29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 2008 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Eckermann'la konuşmala- rından birinde Goethe der ki: "Hiç değilse bir milyon okur bulacağına güveni olmayan bir yazar, kalemi eline alma- malıdır." Kişiyi düşündüren bir söz... Bir milyon okur bulmak, bugün en yüksek tirajlı gaze- telerimiz için bile erişilmez bir düş... Bir şairin, bir yazann, değil bir milyon, elli bin, yirmi bin, hiç değilse sağlam on bin okur bulabilmesi büyük ba- şarıdır. Batı ülkelerinde "bestseller" denilen piyasa romanlannın satışı mil- yonlara varıyor. Orada da iyi yazar- lann kitaplan bu sayının gene de çok altında kalıyor. Ama dünyanın aydın okurian tarafından tutulan, sevilen bir Montherland'ın, bir Faulkner'in, bir Moravia'nın, bir Huxley'in, Goet- he'nin dilediği okursayısını bulduk- larını da unutmayalım. Değerli yazarlar dünya ölçüsünde yaydıkları eserlerini milyonluk kitle- lere okutturabiliyorlar. Gene de bir Amber, bir Rüzgâr Gibi Geçti gibi ro- manları okuyanların yanında, azınlık tarafından tutulan az satışlı olmaktan kurtulamıyorlar. Bizdeki durum ise gözler önünde. EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Bir Milyon Okur... En beğenilen piyasa romanlan bile el- li bin satamıyor, üç-dört basımı ya- pılan kitaplann satış toplamı yirmi beş bini ancak bulur. Hele büyük okur kit- lesince aranan, bayağıhklara düş- meyen romanların, öykü ve şiir ki- taplarının baskı sayısı iki-üç bini aş- maz. Sait Faik'in kitaplarını oku- yanların toplamı bile sağlığında üç- dört bini geçmemişti, ölümünden sonra okurları olsun olsun da iki-üç misli artsın! Onun için Goethe'nin sözü bizi al- datmamalı. Çok okur bulmak yolu- na sapmamalıyız. Kolaydır bu yol. Alı- şılan, tutulan beğenide, anlayışta romanlar, öyküler yazmakla, belki Kerime Nadir gibilerin okurlannın sa- yısına ulaşmak mümkün. Ama ger- çek, kalıcı sanat yapıtları kurmak is- teyenler, hele okuryazarının sayısı o kadar düşük, aydınının sanat beğe- nisi o kadar aşağı olan ülke- mizde, kolay çekici usullerle okur avlamaya kalkışmama- lıdırlar. • • • Goethe, "bir milyon okur" derken ne demek istemiştir? Bence, sadece yaşadığımız zaman içinde değil, gelecekte saklı bulunan "bir milyon okur"6ax\ bah- sediyor. Bu, her yaratıcının yapıtını gerçek anlamıyla, özüyle anlayıp benimseyecek düşsel bir topluluktur. Gerçek sanatçı, çevresinde yaşayan "milyonlar"\ değil, kendi kafasında- ki bu "milyonluk okuf'u düşünerek yapıtını yaratmalıdır. Yarattığı, kurduğu, yücelttiği, ge- leceğe bıraktığına güvendiği bu ya- pıtın, kafasındaki "milyonluk okur"u yavaş yavaş bulacağına, hatta yapı- tıyla, bu henüz var olmayan, ama gü- nün birinde ortaya çıkacak okur ka- labalığını kuracağına, yoktan var edeceğine inanmalıdır. Orneğin Go- ethe işte, Stendhal işte... Gelecek çağlann "milyonluk okur"\ann\ elde et- mek, yaşanılan çağın beğenisini, anlayışını aşmakla, okurlarını da be- raberinde yüceltmekle olur. 'Türkiye'ye Şeriat Gelmez' Diyenlere! DAVER DARENDK Emekli diplomat-Yazar S ırça köşklerinde ahkâm kesen sözdc ay- dınlar, kimi yazar ve çizerler, ülkemi- zi bir alıtâpöt gibi kollanyla saran dinsel faşızmin Cumhuriyetin kalan son birkaç kalesini de ele geçimıek üzere oldu- ğuını ne zaman fark edecekJer? "Başörtülü kızlarımızın parlanıentoya ve iiniversite- ye girmesi laikliğin teminatıdır", "Bu sa- atten sonra Türkiye'ye şeriatın gcleceği- ne inunııııyoruın" diyen tatlısu aydınlan bu açıklamalanyla neyi amaçlıyorlar? Ülkenıi- zin eldcn gittiğiııi, beyinleri akıl dışı öğreti- lerle, kör üıançlarla yoğrulnıuş yoksul ve ca- hıl bırakılmış halkımızın iane yanşı icine gi- renlere tutsak edildiğini nasıl görmüyorlar? Meydanlaruı inıamlara terk edildiği, ilahiyat kontenjanının ikiye katlandjğı, Kuran kurs- lannın lıızla arttığı, kanıuda türban yasağı- nın delindiği, harem-selamlık yaşanıın ola- ğan sayıldığı, sanat galerilerinde "Nii" re- simlerin ortadan kaldınldığı, içki yasağınm yaygınlaştığı ve nihayet Amsterdam seferi- ni yapan KLM uçağındakı türbanlı bir Türk kadımn "giinah " olduğu gerekçesiyle ya- nında oturan Hollandalı siyasetçiyi zorla ye- rindcıı kaldınnasmdan sonra şeriatı çağnş- tuan sayısız benzer olaym yaşandığı ülkemıze çağdaş bir ülke diyebilir nıiyiz? Aydınlanma devriminın ateşiyle büyünıüş, yapıtlanndan başka hiçbir mülkü olmayan de- ğerli düşünür Vedat Günyol bir denemesinde şöyle denıişti: "Özgün düşüncenin tadını tatmanuş, kafa işlctmeden birtakım ha- zır düşüncelere körü körüne inanmış yo- bazların, her özgür düşünce sahibine en aşağılık silahlarla saldırmalannda yurt he- sabına ettikleri kötülükler büyüktür." Şündi aramızda olmayan Vedat Günyol'un otuz yıl önce söylediği bu sözler günümüzün gerçeklerini yansıtmıyor mu? Yakın geçmişte ve günümüzde kimi siyasetçilenmizin dav- ranış ve söylemleri bana Platon'un şu anlamlı özdeyişini anımsattı: "Kaıanlıklan korkan bir çocuğu ko- laylıkla affedebiliriz. Hayatın gerçek tra- jedisi, bir yetişkinin aydınlıktan kork- masıdır." Aydınlık günlerde buluşmak ımıuduyla... TURKIYE'NIN G Wm I Wm f^ I™" 1 ^ ^ I ^ I P" bLtüEülNE Ü ÜBÜYÜK • ' * : • • ' SEBİT'E AMERİKA'DA EĞİTİM BÜYÜK ÖDÜLÜ ş Türkiye'nin telekomünikasyon devi Türk Telekom'un eğitim ve bilişim alanındaki kuruluşu Sebit büyük bir başarıya imza attı. Sebit, geliştirdiği "Âdaptive Curriculum" eğitim programı ile Amerika'da Softvvare and Information Industry Association (SIIA) - Yazılım ve Bilgi Teknolojileri Birliği tarafından verilen dünyaca ünlü CODiE ödülüne layık görüldü. Sebit, CODiE ödüllerinin Eğitim kategorisinde, "eğitim endüstrisini değiştirecek derecede önemli bir ürün geliştirmesi" nedeniyle "Yılın Yeni Eğitim $irketi" olarak seçildi. Bizce bu ödülü Türkiye'nin geleceği aldı. •• TÜRKİYE'NİN TELEKOMÜNİKASYON DEVİ • • , / • IlHJN T4ŞCI BABAN SAĞ OLSDN flhan Taşcı, en küçüğü 12 yaşında olan "girişinıcl çocuklar"ın oykOsiinu yazdı. Ancak yazdıkları öykü değil gerçek; Recep Tayyip Erdoğan'dan Abdullah Giil'e, Kemal vnakıtan'dan Binali Yıldınm'a "biiyiikler"imizin çocuklarının înanılmaz servetini belğeledi. NIISTAFA BALBAY HEYECAN YAŞLANNAZ • Mustaîa Balbay'dan gündemin ö'tesine geçip "bütiin zamanlar'ı içeren bir deneme. Cumhuriyete ye cumhuriyetin kurumlarına ilişkin ğünöentöen düşmeyecek bir başucu kitabı. MUSTAFA BALBAY Çanakkale'den Avuslralya'ya ANZAK TÜRKLERl Nuşiafa Balbay, en kanlı savaşlardan birinin yaşandığı çanakkale'de Mehmefçik'le Anzaklann anılannı lazeiiyor ve ardından Avuslralya'ya gidiyor. Türk isçilerinin akın eitiği bu uzak kıtada Anzak Tnrklerinden Aborijinlere kadar farklı bir dünyanın kapısını aralıyor. AlKİR Yayııı-Dajıtııı tmıntm Herkeı: Ankara Şuba: Izmlr Şubs: ALFA DACITIM c<Cumhuriyet Kitaplan www.cumhuriyetkitaplari.com Prol Nureltin Ma;har Oktel Sokak No: 2 Şişll Tel: 0 212 343 72 74 Alatüfk Bulvarı No. 125 Kat: 4 Bakanlıklar Tel: 0 312 419 50 20 H. Ziya Bulvarı 1352 Sokak NO' 2/3 Pasaport Tel: 0 232 441 12 20
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear