayıp, cihat bölgelerine sevk etti. Islami Kurtuluş örgütü (IRO) adıyla da faaliyette bulundu. Orgütün Genel Sekreteri oian Adnan Basha, ele geçirilen bir mektubunda finansmanın büyük bir kısmının zengin ve cömert insanlardan, Suudi Arabistan Kralı Fahd ve kraliyet ailesinden geldiğini yazıyordu. 'Ortak akıl'cılara destek veren sözde sivil toplum kuruluşlarının Suudi Arabistan ve ABD merkezli olmalarının yanında bir başka ortak özellikleri daha var: AKP iktidarının ülkede yarattığı ihale yolsuzlukları ve talan düzeninin en önde gelen isimlerinin 'ortak akıl'daki vakıf ve derneklerin kurucusu veya üyesi olması." Ortakların maskesi yavaş yavaş düşüyor! SESSİZ SEDAS1Z (!) Cüneyt E. Koryürek'le 'olimpiyad' anıları BU yıl Ocak ayında anlamsız bir trafik kazasında yitirdiğimiz gazeteci Cüneyt E. Koryürek'in 1960 Roma Olimpiyatı'ndan başlayarak izlediği sekiz olimpiyatta tuttuğu notlardan, çektiği fotoğraflardan, topladığı maskot ve madalyalardan oluşan zengin ve ilginç koleksiyonu "Atletizme Adanmış Bir Hayat: Cüneyt E. Koryürek, Türkiye'nin Olimpiyad Serüveni" adıyla yarın Istanbul'da Yapı Kredi Kültür Merkezi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde sergilenmeye başlıyor. 16 Ağustos'a dek sürecek sergide Koryürek'in Dünya Atletizm Şampiyonalarına ilişkin anıları da yer alırken, Koryürek'in Türkiye'nin ilk halkla ilişkiler şirketinin kurucusu olma özelliği de yansıtılacak. "Olimpiyadlar" ve "Olimpiyadlarda Türkler" kitaplarını yazan Cüneyt E. Koryürek, Olimpiyadlar kitabında "t" yerine neden "d" harfini kullandığını şöyle açıklıyordu: ""Okurlar, 'Olimpiyad' kelimesini (d) ile kullandığıma dikkat etmiş olabilirler. Kelimenin aslı dünyanın her dilinde (d) ile biter, bizde ise yanlış bir davranışla 'Olimpiyat' olarak kullanılmaktadır." Yüksek Yerilim Hattı Ekonomimiz serbest düşüşteymiş. Serbest erdincutku@yahoo.com piyasa değil, serbest düşüş ekonomisi bizimki! Bir 'Millet Düşmanı!' MERİÇ VELİDEPEOĞLU Dün Lozan'ın 85. yılını geri- de bıraktık. Ülkeler için yaşamsal de- ğeri olan böyle tarihlerin, son- ları sıfır ve beşle biten yıllann- da daha geniş kapsamlı olarak anılması gelenekselleşti. Bu etkinliklere yalnız sivil toplum örgütleri değil, hükü- metler de katılıyor. Ama böy- le bir tutum "Lozan" için AKP iktidarından beklenemez kuş- kusuz. Çünkü önceki yıl AP'nin bir komisyon toplantısında, Tür- kiye'nin artık "Lozan yerine Sevr'i" kabul etmesi istendi- ğinde, AKP iktidarı suspus olmuş bunu içine sindirmişti. Ardından, kuyruğuna asıl- dığımız ABD'nin askeri kana- dının Lozan'ı yadsıyan yeni bir "Sevf düzenlemesini de, "Olur böyle şeyler\" diye derin bir hoşgörüyle "babacan"ca karşılamıştı. Üstelik yalnız da değildi. Gü- dümündeki basın "bol kepçe" yanındaydı. Öyle ki, "Sevr'den Lozan'a" demek bile büyük "hata"yd\. Ne var ki iktidar Lozan'a ya- pılan bu saldırıları geçiştirme- sine geçiştirdi de, ama bu kez de adeta kendi içinden başla- tarak sürdürdü. AKP'nin "Rize" milletvekili Lütfi Çırakoğlu'na göre Lo- zan'ı imzalayan başdelegemiz Ismet Paşa, bir "millet düş- man/"ydı. Bu görüşünü Haziran ayında, TBMM'de en küçük bir çekince duymadan belirtti. Ne Başbakan Erdoğan'dan ne de öteki AKP'lilerden "gık" bile çıkmadı. Belki de yaşanan "keyfi" bozmak istemediler... Ama sağ olsaydı en çok ke- yiflenen Lozan'da Ingiltere'yi temsil eden başdelegeleri Lord Curzon of Keddelston olurdu diye düşünüyor insan. Lord Hazretleri (!), 20. yy'ın en ünlü "kurt" politikacısıydı, adeta korkulurdu. Dahası "bas~ torfunun bile toplantı masa- sında yeri vardı, ülkelerin de- legeleri gibi... Curzon, Ismet Paşa'yı Da- mat Ferit Paşa gibi görüyor, yapılacak antlaşmanın da Sevr'in bir "versiyon"u olaca- ğına kesin gözle bakıyordu. Curzon ne denli yanıldığını, konferansın daha açılış anında anlayacaktı. Anımsayalım. Izlenceye gö- re ev sahibi açılışı yaptıktan sonra Lord Curzon konuşacak ve hemen görüşmelere geçi- lecekti. Ne var ki, Curzon'un konuşmasını bitirip kürsüden inmesiyle, Inönü'nün kürsüde belirmesi aynı anda olur. O da konuşur. Görüşmelere geçildiğinde Curzon: "Doğu Işleri Konfe- ransı"n\ açıyorum, der demez, Ismet Paşa yine dikilir: "Hayıtî" der ve ekler: Konferansın doğ- ru adı: "Lozan Konferansı" ol- malıdır. Sıra konferansın dili ko- nusuna gelince, Inönü yine karşı çıkar. Çünkü kabul edilen üç dil içinde "Türkçe" yoktur. Ardından, oluşturulan üç ça- lışma komisyonunun ' Baş- kanlanndan biri neden Türk değil? Öyle olması gerekmez mi?" diye sorar ve "yanıt" ister Lord Curzon'dan. Ama mademki banş için ma- saya oturulmuştu, bu ayrıntılar üzerinde neden duruyordu Is- met Paşa bu denli? Ülke "banş" beklerken onun bu tutumu "millet düşmanlığı" değil de neydi? Öyle değil mi Lütfi Çırakoğlu? Ne istiyordu Inönü? Üç yıl süren savaştan yengin (galip) çıkmış Türkiye'ye, Lozan'da "ikinci sınıf ülke" muamelesi ya- pılmasını kesinlikle kabul et- miyordu. Konferansın "tek taraf'h ol- madığını, "ikinci faraf'ın da varlığını hem de "eşit" olarak varlığını gözler önüne koymak istiyordu. Hiç tükenmeyen direnci ve inancıyla, Lord Curzon'a bile "eş/niği kabul ettirecekti "mil- let düşmanı" Ismet Paşa. Ama bugün, Çırakoğlu ve ötekilerin dahası liderlerinin de bu "e?/f"liği kavrayıp ka- bullenecek bir yapıda oldukları pek söylenemez. AB'nin Türkiye'ye yaptığı "ikinci sınıf ülke" muamelesi çoktan sindirilmedi mi? Aynı zamanda adaylığı kabul edilen "tazecik" Hırvatistan ile kırk yıldır bekleyen Türkiye'ye, AB'nin yaklaşımı "eşit" midir? Her iki ülkeye de açılan mü- zakere başlıklarının sayısını anımsamak yeter. Bu durumda, bir "anlık" eşit- sizliğe bile Lozan'da "izin" ver- meyen Ismet Paşa'ya, günü- müzde "millet düşmanı" de- nilmesinden Lord Curzon, ke- yif almak bir yana "utanç" du- yar sanırım. m.velidedeoglu@hotmail.com KİM KİME DUM ÜIJMA BEHÎÇAK behicak@yahoo.cotn.tr ffffiHAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BÎLGİIS hetiyatrosu @mynet.com (ÇOPUJK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz. com İENIN CAVRACIN NEDEN ÖYLE BÜYÜK? NE ANLAIÎSIN $EN BÜCÜR. CÜÇ CÖSTERGESİ O!' TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAN 25 Temmuz www.mumtaz-arikan. com S TBPHENSON 'IN İLK DENEYİ.. 1814- TB BUGÜN, İNGİL İ ST£PHENSON, YAPT/Ğ P£M£Dr. "My LORD" ADLI BU LOKOMOT/P,KEN'- Oi TÜflLINÜN ÎLKİ OESÎLCH.13<3'r£,IMSİLl'Z \X/IL-LIAM H£DL£Y'ıAJ VAPMI$ OLDUĞU " Blt-LY"DAHA ESKİD//Ç. ANCAK, O DEI/İKD£, UAR GÜCÜhJÜ DEISB.M YARArACAK $EKİL£>E İNAfZA KULL4NAH STEPUENSOhl OLMUŞTUR.A 1825'TS /UC K£Z İKİ K£NrA&4SWM (STOCICTZ>N —DARL/N6roN) r&^N I$LE- TEM SrEPHENSON, DAHA SONfSA TBKNISİtif &ELİŞTİRİP "KOCKET"ADU ÜNLÜ LOKOKsor/Fiui yAPACAk(i8Z9}ı/£ BUNUMA SAATTE İ6 k/TI >-//Z SASIAYACAKTI. YANDA STEPUENSOK1 T.C. KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ 2008/847 Vas. Tayini Mahkememizce verilen 26.06.2008 tarilı, 2008/847 E., 2008/936 K. sayılı karar ile Mehmet ve Beyaz'dan olma, 01.07.1929 do- ğumlu, MENEKŞE K.O1.ÇAK, TMK 405 maddesi gereğince, ve- sayet altına alınarak kcndisine 1960 doğumlu, oğlu NİMET KOL- ÇAK vasi olarak tayin edilmiştir. 27.06.2008 (Basın: 41164) KARAKOÇAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYl: 2008/123 Davacı TEİAŞ vckili Av. Lcyla Demirant tarafından, davalılar aleyhinc açılan irtıf'a lıakkı verilmesi davasının verilen ara kararı gereğince, Elazığ Mi, Karakoçan ilçcsi, Bulgurcuk köyü nüfusuna kayıtlı davalı !jükrü Çiçek, mirasçılan RAMAZAN ÇİÇEK, İBRAIIİM ÇIÇEK, Gülşan K.odat mirasçılan ŞERİFE K.ODAT, SUI.TAN KODAT, FATMA ALBAKABALA, SAADHT BAŞÇ1, MHHMET ZFKİ KODAT, ABDULLAH KODAT. RAMAZAN KODAT, MÜSLÜM KODAT. Beyaz Albakabala mirasçılan İPEK KODAT, GÜLÜŞAH AYTAR, MEHMET ALBAKABALA, SEHER POLAT. FATMA NURCAN BA^•ARAL, NUR ALBAKABALA. CELALETTİN ALBAKABALA. SÜLEYMAN ALBAKABALA, CUMA ALBAKABALA. KADİR ALBAKABALA. GÜLCAN ALBAKABALA, GÜLTEN ALBAKA- BALA, MEHMET ÇlÇEK'in tiiın aramalara rağmen adresinin bulunmadığı gıbı adresi de tespit cdilcmcdiğinden, tcbligat yeıine geçerli ol- mak üzerc adı geçcnc davadan ve duruşma günûnden habcrdar edilmesi bakımından. 7201 sayılı tcbligat kanununun 2S vc 29. tebligaı tü- züğünün 47 ve 50. maddeleri gereğince yenileme dilckçcsi vc duruşma güııünün adına ilanen tcbligat yapılmasına karar verilmiş olmakla. duruşma günü olan 22.10.200S günü mahkememizde hazır bulunmanız veya bir vekil ile temsil ctlinneniz gerektigi, aksi takdirde yargıla- maya yokluğuınızda devam edilerck hüküm verileceği davaya ilişkin tüm savunma ve delillcrini tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde mah- kcmeye yazılı olarak bildirmelcrinin gercktiği, davalılara ilanen tebliğ olunur. 20.06.2008 (Basın: 37968) GÖRÜŞ SADIK ÇELİK Türk Turizmi ve TürkMutfağı... Yıllardır Türk mutfağının yurtdışında tanıtıma ih- tiyacı var denir durur, ama bu konuda bir arpa bo- yu dayol alınamamıştır. Alınmaması bir yana, ken- di yerel tat ve lezzetlerimizi kaybetmekte olduğu- muzun da kimse farkında gözükmemektedir. Tam tersine, bugün Osmanlı Saray mutfağını ta- nıttığını ileri süren ünlü restoranların bile mönüle- ri yabancı isimler ve yemeklerden oluşmaktadır. Türk mutfağının zenginliği ve birçok dünya mutfağına göre çeşit ya da lezzet açısından üs- tünlüğü tartışılmaz ama.. bakıldığında, dünyada Çin mutfağının onda biri kadar bile tanınmamaktadır. Oysaki Türk mutfağı, Osmanlı Saray mutfağından Ortadoğu mutfağına, Alevi ve Bektaşi yemekle- rinden Akdeniz lezzetlerine, Balkan yemeklerinden Kafkas tatlarına, Anadolu'dan gelip geçen tüm me- deniyetlerin günümüze kadar taşıdığı birçok fark- lı motifi bir arada barındırıp birbiri ile uyum içeri- sinde sunabilen belki de tek mutfaktır. Bu nedenle, Türk mutfağının tanınırlığı doğrudan Türk turizmine de katkı sağlayacaktır. Nasıl ki Fransa'da şarap bağları, Italya'da Mozerella çiftlikleri; Büyük Bri- tanya'da scoth fabrikaları birerturizm üssü olarak kullanılmakta ve her yıl binlerce ziyaretçi çek- mekteyse, Türk mutfağı da doğru tanıtıldığı tak- dirde aynı şekilde Türkiye'nin turizm gelirlerini bir- kaç katına çıkarabilir. Doğal olarak bu, karşılıklı bir etkileşim olacaktır; Türkiye'ye gerek gelen kişi sa- yısı, gerekse para harcamayı seven, kültürlü, bi- rikimli, kaliteli, deniz ve kumun ötesinde kültürtu- rizmini de arayan, değişik tat ve lezzetleri bulma- ya çaiışan turistin gelmesiyle Türkiye'deki resto- ran ya da gastronomi ile ilgili diğer mekânların da kendilerini geliştirmeleri zorunlu hale gelecektir. Tu- rizmimizi iflas ettiren 'herşey dahil' sisteme de böy- lece bir altematif doğacaktır. Bunların dışında, Türk mutfağının açmazlarından biri de bu tanıtımı dün- ya çapında yapabilecek, yeterli şeflerin bulun- mamasıdır. Yabancı dil konuşabilen, bu işin yük- seköğrenim düzeyinde eğitimini almış aşçılar, mutfağımızın tanıtımı için olmazsa olmazdır. • • • Dünyadaki örneklerine baktığımızda bu tür ör- neklerin dünya çapında tanınırlığa ulaştığı; birfilm yıldızı kadar tanındığı ve kendileri tanınırken ül- kelerinin mutfaklarını da tanıttıklarını görmekteyiz. Bu anlamda, aşçılık okullarının daha da arttırılması, özendirilmesi ve özel sektörün de bu okulları des- teklemesi önemlidir. Yine, Türk mutfağının tanıtı- mı için amatörce yaklaşımların yanında marka uz- manlarından, ajanslardan profesyonel destekler alınmalıdır. İşin can sıkıcı bir diğer tarafı, Türkiye'de eğitim görmüş, dil öğrenmiş sınırlı sayıdaki kalifiye şef- lerin Türk yemeklerinin evrenselleştirilmesine ça- lışacaklarına uluslarası popüler kültürün etkisi al- tında, daha çok yabancı mutfaklara eğilim duy- malarıdır. Halbuki Antakya'dan Erzurum'a, Edir- ne'den Bolu'ya kadar yöresel damak çatlatan lez- zetlerimizi saha çalışmaları yaparak bulup gün yü- züne çıkarıp, orijinal isimleri ile ıslah ederek ve gün- celleştirerek müşteriye ve Türkiye'ye gelen turistlere sunacağımıza tıpkı otomotiv sanayiinde montaj- cılık yaptığımız gibi yemek işinde de taklitçilik yap- makla yetiniyoruz. Oysaki, ülkemize gelen bir Ital- yan turist ravioli ya da pizza, bir Ingiliz Shepard's Pie ya da bir Japon sushi yemek istemiyor. On- ların esas tatmak istedikleri, karnıyarıktan hün- kârbeğendiye, mantıdan etli ekmeğe, baklavadan büryan kebabına bizim otantik lezzetlerimizdir. Bu konuda Ar-Ge çalışmalarının, otantik saha araş- tırmalarının yapılması ve Türk mutfağının gelişti- rilmesi için maliyetten kaçınılmamasına değe- cektir. Türk mutfağının tanınırlığının artması ve kalite- sinin anlaşılması için özel işletmelerin de bu ko- nunun öneminin farkında olması gerekmektedir. Her şeyden önce, bu işletmelerin kendilerini ge- liştirmeye ve markalarına yapacakları yatırım ve Ar- Ge çalışmaları başlı başına bir tanıtım olacaktır. Bu- gün bir "Hakkasan" markası dünya çapında tanı- nıyorsa, sadece kendini değil aynı zamanda Uzakdoğu mutfağını da tanıtmaktadır. Bunun dı- şında yine bu özel işletmelerin her şeyi devletten beklemeyerek yurtdışında düzenlenen yemek ile ilgili konferans, organizasyon ve fuarlara kendi im- kânları ile katılmaları ve bunları lüks olarak gör- memeleri gerekmektedir. (*) Keyveni Hazır Yemek ve Catering Kurucusu B l J L M A C A SEDAT YAŞA YAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 1/ Bazlamaya bcn- -\ zcr bir çeşıt tandır cktneği. 2/ Yunan *• rakısı... Televiz- 3 yon ya da radyo * vericileri agı. 3/ Binni, bir şeyi ay- 5 rıntılanyla anlat- 6 ma... Bir nota. 4/ -, Yönerge, direktif. 5/ Dünya... Kitap 8 gctırmemiş pey- g ganıbcr. 6/ Taşlık yer, çıplak tepe... Akar- yakıt ve sıvılan taşımak- ta kullanılan, silindir bı- çimli metal kap. 7/ Kadın üzerinde tam bir ege- menlik hakkına sahip ol- duğuna inanaıı crkck... Rey. 8/ Şiirde iki ya da daha çok dizeden olu- şan birim... Yakılmak için kesilmiş agae. 9/ Bc- lırti, nişan... Büyük Menderes Irmağı deltasında, zen- gin bir kuş yapısına sahip olan göl. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dört köşe kesilmiş küçük hanuır parçalanyla yapı- lan yoğurtlu çorba... llgi ekı. 2/ Üye... Manda , susığı- n. 3/ Birbilimin kuruluşunda temel görevi yapan ve ta- nımlanmayan ılkcl gcrçek. 4/ Bir ılimiz... Yank, çatlak. 5/ Akıllı... Çin ve Japonya'dan tüm dünyaya yayılmış bir strateji oyunu. 6/ Yat lımanı... Siper, hendek. II İki tarla arasındaki sıtıır... fîzgi. 8/ "Tahtalı" da denilen iri bir güvercin cinsi. 9/ Çok dayanıklı ve dcğerlı bir ele- ment... Bir soru sözü. 1 2 3 4 5 6 7 S 9 1 r yR A B [) T N • 2 h G E •R O / LU 3 [F U D A •A M A 4 E R •U K u B E ! 5 0 M T T •M E S A 6 t U 1 •S u •1 R 7 •M 1 N I •U S • 8 A C •E TT Z •T 9 S U l T A N IY E
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear