23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 HAZİRAN 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Maya Necati Cebe: "Mayası iyi mi kötü mü, bilemem ama niyetinin kötü olduğu kesin." Elektronik posta: denizsomOcumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 - Güneşln doğuşuna şahlt olmuş... "Batışına da kefll olsun!" G IU Q u 3 s «o Hırvatistan'ın özeti: Her ülkeye Hırvat Türkiye'ye mat! Parmaklar H. Edip özcan: "Madem Meclis'te kalkan parmaklar her şeye muktedir; ülkenin adını Tayyibistan yapmaya ne dersiniz!" Gösterge Emir Güney: "Diyarbakır'daki fırınların önünde ekmek dilenen ev kadınları, ekonominin nereye gittiğinin göstergesi olsa gerek!" TELEVİZYONLARDAKİ açık oturumlara özel davetli olarak katılan "profesör etiketli" tartışmacıların, "türbanlı kızlar varoşlarda, kirsalda oturuyorlardı ve o nedenle görünür değillerdi" safsatasını yutturmaya çalıştıklarında oturum yöneticisinin "iş güvenliği" nedeniyle soramadığı sorular olduğunu düşünüyor Aysel Ergüney. Tarikatçıların ve molla takımının siyasi temsilcilerinin, 50 yıldır sürdürdükleri politikaların uygulamadaki sonuçlarını son 20 yıldır gözümüze sokarak; ancak görüneni "yardakçı, şakşakçı medya" desteğiyle farklı göstermeye çalışarak Atatürk ilkelerini özümsemiş halk üzerinde baskı rejimi ve tehdit ortamı oluşturduğunu da düşünen Ergüney açık oturumlarda sorulmayan soruları soruyor: "Son 20 yılda her gün bir yenisi açılan tesettür mağazaları eskiden yeraltında mı çalışıyordu? SorulmayanlarTesettür otelleri eskiden neredeydiler? Son 20 yılda asgari ücretin artış oranlarının kimseyi zengin etmediği ortadayken, varoş ve kırsaldakilerin hepsi 'baba' mirasına mı kondular da beş yıldızlı otellerde tatil yapmaya başladılar? Içki satılmayan onlarca süper market neden eskiden yoktu? Hemen herkesin çevresinde en az iki-üç örneğine tanık olduğu sonradan tesettüre giren genç kızları hangi kategoriye almalı? Kuran kurslu alternatif ve çoğu kaçak anaokulları neden eskiden yoktu ve laik cumhuriyet karşıtlığının temeli beş yaşına indirildi? Piyasa koşullarında her mal ve hizmetin maliyeti, satış fiyatı birbirine yakın olması gerekirken tarikat-cemaat dershaneleri, okulları neden adeta üstüne para verircesine diğerlerinden çok daha ucuz. Aradaki farkı kimler, hangi amaçla finanse ediyor?" Aysel Ergüney, "Şeriatçılar değişimi eğitimden başlatarak ağaçları yaşken eğmeye çalıştıkları için büyükleri daha sonraya bırakıyorlar" diyor ve devam ediyor: "Sapanca'da tayt ve şort giydiği için dayak yiyen kürek sporcuları sinyal değil mi? Sözde görünür olmayanlar, şimdi görünür olmanın ötesinde, dışarıda yaptığın sohbete, giydiğin kıyafete tahammül edemez hale gelmeye başladılar. 'Izole' yaşamayı tercih eden sosyete takımı ve on binlerce dolar maaşlı köşe yazarları Boğaz'daki içkili lokantalarda ve malikânelerinde rahatsız edildiklerinde tehlikeyi görmezden gelemeyecekler ama iş işten geçmiş olacak." Ayıp Nami Tepe: "AKP anayasa değişikliğini türban için yapmamış. Millete takıyyeye tamam da MHP'ye ayıp olmuyor mu?" SESSİZ SEDASIZ (!) Pazar keyfine bir tutam eglencelik ELEKTRONİK ortamda gidip- gelen eğlenceliklerden bir seçki yapıp göndermiş Kaya Çetin, Pazar keyfine katkıları için teşekkür ediyoruz: Polis, trafik ışıklarının önünde müşteri bekleyen taksi için; '"Ticari, bekleme yapma, devam et" anonsu yapıyor. Camdan eliyle meşhur "bir saniye" işareti yapan taksiciye gelen ikinci anons karizmatik: "Ticari, benne pölümüye girme, devam et!" Trabzon'da bir evin penceresinde, "Bu ev kiralıktır" yazıyor. Birkaç adım ötesindeki evin penceresindeki yazı da şöyle: "Bu da." Bankada işlem yaptıran teyzeye, yardımcı olan kadın "Parayı kim alacak teyze, alıcısına ne yazalım" diye soruyor. Teyzenin yanıtı: "Paranın hayrını görme inşallah, yaz kızım." Fen Bilgisi sınavında soru: "Hacim nedir? Bir örnek vererek açıklayınız." Yanıt: "Hacdan gelenlere hacim deriir. örnek: Selamünaleyküm hacim!" Genç kız yakınıyor: "Şekerim dördüncü kez girdim ÖSS'ye, ama yine kazanamadım. Gitcem sonunda Amerika'ya, o olucak. Memleketten böyle böyle beyin göçü oluyo işte!" Erzurum'da kırmızı ışıkta karşıya geçen kadına polis sesleniyor: "Kardeşim çiğneneceksin, nereye gidiyorsun." Yanıt: "Vış, eltim cile cidirem, sene ne?" ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ 68 Ruhunun 40. Yılında ' Süpermarketlere Boykot'! Evct, "süpermarketlere boy- kot"!.. llham kaynağımız 68'lilerin birkaç haftadır süren 40. yıl kut- lamalan; daha doğrusıı, dünya- daki 68 riizgân ile bizdeki "fır- tına"mn farkı... O yıllarda, Avrupa, ABD gibi "empcryalizmin kaleleri"nde ayaklanan gençlik diyordu ki; "cksiksiz demokrasi" ve "sı- nırsız özgürlük" için "savaşma seviş"... Türkiye ise 'kale' değil, "pa- zar"dı... Hatta AB'yi yaratan "Ortak Pazar" için bile, günümüzc de ışık tutan "Onlar ortak biz pa- zar" diyen gençlerimizin 68 söylemi, özetle şöyleydi: "tam bağımsız ve -gerçekten- demo- kratik bir Türkiye" için "sa- vaşsız ve sömürüsüz bir dün- ya''... İlk eylemci Ferhan Şensoy'du... İşte bu "fark", Batı'da, sade- ce anılarda kalan bir "aşk dev- rimi"nin romantik rüzgârlanna; bizde ise "cumhuriyet devri- mi"nin kazanımlannı korumak için kesintisiz esen bir "fırtı- na"yadönüştü... Nitekim bugün bile aynı Batı, 68'lileri gülümscyerek aniyor; bizde ise akla önce "idam"lar, "işkence"lcr ve "balyoz hare- kâtları" geliyor. Benzer şekilde Batı'nın 68 kuşağı 40 yıl önceyi tonınlanna, adeta "masal" olarak anlatır- ken; bizimkilerhâlâ "durumdan vazife çıkarma" geleneğinin devrinıci eylemlerini kurgulu- yor; "ne yapılmalı" sorusıınun sorumluluğunu taşıyorlar.. Tıpkı geçenlerde, Armada Otel'de düzenlenen 40. yıl ye- meği öncesindeki "danışma ku- rulu"nda dile getirilen öneriler gibi... 'Emperyalist center'lar O gün söz alan herkes, adına "küreseHeşnıe dense bile em- peryalizmin saldırganhğı ile ka- pitalist söınürgeciliğin bütün- leşmiş egemenliğinden söz etti; diııci politikaların da bu işbirli- ğiyle iç içe girdiğini belirtti. Peki böylesi küresel çıkar or- taklığma karşı, toplunısal mu- halefeti yükseltecek; emperyalist amaçlan, soyut değil somııt söy- lem ve hedeflerle sorgulayacak; daha da önemlisi, açıkça "anla- şdır" ve "yaşamın içinden" öz- lemlere yönelik demokratik cy- lemler neler olabilir? îşte bu "sorun"un ya da bu "soru"nun yanıtlan arasındaki "süpermarketleri boykot" öne- risi, kimilerince "gerçekleşme- si zor" görülse bile, "anlam" olarak düşündükçe değer kaza- nıyor. Çoğu yabancı sermayenin elin- deki dev alişveriş merkezleri ço- ğaldıkça; halk, alın teriyle ka- zandığı az buçuk gelirini "para" olarak eline bile alamadan, ban- ka kartlanyla emperyalist kasa- laragönderiyor... Özellikle pazar günleri de açık olmalarına izin verilerek esnafi- mızı öldürmelerine açıkça göz yumulan bu "ayrıcalıklı tüketim hangarlan"yla, dinlence za- manlarını ve hatta mutluluğunu, sadece "marka" satın alarak yaşayan kuşaklar yaratıhyor... Bu nedenlerle "68 ruhu"nun yeni eylem önerisi için deniyor ki: "Bir pazar günü tüm kent- lerde süpermarketleri boykot gösterileri yapalım"... Hatta, "yılların emektar es- nafiyla birliktc, ayrıcalıklı ahş- veriş merkczlerini protesto yü- rüyüşleri düzenleyelim..." Bu eylemlerdeki "ilk heder ise örneğin hükümetçe 5 yıldır er- telenen, tüketim hangarlarını "kent dışına çıkarma" tasansı- nın bir an önce yasalaşma(ma)sı olamaz mı? İıııaı Dosyası'nda... Ne var ki sanayicilerimizdcn Nevzat Demir, dev markctlerin kent dışına çıkmaları bir yana, "tümüylc kapatılma"lannı sa- vunuyor... Neden mi? Yanıtı, bu gece 23.00'te Kanal B'de yayımlanacak lmar Dosyası programında... Alışveriş mer- kezlerinin kent, toplunı ve eko- nomideki "tahribat"larınm ele almdığı programda Demir, tü- ketim toplumunun "mabef'leri olarak tanınıladığı bu merkezle- rin "markalara tapınma" me- kânlarına dönüştügünü söylü- yor... Programın konuklanndan ik- tisatçı Mustafa Sönmcz ise hal- kın birikimlerinin, üreticiler ye- rine uluslararası tüccar stokçulara aktanldığmı anımsatıyor... Tarihçimiz Necdet Sakaoğlu ise eski çarşı ve pazarlarımızda- ki esnaf gclcnekleri ile insanlar arasındaki "alışveriş kiillü- rü"nün süpermarketlerle "yok edildi"ğini belirtiyor... ekinci@cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@yahoo.com. tr ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACl kamllmasaracl@mynet.com HARBİ SEMİH POROY (ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYARÖZKAJS www.junkidz.com /"HERKES BU KAPAI ( İLGİLENDİCİNE GÖRE \KESİN PEGEIUİ Kİ ŞEY. _ r-i ___ $$$$ TARtHTE BUGÜN MVMTAZARIKAIS 22 Hazirıuı www.mumtaz-arikan. com * * f ^.™ 4fmM/f/J%y: û SAVAŞ ACILAR/.. 1898'DE BUSÜN, ÜMLÜ ALMAN KOMANCISI t/SlCH tAARIA £EMAftQUE(yt£MAieK') DOÜMUfTU. SAIAtÇ/M KOFtr{/fi/Çl.tJ&aUUJ <SE/VÇ 8'K ASKEK ŞAYAM R.EMARCİUE, DAHA SONRA YAZD/Ğt ~8Art CePHEStMDE YBNİ BİRÇEy ytD/c" HOMA- BÜYÜK gEĞENİ TOPLAYtNCA, 'PÖNÜŞ YOCU" ı/cr r>t'tS£/£l-E&/A/i yAZAAAK4 KoyULA4USTlJ HEPSİNt>£ SAVAŞA KAÜÇf Ç./KIYOK, ACILI ifj- HOMAN KAHRAMAMLARtYCA İISİU OtA&A*: ÇUMLAHt SĞYLEMlfTİ I "KİÇİLEGtM 2OB DU- ALMAHYA'NM BÖSÜ££M LİOE&LE/e/ DSĞIL. f " PANO DEIVtZ KAVUKÇUOĞLU Yurtseverlik Üzerine Murat Belge, Türkiye'de Marksizmi de, sosyaliz- mi de, sosyalizm tarihini de derinliğine bilen az sa- yıda insandan biridir; 14 Haziran 2008 tarihli Taraf'ta yayımlanan 'Sosyalizm: Milli? Ulusal? Nasyonal?' baş- lıklı, milliyetçiliği eleştirdiği yazısında şöyle bir cüm- le kullanmış: "Jaures'den laf eğip bükerek enter- nasyonalizmin yolunun milliyetçilikten geçtiğini anlatan 'ağabey'/er, 'deneyimli devrimciler' çıktı." Jean Jaures (1859-1914) yaşamını sosyalizme vak- fetmiş, enternasyonalizmi savunduğu kadar yurtse- verliği/yurtçuluğu da (patriotisme) savunmuş bir ay- dındır. Yaşamının, özellikle son dönemi milîiyetçili- ğe karşı savaşımla geçmiş, 31 Temmuz 1914 günü, milliyetçilerin tahrikine kapılan Raove Villain adında bir serseri tarafından öldürülmüştür. Şu sözler Jau- râs'ye aittir: "Yurtseverliğin azı enternasyonalizmiza- yıflatır, yurtseverliğin çoğu enternasyonalizmi güç- lendirir. Entemasyonalizmin azı yurtsevehiği zayıfla- tır, entemasyonalizmin çoğu yurtseverliği güçlendi- rir." Bu sözler 'eğilip bükülemeyecek' kadar açık de- ğil midir? Velev ki birileri milliyetçilik adına Jaures'nin sözlerini eğip bükmüş olsunlar, bunun sosyalistler açı- sından bir değeri olabilir mi? ••• Ne var ki son zamanlarda yurtseverliğe vurmak mo- da olmuştur. Söylenen sözler çarpıtılmakta, za- man-mekân kavramı göz ardı edilmektedir. Aynen Karl Manc'ın "Proletaryanın vatanıyoktur", Fabian- cı Irlandalı sosyalist Bernard Shavv'un "Yurtsever- lik alçaklann son sığınağıdır" sözlerine yerii yersiz baş- vurulduğu gibi. Karl Marx o sözü 1848 yılında yayımlanan Komü- nist Manifesto'da kullanmıştır, 'vatan' kavramının bu- gün içerdiği anlamla 160 yıl önceki anlamının 'aynı' olduğu düşünülebilir mi? Bernard Shaw ise 1914 yılında, milliyetçi rüzgâr- ların fırtınaya dönüştüğü I. Dünya Savaşı koşulların- da Ingiltere ve Almanya'yı barış masasına oturtmak amacıyla yazdığı uzun bir makalesinde savaş şa- hinlerinin kör' yurtseverliğini eleştirmiştir. Kendisinin yurtseverlik tanımı şöyledir: "Yurtseverlik, kişinin salt orada doğduğu için ülkesinin başka ülkelerden daha üstün olduğuna dair inancıdır." Günümüze ka- dar hem Nobel, hem de Oscar ödülünü almayı ba- şaran tek edebiyatçı olma özelliğini koruyan Shaw, konusu 1885 yılında, Bulgaristan'ın küçük bir kasa- basında geçen, 'Aıms and the Man' oyununda olduğu gibi çeşitli yapıtlannda 'kendianladığı anlamdaki' yurt- severliği eleştirmiştir. Jean Jaures'nin yukanda alıntıladığımız sözleri bu- gün bize 'abartılı' da gelebilir, fakat bu sözlerin yine I. Dünya Savaşı öncesi koşullarında Fransa'ya Alman saldırısının beklendiği günlerde söylendiği unutul- mamalıdır. 1914 yılında Alman parlamentosunda (Reichstag) iktidardaki Merkez Partisi tarafından talep edilen sa- vaş ödeneklerine ilişkin karara Almanya Sosyalde- mokrat Partisi (SPD) milletvekillerinin çoğunluğunun milliyetçi kaygılarla 'evet' oyu verdiklerini, böylece I. Dünya Savaşı'nın patlamasında katkısının olduğunu da anımsayalım. Tabii bu karara katılmayan kimi SPD milletvekillerinin partilerinden ayrılarak Almanya Ko- münist Partisi'nin kurulmasına öncülük ettiklerini de. ••• Eğer kendi tezlerimizi güçlendirmek için önemli gör- düğümüz kişiliklerin sözlerini kullanacaksak önce bu sözlerin ne zaman ve ne tür koşullarda söylendikle- rine dikkat etmemiz gerekir. Koşullar değiştiğinde, o koşullara ilişkin söylenmiş sözlerin çoğu zaman iç- leri boşalır, zamanında ve belli koşullarda doğru olan sözler değişimlere bağlı olarak yanlışa dönüşürler. Yanlışa dönüşmüş sözleri kullanarak, o sözlere sa- rılarak sürdürülen güncel tartışmaların kafa karıştır- maktan başka hiçbir öğretici, aydınlatıcı yanı yoktur. 21. yüzyıldan sekiz yıl almışız, hâlâ 'yurtseverlik' ne- dir, 'milliyetçilik' nedir, 'laiklik' nedir, 'Kemalizm' ne- dir, bunları tartışıyoruz. Enerjimizi, birbirimize laf anlatmakla tüketiyoruz. Bizler lafa boğulurken bu arada atı alan birileri de Üs- küdar'ı geçiyor. www.denizkavukcuoglu.blogspot.com www.dkavukcuoglu@superonline.com 1 2 3 I İ 4 5 6 7 8 M •L İ1 fl1 1 1 1 % 9 1 1 1 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Tüylü top- -| larla oynanan, „ tenise benzer bir spor dalı. 2/ 3 Avrupa Birli- 4 ği'nin ortak pa- /- ra birimi... Saç kıvnmı. 3/ Mi- " marhkta, yapı 7 öğelerini birbi- g rine bağlamak- Q ta kullanılan iki " ueu dirsekli kenet... Tuzak, kapan. 4/ Gü- venilir kimse... Bir nota. 5/ Kumaşlarda- ki benek... Yüzyıl. 6/ Kat kat çakıl ve kum- dan oluşmuş yer kıv- nmı... Bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarayan bir tür eğri bı- çak. II Letonya'nın para birimi... "Yakın arkadaş, dost" anlamında ar- go sözcük. 8/ Gelir... Eğilimi olan. 9/ Finlandiya'ya özgü, dokuzar kişilik iki takım arasmda oynanan, beyzbola benzer bir spor. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Avcı kulübesi... Bir mukozayla kaplı boşluklar- da gelişen yumuşak ıır. 2/ Sarp bölgede kurulmuş Kafkas dağ köylerine verilen ad... Özsu. 3/ Tiyatro niteliği taşıyan radyo ya da televizyon yayını... Içi- ne sulu şeyler koymaya yarayan kap. 4/ Bir kuvve- tin, uygulandığı kütleyi bir eksen etrafında döndür- me eğilimi... Uzaklık işareti. 5/ Siper, hendek... Bir renk. 6/ Hollanda'run plaka imi... Bahk yumurtasıyla yapılan bir tür meze. II Hafif ve gözenekli bir çö- kelti taşı... Gerçekte yeri olmayıp zihinde tasarlanan. 8/ Görünüşe göre olacağı sanılan... Geçirimsiz bir toprak cinsi. 9/ lslam inancına göre, ölüleri meza- nnda sorguya çekecek olan iki melekten biri... Te- lefon sözü. !
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear