25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2008 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Türkiye’nin eski AİHM avukatı Çağlar, AKP’nin antilaik söyleminin davaya neden olduğunu söyledi AVRUPA GÜRAY ÖZ ‘Davanın açılması zorunlu’ BAŞSAVCI’YA DESTEK İşgalin Yıldönümünde Kriz Borsalar indi bindi. Sarsıntı büyük. Finans dünyasının derin krizi artık gözlerden gizlenemiyor. Kriz, kredi mekanizmaları kısa devre yapan ABD’den başlayarak tüm dünyayı etkisi altına aldı. İflaslar birbirini izliyor. Olup bitenler 1929 krizi ile karşılaştırılıyor. Türkiye’de de borsa, döviz piyasaları bu şiddetli fırtınanın etkisindedir. İç politik gelişmelerin krize tuz biber ektiğini söyleyenler var. Ama bu kez krizin kaynağının dışarısı olduğu o kadar açık ki, önceki büyük krizde suçu zamanın cumhurbaşkanı Sezer’e yükleyenler, “Anayasa kitabı fırlattın, bak neler oldu” diyenler daha ihtiyatlı konuşuyorlar. Yargıtay Başsavcısı’nı “Seni gidi Ergenekon seni” diyerek korkutmaya çalışanlar kadar pervasız değiller. Türkiye’nin iç politikada yaşadığı kriz başkadır. Ama biz önce ABD’nin tüm dünyaya, bu arada bize de bulaşan krizine, o krizin derindeki nedenlerine göz atalım. ??? Görece sakin, dengeli bir dünyanın sonunu getiren neden, Sovyetler Birliği’nin dağılması, dağıtılması ve onun ardından gelen, Irak’ın işgalidir. 20 Mart bu işgalin beşinci yılıdır. ABD beş yıldır bu ülke sokaklarında korkudan yüzleri kararmış askerleriyle can alıyor. Ülke bölündü. Kanlı bir iç savaşa sürüklendi. 1 milyon Iraklı öldü. 3 milyon Iraklı yaralandı. 4 milyon Iraklı başka ülkelere sığındı. İşgalin gerekçesi olarak gösterilen kitle imha silahları bulunamadı. Dahası Irak’ta bu türden silahların bulunmadığını ABD Savunma Bakanlığı Pentagon raporu yazdı. Pentagon, Saddam Hüseyin’le Usame bin Ladin arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını da açıkladı. ??? Ama Usame bin Ladin’le Bush arasında bir ilişki bulunmadığını hiç kimse söyleyemez. Söyleyemez, çünkü baba Bush, ABD’nin önde gelen petrol, silah lordları, neoconların önde gelenleri, Usame’nin ailesi, Suudi Arabistanlı Bin Ladin aşireti Carlyl finans şirketinin ortakları, yöneticileriydiler. Afganistan’da Rus birliklerine karşı Taliban’ı örgütleme görevini üstlenen Bin Ladin, “işler değişince” önce Bosna’da göreve çağrıldı, sonra da gitti Dünya Ticaret Örgütü’nün ikiz kulelerini vurdu. ABD’nin “savaş savaş” diye ellerini ovuşturan neoconları, savaş lordları Irak’a hücum emrini verdiler. “Şer ülkeleri” listeleri uçuşmaya başladı. İşgalin en özet bilançosunu yukarıda verdim. Rakamların soğuk dili acıyı ve öfkeyi yansıtmakta yetersizdir. Carlyl Finans şirketine ne oldu? Sizlere ömür, şu sıralarda iflas masasında, tasfiye halinde. Siz bu Carlyl şirketini daha birkaç hafta önce “memleketin varını yoğunu satma projesi” kapsamında Türkiye’ye çağrılan yabancı sermaye arasında yer aldığı için de hatırlayacaksınız. Herhalde krizden kurtulmak için debelenirken, Türkiye’den ne götürebiliriz diye düşündüler. Neyse beceremediler, çekildiler. Carlyl Finans, ortaklar listesinin bir ucunda Bin Ladin, öbür ucunda Bush çetesinin bulunduğu ibretlik bir şirkettir, çağımızı özetleyen bir semboldür. Kriz onu iflas masasına oturttu. Gerçekte iflas eden ABD’nin emperyalist politikasıdır. Samuel Huntington’ın “medeniyetler çatışması” tezine dayalı Bush doktrini iflas etti. Yaşadığımız kriz bu iflasın krizidir. Türkiye ise her geçen gün biraz daha kompradorlaşan ekonomisiyle krizin dışında kalma şansı olmayan ülkelerden birisidir. Bu türden krizlerden kurtulmanın yolu, memleketin varını yoğunu satıp savmaktan değil, herkesin kulaklarını tıkadığı yurttaş iktisatçılara kulak vermekten geçer. Carlyl gibileriyle iş görmeye çalışanlar, onunla aynı akıbeti paylaşırlar. Suçu Yargıtay Başsavcısı’nın üstüne yıkmaya çalışmak da önlemez krizi. Kurtulmak için Bush doktrinini, Türkiye’ye biçilen rolleri reddetmek, işe oradan başlamak gerekir. Irak işgalinin beşinci yılında neoconların ağababası Cheney Türkiye’ye geliyor. Çantasında kriz var, Afganistan’daki savaşa davet var. Başsavcıyı bırakın da ona bakın siz. Krizin büyüğü onun çantasının içinde. eposta: guray.oz@cumhuriyet.com.tr ‘Emanete sahip çıkıyor’ ? Prof. Dr. Şenatalar, “AKP’nin yargıya tepki göstermek yerine, iddiaların gerçek olmadığını kanıtlamak zorunluluğu vardır” dedi. İstanbul Haber Servisi AKP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açan Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya’ya toplumun tüm kesimlerinden destek yağdı. CHP milletvekili ve Kadın Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Necla Arat, Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya’nın “emanete sahip çıktığını” vurguladı. Arat, “Cumhuriyetimizin temel değer ve ilkelerini anayasanın verdiği görev ve yetkiye dayanarak savunma girişiminde bulunduğunuz, ‘emanete sahip çıktığınız için’ sizi içtenlik ve en derin saygılarımızla kutluyoruz” dedi. DSP Milletvekili Süleyman Yağız da “Bu, milli iradeye yönelik atılmış bir adımdır” diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Partiniz hakkında dava açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın şahsında milleti yargıya karşı kışkırtmış olmuyor musunuz” diye sordu. Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Dönem Sözcüsü Aydeniz Alisbah Tuskan, “Hukuk devletinde görevini yapan Yargıtay Başsavcısı’nı hedef alan anlayışı ve yanlı yayın yapan basını kınıyoruz” dedi. İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada da AKP’nin kapatılması istemiyle hazırlanan iddianameye ilişkin yapılan değerlendirmelerin büyük çoğunluğunun hukuksal temellerden yoksun olduğu belirtilerek bir hukuk kurumu olarak açıklamaları kaygıyla izledikleri vurgulandı. Haber Merkezi Türkiye’nin AİHM eski avukatlarından Prof. Bakır Çağlar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın AKP’nin antilaik söylemleri dolayısıyla kapatma davası açmasının “hukuken zorunlu” olduğunu söyledi. Çağlar, “siyasi partilerin demokratik toplum düzenine aykırı oldukları sürece kapatılabilecekleri” görüşünü dile getirdi. Çağlar, iddianamenin hukuksal kurgusunun da tutarlı olduğunu belirtti. İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye konuşan Türkiye’nin AİHM eski avukatlarından Çağlar, AİHM’nin parti kapatma davalarında “her ülkenin kendine özgü koşullarını dikkate aldığını” belirterek, Türkiye’deki parti kapatma davalarıyla Avrupa’daki kapatma davaları ? Türkiye’deki parti kapatma davalarıyla Avrupa’daki parti kapatma davalarının ortak noktasının “demokratik toplum düzeninin korunması” olduğunu belirten Prof. Bakır Çağlar, “Türkiye’nin AİHM kararlarında dikkate alınan, öne çıkan kendine özgü durumu ‘laiklik ilkesi’dir” dedi. nın ortak yönleri bulunduğuna dikkat çekti. Çağlar, “Hepsinin bir ortak noktası var; demokratik toplum düzeninin korunması” dedi. Türkiye’nin AİHM kararlarında dikkate alınan, öne çıkan kendine özgü durumunun “laiklik ilkesi” olduğunu ifade eden Çağlar, “AİHM’nin Türkiye ile ilgili aldığı kararlarında da söylediği; ‘Siyasi partinin eylemleri, demokratik toplum düzeni için açık ve mevcut bir tehlike oluşturursa o zaman bu parti yasaklanabilir.’ Basit gerekçe bu” diye konuştu. AİHM’nin öznel kriterlerinin yerellik sağladığı eleştirilerinin anımsatılması üzerine Çağlar, bu görüşe katılmadığını, çünkü AİHM’nin misyonunun “Avrupa’nın anayasal hukukunu oluşturmak” olduğunu söyledi. Avrupa standartlarında Çağlar, bu misyon dışında ülkelere “sınırlı bir takdir hakkı” ta nındığına dikkat çekerek AİHM’nin türban davasında Danıştay’ın ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını dikkate aldığını anımsattı. AKP’nin parti kapatmayı zorlaştırıcı düzenlemeyle “parti kapatmalarda Avrupa standartlarını yakalamak istediği” yönündeki görüşe katılmadığını belirten Prof. Çağlar, “Şu anda zaten Avrupa standartları çerçevesi içinde mahkeme değerlendirmelerini yaptı ve Avrupa standartlarına uygun buldu. Onun için yeni bir düzenlemenin yakınlaştırması söz konusu değil. Zaten uygulamanın sözleşmeye uygun olduğu sonucuna vardı” dedi. Çağlar, Anayasa Mahkemesi’nin yapısıyla oynamanın yüksek mahkemenin görevini “kısıtlama” anlamına geleceğini söyledi. KANADOĞLU ‘Bu yönetim dinci dikta’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’ya destek vererek “Hukuk devletinde ister yüzde 4, ister yüzde 46.7, ister 96.7 oy alın, hukuk devleti gereklerine uymak zorundasınız.” diye konuştu. Ege Öğretim Elemanları Derneği’nin konuğu olarak Ege Üniversitesi Kampus Kültür Merkezi’nde konferans veren Kanadoğlu, ülkenin laik yapısının “çoğunluk ne isterse o olur” düşüncesiyle değiştirilmek istendiğini söyledi. Küresel krizi görmezden gelip Yalçınkaya’yı suçladılar Dinci basın yine çarpıttı İstanbul Haber Servisi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın AKP’nin kapatılması istemi ile Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru, dinci gazeteler tarafından Türkiye’deki ekonomik dalgalanmanın nedeni olarak gösterildi. Anadolu’da Vakit gazetesi, “1 günlük zarar 12 milyar dolar” başlığı ile birinci sayfadan verdiği haberde, Yalçınkaya’nın AKP’nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurunun “piyasaları fena çarptığını” öne sürdü. Dünyadaki krizi görmezden gelen gazete, dava açılması sonrasında piyasaların haftaya büyük bir sarsıntı ile başladığını kaydetti. Türkiye’nin mali yükünün dava nedeniyle bir günde yaklaşık 6 milyar dolar arttığını savunan gazete, borsadaki kayıplarla birlikte Türkiye’nin bir günlük kaybının 12 milyar doları bulduğunu savundu. Anadolu’da Vakit gazetesi “Ergenekon parmağı mı” başlıklı manşet haberde de Bakan Ertuğrul Günay’ın “Ergenekon’un arka planının ortaya çıkmasının engellenmek istendiği”ne ilişkin sözleri üzerinde durdu. Yeni Şafak gazetesi ise “18 milyar dolarlık adam” başlığı ile verilen haberde, kapatma davasanın küresel krizin etkisini ikiye katladığını öne sürüp Vakit’in yaptığı hesabın üzerine çıkarak borsanın bir günlük kaybının 18 milyar dolar olduğunu kaydetti. Tek kişi egemenliği Sabih Kanadoğlu şunları söyledi: “‘Madem ki milli irade TBMM’de temsil edilmektedir. O halde yasama organı her şeyin üstündedir’ görüşü yanlıştır. Eğer yargı tarafından denetlenmeyen bir yasama organı düşünüyorsak bunun adı ‘demokrasi’ olmaz. Hele bizde olduğu gibi yasamanın üyelerini bir siyasi partinin genel başkanı kişi olarak ve sıralama olarak tayin ediyorsa... Yürütmenin başı olan, cumhurbaşkanını, o siyasi partinin lideri ‘Bu benim arkadaşımdır’ diye seçilmesini sağlıyorsa... Yargı denetiminden mahrum bırakılan bu yönetimin adı sadece ve sadece ‘dikta’ olur. Ve bu dikta, bir oligarşik yapının da dışında tek kişi egemenliği ve diktasına dönüşür. Eğer bir de üzerine bu kişi ve onun etrafındaki emir kulları o devletin laik niteliğini değiştirmeyi ve ona dinci bir kimlik kazandırmayı düşünüyor ise o rejimin adı ‘dinci dikta’dır.” DİSK Genel Başkanı Çelebi: Parti kapatmaya karşı olduğunu söyledi ‘Örnek bir adım’ Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu (AADD) Genel Başkanı Dursun Atılgan da “Kapatma kararının cumhuriyetçi demokrasi rejimine yönelik daha büyük tehlikelere karşı önlem alınmasını sağlama konusunda örnek bir adım” olduğunu söyledi. ‘AKP kendine demokrat’ İstanbul Haber Servisi Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, “Sokaklarda yürüyen binlerce emekçi AKP iktidarına hak ettiği cevabı verirken, AKP’yi kapatmaya yönelen davranışlarda bulunmak demokratik olmadığı gibi, benzeri düşüncelerin yarın daha da güçlü olarak iktidara gelmesine neden olacaktır’’ dedi. Demokrasilerde özgürlük, eşitlik ve çağdaşlık karşıtı düşüncelerin etkisizleştirilmesinin toplumsal muhalefetin gücüyle olacağını ifade eden DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, “Parti kapatmalar üzerinden çözüm aramak aynı zamanda gerçek muhalefetin serpilip güçlenmesinin de önünün kapatılması demektir. Sığ bir demokrasi anlayışıyla ülkeyi yönetmeyi hedefleyen, başka bir partinin kapatılma sürecini ayakta alkışlayan AKP’nin, kendine demokrat tavrıyla bu sürecin kurbanı olduğu kadar aynı zamanda ana sorumlusudur” diye konuştu. ACI KAYIP Yitirmedik onu, Sonsuzluğa gitti. Aydın, mert, yürekli, iyilik timsali, örnek alınası yiğit adam. VEFAT BAŞSAĞLIĞI Radyospor Genel Yayın Yönetmeni Barış Ertül’ün babası, Emekli Süvari Albay Hüseyin Hilmi Ertül (1912 2008) hayatını kaybetti. Ertül’ün cenazesi 19 Mart Çarşamba günü (bugün) Levent Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verilecek. Merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz. Sevgili Cumhuriyet Spor Servisi KARŞIYAKA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKULÜN SATIŞ İLANI REŞİT OĞUZ (Elektrik Mühendisi ODTÜ) Selam sana, Seni çok arayacağız, Seni çok özleyeceğiz. KardeşleriYeğenleri Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. NECLA ÖZÜLKÜ Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. MEHMET KELEŞ Dosya No: 2007/67 Satış. Satışına karar verilen taşınmaz; İzmir ili, Karşıyaka ilçesi, Donanmacı mah. 1718 (Kilise Sokağı) No 23 D 9 Karşıyaka İzmir adresinde olup tapunun Karşıyaka, Donanmacı mah. 71 ada 3 parselinde kayıtlı, 359.50 m2. miktarlı 5. kat 9 No’lu bağımsız bölüm mesken vasfında taşınmazdır. 2 oda, 1 salon, mutfak, banyo, lavabo, tuvalet, hol ve teras bölümlerinden ibarettir. Yerler karo mozaik olup banyoda duş, lavobo ve klozet bulunmaktadır. Mutfak tezgâhı mermer olup alt ve üst dolapları ahşaptır, duvarlar plastik badanalı, doğramalar yağlı boyalıdır, asansör yoktur, daire Karşıyaka çarşıda olup vapur iskelesine ve Karşıyaka adliyesine yakın mesafededir. İmar durumuna göre: Bitişik nizam, 6.40 m. arka bahçe mesafeli 5 kat H: 15.80 m. gabarili konut adasına isabet etmektedir. Parsel üzerinde 1971 yılı ruhsatlı 5 katlı bina mevcuttur. 60.000.00.YTL. Muhammen bedelli işbu gayrimenkul İİK’nin ilgili maddeleri gereğince açık arttırma suretiyle satılacaktır. Gayrimenkulün l. açık arttırması 21.04.2008 Pazartesi günü saat 14.10 14.20’de Karşıyaka 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Duruşma Salonu’nda yapılacak ve l. açık arttırmada teklif edilen bedel taşınmazın muhammen bedelinin %60’ı ve masrafları dahil bulmadığı takdirde ihalede en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak kaydı ile 2. açık arttırma tarihi olan 01.05.2008 Perşembe günü aynı saate bırakılacak ve bu arttırma dahi aynı yerde yapılacak olup, 2. arttırmada teklif edilen bedel taşınmazın muhammen bedelinin %40’ı ve masrafları dahil bulduğu takdirde alıcısı adına ihale olunacaktır. İhale damga vergisi, tapu alım harcı ve KDV alıcıya aittir. İhale peşin para ile olup isteyene on günü geçmemek üzere süre verilebilir. İhaleye iştirak için %20 nispetinde (15.000.00 YTL) teminatın satış dosyası adına Akbank Karşıyaka Çarşı Şubesi’ne yatırılıp dekontunun ibrazı veya kesin ve süresiz teminat mektubu ibrazı gerekmektedir. Şartname ilan tarihinden itibaren herkese açık olup ihaleye iştirak edenler şartnameyi okumuş ve münderecatını aynen kabul etmiş sayılırlar. İlan olunur. 06.03.2008 Basın: 14317 C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear