23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 MAYIS 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER DUNYADABUGUN ALt StRMEN Gençliğini Anımsamak Sevgili, 0 pırıl pırıl zekâsı ve kendine özgü mizahı ile sah- nelerden ve kitaplardan taşan Ferhan Şensoy ken- di yaşamöyküsü olan "Kalemimin Sapını Gül ile Do- nattım"da, lise birinci sınıfta Tahir Alangu ile ilk kar- şılaşmasını anlatır. Hoca sınıfa girdiğinde, önce öğrencilerden edebi- yat dersi kitabını çıkarmalarını ister, sonra da onu at- malarını söyler. Ardından, herkese Sait Faik'in kitap- larını almalarını önerir. ÇocuklarSait Faik'in kitaplarını alırlarveyıl boyun- ca dersi onun üzerinden yürütürler. Kimileri Hoca'yı müfredata uymadığı için şikâyet eder- ler, denetlemek için müfettiş gönderilir. Hoca müfet- tişe yüz vermez. - Biz burada edebiyat sohbeti yapıyoruz, sohbetin de teftişi mi olurmuş, der. Ferhan o sınıftan birçok yazar çıktığını söyler son- rasında ve adlarını da sıralar. O isimler arasında sınıf arkadaşı Ahmet Şensılay da var mıydı bilemiyorum. Ama kaymakam olan, son- ra da 12 Eylül yönetimi işine son vermeden, kendi is- teğiyle görevden ayrılan Ahmet Şensılay'ın kahkaha- larla okuduğum, "Bir Taşra Bürokratının Anılan"n\ bi- tirdiğim zaman, idealist kaymakamlık görevi düş kı- nklığıyla sona eren bu genç Galatasaraylı kardeşimin de, müthiş bir gözlemci ve üslup sahibi bir yazar ol- duğunu düşünmüştüm. ••• Ferhan ile Ahmet'in şıralarına yıllarca sonra oturmuş gençlerin katıldıkları biröykü yarışmasına gönderilen yapıtları okudum bu hafta içinde. Okurken aklımatakılan, bu çocuklann hangisinin ya da kaçının ileride yazarlıkta karar kılacakları değildi. Asıl dikkatimi çeken, bu on beş gencin hemen hep- sinde egemen olan karamsarlıktı. Acaba biz de gençken onlar gibi miydik? Yaşama kara gözlüklerin ardından mı bakardık? Yoksa şimdi zamanlar bozuldu da, gençler o yüz- den mi böylesine karamsar oluyorlar? Bütün bunlan düşünürken, gençliğimin günlerini ve o sırada içinde bulunduğum "haletinıhiyeyi" anımsa- maya çalıştım. Yapamadım. Olayları, hatta kimi konuşmaları teker teker anım- sıyordum. Hatta kimi zaman en ince ayrıntılar bile sis- lerin içinden sıyrılıp geliyorlardı. Kimi olaylann olduğu günlerin hava durumu bile can- lanıyordu belleğimde, kimi zaman Moda Koyu'nda san- dalla denize girerken, esen rüzgârın tenimde uyandır- dığı ürpertiyi bile duyuyordum cluymasına da, yine de o günlerin içine giremiyor, bir şeylerin eksik kaldığını anlıyordum. Kısacası, gençlikyıllarımın olaylannı anımsıyor, ama gençliğimin kendisini ve içinde bulunduğum ruh ha- lini bir türlü anımsayamıyordum. ••• Sonra düşündüm, acaba başkaları gençliklerini bi- rebir anımsayabiliyorlar mı? Geçmişte kalan ve ancak belleğimizin yardımıyla ken- di kafamızda canlandırdığımız olaylann ne kadannı ger- çekten olduğu gibi anımsıyoruz. Belleğimiz onları tekrar yüzeye çıkarmak için kat- layıp bir kenara koyarken, temizleyip, kırışıklıktarını gi- derip mi saklıyor acaba? 0 anımsadıklanm, gerçekten öyle mi olmuştu, yok- sa ben mi onları öyle olmuştu sanıyordum? Yıllar önce, Melih Aşık, Metin Oktay ile ilgili bir anı- sını anlatmıştı. Metin Oktay'ın Milliyet'te çalıştığı yıllarda bazı ak- şamlar, gazeteden çıkıp içmeye giderlermiş. Kral'ı sofrada görenler hemen etrafını alıp, unutulmaz gol- lerini anlatırlarmış, Kral da onları gülümseyerek din- lermiş. Bir gün Melih dayanamamış ve baş başa kaldıkla- nnda sormuş: - Metin, bütün bunlan ayrıntılarıyla nasıl anımsıyor- sun? - Hiçbir şeyi anımsadığım yok, demiş efsanevi oyun- cu, onlar hatırlıyorlar. Sonra da eklemiş: - Onlar olayı seyredip görüyorlardı, ben görmüyor- dum ki, ben içindeydim. Gerçekten insan içinde olduğu olayı, dışardan sey- reden biri gibi algılayıp sohra anımsayabilir mi? Sahi Sevgili, sen gençliğini anımsayabiliyor mu- sun? * • • Yine iç karartıcı olaylarla dolu olan geçen hafta çok güzel bir şey de oldu. 1 Mayıs günü Cumhuriyet gazetesini açanlar, çok kritik bir ameliyat geçirmiş olan llhan Selçuk'un bir günlüğüne de olsa tekrar "Pencere"sini açtığını gör- düler. Yakında yeniden günlük yazılarına başlayacak. Bu vesileyle ona "Hoş geldin llhan Abi" derken, çok kişinin duygularını da dile getirdiğimi sanıyorum. asirmen@cumhuriyet.com.tr HABERLER ASILSIZ ÇIKTI Başını kendi açmış Haber Merkczi - Vakil gazetesiniıı "Rizeli ÎHL öğrencisinin başını lıileyle açtılar" diyerek du- yurduğu, ardından Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın öğrcnci kızın babasını arayıp üzüntülerini aktardığı ve Başbakanlık Insaıı Kurulu'nun görev- lendirdiği Rize Valiliği, olayda kızın kendi nzası ile başını açtığını ortaya çıkardı. Rize'dc Kasım 2007'dc düzenlenen "Memc Kanscri" konıılu bir kompozisyon yanşmasında dereceye giren Elif Azder adlı imam hatip lisesi öğrencisinin, ödül töreni sırasında, okııl müdürü laraliııdan "Içcride erkek yok. Başını açabilir- sin" denilerek başının açlırıldığı öne sürülmüşrii. Vakit gazetesi başta olnıak üzere dinci gazeteler olayı Kmsalsi/ skandal" olarak duyurarak ka- muoyu oluşturmuştu. Rize Valiliği, incelemenin soııucunda "Öğrencinin başını hileyle değil, kendi isteğiyle açtığı tespit edilmiştir? Aldat- maca yok vc insan hakları ihlali yok" sonucuna vardı. Rapora Azder'in daha önce başı açık şekil- dc çekilnıiş lbtoğrafının tbtokopisi de eklenerek "Azder'in aynı yıl Cumhuriyet Bayramı'nda halka açık alanda başı açık olarak şiir okudu- ğu da belgelenmiştir" dcnildi. Ankara'daki Umitköy Anadolu Lisesi'nde bir öğrencinin hazırladığı metin siyasi bulundü 'Emperyalizm' sansürü ZEYNEPŞAHİN ANKARA - Ankara Ünütköy Ana- dolu Lisesi'nin, bu yıl 23 Nisan'da il- ginç bir olaya sahne olduğu öğrenil- di. Geçen yıl bodrum katındaki mes- citle gündeme gelen okulun bu kez Atatürkçü öğrencilere "siyasi dav- ranmak" suçlamasıyla anılması ve- lileri ve öğrcncilcri rahatsız etti. Aluıaıı bilgiye göre, 23 Nisan prog- ramı kapsaınuıda okunmak üzerc oku- lun öğrencilerinden S.K'ye, günün önenıine uygun bir metin hazırlama- sı görevi verildi. S.K. yaklaşık bir sayfa uzıuiluğunda Kurtuluş Sava- şı'nın önenıine, yurdun kurluluşuna YENl YÖNETMELÎK Sınıfta kalmak zorlaşıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), liselcr- de sınıf geçmcyi yeniden düzenliyor. Öğrencilerin, 5 derse kadar zayıfı olsa bile bir üst sınıfa geçebilmelerini sağ- layacak olan düzenleme, göriiş sorul- ması için Talinı ve Terbiye Kurulu'na gönderildi. Kurul, bu hafta konuyu gündeme alacak. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tara- fından yeni bir yönetmelik taslağı ha- zırlandı. Öğrenciler halen, 3 dersten ortalama yükseltme sınavma girerken yeni diizenlemede istenen tüm dersler- den bu sınava girilmesinin Önüniin açılması hedefleniyor. Bugiinkü düzen- lemcyle, en fazla iki zayıfla bir üst sı- nıfa geçilebiliyor. Bu sırun genişlcten bakanlık, artık 5 derse kadar zayıfı olan öğrencilenn sınıf geçmesine ola- nak tanımayı amaçhyor. Oğrenci, örnc- ğin 10. sınıfta 5 dersten başansız olsa bile 11. sınıfa geçcbilecek, ancak hem 11. sınıftan hem dc 10. sınıftan sorum- lu olduğu derslerden başarı göstermek zorunda olacak. Model, liselerde daha önce uygulanan "bütünleme sınavla- rı"na benzer bir sistemi uygulamaya koymaya dönük olacak ve lıselilerin sı- nıfta kalması zorlaşacak. Bölünı değiştirnıe hakkı Mevcııl yöıletmeliğe göre, liselerde bölüm değışikliklerinin 10. sınıf bit- tikten sonra yeni ders yılının ilk bir ayında yapılabilmesini sağlayan hü- kiim de korunuyor. Öğrenciler isterse 11. sınıfin başıııda bölümlcrini değiş- tirebilecek, ancak daha önceki bölii- münden almadığı "fark derslerini" vermekle de yükümlü olacak. Öğren- cilerin, sınavlara ders yılının bitimin- de ve başlangıcından önce alınması hcdcilcnıyor. Bu doğrulmda nol yük- seltme sınavlan eylül, sorumluluk sı- navları ise haziran ve temınuzda yapı- lacak. Taslağın şekillennıesinde ise Talim ve Terbiye Kurulıı bclırleyıci rol oynayacak Bu haftadan itibaren konuyu gündemine alacak olan kurul, eklennıesinı ya da çıkarılmasını istc- diği yerleri Ortaöğretim Gencl Mii- dürlüğü'nc bildirecek. • Ümitköy Aııadolu Lisesi'nde, 23 Nisan töreninde okunıak üzere bir metin hazırlaması istenen öğrencinin yazısı, içinde "emperyalizm" sözcüğü geçtiği gerekçesiyle sansürlendi. "Bugün tarih tekerrrür etmektedir. Biz gençlere düşen tarihi tekrar hatırlamak ve hatırlatmaktır" cümlesi metinden çıkarıldı. vurgu yapan bir metin hazırladı. An- cak metin, edebiyat öğretmeni Tftığ- ba Cantenar 'ın denetimindcn gcçcr- ken "sansür"e uğradı. 'Hegemonya' da yasak Cantenar, metinden, "Sömürge- cilcrlc işbirliği yapan Osmanlı iıii- künıetine başkaldırılan gün", "Bu tabii ki de enıperyalist devletle- rin hoşuna gitmemiştir", "Eın- peryalizmin köiesi olıııaya dün- den razı bir inıparatorluğu tanı- mayan, kendi varbğını kabul etti- ren ve tüm tabuları yıkan bu dev- letin tenısilcisi TBMM'dir", "Ça- ğı yakalanıanın emperyaliznıin köiesi olnıakla değil, enıperyaüz- nıe karşı durnıakla olabileceğini öğretmiştir" ve "Bugün ise tarih tekerrür etmektedir. Biz gençlere düşen de tarihi tekrar hatırlanıak ve hatırlatmaktır" cümlelerini çı- kardı. Söz konusu cümlclcrde ge- çen emperyalizm sözcüklerini "he- gemonya" olarak dcğiştiren öğren- ciye, bu sözcüğün dc kullanılama- yacağı söylcndi. Metnin sansürlenmesine gerekçe olarak ise bu ifadelerin "siyasi anlaııı taşıması" göstcrildi. Törende metin, söz konusu ii'adclerin olmadığı "ke- silmiş" haliyle okundu. Öğrenciler ve öğretmenler, idarenın tavnııdan ra- hatsız olurken, "Atatürkçü öğren- cilerin. sürckli baskı altında olduğu- nu" da savundular. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART CI3^y1IN 3 HALI KATI sıvı GAZ nnısakarUrt valıoo.coın Tedavigören başyazanmıza geçmiş olsun mesajları gelmeye devam ediyor Selçuk'un durumu iyiyegidiyor TRT'de çalışıyor SaidNursi hayranı prodüktör • TRT 1 'de yayım- lanan Ezberbozan programıntn yapımcısı Sadık Yılmaz, Sadık Yalsızuçanlar takma adıyla yazdığı kitaplar- da, Said Nursi'yi Kü- ba devriminin Öncüsü Che'ye benzetiyor. FIRATKOZOK İstanbul Haber Servisi- Gaze- temiz lmtiyaz Sahibi vc Başyazan llhan Selçuk'un tcdavisi Vehbi Koç Vakfı (VKV) Aınerikan Has- tanesı'nde sürüyor. Eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, CHP Grup Başkanvekilı ve İstanbul Milletvekilı Keıııal Kılıçdaroğlu, emeklı büyükelçi lnal Batu, oyuncu Rutkay Aziz, Tarık Akan, Tijen Par, Macide Tanır, Şerif Sezer'in de aralarında bu- lunduğu çok sayıda sanatçı, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcilen ile okurlar gönderdik- leri mesajlarda Selçuk'a geçmiş olsun dileklerıni ilettiler. 14 Nisan Pazartesi günü by- pass ameliyatı olan Selçuk'un sağlık durumunıın her geçen gün daha iyiye gittiği belirtildi. Sel- çuk'a telgraf, faks ve telefon ile mesaj gönderenler arasında eski Galatasaıay Kulubü Başkanı Se- lahattin Beyazıt, işadamı Ali Kazaz, Doğal Hayatı Koruma Vakfı kurucu üyesi ve eski genel miidürü Nergis Yaz:gan, gazetcci l^ığrul Eryılmaz, Ölüdcniz Be- lediye Başkanı Keramcttin Yıl- maz, avukat Gülçin Çaylıgil, Yıldız Teknik Üniversilcsi Türk Dili Bölümü Öğretim (îörevlisi Hikmet Altınkaynak, Ankara Devlet Tiyatro sanatçısı Rengin Samuray da bulunuyor. ANKARA - Abbas Abalı takma adıyla yazdı- ğı kitapta rejime ve TRT'ye yönelik sert eleş- tirilerde bulunan Muhsin Metc'nin ardından ku- rumda benzer bir olay da- ha ortaya çıktı. TRT l'de yayımlanan Ezberbozan programının yapımcısı Sadık Yılmaz, Sadık Yal- sızuçanlar takma adıyla yazdığı kitaplarda, Said Nursi'ye hayranlığını dile getiriyor. Yılmaz, Said Nursi'yi Küba devriminin öncüsü Che'ye benzetiyor. Halen TRT Ankara Te- levizyonu Eğitim Kültür Programları Müdürlü- ğü'nde prodüktör olarak görev yapan ve Ezberbo- zan adlı programın yapım- cıhğını üstlenen Sadık Yılmaz, Sadık Yalsızuçan- lar takma adıyla "Namaz Risalesi / Bediüzzaman Said Nursi" gibi kitapla- nnı yazdı. Yılmaz, "Bir Sivil tta- atsizlik Örneği Olarak Bediüzzaman Said Nur- si" başlıklı makalesinde, "Heııü/. yaşamının baha- rında, gençlik günlerin- dc zekâsı ve İslatni so- runlara ilişkin derin vu- kufiyeti, Said Nursi'ye 'Bediüzzaman' adını ka- zandırmıştır" diyor. Said Nursi'nin yaşanıı boyunca lakabının onuru- nu taşıdığını savunan Yıl- maz, Said Nursi'yi Küba devriminin öncüsü Er- nesto Che Guevara'ya benzetiyor. Yılmaz, ma- kalesinde "Fakat Bedi- üzzaman, tıpkı devrim sonrası Küba'sında ken- disine sanayi bakanlığı Önerilince geri çeviren ve tekrar Bolivya dağla- rına dönen Che gibi, teklif edilen bu türden resmi görevlerin tümü- nü reddetmiştir" görü- şünü dile getiriyor. L „ „___.„ SlFIR NOKTASl /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@gmail.com Sabahın erken saatindetelefonum çaldı. Arayan Türk Tabipleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Gençay Gür- soy'du. Arkadaşım Gençay Gürsoy, Ankara'dan arıyordu. Kaldığı otele gelen polis memurlarının kendisini gözaltına almak amacıyla götürdük- lerini anlattı. Nedenini sorduğumda İstanbul Savcılığı'nın, bir basın açık- laması nedeniyle hakkındayakalama kararı çıkardığını ifade etti. Sabah mahmurluğu içinde neya- pacağımı düşünmeye başladım. Ön- ce tanıdığım ve Gençay'ın da arka- daşı olan İstanbul milletvekili, Tür- kiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hak- ları Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül'ü aradım. Ardından başka milletvekillerini, sonra da Içiş- leri Bakanı'na kolayca ulaşabilecek birgazeteci meslektaşımı. İabii böy- le olaylarda beni ilk haberdar eden meslektaşım NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu'yu da uyandırdım. Ne oluyordu? Şu kadannı anla- mıştık: 2004 yılında çıkarılan bir bül- Gençay Gürsoy'u Gözaltına Alarak... tendeki bazı evrakların eksikliği söz konusu edilmiş ve İstanbul Beyoğ- lu Savcılığı Gürsoy hakkında soruş- turmaaçmıştı. 12 Mart2008tarihin- de ise Emniyet'ten Gençay Gür- soy'un ifadesine başvurulmak için getirilmesini istemişti. Bu yazıya rağmen iki aya yakın süre boyunca Gençay Gürsoy'a her- hangi birtebligatyapılmamış, polis tarafından bir çağrı çıkarılmamıştı. ••• Gençay Gürsoy, Türk Tabipleri Bir- liği'nin kongresi için gittiği Ankara'da gece yarısı kaldığı otel basılarak gö- zaltına alındı. Zafer Üskül, Ankara Emniyet Müdürü ile görüşmüş ve şu cevabı almıştı: Ben görevli polislere Gürsoy'u sabah 07.00'de almaları- nı söylemiştim. Halbuki polisler sa- bahın 03.30'unda gitmişler. Onlar hakkında soruşturma açacağım. Gazeteci meslektaşımdan ise şu cevap geldi: Konuyla ilgili bakan, konudan üzüntü duyduğunu söyle- miş, Gençay Gürsoy'un kimliği bi- linmeden böyle bir girişimde bulu- nulmuştu. Durum kısa sürede düzel- tilecekti. Gençay Gürsoy, bir süre sonra serbest kaldı. Ancak bu gözaltına alınma biçimi geride soru işaretleri bıraktı. Birinci soru: Tanınmış bir bi- lim insanı, aydın ve bir kitle örgütü- nün genel başkanı, neden kaldığı otel basılarak gözaltına alındı? Son 1 Mayıs vahşetinin devamı olarak ila- ve bir intikamı daha ml alınmak is- tendi? Ikinci soru: Gençay Gürsoy'un gö- zaltına alınması belli ki Ankara Em- niyet Müdürü'nün bilgisi ve izniyle gerçekleşti. Ankara Emniyet Müdü- rü, bu durumu nasıl açıklıyor? So- run yalnızca gözaltına alınma sa- atiyle ilgili değildir. Sorumlu bakana açıklanan "Kim olduğunu bilmiyor- duk..." savunması da doğru değil- dir. Kimlik biliniyordu. Bu hoyratlık- tan, gözaltına alınma talimatını ve- ren Ankara Emniyet Müdürü sorum- ludur. Üçüncü soru: Gençay Gürsoy hak- kında Beyoğlu Savcılığı tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne 12 Mart tarihinde ifadeye çağn yazısı ya- zılmıştır. Bütün bu süre içinde neden kendisine bu yönde bir tebligat ya- pılmamıştır? Uygun bir an mı kollan- mak istenmiştir? Beyoğlu Savcılığı, çok eften püf- ten olduğu anlaşılan biraraştırma ge- rekçesiyle neden bu kadar haşin bir uygulamaya önayak olmuştur? Gençay Gürsoy, tanınmış bir insan- dır ve savcının kolayca ulaşabile- ceği bir konumdadır. Dördüncü soru: AKP hükümeti bu tür olaylar karşısında bazen üzüntü bildirmekle yetiniyor. Peki ülkemi- zin aydınlarına bu kadar hoyrat dav- ranmayı kendisinde hak gören ida- reciler bu hükümetin memurları de- ğil mi? Bu bürokratlar hâlâ bu tür hoy- ratlıkları yapmayı sürdürecekler mi- dir? Bu sorumlular, bu yaptıklarının hesabını ne zaman vereceklerdir? • •• Profesör Dr. Gençay Gürsoy'a re- vagörülen hoyratlık, geleneksel bir devlet alışkanlığıdır. Bu alışkanlık askeri darbelerden, otoriteryönetirri- lerden kalma bir alışkanlıktır. Bu davranışlar siyasi iktidarın iz- ni, hoşgörüsü veyateşviki olmadan yapılamaz. Siyasi irade, şimdiye kadar bu tür olaylarda bu tür bürokratları kolla- yan bir tutum gösterdi. Asıl olan siyasi iradedir. Biz bunu böyle anlar, böyle biliriz... Sevgili arkadaşım Gençay Gür- soy'a yapılanlan hepimize karşı yapıl- mış bir hoyratlık olarak anlıyor ve protesto ediyorum...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear