Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 2008 PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
T U R K I Y E
Istanbul PB 28 Sinop
Edirne
26 Adana B 35
PB 31 Samsun 25 Mersin B 31
Kocaeli Y 29 Trabzon Y 23 Diyarbakır B
Çanakkale PB 32 Giresun Y 24 Şanlıurfa B
izmir B 34 Ânkara PB 29 Mardin B
Manisa B 36 Eskişehir PB 26 Siirt B
Aydın
Denizli
_B 39 Konya PB 27 Hakkâri PB
B 35 Sıvas 23 Van
Zonguldak Y 25 Antalya B 37 Kars
ÇjAçık ç f ^ Parçalı bulullu
Yurdun kuzey ve doğu
kesimleri parçalı ve
çok bulutlu, Marma-
ra'nı kuzeydoğusu, Ka-
radeniz.lç Anadolu'nun
kuzeydoğusu, Doğu
Anadolu'nun kuzeyi ile
Van çevreleri sağanak
yağışlı diğer yerler az
bulutlu ve açık geçe-
cek.Hava sıcaklığı; do-
ğu bölgelerde 2-4 de-
rece azalacak.
DIS MERKEZLER
Oslo Berlin 30 Moskova
Helsinki
Stockholm Y
16 Budapeşte PB 30
20 Madrid PB 32
Londra 22 Viyana B 31
Amsterdam PB 23 Belgrad
Brüksel
B 31
Paris
\ 25 Soyfa B 29
Y 28 Roma B 27
Bonn 19 Atina B 31
Münih Y 20 Zürih Y 32 Şam
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
B
PB
B
PB
PB
Y
A
34
30
37
26
29
19
36
Bulutlu , Çok bulutlu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Oysa daha değişik, ama kuşku yok, ulusal gururu-
muzu okşayan, siyasal, ekonomik, sosyal onca sıkıntı
içindeki topluma hiç değilse bir gün, bir 24 saat her
şeyi unutturan -neden itiraf etmeyelim- beklenmedik
bir sonuçla ulusun yüzünü güldüren, gururumuzu ateş-
lendiren sonuçları yansıtan başlıklar bulamıyoruz.
Galibiyetten sonra 11 futbolcumuz arasında fark gö-
zetmek yerine, kimilerini de yıldız yapıyor, yere göğe
sığdıramıyoruz. Genç Arda bir örnek. Başlıklarda ta-
kımına bedel bir övgüyle yer aldı.
Bu övgülerin etkisi altında kaldı ve bir önceki maç-
ta gösterdiği ustalığı, son maçta kişisel davranışlar-
la sergilemek için kullandı.
Takıma hayat veren oyuncularımızın hemen hepsi
cezalı. Hırvatistan maçında cezalılar kafilesine Tun-
cay, Arda, Emre Aşık da katıldı.
Bugünden yannı düşünmüyoruz ve "yedekte görev
bekleyen çocuklann" bir mucize yaratacağını umu-
yoruz.
Bütün bu olumsuzluklar başan işareti vermiyor, ama
Mustafa Denizl! gibi bir futbol adamı, "Şu anda bi-
zim takımın ruh halinde hiçbir ekip yok. Bu Almanya,
Türkiye'yi rahat geçebilirim diye düşünebilir mi?
Mümkün değil. Bu Almanya, Hırvatistan'dan çok mu
daha iyi, asla. Bu takım bu yolu kısaltmayacak, uza-
tacak" diye yazdığına göre... her şeye karşın, takıma
hayat veren motorlann cezalı duruma düştüğü bir maç-
ta Almanya'yı 25 Haziran'da yenmemiz bir olasılık de-
ğil, kesin!
Ulusal takımın eksik oyunculaıia Almanya karşısında
alacağı bir galibiyet, asıl anlamda mucizeyi yaratmış
olacak.
Ya bu maçı yitirirsek... Medyamız tarihi mağlubiyet
diye bir başlık kullanacak mı?
•••
RTE'nin tribünde beraberlik golüyle ayağa fırlaması,
acaba hangi duyguların eseri? Ulusal bir kıvanç mı,
hükümetinin başarılarına ulusal takımtn başarı kattı-
ğını ifade eden siyasal bir sevinç mi?.. Kişisel bir he-
yecanı yansıtan bir hareket mi?
Kestirmek güç. Ama yeri geldiğinde Çek maçından
sonra AKP grubunda yaptığı konuşmada son on beş-
yirmi dakikayı siyasal direnmeye bir örnek gibi gös-
terdiği dikkatealınırsa... hettıangi birvesileyle biryer-
de sağladığı istikrar sayesinde futbolumuzun da zir-
veye ulaştığını söyleyebilir.
Toprağı bol olsun, bir zamanların Ispanya diktatö-
rü Franco'nun dizginleri ele geçirdiği günlerde ilk işi
40 bin, 50 bin kişilik stadyumlar yapılmasını emretmek
oldu. Halkın sosyal sorunlar çıkarmasını engelle-
mek, stadyumlarda bağırarak, boşalarak siyasetten
uzak kalmasını sağlamak için!
Otuz-kırk yıl önce tek başına iktidar sahibi bir II-
derden dinlemiştim; halkı siyasetten uzak tutabilmek
için o da Franco gibi büyük stadyumlar yapmayı dü-
şünüyordu, ama bu düşünü gerçekleştiremedi.
Turgut Ozal'ın kel, yer yer toprak futbol alanlarını
çimletmesine, yeşil bir halı görüntüsü vermesine ön-
ayak olması, medyamızda ve halk dilinde hayli zaman
konuşulan, yazılan konulardan biriydi.
Bu arada ulusal maçlan beleş izleyenleryine gazete
sütunlarında yer alıyor. Beleşçiler takımı eş dost, ak-
raba, gazete yöneticileri... Kimilerini Futbol Fede-
rasyonu götürüyor, kimilerini de holdingler... Bu ne-
denle federasyon veya holdinglerie ilgili eleştirilere pek
rastlanmıyor spor sayfalarında...
Bir zamanların Hürriyet'in sahibi Haldun Simavi'yi
anımsıyorum. Dış gezilere, davetlere (beleş) katılımı ke-
sinlikle yasaklamıştı. Gazetenin izlemesi gereken is-
ter spor, ister siyasal olayı gazete adına izlemek ge-
rekiyorsa... uçak biletleri alınır, yeterinden fazla dö-
viz cebine konulur ve gazete bu olayı bu koşullarda
izlerdi.
Haldun Simavi'nin bu duyarlılığı hertürlü masrafı kar-
şılanan resmi davetle olaya giden bir gazetecinin... da-
vet sahibi, ister devlet kurumu, ister kişi olsun, onun
etkisinde kalarak haberi, yorumu yazacağı kaygısın-
dan kaynaklanıyordu.
Ya şimdi... Ulusal bir maçı herhangi bir nedenle be-
leş izleyememekten hayıflanan, yakınanlar var med-
yamızda...
AKP ilçe bfnasında patlama
• HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - Hakkâri'nin
Şemdinli ilçesinde, AKP ilçe binasında meydana
gelen patlama, maddi hasara yol açtı. Şemdin-
li'de Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan
AKP ilçe binasında, önceki gece patlama mey-
dana geldi. Patlamada, ilçe binası ve içindeki
malzemeler zarar gördü. AKP Hakkâri 11 Başka-
nı Osman Kızılban, emniyet müdürlüğü ekipleri-
nin olayla ilgili incelemeyi sürdürdüğünü ifade
etti. Emniyet müdürlüğü yetkilileri de olayla il-
gili soruşturmanın sürdürüldüğünü, patlayıcı tü-
rünün belirlenmesine çalışıldığını belirttiler.
• İktidar...
AÜ BULUNMAZ
• Baştarafı 2. Sayfada
olduğu yazmıyoı ama biz laikliğe aykırılık nedeniyle
yargılaıuyoruz" diyen. Anayasa Mahkemesi karar-
lannın Meclis taranndan "askıya alınmasına" yöne-
lik "bireysel fHdr" ve önerilerle zihninin gerisinde-
ki hukuk tanımaz "demokrasi" kabulünü açığa vuran.
Vcrdiği savunmayla "laikliğin yaşam biçimi olma-
dığına dair" görüşünü benimsetmeye çabalayan. Bir
iktidar düşünün... "Uzlaşmayı", "herkesin kendisiyle
aynı çizgiye gelmesi" şeklinde yorumlayan. "Öz-
gürlüğü" ise, ortaya attığı tasarılar ve sunduğu "çö-
züm" önerilerinin, sorunsuz ve sorumsuzca; engelle
karşılaşmaksızın hayata geçirilmesi adına, her şeyin sı-
nırsızca ve ölçüsüzce yapılabilmesi olarak algılayan.
"Demokrasi"den, tek sesin egemenliği ve tek adam
yönetimi sonucunu çıkaran... Aslında her şey ortada:
Tüneli geçene kadar, trene "demokrasi" diyen ve den-
mesini isteyen bir iktidarla yüz yüzeyiz. Sonrası ma-
lum... Bir iktidar düşünelim hep birlikte; bugünü ve ya-
nnı da. Ve ardından bir kez daha düşünelim...
t/J~\ Sulu kar , Gök gürültülu
Yıldırma operasyonu
Son 1 yılda hakkında 5 soruşturma açılan DENETDE Başkanı Atılay
Ergüven'in Anıtkabir ziyaretinde özel deftere yazdığı yazı da incelendi
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Yolsuzlukla sa-
vaşımın önde gelen isimlerinden
DENETDE Gcnel Başkanı Atı-
lay Ergûven, yolsuzluklann art-
tığı yönündeİci açıklaması ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağ
aleyhine açtığı tazminat davası-
nın ardmdan hakkmda gelen im-
zasız, ihbarsız mektuplarla so-
ruşturma kıskacına alındı.
Ergüven hakkında "Mesai sa-
atlerinde yerinde bulunmadı-
ğı, başkanhğını yaptığı derne-
ğe gittiği" iddialanm içeren im-
zasız ihbar mektubu gerekçe
gösterilerek soruşturma başla-
tıldı. Soruşturmanın dayanağını
oluşturan 1 Mayıs 2007 tarihini
taşıyan mektubun, yazımından
bir hafta önce, 24 Nisan'da ba-
kanlıkça işleme konuhnası dik-
kat çekti. Mesai saatlerinde DE-
NETDE'ye gitmekle suçlanan
Ergüven'in AKP'nin teftiş ku-
rullannı kaparmaması gerektiği
yönündeki faaliyetleri de soruş-
turma konusu edildi.
Bu çerçevede Ergüven'in zi-
yaret ettiği partiler arasında AKP
de yer aldı. Ergüven'in dönemin
AKP Grup Başkanvekili Salih
Kapusuz'u ziyareti de soruştur-
ma kapsamına alındı. Ergüven'in
30 Nisan 2007 tarihinde Anıtka-
bir ziyaretinde özel deftere yaz-
dığı yazı da incelendi. Ergüven
incelenen yazısında, "...Son za-
manlarda hak etmediğimiz ııy-
gulamalann mağduru konu-
nıııııa getirilerek, geçim ve ge-
lecek kaygısma düşürülmüş
olsak da devletimizi ve Cum-
huriyet imi/i hedef alan yıkıcı,
bölücü, irticai unsurlann geçim
ve gelişim kaynağı olan yol-
suzluklarla mücadelemiz yıl-
madan devam edecektir...."
değerlendirmesini yapmıştı.
Ergüven'in, Kızılay Genel
Başkanhğı'nca Başbakan Tayyip
Erdoğan'a madalya verilmesi
törenüıe katıhnası da soruşru-
ruldu. Ergüven hakkmdaki so-
ruşturmadan sonuç çıkmaması
üzerine müfettişler değiştirildi.
Ergüven'in demek fâaliyetlerinin
cezalandınlamayacağı yönün-
deki soruşturma raporu 5 kez ge-
ri gönderildi.
Sonunda bakanlığın izni ol-
madan faaliyet yürüttüğü grek-
çesiyle Ergüven'e aylıktan kes-
me cezası verildi. Son 1 yılda
hakkmda 5 soruşturma açılan
Ergüven, 12 Haziran'da Akda-
ğı'ın imzasıyla görevden almdı.
ABD DIŞÎŞLERİ BAKANI
'Kririçözmek
Türkiye'nin sorunu'
ElKaide operasyonu: 11 gözaltı
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, yurtdışında cihat bölgeleri ile ilişkili El
Kaide örgütüne yönelik yapılan operasyonda 11 kişiyi gözaltına aldı. Di-
yarbakır Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden yapdan açık-
lamaya göre şahısların evlerinde ve işyerlerinde yapılan aramalarda bir
Kalaşnikof, bir tabanca, 57 fışek, 3 şarjör, hard disk ve çok miktarda ör-
gütsel yayın ve doküman ele geçirildi. Gözaltına alınanlar adliyeye sevk
edilirken, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü ifade edildi.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Tunce-
li'nin Pülümür ilçesinde güvenlik güçleriyle gir-
dikleri çatışmada öldürülen 3 PKK'liden "An-
dok" kod adlı Bülent Turan'ın cenazesi Diyar-
bakır'da toprağa verildi. Yeniköy Mezarhğı'nda-
ki törene katılan grup terör örgütü lideri Abdul-
lah Öcalan lehine slogan attı. Grup, cenazenin
defhedilmesinin ardmdan, Sento Caddesi üzerin-
de bulunan BİM mağazasının camlannı taşladı.
Saldında maddi hasar meydana geldi.
ELÇİN
POYRAZLAR
WASHINGTON -
ABD Dışişleri Bakanı
Condoleezza Rice, Tür-
kiye'de AKP'ye yönelik
kapatma davasına ilişkin
anlaşmazlığa "karış-
mayacaklan" mesajını
verirken, iktidar partisi
ile ilişkilerinin "mü-
kemmel" olduğunu
söyledi.
ABD'nin önde gelen
düşünce kuruluşların-
dan Dış Ilişkiler Kon-
seyi'nde (CFR) konuşan
Rice, ABD'nin Türki-
ye'de demokratik ku-
rumları desteklemeyi
sürdürmesi gerektiğini
söyledi. AKP kapatma
davasına yönelik soruyu
yanıtlayan Rice, şöyle
konuştu: "Biz ne ya-
pabiliriz? Bence Tür-
kiye'deki demokratik
kurumları destekle-
meyi sürdürmeliyiz.
Besbelli, Türkiye'de
davaya yönelik yaşa-
nan kriz ya da anlaş-
mazlığa karışmayaca-
ğız. Bu Türkiye'nin
çözeceği bir mesele.
Ama bence Türkiye'de
reform ve laik demok-
rasi için yüksek sesle
konuşmalıyız."
Türkiye'de demokra-
si konusunda Avru-
pa'nın önemli rolü ol-
duğunu söyleyen Rice,
"Eğer Türkiye'ye
AB'ye katılma konu-
sunda adil bir şans ve-
rilmezse hem Avrupa
lu-ııı de ABD bedclini
ödeyecektir" dedi. Ri-
ce, AKP'nin Kürtlere,
yoksul ve kırsal bölge-
lere ve dindar insanlara
ulaştığını söyleyerek
"Türkiye'de laik de-
mokrasi önemli, an-
cak dindar insanlar da
ülkenin bir parçası"
diye konuştu. Rice,
AKPüeOrtadoğu,Irak,
Afganistan konulannda
mükemmel ilişkileri ol-
duğunu da dile getirdi.
Kendisine "Ortado-
ğu'da demokrasinin
neye benzeyeceği" so-
rusunun sorulduğunu
söyleyen Rice, "Bence
bu, Türkiye'ye ben-
zer" yanıtını verdi. Ri-
ce, Dışişleri Bakanı Ali
Babacan ile her görüş-
tüklerinde küresel bir
gündem üzerinde çalış-
tıklarmı, çünkü Türki-
ye'nin bir NATO müt-
tefiki olmasmın yanı sı-
ra artık gerçek bir küre-
sel ortak haline geldiği-
ni de sözlerine ekledi.
AL GÖZÜIVI SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK isilozgenturk@gmail.com
Alü yıl Amerika'yı ve de dünyayı
kasıp kavuran "Sex and the City"
dizisiyle ilgili ilk zılgıtı mesleği
psikolog kızımdan yemiştim, "Bu
dizi kadınlar ve erkekler hakkın-
da çok şey söylüyor" dediğimde,
"Hayret anne" demişti, "bu mo-
dern bir külkedisi masalı seni bi-
le etkiledi ya, pes doğrusu"...
Düşününce ona hak vermiştim,
hafta içi tam da bu konuda yazma-
yı düşünürken, Milliyet gazetesi
köşeyazan Ece Temelkuran, da-
ha iyisi yazılamayacak bir yazıyla çı-
kıp geldi, bana da bu mükemmel ya-
zıyı sizlere aktarmak düştü. Teşek-
kürler Ece ve tabii teşekkürler kızım
Dünya.
Ece söze şöyle başlıyor:
"Bu yazı hiç sanmadığımz bir
yere çıkabilir; sakın şaşırma-
yın!Sex and the City'ye gittik.
Yeni bir Külkedisi tarifidir yapı-
lan: Camdan pabucunun parası-
nı kendi veren! Beninı bu lîlm
hakkmdaki 'saptamam' budur.
Yeni Külkedisi'nin mesleğinin kö-
şe yazarlığı olmasına dikkat iste-
rim. Fakat elbette camdan pa-
buçlar giymeye müsait bir tür
köşe yazarhğı... Bu sebepten ola-
cak, tîlmin baş karakteri Carrie
hakkında kimi tartışmalar cere-
yan etti pazar eklerinde süregiden
fikir hayatımızda. Hakikaten ba-
ğunsız kaduı kültü evlUiğe kurban
mı edildi, yoksa aşkta gurur yok
Camdan Pabuçiar, Kandan Pabuçlar
mudur, evlenmeli mi evlenme-
meli mi, erkeklere nasıl eziyet
edilmeli, yoksa hiç edilmemeli mi,
onlar da mı insan, gibi gibi gibi...
Oysa filnı o kadar hafil" ki haki-
katen hiçbir şey düşünnıeden baş-
layıp bitirebilirsiniz. Zaten nihai
anıaç da bu: Kusursuzca tasar-
lanmış bir seyran yerine bakı-
yorsunuz ve hooop alevler, du-
manlar, boncuklar, renkler, kıı-
maşlar, payetler, markalar, rek-
lamlar, öpüşmeler derken, başla-
dığı gibi bitivcriyor film. Geriye ise
camdan pabucunu kendisi satın
alan ama yine de o pabucu bir
prensin elinden giymek isteyen
Amerikanyalı bir modern za-
manlar prensesi kahyor.
Bi/.im pabuçlar
Amerikanyah prensesler ayrı.
Ama buralarda bizim gördüğü-
müz pabuçlar camdan değil. Ni-
yeyse, pabuçlar üzerine düşü-
nünce, pabuçlar üzerinden... Biz
buralarda bambaşka pabuçlarla
ilgileniyoruz. Bizim pabuçların
çoğunun altı delik. Yerde yatıyor
sahibi, kanlar içinde, bu yüzden
görebiliyorsun, altı delik. Hrant'ın-
ki gibi... Altı delik olması yet-
mezmiş gibi, bazdarının da sa-
hipleri ölmüş oluyor. Tuzla'da
ölen işçilerin ayakkabıları şimdi
hangi kapılann önünde duruyor?
Ölecek başka işçiler mi alıyor o
ayakkabıları? Acerel, Desa ve
Yörsan işçilerinin önleri açılmış
ayakkabıları... Onlar kimsenin
görmediği bir grev için fabrika ka-
pılarında bekliyor. Namus cina-
yetinde öldürülmüş Güldünya'nın
ayakkabılan... Ölümden kaçarken
giydiği ayakkabıları şimdi başka
ve küçük kı/lar ölüme yakalan-
mamak için giyiyor. Kenelerin
ısırdığı çocuklann kırda bırakıp
öldükleri ayakkabılar... Kır çi-
çekleri hücum ediyor onlara.
Terlikler ve çocukları
Dört yıl oldu, hatırlıyor musu-
nıız? 12 yaşında, yakından ateş
edilerek öldürülen Uğur Kay-
maz'uı terUkleri vardı ayağmda. O
her şeyi anlatan, her şeyi görmüş
olan ve kimsenin duymak isteme-
diği terlikler... Fotoğrafi akunızda
mı? 19771 Mayıs'mda Taksim'de
öldürülen ve öldürülmekten kaçan
insanların sokakta bıraktıkları
ayakkabılar. 2008 1 Mayıs'ında
püskürrülen kııını/ı boyadan kıp-
kırrnı/ı olmuş ayakkabılar. Şehrin
neresine gitse kınnızı lekeden ta-
nınacak, tanındığı anda mıhla-
nacak ayakkabılar, yoksulların
ayakkabıları...Kski bir hikâyede
değil, hâlâ koltuk altına alınıp
okula kadar öyle taşman köy öğ-
rencilerinin ayakkabıları. O ayak-
kabdardan görünen et ve başör-
tülerinden hiç görünmeyen saç...
Saç yerine etten bahsetmekten
korkan 'tabansız' ülkem.
Pabuçların hatıraları
Bir Ayakkabı Müzesi kurul-
ınalı bu ülkede. Herkesi ve her şe-
yi ayakkabılar anlarmab. Beyoğ-
lu'nda plastik terlikle gezen fahi-
şe erkek çocuklan ve onları satan
sivri burunlu ayakkabüı babala-
n... Öldürülmüş gençlerin ayak-
kabılan... Hrant'uı alü delik ayak-
kabısı... Uğur Kayttıaz'uı terlikleri,
toplu mezarlardan çıkanlan faüi
meçhullerin çürük ayakkabıları,
ölıııek istemedikleri bir savaşta öl-
müş askerlerin kaulı postaUan...
Bir Ayakkabı Müzesi kurulmah
bu ülkede ve pabuçlar sahipleri-
nin başlarına geleni anlatmah.
Yamru yumru. kaıılı, delik, epri-
miş, yırük, korkmuş, kaçmış, ya-
kalanmış, devrilmiş, bağırmış,
duyulmamış, gömüimüş, vurul-
muş, unutulmamış, unutulmuş
bütün ayakkabılar için bir nıiize
kurulmah."
(*) Ece Temelkuran 'm 20 Hazi-
ran Cuma günü Milliyet gazetesin-
de yayımlanan yazısımn başlığı.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
bana yapılamaz, yüzde 47 oy alan partiye böyle dav-
ranılmaz" demeçleri veriş...
2- Durumu usul usul sindiriş, devamında karan ve-
ren makama yükleniş...
3- Ayaklar birazcık suya erdikten sonra, hücuma
geçiş ve üstünlük sağlama arayışına giriş.
4- Içe dönüp, "Aman dağılmayalım. En ufak çat-
lama bizi dağıtır" telaşıyla bütünlük gösteriş.
5- Dışa dönüp, "Kimse gideceğimizi, pes edece-
ğimizi sanmasın. Bu sürecin sonrasında da bir vanz"
naraları atış.
6- Her adımın devamında dış desteği sağlamlaş-
tırmak için her şeyi yapış, açık-gizli her ödünü veriş.
Yukarıdaki davranış biçimi 9 aydır defalarca ser-
gileniyor...
Bu gidişle birkaç kez daha yinelenecek...
•*•
Dış destek konusunu aynca sütuna yatıralım...
AB ve ABD'den gelen haberler başlıkta vurgula-
dığımız gibi "dalgalı"...
ABD, her anlama gelebilecek açıklamalar yapmaya
özen gösteriyor. Işte size standart bir ABD açıklaması:
Türkiye, demokrasisinigiderek güçlendirmekte olan
bir ülkedir. Her türlü bunalımdan çıkmasını sağlaya-
cak demokratik mekanizmalara sahiptir. Hukukun üs-
tünlüğü ilkesiyerleşmiştir. Yüksek mahkeme halkın si-
yasal tercihlerini dikkate alarak karannı vermelidir..."
Bu açıklamadan herkes istediği sonucu çıkarabi-
lir.
ABD'nin bu ye benzeri durumlarda dünyanın her
ülkesi için değişmeyen davranış biçimi şudur:
Ülke içinde duruma hâkim olan kimse, ağırlıklı ola-
rak onun yanında yer almak!
AKP, bunu ne ölçüde anlıyor, bilemiyoruz!
AB ise kendisine çekidüzen vermekten Türki-
ye'ye nasıl bakacağına karar veremiyor. Daha doğ-
rusu netlik ayannı yapamıyor. Bunda bir etken de Tür-
kiye'ye bakarken dürbünü ters çevirmesi!
AB dönem başkanı denge sağlamaya çalışıyor:
"Kapatma davası iç işiniz, AB süreci ayndır..."
Avrupa Parlamentosu (AP), AB ile hiç ilgili olma-
dığı halde, AKP fetvasına girişiyor:
"AKP kapatılırsa, AB kapısı da kapanabilir..."
•••
Bütün bu dalgalanmaları nasıl yorumlayacağız?
Anadolu'da bir söz vardır:
El elin eşeğini türkü çığıra çığıra arar!
Ne AB ne ABD, Türkiye'nin içinde bulunduğu du-
ruma "kendisini doğrudan ilgilendiren, kaygı verici bir
süreç" gibi bakar...
Sadece şu açıdan Türkiye ile ilgilenır:
Bu ülke hangi hale gelirse ne sonuç çıkar, bu du-
rum beni nasıl etkiler? Çıkarlarım ne olur?
Batı'nın çıkarı nasıl bir Türkiye'dir?
Ortadoğu'daki tüm gerilimlerin parçası olmuş,
ılımlı Islam söyleminin laboratuvarı bir ülke mi, iç ba-
rışı sağlam, çağdaş uygarlık ve demokrasi değerle-
rini benimsemiş-hedeflemiş bir ülke mi?
Bize göre ikinci şık orta vadede Batı'nın da yara-
rına...
Batı, kendisine adeta kul-köle olmuş bir AKP'yi iz-
lerken büyük zevk alıyor olabilir, ama bu yapının Tür-
kiye'yi götüreceği yer, Erdoğan'ın çok sevdiği yarı
illegal Ortadoğu liderlerinin düşlediği yer olacaktır.
Şu değerlendirmeyle noktayı koyalım:
Bütün bu dış etkenler ikincildir, asıl olan Türkiye'nin
iç dinamiklerinin toplamıdır!
ankcum @ cumhuriyet.com.tr
Darbeye Karşı 70 Milyon Adım'
• Istanbul Haber Servisi - DTP, SDP, Küre-
sel Eylem Grubu, Lambda Istanbul ve Amar-
gi'nin de aralannda bulunduğu çok sayıda parti
ve demokratik kitle örgütünün bir araya gelerek
oluşturduğu, "Darbeye Karşı 70 Milyon Adım"
hareketi, Taksim Tünel Meydanı'ndan Galatasa-
ray'a kadar yürüdü. Sanatçı Zeynep Tanbay, Tür-
kiye'nin çok renkli ve kültürel bir coğrafyada bu-
lunduğunu belirterek "Farklıhğımızı zenginliğe
dönüştürmemizden korkanlar, bizi tek tipleştir-
meye çalışanlar bugüne kadar aramıza duvarlar
ördü. Bugün burada toplanan insanlar ilk kez dar-
belere karşı birleşilebileceğini gösterdi. Istan-
bul'un ortasında atılan bu adımlar 70 milyona
ulaşıncaya kadar devam edecek" dedi.
Başkan Gül'e yolsuzluk suçlaması
• SÖRT (Cumhuriyet) - Siirt Belediyesi'nin
DTP'li Belediye Meclisi üyeleri, belediyenin altya-
pı çalışmalannda yolsuzluk yapıldığı ve buna yetki-
liler tarafından göz yumulduğu iddiasıyla Belediye
Başkanı Mervan Gül ve ekibi hakkında cumhuriyet
savcılığına suç duyurusunda bulundu. Savcılık çıkı-
şı basın açıklaması yapan DTP'li belediye meclisi
üyesi Mehmet Kaysı, uluslararası ihale kurallanna
göre yüklenici firmanın dış kaynaklı krediyle ger-
çekleştirdiği altyapı işinin yüzde 30'undan fazlasını
taşeronlaştıramayacağına dikkat çekerek "Ancak
herkesin bildiği gibi işlerin tümü Belediye Başkanı
Mervan Gül'ün akrabası olan Kazım Gül'ün Akman
adlı şirketi tarafından yapılmaktadır" dedi.
I