23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 MART 2008 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B Y B Y Y Y Y B PB 15 20 17 15 17 17 19 17 17 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB B Y Y PB PB PB B PB 15 15 13 14 15 15 15 10 20 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B PB PB PB 23 24 20 22 20 19 4 8 2 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzeydoğu kesimleri ile zamanla batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, sabah saatlerinde Doğu Karadeniz ve Kars, Ardahan çevreleri ile öğleden sonra ve akşam saatlerinde Marmara’nın batısı ve kıyı Ege yağışlı diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı iç ve doğu bölgelerde 24 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K Y Y Y Y Y Y Y 5 4 10 14 9 11 13 7 12 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 12 14 19 12 15 15 16 17 10 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y Y K B Y Y Y A B 4 30 2 24 12 16 9 22 23 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada TC Başbakanı mı yoksa İranlı bir molla mı konuşuyor, kestirmenin zor olduğu anlarda ya kadının değerini çocuk fabrikasına çeviren bir istekte bulunuyor; bir değil, iki değil, üç çocuk yapmalarını istiyor ya da şeriat üfürüyor. Oysa kadının değerini yılda bir kez, o da Kadınlar Günü’nde veya partisinin kadınla ilgili düzenlendiği bir toplantıda anımsıyor bu Başbakan! Kadınla ilgili açıklanan rakamlardan nasıl bir başbakansa habersiz. Sayesinde Türkiye’de kadın ileriye değil, geriye yürüyor. Türkiye’de 100 erkek işe girerken 157 kadının eve kapandığını elbette biliyor. Bu bilinçle daha çok kadının eve kapanması için aman ha, genç ulus çalımımızı elimizden alacaklar, ha gayret her eve üç çocuk sloganı ile konuşuyor. Bu, bir başbakan: Bir başbakan ama İspanya’da yılda 100 erkeğe karşılık 283 kadının işe başladığını, ilgili bakanın “Yüz yılın reformunu yapıyoruz” diye övündüğü yasada kadın haklarının geriye doğru doludizgin koştuğunu bilmezlikten geliyor. Halen çalışmayan ve evlenmeyen kız çocuğu, yaşı ne olursa olsun anne babalarının sigortası üzerinden sağlık yardımı alabiliyor, yeni düzenlemeyle yaş sınırı getiriyor. Kadına erkeklerden iki yıl erken emekli olma hakkı, ev hizmetlerinde çalışan kadınların sigortalı olma zorunluluğu ve sigorta yardımlarından yararlanma haklarını kaldırıyor. Bu bir başbakan. Çıkıyor kürsüye, kadın başımızın tacıdır demeye gelen, yaşam gerçeklerine aykırı düşen palavra kabilinden sözler söylüyor. İşin acı ve ilginç, garip tarafı, en çok oyu da kentte, kırsal alanda hakları elinden alınan, çocuk yapma makinesi gibi gördüğü kadınlardan alıyor. ??? Bu ülkede şeriat organize. Bizim kadınlarımız, örneğin son kez Kadınlar Günü’nde Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın eşi Filiz Hanım’la subay eşleri Anıtkabir’e gidiyor. Deftere “Yürümekte olduğumuz yoldan alıkoymak ve ilkelerini aşındırmak isteyenlere hiçbir zaman izin vermeyeceğiz” türünden yazılar yazıyorlar. Bir zahmet Ankara dışına çıkıverseler; bir cumartesi veya pazar günü Ayaş’tan Beypazarı’na gidiversinler. Örneğin, kapanma propagandası yapmak için, Beypazarı’ndaki turistik çarşıyı, daha çok yerli turistlerin gezdiği sokakları otobüslerle gelen türbanlı, baştan aşağı kapalı genç kadınların doldurduğunu görecekler. Şeriatın çabaları belki kent merkezlerinde fazla göze çarpmıyor, ama kırsal alanda görsel propaganda yöntemiyle çalışıyor. Maddimanevi olanakları seferber eden şeriat, türbanlı kıtalar düzenleyip halk içine salıveriyor. ??? Adamlar Yunan Dışişleri Bakanı Bakoyanni’yi bile cebe koydular. Türkiye’nin içişlerine burnunu soktu. Türbanın laikliğe aykırı olmadığını söyledi. Muhafazakârlığın da cılkını çıkardılar. Küçük bir haber, AKP’lilerin Denizli’de Atatürk heykelindeki atın cinsel organını hadım etmek amacıyla törpülediklerini bildiriyor. Bir atın orasına saldırmanın anlamı ne ola ki?.. İktidar olalı beri, İslamdaki “tevazu, olduğun gibi görün, olduğun gibi yaşa” benzeri kuralları çoktaaan unuttular. Son haber: Çankaya’daki AKP’li, İstanbul’a geldiğinde kullanması amacıyla Yıldız Sarayı’nın içinde bir çalışma ofisi hazırlanıyor. Acaba türbanlı hanımefendileri Hayrünnisa Hanım Yıldız Sarayı’nda kalmayı arzu etmiyorlar mı? Zira bir ara başkent kulislerine, Boğaz’daki ünlü Huber Köşkü’nü beğenmeyip olanca lüks içeren bir otelin kral dairesini yeğlediği söylentileri yansımıştı. Olmaz olmaz demeyin, sonradan görme olmak kolay değil! Üstelik Kayseri mantısından New York’ta istakozlu makarnaya terfi eden, yemeğin parasını devlete ödetmeyi sakıncalı bulmayan bir anlayış, Huber’i değil, Yıldız Sarayı’nı neden yeğlemesin? Kocacığı, her istediğini, dilediğini yapmaya olanak tanıyan ulus iradesiyle iktidara gelmedi mi? Barzani telkini ABD’den Bağdat Büyükelçisi Crocker’ın, Irak Cumhurbaşkanı Talabani’den Türkiye’ye, ‘bölgesel Kürt yönetimi ile mutlaka görüşülmesi gerektiği’mesajını vermesini istediği ortaya çıktı BAHADIR SELİM DİLEK GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin Ankara’ya yaptığı ziyaret sırasında verdiği “Türkiye, PKK ile mücadele etmek istiyorsa, bölgesel Kürt yönetimi ile temas kurmak zorunda” mesajının arkasından ABD çıktı. Talabani’den, Türkiye’ye öncelikli ola rak bölgesel Kürt yönetimi ile temasa geçmesi telkininde bulunmasını, ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Ryan Crocker’ın istediği ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre Talabani, Ankara’ya gelmeden önce Bağdat’ta ABD’nin Ankara Büyükelçisi Crocker ile bir araya geldi. Türkiye ziyaretine ilişkin durum değerlendirmesinin ya pıldığı görüşmede Crocker, Talabani’den Türkiye’ye, “Bölgesel Kürt yönetimi ile mutlaka görüşülmesi gerektiği” mesajını vermesini istedi. ‘Gayriresmi’ temas Crocker, Talabani’ye örnek olarak da ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in Türkiye ziyareti öncesinde yaptığı açıkla maları gösterdi. “Türkiye’den öncelikli olarak bunu isteyin” dedi. Talabani, Crocker ile yaptığı temasın ardından bölgesel Kürt yönetimi lideri Mesud Barzani ile görüştü. Talabani, Türkiye’nin Mesud Barzani’ye olan mesafeli duruşunu bildiği için, temaslarda, “Ankara’ya karşı daha ılımlı mesajlar veren” bölgesel Kürt yönetiminin başbakanı Neçirvan Barzani ile yapılması telkininin öne çıkması üzerinde mutabakata varıldı. Türkiye’nin kara operasyonu sırasında Bağdat’a giden Türk heyetinden de ilk aşamada Neçirvan Barzani ile “gayri resmi” temasa sıcak baktığı izlenimini almış olan Talabani, Crocker’ın beklentileri doğrultusunda Ankara’ya vereceği öncelikli mesajı “Önce Neçirvan Barzani ile görüşün” şeklinde belirledi. Eylem planı... Ankara da bu öneriyle Ankara’ya gelen Talabani’ye “hayır” yanıtı vermedi. Öncelikle Türkiye ile Irak arasında, PKK ile mücadele konusunda siyasal, ekonomik ve askeri önlemleri de kapsayan ‘bir eylem planı’nın oluşturulması, iki ülkenin ilgili bakanlarının bu mekanizma içinde bir araya gelmesi kararlaştırıldı. Bu mekanizmanın yanı sıra Ankara, Bağdat, Washington ve bölgesel Kürt yönetimi arasında özellikle güvenlik konularını kapsayan dörtlü bir mekanizmanın yaşama geçirilmesi de gündeme geldi. İlk temasın da, Neçirvan Barzani ile gayri resmi olarak Bağdat’ta yapılması karara bağlandı. Edinilen bilgilere göre Bağdat’ta yapılacak temasın ardından, dörtlü mekanizmanın ayrıntıları netleştirilecek. Uludağ Üniversitesi’nde kavga Uludağ Üniversitesi Görükle Kampusu’nda sol görüşlü öğrencilerle ülkücülerin reisi olan C.Y. arasında hafta sonu yaşanan kavganın ardından gerginlik tırmandı. Mühendislik ve mimarlık fakültesi önünde toplanan ülkücüler, sol görüşlü 6 öğrenciye saldırdılar. Solcuları sopalarla döven ülkücü öğrenciler 6 kişiyi yaraladılar. Sol görüşlü öğrenciler olaya tepki göstermek için saldırganların bulunduğu Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurda doğru yürüyüşe geçti. Jandarma yurda girmek isteyen öğrencilere biber gazıyla müdahale etti. Yaşanan arbedede 3 öğrenci yaralanırken, 50 öğrenci de gözaltına alındı, 2 ülkücü ise kısa süre sonra serbest bırakıldı.Yaralı arkadaşlarını Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ziyaret etmek isteyen öğrencilerle jandarma arasında da gerginlik yaşandı. Bazı öğrenciler zorla hastaneye girdi. Prof. Köknel, toplumsal rolü olmayan insanların yarattığı tehlikeye dikkat çekti lantının açılış konuşmasını yapan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın sözlerinden altını çizdiğimiz başlıkları paylaşalım: Terör bir olayın gerçek yüzü değildir, onu saklayan örtüsüdür. Kimin ne yapmak istediği bu örtü kaldırılınca anlaşılır. Ulus devletleri etkileme gücüne sahip organizasyonlar sahneye çıktı. Ulus devletlerin etkisini yitirmesi teröre yarar. Temel güvence ulus devlettir. Küreselleşmenin getirdiği gelir uçurumu terörü arttırdı. Terör örgütleri uluslararası kamuoyunu etkileme gücüne ulaştı. Taliban tipi bir yönetim Pakistan’ı kontrol etme gücüne ulaşabilir. Bu durumda dünya nükleer güce sahip bir terör örgütüyle karşı karşıya kalacaktır. PKK terör örgütüne karşı bazen muhataplarımızın mantık sınırlarına sığmayan uygulama ve müsamahaları, oluşturmaya çalıştığımız güven ortamını zedelemektedir. Terör zehirli bir yılandır. Besleyeni de sokar. Terörün ortak bir tanımının olmayışı mücadeleyi güçleştiriyor. ??? Yukarıdaki değerlendirmeler olayın bütün yönlerini ortaya koyuyor. Türkiye, terörden çok çekti. Dünkü konuşma zemini deyim yerindeyse sözün bittiği yer olarak da algılanan teröre karşı, uluslararası alanda sözün başladığı yerdi... Bütün günlük tartışmalar bir yana; Türkiye, terörle mücadelede hukuku ve uluslararası kamuoyunu olabildiğince dikkatte tutmaya çalışıyor. Sempozyuma konuşmacı olarak katılan ülke temsilcileri, ateş düştüğü yeri yakar, sözünü anımsatıyordu. Çin, Meksika, İspanya, Pakistan, ABD, Almanya, Japonya bu ülkeler arasındaydı. Sempozyumda uzman konuşmaları sırasında yabancı bir katılımcı sordu: PKK ile Hamas arasındaki fark nedir? Bu sırada bir başka katılımcı da söyleniyordu: Terör örgütüyle masaya oturmak çözümse; ABD, El Kaide ile otursa da örnek olsa! Diyeceğimiz o ki; hem Türkiye hem dünya terörden daha çok çekecek. Çünkü, uluslararası alanda “Bana dokunmayan terörist bin yaşasın” yaklaşımının kısa sürede sona ermesi olanaksız. ??? Sempozyumun önemli konularından biri, terörle mücadelenin psikolojik ve sosyal boyutuydu. Bu alandaki çalışmalarıyla tanıdığımız Prof. Abdülkadir Çevik de konuşmacılar arasındaydı. Konuşma başlığı şuydu: Terörizmin sosyopsikolojik yönü! Prof. Çevik’e kısa arada, son günlerde olayın bu boyutunun ne ölçüde dikkate alındığını sorduk. Ciddi kaygıları olduğunu anlattı. Terörle mücadeleyi bırakıp birbirimizle mücadele etmek, olabilecek en kötü durum! Katılımcılardan Rıza Türmen’e sorduk: ABD’nin terörle mücadelesi uluslararası hukuka ne kadar uyuyor? Verdiği yanıtı bu köşenin diline çevirirsek şöyle diyebiliriz: Bunu ölçmek için önce ABD’nin hukuka uymayı kabul etmesi gerekiyor! Ve biz bu ülkenin kontrol ettiği topraklarda terörle mücadele ediyoruz! ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘İşsizlik canlı bomba yetiştiriyor’ MELTEM YILMAZ İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Özcan Köknel, Türkiye’de artan işsizliğin toplumda canlı bombalar yarattığına dikkat çekerek, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın verdiği mesajların yetişen nesillere kötü model olduğunu söyledi. Köknel, “Bir ülkenin dörtte biri açlık, yarısı da yoksulluk sınırındaysa o toplumdaki bireylerin ürettiği din, vatan, millet, özgürlük gibi kavramlar tama men sağlıksızdır” dedi. Psikiyatri alanında yaptığı uluslarası araştırmalar ve yayımladığı 20’den fazla kitapla çok sayıda ödülün sahibi olan Prof. Köknel, yapılan son araştırmalara göre Türkiye’de yaşayan işsiz insanların yarattığı tehlikeyi şöyle anlattı: “İşsizliğin yaratacağı geçim sıkıntısının dışında bir de ruhsal sıkıntısı var. İş, kişiye her şeyden önce toplumsal bir rol sağlar.Toplumsal rolü olmayan birey toplumun bir parçası olmaktan hızla uzakla şır. Ruh sağlığının gelişiminde anne babadan sonra gelen toplumda kendine bir rol ve bir anlam bulamayan birey, başka bir değişle işsiz birey, o toplum için canlı bomba demektir.” ‘Erdoğan kötü model’ Prof. Köknel, Başbakan Erdoğan’ın kadınlara verdiği “en az 3 çocuk” mesajını ise “Topluma model olan birinin verdiği mesajlar, yeterli eğitimi olmayan bireyler tarafından tartışmasız doğru kabul edilir. Üste lik çok çocuklu aileler, her çocuğa yeterli ilgiyi gösteremeyeceği için psikolojik anlamda sağlıksız aile modelidir” şeklinde değerlendirdi. Başbakan’ın kullandığı üslubun şiddeti normal kabul eden bir nesil doğurduğuna işaret eden Köknel, “İletişimsiz toplumlar mesajlarını şiddetle verir, Başbakan’ı model olarak gören gençler de kendini anlatmada en etkili yolun şiddet olduğu fikrine kapılıyor. Başbakan gençlere kötü model oluyor” diye konuştu. ABD savaş gemisi İstanbul’da ? İstanbul Haber Servisi Akdeniz’de 7 ay sürecek görev çerçevesinde İstanbul’a gelen Amerikan donanmasına ait “USS San Jacinto” adlı kruvazör, basına tanıtıldı. Uçak gemilerini korumak ve füze saldırılarına karşı savunma yapma amacıyla geliştirilen ve Körfez Savaşı dahil pek çok yerde görev alan 20 yaşındaki gemi, 172 metre uzunluğa ve 16,7 metre genişliğe sahip. 10 kattan oluşan geminin ön ve arka kısmında 122’şer dikey füze fırlatıcısı ve dakikada 4 bin 500 el ateşlenebilen otomatik bir silah bulunuyor. Geminin, İstanbul Limanı’nda 4 gün kalacağı öğrenildi. / IŞIL ÖZGENTÜRK Kıbrıs’ta ‘Yoldaşlar’İşbaşında Tugay ULUÇEVİK ? Baştarafı 2. Sayfada AKEL, Kıbrıs sorununun çözümü için yapılan çalışmalarda “ne öldüren, ne güldüren” bir tutum takınagelmiştir. AKEL, Kıbrıs sorununun çözümünde (daha önce Sovyetler Birliği’nin) Rusya’nın etkili olma imkânlarının sınırlı olduğunu bildiği için Batı’nın “mutfağında” hazırlanan planlar çerçevesinde çözüme doğru yüründüğü ve çözüme yaklaşıldığı zamanlarda, deyim yerindeyse “frene basar”; çözüm sürecindeki durgunluk, tıkanıklık bir kopmaya ve KKTC’nin tanınmasına sebep olma istidadı gösterdiği zamanlarda da “gaza basar”. Annan Planı üzerindeki referandumlarda 2004’te “frene basmıştır”; şimdi de 4 senedir süren durgunluk KKTC’nin tanınmasına yol açabilir endişesiyle “gaza basmaktadır”. Hristofyas’ın yeniden başlamasını istediği çözüm sürecinde, daha önce kendi partisi AKEL’in ret oyu verdiği Annan Planı’nın ortaya koyduğu çözüm şeklinden Rum tarafı için çok daha iyi bir çözüm elde etme peşinde olacağı varsayılmalıdır. Bu durumda, KKTC liderlerinin, şimdiden, Hristofyas’la ağız birliği halinde, 2008 sonuna kadar sorunun çözülmesi ihtimalinden bahsetmeleri, sanki “ne pahasına olursa olsun, çözüm olsun” zihniyetinde oldukları izlenimini vermektedir. Yanılmayı isteriz. Bu tutum hiç olmazsa taktik yönden sakıncalı ve hatta tehlikelidir. KKTC’deki devlet ricalinin önümüzdeki dönem bakımından “çözüm için son şans” sözünü bir slogan haline getirdikleri de görülüyor. Aslında bu “son şansın” “KKTC’nin varlığının sona erdirilmesinin” son şansı olmamasını dileriz. Emekli Büyükelçi Gazi Mahallesi’nde yürüyüş ? İstanbul Haber Servisi Gazi Mahallesi olaylarında yaşamını yitirenler dün akşam düzenlenen yürüyüşle anıldı. Gazi Mahallesi eski karakol binası önünde toplanan yaklaşık 150 kişi, ellerindeki meşalelerle “Gazi faşizme mezar olacak”, “Gazi kızıldır, kızıl kalacak” ve “Yaşasın devrimci dayanışma” sloganları atarak Gazi Cemevi’ne yürüdü. Burada, yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunan gruptakiler, yaşamını yitirenlerin isimlerinin okunduğu sırada hep bir ağızdan “burada” diye bağırdı. Geçip Giden Günlerimiz ? Baştarafı Arka Sayfada Öğrencilerim bu sözlerim üstüne bir an düşünüyorlar, ne söylemek istediğimi kavramaya çalışıyorlar, çünkü köprülerin altından çok sular akmış, pek çok şey değişmiş. Ve doğrusu şimdilerde özel yaşamda dürüstlük pek makbul bir iş olarak görülmüyor. Hemen soruyorlar: “Hocam sizler için aşk yasak mıydı?” Haydaa, “Çocuğum” diyorum, “dünyanın neresinde, hangi ideoloji, hangi devlet aşkı yasak kılabilir? Siz bakmayın, ‘Devrimciler devrimle evlidir’ sözüne, gencecik kızlar ve oğlanlardık ve hepimizin hormonları çalışıyordu.” Gülüyorlar. Onlara birbirinden güzel aşk hikâyeleri anlatıp “Devrimciler yemez, içmez, sevişmez” önyargısını kırmaya çalışıyorum ve bakıyorum.. aşka, şefkate, dürüstlüğe ne kadar açlar... Gelgeç ilişkilerden ölesiye sıkılmışlar. Birlikte üretmenin keyfini hiç bilmiyorlar, birlikte bir yürüyüşe katılıp ardından sevişmenin o olağanüstü doğasından habersizler; içim cız ediyor; darbeler sadece ölüm getirmemiş.. aşkı da, birlikte yaratmanın keyfini de, sevişmenin volkanını da söndürmüş. Aşk hikâyelerinden vazgeçip tuhaf bir hikâye anlatıyorum. İşçi Şerif, grev yerinde polis kurşunuyla öldürülen ilk işçiydi. Polisin grevci işçilere kurşun yağdırdığı gün, ben de tıfıl bir gazeteci olarak oradaydım, bir çelik dolabın arkasına saklandım, ardından mezarlıklar arasından sürünerek kente ulaştım. İşçi Şerif’in cenazesi karlı bir günde kaldırıldı, 31 Aralık’tı ve işçiler, öğrenciler, onun cenazesi arkasından yürüdük ve mezarının başında yemin ettik. “Sonsuza kadar devrim!” Sonra ben çok şık bir yılbaşı partisine katıldım ve ilk kadehte sarhoş olup “Böyle bir ülkede yaşamak istemiyorum” diye pencereye koştum. Arkadaşlarım zor tuttular. Ben çelik dolabın arkasına saklanırken yanı başımda polis kurşunuyla vurulan işçi Şerif’i hiç unutmadım. Öğrencilerimde bir sessizlik. Mutlaka içlerinden bazıları, hocalarının biraz acayip biri olduğunu düşünüyorlar. Ben bir kahkaha patlatıp, “Hey kendinize gelin” diyorum.. “Şimdi anladınız mı, hocanız neden hâlâ sizler kadar genç.. sadece ben değil, pek çok eski dostum da hâlâ genç; çünkü hâlâ darbecilerle yüzleşmedik ve bir gün bunu başarabilmek umudu bizim gençlik iksirimiz oldu.” Öğrencilerim de gülüyor ve yepyeni bir gençlik iksiri bulabilmek için kentin sokaklarına dalıyorlar. Cheney, Türkiye’ye geliyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, 16 Mart’ta Türkiye’yi de kapsayan Ortadoğu gezisine çıkacak. Cheney, Türkiye’de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşecek. Beyaz Saray, “Başkan George Bush, başkan yardımcısından önemli ortaklar olan Umman, Suudi Arabistan, İsrail, Batı Şeria ve Türkiye’yi ziyaret etmesini istemiştir” açıklamasını yaptı. Zapsu’ya tazminat davası ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ali Rıza Uzeltürk adlı yurttaş, bir süre önce AKP’deki görevlerinden ayrılan Cüneyt Zapsu’ya “Türbanı çıkar demek sokaktaki bir kadına donunu çıkar demekten farksız” açıklamasıyla kadınlara hakaret ettiği gerekçesiyle 3 Ykr’lik tazminat davası açtı. Uzeltürk’ün dava dilekçesinde Zapsu’nun kadınlara hakaret ettiği öne sürüldü. Öcalan lehine slogana tutuklama ? İstanbul Haber Servisi Kadıköy’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen miting sırasında terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan lehine slogan attığı ve PKK’yi simgeleyen “bez parçası” taşıdığı gerekçesiyle gözaltına alınan 2 kişi tutuklandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada M.K. ve A.A. adlı kişilerin cezaevine konuldukları bildirildi. 1. KOŞU: F: Mertağa (6), P: İnaltı (8), PP: Karahanlı (4), S: Işıkbey (4). 2. KOŞU: F: Ergökçe (4), P: Cihaner (1), PP: Özgünkan (7), S: Zigana (9). 3. KOŞU: F: Devir (3), P: Binde Gör (8), PP: Sonkar (13), S: Ağabey (1). 4. KOŞU: F: Pateriça (7), P: Coconut (1), PP: Pembish (8), S: Cat Walk (6). 5. KOŞU: F: Bezek (6), P: Özümatlı (2), PP: Özenbaş (4), S: Çamlıdereli (3). 6. KOŞU: F: Dalyan (13), P: Küçük Kafkas (7), PP: Yücatan (3), S: Karabalık ALTILI GANYAN (4). 7. KOŞU: F: Flying 4 3 7 6 13 18 1 8 2 7 15 Wolf (18), P: Smarty Face 7 13 4 5 (15), PP: Granikos (5), S: 9 1 3 Seaside Story (4). 10 1/5 CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear