22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 2008 PAZARTESİ 8 HABERLERİN DEVAMI TURKIYE Istanbul B 30 Sinop B 27 Adana Edirne B 36 Samsun B 29 Mersin B Kocaeli B 33 Trabzon PB 26 Diyarbakır PB 41 Çanakkale PB 33 Giresun PB 27 Şanlıurfa PB Izmir B 35 Ankara PB 32 Mardin PB Manisa B 39 Eskişehir PB 33 Siirt PB Aydın B 36 Konya PB 33 Hakkâri Denizli B 38 Sıvas B 29 Van PB Zonguldak B 25 Antalya B 35 Kars Yurdun kuzeydoğu ke- simleri parçalı çok bu- lutlu, Doğu Ânado- lu'nun kuzeydoğusu ve Artvin çevreleri kısa sü- reli ve yerel olmak üze- re sağanak ve gök gü- rültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı mevsim nor- malleri üzerinde seyre- decek. DIŞ M E R K E Z L E R Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y PB PB 19 17 18 23 21 22 24 15 Berlin 23 Münih PB 21 Zürih Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Soyfa Roma Atina PB B PB Y Y PB B 2 7 32 24 29 27 30 33 PB 25 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Sam Y PB Y A PB Y Y A R 22 34 23 32 26 25 34 36 37 0Açık f*\ Parçalı bulutlu ı) Bulutlu Çok bulutlu Yağmuriu TÜRKEĞİTÎM-SENİNANKETİ Öğretmene buyıl da tatilyok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Okullar tatile girdi ancak eğitimcilerin sa- dece yüzde 16'sı tatil beldelerine gidip dinlenebilecek. Öğretmenlerin yüzde 42'si tatilini memleketinde geçirirken, yüzde 42'si ise evinden dışan çıkamıyor. Bugüne değin hiç tatil yapmayan eğitim- cilerin oranı yüzde 43 gibi önemli bir ora- na ulaşırkeıı, tatile gidenler de ihtiyaçlan- nı ya kredi kartı ya banka kredisi ya da borç alarak karşılıyor. Türk Eğitim-Sen, "Eğitimcilerin Tatil Eğilimi" başlıklı bir anket yaptırdı. Ankete katılan eğitimcile- rin verdiği yanıtlar şöyle: • Eğitimcilerin yüzde 42'si tatilini ev- de, yüzde 42'si memlekette, yüzde 16'sı ise tatil yöresinde geçirecek. • Tatil için ayırabilecekleri para yüzde 66'sı için 300-500 YTL, yüzde 11 'i için 800-1000 YTL, yüzde 12'si için 500-800 YTL, yüzde 7'si için 1000 -1500 YTL, yüzde 4'ü için 1500-2 bin YTL ve yüzde 2'si için de 2 bin YTL'den fazla. • Eğitimcilerin yüzde 51 'i tatil harca- malannı kredi kartma taksit yaptınyor, yüzde 35'i biriktirdiği parayı harcıyor, yaklaşık yüzde 8'i borç alıyor, yüzde 6'sı da banka kredisi kullanıyor. • Anketteki "Tatil, sizin için ne ifade ediyor" sorusuna, eğitimcilerin yüzde 15'i "Ek iş yapmak" yanıtını verdi. 'Ne iş olsa' yapıyorlar • Her 100 öğretmenden 43'ü bugüne kadar hiç tatile gitmedi. • Yüzde 16'sı yılda bir kere, yüzde 2'si yılda iki kere, yüzde biri ise üç ya da daha fazla kere tatile giderken, yüzde 81 'i ise düzenli olarak tatile çıkamıyor. • Eğitimcilerin yüzde 70'i tatili bir ihti- yaç olarak görürken, yüzde 30'u ise ihti- yaç kabul etmiyor. thtiyaç görmeyen eği- timcilerin yüzde 72'si, bunun gerekçesini "Tatil bütçemi çocuklarımın okul mas- rafına ya da diğer ihtiyaçlara ayırıyo- rum" şeklinde açıklarken, yüzde 19'u ta- tili "lüks" olarak gördüğünü belirtiyor. • Her 100 öğretmenden 34'ü okullar ta- til olduğunda ek iş yapıyor. Ek işte çah- şan eğitimcilerin yüzde 6O'ı "her türlü işi yaptığını", yüzde 13'ü özel ders verdi- ğini, yüzde 11 'i tesisatçılık, boya, badana, tamirat ve bahçe işleri, yüzde 4'ü taksici- lik, yüzde 4'ü pazarcılık, yüzde 3'ü işpor- tacılık, yüzde 3 ü nakliyatçılık, yüzde 2'si ise garsonluk yapıyor. 'Maaşlar iyileştirilmeli' Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Ismail Koncuk ise eğitimcilerin tatil dönemini tatil amaçlı değerlendiremeyeceğini, eko- nomik sorunlardan dolayı bir kısmının ta- tilini evinde ya da memleketinde, bir kıs- mının ise ek iş yaparak tatili geçireceğini belirtti. Tatil masrafı ile baş edemeyen eğitimcilerin, mecburen çocuklannı da ta- tilden mahrum bıraktıklannı vurgulayan Koncuk, "Hükümet maaşlarda iyileştir- me yapmahdır. Aksi halde eğitimciler, günden güne eriyecek ve mutsuz, hu- zursuz, geleceğe güvenle bakamayan eğitim ordusu oluşacaktır" dedi. ODTÜ REKTÖRÜ AKBULUT: Üniversitelerde kalite düşüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, Türkiye'de son yıllarda üniversitelerin bütçe ve kadrolannm sürekli olarak kısıt- lanırken kontenjanlann hesapsızca arttınl- masmın eğitim kalitesinde düşmeye yol açtığını söyledi. Üniversitenin dün düzen- lenen mezuniyet töreninde bir konuşma yapan Akbulut, bilimin ve nitelikli insan gücünün kaynağı olan üniversitelerin bilgi toplumlarınm en gözde kurumlan olduğu- nu belirtti. Akbulut, "Ancak ülkemizde özellikle son yıllarda üniversitelerin bütçe ve kadrolannm sürekli olarak kı- sıtlandığım, kontenjanlannsa hesapsız- ca arttırıldığım görüyoruz. Bu tutıım öğretim üyesi başına düşen öğrenci sa- yısını arttirmakta ve yüksek standart- larda eğitimin en temel koşulunun dahi sağlanmasını imkânsız kılmaktadır. Tüm bu olumsuzluklara karşı toplum- da| büyük saygınlık kazanmış olan OD- TÜ, özgür üniversite olma özelliğini ba- şarıyla sürdürmektedir" diye konuştu. Karli > Gök gûrullülü Telekom personelinin maaşlanndan kesilen 122.5 milyon YTL yeni yönetime geçti Çalışanın parası Oger'e MURAT KIŞLALI ANKARA - Türk Telekom ça- lışanlannın maaşmdan kesintilerle oluşturulan Sağlık Yardım Sandı- ğı'nın, içindeki 122.5 milyon YTL'si ile birlikte yeni yönetime aktanldıği ortaya çıkh. Türk Tele- kom'un eski Başmüfettişi ve Pa- zarlama Dairesi Başkanı Fazlı Köksal, Oger ile yapılan sözleş- mede yer almadığı için devrin usul- süz olduğunu belirterek "Çalışan- lara dağıtümayacaktiysa, sandı- ğın Hazine'ye aktarılması gere- kirdi. Kamu kaynağı usulsüz olarak Oger Telecom'a aktarıl- mıştır" dedi. Fazlı Köksal, kuru- mun sandığınm yeni yönetime usul- süz olarak devredilmesine ilişkin süreci şöyle açıkladı: • Türk Telekom Sağlık Yar- dım Sandığı, PTT Sağlık Yardım Sandiğı'nm devamı niteliğinde kuruldu. Genel müdürlüğe yetki • Kuruluş ile ilgili 406 sayılı ya- saya,4502 sayılı Yasanm 13. mad- desiyle eklenen Ek 23. maddede sandığın başlıca kaynaklan "Per- sonel ayhkları karşüığı ödeneği- nin yüzde 0.1 'ine kadar verilecek paralar" ile "personelin aylıkla- nııın yüzde 1 oranından fazla ol- mayacak şekilde yapılacak ke- sintiler" şeklinde belirtildi. • Aynı maddede "Sandığın tasfıye edilnıesi, özel sağlık sis- temine dönüştürülnıesi veya gerekli görülecek diğer düzen- lemelerin yapılması hususları 31.12.2003 tarihine kadar Türk Telekom Yönetim Kurulu ta- rafından düzenlenir" hükmü de yer aldı. • Türk Telekom Yönetim Ku- rulu, telekom sektöründeki 1.1.2004 tarihli serbestleşme ön- cesi, 18.12.2003 günü yaptığı 49 No'lu toplantısında Ek. 23. mad- Ç a n k a y a ' d a o r g a n i k p a z a r ^ f ^ ^ * w r zaryerınde kurulan, "Organik Urunler Pazarı" hizmete açıldı. Pazar günleri kurulacak pazarda giysiden temizlik malzemesine, seb- zeden nıeyveye birçok ürünün sertifikalı organik üretimlerinin satıldığını anlatan Çankaya Be- lediye Başkanı MuzafTer Eryılmaz, "Dünyada büyük bir çevresel kirlenme var. Doğamız, su- yumuz kirleniyor. Bu nedenle sağlığı korumanın en önemli yolu sağlıklı ürünler tüketmektir" dedi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cem Özkan ise görünüşle- rine bakarak bu ürünleri almaktan vazgeçmenin doğru olmadığını belirtti. Özkan, daha fazla para vererek alınan organik ürünlerin sağlıklı olduğunun unutulmamasını istedi. (Fotoğraf: AA) de gereğince sandığın dönüştü- rülmesi, tasfıye edilmesi veya yeniden düzenlenmesi için genel müdürlüğe yetki verdi. • Ancak 31.12.2003 gün ve 9303 sayılı makam olurundaysa sandığın mevcut yapısının korun- masının uygun'olduğu belirtildi. ^ Dolayısıyla yasada belirtilen tarihe kadar Sandık yeni yapısma kavuşturulmadı. *' OgerTelecom ile yapılan de- vir sözleşmesinde de sandıktan bir kelime ile bile bahsedilmedi. • Devir sözleşmesinde Sandığın malvarhğının Türk Telekom ile birlikte devredildiğine dair bir hü- küm olmadığı için, sandığın para- sı üzerinde Türk Telekom Yöneti- mi tasarruf hakkına sahip değildir. Devir tarihi itibanyla bu paranın Hazine'ye intikal etmesi gerekir. Sandık, vakıf oldu • Devir sonrası, Oger yönetimi 27 Aralık 2007 tarihi itibanyla Türk Telekom Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı'nı kurdu. • Vaknn kuruluşu için tahsis edi- len 122.513.434 YTL sandığın bi- rikmiş nakdi varhğına eşit olması- na karşın Vakıf sencdinde bağışta bulunan olarak Türk Telekom Sağ- lık Yardım Sandığı değil Türk Te- lekomünikasyon AŞ gözüktü. Usulsüz kaynak aktarımı • Türk Telekom Yönetim Ku- rulu, sandığın vakfa dönüşmesi yolundaki karannı 31.12.2003 ta- rihine kadar almadığı için vakfın kurulması usulsüzdür. • Vakfın kurulması kararını alanlar ve vakfin kuruculan, Hazi- ne'ye veya Türk Telekom perso- neline ait 122.513.434 YTL'yi hak- sız olarak mal edinmişlcrdir. • Oger Telecom Ağustos 2007 tarihi itibanyla 122.513.434 YTL tutanndaki kamu kaynağını usulsüz olarak kullanmaktadır. ^ Yönetim Kurulu'nda 31.12.2003 tarihine kadar karar alınmadığı için, bu tarihte görev- de bulunan yönetim kurulu üye- lerinin Türk Ceza Yasası'nda ta- nımlanan "görevi ihmal" suçunu işledikleri açıktır. 'Eğitim piyasaya bırakddı9 Başbakan 'ın dershaneleri hedefalan sözlerini eleştiren eğitimciler, AKP'nin eğitimi özelleştirerekkalitesizleştirdiğini ve bütünyükü velilerin sırtınayıktığını vurguladılar MEHLİKA AKGÜN Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ders- hane sistemine ilişkin olarak söylediği, "Niçin öğrenciler üniversite hazırlık kurslarına gi- der? Bunu anlamakta zorlanıyorum" sözle- rine eğitimcilerin tepkisi sürüyor. Eğitim ve Bilim Işgörenleri Sendikası (Eği- tim-lş) Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, AKP'nin, iktidara geldiği 2002 yılından itiba- ren devlet okullanna ve eği- timcilere gereken özeni gös- temıediğini belirterek "AKP eliyle tarikat ve cemaatle- rin uğraşlan hız kazandı. Eğitim sisteminde özelleş- tirmeye girilerek dersha- neler özendirici hale geti- rildi, devletin okulları ka- litesizleştirildi" dedi. AKP'nin hukuktan, mu- halefetten, sendikalardan ya da basından çekinmediğini dile getiren Adıbelli, son yıllarda tarikat ve cemaatlere bağlı özel okullann ve ders- hanelerin sayısında artış ya- şandığım söyledi. Devlet okullanna yatinm yapılmadığını, eğitimin "ge- rici kadrolaşmalara" bırakıldığını vurgulayan Adıbelli, "Liyakati olmayan kişiler yönetici ol- du, sınıflar çok kalabalık ve ne yazık ki eği- timde fırsat eşitliği yok. Altyapı çalışmaları yapılmadan dershanelerin kaldırılması ıııüın- kün değil" diye konuştu. llk ve ortaöğretimin her aşamasının yeniden gözden geçirilmesi ge- rektiğine işaret eden Adıbelli, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Sıııav sistemi de bu yapılandırmaya göre yeniden gözden geçirilmeli. öğretmen ye- tiştirecek yeni kurumlar \ apılmalı. siyaset ınil- li eğitimden elini çekmeli, öğretmenlerin ve eğitim çalışanlannın gerçek anlamda insan- ca yaşayabilecek bir maaşı olmalı" 'Konuşmaİar verilere dayanmalı' Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı tsnıail Kon- cuk da Türkiye'de 2002'de 2 bin 122 olan ders- hane sayısının 2007'de 3 bin 987'ye ulaştığı be- lirterek "Başbakan'ın sözleri gerçeği yansıt- mamaktadır. Devlet adamlarının konuşma- gulayan Koncuk, AKP'nin iktidara geldiği 2002'den itibaren eğitimdeki hiçbir sorunu çözmediğini söyledi. Koncuk, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın üniversitelerin özelleştirilmesi ile ilgili açıkla- malarını da eleştirerek "Bu ülkede üniversite- lerin katkı paylarım bile ödemekte zorlandığı için okulunu bırakan öğrencilerimiz var. Bu ülkenin yöneticileri Türk insanının nasıl geçindiğini bilmiyorlar, ancak bilmek zo- rundalar." YükselAdıbelli: AKP eliyle tarikat ve cemaatlerin uğraşlan hız kazandu Eğitim sisteminde özelleştirmeye girilerek dershaneler özendirildi, devletin okulları kalitesizleştirildi. İsmail Koncuk: Çeşit çeşit sınav yapacaksımz, sonra da öğrencilere bu yarışa girmeyin mi diyeceksiniz? Bu yarışı ortadan kaldırmadan dershanelerin kaldırılması mümkü'n değiL ları birtakım verilere dayandırılmahdır" de- di. Başbakan'ın, toplumun hoşuna gidecek açıklamalar yaptığını belirten Koncuk, şunlan söyledi: "Ancak bunlar pek doğru yaklaşımlar değil. Seviye Belirleme Suıavları, Öğrenci Seç- me Sınavı gibi çeşit çeşit sınav yapacaksımz, sonra da öğrencilere bu yarışa girmeyin mi diyeceksiniz? Eğitimde ciddi bir fırsat eşit- sizliği var ve bu yarışı ortadan kaldırmadan dershanelerin kaldırılması mümkün değil" Türkiye'nin eğitim politikalannda 6 yıldan bu yana ciddi anlamda gerileme yaşandığını vur- Kılıç: Sistem gözden geçirilmeli Eğitim ve Bilim Emek- çileri Sendikası (Eğitim- Sen) Genel Başkanı Zü- beyde Kılıç ise Türkiye'de eğitim sisteminin kamusal hak olmaktan çıkanldığını belirterek eğitimin piyasa- laştınldığım, bilimsellikten uzaklaştınldığını ve nite- liksizleştirildiğini vurgula- dı. Kılıç, "Eğitim giderek piyasaya terk edilmiş, sı- nava endekslenmiştir. Dershaneler de bu siste- min ürettiği sonuçlardan bir tanesidir. Öğ- renciler ve veliler zorunlu olarak dersha- nelere yönelmişlerdir. Bu sorun çözülmek is- teniyorsa sistem bütünüyle gözden geçiril- melidir" diye konuştu. Kılıç, eğitimin yeniden kamusal bir hak ola- rak tüm yurttaşlara eşit, parasız ve nitelikli ola- rak verilmesi gerektiğine dikkat çekerek "Eği- linıe ayrdan payın ve yatırımlarııı arttuılması gerekir. Türkiye'de eğitim yatırımları ha- yırseverlere, eğitim yükü de velilere bırakıl- mış durumdadır" görüşünü kaydetti. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baj/tarafı 1. Sayfada tılara açıldı. Kaç kurum Lordlar Kamarası'nda böy- lesine olağanüstü ilgiyle karşılanır; okurun yorumuna bırakalım. Gülen'le ilgili gelişmeler hızlı seyrediyor. Yargıtay'ın kararı genel anlamda bilinenin ilanıydı. Gülen'in si- lahlı terör örgütü çerçevesinde yargılanmasının te- meli yoktu. Olayın asıl boyutu ABD'de seyrediyor... Gülen, Türkiye'ye geliş koşullarının kolaylaştığı şu günlerde, ABD'de kalış koşullannı güçlendirmeye ça- lışıyor. Yeşil Kart almak için yaptığı başvuru red- dedildi. Savcının Gülen'le ilgili dile getirdiği kuşku- lar ilginç; insanın Amerikan savcısı iyi bir Cumhuri- yet okuru mu, diyesi geliyor! • • • Gülen, ABD'de kalış zeminini güçlendirmek için "iş, bilim, sanat, eğitim ve spor alanında olağanüs- tü yetenekli" kişilere verilen oturma ve çalışma izni almak istedi. Mahkeme şu yanıtı verdi: "Bu alanlardan biri hakkında olağanüstü yetene- ğini belgeleyememiştir!" Gülen'in çevresindekiler hemen şöyle bir tümce ürettiler: "Kendileri, dini hoşgörüyü eğitim kurumlarına sokma metotlan geliştirmiştir.." Mahkeme sordu: "Nedir bu metotlar?" Buna verilen yanıt da tatmin edici olmadı... Bü- tün bunların üstüne savcı demez mi: "Gülen'in olağanüstü büyük maddi gücü var. Bu güce erişmede CIA ile ilişkilerinin rolü olabilir!" Gülen hareketinin CIA ile bağlantısı var mı yok mu sorusu, şöyle bir soru kadar abes: Mayoyla denize giren kişi ıslanır mı? Bu soruya Gülen mantığıyla yanıt vermek için ön- ce şu sorunun yanıtlanması gerekir: Deniz ıslak mıdır? Gülen'in 199O'lı yılların basından itibaren hızla bü- yümesinin temel etkeni şöyle özetlenebilir: ABD, yıkılan Sovyetler Birliği'nin ardından Orta As- ya'yı kendi nüfuzu altına almak için Gülen'i taşeron olarak kullandı. Her şey bu temelin üstüne oturtul- du. ••• Geçen hafta ABD'den gelen haberler ilk bakışta kafa karıştırıcı nitelikteydi... 1997'den beri ABD'de yaşayan Gülen'le igili Amerikan makamlarının kafasında neden ani soru işaretleri oluşmuş gibi bir hava veriliyor? Beş şık sıralayalım: A- ABD, Gülen'i Orta Asya'da yeterince kullandı. Zamanla gerçek kimliği açığa çıktı. Rusya, özbe- kistan Gülen okullarını kapattı. ABD, Gülen'in son kullanma tarihinin dolduğunu düşünüyor. B- ABD, Gülen'in yeni dönemde Afrika'da kulla- nılmasını planlıyor. Bu süreçte tüm iplerin kendi elin- de olmasını sağlamak için oturma iznini sallantıda bırakıyor. Kendisine bağlı Gülen'i daha da bağımlı kulluğa çekiyor. C- Türkiye'nin iç dengelerini dikkate alıyor. önü- müzdeki dönemin nasıl sonuçlanacağını kestire- mediği için Gülen'e karşı daha ortada bir duruş ser- giliyor. D- AKP'nin kapatılması davası sonrasında Gülen hareketi nasıl bir tavır sergileyecek? Bu konuda net- leşmiş bir anlaşma olmadığı için ABD, Gülen'e "çiz- gimizden çıkarsan çizeriz" mesajı veriyor. E- Hepsi. Gülen, ABD'den gelir-gelmez ayrı konu. Biz Tür- kiye'dekilere seslenelim: Kendinize gelin! ankcum@cumhuriyet.com.tr Çağdaş Yaşam ve Önemi Meral PAZAR • Baştarafı 2. Sayfada Aydınlanmamış insanlann yaşadıklan sıkıntılan, aç- mazlan günlük yaşamımızda ders verici özellikleriy- le görürüz. Kimi insanlar, yaşadığımız sorunlan, dertlcri "tanrısal ceza" diye değerlendirirler. Kişi, içi- ne düştüğü durumda kendinin, sorumluluğunun payı- nı hiç düşünmez! Örnekler çoktur bu bağlamda... Hastanelere gittiğimde gözlemlerim insanlan... Ço- ğu dert, sorun, aydınlanmamışlığına, yoksulluğun bir ürünü olarak insanlann başına gelir. Sözgelimi, çev- rcmize eleştirel gözle baktığımızda, hastalıklann, so- runlann, çoğunun bilgisizlikten, kadın-erkek eşitsiz- liği, duyarsızlıklar, hele de kadınlann, kızlann kuşa- tılmış, baskıcı yaşam biçimlcrine tutsak kılınmalanndan kaynaklandığını görürüz. Sonuç Çikış yolu, düşünsel karanlığı aşıp, özgür düşüncenin (ufkuna) çevrenize yelken açmaktadır. Aydınlanma ola- naklanna erişip içsel ve dışsal olarak gelişen insanlar, olumsuzluklann, geriliklerin, tutsaklıklann zincirlerini kırmış, özgürlüğün, birey olma yolunda gelişip, ser- pilmenin gönencine erişmişlerdir. Unutmayalım, bilimsel düşünme ve çağdaş yaşam aydınlanma devriminin temelleri üzerinde yükselip ge- lişmiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı vazgeçilmezidir insanhğın!.. Newsweek: Kıbrıs J ta ya uzlaşmaya bölünme VVASHINGTON (ANKA) - ABD'de yayımlanan Newsweek dergisi, Kıbns'ta Rum lider Dimit- ris Hristofyas ve KKTC Cumhurbaşkanı Meh- met Alı Talat arasında süren görüşmelerin ba- şarısızlıkla sonuçlanınası halinde bölünmenin kalıcı bir hale geleceğini iddia etti. Dergi, 1 yıl içinde ortak bir zemin bulunamazsa KKTC'nin bağımsız bir devlet olarak tanınması için bir çer- çeve oluşacağını kaydetti. Haberde, Kosova'da yaşanan sıkıntılann, Yugoslavya'nın başansız örneğini izlemektense farklılıklan uzlaştırmak konusunda ilham verici olduğu da belirtildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear