Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2008 SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul PB 27 Sinop PB 22 Adana PB 29
Edirne PB 30 Samsun B 26
Kocaeli PB 32 Trabzon PB 22
Çanakkale PB
Izmir
26 Giresun PB 23
PB 31 Ankara PB 29
Manisa PB 32 Eskişehir PB 28
Aydın PB 33 Konya PB 28
Denizli PB 33 Sıvas PB 23
Zonguldak PB 25 Antalya PB 29
/~**t\, Parçalı bulullu
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
B
B
B
B
PB
Y
27
30
32
28
26
19
18
Kars
Yurdun doğu kesimle-
rı ile zamanla batı ke
sımlerı parçalı ve çok
bulutlu, Ardahan, Kars,
Ağrı, Iğdırve Van çev-
releri kısa sürelı ve ye-
rel olmak üzere sağa-
nak ve gök gürültülü
sağanak yağışlı ve di-
ğer yerler az bulutlu
geçecek. Havasıcak-
lığı tüm yurtta 1-3 de-
rece artacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Münih
PB
PB
PB
B
B
R
B
B
Y
13
10
15
16
17
16
19
21
20
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Soyfa
Roma
Atina
Zürih
B
Y
PB
Y
Y
PR
Y
PB
Y
19
26
22
12
28
29
19
24
15
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Sam
Y
PB
B
PB
Y
Y
Y
A
A
25
32
28
37
23
30
28
33
33
0Açık • Sısli lullu k
Çok bulutlu Yağmurlu Karlı Gök gurültülü
GUNCEL CÜNEYT ARCAYİJRKK
• Baştarafı 1. Sayfada
19 Mayıs, her yıl Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor
Bayramı adı altında düzenlenen etkinliklerle kutianı-
yor.
Bugünlere gelmelerine olanak sağlayan Atatürk'ü
anma gününde Çankaya'daki AKP'li ile Başbakan-
lık'taki "kardeşi"n\n yayımladıklan mesajlarda günün
gerçek anlamına değinen ifadelere rastlanmıyor.
Atatürk'ü anma gününde gericiliğin üstünü örten
ve Atatürk'ün onca yol gösterici sözleri arasında her-
hangi bir sırada olan "Türkiye'yi çağdaş uygarlık dü-
zeyine" ulaştırmayı amaçlayan tek bir cümlesini yine-
liyorlar.
Çankaya'daki ve Başbakanlık'taki ikili, Cumhuri-
yet'in ilk adımı olan 19 Mayıs günü açıklanan mesaj-
larında Atatürk gençliğine, onun içerden ve dışardan
gelen hertürlü vaade, her girişime karşın tam bağım-
sızlığı korumayı öngören öğütlerini anlatmaya yanaş-
mıyorlar.
19 Mayıs günü Atatürk'e ait tek bir cümleyle yeti-
niyor, üstü kapalı biçimde AKP propagandası yapı-
yorlar.
•••
Ikinci, üçüncü sıradaki AKP yetkililerinden bilgisiz-
likten kaynaklanan acayip yorumlar geliyor.
Örneğin Başbakan Yardımcılığından Adalet Ba-
kanlığı'na gönderilen Mehmet AN Şahin, Türkiye
Cumhuriyeti kurulurken sadece cumhurbaşkanının,
Genelkurmay başkanının ve Diyanet Işleri başkanının
makam aracı olduğunu ve bu durumun "halkın dine
olan ihtiyacına böylesine önem verildiğini" vurgula-
mak için söylüyor.
Cumhuriyetin ilk yıllarını bırakalım bir yana; oysa,
Şahin biraz olsun kitap karıştırabilir, Ikinci Dünya Sa-
vaşı'nın başladığı sırada ABD'ye Türkiye'nin sahip ol-
duğu değerleri açıklayan büyükelçilik raporlarında ül-
kemizde ancak 200-300 otomobil olduğunun yazıl-
dığını görebilirdi.
Şahin, Çankaya'daki AKP'liden ve RTE'den farklı
konuşmuyor. Konuşması da beklenemez. 19 Ma-
yıs'ın kendi yaşamından başlayarak ulusun yazgısını
değiştireceğini anlatacağı yerde, bu tarihsel günde
tabii dinci parti AKP'ye yakışır içerikte dincilik satıyor.
•••
1 Mayıs'ta Kayseri'de, 18 Mayıs'ta Eskişehir'de
halka konuşan RTE'nin ne gözünde ne de vücudun-
da herhangi bir arıza yok.
Bu illerde yaptığı son konuşmalarda da; ekonomik
ve sosyal çalkantılardan bunalan halka karşı başarı-
sızlıklarını örtmeye çabalıyor, sanki başarısızlıklarına
neden parti lideri Baykal'mış gibi sürekli CHP'ye yük-
leniyor.
18 Mayıs gecesi 23.40'ta Başbakanhk'tan yapılan
bir açıklama "gözünde beliren sağlıksorunu nedeniy-
le" 19 Mayıs törenlerine katılamayacağını bildirdi.
Acaba gözündeki arızaya, giderek gözüne batan
CHP'deki toparlanma, kıpırdanma mı neden oldu?
Yoksa Emine Hanım'ın kraliçenin yaş günü kutla-
malarında Ingiltere Sefareti bahçesinde sık sık görüş-
tüğü kimi hanımlara söyledikleri, -ne olduğu açıklan-
mayan- gözdeki rahatsızlığı başlatan gerçek neden
mi?
RTE'nin eşi, şöylediyor: "Bugünlerde psikolojik ola-
rak da bedenen de çok yorgunuz."
Kısa ama çok dikkat çekici bir cümle.
Bu, sıkıntıları dışarıya yansıtmamak için her türlü
çareye başvuran bir siyasetçinin evdeki ruhsal ve be-
densel durumunu yansıtan bir cümle.
Enflasyon, her gün artan fiyatlar karşısında geliri
sabit kalan bireylerden gelen eleştiriler bir yandan. Di-
ğer yandan iç politikadaki zikzaklarıyla kimi sorunları
daha da karmaşık duruma getiren politikalann önüne
getirdiği, partinin kapatılması olasılığından, siyaseten
yasaklanırsa ne yapacağını, ne olacağını bilememek-
ten kaynaklanan sorunlar...
...Gözde de, bedende de birden sıkıntılar çıkması-
na, hatta varsa ülser gibi, sara gibi rahatsızlıkların bir-
den canlanmasına veya yeni rahatsızlıkların başla-
masına yol açabilir.
Siyasal ve kişisel olasılıklardan kaynaklanan
RTE'deki bunalımı ABD ve AB'den gelen kimi sesler
özetliyor:
"...Geçen yaz elde ettiği önemli siyasi sermayeyi
çarçuretti..."
Boşuna söylenmemiş: "Haydan gelen huya gider"
diye!
AL GÖZÜM SEYREYLE
Dumansız Hava Sahası Hareketi
I Baştarafı Arka Sayfada
sloganıyla başlayaıı bu hare-
kât anında püskürtülüı" diyc
düijündüğünü adını gibi bili-
yorum, yapılan araştırnialar
da bu yolda sonuç vcrmiş:
"Abi bu durıını bizdc pck
tutmaz!"
Böyle düşünenlerin haklı
olduğu pek çok durum söz ko-
nusu. Tam hatırlamıyorum,
galiba bir yıl önce taksilercie si-
gara içme yasağı gelirilmişti.
Bendeniz sigara tiryakisi bir
vatandaş olarak bu bir yıl için-
dc tam sekiz kez pülîir püffir
sigara içen taksi şoförlerini
uyarmak zoıunda kaldım:
"Taksidc sigara içcmczsi-
ııiz." Aldığım yanıtlar çok il-
ginçti: "Abla bu trafığc da-
yanmam için içmcm gerek,
cczası ncyse veririm." " Bu
yasağı masa başında çalı-
şanlara uygulasınlar, bcn
öyle acayip insanlarla mu-
hatap oluyorunı ki, alıa şu si-
garayı yakıııa/sanı adamı
climdcn zor alırlar." " Boş-
vcr abla, polislerin de görev
başında sigara içmesi ya-
sak, onlar bu yasağı deldik-
ten sonra bcn gariban dcl-
ınişim ne çıkar."
Oylc ya da böylc, bir yığm
komik, saçma olay yaşadık-
tan, homur lıomur söylcndık-
tcn sonra zaman içinde asla
hemen değil, bu sigara içmc
yasağını, "Dıınıansı/ Hava
Sahası Hareketi"ne çeviren
uygulamalara usuldan usuldan
dahil olacağız. Bcndcn söy-
lemesi. Yıllar öncc bir dostıı-
mun son derece şık vc çağdaş
mobilyalann sergilendiği iş-
ycrindc kısa bir süre çalış-
mıştım. Çalışma alanmda si-
gara içilmiyordu, bahçede bir
yer vardı, duvarlan badana-
sız, sandalycsiz bir yer, iz-
maritler de Amerikan filmlc-
rinde görmüşsünüzdür evsiz-
lerin içinde ateş yaktıkları
bidonlara benzeyen bir bido-
nun ıçıne atılıyordu ve dehşel
kötü kokuyordu. Hani "Kö-
pek bağlasan durmaz" der-
ler ya, öyle bir yerdi, vallahi
ben o ara sigarayı epeyce
azaltmıştım.
Bolivya'da da öyle olmuş-
tu; otel lobismdc, lokantalarda
sigara içmek yasaktı vc diin-
yanın bu yoksul ülkcsinde uy-
gulanan yasağa bakıp birazcık
kcndimdcn utanmıştım.
Şimdi utanmamak için si-
gara içmeme zamara başladı.
A, yazıını yazarken bir tek si-
gara içmişim, ev tcıtcmız ko-
kuyor, "Dumansız Hava Sa-
hası Hareketi"ne dalıil ol-
raaya başladım galiba, ch ya-
şım da gelmişti zaten.
TRT'de tehdit iddiası
• Baştarafı 1. Sayfada
lık yapmaya çalıştığını dilc geti-
ren Selçuk, müvekkilinin son
olarak TRTGenel Müdürü tbra-
him Şahin tarafından evindcn
telefonla arandığını belirtti. Sel-
çuk, dilekçesindc şuıılan kaydetti:
"TRT Genel Müdürü tara-
fından görüşmeye çağrılan da-
vacı, ayıu gün öğleye doğru ger-
çekleşen görüşmelcrindc tara-
fımızdan açılan davanın geri
aunmasını, aksi takdirde ken-
disi ile çok uğraşılacağını, açı-
lan davadan herhangi bir lehe
sonuç alamayacağını, bütün
hâkinıleri ranıdığını, bir telefon
etmesinin yeterli olacağını, de-
vamında kurum müfettişi ta-
rafından davcı asilin TRT ku-
rumundaki 3.5 yıllık nıasraf-
larının incelettirüerek izinli
iken yapılan birkaç temsil har-
canıasının hiçbir mevzuata da-
yanmasa da en ağır cezalar
önerileceğini, müvekkilin ida-
ri yargı kararıyla geri dönnıe-
si halinde tekrar görevden alın-
ması için bu raporların daya-
nak ohışfuracağım, bu neden-
le bütün yöneticilerin istifasını
aldığını, davacının da istifası-
nı vermesini istemişrir."
Görüşme üzerinc Hatipoğ-
lu'nıuı düşünmek için süre iste-
diği belirtilen dilekçede, bir sü-
re sonra genel müdürün maka-
mında yapılan görüşmede de Şa-
hin'in Hatipoğlu'na "dava açıl-
mış olması nedeniyle genel ıııü-
dür mali yardınıcılığını kinı-
senin kabul etmediğini, dava-
dan feragat edilmesi gerekti-
ğini, yoksa üzülen taraf olaca-
ğını" söylediği belirtildi. Genel
Müdür'e yakm olduğu ileri sü-
rülen APK Dairesi Başkanveki-
li İbrahim Pakmak'ın da bir sü-
re sonra Hatipoğlu'nu arayarak
makamına davet ettiği belirtilen
dilekçede, Pakmak'ın Hatipoğ-
lu'nu Şahin taraftndan göreve ge-
tirilen Genel Müdür fdari Yar-
dımcısı Ahmet Koyuncu ile
görüştürdügü aktanldı. Görüş-
mede önceden hazırlanan bir fe-
ragat dilekçesinin Hatipoğlu'na
sunulduğu belirtilen dilekçede,
Hatipoğlu'nun dilekçeyi ünza-
lamayı kabul etmeınesi üzerine
Pakmak'mkendisini Sosyal lşler
ve îç Hizmetler Dairesi Başka-
nı'nın odasına götürdüğü ifade
edildi. Burada da Hatipoğlu'na
baskı yapıldığı bildirilen dilek-
çede, şunlar kaydedildi:
"Davacı müvekkil saatin
11.35 olduğunu, öğle yemeği
için bir üst düzey bürokratla
sözleşnıiş olduğunu, avukatıy-
la konuşması gerektiğini, bu
konuyu öğleden sonra konu-
şabileceklerini ifade etnıişse
de avukatı olarak tarafımın
aramasına izin verilnıediği gi-
bi, önce imzala diyerek 3 kişi-
nin baskısma maruz kalan da-
vacı müvekldl, odaya kimsenin
giremediğini ve elektrikli bir
hava olduğunu, uzattıkları kâ-
ğıdı imzalamaktan başka ça-
resinin olmadığını, aksi tak-
dirde o odadan çıkamayaca-
ğını düşündüğünü belirterek,
hazırlanan feragat dilekçesini
imzaladığını ifade etnıekte-
dir."
Dilekçeyi inızalamasınm he-
men ardından Hatipoğlu'nun ha-
zu"lanan resmi araca bindirilerek
Personel Dairesi Başkan Yar-
dımcısı Ihsan Dağ ile birlikte
idarc mahkemesine götürülerek
davasından feragat etmeye zor-
landığı belirtilen dilekçede, fe-
ragatc dayalı olarak Ankara 2.
ldare Mahkemesi'nin göreve ia-
de etmeme karannın yürütmesi-
nin durdurulması istendi.
Bir hafta içinde 2 kişinin yaşamını yitirdiği Selah Tersanesi önünde toplanan TKP'liler "Ölümlerin sebebi sermaye düzeni", "Pat-
ronlar için ölmeyeceğiz" sloganları atarak işçileri pazar günü düzenleyecekleri mitinge çağırdılar. (Fotoğraf: DENİZ TATARER)
Tuzla'da işçiler eylemde
Iş cinayetleri bugünprotesto edilecek. îşçiler 'insanca koşullarda çalışma' isteklerini
bir kez daha dile getirmek ve hükümeti uyarmak için 16 Haziran 'da da greve çıkacak
İstanbul Haber Servisi - Art
arda yaşanan "işçi cinayetleri"
nedeniyle bir türlü çözüm üre-
tilmeycn vc kanayan yara halinc
gelen Tuzla Tersaneler Bölge-
si'nde işçiler bugün eylem ya-
pacak. "Sesimizi duyun, artık
ölnıck istemiyoruz" diyen ter-
sane işçileri, bir haftada 2 işçiye
mezar olan Selah Tcrsanesi'ni ta-
butla protesto edecek. İşçiler, iş
kazalarında gerekli önlemleri
almamakla suçladıkları patron-
larını protesto için tcrsane kapı-
sına bir şişe kan bırakacak. Her
an ölümle burun buruıia yaşayaıı
tersane işçileri, "insanca ko-
şullarda çalışma" isteklerini
bir kez daha dile getirmek vc hü-
kümeti uyarmak için 16 Hazi-
ran'da da greve çıkacak. DlSK'c
bağlı Liman Tersane Gemi Ya-
pım ve Onanm İşçileri Sendikası
(Limter-lş) Başkanı Cem Dinç,
işçilcrin teker teker ölünıe gön-
derildiğini vurgıüayarak Çalışma
vc Sosyal Güvenlik Bakanı Fa-
ruk Çelik'i istifaya çağırdı.
Türkiye Komünist Partisi
(TKP) Istanbul ll Örgütü ve
Yursever Cephe lşçi Birliği üye-
si yaklaşık 300 kişilik grup,
Tuzla Tersaneler Bölgesi'nde
birbiri ardına meydana gelen iş-
çi ölümlerini protesto ederek
tersane işçilerine 15 Haziran Pa-
zar günü saat 17.00'de Kartal
Meydanı'nda düzenleyecekleri
"Büyük tşçi Mitingi"ne katıl-
maya çağırdı.
Bir hafta içinde 2 kişinin ya-
şamını yitirdiği 4 kişinin de ya-
ralandığı Tuzla'daki Selah Ter-
sanesi önünde dün öğle saatle-
rinde toplanan TKP'liler "Ölüm-
lerin sebebi sermaye düzeni",
"Patronlar için ölmeyeceğiz",
"İşçiler birleşin iktidara yer-
leşin" sloganları attı.
Grup adına açıklama yapan
TKP Istanbul ll Örgütü Merkez
Yürütme Kurulu üyesi Kemal
Parlak, "9 ayda 25, bir saat
arayla 2 iki kişi öldü. Rakam-
lar büyüyor, ölümler arrıyor"
dedi.
9 Mayıs'ta Selah Tersane-
si'nde bir işçinin öldüğü kazadan
kısa bir süre sonı-a 17 Mayıs'ta
24 saat içinde Deniz Kaşıke-
man, ve Desan Tereanesi'nde ça-
lışan Murat Çalışkan'ın ya-
şamlannı yitirmesi tepkilerin
yükselmesine ncdcn oldu.
Geçen şubat ayında iki günlük
grev gerçekleştircn DlSK'e bağ-
lı Limter-lş Sendikası 16 Ha-
ziran'da greve çıkma karan al-
dı. Sendikadan yapılan açıkla-
mada, 28 Şubat'ta DİSK Genel
Başkanı Süleyman Çelebi'nin
de içinde bulunduğu bü- heyetin,
Gcmi Inşa Sanayicilcri Birliği
(GİSBİR) yöneticileriyle gör-
üştüğü anımsatıldı. Tuzla ter-
sanclerindeki işçi ölümlcrinin
nedcnlerinin belirlenmesi ama-
cıyla kurulan Meclis Araşhrma
Komisyonu üyesi ve CHP Is-
tanbul Mılletvekili Çetin Soy-
sal, Çalışma ve Sosyal Güven-
lik Bakanı Faruk Çelik'in, Tuz-
la'daki ölümlerin devam ede-
ceğinc yönelik sözlerini elcşti-
rerek Bakan Çelik'in açıkla-
malanyla, konuya ilişkin ted-
birsizliğini vc diğer makamlann
almadığı önlemleri meşrulaş-
tırmaya çalıştığını söyledi.
Soysal, "Bölgede halen ye-
terli önlem alınmıyor, kayıt
dışıhk ve ölümler devam edi-
yor. Bakan orada 40 bin çalı-
şanın olduğunu ycni mi keş-
fetti? Bugüne kadar bunları ni-
ye söylemedi ve hâlâ neden
sessiz kalınıyor" diye sordu.
DİSK Genel Başkanı Süley-
man Çelebi, Çelik'in bugüne ka-
darki tespitleriyle, bugün geldi-
ği noktanın çeliştiğine işaret
ederek "Bugüne kadar bu so-
runların üzerine gitmeyen ba-
kanlık bu işten sorumlu, topu
taca atarak işten çıkamaz. Bu-
rada çare tedbir almaktır. An-
cak tek taraflı yaklaşımla,
farklı görüşlere tahammül-
süzlükle bu işler çözülemez" di-
ye konuştu.
*O koltııkta oturamazsınız'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÇHP Ge-
nel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen,
Tuzla'daki işçi ölümlcriyle ilgili olarak bir nıek-
tup yazdığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Faruk Çelik'i istifaya çağınrken, mevzuata ay-
kın çahşan tersanelerin de derhal kapatılması-
nı istcdi. ÇHP'lı Sevigen, Çalışma Bakanı Çe-
lik'e gönderdiği mektupta Tuzla tersanelerinin
küçük tonajlı gemilerin onanlması amacıyla ku-
rulduğunu, ancak daha sonra bölünerek sayıca
çoğalhldıklarını, böylece tersanelerin dar alan-
lara sıkıştinldıklannı anlattı. Tersanclerde kar-
şılaşılan tablonun "kölelik ve sömürge dö-
nemlerini hatırlattığım" kaydeden Sevigen,
"Türkiye ve işçilerimiz geri kalmış ülkeler-
de görülen çalışma şartlarına layık görül-
mektedir. Kendi siyasi çıkarlarınız söz ko-
nusu olduğunda AB ülkeierini örnek göste-
rirken, sıra işçiye geldiğinde ILO standart-
larını çok görmektesiniz" dedi. Bugüne dek
96 işçinin yaşamını yitirdiğini anımsatan Se-
vigen, şu görüşleri dile getirdı: "Bugüne kadar
Meclis'te verdiğimiz soru önergeleri, araş-
ürma önergesi ve diğer girişiınlerimiz hiçbir
sonuç doğurmamıştır. Ve geçen günlerdc
yaprığınız açıklama devlerin bittiğini ve ba-
kanlıklar arasındaki uyumsuzluk nedeniy-
le işçi ölümlerinin süreceğini göstermiştir. Bu
gerçeği açıkça itiraf eden bir bakan olarak,
ölümler sürecek tespitinizden sonra o kol-
tukta oturmamamz gerektiğini düşünüyo-
rum. Siyasetin birinci işi insanı yaşatmaktır.
Sizin duvarlarınızda asılı olduğunu tahmin
ettiğim 'İnsanı yaşat ki dcvlet yaşasın' özde-
yişinin anlamı budur. Size göre kazanılan pa-
ra mı daha önemli, insan yaşamı mı? tstifa
ederek mensubu olduğunuz hükümeti uyar-
madığınız takdirde devam edeceğini öngör-
düğünüz ölümlerin sorumlusu olacağını
üzülerek ifade ediyorum."
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Ankara'daydı. Anıtkabir'e gitmediği gibi, Türki-
ye'nin cumhurbaşkanını ve başbakanını toplu
halde huzuruna çağırdı. Kralın arkasında kendi
fotoğrafı, sağında Gül, solunda Erdoğan Üç-
lünün ancak böyle huzur bulduğu her hallerinden
belliydi.
Ingiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in ziyaretinde
de Gül, 29 Ekim'den bile esirgediği protokol kı-
yafetini giydi. Nişanla birlikte çok yakışmıştı, o
ayrı konu!
Ziyarete, "emperyalizme ılımlı" Islami yönetim
altındaki bir ülkeye yapılıyormuş havası vermek
için büyük çaba harcandı ve başarıldı.
Başkan Bush'un gelişinde verilen Istanbul Bo-
ğazı-Ortaköy Camii-Boğaziçi Köprüsü fotoğrafı,
Kraliçe'de de verildi.
•••
Türkiye, Arap yarımadası için kötü örnek!
Nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman bir ül-
kede, kadın-erkek eşitliği var, seçimle gelen se-
çimle gidiyor, laiklik konuşuluyor...
Türkiye, Sevr sendromunu üzerinden atama-
mış Batı için de kötü örnek!
Yeni küreselleşme dalgası içinde kontrol altın-
da tutabilecekleri bir coğrafyada, çağdaş uygar-
lık düzeyinden söz eden kurucusunu hâlâ belle-
ğindetutan bir ülke...
Suudi Arabistan Kralı'yla Ingiltere Kraliçesi'nin
ortak paydası yok değil... .
Ortadoğu'daki devletlerin kralları, emirleri ge-
leneksel olarak Ingiltere'de eğitim görür. Burada
yaşar. Sırası geldi mi; British Airvvays'e biner ve
saltanatı başlar... Ürdün Kralı Abdullah'tan Suri-
ye Devlet Başkanı Beşar Esad'a hep böyledir!
Irak'a bakıp güney komşumuz ABD diyoruz
ama, aynı zamanda Ingiltere...
••*
Ingiliz gazetesi The Times'ta, Kraliçe'nin ziya-
retini yorumlayan "Britanya ve Türkiye: Stratejik
BirKöprü" başlıklı yazıdan bazı bölümler aktara-
lım:
"Türkiye'yi eşsiz derecede önemli kılan, ılımlı
Islamcılığı demokrasi ve ekonomik kalkmmayla
bağdaştırma teşebbüsüdür. Onlarca yıldır ilk de-
fa Arap ülkeleri bu ülkedeki gelişmeleri dikkatle
takip etmektedir... Erdoğan hükümeti, laikliğin al-
tını oyuyor gerekçesiyle şüpheci askeri kurumlar
tarafından doğrudan veya hukuki bir tertiple dev-
rilirse, başka yerlerdeki Islamcılar, demokrasinin
onları hiçbir zaman kabul etmeyeceğini veya hu-
kuki yollardan iktidara gelmelerine izin verilmeye-
ceğini düşünerek, ılımlılığın faydası olmadığı so-
nucuna varacaklardır... Bu sebeple sadece ehli-
yeti bakımından değil, fakat oluşturduğu küresel
örnek bakımından Türkiye'nin seçilmiş hükümeti-
ninyaşamasında Batı'nın hayati çıkarı vardır."
Emekçi Büyükelçi (emekli değil) Tugay Uluç-
evik'in Türkçeye çevirip bize ulaştırdığı bu yo-
rum, başka yorum gerektirmeyecek kadar açık!
Kraliçe'nin ziyaretinin ardından yapılan bu tür
yorumlar, Ingiltere Dışişleri Bakanı Miliband ın
AKP korumacılığı nedense aklımıza; Turgut
Özakman ustanın Atatürk Kronolojisi kitabının
93. sayfasında yer alan bir raporu getirdi.
1919'da Türkiye'de nasıl bir yönetim gerektiğini
tasarlayan Ingilizlerin rapor yazma yetkisindeki
tercümanı A. Ryan bakın ne diyor:
"Amacımız bölmek ve hükmetmek olmalıdır.
Biz gerçek ideali dinmiş gibi davranacak, çıkarcı
bir grubu idareci olarak takdim etmeye çalışaca-
ğız."
Çok AKP tarifi duydum, bundan güzelini oku-
madım!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
AP'NİN TÜRKİYE RAPORU
1 Mayıs eleştirisi
ÇÎMEN TUNÇ BATURALP
BRÜKSEL - Avrupa Parlamentosu (AP), Tür-
kiye raporunda "1 Mayıs'ta göstericilere kar-
şı Türk polisinin aşırı güç kullanımını or-
taya çıkaran raporların kaygı verici oldu-
ğunu" ifade eden bir maddeye yer venne ha-
zırlığı içinde. Strasbourg'daİci AP Genel Ku-
rulu'nda yarın görüşülüp oylanacak olan
Türkiye raporunda yer alması için AP'deki beş
parti grubu (Avrupa Halklan ve Hıristiyan De-
mokratlar, Liberaller, Ycşiller, Birleşik Sol-
Kuzeyli Yeşiller ve Sosyalistler) 1 Mayıs olay-
larını kınayan değişiklik önergeleri verdi.
Sosyalistlerin verdikleri önergede "Kopenhag
kriterlerine göre sendikaların barışçı ak-
tivitelerinin temel bir hak olduğuna" dik-
kat çekiliyor. Türk Geza Yasası'nm 301 'in-
ci maddesi ile ilgili yapılan değişikliklerle il-
gili eleştiriler de var. Avrupalı parlementer-
ler 301 'de yapılan değişiklikleri ifade özgür-
lüğü alanmda yapılması gereken reformlar açı-
sından yeterli bulmuyorlar. Verilen değişik-
lik önergelerinde Türkiye'de ifade özgürlü-
ğünün uluslararası hukukla garantiye almarak
Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'ne uygun
hale getirilmesi isteniyor. Aynca, kadm hak-
lan ve cinsiyet eşitliği konularında, Kürt
meselesi ve Kürtçenin yaygm kullanımı ile il-
gili değişklik önergeleri var. Fransız parla-
menterlerin girişimiyle, 1915 olaylanna iliş-
kin Ermeni iddialannı gündeme getiren de-
ğişiklik önergeleri de genel kurulda oylana-
cak. AP'nin Türkiye raporu Avrupa Komis-
yonu tarafından hazırlanan 2007 yılı Türkiye
raporuna dayanarak hazırlanıyor. Hollanda-
lı parlamenter Ria Oomen Ruijten tarafından
hazırlanan ve 21 Nisan'da AP Dışilişkiler Ko-
misyonu'nda tartışılarak oylanan Türkiye ra-
poru yarın Strasbourg'da son halini alacak.