25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 MAYIS 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 19 'Sadece ben bilirim' anlayışından kurtulmanın tek yolu: 'Başkent Yasası' Ankaramızın 'demokratik' derdi UYGARLIKLARIN İZİNDE• • • • • OKTAY EKİNCİ "Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Kolej Köprfilü Kavşak projesinin ya- pınu, Çankaya Belediycsi'nin açtığı da- va sonucunda Ankara 16. İdarc Mah- kcmcsi tarafından durdııruldıı..." Habcri okuyunca (Birgün-30 Nisan 2008) sevinmek yetmiyor; hem üzülmck, hem de düşünmek gcrckiyor... "SeYİnmeliyiz1 "; çüııkü Ankaramızda meydan bırakmamaya niyetli görüncn Melih Gökçek'in, sözdc kavşak denilen "kcnt cinayetlerF'ne hiikünıet "sus"arkcn yargının "dur" demcsi; hukuk devletinin de inadına "ayakta" olduğunun ycni bir kanıtı olarak saatlercc alkışlanmalı. Ankara'yı "delik deşik" eden benzer projelcre, meslek odalannca açılan önce- ki davalarda ıptal karan verildiğinde de şu- nu söylemiştik: "Bir ülkenin başkentin- de hukuka aykın uygulanıalar almış ba- şını gidiyorsa, sorun artık yerel değil, ulusaldır..." Başkcntimizin sadece yasalara değil, bi- lime, akla ve mantığa da aykın olan pro- jeler yüzünden hukuk devletiyle "sürck- li rnahkemelik" olıııası hazin dcğil midir? Haberin "üzücü" yanı da işte buydu. Biz, ulusal kurtuluş savaşını bile "ınü- dafaa-i hukuk" ilkesiyle kazaıınuş bir ulus değil miyiz? Ankara'mn "başkent" ohııası da işte bu zaferin, "Anadolu ihtilali" ol- masının ürünüdür. Nasil oluyor da varlik nedeni bile "hu- kuku savunmak" olan birbaşkentin ye- rel yönetimi, yargının sürekli 'dur' dcmek zorunda kaldığı uygulanıalanndan bir tiir- lü vazgeçmiyor? Böylesi bir aymazhğın başkentimizi tutsak alması ncden sorgu- lanmıyor? Yine Birgün'deki habcrc göre. Melih Gökçek kavşagı durduran yargı kararı için demiş kı: "Oğreniııce şoke uldııııı..." Ankara'nın dili olsaydı, herhalde şöyle haykınrdı: "Ey Başkan; asıl bcn bilime ve kültfirc sevdalı bir Cumhuriyetin ar- mağan ettiği 'başkent kimliği'mlc, bunun V«y«ftk, ı ıılanM M \ \ - ' ' • * ' ' - Ç Ç >>-'V"J« llı»«nUrııı<1ıt . k • '^V ^'% 4 A l t ü s t g«Ç««erln ^V^ji *f. ' g maskesl düştu: « • N A **» İNSANSIZ BİR SEHİR... ~ ~ sr-^flk -f^Jj vtflkn.« Wi*ıa*rtlıı1 ^*». İba^aH ftHİHW H»*« 4I/OT0 P a B OMgı > M H n n > , H •UtMM».y«*M»r.MMlMr... t M M t [ A Ö * *• • ."i * fw Ü.4J • ' " , " •''•• • " * KAVŞAKLAR VE BARİYERLERLE 'İNSANS1Z BİR ŞEHİR'... Melih Gökçek'in oronıobil sevdası. Ankara'yı alt-üst geçirleıle delik deşik cderken, çağdaş dünyanın "kcnt merkczlcrinde yayalaştırma" akımı bile baş- kenfimize gircmiyor. Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin broşüründe, caddele- rin ve nıeydanların zincirlenmcsinden sonra şinıdi de "bcton bariyerler'Me do- narılnıası şöyle tanımlanıyor: "İıısaıısız Bir Şehir"... tam tersi uygulamaların karşısında yıl- lardır şoke oluyorum..." Haberin "düşündürücü" yanına ge- lince... Bugünkii iktidarla "umutsuz" dense bi- le şu "demokrasi"den çıkan talihsizliklcıi "demokratik yetkilcrin ke>r filiği"ne bı- rakmayacak yeııi "yasal bir düzenle- me"nin artık zamanı gelmedi mi? Bu elbette ki tünı belediyeler için geçerli, anıa özellikle başkentimizde yaşamsal bir zorunluluk. DüNYADAKİ ÖNLEMLER Kim bilir kaç kcz yazdık, söyledik... Dünyanın birçok ülkesinde belediye yasalannın dışında bir de "başkent yasası" var. Sadettin Tantan içişleri bakanıyken uznıanların da katılmııyla oluşturdıığu bir konıisyon, Tokyo'dan Londra'ya, Moskova'dan Vaşington'a kadar, farklı si- yasal, külrürel vc kinılik özellikleri olan başkcntlcrin özel yasalannı derlcmişti. Biz dc bu derlcıncden çıkan sonucu özet- le şöyle açıklamıştık: "Her başkent, sadece kendi sakinle- riniıı değil, tünı ulusun kentidir... Bu ne- deıılc ülkelerinin gözbebeği vc düııya- ya karşı da yüz akı olacak şekilde imar görmeleri için her türlü yasal, yönetsel önlem alınmaktadır..." Başkent yasalan, iştc bu hedefi göze- tirkcn yerel demokrasiyi de dışlamıyor; an- cak bunun "deli saçması" uygulanıalara ncden olmaması ıçın de bilimsel denetim organlannı etkin kılıyor. Örneğin. yine seçimle gelen yerel yö- neticilerin, imar ve yapılaşma gibi "kalı- cı" sonuçlar yaratan alanlarda, kentsel, kül- türel ve kanıusal değerleri göz ardı edebilen kararlannı, "yargıya gerek kalmadan" geçersiz kılabilen "demokratik" kurum- lar bile var. Haberin "düşündürücü" yanlanndan biri de; işte bu evrensel kuralın neden ar- tık bizde de uygulanmadığını; başkenti- nıizin yazgısınıu neden Melih Gökçek'in adcta "sürdürülebilir başkanhğı"na bağ- landığını; sonu gelmcycn kalıcı tahribat- lara daha ne kadar "sadece dava" açıla- bileceğini bile hâlâ tartışnıayan, sorgula- mayan bir "ulusal kanıııoyu" (!) değil mi- dir? Ankara'nın, diger çağdaş dünya baş- kentleri gibi böylesi cinayetlere karşı ko- nınmasını sağlayacak bir "ulusal onur" yasası tasansımn, hükümetlcr biryana, aka- demik ve mesleki kurumlarda bile hâlâ ha- zırlannıamış olması, acaba nasıl tanımla- nabilir? Kaldı ki bu çağnmız, yine aynı başka- nın seçilme hakkına vc seçmenlerin de oy- lannı diledikleri adaya vermc özgürlük- lerine de asla engel değil. Yeter ki önceliklc Ankaralılara, siya- silere ve herkcse, demokrasınin hiç kiın- seye "Al bu kent artık senin, ne ya- parsan yap" dcmek anlamına gelmedi- ği; demokratik yetkilerin de bilimi, hukuku ve toplum yarannı gözeten kurallar için- de kullanılmasmın çağdaş demokrasinin tcmel beklcntısı olduğu anlatılabilsin... 'HiSTERİK PROJE'LER... Aynı tarihtc (30 Nisan) Hürriyet'te ya- yınılanan haberde isc durum daha da va- him. Kentin Cumhuriyet simgelerinden biri olan ve yaşanmışlıklann anıtsal mekânı "Ankara Gan"nın bile tam önünde, dev bir çukuru yine "kavşak histerisi"yle açmaktan çekinmeyen Gökçek, bu ay- mazlığa itiraz edcnlere de diyor ki: "Gö- rüııtin ü engcllemiyor..." Dcmek ki kentin topografyasırun bir şe- hircilik girdisi olduğunu; tarihsel değcri olan çağdaş birtoplumsal kullanım alanı- nın "sadece otomobile göre düzenlene- meyeceği"ni ya bihniyor ya da büenler- le inatlaşıyor. Hele yine kavşak hakkındaki açıkla- malarında, hukukun "Yapamazsın" uya- nsına "yanıt" olarak "Sırada 50 kavşak daha var" demcsi, acaba "normal" bir rulı hali midir? Gökçek'in "başkent yasası eksikli- ği"mizden yararlanarak başka neler yap- tiğını aımnsamak için, en güvenilir kaynak olan Mimarlar Odası ile Şehir Plancıları Odası Ankara şubelerinin ıntemet sitcle- rinde gezinebilirsiniz. Sadece son zamanlardaki "kent suçla- rı"nuı nerelerde işlendiğine bakın: Gü- venpark, Atatürk Orman Çiftliği, Ulus, Ata- türk Kültür Merkezi Alanı, Çaldağı Park Alanı, Sheraton Otclı Ek Binası, TOBB Ar- sası, Eskişchir Yolu, Yeni Sahne Binası, Kavşaklar... liste uzayıp gidiyor... Ey ulus! Başkentimize sahip çıkacak mıyız? ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Yaşadıklarımız ve Göremediklerimiz Üzerine... Artık çoktandır dünya edebiyatının temel taşları arasında yer alan Avus- turyalı yazar Robert MusıTin (1880- 1942) "Niteliksiz Adam" adlı roman başyapıtı, edebiyatta mizah sanatının ve mizah yoluyla eleştirinin hangi sar- sıcı boyutlarda etkinlik kazanabilece- ğinin de eşsiz bir örneğidir. Bu eserin, çevirisini tamamlamak için artık gün saydığım ikinci cildinin son- larına doğru, çok zengin bir sanayici, politikacı, aynı zamanda da bir "enfe- lektüel" olan Dr. Paul Arnheim, para ve kapitalizm konusunda Tanrı ile yaptığı "derin" bir konuşma sırasında şunları söyler: "Fakat para, insan iliş- kileriniyönlendirmek bakımından kaba güç kadar güvenli ve o gücü bilir bil- mez kullanmamızı da engelleyen bir yöntem değil midir? Para, tinselleşti- rilmiş kaba güçtür, kaba gücün kıv- raklaştırılmış, çokyüksek düzeyde ge- liştirilmiş ve yaratıcı nitelikteki bir özel biçimidir. Iş hayatı, hile ve zorlama, se- bepsiz zenginleşme ve sömürü teme- linde yükselmez mi? Tek özellik, bütün bunlann uygarlaştınlmış, bütünüyle in- sanın iç dünyasına kaydınlmış, hatta ne- redeyse insanın özgürlüğü maskesine bürünmüş olması değil midir? Kapita- lizm, bencilliğin para kazanmaya yönelik güçler hiyerarşisi doğrultusunda ör- gütlendirilmesi olarak, bugüne kadar Senin onurvna geliştirebildiğimiz en bü- yük ve bu arada da en insanca dü- zendir; insanoğlunun yapıp ettiklerinin bundan daha sağlam bir ölçüye sahip bulunduğu görülmemiştir!" Romanda Arnheim, kurulması ön- görülen "Bin Yıllık Imparatorluk" ko- nusunda da, yönetime ilişkin bazı tav- siyelerde bulunur. Buna göre, söz ko- nusu imparatorluk da, kendi güvenli- ği ve sürekliliği için, "ticaretin temel il- kelerine göre" şekillendirilmelidir. Bu arada, yine Arnheim'a göre, bu impa- ratorluğun yönetiminin "felsefe teme- linde evrensel bir eğitim almış bir bü- yük tüccara" verilmesi, bu kez doğru- dan Tanrı'yı ilgilendiren bir alan bakı- mından, yani din açısından çok yararlı olacaktır; çünkü insanlığın tarihi bo- yunca din de büyük acılar çekmek zo- runda kalmıştır; özellikle savaş za- manlarında, varlığını tehdit eden, da- hası tartışmalı kılan durumlarla karşı- laştığı olmuştur. İşte bu nedenle din alanında da "ticaretin" işe karışması ve gerektiğinde ticari yönetim ilkelerinin uygulanması, din için de büyük yarar- lar sağlayabilir. (Burada herhalde, gü- nümüzde Vatikan'ın dünyanın en zen- gin 'devletleri' arasında olduğunu ha- tırlamadan edemeyizl). 1942 Nisan'ında hayata veda etmiş olan Robert Musil'in otuzlu yıllarda, ro- man kahramanı Arnheim'ın ağzından kapitalizm üzerine söylettikleri ile, gü- nümüzde, özellikle Sovyetler Birli- ği'nin dağılışından sonra tek süper güç niteliğiyle kalan Amerika Birleşik Dev- letleri'nin bütün dünyada egemen kıl- mak istediği "tüketim toplumu" modelı arasındaki bire bir ilişkileri görmezlik- ten gelebilmek, herhalde olası değildir. "Para, tinselleştirilmiş kaba güçtür, kaba gücün kıvraklaştırılmış, çokyük- sek düzeyde geliştirilmiş ve yaratıcı ni- telikteki bir özel biçimidir. Iş hayatı, hi- le ve zorlama, sebepsiz zenginleşme ve sömürü temelinde yükselmez mi? Tek özellik, bütün bunlann uygarlaştınl- mış, bütünüyle insanın iç dünyasına kaydınlmış, hatta neredeyse insanın öz- gürlüğü maskesine bürünmüş olması değil midir?" Arnheim'ın bu sözleri, ABD'nin, Ingiltere'yi de koluna takarak sözde "özgürlük götürmek" için, ger- çekte ise "petrol aşkına" Irak'a girişi- nin ardından bu ülkede olup bitenle- ri, gerçekleşmesinden on yıllar önce ilan etmiş bir kehanetten başka bir şey olabilir mi? Tıpkı Kafka'nın Amerika"st gibi, Musil'in "Niteliksiz Adamı" da - çok daha geniş boyutlarda olmak üzere - kapitalizme yöneltilmiş en acımasız, fakat en gerçekçi eleştiriler arasındadır. "...ticari yönetim ilkelerinin uygu- lanması, din için de büyükyarariar sağ- layabilir. .." saptamasının günümüzdeki gerçekliğini ve geçerliliğini görmek için ise, Vatikan'a kadar uzanma zah- metine girmeden, sadece ülkemiz sı- nırları içersinde biraz daha "görmeyi öğrenmemiz", sanırım yeterli olacak- tır! Son zamanlarda hep şunu savunu- yorum: Nüfusu seksen milyonu zorla- yan ülkemizde, çok değil, sadece on bin tane gerçek anlamda 'roman oku- ru' olabilseydi - yetişseydi, yetiştire- bilseydik! - bugün epey farklı bir yer- lerde olabilirdik! acem20@hotmail.com AYDINLIĞA NÖBET TUTANLAR İÇİN AYA 'ijScfaf Yazanvey Dramaturg: Lütfü Derleyenler- •?** DEMIR e y e n i e r "KORKMAl ifNVER KARAKAYA Türküleri Yor > urt#ayan: LEYLA Kostüm: Gönül SIPAHİOGLU İki Temmuz Anısına Bakırköy ve Beşiktaş Belediyelerinin Desteği ile AKATLAR KULTUR MERKEZİ BEŞİKTAŞ GişeTel: 212.351 93 84 17 Mayıs Cumartesi 20:30 24 Mayıs Cumartesi 20:30 ATAKÖY YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ GişeTel: 212.661 38 95 07 Mayıs Çarşamba 20:30 Bilgiiçin: 0212.560 70 83 0533.773 68 07 0552.211 22 34 www.meydansahnesi.com göstcri sanatlan sahnesl YAZAN:UğurMUMCU OYUNLAŞTIRAN: Uğur MUMCU- Rutkay AZİZ YÖNETEN: Mehmet ULAY MÜZİK: Timur SELÇUK HAREKET DÜZENİ: Gizem ERDEN IŞIK TASARIM: Yüksel AYMAZ DEKOR-KOSTÜM: M. Ziya ÜLKENCİLER FİLM TASAR1M: Önder ÖNSAL GENEL SANAT YÖNETMENİ: Orhan AYDIN OYKAYANLAa .Mehmet ULAY .Orhan AYDIN .Secep YEKEE .Hustafa KIEAFTEPE .laner ÖZCE7IZ .Denis ATAM Kav-han K0ŞAS . Cenk ŞENGÜL •e Oğuz TÜNÇ 19 -10 Mayıs tarlhll gösterimuin biletleri tukenmiştir. | İ Sarirelnfzfa gSstemiş ollı|u ilglfe teşekkir edcriz. | V.vırfusmoai Sokak. No:3 AKSARAY / İST. (Paıtovniyal Usssi Arka SokaSı) Tol: O212 O21 43 52 keuvenrC A T E R i H d ^HOT€LMAVİD€Nİf TatilHeyfinh katkıları ile Marmaris'incennetkoyu Turunçda tati! imkanı... ULUSAL BUGUN NELER OLUYOR? Elif = Eğitimcilcı Abidin Baysal ve Erkrtn Bayhan "Sınav döncmî yaklaşırken eğitimde yaşanan sorunlan" â, değerlendiriyorlar DİK DURUOrhan Aybcr V» Emı'kli Korgcncı-al Vosor Müjdeci, • Söıdc Soykırım Iddlalan ve Talatpa»a Komitasl'nln •tklslzloştlrllımslnl" el* alıyorlar... www.ulusalkanal.com.tr D Smart 78. kanatda ALKAZAR WY y x SINEMALARI Ü Saloni: fj MjUMUfiMGJIUSJNBE I Î İ ÖIÎ2İ0Ö -14:30 -16:45 -19:15 - 21:30 11 / Salon 2: 12:00 -14:00 -16:15 -18:45 - 21:00 = 1 12:00 -14:15 -16:30 -19:00 - 21:15 Istiklal Cad. No.179 Beyofilu -0212 2932466-67 , mahk«ro«yfc gılıtHsaydı llmeıdl!" ırt'ın savcısı lebi ilk kez konuştu: Ihamdüllllah tatürkçüyüml" lah rahmet tU&lnh." - Harakâtı" MyoE kimlorin ezdi?.. gelen karar" rrııydı?. - uğur Mumcu, 12 Mart'm aavöJa ki Tuğ'dan özürdlledl ml?.. HULKI bir araya getmeleri mümkûn I C E V I Z O G L U N D A N yan tanıkların taıifte ışık tutan laları., 1. Birbirinize dûşmemek, ır yaşamamak için bu kit 'uyunl... TARİHİ RÖPORTAJLAR, BELGELER... • MonuelaBodrumun inclsi Bitez koyunda mayıs oyı dosiİor mtttmh tatii satı Denize sıfır özel plajlı, botanik bahçesini andıran doğasıyla mavi ve yeşilin bütünleştiği tatil cennetidir... 20 Yılı aşkın kaliteli ve güleryüzlü hizmeti ile özenli ve titiz mutfağı ile ... I MAYIS AYI KİŞİ BAŞI: 54 YTL. Kredi Kartına Taksit İnıkanı OTELİMİZE AİT TEKNEYLE ÜCRETSİZ TEKNE TURLARI —WK& : ':>t . ,-.•<".
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear