Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 2008 PAZARTESİ
10 J3J.S dishab@cumhuriyet.com.tr
Suriye: Uçurumla 'yapıcı
b o n döneme kadar Suriye'yle her türlü teması kesmiş
olan Fransa, Avrupa Birliği dönem başkanlığını
devralmasınm arifesinde Şam'la normal ilişkilere geri
dönme isteğinde. Bu hareketten rahatsız olan
Washington ise Paris'ten konumundaki bu değişiklikle
ilgili açıklama isteyeceğini duyurdu.
ABDULLAH İSKENDER
S
uriye'nin -belki de Lübnan
Başbakanı Refîk
Hariri'nin Şubat 2005'te
suikasta kurban gitmesinin
ardından ilk defa- Irak'ta ya da
Lübnan'da, Arap ülkeleriyle
ilişkilerde ya da Iran'la
arasındaki özel stratejik
bağlannda benimsediği karşı
koyma stratejisinin bir parçası
olarak yürüttüğü "uçurum
kenarı" politikasından
uzaklaşmaya başladıği görülüyor.
Bu dönemde Suriye, açıkça ve
uygulamah olarak Irak, Lübnan
ve Filistin topraklanndaki yerel
araçları üzerinden kapsamh bir
zıtlaşma politikası uygulamakta
kararlıydı. Aynca uluslararası
toplumla, özellikJe de güçlü
Amerikan-Fransız ittifakıyla ve
Arap ülkelerinin çoğuyla sözlü
savaşa girmekteydi ve bu yüzden
Araplann geçen martta yapılan
Şam Zirvesi'nde temsili düşük
seviyede kaldı. Suriye bir süredir
ortak Arap politikasının tüm ana
unsurlannı saf dışı bırakan ve
bölgesel bir askeri çatışmaya
doğru evrilen zıtlaşma
politikasına bağlıhğıyla yalnız
kalmış görünüyordu.
Annapolls ve Lübnan'da
siyasl krlz
Ortadoğu banşı için geçen
kasımda yapılan
Annapolis
Konferansı'ndan ve
özellikle de General
Mişel Süleyman'ın
mayısta (Lübnan)
curnhurbaşkanı
seçilmesinden bu yana,
Suriye, alevlenmeye
hazır olan bölgesel
konulardaki tavnnı
yavaş ve belirsiz bir
şekilde değiştiriyor.
Suriye, Arap
dünyasında ve
uluslararası alanda
benzeri görülmemiş bu
diplomatik hareketlilik
içinde yer almak amacıyla
Annapolis'ten beri Arap banş
inisiyatifinin de önerdiği üzere
ana akımın benimsediği banşçıl
yolu izleyeceğini ifade ediyor.
Konferanstaki küçük çaplı
katıhmıyla Filistin-tsrail
anlaşmasmın Amerikan
himayesinde ilerlemesine itiraz
etmeyeceğinin sinyalini verdi.
Ardından, Türkiye'nin
arabuluculuğunda Suriye ve
îsrail arasında yürütülen dolaylı
görüşmelerin başlaması, Şam'ın
Israü'le banş konusunda
manevralara başvurmadığını
gösterdi. Lübnan'da
cumhurbaşkanının seçilmesiyle
1
Suriye, "sedirler ülkesindeki"
siyasi boşluğa son verilmesi ve
iç sorunlarda kurumlann üzerine
düşeni yapmalanna izin
verilmesi için Lübnanh, Arap ve
uluslararası toplum çağnlanna
yanıt vermiş oluyordu. Hiç
kimse Suriye'nin "uçurum
kenarı" politikasına kesin bir
son verme teklifini riske atamasa
da Suriye'nin bu yeni
yaklaşımının ne kadar
ilerleyeceğini tahmin etmek
halen güç. özellikle, bu
politikanın devam edeceğini
doğrulamasına ve -eğer varsa-
bu değişimin karşı tarafin
davranışlanndaki değişimden
kaynaklandığına işaret etmesine
rağmen Şam yönetimi hâlâ bu
yaklaşımla ilgili yeni bir tavır
ortaya koymamışken. Suriye'nin
bu "yeni" konumundaki
belirsizlik, muhtemelen
önümüzdeki dönemde hareket
yeteneğini ve esnekliğini
koruması amacıyla varhğını
koruyor. Benzer olarak bu
belirsizlik durumu, Suriye'nin
diplomatik ataklığıyla uyumlu
olarak, Şam'da karar verme
süreçlerindeki değişikliklere
bağlı olarak da korunuyor. Bu
bağlamda en azından Suriye
için, Devlet Başkanı Beşar
Esad'ın ancak Arap sorunlannın
çözümü için eylem çağnsınm
yapıldığı Arap zirvesinde kendi
çapında başkanlık yaptığı
sürece, bazı Arap başkentlerinde
ağırlanacak olması önemlidir.
Tüm bunlar, Devlet Başkam
Esad'ın yabancı ülkelere yaptığı
ve Suriye diplomasisinin kendi
önemini vurgulamak üzere tüm
çabasını ortaya koyduğu gezinin
öncesine rastladı.
Washington'ın hâlâ Suriye'yi
kuşatma altında tutmaya
çalıştığı bir dönemde, her ne
kadar gelecek ay yapılacak
Akdeniz Birliği Zirvesi'nin
gölgesinde kalmış olsa da
Paris'teki Fransa-Suriye zirvesi
için sakin bir şekilde yürütülen
hazırlıklar devam ediyor. Son
döneme kadar Suriye'yle her
türlü teması kesmiş
olan Fransa, Avrupa
Birliği dönem
başkanlığını
devralmasınm
arifesinde Şam'la
normal ilişkilere geri
dönme isteğinde. Bu
hareketten rahatsız
olan Washington ise
Paris'ten konumundaki
bu değişiklikle ilgili
açıklama isteyeceğini
duyurdu.
Beşar Esad Yanıt bekleyen
sorular
Suriye'nin etrafindaki diplomatik
kuşatma kınlmış durumda. Yine
de temel sorunlar henüz yanıt
bulmuş değil. ABD'de başkanlık
döneminin sona ermek üzere
olduğu ve Ehud Olmert
hükümetinin yaşadığı
istikrarsızlık düşünüldüğünde
Israil'le görüşmeler ne kadar
devam edecek? Şam, Filistin'de
iç diyalog sağlanmasmı teşvik
etmeyi ne kadar sürdürecek?
Filistinli müttefiklerine bu
diyaloğu sürdürmek için gerekli
ödünleri vermeleri için baskı
yapacak mı? Şam yönetimi
Lübnan'daki iç banşla ilgili
endişelerini ve bu ülkeyle
ilişkileri normalleştirmeye
yönelik ilgisini ne kadar daha
eyleme dökecek? Lübnan'daki
müttefikleriyle ilişkilerini bu
yönde kullanacak mı?
Büyük ihtimalle, bu sorulara
yanıt verme konusunda yaşanan
belirsizlik, bu konulardaki tavır
değişikliğinden çok, yeni bir
yaklaşımm parçası. Belirsizlik,
Suriye'nin dayatılan kuşatmayı
kısmen kırmasına yarayan
"kapıyı arahk bırakma"
politikası açısmdan bir gereklilik.
Ingilizceden çeviren: MerveArkan
(ElHayatgazetesi, Londra, 11
Haziran)
Şam 'ın, dayatdan kuşatmayı kısmen
kımıası için "belirsizlik" üzerine
kurulu birpoütika izlentesişart
Avrupalı hayalcilere uyan çağnsı
HERFRIED MÜNKLER
m
Irlanda'nın "hayır"ı ile birlikte
bir Avrupa hayali de tuzla buz
oldu. Anlaşılan Avrupalılar
çok fazla hayal görüyor ama bu
hayalleri gerçekleştirmek için pek
az kararlıhk gösteriyor. Avrupa,
daha çok demokratikleşme
yolunda topallayarak
ilerleyecektir. Irlanda bir kez daha
gösterdi: Tek tek devletlerin
halklan, kolay hesaba gelmez oy
sahipleridir, bunlan tavizlere ve
değiş tokuş yapılanna bağlamak
mümkün olmaz. Halk sonuçta ne
isterse onu yapar.
Kuzey Amerlka yolu
mümkün değil
Klasik demokrasi kurarm,
demokratik bir cumhuriyetin
sadece küçük alanlardaki
yapılarda ve fazla büyük olmayan
nüfuslarla mümkün olduğundan
Daha küçük bir AB
JÜRGEN ELSjSSER
A
lmanya'daki siyaset
sınıfında, trlanda'nm AB
Anlaşması'na "hayır"
demesinden sonra tutulacak yola
dair iki çizgi var. Alman
Başbakanı ve partisi CDU, belli
bir yönelimden yanadır: Kapa
gözlerini yürü, diğer ülkelerden
gelecek onaylarla
birlikte ilerle ve
lrlandalıların da satın
ahnmayı veya baskı
altmda tutulmayı
kabul etmesi
umuduyla yaşa.
Diğer yönelimi,
Almanya'nın SPD'li
Dışişleri Bakam
Frank-Walter
Steinmeier ve
Bavyeralı Hıristiyan
Demokratlann
partisi CSU'nun
başkanı Envin Huber temsil
ediyor. Her ikisi de
Irlandalılann bu demokratik
oylamasından sonuçlar çıkarma
çağnsında bulunmuştur.
Ikl ayrt hızda Avrupa'
CSU için çözüm, Türkiye'yle
müzakerelerin kesilmesidir.
Çünkü Huber'e göre, "AB daha
bugünden hareket yeteneğinin
ınstıyan
Demokratlar
için çözüm,
Türkiye'yle
müzakerelerin
kesilmesidir.
sınurlarına ulaşmış
durumdadır". SPD'nin umut
adamı Frank-Walter Steinmeier,
Irlanda'yı "bir süre için" AB
dışında tutmaktan yana görüş
belirtti. Bundan, "iki ayrı
hızda Avrupa" çıkarmak
mümkün: Kapaiı bir çekirdek
ile bunun Dublin, Prag ve
başka yerlerdeki uydulan.
Fakat Steinmeier ve
Huber'den o eski çağ
Almanlanna özgü
küstahlık çekip
alınırsa, önerilerinin
makul bir özü
olduğu da ortaya
çıkmaktadır. 6 veya
9 devleti içeren,
ekonomik ve politik
olarak birbiriyle
uyumlu küçük bir
AB, sürekli doğuya
ve Şark'a doğru yola
koyulan, dolayısıyla
hesaba gelmez maliyetler ve
askeri risklerle ilerleyen bir AB
imparatorluğuna tercih
edilebilir. trlanda da böylece
îsviçre ve Avusturya ile
beraber, tarafsız serbest ticaret
bölgesi EFTA'yı yeniden
canlandınr.
Almancadan çeviren: Osman
Çutsay (Neues Deutschland,
Almanya, 20Haziran)
hareket ediyordu.
Aslmda bu kuram, ABD'nin
kurulmasıyla çürütülmüştü. Ama
orada da federasyon anayasası
üzerine köklü tartışmalara ihtiyaç
duyulmuştu. Üstelik federal
devlet, kendini doğu kıyısmdaki
devletlerle (eyaletlerle)
smırlamıştı. Vahşi Batı, o
zamanlar bomboştu ve o boş
bölgede oluşan devletler, merkezi
federal devlete daha sonra ve
onun koşullanyla katıldılar. Şu da
unutulmasın: Güney,
aynlmak istediğinde,
acımasız bir savaşla itaate
zorlanmıştı.
Avrupa'nın bu Kuzey
Amerika yolunu yinelemesi
mümkün olmayacaktır. Eğer
Fransa ve Hollanda gibi
Avrupa'mn kurucu üyeleri
ile îrlanda gibi ekonomik
refaha ulaşarak bu işten
kârlı çıkanlar bile
referandum firsatuıı
Avrupa'dan hıncmı almak
için kullanırsa, daha çok
demokratikleşmeye pek
fazla önem verilmeyecektir.
Bu, başlı başına bir tehlike.
Seçenek, güçlü bir merkez
oluşturma amacıyla AB'ye
olan bağlann birbirinden
farklı derecelerine
oynamaktan geçmektedir.
Bu merkezden ne kadar
uzaklaşılırsa, o kadar çok
referandum yapılabilir.
Zira böylesi
referandumlann sonucu, AB
için hayati bir önem
taşımamaktadır. Ama eğer
bu merkez uygun bir çekim
gücü geliştirirse, diğerleri
de kapmm önünde
toplanacak ve içeri alınmak
için can atacaktır. Bu içeri
alınma ise ancak merkezin
koşullannda mümkün
olabilir, tıpkı ABD'de bir
zamanlar olduğu gibi.
Avrupa, rüyasından
uyanırsa, bu yolu tutacaktır.
Almancadan çeviren: Osman
Çutsay (Frankfitrter
Rundschau, Almanya, 19
Haziran)
DEĞİŞEN DÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
Uünya Miraşr Tanım Alanlarının
Korunması Üzerine../
AKP iktidarının bir soruna çözüm üretmeye
çalışırken çoğu kez, yeni soaınlar yaratmak gi-
bi bir alışkanlığı var. örnekleri çok. Onlarca iş-
çinin hayatına mal olan Tuzla tersaneleri sorunu
bunlardan birisi, en yenisi. Tuzla tersanelerinin,
Yalova'da yapımı süren, çalışma koşulları ve iş-
çi güvenliği açısmdan çok daha elverişli oldu-
ğu savlanan tersaneye kaydırılması, sözü edi-
len sorunu çözerken sorun yaratan çözümler
arasında.
Geniş bir alanı kapsayan Yalova tersanesinin
kısa erimde bitişiğinde yer alan 'altın değerin-
deki' tanm alanını yok edeceğinden endişe edi-
liyor. Köylüler şimdiden bu konudaki endişele-
rini dile getirmişlerdir. Sorun çözerken sorun ya-
ratma sendromunu nükleer enerji santralları, yol
genişletme kaygısı ya da turizme destek için
ağaç ve orman kıyımı gibi örneklerde görmek
olası. Yalova köylülerinin karşı karşıya oldukla-
n tehlike buzdağının yüzeydeki görüntüsüdür sa-
dece. Asıl kitlenin boyutlan henüz saptanmış de-
ğildir. Saptandığında tehlikenin boyutlan daha
iyi anlaşılacak ve ükemizin çok sayıda ülke gi-
bi tanma elverişli topraklannın ne denli korumasız
bırakıldığı ortaya çıkacaktır.
Yalova köylülerinin tarım alanlannın yok ola-
cağı endişesi aslında salt onların ve ülkemizin
değil tüm gezegenin üstesinden gelmeye çalıştığı
çok ciddi küresel bir sorunun parçası, açlığa ve
kıtlığa davetiye çıkarma anlamına gelen tarım
alanlarının giderek küçülmesi sorunudur.
"Gezegenin 2050'de 9 milyara ulaşması bek-
lenen nüfusunu beslemek için ekilebilir tanm alan-
ları büyük bir hızla küçülmektedir. Yenilenmesi
olanaksız bu dünya mirasının en kısa sürede aci-
len korunması gerekmektedir." Bu sözler Fran-
sa'nın Aix-en-Provence'deki Paul Cezanne
Üniversitesi geochimie (geokimya-yerkabuğu-
nun kimyasal bileşimini inceleyen bilim dalı) pro-
fesörü Daniel Nahon'a ait. Yer kabuğunun kı-
rılganlığının önde gelen uzmanlarından biri sa-
yılan Daniel Nahon bu konuda alarm çanları çal-
maktadır. "Toprak daha fazlasını kaldırmıyor.
Uçurumun kenarına gelinmiştir. Eğer bu sürer-
se açlık kapıdadır. Sanayinin havayı kirletmesi,
yüksek dozda tanm ilaçlan, gemi azıya almış çar-
pık kentleşme, erozyon, orman kıyımı, denetimsiz
sulama gezegenin tanma elverişli topraklannın
üçte birini en olumsuz şekliyle etkilemektedir. Bu
konuda insan başına düşen oran ise 'tılsımlı de-
ri' gibi giderek küçülmektedir. Oysa 2050yılına
kadar 9 milyara ulaşacak nüfusu beslemek için
tanmsal üretimin bir katı artması gerekmektedir."
• • •
Geokimyacı Profesör Daniel Nahon'la söz ko-
nusu söyleşiyi gerçekleştiren Le Monde yazarı
Christian Gallus'a göre (1) bu önemli soruna ge-
reken ilginin gösterilmemesi karşısında Profe-
sör Nahon 'Toprağın Tükenişi; XXI. Yüzyılın
Sorunu' adlı eserinde (Odile Jacob Yayınevi) "In-
sanoğluna avlanma ve toplama evresinden eki-
lebilir toprak ve tanma geçmek için binlerce yı-
lın gerektiğini anımsatmaktadır".
Zengin, yoksul, gelişmekte olan ülkeler dahil
toprağın yıpranması gezegenin hemen her böl-
gesi için geçerlidir. Çin ve Hindistan'ın bazı böl-
geleri erozyon ve hava kirliliği sorunlarıyla kar-
şı karşıyadır. Brezilya'da Amazon ormanlanndan
kazanılan topraklar giderek verimsizleşmekte-
dir. Kalkınma için araştırma enstitüsü (IRD)
bünyesinde yer alan birimin direktörü Christi-
an Valentin'e göre söz konusu verim kaybı özel-
likle Sahel'in az verimli kumlu ve rüzgâr eroz-
yonuna hassas bölgelerinin topraklarında gö-
rülmektedir. Bu eğilimi tersine çevirme çabala-
rı yok değil? örneğin Burkina Faso'da bir avuç
köylü geleneksel tanm tekniklerini kullanarak ve-
rimsizliğin önünü kesmeyi başarmıştır. Ama
toprağın dengesini bulması için daha fazlası ge-
rekmektedir. Bu konuda çaba göstermesi ge-
reken ülkeler arasında Fransa da yer almakta-
dır. örneğin Fransa'da sadece kentleşme, yol-
lar ve yapılaşma her yıl 60 bin hektar verimli ta-
rım alanının ortadan kalkmasına yol açmakta-
dır. Bu ulusal tarım enstitüsü Infosol'a göre on
yılda bir Fransız eyaletinin yok olması anlamı-
na gelmektedir. Buna eğimli bir alanda sert bir
yağmurun 50 ton toprağı alıp götüren erozyon
kayıplarının da eklenmesi gerekmektedir.
Toprağın korunması, tarım alanlarının küçül-
mesi gibi konuların ülkemizde misliyle var ol-
duğundan kuşku yok. 'Benim sadıkyârim kara
topraktır' diyerek toprağa övgüler yağdıran
Âşık Veysel'in Türkiye'sinde toprak, ne yazık ki,
korumasızdır. Bu konuda Avrupa Birliği ciddi ön-
lemler almıştır. AB, toprağın korunması için bir
dizi krtter saptamıştır. Fransa, 2000 bölgede top-
rağın korunması ve kalitesinin denetlenmesi için
geniş bir ağ kurmuştur. Çalışma toprağın kali-
tesinin haritasının çıkarılmasıyla tamamlanmış
olacaktır.
Bu arada konuyla ilgili FAO kaynaklı bazı bil-
gileri de aktaralım: "Gezegenin 13.5 milyon
hektarlık tanm alanının yüzde 22'si (3 milyon hek-
tar) tanma elverişlidir. Bunun bugün yaklaşıkya-
nsı kullanılmaktadır. Son on yılda 50 milyon hek-
tarlık tarım alanı tuzlanma nedeniyle tanma ka-
palı duruma gelmiştir. llıman iklim bölgelerindeki
tanm alanlarına yılda ortalama hektar başına 0.5
ila 20 ton erozyon kaybı isabet etmektedir."
(1) Le Monde, 22-23 Haziran 08, Christian Galus.
YALOVA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN TAŞEVMAZIN SATIŞ İLANI
DosyaNo: 2007/1807
Bir borçtan dolayı satılmasına karar verilen TAPU KAYD1: Yalova ili, Merkez ilçe Bahçelievler mahallesi 370 ada, 141 parsel sayılı 744.06 m2 yüzölçümlü, arsa vasıflı ana gayrimenkulün 50/1000 hissesi İMAR DURUMU: Yalova Belediye Başkanlığf nın 11.04.2008 tarihli yazısında;
taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında Aynk nizam 4 kat konut alanı imar durumlu olduğu bildirilmiştir. TAŞINMAZIN HALİHAZ1R DURUMU: Yalova ili, Merkez ilçe, Bahçelievler mahallesi Fatih caddesi öğretmen sokak Torpi Apt. no: 9 adresindeki taşınmaz bodrum kat
zemin kat ve normal kattan ibaret 2 katlı bina bulunmakta olup, zemin katta 3 bağımsız bölüm normal katta ise 4 bağımsız bölürn bulunduğu binaya dışarıdan bakıldığından pencere doğramalannın pvc doğrama/çift cam olduğu ve doğalgaz bağlanmış olduğu görülmüştür. Binaya 2001 yıhn-
da inşaat ruhsatı alınmış olduğu ve toplam inşaat alanının 948.00 m2 olduğu öğrenilmiştir. Taşınmaz il merkezine yakın sokak cepheli köşe başı parsel konumlu denize yakın sosyal donatılarak yakın altyapısı mevcut belediye hizmetlerinden faydalanır durumda, ulaşımı kolay bir mevkide
olup, üzerinde bina betonarme karkas yapı tarzlı 1998 deprem yönetmeliğine göre yapılmıştır. Muhammen Değeri: 51.591,30 YTL Satış Şartlan: 1- Satış 15.09.2008Pazartesi günü 13.00-13.10 saatleri arasında Yalova icra Müdürlüğu'nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artınnada tah-
min edilen kıymetin % 60'ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 25.09.2008Perşembe aynı saate ve aynı yerde ikinci artırmaya çıkanlacaktır. Bu
artırmada da malın tahmin edilen kıymetinin % 40'ını bulması ve rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2 - Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20'si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mek-
tubu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere suıc vcrilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, K.DV ve tapu alım satım harç ve giderleri alıcıya aittir. Aynından doğan birikmiş vergi borçlannın olması halinde satış bedelinden ödenir. Tahliye ve tes-
lim giderleri ihale alıcısına aittir. 3 - lpotek sahibi alacaklılaıla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklannı özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri gerekir;aksi taktirde haklannı tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaş-
madan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenınezse İcra ve lflas Kanunun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktanve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edi-
lecektir. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için daire açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarda yazılı
dosya numarasıyle Müdürlüğümüze başvurmalan ile satış ilanın ilanın lebliğ edilemeyen alakadarlara llK.127.Md.göre tebliğ yerine kâimolacağı ilan olunur. 17.06.2008 (llKm.126) (*) llgililer tabirine irtifakhakkı sahipleri de dahildir. Basm: 36300