23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 2008 PAZAR 8 HABERLERİN DEVAMI T Ü R K İ Y E Istanbul B 33 Sinop Edirne B 27 B 35 Samsun B 29 Kocaeli B 33 Trabzon PB 26 Çanakkale PB 33 Giresun PB 27 Izmir B 38 Ankara PB 34 Manisa B 39 Eskişehir PB 33 Aydın B 40 Konya PB 33 Denizli B 38 Sıvas B 29 Zonguldak B 27 Antalya B 38 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van b B PB PB PB PB B PB 36 31 41 41 39 39 32 29 Yurdun kuzeydoğu ke- simleri parçalı çok bu- lutlu, l'ııuı Anado- lu'nun kuzeydoğusu ve Artvin çevreleri kısa sii- reli ve yerel olmak üze- re sağanak ve gök gü- rültülü sağanak yağış- lı, diğer yerler az btılut- lu ve açık geçecek. Ha- va sıcaklığı mevsim normalleri üzerinde seyredecek. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y PB PB 19 17 18 23 21 22 24 15 Berlin Y 23 Moskova Budapeşte PB 27 Aşkabat PB Madrid B 32 Astana Y Viyana Belgrad PB 24 Taşkent 29 Bakû PB Soyfa Roma _Y 27 Bişkek PB 30 Tiflis Atina B 33 Kahire Münih PB 21 Zürih PB 25 Şam 0Açık f^\ Parçalı bulutlu Sıslı , Bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurlu GUNCEL ClHNEYTAKCAYUKKk • Baştarafi 1. Sayfada Türkiye üzerinde Türklerden daha çok hak id- dia eden davranışlarıyla Batı. Aile bütçesine her ay yüzde 21 oranında yeni bir yük getiren elektrik zammını az gören ilgili Ba- kan, Enerji Bakanı Hilmi Güler. Zammın halkı tasarrufa kışkırtmak için yapıl- dığını savunan bir Hazine (Devlet) Bakanı Meh- met Şimşek. Yukarıda dinci bir Cumhurbaşkanı, aşağıda din- ci bir Başbakan. Yöneten parti, yöneten hükümet işte böyle bir hükümet! ••• Elektrik ve olası doğalgaz zamlarından kay- naklanacak yeni zam beklentileri. Enflasyon almış başını gidiyor. Yeni mali eko- nomik krizler olası mı, olası. Kameraya konuşan genç kadının tek cümley- le özetlediği gerçeği dile getiren var mı, yok. Ne diyor: "...Hergün zam geliyorama aylıkge- lirimizde artış yok!.." Ölsün insanlık, yaşasın iktidar. Yağma Hasan'ın böreği. Köşeyi dönme ede- biyatı geride kaldı. Köşeyi çoktan dönenler, özellikle yeşil sermaye, dolar üzerinden trilyoner olma yarışında. Yeşile sevdalı ama yeşil olmayan sermaye mi? Hiç kuşku yok, bu dönemlerde kâr hanesi gide- rek kabarıyor. Atatürk devrimlerine ve Cumhuriyetin erdemli ilkelerine travma yarattı diyen saldırı. Dr. Abidin Kumbasar'ın gönderdiği iki dize- lik taşlama, Dengir'in de (karakolda doğru söy- ler mahkemede şaşar hesabı) üstünü örtmeye ça- baladığı çirkin olayı özetliyor. Başlığı "Yobazla- ra": "...Ektiğiniz tohumlaryetişti artık biçin I Tam za- manıdırşimdiyiyip anırmak için..." • • • Siyaset dünyasına çevirin ışıkları. Karanlıklar ay- dınlanıyor mu? Bir iktidar var; mahkemelik. Suçu? Saymakla bitmez. Içeriden dışarıdan çürütülmeye çalışılan belli başlı suçlamalar iddianamede ayrıntılarıyla yazılı. Başsavcının AKP'nin laiklik karşıtı eylemlerin odak noktası olduğunu gösteren belge niteli- ğindeki resmi açıklamalarını değersiz kılmak için uğraşı veren verene. AKP ve liderlerinin laikliğin altını oyan girişim- lerini destekleyen, hayat veren açıklamaları ye- terli delil değilmiş! Rıza Türmen yıllarca çalıştı- ğı AİHM'nin iddianamedeki saptamaları delil olarak kabul etmesinin zor olduğunu söylüyor. Bu ifadeye göre partiyi kapatmak için nasıl bir delil ve deliller bulmak gerekiyor? Partinin kapatılmasına karşı olanların veya RTE'nin laik Cumhuriyet yerine Islam cumhuri- yeti kurmak için gizli bir örgüt kurduklarını ka- nıtlayan belgeler mi? RTE ve onun gibi düşünenlerin ellerinde, ön- lerinde demokrasinin yumuşak kamından ya- rarlanarak laikliğin içini boşaltma gibi bir olanak varken gizli dernekler, örgütler kurmak gibi tı- marhanelik birfikre kapılacaklan varsayılabilir mi? AKP uçuruma yuvarlanırken kendisiyle birlik- te siyasal yaşamı da kargaşaya itti. ••• Siyasal tabloda muhalefet cephesi de aydın- lık vermiyor. CHP, tek güvenilir örgütlü siyasal parti, içeri- den dışarıdan vurgun yiyor. AKP'nin yerel veya genel seçimlerde CHP aley- hine, dine karşı olan parti diye sömüreceği Sav olayı. Telekulak sorununda iddiasını ispat ede- memesi. AKP tarafından sol bir parti bile olamadılar di- ye istismar edilmesi olası bir başka olay: Sosyal demokrat parti olmadığı iddiasıyla Sosyalist En- ternasyonal'den dışlanması olasılığı. Yetmiyormuş gibi bu sorunlar, bir de Anaya- sa Mahkemesi'nin parti hesaplarında saptadığı usulsüzlüklerle ilgili başsavcılığa suç duyurusunda bulunacağının açıklanması! Kuşku yok, bu olaylar dizisi toplumda, özellikle CHP'ye gönül verenlerde karamsarlığa yol açı- yor. CHP böyle de ya diğerleri? DSP'de genel baş- kan sorunu başladı, başlamak üzere. Ne yazık ki Zeki Sezer'in yerine önerilen isimlerle, güdük partilerin başında olan Yaşar Okuyan ve Sadettin Tantan'la Ecevit partisinin ayağa kalkması olası bile değil. MHP ise hem Hakk'ın hem de haksızın yanın- da oy tırtıklama uğraşısında. Karamsar tabloyu unutmak, unutturmak için... • • • Ulusal futbol takımının katılacağı uluslararası turnuva ne zaman? Saldınlara sert yanıt CEMİL CİĞERİ1M SAMSUN - Görcv süresi 8 Ağustos'ta dolacak olan Ondokuz Mayıs Üniversilesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, OMÜ Eğitiın Fakültesi'nin mezuniyel töreninde Atatürk ve devrimlere ya- pılan saldınlara sert yanıt verdi. Bernay "Ncre- deyse diyecekler ki; 'Türkiyc Cunıhuriyeti'ni Ala- lürk kurmadı'. Yücc Atatürk ve arkadaşları, iş- birlikçi bir yeşil orduyla çatışmak /.orunda kal- dı ve halen daha çatışılıyor" dedi. Rektörlük se- çimlerinde ise pek çok demokrat öğretim üyesinin telıdil cdildiği ortaya çıkti. Demokrat öğretim üyc- lerinin üzerinde uzlaştığı isim olan, Tıp Fakülte- si öğretim üyesi Murat Aydın'ı destekleyen öğ- retim iiyeleıine "Kcndinizc yer beğenin' 11 yönünde e-postalar gönderildiği ortaya çıktı. Karlı Kitle örgütleri, Incirlik Üssü'ndeki nükleer silahlann ülke dışına çıkanlmasını istedi 4 Nüldeer boıııba istemiyoruz' YUSUF BAŞTUG ADANA - Incirlik Üssü'nün nükleer silah merkezi haline getirildiğinin ortaya çıkması- na büyiik tepkî gösterildi. Bonıbaların acilen ülke dışına çıkanlmasını isteyen kitle örgii- tü temsilcileri, "Ülkemizde nükleer bonıba isteıııiyoruz" dedi ler. Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği Cu- kurova Temsilcisi Şai'ak Evren, gazetemize yaptığı açıklamada, nükleer başbkJarın Tür- kiye ve komşulan için biiyük tehlike olduğunu belirterek acilen ülke dışına çıkanlmasını is- terken. "Sömürge ülkcsi gibiyiz. Bıı telıli- ke ortadan kaldırılmair1 diye konuştu. SIVAS KATLİAMININ 15. YILI 2 Temmuz'da Kadıköy'de protesto mitingi İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) - Pir Sııllan Abdal Kültür Derneği üyeleri, Sıvas katliamında yaşamını yitiren 35 ay- dın, sanatçı ve yazar anısma 2 Temmuz Çarşamba günü Kadıköy'de düzenlenecek mitinge çağrı yaptı. Dernek üyeleri, Sıvas olaylannı planlayanlann yargılanması, Madımak Oteli'nin müze yapılması ve halklann kardeşliğini "haykırnıak" için Kadıköy'de olacaklarını söyledilcr. Taksim Tramvay Durağı önünde Sıvas katliamında hayatını yitirenlerin fotoğraf- larını taşiyarak bir araya gelen grup adına açıklamada bulunan dernek yönctieisi Me- tin Aslandoğmuş, Sıvas'ta yaşanılan kat- liamın geriei, şeriatçı, ırkçı, faşist güçler tarafından yapıldığını kaydetti. Aslandoğ- muş, "M:ıdınıak yangını bir geriei ayak- lanınanın provasıdır. Devlet bu nlaydaıı soııra lıalkın vicdanında nıahkûm ol- muştıır" dedi. Yaşanan katliamda sorum- luluklan olanların cezalandınlmadığma dikkat çcken Aslandoğmuş, "kalliaııu ya- pan katillerden bir tanesinin İstaııbul Büyüksehir Belediyesi'nde kadrolu ola- rak yıllarca çalıştığı ortaya çıktı. Bu dıı- rııın katillerin kanuı kııı uııılaı ında nasıl saklandıklarını bi/e gösteriyor" dedi. öte yandan AFSAD (Ankara Fotoğraf Sanatçılan Derneği) ve Mülkiyeliler Birli- gi'nin ortaklaşa düzenledigi "2 Temmuz Şehitlerini Aııma Haftası" etkinliklcri çerçevesinde "Sesini Yitiren Şehir Sı- vas" konulu sinevizyon gösterimi yapıldı. Kızılay Yüksel Caddesi, Koınır Sokak'ta önceki akşam düzenlenen etkinlikte 2 Temmuz İ993*te Madımak'ta yakılarak öldürülen 35 aydın anıldı. DİSK Çukurova Temsilcisi Kemal Aslan, "Nükleer tehdidin ülkemizde, bize karşı gerçckleştiğini, bu tehlikeli gidişata karşı toplıım olarak elimizden gelen her şeyi yap- mamız gerektiğini" söyledi. 'Bu tehlikcyi yaşatmaya hakları yok' Kürcsel Banş ve Adalet Koalisyonu (BAK) Adana Sözcüsü Ali Dinigüzel ise lncirlik Üs- sü'nün 'savaş üssü' olduğuna dikkat çckerek "Bu savaş üssünün kapatılması ve nükle- er başlıkların yok edilmesi için birçok protesto gösterisi düzenledik. Adana ve Türkiye'nin Hiroşima olmasım istemiyo- ruz. Bu işin peşini bırakmayacağız" dedi. Kamu-Sen Adana ll Temsilcisi Kamil Köse, bağnnsız ve özgür bir ülkede, ekono- mik baskılarla nükleer başlıklann bulundu- rulamayacağını belirtti. Türkiye'nin onurlu bir ülke olduğuna vurgu yapan Köse, "Ülkemi- ze bu tehlikcyi kinısenin yaşatmaya hak- kı yok. Bu başlıkların derhal ülke dışına çı- kanlmasını talep ediyoruz" diye konuştu. TMMOBII Koordinasyon Kurulu, KESK Adana Dönem Sözcüsü Hüseyin Kozan. SES Adana Şubesi Başkaru Mehmet Ant- men ile Adana Tabip Odası Başkanı Rıza Mete de nükleer başlıklann Türkiye dışına çıkanlmasını ve lncirlik Üssü'nün kapatıl- masıru istediler. Yunus Nadi'yi özlemle andık Gazctemizin kurucusu Yunus Na- di'yi ölümünün 63. yıldönümündc, dün Edirnckapı Şehitliği'ndcki mezarı ba- şında törenle andık. Törene, Cumhu- riyet Vakfı 2. Başkanı Alev Coşkun, ga- zetemizin İdare Müdürü Hüseyin Gü- rer ve gazetemiz çalışanları katıldı. Törende konuşan Coşkun, Nadi'nin Cumhuriyet gazetesinden önce Yeni Gün isiınli başka bir gazete çıkardığı- nı anımsatarak "İngilizler bu vatanse- ver gazeteyi basarak, yayımlanmasını engelledilcr. Yunus Nadi dc matbaa ma- kinelerini parça parça Ankara'ya taşı- yarak burada Yeni Gün isimli başka bir gazete basmaya başladı. Bu gazete 7 Mayıs 1924'te yayın hayatma Cumhu- riyet olarak devam etti. Nadi'nin Cum- huriyet gazetesinin ilk sayısındaki baş- makalesinde yazdığı ilkeler, aynı za- manda şimdi Cumhuriyet Vakfı'nın da ilkeleridir. Bu ilkeler, Atatürk'ün ön- dcrliğinde kurulan laik Cumhuriyeri- nıizin ilkeleridir. Bu ilkeler bugün de ya- ı ın da savunulacaktır" dedi. Yunus Na- di Abalıoğlu, 1880 yılında Fethiye'de doğdu. Yunus Nadi, ilköğrenimini Fet- hiye'de tamamladı. Rodos Adası'nda Süleymaniye Medresesi'nde, tstanbul Galatasaray Sultaniyesi'nde okudu. Daha sonra Hukuk Mektebi'ne devam etti. Nadi, gazeteciliğe 1900'de "Malu- ınat" gazetesinde yazarak başladı. Bi- rinci Dünya Savaşı'ndan sonra lstan- bul'da yayımladığı Yeni Gün ile işgal- cilcrc direndi. 1920'de Ankara'ya ka- çarak Kemalist harekete katılan Nadi, Kurtuluş'tan sonra Atatürk'ün adını verdiği Cumhuriyet gazetesini çıkardı. (Fotoğraf: NİHAN INAL) Mezııııhr günü ııedeniyle düzenlenen Aıııtkabir ziyaretine 5 bin kişi katıldı. ODTÜ'lüler Anıtkabir 'de ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - ODTÜ Rektörii Prof. Dr". Ural Akbu- lııt başkanlığındaki öğretim üyeleri, mczıınlar ve öğreneilerden olıışan yak- laşık 5 bin kişi, ODTÜ Mezunlar Gü- nü etkinlikleri çerçevesinde Anıtka- bir'i ziyaret etti. Aslanlı Yol'dan ciippeleriylcyiiriiye- rek yüce önderin mozolesine gelen heyet, çelenk konulmasmın ardından saygı dıı- ruşunda bulundu. Akbıılııt Anıtkabir Özel Defteri'ne şıınları yazdı: "ODTÜ mezunları, mensııp ve öğrencileri ola- rak ailelerimizle hıızurunda olmanın gururıınu yaşıyoruz. ODTÜ Mczıın- lar Günü'nde ODTÜ ailesini oluştu- raıı bizler, son günlerde irtieanın ve bölücü güçlerin işbirliği yaparak Cumhuriyetimizi yıkma çabalarına ve ülkcmizi ortaçağ karanlığına sürük- leınelerine asla izin vcrmeyeccğimize ve senin düşünce sistenıini ve laik Cumhuriyetimizi ilelebet koruyaca- ğıınıza ant içeriz." 'Irticaya bulaşanlar rektör aılayf Akbıılııt NTV'ye yaptığı açıklamada, Doğu ve (iüneydoğu'daki 6 üniversite- de irticai faliyetlerde yer almış bazı isimlerin rektör adayı olduğunu belirte- rek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Yüksek Öğretim Kurıımu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'dan bu isinıle- rin görevlendirilmemesini de istedi. k Gök gürültûlü GUNDEM MDSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Sözün özü usta; bizim orman, karman çorman... Orman tarihi boyunca düşündü ki iktidardakiler; anlaşılan hep iktidarda kiler... O zaman biz de dol- duralım kileri vakit geçirmeden, her şeyin bir yo- lu bulunur, bazen viraj bazen kestirmeden... AK Baba türünün bütün özelliklerini gösteriyor, kendinden olana yol veriyor, olmayanı yere seri- yor. Dediğim dedik çaldığım büyük diyor. Arka- sına almış bir 'AB'a, bazen nazik bazen kaba... Her satılandan pay alıyor; doymak bilmiyor... Her değeri kemiriyor; durmak bilmiyor... Her yasayı deliyor; saymak bilmiyor... Sözüm ona, demokrasiyi tabana yayacaktı; yolsuzlukları yaydı. Her kesim boyu kadar, gidiş- ten payını aldı. • • • Işler böyle giderken tatlı tatlı... AK Baba'yı ür- küttü bir beyaz atlı... 'Ben' dedi, ormanın huku- kunu korurum, haddini aşanın kapısına kilit vu- rurum... Vayyy sen misin bunu diyen... Yoksa payını al- madın mı; yok mu sülalende yiyen... Heryöntemi denediler, başaramayınca sende- lediler. Yırtınmaktan kalmadı bağırlarında kılları, al- mıyordu akıllan... Ormanın tek hâkimi AK Baba'ya tüm kapılar açılırdı, şimdi nasıl olurdu da dava açı- hrdı... Buldular içeride dışarıda t-onlarca kukla... Her biri ezberledi dersini, mutlulukla: "Kesinlikle yargılanamaz ormanın başına geçen kişi... Buna cüret eden bilmiyor bu işi... İktidar hu- kuku der ki; AK Baba'ya yasa işlemez... Karşısın- da herkes el pençe divan durur; kurt ulumaz at kiş- nemez... Ne demek AK Baba'ya kilit, haddini In- gilizce de veririz; kill it..." Sürerken bu tartışmalar, atışmalar, durumu iyi özetleyen biri çıktı: Dangır Hır Meret Kır At... Ormanın kuruluş günlerine kadar götürdü hın- cını... "Ağaçlar dikilirken, ırmaklar tarlalara su ve- rirken, yollar yapılırken, herkes benliğini bulurken biz kendimizikaybettik" dedi, "uğradık travmaya... Belki bundahdır, karışık biraz maya..." Ormanda uğultular yükselince, bizimki devam etti tarihsel lince: "Herkim ki, ormanın temellerini okudum derse şaşınnm... Böylebirinigörsem, eşekgibianınnm..." Buna yata kalka kahretti eşekler, az geldi yor- ganlar döşekler... Dediler: "Bizim anırmamız seninkinden düzgündür... Eşekler seninle yan yana durmaktan üzgündür!" ••• Farkındayım usta, uzattım lafı... O kadar çok ki AK Baba'gillerin gafı... Elbet soracaksın: "Anladım çırak, uzun lafı bırak... Yok mu aklı ba- şında, gidişe yön verecek biri bu ormanda; ne bi- leyim, kurt kuş, o da yoksa manda?" Ahh usta sorma, yaramızı deşip bizi yorma... Gidiş ormanda ne sağ bıraktı ne sol... Sağdakiler sağır... Kıratın başına biri geçti, soylu mu değil mi daha belli değil... ötekinin mu- mu sönmüş, yansa da ferli değil... Soldakiler soluksuz... Kimi oklarını korumakla meşgul; hertaraftan saldıran saldırana... Kimi öl- se de baba güvercin başımdadır diyor, iç dese içe- rim bal derim baldırana... özeti bu usta, yine senlik oldu bizim orman... Her şeyin üstüne çöktü AK Baba; biraz derman! Umutsuz da değiliz hani, silkelensek toparla- yacağız... Belki adalet terazisi dengesini bulunca parla- yacağız! ankcum@cumhurlyet.com.tr AT, GÖZÜM SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK Dişi Bir Kente Bir Film Festivali: SİNEMARDİN Yıllar önce keşfettiğim Mardin'i nedenini hiç sornıadan hep sevdim. Çocukluğumu anımsatan avlulu taş evleri mi, yoksa kente adım attığım anda çevremi kuşatan ve bende her zaman şiir etkisi bırakan Arapça mı buna neden bilmiyorum. Ncden ne olursa olsun, bu kenti se- viyonım. Şu dünyada pek çok kent gördüm, Mardin bende ilk beş için- de. Birden şimdi yazarken akluna gel- di, Mardin dişi bir kent. Çok kadın bir kent ve bu nedenden sizi içine alıyor ve bu kadın sürekli hikâycler anlatı- yor. Hikâyeler anlatan bir kente de el- bettc karpuz ya da kiraz festivalle- ıinden çok bir sincma festivali yakı- şır; Mardinliler de öyle düşünmüş ol- nıalılar ve işe koyulınuşlar. Bu yıl 20-24 Haziran tarihleri ara- sında yapılan 3. SİNEMARDtN'de (Mardin Film Festivali) yanşnıa bölümü yoktu, yani kazanan kaybe- den yoktu ama kazanan birileri var- dı, Mardinliler ve tabii bazılan bu böl- geye ilk kez gelen sinemacılar. lnsanın içini acıtan bir gerçek, bir zamanlar Mardin kenti sinemayı en seven kentlerden biriymiş, dört si- nema salonu varmış ve insanlar Ana- dolu'nun pek çok kentinde olduğu gi- bi yürekleri çarparak, en güzel giy- silcriyle sinemaya giderlermiş. Son- ra devran değişmiş ve sinema salon- ları birer ikişer kapanmış ve Mardin de sinemasız kalmış. Ama artık SİNEMARDİN var. Enıir Kusturica'nın "Bana Söz Ver", Michael Haneke'nin "Ölünı- cül Oyunlar", Julie Gavras'ın "Fi- del'in Yüzünden", Vincent Pa- ronnaud-Marjanc Satrapi'nin "Persepolis" fılmlerı gibi dünya si- neınasının uç ömeklerini pek bir gü- zel yerde, Kasımiye Medresesi'nde izlediler. Ceyda Aslı Kılıçkıran'ın "Kilif'ini Istanbul seyircisindcn ön- ce gördüler, Berna Çağrıcı'nın "Kybele'nin Kızlan", Erhan Cer- rahoğlu'nun "Kurtuluş"u ve Nihan ŞengüTün , "tzmir Deniz Çocuk- ları" belgcselleri onlara başka di- yarlardan seslcndi, Rabia Kars'ın "Oyun Bitti"si pek çok Mardinlı genç kızı derinden etkilcdi çünkü kü- çük yaşlarda cvlenmek, bu bölgenin en önemli ve acı gerçeklerinden bi- ri. Sonra atölyeler yapıldı. senaryo, film komışuldu; kısaca, Mardin tam dört gün dolu dolu kendi gizemi içi- ne sinemayı da kattı. Ve yeni hikâ- yeler için yola çıktı. Festival güzeldi ama beni başka bir sürpriz bekliyordu. Gene duramadım bölgeyı ezbere bildiğimi söyledim ya, "öyle mi" dediler, "Dara Harabe- leri'ni gördün mü?" Biraz bozııla- rak "Hayır" dedim ve soluğu Mar- din'den 30 km. uzaklıktaki Oğuz köyünde ve Dara Harabeleri'nde al- dım. Ve vurgun yemişe döndünı. Köyiin dennc çatına bctonarme ev- lerinin hemen yanı başında, geçmi- şi milattan önce 410-518'e uzanan ih- tişamlı bir anfik kent duruyordu. Kent lıan hükümdan ünlü Dara Yu- vanişi tarafından kunılmuş, Milat'm ilk yıllarında Romalıların eliııe geç- miş, daha sonra 15. yüzyılda Osmanlı topraklarına dahil olmuş. Kent, Babil ve Pcrslere ait kaya mezarlan, Romalılara ait su kemer- leri ve köy çocuklannın "zindan" de- dikleri büyük bir yeraltı tapınağıyla büyüleyiciydi. Tapınaktaki taş işçi- liğini çözmek nıümkün değildi. Bir- den akluna Pcru ve dünyanın 7 hari- kasından biri kabul edilen lnkalann kral kenti Machu Picchu'daki taş yapılan hayran hayran dolaşan yer- yüzü gezginleri aklıma geldi. Oraya o taş işçiliğini görmek için günde 4000 gezgin dağ taş demeden geli- yordu, oysa Oğuz köyünün hemen yanındaki Dara neredeyse bomboş- tu. Genc canım sıkıldı ve birden ak- lıma her daim tııhaf şeyler düşünen bir arkadaşımın önerisi geldi. O şöy- le düşünüyor: "Bence bütün bir Türkiye'yi dünya kültür mirası ilan etııiük gerekiyor. Bu kültür mi- rası ancak uluslararası elbirliğiy- lc açığa çıkarılabilir, bu işe tek bir ülkenin nc gücü yeter ne parası, iıe- le dc bizim. Öyleyse verelim bu kül- tür mirasını çeşitli ülkelere ve 70 milyon kişinin de yaşlanna göre ya- şaın sürelerini hesap edip adam ba- şına belli bir para alalım. Böylccc hem biz kurtuluruz hem de dün- yanın kültür mirası." Hani onun tııhaf fikirlerine kızar- dıın ama neredeyse hak verir hale gel- dinı. O muhteşem yeraltı tapınağının tepesmdc bir güncş takvimi vannış ve dcrme çatma bir ev güneş takvimini kapatınış, şimdi evin yıkımı için uğ- raşılıyor. Arkadaşım haklı. isilozgentu rk@gmail.com |
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear