25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ 2008 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI T U R K İ Y E Istanbul B 30 Sinop Edirne BP 26 Adana B 34 B 33 Samsun Y 24 Kocaeli B 30 Trabzon Y 25 Çanakkale B 32 Giresun Y 25 Izmir 33 Ankara B 32 Manisa B 35 Eskişehir B 29 Aydırı 38 Konya PB 29 Denizli B 38 Sıvas PB 27 Zonguldak PB 26 Antalya B 37 Kars Mersin Diyarbakııi Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B A A A A PB PB 32 39 •4 1 37 36 30 27 B 24 Yurdun kuzeydoğu kesimleri ile Göller yöresi parçalı bulut- lu, Orta ve Doğu Ka- radeniz, Afyon ve Is- parta çevreleri sa- ğanak ve gök gü- rültülü sağanak ya- ğışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık ge- çecek. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y B B Y Y Y Y Y 18 22 22 19 19 18 20 23 Berlin Y 26 Moskova B Budapeşte PB 31 Aşkabat Madrid " PB 33 Astana Viyana PB 31 Taşkent Belgrad B 31 Bakû Soyfa B 28 Bişkek Roma B 29 Tiflis Atina B 34 Kahire Münih Y 27 Zürih 29 Şam 21 36 32 39 27 34 35 36 38 ( J Taşkent Tahran 0 Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu k Çok bulutlu • Yağmurlu • S Karlı Sulu kar » Gök gürültülü G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı I. Sayfada Düşünce kuruluşuna verdiği raporun bir kopya- sını Amerikan gizli servislerine de sunuyor mu aca- ba? Içeride Anayasa Mahkemesi'ni baskı altında tutmak için günlerce ağzını açıp bir türlü kapata- mayan hükümet, yargıya baskının dışarıdan, hele kul köle olmaya azmettiği ABD'den gelmesine ses çıkarmıyor. Bir zamanlar ulusal sorunlarda görüşlerini öz- gürce, hatta emrinde olduğu hükümete karşı çıkarak savunan, ne ki bugün Allahlık, silik bir kişilik ser- gileyen bir bakan yönetimindeki Dışişlerimiz ise ne- reden, hangi dost saydığımız devletten gelirse gel- sin, yargıya yönelik dış baskıların kabul edileme- yeceğini elbette açıklayamıyor. Muhalefet partileri Parris'in içişlerimize burnunu sokan yorumsal dayatmalarına karşı çıkıyor; vatan, millet, Sakarya nutuklarında mangalda kül bırak- mayan, başta RTE, AKP kadroları, yargıyı etki al- tına almayı hedefleyen dış söylemlere sıra geldi mi, sesi kısılmış tenorlar gibi bir köşeye çekiliveriyor- lar. *•* Içeride de öyle bir medya var ki, habercilik ya- payım derken AKP'nin ekmeğine yağ süren yayımlar yapıyor. örneğin soruşturmayı gizli yürüten, gizliliği ihlal edenlere karşı yasal görevle yükümlü Savcı Ze- keriya Öz'ün bilgiler sızdırdığı iddiasına medyamızın kılı bile kıpırdamadı. örneğin 13. Ağır Ceza Mah- kemesi'ne sunulan iddianamede örneğin 2002'de AKP'ye tek başına iktidar olanağını sağlayan Ec- evit'in başbakanlığı bırakması için, emekli gene- rallerin çekil diye haber saldıkları, medyamızda man- şetlerde. Bir eksiği ile: Ecevit'e sadece emekli orgenerallerden değil, he- men her çevreden başbakanlığı bir başkasına devretmesini içeren "telkinler" yapıldı o sıralar. Hat- ta Güncel'de, arkasında duracağı genç birisine, ör- neğin rahmetli Ismail Cem'e hem parti başkanlı- ğını hem de başbakanlığı bırakması önerildi. Ne ça- re "Başbakan'ın sağlıklı olduğunu" öne süren açık- lamalar, parti ve ev içindeki baskı, Ecevit'i maku- lü yakalamaktan alıkoydu. Oysa o sırada Türkiye sadece siyasal değil, eko- nomik ve sosyal çalkantılardan da bunalmış; halk, kamuoyu Ece-vit başkanlığındaki üçlü koalisyonun çekilmesi ya da seçimle bu iktidar gruplarından kur- tulmakta direnir olmuştu. Ama şimdi medyamız çekilme isteklerinin içeri- ğine değinmiyor, o günlerin gerçek tablosunu yazmıyor. Günün modası darbe senaryoları ya; her şey o sırada güllük gülistanlıkmış gibi, günümüz- de geçerli bir konuyu Ecevit'e de yapıştırıyor ve sa- dece generallerin 'çekil' dediğini, yani darbe teh- didi ile başbakanın düşürüleceğini manşetlerden ve- riyor. ••• Üzerinde durulmayarak bir başka gerçek de ade- ta saklanıyor. Tutuklu avukat Kemal Kerinçsiz'in avukatı 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yaptığı baş- vuruda iddianamenin reddini isterken "darbe ya- pılacağı söylenen dönemin" başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hiltni Özkök'le o dönemi çok iyi bilen Başbakan RTE ile dönemin Dışişleri Bakanı bugün Çankaya'daki AKP'linin de ifadelerinin alın- masının zorunlu olduğunu öne sürdü. Bu zorunluluğu gerekli duruma getiren bir yığın örnek arasında bir tanesini yazalım: "...Çankaya'daki AKP'II 7Nisan 2007 tarihliMil- liyet'in manşetinden yayımlanan demecinde 'Iddia edilen, ortaya çıkan niyetleri, gayretleri biliyoruz. Ba- sında çıkmadan önce biliyorduk. Bunlar, devlette bilmesi gereken yerlere bildirilmiştir. Bilmesi gere- kenlerin bilgisi vardır. Zaten savcılar da gereğini ya- parlar...'"diyordu. Hilmi özkök de son demeçlerinde "Böyle şeyler zamanı geldiğizaman açıklanır" diyerek en azından bilgisine başvurulacak konumda olduğunu açıkla- mamış mıydı? Öyleyse başta eski Genelkurmay Başkanı, emek- li Deniz Kuvvetleri Komutanı, bugünkü Başbakan ve Çankaya'daki AKP'linin ifadelerine neden baş- vurulmuyor? Bu ayrıcalık neden? Neden, neden?.. Emekli Orgeneral Tolon'a ziyaret • KOCAELİ (AA) - Kocaeli Gazetesi lmtiyaz Sahibi Tanzer Ünal, Kocadi 2 No'Iu Yüksek Güvenlikli F tipi Cczacvi'nde tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon'u dün ziyaret ettiğini söyledi. Ünal, Tolon'un "Hayatımda Türkiye Cumhuriyeti yasalanna göre suç olan hiçbir faaliyette bulunmadım. Yasal olmayan, silahlı ve silahsız örgüt içinde olmadım. Erge- nekon'dan söz ediyorlar... Ergenekon bir ok- yanus isc ben bu okyanusta bir damla, bir kum tanesi bile değilim" sözlerini aktararak, Tolon ile görüşmesinin, gazetesinin bugünkü baskı- sında yer alaeağmı söyledi. Ögrencîlere 10 YTL'ye tatîl • İSKENDERUN/ADANA (AA) - Milli Eği- tim Bakanlığı (MEB) Okuliçi Bcden Eğitimi Spor ve Izcilik Daircsi Başkanhğfna bağlı Türkiye'nin 8 ayrı noktasındaki gençlik ve iz- cilik eğitinı tesislerinde, çeşitli yaştaki genç öğrencilere, "her şey dahil" tatil imkânı adeta serabolik ücretlerle sağlanıyor. llköğretinı ve ortaöğretim öğrencilerine yönelik 8 günlük tam pansiyon kamplarda, ycmek ve bannma ihtiyacı ile her türlü sosyal ve kültürel etkinli- ğe 10 YTL karşılığında ulaşılabiliyor. Polis, babasını öldürdü • EDİRNE (AA) - Edime'de, lstanbul'da gö- revli polis memuru A.E. tartıştığı babası kü- çük E'yi tabancayla vurdu. Küçük E, kaldınl- dığı Selimiye Devlet Hastanesi'nde öldü. Ka- çan A.E, kısa bir sürc sonra Söğütlüdere köyü yakınlannda polis tarafından yakalandı. Uluslararası Ceza Mahkemesi, Türkiye'den yapılan başvurunun incelenmesine karar verdi ABD yargılanabilir ÖZLEM GÜVEMLİ Uluslararası Ceza Mahkemesi, diş tcknisyeni Yılmaz Yukarı- göz'ün ABD'nin işlediği savaş suçlanndan yargılarmıasınm yo- lunu açabibnek için yaptığı suç du- yunısunun incelenmesine karar verdi. Daha önce Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir'i soykı- rınıdan suçlu bulan mahkeme, in- celeme sonucunda varacağı kararla Birleşmiş Milletler'i (BM) zorla- yarak ABD'nin yargılanmasmın yolunu açabilir. Yılmaz Yukangöz'ün 1 Mart tezkeresinin gündeme geldiği 2003 yılmda ABD'ye karşı başlattığı mücadele uluslararası düzeyde de- vam ediyor. 5 yıl boyunca ABD'nin dünyanın birçok yerin- de işlediği savaş suçlanyla ilgili bilgi ve belgelcr toplayan Yuka- ngöz, 7 Mart 2008'de resmen Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. ABD'nin suç dosyası, mahkemeyle eşzamanlı olarak ABD'nin resmi müdahale kronolojisinde bulunan ülkeler- den 15 tanesinin Türkiye büyük- elçüiklerine yollandı. 'İnsaıı ırkına karşı suç' Yukangöz, suç duyurasunda, "Uluslararası suçlarda, Roma Statüsü'ne göre bizzat mağdur olarak amlamayacağım için bu mahkemelere başvurma hak- kım bulunmamaktadır. Ancak işlencn suçlar insan ırkına göre işleıııııişt ir ve benim bu ırkın bir üyesi olarak, suçluların ce/.a- landırılmasım isteme hakkım bulunmaktadır. ABD'nin ve di- ğer emperyalist devletlerin yarın 'demokrasi' adını verdikleri bir çıkar uğruna benim ülkeme de saldırmayacaklarımn garantisi bulunmamaktadır" dedi. ABD'nin Roma Statüsü'nde ol- madığını ifade eden Yukangöz, di- lekçesine şöyle dcvam etti: "Herhangi bir başvurunun yapılmaması, anılan suçların cezasız kalacağı ve kanıksana- cağı anlamına geldiği gibi, Ulus- lararası Ceza Mahkemesi'nin varlık nedenini de ortadan kal- dırır. Başta ABD olmak üzere tüm diğer ilgili devletlerin ye il- gili BM organlarının Uluslar- arası Ceza Mahkemesi'nde yar- gılanması için acilen girişimde bulunmanızı arz ederim." 30 Haziran 2008 tarihinde Yu- kangöz'e Uluslararası Ceza Mah- kemesi'nden gönderilen yanıtta da "Başvıırunuzla ilgili gerekli iıı- cclcmc, Uluslararası Ceza Mah- kemesi'nin Roma Statüsü'ne göre yapılacaktir. Bir karara va- rır varmaz sizi kararımızın de- tayları hakkında bilgilendire- ceğiz" denildi. Savaş suçlarına bakıyor Uluslararası Ceza Mahkemesi; savaş suçlan, insanlığa karşı iş- lenen suçlar, soykınm suçlan ve saldın suçlanna bakıyor. Mer- kezi Lahey'de bulunan mahkeme 1 Temmuz 2002 tarihinde kıırul- du ve 11 Mart 2003 tarihinde ça- lışmaya başladı. CHP İl Başkanlığı'run yaptırdığı analizde suda 1000 oranında kolibasili çıktı Melen'e kanalizasyon kanşıyor İstanbul Haber Servisi - CHP Istanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, yaptırdıklan analiz so- nucunda Melen suyuna Düzce'nin kanali- zasyonu ve sanayi atıklarının karıştığını tes- pit ettiklerini açıkladı. Tekin, CHP Istanbul İl Başkanlığf nda dü- zenlediği basm toplantısında, geçen hafta ken- tin su sorununun çözümünde önemli proje ola- rak gösterilen Melen Çayı'nda incelemeler- tle bulunduklarını anlattı. Tekin, "İnceleme sonucunda gördük ki Melen suyuna Düz- ce'nin kanalizasyonu ve sanayi atıkları ka- rışıyor, havzada herhangi bir koruma bandı yok, bu nedenle de hayvanlar rahatça dolaşıyor" dedi. Uğurluköy'deki Melen Çayı'nın lstan- bul'a pompalanmadan önce depolandığı yerden numune aldıklarını ve Bakırköy II Halk Sağlığı Laboratuvan'nda incelettiİdc- rini ifade eden CHP İl Başkanı Tekin, "Nu- muneleri 'kuyu suyu' diyerek incelettirdik. Maalesef lstanbul'da Melen suyunu ana- liz yaptırabileceğiniz bir yer yok. Analiz sonucunda 1000 oranında kolibasili çık- tı. Normal şartlarda 200 kolibasili olan HABERE YALANLAMA Genelkurmay 'dan iddialarayanıt I Baştarafı 1. Sayfada ilcri sürüldü. Kurumlararası yazışmalar sürer- ken gizli belgenin önce Harp Akademileri'nde bir yarbayın bilgisayannda ve Ergenekon ope- rasyonu sırasında da Işçi Partisi'nin bilgisaya- nnda bulunduğu iddia edildi. Gizli dereceli ra- porun Ergenekon soruşturmasını yürüten Sav- cı Zekeriya Öz tarafından da görüldüğü ancak muvazzaflarla ilgili olduğu için belgeyi iddia- nanıeye almayarak Genelkurmay'a gönderdiği ileri sürüldü. Haberde bunun üzerine Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı'nın inceleme baş- lattığı ve dönemin komutanlannın bilgisine başvunılabileceği ileri sürüldü. lddialar üzerine dün akşam saatlerindc açık- lama yapan Genclkunnay, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda uzun sürcdir devam eden so- mştunnanın yeni bir olay gibi yansıtıldığını belirterek, şu görüşlere yer verdi: "Bu soruş- turmanın, basın organında iddia edildiği gi- bi halen Türkiye'nin gündemindeki soruş- nırma ile bir ilgisi yoktur. Türk Silahlı Kuvvetleri, personelinin karıştığı her türlü disiplinsizlik olayını büyük bir duyarlılıkla inceler ve kanunların kendisinc verdiği yet- ki çerçevesinde gereğini yerine getirir. Üç sene önce vuku bulan bir olayda mahkeme kararıyla ordudan ilişiği kesilen bir perso- nelin durumu dahi, bazı basın ve yayın or- ganlarında yeni bir olay olarak kamuoyuna duyurulmaktadır. Bu tür yayınlarda kasıt aranıamak mümkün değildir. Her fırsatta Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ve onun mensup- larını olayların içine çekme gayretinde bu- lunan ve görünüşte özgürlük ve demokrasi savunucusu olduklarını vurgulayan çcvre- ler, Türkiye'nin istikrarını bozan odaklar haline gelmiş bulunmaktadırlar. Kaynağı neresi olursa olsun; bu tür haberlerle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yöneltilen hukuk dışı saldırılara karşı yalnız Türk Silahlı Kuv- vetleri'nin değil, onun gerçek sahibi yüce Türk milletinin de yasal ve demokratik tep- ki göstermesi doğal bir beklentidir." zara hoş değil. Milyar dolarlık harcama yapıhyor ama koruma bandı bile yok" di- ye konuştu. Kirlenmesi önlenmeli Sanayi atıklarının da karıştığı Melen suyu havzasında herhangi bir koruma bandı yok. yerlerde denize girmek bile tehlikeli. Ana- liz sonucunda Insani Tüketim Anıuc.lı Sular Hakkında Yönetmelik uyarınca içerisinde partiküller ve gözle görülen can- h organizma tespit edildiğinden suyun kul- lanıma uygun olmadığı bclirtildi. Bu ıııaıı- Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir an ön- ce bu sonınu çözmesi gerektiğini belirten Te- kin, suyu kirlettikten sonra arıtmak yerine su- yun kirlemncsini önlemenin dalıa doğnı oldu- ğıuıu vurguladı. Tekin, Melen havzasının ko- ruma yönetmeliğinin bulunmadığını dile geti- rerek, evsel ve sanayi atıklannın suya kanş- masının engellenmcsi gerektiğini vurguladı. Te- kin, DSİ, Düzce Belcdiyesi ve lSKl'nin el elc vererek havzayı koruması gerektiğine dikkat çekti. Istanbul'un su havzalannda 24 bin kaçak yapı bulunduğunu kaydeden Tekin, "Havza- ların tamuııu işgal edilmiş durumda. Eli- mizdeki barajları da yok cdersek vay İs- tanbul'un haline" diye konuştu. CHP'nin Istanbul Büyükşehir Belediye Mec- lis üyesi Can Özyedierler de "AKP ve İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi, suyu kur- tarma mantığı ile baktığı için sorunu doğru temelinden yakalavamıvoruz" dedi. ^ ' İstanbul'da grev kararı asnıak isteyen belediye işçilerine yapılan sert müdahale tepki çekti. 'Gücünühalka karşı kullanma' İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) - AKP'li Istanbul Anakent Belediyesi'ne grev karannı asmak için Saraçhane'ye yü- rümek isteyen sendika üyesi işçilere polisin "cop, tazyikli su ve biber gazı" ile müda- hale ederek yarattığı tcrör, tepkilere neden oldu. lşçi örğütleri, AKP'yi elindeki iktidar gücünü halka karşı kullanmaktan vazgeç- meye çağırdı. DSP Milletvekili Süleyman Yağız, poli- sin, Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne grev karannı asnıak için Edimekaprdan Saraç- hane'ye yürümek isteyen Belediye-lş üye- si işçilere müdahalesini, TBMM gündemi- ne getirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın yanıtlanıası istemiylc TBMM Baş- kanhğı'na sunduğu önergesinde Yağız, "Hiç kimseyi rahatsız etmeden, demokratik haklarını kullanmak isteyen belediye iş- çilerine izin verilseydi, polis de güvenlik önlemlerini alarak onlara eşlik etseydi kı- yamet mi kopardı"sorusunu yöneltti. Belcdiye-lş Sendikası'ndan yapılan açık- lamada, yapılan sert müdahale kınanırken "Devletin ve onu İstanbul'da temsil eden- lerin gö-revi, işçiye, ailesine, çocuğuııa ve basın mensuplarına cebir ve şiddet kul- lanmak değildir. Devlet görevlileri, yani emekçilerin verdiği vergiyle maaşlarını alanlar vatandaşına nazik davranmak zo- rundadır." denildi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de polisin tutumunu protesto ederek tcmel lıak vc özgürlükleri güvence altına alması ge- reken hükümet ile yasal ve anayasal öz- gürlüklerin kullanılmasını sağlamakla yü- kümlü emniyet güçlerinin yasalan çiğne- yerek suç işlemeye devam ettiğini vurguladı. DlSKVTekstil-Sen lşçileri Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak da, AKP iktidan- nın anayasal haklannı kullanmak isteyen ve haklarını arayan işçilere tahammül edeme- diğini vurguladı. Türkiye Harb Sanayi ve Yardımcı Iş Kollan tşçileri Sendikası (Türk Harb-lş) ise işçilere yönelik saldınnın AKP iktidannın demokratik hak ve özgürlükler konusundaki içtensizliğinin en büyük gös- tergesi olduğunu bcliıtti. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada lardüşmüş "eylemciler" sol elleri havada yeniden buluşmanın heyecanını yaşıyordu. 68'lilerin fotoğraflarına bakarken şu soru geçti aklımdan: Acaba, 78 kuşağının yaptığı büyük eylemlerden birinin yıldönümünde, o kuşak buluşsa ne olur? Düşündüm... En az 8-10'u 78-80 arası öldü- rülmüştür... Dörrte biri 12 Eylül sonrasında cezaevine gir- miştir... Cezaevine düşenlerin en az yarısı bambaşka bir kimliğe bürünmüştür ya da ruhen kaybolmuştur... Cezaevine düşmeyenlerin dörrte biri yurtdışına kaçmıştır. Onların da önemli bir bölümü Türkiye'yi tümüyle gündeminden çıkarmıştır. Bütün bu olasılıklar kafamda karışa barışa ye- rini aldıktan sonra sorumu değiştirdim: 78 kuşağı buluşabilir mi? ••• Yazı aramızda, 78 kuşağının ad olarak yerleş- mesinde bu köşenin önemli katkısı oldu. llk 14 Ma- yıs 1995'te kaleme aldığım "78 Kuşağı" başlıklı ya- zım o kadar çok yankı bulmuştu ki; art arda birkaç yazı daha yazmak gerekmişti. 78 kuşağının her kesiminden farklı tepki almış- tım. Kimi, "kayıp kuşak" denmesine çok kızıyordu... Kimi, çekilen acıları bir bir yeniden dile getiriyor- du... Bazıları 1990'ların ortasında hüküm süren bi- reyselciliğe gönderme yapıp, "Bu ortam 1975-80 arasındaki terörlü ortamdan daha tehlikeli" diyor- du... Bir okur mektubunun can alıcı bölümü şöyley- di: "Biz 68'den çok etkilendik, Günahlanmızda se- vaplanmızda onların da payı var. 78 kuşağını irde- lemek 68'lilerin de görevi." Başka bir mektup da şöyleydi: "Yazınızı okurken burnumun direği sızladı. O gün- lerin doğrulan, yanlışlan bugünkü kuşaklara mut- laka aktanlmalı..." ••• Girişte sözünü ettiğim meslektaşım Halim Ba- hadır'ın kitabı, 78'liler üzerine roman tadında, sorgulayıcı bir deneme havasında... 78 kuşağına ilişkin değişik tonlarda başka kitaplar da yayım- landı... Acaba diyorum, 30. yılında 78 kuşağına ilişkin yarı arkeolojik bir araştırma mı yapmalı?.. Bu, benim de kendi içimde bir başka yolculuk olacak... Devrime yatıp ölüme uyanan o kuşak, 21. yüz- yıla taşınmayı hak ediyor. llle de doğrular-yanlışlar değil söylemek istedi- ğim. Duygular... Devrime olan şarsılmaz inanç... ör- neğin, 78 yazı başında Ege Üniversitesi'nde pek çok grubun aldığı şu karar: "Arkadaşlar; bu yaz memleketimize gitmeyelim, yaz sonu devrim olabilirl" Elbette her ölüm erkendir ve zordur. Ama genç ölüm en zoru olsa gerek... Hemen her hafta yapı- lan cenaze törenleri... Ölenlerin fotoğraflarıyla dolu kampus duvarları... Arkeolojik kazılarda kimi eserler "yanm" bulunur... 78 kuşağından acaba kaç "yanm" insan vardır? Sözün özü, Cumhuriyet için ben böyle bir kazı- ya girişiyorum... Kürek ve yürek sallamak isteyen var mı? ankcum@cumhuriyet.com.tr Vakıf üniversiteleri yine cep yakıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Vakıf üniversiteleri geçen yıla göre ücretlerini yüz- de 14'e varan oranlarda arttırdı. Bıuıa göre, vakıf üniversitelcrinde okumanın bedeli, yıl- lık 3 bin ile 30 bin YTL arasında değişecek. Yeni kurulanlarla birlikte sayılan giderek ar- tan vakıf üniversiteleri, bu yıl ÖSS baraj pu- anlarının aşağıya çekilmesiyle düşük puan alan ancak maddi durumu iyi olan öğrencile- rin adresi olacak. Vakıf üniversitelerinin ge- çen yılki en düşük ve en yüksek fıyatlanyla zam sonrası bu yılki fiyatları şöyle: ÖZEL ÜNİVERSİTELERİN FİYATLARI • ATIL1M: 8bin 500 YTL/3 bin -12 bin YTL • BAHÇEŞEHİR: 16bin 4S5 YTL/10bin 700-19bin 400 YTL • BAŞKENT: 12 bin - 15 bin /12 bin -18 bin YTL • BİLKENT: 15 bin 4001TL (zam yapümadı) • Ofö: 11 bin 800 YTL/6bin 379-12bin 751 YTL • ISTANBUL BİLİM: 10bin - 22bin YTL/5bin 300- 25 bin YTL • ISTANBUL KÜLTÜR: I4 bin 958 -16 bin 559/9 bin 580 • 17 bin 900 YTL • ÇANKA YA: 12 bin 500 YTL /13 hin 500 YTL • DOĞUŞ: 15bin M) YTL/17bin 940 YTL • İZMİR: 10 bin YTL/tt bin -13 bin 500 YTL • ÖZYEĞİN: 24 bin YTL (yeni) • ISTANBUL BILGI: m M« 520 YTL / ıs bm 400 m. • KADİR HAS: 12 bin - 15 bin YTL / 7 bin -17 bin YTL • İSTANBUL A YDIN.- 4 bin 750 - S bin 750 YTL /S bin -13 bin 500 YTL • YF.DİTEPE: 10 bin - 29 bin YTL 110 bin - 30 bin YTL • BEYKENT: 4 bin 540-12 bin 650 YTL/2 bin 500-12 bin 704 YTL • TOBBETÜ: 15bin 500 YTL/16bin 750 YTL t/HALİÇ:6bin 500-12 bin 500 YTL/7bin 500-15 bin YTL • 1Ş1K: 15 bin 300 YTL /15 bin 900 YTL • KOÇ: 23bin YTL/6 bin 500- 25bin YTL • MAL TEPE: 13 bin 850 - 22 bin 500 YTL/6 bin 500 - 22 bin 500 YTL • SABANCI: 22bin 500 YTL/25bin YTL ^ İZMİR EKONOMİ: 7bin 290 Dolar / 7 bin 650 Dolar • İSTANBUL AREL: 6 bin 750 -14 bin YTL (yeni) • FA TlH: 3 hın 500 - 7 bin 950 >7I / 7 bin-16 bin YTL • İSTANBUL TİCARET: 6 bin -10 bin 171/6 bin 480 -10 bin 800 YTL • UFUK: 8 bin 500 -10 bin 500 Dolar/3 bin 500 -12 bin Dolar • YAŞAR: 7bin -11 bin YTL/7bin 500-12bin YTL • OKAN: 13 bin 950 YTL/7bin 350- 15bin 300 YTL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear