Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 HAZİRAN 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 11
Berkeley 'de başlayıp tüm dünyayı saran öğrenci ayaklanmaları Vietnam savaşına karşı sokak tepkilerinden etUlendi
însan haklan savaşımı
ESEL AYAKLANMA
68 olaylarmın ilk kıvılcuru aslmda ABD'den
çıkmıştır. Berkeley'de başlayıp kısa zamanda
dünyayı saran öğrenci ayaklannıalarının kö-
kündc insan haklan savaşımı yatar. Gençlerin
büyiik böliimü Wcathcr Underground adlı ör-
gütün Vietnam savaşına karşı militan sokak tep-
kilerinden etkilenmişlerdi. öğrenci sorunlanna
dcğil, ırk aynmı yapan işverenlere karşı hare-
kete geçtiler. Yaklaşan devlet başkanlığı se-
çimleri, protestoların ana gündem maddesini
oluşturur. Aşın milliyetçi cumhuriyetçilerin ada-
yı Barry Goldvvater'i, hedef alırlar.
Böylesine politize oİmuş Berkeley Üniver-
sitesi öğrencileri Düşünce Özgürlüğü Hareketi
Birliği'ni (FSM) kurdu. İlk kez ABD üniver-
sitelerinde "Askere gitmeyi reddet...
Vietnam'da işgale son" sloganlan
kullanıldı. 29 EylüTde ünivcrsite
yönetimine rağmen kampusun giiney
giriş kapısına bir bilgilendirme masası kuruldu.
Beş öğrenci bu suçla ilgili disipline verildi.
1 Ekim 1964'dekidisiplintoplantısına 500 öğ-
renci gcldi. Bu yürüyüşte öğrenci olmamasına
karşın Jack Weinberg, kitleleri politize ettiği
gerekçesiyle polis otosuna götürüldü. 32 saat bo-
yunca 800'ü aşkın öğrenci arkadaşlannı ver-
memek için polis otosunu kuşatarak dircndi. Da-
ha sonra rektörün ara buluculuğuyla Weinbcrg
serbest bırakıldı.20 Kasım'da Kaliforya Üni-
versitesi Yüksek Kurulu Eylül 29 olaylanyla il-
ABD
gili iki öğrencinin okul-
la ilişkisinin kesilme
kararını kesinleştinnek
için toplantıya çağrıl-
dı. FSM, öğrencileri eyleme götürdü. 5 bini aş-
kın öğrencinin katıldığı bu etkinlikte Joan
Baez eylemcilere konser verdi ve konuştu. iki
öğrencinin cezası onaylandı. Daha sonraki
günlerde üniversite yönetimi bazı öğrenci hak-
larını kaldırdı. Bunun üzerine 2 Aralık 1964'te
öğrenciler üniversiteyi işgal ederek boykot
başlattı. 3 Aralık sabahı saat O2'de, 300 silah-
lı polis işgali kırdı. 773 öğrenci gözaltına alın-
dı. Bu, Kaliforniya tarihindeki en büyük göz-
altı operasyonuydu... Aynı gün öğleden sonra
binlerce öğrenci ve üniversite çalışanı toplan-
dı. Profesörler öğrencilerle dayanışma karan al-
dı. Bu büyük tepkinin ardından öğrenciler ser-
best bırakıldı... 8 Aralık'ta toplanan rektörlük
konseyi, kampus içindeki politika yapma ya-
sağını kaldırdı. 23-30 Nisan 1968'de bu kez Ko-
lombiya Üniversitesi'nde işgal başladı. Penta-
gon'la işbirliğe yapan üniversite yönetimi he-
def seçildi. Harlem'in siyahlarla dayanışma et-
kinlikleri yoğunlaştı. Öğrenci hareketleri daha
sonra radiİcalleşti. Vietnam Savaşı'na ve ırk ay-
nmına karşı mücadele ve kadın haklan hareketi,
daha da büyüdü. Sonuç olarak Berkeley öğrenci
ayaklanmasuıın okyanuslan aşan dalgalan, 3 yıl
sonra Avrupa'ya ulaşacaktı....
FRANSA
Proletaryamn devrimci özelliğini kay-
bettiğinin göstergesi olarak da kabul edilir 68 Pa-
ris ayaklanması... "Yerlerde sürünen iktida-
n" proletarya diktatörlüğünün partisi Fransa Ko-
münist Partisi (PCF) uzanıp almaz... De d'aııl-
le yanlılan (Gaullistler) bile birdenbire "Dev-
rim, devrim!" diye sokaklara cıkar... Ayakla-
nan milyonlara rağmen bir ay sonra seçimlerde
sağcı Gaullistler yüzde 60 oy oranıyla iktidara
gelir...
Fransa solunun köklerinde Paris Komü-
nü'nden de öncesine dayanan direniş kültürü ya-
tar. Küçük sosyalist partiler ve parlamento dı-
şı muhalefet oldukça etkilidir. Bunun yanında
klasik Marksistler, Yeni Marksist akımlar,
Troçkistler, Maocular, Leninistler ve Operacı-
lar küçük ama militan bir yapı olarak tanmırlar.
Stalinist bir çizgide olan PCF ve Genel Sen-
dikalar Birligi (CGT) özellikle işçiler arasında
örgütlüydü. fkinci Dünya Savaşı sırasında Fran-
sız komünistleri "Rezistans hareketi" içinde
Fransa'nın işgaline karşı savaşmışlardı. Stalin,
Avrupa'yı faşizmden kurtaran lider olarak se-
viliyordu. Avrupa'nın en yığınsal komünist
partisi olması nedeniyle de Ernesto Che Gue-
vara, Simone de Beauvoir, Jean Paul Sartre,
gibi isimler PCF'nin yanında yer alıyorlardı. Bu
arada güçlü bir anarşist geçmişi olan Ulusal Sen-
dikalar Konfederasyonu (CNT) diğer tüm sol or-
ganizasyonları redderken "Doğrudan Ey-
lem"leri esas alıyordu.
1968 yılına doğru Fransa
1967 Kasım'ından başlayarak birçok öğren-
ci grubu, öğrenim koşullarının düzeltilmesi
için, Gaullizmin 5. Cumhuriyetine karşı ayak-
lanmaya başladı. Artık tepkilerin odağında tu-
tucu toplum, tüketim ahşkanlıklan, teknokratizm,
öğrenim koşullannın iyileştirilmesi, eğitim ve
öğretimin demokratikleştirilmesi ve daha iyi bir
ekonomik sistemin getirilmesi yer alıyor-
du.Öğrenci olaylannın başlamasına kısa bir
süre kala çok sayıda sivil polis üniversitelerde
görev yapıyordu. Bu durumdan rahatsız olan öğ-
renciler Paris Üniversitesi'ndeki bu sivil polis-
lerin fotoğraflannı, yürüyüşlerde taşıdı. 14 Şu-
bat'ta Nanterre'deki öğrenci yurdu işgal edildi.
Bu sırada Kültür Bakanı'nın, Sinematck Bölüm
Başkanı Henri Langlois'i görevden alması
üzerine sanat çevrelerinde tepkiler yükseldi. Pro-
testolar sokağa taşındı.
Öğrenci ve işçi hareketleri
Paris'in bir işçi mahallesindeki Nanterre Üni-
versitesi, yüksek duvarlarla sınırlansa da top-
lumla iç içeydi.Üniversite öğrencilerinden ba-
zılannın, Paris'teki Amerikan Express binasına
yapılan sabotajda sanık olarak tutıiklanması üze-
rine yeniden olaylar başladı. 142 öğrenci hemen
bir araya gelerek Üniversite Akademik Mecli-
si'ni işgal etti.16 Mart 1968 tarihinde yurt yö-
netmeliğinin değiştirilmesi için 500'ü aşkın
öğrenci, eyleme başladı. O dönemde yürürlük-
teki yasalara göre 21 yaşındaki bayanlar henüz
reşit sayılmadığından, yurtlar arası ziyaret ya-
saktı. Üniversite yönetimi, polisten, akademi
meclisinin ve yurtlann işgaline son verdirilme-
sini istedi. 21 Mart gecesi polis üniversiteyi bas-
tı. Çatışmalarda 150 öğrencinin gözaltına alın-
masının ardından ertesi günü binlerce öğrenci,
yeniden üniversiteyi işgal etti. Polis çaresiz kal-
dı...Nanterre Üniversitesi'ni işgal eden bu 142
öğrenci "Mart 22" (M22) örgütü'nü kurdu. Ku-
ruluş amacı, ajitasyon ve eylemlere yön vermekti.
Bu grup başlangıçta Troçkist LCR (Komünist
Devrimciler Ligi) ve anarşistlerden (liderleri Da-
nielh Cohn Bendit) oluştu. Nisan sonuna doğ-
ru Maoist bir öğrenci grubu da örgüte katıl-
dı. Bu birliktelik, eylemlere 10 bi-
ni aşkın militan öğrenci sağlı-
yordu. M22 ilk olarak cinsiyet
aynmına dayanan yerleşmeyi ve
üniversitelerdeki baskıcı ortamı
hedef aldı.
M22 ülke çapında Almanya'da
suikasta uğrayan Dutschke'yle da-
yanışma grevi çağnsı yaptı. Bunun
üzerine rektör üniversiteyi yeniden
kapattı. Düzenlenen yürüyüşte Bendit
"Biz geleceğin kapitalistlerinin soy-
guncu menajeri olmak istemiyonız" di-
ye haykırdı. Ertesi gün gazeteler tıpkı Al-
manya'da olduğu gibi öğrencilere karşı "çeteci-
ler, anarşistler" manşetlerini attı. llginçtir bu
manşetlere PCF de katıldı. Öğrenci toplantılan-
ııı "ekstrem solculann manipülasyonu " olarak
Tarihi uzlaşmanın açıklanacağı gün kaçırılan Moro (solda), 55 gün
sonra Roma'da ölü bulunur. Toni Negri (sağda), gerginlik po-
lltikaları' gereği çok uzun süre hapiste kalmak zorunda kalır.
Kızıl Tugaylar tarafından kaçırıldığı açıklanan Aldo Moro'nun,
aslmda CİA tarafından kaçırıldığı ve öldürüldüğü ortaya çıkar.
'Kültür gerillaları' direnişin sanatsal yönünü tamamlıyordu.
İtalya'da entelektüel, işçi ve öğ-
rencilerin birlikteliği, uzun soluklu ya-
şandı. ltalya'nın "Sıcak Bahar" dö-
nemi 10 yıla yakın sürdü...
"Avrupa Komünizmi" ve bu sü-
reçte yeni bir siyasal akım olarak do-
ğan "Opera, Yenisol, Gladyo, Kızıl
Tugaylar, Negri, Fiat işgali, ger-
ginlik politikası, Aldo Moro, Bir
Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü,
Felice Casson" bu dönemin ilk akla
gelen sözcükleridir...
1945 Savaşı'ndan sonra Italyan
Meclisi'nde de iki ana parti vardı. Hı-
ristiyan Demokrat Parti (DC) ve Ital-
ya Komünist Partisi (PCI). "Yeni
Sol" ise Maocular, anarşistler ve
Sol- Katoliklerin bilcşkesi olarak or-
taya çıkar. Başlarda henüz ideolojik
aynmlar önplanda değildir. Daha son-
ra Sovyetler Birliği-Çin kamplaşma-
smda bu blok, kendi içinde ayrışma-
ya başlar.
Enrico Berlînguer
Berlinguer, 1964 yılından beri
PCI içinde "ttalya sosyalizmi"ni
savunan grubun lideri durumundadır.
Moskova'dan bağımsız bir çizgi iz-
ler. 1969 yılında Dünya Komünist
Partileri Kongresi'nde Prag işgalini
çok sert eleştiren konuşma yapıp, ka-
panış bildirgesini imzalamayan tek
parti temsilcisidir. Bu bağımsızlıkçı
çizgi 1970 yılının başlanndan itiba-
ren Italyan, Fransız, lspanya komü-
nist partileri ve Isveç Sol Partisi'yle
birlikte "Avrupa Komünizmi'ni
yaratacaktır. Bu yaklaşım seçimle
gelmeyi ve gitmeyi kabul edip, pro-
letarya diktatörlüğünü dışlar.
Sıcak Bahar
"Sıcak Bahar" olarak adlandınlan
dönem 1967 yılının sonunda Trient
Üniversitesi'nin işgal edilmesiyle baş-
ladı. lşgalin nedeni üniversite re-
fonnlanndaki yetersizliklerdi. Bir ay
sonra öğrenci eylemleri tüm ülkeye ya-
yılır. Öğrenciler Roma dışındaki tüm
üniversiteleri işgal eder. 2 Şubat'ta Ro-
ma Üniversitesi işgal edilir. Bu kez
İTALYA
eleştiri oklan üniversite sorunlannı de-
ğil, sistemi hedef alır. Ülkenin her ta-
rafında eylemler polisle çatışmaya
dönüşür. Şubat ayı sonunda Roma
Üniversitesi rektörü, polisi, işgali so-
na erdirmek için üniversiteye çağınr.
Bu çağn üzerine Valle Giulia'da ya-
pılan protesto yürüyüşünde polislerle
saatler boyu süren çatışmalar çıkar. Bu
olaylar toplumsal eylemlerin tetikle-
yicisi olur.
Protesto dalgası kuzey Italya'daki
büyük fabrikalan da kapsar. Yaz ayın-
da petro kimya fabrikası Porto Marg-
hera'da, ekimde Milano Pirelli fabri-
kasında sendikalardan bağımsız ilk
otonom yönetim kurulur.
3 Aralık'ta Roma'da 30 bin lise öğ-
rencisi yürür. Bu gösterilerde iki öğ-
renci yaşamını kaybeder.
31 Aralık gecesi Pisa'da toplanan
öğrenciler zenginlerin gittiği lokal La
Bussola'daki lüks partiyi protesto et-
mek için gösteriler yaparken içerden
bir konuğun ateşi sonucu 16 yaşında-
ki Soriano Ceccanti yaşamını yitirir.
1969 Mayıs ve Haziran aylannda ey-
lemler yoğunlaşır. Sendikanın itirazına
karşın ülkenin en büyük işycri olan
FIAT'ta 50 gün sürecek olan grcv baş-
latılır. Bu grev özellikle öğrenciler ve
anarşist işçilerin denetiminde gcrçek-
leşir.Temmuzdaki genel grev sırasın-
da Torino işçileri 24 saati aşkın polisle
çatışır. Genel greve katılan işçilerin sa-
yısı 5 milyonu bulur. Birçok fabrika-
da işçilerden oluşan özyönetim ku-
rullan oluşturulur.
1971 yılmda ltalya'nın birçok ken-
tinde "Potere Operaio" ve "Mani-
festo" örgütleri eylem ve güç birliği-
ne gider. 1972, 73, 74 yıllan işçi sı-
nıfının yoğun eylemleriyle geçer. Ek-
mek, gaz, elektrik fıyatlanndaki zam-
lar, çalışma saatlerinin düşürülmesi baş
hedefler arasındadır. İşçi sınıfı, genç-
ler ve entelektüellerin eylemleri, ltal-
ya gündemini oluşturmaya devani et-
mektedir. 12 Mayıs 1977 tarihinde 19
yaşındaki bayan öğrenci Giorgiana
Masi bir yürüyüşte sırtından kurşun-
lanarak yaşamını kaybeder. Bu cina-
yet bugün bile aydınlatılmamıştır. Po-
lise göre "genç, şiddet yanlısı otonom
grup" tarafından öldürülmüştür. Oy-
sa yürüyüşçülerin oıtaya koyduğu fo-
toğraflarda otonom elbiseleri giymiş
eli tabancalı sivil bir polis görülmck-
tedir. Dönemin lçişleri Bakanı Fran-
cesco Cossig'nın gençlcri talırik ettiği,
ateşi benzinle söndürmek istediği or-
taya çıkan belgelerle kanıtlanır... Bu
süreçte Kızıl Tugaylar'ın kuruculan,
silahlanmayı ihtiyaç olarak görüyor-
lardı. Onlara göre fabrikalar silahlı iş-
çiler tarafından korunmahydı. Çünkü
lspanya ve Şili'de olduğu gibi devlet,
faşist bir yapıya dönüşebilirdi. Baş-
langıçta terorizm olarak algılanmayan
bu akım, ekstrem bir göriiş olarak de-
ğerlendiriliyordu... 1969 yılında Av-
rupa'da gençlik ve işçi hareketleri
bitmişken İtalya'da sokaklar, fabri-
kalar, üniversiteler, hapishaneler, has-
taneler hatta kilise çevreleri ayaktay-
dı. 11 Eylül Ikiz Kuleler eyleminin
benzeri, 12 Aralık 1968 tarihinde Mi-
lano'da Ziraat Bankası'nda yaşanır.
Gladyo'nun işi olan bu bombalamada
bilanço 17 ölü, 85 yaralıdır.
Bu kışkırtma, göstericilerin terörist
olarak damgalanma tarihinin başlangıcı
olur. Onlarca düzen karşıtı hapisha-
nelere atılır, yurtdışında yaşamak zo-
runda bırakılır. Daha sonra 2005 yılmda
sonuçlanan mahkeme karanna göre bu
eylemi Gladyo gerçekleştirmiştir. NA-
TO ve CIA patentli Gladyo'nun terö-
rist eylemleri sonucu faşizme ve bur-
juvaziye karşı silahlı mücadele eden
Kızıl Tugaylar ve diğer örgütlerden 3
bin 800 kişi " terörist" olduklan ge-
rekçesiyle hüküm giyer.
1977 yılında Sartre, Foucault,
Guattari, Deleuze, Barthes gibi
entelektüeller, "tüm politik tutuk-
luların serbest bırakılması, solcu
avının sona erdirilmesi, sol hare-
ketlere karşı saldırıların durdu-
rulması" için çağn yapar. 80 yılının
başında politik tutsaklann sayısı 4 bi-
ni bulur, birçok kişi yurtdışına kaç-
mak zorunda kalır, 20 bin kişi hak-
kıııda soruşturma açılır.
gördüğünü açıkladı. PCF'nin yayın organı
"L'Humanite" Gençlik Bakanı'nın Cohn-Ben-
dit'le ilişkisi olduğunu ve 22M hareketine para
yardımı yaptığını öne sürdü. Bu iftira ilk değil-
di...26 Nisan'da PCF Merkez Komite Üyesi Pi-
erre Juquin, Nanterre Üniversitesi'nde öğren-
cilere "Sizler barışı bozanlar, siz varlıklı an-
ne kuzuları, sizler emekçi çocukların imti-
hanlara girmesini engelliyorsunuz" diye ses-
lendi. Ancak konuşmasına tepkilerden dolayı, ar-
ka kapıdan kaçmak zorunda kaldı. Bu sırada
PCF'nin iki numaralı ismi olan Georges Marc-
hais yayımladığı makalesinde "Bu sahte dev-
rimcUer enerjiyi boşalüyor. Çünkü objektif ola-
rak onlar, Gaullistlerin ve tekelci kapitalistlerin
çıkarlarına hizmet ediyorlar" diye yazdı...
Kanlı Pazartesi
3 Mayıs 1968 yılında
solcu öğren-
kamuoyunun büyük katılımıyla, işçi sınıfını
maceracılığa sevk ermek istemektedir" diye ko-
nuşur. 6 Mayıs günü M22, Üniversite Öğrenci-
leri Sendikası ve Üniversite Öğretim Üyeleri Sen-
dikası'nın çağnlanna 50 bini aşkın kişiden des-
tek gelir. 6 Mayıs'ta tekrar yürüyüşler ve mitingler
gerçekleşir. 10 bini aşkın yürüyüşçü Paris so-
kaklannda barikatlar kurmaya başlar. Öğrenciler
"Sorbonne bizimdir, Polisler Quartier La-
tin'den defolsun,Yoldaşlara özgürlük" slo-
ganlarıyla yürümeye başlarlar. Sokaklarda "En-
ternasyonal" söylenir. Latin Mahalle-
si'ne döndüklerinde St. Jacques
Caddesi'ndepolisle-
rin ve İç
te soruıılan değil, iş koşullan, gelecek, toplum,
sömürü, üçüncü dünya ülkeleridir. Polis barikatlara
saldınr. Çatışmalar gece boyunca sürer. Polis ve
özellikle CRS, göstericilere karşı çok sert davranır.
Çatışmalar sonunda 367 kişi yaralanır ve 460 ki-
şi de tutuklanır. 14 Mayıs'ta Renault fabrikası baş-
ta olmak üzere diğer fabrikalar işgal edilir. Ye-
niden açılan Sorbonne işgal edilir
ve öğrenciler "kurucu
m e c I i s"
ciler Sor-
bonne Üniversitesi'ni
işgal eder. Yüksekokul Öğretim
Üyeleri Sendikası Başkanı Alain Geismar,
göstericileri desteklcme karan alır. PCF olayla-
n "küçük burjuva hareketi" olarak değerlcn-
dirir. CGT Genel Sekreteri Georges Seguy ise
gösterileri desteklemek için yaptığı basm açık-
lamasında "Cohn- Bendit, kinıdir o? Öğrenciler
Savaş Poli-
si'nin (CRS) sınırsız sal-
dınsına uğrarlar. Kaldınm taşlannı
söker, arabalan yakarak barikatlar oluşturur-
lar.Eylemcilerin sokaklardaki arabalan yakma-
lanna, araba sahipleri ve varlıklı mahalle sakin-
leri de destek verir. St. Germain Bulvan kanlı bir
savaş alaıuna döner. Günün sonunda 422 kişi tu-
tuklanır 345 polis yaralanır. Bu tarih, 68 olayla-
nna "Kanlı Pazartesi" olarak geçer. 13 Mayıs
günü tüm Fransa, sokaklardadır. 2. Dünya Sa-
vaşı'ndan bu yana en büyük kitle gösterisi ger-
çekleştirilir. "10 yıl yeter!" sloganı, yüz binlerin
ağzından haykınlır. Konu artık sadece üniversi-
H
oluşturur.
Söz ve denetün, öğ-
rencilerdedir artık...
20 Mayıs'taki genel grev, fabrika işgal-
leri eşliğinde yaklaşık 9 milyonluk bir kitleye ula-
şır. Dansçılardan futbolculara, tezgâhtarlardan
gazetecilere kadar herkes grcvdcdir. 21 Mayıs'ta
grevci işçilerin sayısı 4 milyon olurken ertesi gün
bu sayı 8 milyona çıkar. 22 Mayıs'ta 10 milyon
kişi grevdedir. Artık talepleri "Halk Hükü-
meti"dir. Aynı gün Daniel Cohn- Bendit "dev-
rimci seyahaf'e çıkmak zorunda kahr. Çünkü
lçişleri Bakanı, Bendit'in Fransa'da ikamet et-
mesini yasaklamıştır. 22 Mayıs günü Genaral De
Gaulle, adeta Almanya'ya kaçar. De Gaulle, Ba-
tı Almanya'da konuşlanan Fransız birliklerin ko-
mutanıyla cunta konusunda gizli görüşmeler yap-
tıktan sonra ülkesine dönüp, 24 Mayıs'ta
televizyon ve radyodan ulusa seslenir. Ülkenin
"komünist diktatörlük tehdidi altında" ol-
duğunu belirtip, meclisin feshedildiğini, haziran
ayında genel seçimlere gidileceğini bildirir.
Olayların durmasını, aksi takdirde "olağanüs-
tü hal" ilan edileceğini
açıklar. FCF açıklamayı
memınuniyetle karşılar.
The Economist, 1 Hazi-
ran 1968 tarihli sayısın-
da "De Gaulle, devle-
tin dimdik ayakta ol-
duğunu ilan ettiğin-
de komünistler ne-
redeyse rahatlamış
görünüyorlardı."
yorumunu yapar.
Aynı gün öğrenci
lideri Daniel Cohn-
Bendit'in bir yurtdışı gczisinin
ardından ülkeye girişi yeniden engellenir.
Bunun üzerine öğrenci gösterileri alevlenir ve
yinc polisle bir dizi çatışma yaşanır. Yürüyüş-
çüler Paris Borsa Binası'nı ateşe verir. Bu ça-
tışmalar sonunda iki kişi ölür, 500 kişi de ya-
ralanır.25 Mayıs'ta grevci işçilerin sayısı 10 mil-
yonu aşar. Sıİcışan hükümet 27 Mayıs'ta scndi-
kalarla masaya oturur. Sendikalar birtakım sı-
nırlı ekonomik kazanımlarla toplantıdan ayn-
lır. Ancak bu anlaşma bütün fabrikalardaki oy-
lamalarla reddedilir.
Bu döneme şu sloganlar damgasını vurmuş-
tur; - Kesinlikle çalışmayın. - Sendikacıları-
nız son yüzyıldan kalma!- Fantezi iktidara!-
Yasaklamak yasaktır!- Can sıkıııtısı karşı dev-
rimdir.- Devrimciliği yarım bırakan kişiler,
kendi mezarlarını kuzarl.tr.- Gerçekçi olun,
olunaksızı talep edin.- Şefın sana ihtiyacı var,
senin ona ihtiyacuı yok.- Tembellik insan hak-
kıdıı!- Saatin zil sesi seni uyandınyor. Bu, gü-
nün birinci aşağılanmasıdır.
Q
O