25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2008 SALI 8 HABERLERIN DEVAMI T U R K I Y E Istanbul B 32 Sinop Edirne B 28 Adana B 36 Kocaeli _B 35 Samsun PB 25 B 31 Trabzon Y 25 Çanakkale B 32 Giresun Izmir B 35 Ankara 24 B 31 Manisa B 38 Eskişehir B 31 Aydın B 41 Konya Denizli B 39 Sıvas B 25 Zonguldak B 26 Antalya B 37 Kars Mersin Diyarbakıı Şanlıurfa Mardin Siiıl Hakkâri Van B B B B B B B 33 36 38 35 35 28 24 PB 21 ^f Yurdun kuzeydoğu ke- simleri parçalı bulutlu, Doğu Karadeniz kıyı- ları sağanak ve gök gü- rültülü sağanak yağış- lı, diğer yerler az bulut- lu ve açık geçecek. Ha- va sıcaklığında önemli bir değişiklik olrnaya- cak. Rüzgâr; kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif, ara sıra kuvvetli esecek. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki PB PB Stockholm F L ondra V Amsterdam Pl Brüksel Paris Bonn Münih B PB B B 23 17 22 25 24 26 29 31 ?R Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Soyfa Roma Atina Zürih B A A B B PB PB B Y 2b 29 33 27 30 29 30 32 ?9 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Sam PB Y PB PB Y PB PB Y PR 23 33 27 36 26 30 31 36 3R 0Aç,k Parçalı bulutlu : SİSİİ Bulutlu t Çok bulutlu Yağmuriu Kariı > Sulu kar , Gök gürültülü GUNCEL CÜINEYT ARCAYUREK 1 Baştarafı 1. Sayfada Hiçbiri değil! Bu adam -TV'lerde yayımlanan can- lı bir konuşmasında söylediği gibi- devlete sızmak için her alanda "arkadaşlarının" görev almalarını is- teyen, devleti içinden ele geçirmeye çalışan bir ce- maatin lideri, bir din adamı. Imamlık görevini yapar, camide konuşurken göz- lerinden yaşlar akıyor. Ağzı çok iyi laf ediyor, din ko- nularında bireylerin duygularına seslenmeyi gayet iyi biliyor. Birçoklannca kabul edilebilir bir nedenle Amerika'ya kaçtı. Mahkemelikti ve hüküm giyerse hapishaneye düşecekti! Bir başka bahane, hastalıklıydı. Amerika'da de- netim altında yaşaması gerekiyordu. Kamuoyu bütün bahaneleri yıllarca yuttu. Beraat kararı aldı. Dönecek miydi ülkeye, dön- meyecek miydi? Memleket hasreti ile yanıp tutuştuğunu, bir torba memleket toprağını koklayarak vatan hasretini gi- derdiğini söylüyordu. Hastalık, cezaevine düşme kaygısı ne oldu bir- denbire? ABD'de kalmak için hukuksal açıdan akla gelen her türlü çareye başvuran sözüm ona, özü sözü bir, ak- lında gönlünde dinden başka hiçbir şey olmadığını söyleyen, ama düne kadar söylediklerini bugün yalanlayan bir adam çıktı karşımıza. Yakını olduğu bilinen Gülen borazanı bir yazarın açıklamalarına göre, 'Türkiye'de gerçekten büyük ge- rilim varmış"; Bay Gülen, eeee, "böyle gergin biror- tamda yurda dönüşünün 'yeni bir gündem' madde- si olacağını" düşünüyormuş... Eeee, "yani Türkiye'de istikrar, iç banş adına bir iyileşme olduğunda 'oto- matikman' gelebileceğini" düşünebilirmişiz! Bu sözlerin özeti: Çevir kazı yanmasın! Çıkıp ortaya Gülen ABD'de rahat, hukuksal en- gelleri aşarsa ikinci vatanı ABD'den aynlmak istemiyor desenize... Hayır, demezler, diyemezler. Adı etrafındaki gizemli havayı daha pekiştirmek, uzaktan kumandalı etkin bir cemaat lideri düşünü sür- dürmek ve... kaynağı belirsiz milyarlarca doları dı- şarıdan masum bir din adamı kimliğiyle yönet- mek... Olanağı varken Gülen neden yurda dönsün? ••* Allah'la aldatma son yıllarda revaçta. Siyasetçisi, medyadaki yalakaları din satıyor, karşılığında oy alı- yor, para kazanıyor. Fethullahçılar 16 yayın, 23 dernek, 220 vakıf, 24 pansiyon, 570 dershane ve okul ile 96 şirkete sahip. TV'lerin pek çoğu gelir ile gideri bir araya getirmek için çaba sarf ederken Fethullah'ın TV'leri, yayın or- ganları için böyle birsorun yok... Para, nedense dev- letin (bu hükümetin) kaynağını araştırmadığı, gizli ha- zinesinden sağlanıyor. Sadece Gülen değil, Milli Görüş örgütü'nün, Sü- leymancıların, hatta radikal örgütlerin yüzlerce ya- yın organı belirsiz kaynaklardan besleniyor. Din maskesi altında yayın yapanların sayısı 170, 2 bin 570 dernek, 316 vakıf, 1780 pansiyon ve kurs, 580 dershane, okul, 180 şirket... Rahmi Turan'ın verdiği, üstelik 2003 yılına ait bu rakamlara göre Allah ile halkı kimler aldatıyor ve bun- lan kimin himaye ettiği artık bilinmeyen bir gerçek de- ğil: AKP... Yeşil sermaye... Türkiye'nin önce ılımlı Is- lama sonra Islam devletine dönüşmesini aklına takmış olanlar! Atatürk Bulvan kiralandı Ankara Anakent Belediyesi, Rusya'ya, bulvarın eski ticaret ataşeliği binası önündeki 50 metrelik bölümü için yıllık 80 bin dolar ödeyecek MAHMUT GURER ANKARA - Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'un An- kara temaslannda, yaklaşık 1 yıldır trafiğe kapalı olan Atatürk Bulvan'nın Rusya'nın eski tica- ret ataşeliği binası önündeki bö- lümünün Ankara Anakent Bele- diyesi'ne kiralanmasına ilişkin protokol de imzalanacak. Her yıl yenilencceği belirtilen protokol kapsamında anakent belediyesi yaklaşık 50 metre uzunluğunda- ki bölge için yıllık 80 bin dolar kira ödeyecek. Rusya Dışişleri Bakanı'nın 2- 3 Temnıuz tarihlerinde gerçek- leştireccği Ankara temaslann- da ulusal konuların yanı sıra Ankara'nın ulaşnn sorununun giderilmesi de gündeme gelecek. Bu kapsamda imzalanacak pro- tokol ile Atatürk Bulvan'nın es- ki Rusya Büyükelçiliği Ticaret Ataşeliği binası önünde bulunan ve şu anda kapalı olan kısmının kiralama yoluyla açılması ön- görülüyor. Protokol kapsamında, eski ticaret ataşeliği önündeki yol, Anakent Belediyesi'ne 1 yıl kiralanacak. Kiralama bede- li olarak yıllık 80 bin dolar veri- lecek. Protokol ve kiralama be- deli her yıl Rusya'nın Ankara bü- yükelçiliği ile anakent belediye- si arasında değerlendirilecek. Anakent belediyesinin Ata- türk Bulvan üzerindeki yolun açılması 2007 Ağustos'unda Rusya'ya takılmıştı. Belediye, Atatürk Bulvan üzerinde 2006 yılı ekim ayında başlattığı kav- şak projcsi kapsamında, yolu genişlerme kararı almıştı. Bele- diye, Atatürk Bulvar'ı üzerinde- ki Avusturya ve Rusya büyük- elçilikleri ile "çalışmalar baş- latıldıktan sonra" temasa geç- miş ve arazilerinden bir bölü- münün kendilerine verilmesini is- temişti. Viyana hükümeti, hemen bir heyet yollayarak Ankara ile anlaştı. Ancak Rusya ile pazar- lıklar bu kadar kolay olmadı. Yol çahşması kapsamında, eski ata- şelik binasının balıçe duvan yı- kılarak içinden servis yolu geçi- rilmek istendi. Rus topraklannm Türkiye'ye satılması ya da takas edihnesi için yapılan talep, Mos- kova'ya iletildi. Fakat bürokra- tik işlemlerin uzaması nedeniy- le bir sonuç alınamadı. Melih Gökçek, Moskova Belediye Baş- kanı Yuri Luşkov'u aradı. Bu da etkili olmayınca, devreye o dö- nem Dışişleri Bakanı olan Ab- dullah Gül girdi. Ancak sorun yine çözülemedi. Rusya Büyük- elçiliği de eski ticaret ateşeliği bahçesini kapattı. Mülkiyetin Italyanlarda, ihracatın ABD'nin iznine bağlı olduğuna dikkat çekildi MHP'den ATAK'a mercek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Türk Ta- arruz-Taktik/Keşif helikopteri (ATAK) pro- jesinin Ar-Ge'sinin Türkiye tarafından kar- şılandığrnı, mülkiyetinin Italyanlarda, ihra- catınm ise ABD'nin iznine bağlı olduğunu vurgularken "Bu helikopterler toplamadır. AKP hükümeti acaba neyin karşılığında ttalya Başbakanı Berlusconi'ye rüşvet vermektedir" diye sordu. MHP'li Şandır, Kürşat Atılgan ve Kamil Erdal Sipahi ile birlikte parlamentoda bir ba- suı toplanhsı düzenledi. Şandır, ATAK pro- jesi ile ilgili olarak daha önce Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'e defalarca soru önergesi vermelerine karşılık net bir yanıt alamadıklannı aktanrken sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu konuda bir yolsuzluk yapümaktadır, bir usulsüzlük yapümaktadır. Başlangıcı 3.4 milyar dolar olan bir projede sorular var- dır, verilemcyen cevaplar vardır. 24 Hazi- ran'da bu proje için Türkiye Cumhuriye- ti Hazinesi'nden 1 milyar dolar ödeme ya- pılmıştır. Bu ödeme savunma sanayi pro- jesinde belki de böyle bir proje için en yük- sek ödemedir. Alınan helikopter toplaına helikopterdir. Bu helikopterin Ar-Ge'si Türkiye tarafından karşılanacak, mülkiyeti İtalyanlara ait, ihracatı ABD ınüsaadesiııe tabi, bedeli ise Türk halkının cebinden çı- kacak bir toplama helikopterdir. Ülkelerin milli savunmaları ve güvenlikleri bu kadar ucuz, bu kadar belirsizliğe nıahkûm edile- mez. Bu helikopterin terörle mücadelede ne yapacağı ve hangi kabiliyetlere sahip olduğu denenmiş değil ve en az 60 ay sonra ilk he- likopter verilecek. Terörle mücadelede, özellikle sınır ötesi operasyonlarda kulla- nüması gereken taarruz helikopterlerinin bu belirsizlik içine itilmesini hiçbir şekilde iyi niyetli bir yaklaşım olarak görmüyoruz. AKP hükümeti acaba neyin karşılığında ttalya Başbakanı Berlusconi'ye rüşvet ver- mektedir? TSK için terörle mücadelede çok önemli olan bir araç olan taarruz helikop- terlerini, hangi bedel ve taahhütlerin kar- şılığında İtalyanlara ve Berlusconi'ye ema- net ediyoruz. Bu konuda yolsuzluk itham- ları ve iddialan da vardır." Kürşat Atılgan da Taarruz Helikopter Te- darik Ûıalesi ile ilgili olarak Meclis araştırma komisyonu kurulması için önerge verdikleri- ni anımsattı. Taarruz helikopterlerinin üçün- cü bir ülkeye ihraç cdilmesinin ABD'nin iz- nine tabi tutulduğunu vurgulayan Atılgan, "Ayrıca ttalyan fiımasının üretim ve ih- racat lisansı şartı, üretim için teknik yar- dım şekline dönüştürülmüştür. Bu iki tek- nik söylem ayııı şey değildir. Bu konunun da mutlaka açıklığa kavuşturulması ge- rekmektedir" dedi. Kamil Erdal Sipahi de, se- çilen model üzerine ciddi şüphelerinin bu- İunduğunu kaydetti. TÜRK TABİPLERİ BİRLİCİ'NİN OLACAN KONGRESİ Gürsoy 'un listesi kazandı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 57. Olağan Kongresi'nde, seçimleri Gencay Gürsoy başkan- hğmdaki "Etkin Demokratik TTB Grubu"nun listesi kazandı. "Türkiye Hekim Platformu", "Ulusal Hekim Birliği" ve "Etkin Demokratik TTB Grubu" olmak üzere 3 ayrı listenin yanştığı kon- grede 450 delege oy kullandı. Kon- gredc TTB merkez kurallan seçimi yapıldı. Seçimi, TTB Başkam Gür- soy başkanhğındaki liste kazandı. TTB Merkez Konseyi üyeliklerine, Feride Aksu, Altan Ayaz, Eriş Bilaloğlu, Hülya Biriken, Ali Çer- kezoğlu, llhan Diken, Zeki Gül, Gençay Gürsoy, Elif Kırteke, De- met Ozbabahk ve Iskender Sayek getirildi. Yüksek Onur Kurulu ise Aytaç Aras, Berna Arda, Naki Bulut, Hakan Giritlioğlu, Şükrü Güner, Orhan Odabaşı, Selinı Öl- çer, Şevkat Bahar Özvarış ve Fa- ik Urbarh'dan oluştu. Denetleme Kurulu üyeleri de Halil Mıhçı, Si- bel Özsoy ve Yaşar Ulutaş oldu. PKK'Iİ teröristler Gümüşhane ve Sllrtte saldırdı Çatışmada 4 korucuyaralandı Yurt Haberleri Servisi - Siirt'in Eruh il- çesi kırsalında güvenlik güçleriyle PKK üyeleri arasmda çıkan çatışmada 4 geçici köy korucusu yaralandı. Eruh ilçesinin Görendomk köyü yakınla- rında geçici köy koruculannın nöbet deği- şimi sırasında PKK üyelerince ateş açıldı. Çı- kan çatışmada, 4 geçici köy korucusu hafıf yaralandı. Korucular tedavi altına alınırken, kaçan teröristlerin yakalanması amacıyla böl- gede operasyon başlatıldı. Gümüşhane'de ise PKK üyeleri tara- fından güvenlik güçlerine taciz ateşi açıl- dı. Gümüşhane Valiliği tarafından yapılan açıklamada, merkeze bağlı Aksu köyündeki Tunar Tepe bölgesinde keşif vc gözetle- me görevi yapan Fatsa Jandarma Astsubay Komando Birliği Komando Timi'ne, bir grup PKK'li tarafından taciz ateşi açıldığı belirtildi. Bölgede oparasyonlann sürdü- rüldüğübildirildi. Genelkurmay Başkanlığı'nın intenıet si- tesindeki duyuruya göre güvenlik güçlerinin Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi dağlık kesi- minde yaptığı arama ve tarama çahşması sı- rasında bir terörist yakalandı. PKK'den ka- çan bir terörist Şemdinli'de, iki terörist ise Şımak'ın Silopi ilçesinde teslim oldu. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada densizliği eklenince gerçek dava "kepenk ka- patma" oldu... Ankara Ticaret Odası'nın rakamlarına gö- re, içinde bulunduğumuz durum, 2001 'den daha ciddi. 2001 'de yeni kurulan her 100 şir- kete karşılık 35 şirket kapanmıştı. 2008'in ilk 5 ayında bu rakam 100'e karşı 54 oldu. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfede- rasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandö- ken kepenk kapanmalarının yanı sıra bir başka gerçeğe dokunuyor: "Veresiye defteri kabardı... Raflar boşalı- yor..." Gidiş, uzun süredir sessizliğini koruyan, ne- redeyse Türkiye Istirahat Odaları Birliği'ne dö- nüşen Ziraat Odaları Birliği'nin üst yönetimini de hareketlendirmiş görünüyor. Tablonun özeti şu: Geleneksel olarak sesini fazla yükseltme- yen kesimler de gidişten yakınmaya başladı. ••• Bize göre son ayların en güzel demeci eko- nomiden sorunlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in elektrik zammı değerlendirmesiydi. Bakan bey buyurdu ki: "Elektriğe zammı vatandaşın tasarrufa yö- nelmesi için yaptık." Bu mantıkla sorunlar çözülüyorsa, o zaman gıda fiyatlarını yükseltin. Vatandaş açlığa alış- sın, yemek yemeden çalışmayı öğrensin. Nasreddin Hoca örneği, tam açlığa alışınca... Işler yoluna girsin! Bu gidişle evde ampul yakmak da lüks ha- le gelecek... Elektriğe yılbaşında yüzde 20, yıl ortasın- da yüzde 21 zam yapıldı. Toplam yüzde 40'ın üstüne çıkıyor ama, bu hesap yanlış. Sana- yide kullanılan elektriğe yapılan yüzde 22'lik zam kime yansıtılacak? Herhalde hükümete değil! Tabii ki tüketiciye... Bu durumda yurttaşın elektrik zammından etkilenme oranı yüzde 60'a kadar çıkacak... Elektrik Mühendisleri Odası Genel Başka- nı Musa Çeçen'in hesabına göre, 4 kişilik ai- lenin salt elektrik gideri 100 YTL'yi bulacak. Dün, asgari ücret açıklandı: 503 YTL... Asgari ücretle geçinmeye çalışan bir aile- nin bütçesinin yüzde 20'si elektriğe gidiyor. Bu durumda geçinebilene artık elektrik çarp- safark etmez... Yüksek gerilim hattı bile mut- faktaki gerilime vız gelir! ••• AKP iktidarıyla birlikte neredeyse tümüyle unutulmaya yüz tutmuş bir tanım var: Üretim ekonomisi! Ee, tüketmenin tadı varken, üretmenin la- fı mı olur? Tüketim ekonomisinin yanına bir de satış ekonomisini ekledin mi, oldu bitti... AKP ik- tidarı döneminde Türkiye'nin toplam borcu 150 milyar dolardan 500 milyar dolara çı- karken, aynı zaman diliminde 200 milyar do- larlık satış yapıldı... Gerçek anlamda borcu- muzun 700 milyar doları bulduğunu söylemek abartma olmaz. 6 yılda kolay yoldan satılabilecek bütün de- ğerleri bitiren hükümet, gündemine toprak sa- tışını almış görünüyor. GAP bölgesindeki alt- yapı yatırımları buradaki toprakları daha da cazip hale getirecek... Sonra gelsin petro- dolarlar. Arap ülkeleri gelecekte gıda ürünlerinin pet- rol ürünlerinden daha değerli hale geleceği- ni görüyor, yatırımını ona göre yapıyor. Ya biz? Siyasette atış... Ekonomide satış... ankcum@cumhuriyet.com.tr AL GÖZÜM SETREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK I Baştarafı Arka Sayfada En önemlisi, yaııdaş şirketlere üstünde Gülen fotoğrafı bulunaıı milyonlarca bayrak yaptırılmalı ve bunlai' gönüllü ekiplcr tarafindan tüm müritlere ve bu arada ortalıkta ne olup bittiğiniıı ftırkında ohnadan saf saf dolaşan turistlere de da- ğıtılmalı. Mehter taknnı ve cünıle belediye orkestralan büyük gi'm için tam takım yerlerini almalı. Çok uzun bir bekleyiş olacağından pek çok yere yiyecek içe- cek standlan kurulmalı ve belediyeler günler önceden binlerce seyyar tuva- leti en kritık yerlere yerleştinneliler. Uçaktan kent merkezine kadai' du- nuııu ayarladık.. sonrası ne olacak? Binncisi, el öpme kuyruklannda yaşa- nacak izdihamı önlemek için tüm kol- luk kuvvetleri birinci dereceden alanna gecırilmeli ve heyecandan bayılanlar için yüzlerce ambulans hazır bekletil- meli. Ve işte dönüşün en görkemli, en önemli anlan.. Gülen zenginlerinin, Gülen televizyonlan yöneticilerinin ve Gülen gazetecilerinin birlikte yedikle- Gülen İçin Görkemli Bir Karşüama Töreni ri akşam yemeği... İşte beniın en çok beklediğim an... Naklen yayın yapıla- cak, gitmemek olmaz, bu kadar nankör olunmaz, seni besleyen eli icabı geldi- ğinde öpmesini bileceksin; bu, bütün za- nıanlar için geçerli bir öğretidir. İşte o an, tüm gizliliğin, tüm ikiyüzlülüklerin ortaya çıktığı an olacak. Mürit olnıa- yanlann da bazı şcyleri bilnıc hakb var- dır; şimdi onlara bu haklannı kullanma imkânı verilecek, hem de bizzat Gülen tarafindan. Benim beklediğim bu. Ak- la kara ortaya çıksm.. grilerden ve sin- si hesaplardan, dolaplardan gerçekten usandım. Bu sözlerim Türkiye'deki bütün ku- rumlar, kişiler ve de bizzat kendim için de geçerlidir. Kim kimdir bir güzel bi- lelün. Gülen'in gelmesini istemeyenler var, neden? Merak etmeyin bazılannıza hiçbir şey olmaz, gene her zamanki gi- bi solcular, rol yapamayanlar, uzlaşına kabiliyeti olmayanlar okkanın altına gi- der. Sonra güzel güzel Gülen'lı günler devamedcr... Gülen'i karşıladıktan sonra gelelim çeliğin, demirin ve kömürün kalbi Ka- rabük'te Latife Tekin ve arkadaşlan- nın başına gelenlere.. bana en çok, be- lediye başkanının "Benim paramla bu- radasın, beni eleştiremezsin" sözü koydu. Çünkü ne yazık ki, bu ülkede bu sozleri söyleyecek binlerce belediye baş- kanı var.. belediye kasasmı dolduranpa- ranin halkın parası olduğunu nedense her daim unutnıa eğilimleri ağır basar. Tıpkı bir zamanlar bankacılann ban- kadaki mevduatlann kendi paralan ol- duğunu sanınalan gibi. Yani el kese- sinden hovardahk etmek diye buna de- nir; hovardahk hafif kaldı.. densizlik et- mek diyelim. Larifeciğim gcçmiş olsun, orada bu- lunanlar hemen senin yanına gelip ge- rekli tavn alsalardı, beİki belediye baş- kanının ne yaptığını, ne söylediğini bir an düşünme fırsatı bulurlardı. Gel- mediler.. benim en çok içimi acıtan bu; yoksa sen ne sözlere alışıksın bu ülke- deki pek çok özü sözü bir meslektaşın gibi... ENTERNET / MEHMET SUCU ıuclunet@cumhuriyet.coın.tr Biliyor musunuz, kişisel gizlilik, mah- remiyet... Adına ne derseniz deyin bi- reyin en önemli hakkıdır. Türkiye gibi de- mokrasiyi henüz hazmedememiş ül- kelerde ise Büyük Birader olmaya soyu- nanların çokluğu ile birlikte daha önce de de- falarca yazdığımız gibi hemen hemen hiçbir özel bilgi ulaşılamaz değil. Herhangi bir kişi hakkında iki üç tane özel bilgiye sahipseniz, intemet üzerinde bi- raz araştırma ile o kişiye ait neredeyse tüm verilere ulaşabilirsiniz. Onun adına kredi alabilir, ev satabilirsiniz, kısacası her şeyi yap- ma olanağına sahip olabilirsiniz. Yeter ki art niyetli olun. Bir insanın sağlık sorunları, kim olursa ol- sun özel kişisel veriler kapsamında değer- lendirilmesi gereken bilgilerdir. Geçen hafta Hürriyet gazetesi, Başbakan Erdoğan'a ait birtakım sağlık bilgilerine ulaşmış ve Erdo- ğan'ın hasta olduğunu manşetine taşımış. Er- doğan'ın elinde tuttuğu kartta yer alan bir nu- maradan yola çıkarak bu bilgilere intemet üzerinden ulaşmışlar. Gazetecilik mesleği merak üzerine kurul- muştur. Başbakan kartını eline alıp kaldırın- ca, bir kare fotoğraf ile bu kartın numarası- nı tespit eden muhabir, akıllıca bir iş yapmış Başbakan Mağdur Olmuş belki de Türkiye'deki tüm meslektaşlarını at- latıp intemete girip özel bilgilere erişmiş. Hür- riyet de bunu yayımlamakta beis görmemiş. Böylesi bir haberi herhalde tüm gazeteciler yayımlamak isterdi. Ancak burada bir baş- ka sorun var. Başbakan Erdoğan, kendisi ile ilgili bu sorunu kamuoyu ile paylaşmak is- tememiş. Veya gerekli görmemiş. Yani ken- dine ait özel bir bilgi olarak değerlendirmiş. Ama bir kart bir numara. Bilgiler bir anda ortaya dökülmüş. Belki çok önemli bir bilgi değil ama gözetim toplumu olmanın sonu- nun nereye kadar uzanacağını kim bilebilir ki? Biraz dikkatli birisi Başbakan'ın diğer bilgi- lerine de ulaşırsa neler olur? Başbakan bu kez belki de çok önemli ol- masa da kişisel bilgilerinin açığa çıkmasıy- la mağdur olmuştur. Son 5-6 senedir gide- rek artan bu izleme, dinleme ve veri depo- lama çabalarının geometrik oranlarda arttı- ğını görüyoruz. Her yeri, her şeyi, neredeyse herkesi izle- yen bilgileri biriktiren Büyük Birader ne ya- zık ki hiçbir şey yapamıyor. Daha önce de söylediğimiz gibi ne Malatya'daki katliamı en- gelleyebiliyor, ne de Hrant Dink'in kat- ledilmesini. Bizim Büyük Biraderler'den bir tanesi, anladığımız kadarıyla Tele- komünikasyon lletişim Başkanlığı adını taşıyor. Görev tanımları arasında da şu cümle yer alıyor: "Başkanlık faaliyetleriyle il- gili olarak talep ettiğinde derhal Başbakan'a bilgi vermek." Yani kişisel bilgilerini bir ga- zeteciye kaptıran Başbakan'a bu bilgileri ver- mekle yükümlü. Savcısından gazetecisine, işadamından si- yasetçisine sürekli dinlenen ve izlenen Tür- kiye'de bu kovalamacanın nereye kadar süreceğini kestirmek olanaksız görülüyor. Tüm bu dinlemelerin, izlemelerin ve veri bi- riktirmenin sonu yok. Sürekli gelişen internet teknolojisi, bu veri bankalannın kimin eline ge- çeceği konusunda derin kuşkularyaratıyor. Başbakan, kişisel ve özel bilgilerinin açık- lanmasıyla mağdur olmuştur. Şimdi buradan çıkarılacak ders herhalde Türkiye'de daha "derin" dinleme izleme ve veri biriktirmeler- den vazgeçmek olacaktır. Yurttaşına güven duymak olacaktır. Daha saydam bir devlet ol- mak olacaktır. Yoksa yakın gelecekte Türkiye'nin yarısı öbür yarısını dinliyor ve izliyor diyen haber- leri okuyabiliriz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear