13 Haziran 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 MAYIS 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER DİSK Genel Başkanı Çelebi, Başbakan'ın 'En iyi savunma saldındır' anlayışıyla hareket ettiğini söyledi 'Özür yerine saldırı var' YABANCILARA SATIŞ Tapu yasasında tuzak İŞIK KANSl) ANKARA - TBMM gündemin- de bulunan yabancılara toprak dcvrini öngören tasan, merkez il- çe ve ilçelerde yüzölçümün yüzde 10'una kadar yabancılara taşın- maz satışını öngörmesine karşın uygulamada bu oranın yüzde 30- 40'lara dcğin çıkabilcccği belir- lendi. Tasan, yabancı tüzelkişile- re toprak satışına da herhangi bir sınırlama getirmiyor. Harita vc Kadastro Mühendisle- ri Odası tarafından tasanya ilişkin hazırlanan raporda, imar planı sı- nın içerisinde kalan alan üzerin- dcn yüzde 10 satış uygulamasi yapılması halinde bu oranın konut ve ticarct alanları üzerinden yüz- de 30-40 düzeyine denk geleecği belirtilerek "Bu orana demogra- fik yapı dahil oldukça sakıncalı bir durum ortaya çıkacaktır" değerlendirmesi yapıldı. Örnek gerçeği ortaya koydu Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası'nın raporunda, konuya iliş- kin şu örnek verildi: "Trabzon ili merkez ilçenin imar planı alanı 3063 hektardır (30.630 dönüm). Ancak, imar planının sadece 1300 hektarı (13 bin dönüm) ko- nut ve ticaret alanıdır. Diğer alanlar kanıııya ait ycs.il alan, yol, otopark, eğitim, tarım vb. alanları içermektedir. Eğer yasa tasarıda yer aldığı üzere imar planının yüzölçümü üzerinden yüzde 10'u ahndığında 306 hek- tar (3.060 dönüm) yapmaktadır. Halbuki yasa yabancılara konut ve işyeri amaçlı satışa olanak vcrmektedir (Karşılıklılık ilkesi de bu çcrçevededir). Alınması gereken, yüzde 10 oranı, imar planı yüzölçümü üzerinden de- ğil, konut ve ticaret alanı üzerin- den olmalıdır. Dolayısıyla, Trab- zon için bu oran konut ve ticari alan üzerinden yapılması duru- munda 130 hektar (1300 dö- nüm) olmaktadır. Ancak teklife göre, tüm imar alanı üzerinden yapıldığında 306 hcktara (3060 dönüm) denk gelmektedir." Yabancı tüzelkişilere satışa iliş- kin herhangi bir sınırlama bulun- madığı anınısatılan raporda şu ııyanda da bulunuldu: "Korun- ması gerekli hassas alanlara ve kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından stratejik yerlere ait haritalar yapılmadan, arazi yö- netimi planları oluşturulmadan ve taşınnıaz bilgi sistemi kurul- madan satışın yapılmasındaki telaş anlamb görülmektedir." lstanbul Haber Servisi - DtSK Genel Başkanı Sülcyman Çelebi, Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın 1 Mayıs'ta yaşanan olay- larla ilgili emekçileri suçlamaya dcvam etmesini elcştirerek "1 Ma- yıs'ta cmckçilere yaşattıkların- dan dolayı özür dilemesi gereken Başbakan, özetle 'En iyi savunma saldındır' diyor! Bugün emckçi- lere açhk, yoksulhık, baskı vc ya- saklamalan reva görenleri, 'Bun- lar 300-500 kişi' diye alay cden- leri tarihin akışına havale edi- yoruz" dedi. Çelebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP grup toplantı- sında 1 Mayıs 2008'de yaşanan- larla ilgili yaptığı açıklamalan dc- ğcrlendirdi. Başbakan'ın, 1 Mayıs'ta îstan- bullulara uygulanan "sıkıyöneti- min", işçi ve emckçilerin aşın şiddete maruz bırakılmalannm so- rumluluğuııu üstlcnip özürdilemesi gcrekirken suçluluk psikolojisi içinde kendini savunmaya çalıştı- ğını belirten Çelebi, 1 Mayıs 2008'in bütün faturasının yine iş- çi ve emekçilerc çıkanldığnıa dik- kat çekti. Çelebi, Başbakan'ın bu tutu- munun arkasında yatan nedenleri de şöyle sıraladı: "AKP 2002'de işbaşına geldi. 2001 krizinden et- kilenen kitleler, kriz sorumlusu olarak gördükleri partileri cc- zalandırdı ve AKP'yi iktidar yaptı. 2002-2007 arası, dünyada ekonomik durum iyi gitti. Tür- kiye de bundan yararlandı. Bu dönemde, Türkiyc'ye bol ve sı- CHP. SGSS'Yİ ANAYASA MAHKEMESİ'NE TAŞIYACAK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayladıği Sosyal Sigortalarve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nı (SSGSS) Anayasa Mahkemesi'ne gö- türmcye hazırlanıyor. CHP Grup Baş- kanveİdli Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı herhalde oğlunun durumunu güvence altına almak için imzaladı. Anayasaya karşı açık aykınlıklar varken, en azından ba- zı maddelerin TBMM'de tekrar gö- rüşülmesini isteyebilirdi" dcdi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kı- lıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Gül'ün önceki gün onayladığı SSGSS Yasası'nı Anayasa Mahkemesi'ne götüreceklerini bildirdi. Anayasa Mahkemesi'nin daha önceki iptal kararlarının dik- kate aluımadığını bildiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Bütün uyarılarınıı/a rağnıeıı hükümet Kılıçdaroğlu bildiğini okudu. tptal kararları göz ardı edildi, anayasaya aykınlıklar or- tadan kaldırdmadı. Güncellcme kat- sayısı ile ilgili iptal kararı dikkate alın- nıadı. Sağlıkla ilgili insan haklarıyla bağdaşmayan düzenlemeler getirildi. Özelliklc sağlık alanında çok vahim bir tablo ortaya çıkacak." Gazetemizde yayımlanan ve Cumhur- başkanı Abdullah Gül'ün oğlu Mehmet Emre Gül'ün 14 yaş 7 ay 24 günlük iken Ali Babacan'ın tekstilfirmasındasigor- talı olduğunu ortaya koyan habere atıfta bulunan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanı herhalde oğ- lunun durumunu güvence altına almak için im- zaladı. Anayasaya aykınlıklar bu kadar belir- ginken, en azından anayasaya aykınlıkları bc- lirgin olan maddeleri tekrar görüşülmek üzere TBMM'ye gönderebUirdi. Ama bunu yapmadı.'* cak para girdi. Ekonomi 5 yıl bü- yüdü. enflasyon da düştü. Ancak bu durum işsizliğin azalhlması- nı sağlamadı. Yoksulluk sorunu kömür, gıda paketleriyle kontrol altına alınmaya çalışıldı. Bu dö- nemde çalışanlann hakları yok sayıldı. Sosyal güvenlik ve sağhk haklarımız gasp edildi. Şimdi de sırada, istihdam paketi adı al- tında kıdem tazminatı hakları- mız elimizden ahnmak isteniyor. AKP, ekonomik ve sosyal alan- da emeği ve emekçileri dışlayan, halkın ve ülkcnin esenliği yerine sermayenin esenliği için çabala- yan bir anlayışın temsilcisi oldu. AKP, başka gündemler yarata- rak ekonomideki huzursuzlu- ğun üstünü örttü. Fakat öyle görülüyor ki AKP'nin saadet döncmi artık sona erdi! 1 Ma- yıs'ta bizim dile getireceklerimiz bunlardı. Ama fırsat vermedi- ler." 'Malum sendika' Türkiye'nin esas gündeminin işsizlik, yoksulluk, açhk, adalet- sizlikler olduğuna vurgu yapan DİSK Başkanı Çelebi, gerçeİc yüz- lerinin işçi ve emekçiler tarafından açığa çıkanlacağını anladıklan için Başbakan'ın "hırçın" ve "sal- dırgan" davrandığını kaydetti. AKP'nin gerçek yüzünü açığa çıkartacak bir güç olarak gördüğü için DtSK'in adını anmayan Baş- bakan'ın kendilerine sürekli "ma- lum sendika" dediğini anımsatan Çelebi, "Malumun Türkçe kar- şılığı 'bilincn, belli'dir. Evet, DİSK ulusal ve uluslararası alan- larda bilinen, saygınlığı olan, 41 yıllık onurlu geçmişe sahip bir konfederasyondur. Engellen- meseydi eğer 1 Mayıs kutlama- ları, işçi ve emckçilerin, emek dostlarının gücü ve ldtlesi bariz bir şekilde görülecekti" diye ko- nuştu. rvoman barakaları sabah baskınıyla yıkıldı Gaziosmanpaşa Belediyesi'nce, 7 Mayıs Çarşamba günü sabah saatlcrinde Yunus Emre Mahallesi'ndcki "Sinop Burnu" olarak bilinen bölgeye düzenlenen, yaklaşık iki saat süren baskınla, Roman yurttaşların yaşadığı ve üstleri brandalarla örtülü 60 adet baraka yıkıldı. Belediye Başkanı Dr. Erhan Erol, kaçak yapılaşmaya izin vermeyeceklerini vurgulayarak şunları söyledi: "Kamu arazilerine işgal konusunda son derece hassasız. Umarını her yıl böylc bir yapılaşmayı dcneyen bu bölgedeki yurttaşlarımız bir kez daha bu yasadışı eyleme girişmezler. Herkes çok iyi bilmelidir ki kaçak yapı yapmaya yeltenenler, karşılarında bizi bulacak." ÜNİVERSITE ÖĞRETlM ÜYELERİ DERNEĞI 'YÖK, adlen kadroları serbest bırakmalı' lstanbul Haber Servisi - Üniversite öğretim Üyeleri Derneği, gazetemize yaptıklan ya/.ılı açıklamada, üniversi- telerin ve bilimin geleceğinden endi- şeli olduklannı belirtti. Açıklamada, "Yiiksekögretiıu Kurulu Başkanu- ğı'nca (YOK) 'Öğretim Üyeliğine Yükseltilme vc Atama Yönetmcli- ği'nde yapılan değişikliğe, Danış- tay'ın 'yürütmeyi durdunna karan' vermesi sonucu yürürlüğe giren 'Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmcliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' hak- kıuda YÖK'ün internet sitesinde yaptığı açıklama yanhştır. YÖK ko- nuyla ilgili hukuka uygun bir yönet- melik maddesini acilen hazırlaya- rak yayımlamalı vc üniversitelerde kadroları serbest bırakmalıdır" de- nildi. "AKP, YÖK'ü kullanarak üniversiteleri kendi mcşruiyet zemi- nine dönüştürmektcn vazgeçmeli- dir" ifadcsinin de yer aldığı açıklama- da; YÖK'ün, haziran ayında 20 üni- versitcde rektörlük seçimi yapılacak olnıası ncdeniyle rektörlerin özellikle doçent kadrolannı serbest bıraknıadığı da vurgulandı. Açıklamada "Bıı dü- şünce üniversiter yapıya, rcktörlere ve o kadroya atanmayı hak etmiş olanlara karşı güvensizlik belirtisi- dir. Eğer YÖK böyle bir düşünceyle kadroları serbest bırakmıyorsa, kcndi siyasi kadrolaşmasının hesabı olduğu açıktır. AKP'yc vc YÖK Başkanlığı'na, üniversitcyi üniversi- te yapan temel değerleri kavrama- dıkları sürece sözde demokratikleş- me çabalarının akademi yada inan- dırıcılığı olmayacağını bir kez daha hahrlatıyoruz" denildi. KESK'TEN SOSYAL GÜVENLİK ELEŞTtRÎSl Tombul: Çankaya noterlik makamı değildir Tombul ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu Emekçileri Sendikalan Kon- federasyonu (KESK) Genel Başkanı İsnıail Hakkı Tombul, Cumhurbaş- kanı Abdullah Gül'ün, Sosyal Si- gortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nı (SSGSS) onaylaması ko- nusunda, "Cumhurbaşkanuğı, ikti- darın tüm kararlarım onaylayan bir noter mercü değil, halkın çı- karlarım gözeten bir makam ol- malıdır" dedi. Tombul, yaptığı ya- zılı açıklamada, gündeme geldiğin- den bu yana herkesin tepkisini çeken sosyal güvenlikle ilgili yasanın, hal- kın sağlık ve sosyal güvenlik hakla- nnı elinden alacağının ve emekliliği neredeyse hayal hale getireccğinin altını çizdi. Tombul, açıklamasmda şu görüşlere yer verdi: "Daha önce 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilen yasa- nın, Cumhurbaşkanı Gül tarafın- dan sorgusuz sualsiz onaylanması, Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığını vc tarafsızlığını göl- gede bırakmıştır." Cumhurbaşka- nı "nm sendikaların değerlcndirmele- rini dikkate almadığını kaydeden Tombul, Anayasa Mahkemesi tara- fından yasanın yürürlüğünün durdu- rulması için derhal girişimlerde bu- lunacaklannı belirttti. Tombul, "Bu yasa tümüyle hayatımızdan çıkana kadar mücadelemiz sürecek" dedi. Türk-lş Yönetim Kurulu da yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül'ün, yasayı onaylamasının, Türk- tş topluluğu tarafından üzüntüyle karşılandığını belirtti. DUZ YAZI ORHAN BİRGtT 01li Rehn, İyi ki Geldi ve Konuştu AB'nin Geniştemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye'ye karşı çifte ölçütle baktığını belgeleyen demeçler verdi ve Brüksel'e dön- dü. Arkasında bıraktığı o kocaman soruyu ben soracağım: "Bay Rehn'in, AB adayı ülkemiz, ülkemi- zin önde gelen kurumları ve bireyleri için gizleme gereği duymadığı görüşler, kendi- sini mi bağlamaktadır? Yoksa Avrupa Bir- liği'ni de kapsamakta mıdır?" Bay Rehn, Ankara ya resmi bir Troyka Top- lantısı dolayısıyla geldiği için, burada yaptığı açıklamaların ve verdiği demeçlerin "kişisel olmaması" gerekiyor. Ama yine de, iyimser bir bakışla, yukarıdaki o sorunun yanıtını daha açık olarak bekleme- nin gerekli olduğunu söylemek, AB adayı bir ülkenin vatandaşlarının hakkıdır. Olli Rehn, mesela CNN Türk'te Mithat Be- reket ile yaptığı söyleşide "AKP'nin şeriat yasasını savunmadığını sağır sultan bile bi- liyor" demiş. Söyleşiyi izleyemedim. Ama ge- niş bir özetini dünkü Zaman gazetesinde oku- dum. Fethullah Hoca'nın sözcüsü gazete, o söyleşiyi "AKP'nin gizli ajandası olmadığım sağır sultan bile biliyor" başlığı altında ve bi- rinci sayfada manşetten yayımlayarak daha da çekici hale getirmişti. Genellikle bizim söy- lemlerimizde kullanılan "Sağır sultan bile duydu" ya da "biliyor" yakıştırmalı sözcüğe TV söyleşisinde AB'nin Genişlemeden So- rumlu üyesi doğrudan yer vermiş ise açıkla- malan bence daha da önem taşıyor demektir. Zira Genişlemeden Sorumlu Üye, Anayasa Mahkemesi'ndeki davada Erdoğan ve parti- si için gönüllü tanık olmayı da isteyebileceği- nin şifrelerini vermiştir... AKP'ye bu ölçüde kefil olabilen Bay Olli'nin, llhan Selçuk'un gözaltına alınması olayı ile il- gili bir soruya verdiği yanıtlar, sadece ilginç ol- makla kalmıyor, sözünü ertiğim o çifte ölçüt- le bakış için de son derecede canlı bir kanıt oluyor. Milliyet yazarı Semih lldiz, Rehn'e Selçuk ile ilgili soruyu, özellikle çokayrıntılı olarak yö- neltmiş: "83 yaşındaki muhalif bir yazar, sabah saat 04.00'te evinde gözaltına alındı. 3 gün emni- yette tutuldu. Sorgulamasında özel hayatının didik dldlk edildiği ortaya çıktı, telefon konuş- malannın tutanaklan ortalığa saçıldı. Kendisi- nln ulusalcı olması, kendisine yapılan İnsan hakkı ihlalinin görmeztikten gelinmesini haklı çıkarablttr ml? Böyle bir olay, blrAB ülkesln- de olsa bir skandal olmaz mı?" Bay Olli, yanıtına "Bizim için zor bir soru. Biz insanların siyasi görüşlerini izleyip ona göre kanaat oluşturmuyoruz" diye başlıyor; ama kapatma davasını yorumlarken üstîendi- ği görevi unutmuş görünmek isteyerek "AB Komisyonu'nun bir istihbarat servisi de yok. Bazı olaylar hakkında hemen görüş bildirmek daha kolay; ama bazı olaylar da daha fazla bilgi gerektiriyor. Sözünü ettiği- niz olayda insani boyutu anlıyorum, ama bunun Ergenekon davası açısından geçer- Iİ mi, yoksa geçersiz bir gözaltına alma mı olduğunu bilecek durumda değilim. Ama Ergenekon davası çok önemli; bu, Türki- ye'de hem yasamanın hem de asayiş uy- gulayıcılarının çalışmaları hakkında gös- terge olacak bir davadır" diyor. Bay Rehn, üç maymunları mı oynuyor? Bay Rehn gibi, AB'nin Genişlemeden So- rumlu Üyeliği'ni üstlenecek donanıma sahip birisinin, birliğe aday bir ülkede, "83 yaşın- daki bir muhalif yazar"ın sabahın o saatinde gözaltına atınmış olmasından başlanarak özel yaşamının didik didik edildiğinin anlaşılması, telefon konuşmalarının dinlenerek ortalığa sa- çılması karşısında, "Duymadık, görmedik, bilmiyoruz" diyen "üç maymunların" arkası- na saklanmak istemesi hazindir. Muhalif bir Türk yazarına karşı yöneltilen bir operasyonu değerlendirmek için, AB'nin bir istihbarat örgütüne sahip oiması ya da olma- masına ne gerek var. Cumhuriyet Başyaza- rı'na reva görülen o çağdışı işlemlerin tanığı olan Türk kamuoyundaki tepkiler, Genişleme- den Sorumlu Üye'nin ofisine ulaşmadı mı? Türkiye'deki en küçük yaprak kıpırdamasını bile dosyalayanlar, gece yarısı operasyonları- na karşı mı sağırlar? Kapatma davasında bilirkişilik ya da om budsmanlık görevierine talip olabilen Bay Ol- li, bu kez de Türkiye'deki siyasal iktidarın, in- san haklarını tırmalayan yaptırımları için sa- vunma avukatlığına soyunuyor! Erdoğan hükümetinin ayıplarını saklamak Ülkemizin en saygın muhalif yazarlarından birisinin gözaltına alınış biçimi için, daha faz- la bilgiye ihtiyaç duyduğu gerekçesiyle, Er- doğan hükümetinin ayıplarını halı altına sak- lamaya kalkışan Bay Olli, Ergenekon davası adı verilen ve 11 aydır hâlâ soruşturma aşa- masının tamamlanamadığı bir hazırlık soruş- turması için açık seçik görüş bildirecek kadar donanımlı olduğunu da gizlemiyor. * * • Olli Rehn'i daha yakından tanımak istiyor- sanız, Semih Idiz'in sözünü ertiğim mülakat- tan sonraki izlenimlerini yansıtan dünkü yazı- sını okumalısınız. özellikle o yazıda benim altını çizdiğim şu tümceleri: "AB'nin, başta Anayasa Mahkemesi ol- mak üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri ile 'ke- mikleşmiş' olarak gördüğü 'Kemalist bürok- rasiyi' de 'karşı tarafta' gördüğü aşikâr." Faks: 0 216 302 82 08 [email protected]
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear