01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 ŞUBAT 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Balkanlar, Karadeniz, Doğu Akdeniz, Kafkasya, Ortadoğu ve Asya’dan mimarlar İstanbul’daydılar 15 ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Asya’dan Balkanlar’a mimarlık 1 2 Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA), 100’den fazla ülkede 1.2 milyona yakın mimarı temsil eden meslek kuruluşlarının örgütü. Balkanlar, Karadeniz, Doğu Akdeniz, Kafkasya, Ortadoğu ve Batı Asya ülkeleri ise UIA’nın “2. Bölge”sini oluşturuyorlar. Bu haritanın dünya kültür coğrafyasındaki en zengin birikimleri içermesi, ülkemize ayrı bir önem kazandırıyor; çünkü Türkiye, Asya ile Avrupa uygarlıklarını buluşturan konumuyla, bölgenin “merkez”inde. Bu nedenle UIA 2. Bölge’nin geçen hafta İstanbul’da yapılan “Çalışma Toplantısı” son yılların en geniş katılımıyla gerçekleşti. Toplantının yapıldığı Boğaziçi’ndeki OrtaköyFeriye Kültür Merkezi, aynı zamanda “Avrupa”daydı... Karşı kıyıdaki Asya’yı da seyrederek dünya mimarlığını tartışmak, “başka hangi ülke”de olabilirdi ki? Nitekim 2005 yılında yine İstanbul’da, ev sahibi olduğumuz UIA Dünya Mimarlık Kongresi de rekor katılımla yaşanmış; böylesi bir “dünya mirası”nı gözetmeyen uygulamalardan vazgeçilmesi istenmişti. Aynı dilekler, UIA 2. Bölge çalışmasının basın toplantısında da yinelendi. Mimarlar Odası Genel Başkanı Bülend Tuna’nın yönettiği toplantıda, gazetecilerimizin “İstanbul’daki yeni mimariyi nasıl buldunuz” sorusuna, UIA Başkanı Gaetan Siew özetle şu yanıtı verdi: “Dünya kentleri küreselleşme yatırımlarını değişik özellikleriyle kendilerine çekme yarışındalar. İstanbul’un çekiciliği ise öncelikle eşsiz bir kültür mirası olmasından kaynaklanıyor. Bunu tüketen değil, ‘yaşatarak sürdüren bir denge’yi sağlamak, piyasa ekonomisi ile kültürel değerler arasındaki çatışmada, tarihin yanında yer almak, rekabet üstünlüğünü de sürekli kılar...” Yine gazetecilerimizin, “kentsel dönüşüm projelerimiz tartışmalı...” demeleri üzerine de Başkan Siew’in anımsattığı “kü Zincirin Son Halkasındaki Aydın (3) Geçen hafta sözü, ‘Kemal’in Aydınları’nın, Cumhuriyetin kuruluş dönemi içersinde yer alan ve ömrü ne yazık ki çok kısa süren ‘Türk Aydınlanması’nın yaratıcıları oldukları noktasında bırakmıştık. Mustafa Kemal’in, bir imparatorluğun gelip dayandığı kördüğümü Milli Mücadele’yle bir hamlede kesiveren o müthiş iradesinin ve ödün tanımazlığının potasında yoğrulmuş olan bu aydınların Tanzimat aydınlarından en büyük farkı, Mustafa Kemal’in: “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır… Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar” şeklindeki manevi mirasının gerçek sahiplenenleri kimliğiyle, aklı ve bilimi tüm eylemlerinin temeli kılmış olmalarıdır. Yaşanan günlerden ulaşabildikleri kadar geriye dönerek, Anadolu’nun tüm kültürel geçmişini Cumhuriyet toplumunun yeni kültür tarihi kılabilmek için kılı kırk yaran bu aydınların çabalarının düşünsel yansımaları ortaya çıkmakta gecikmez. Sabahattin Eyuboğlu’nun, Anadolu halkını ‘kendisine inilecek bir halk’ olmaktan çıkartıp gerçek kimliğiyle, başka deyişle yüzlerce yıllık, çokkaynaklı bir kültürel birikimin potasında yoğrulma bir bilgeler toplumu kimliğiyle yansıtmaya başlaması, Köy Enstitüleri’ni kuran düşünceye de kaynaklık eder. Bu konuda Eyuboğlu’nun 1965’te yazdığı “Halk” başlıklı denemesindeki şu satırlarını hatırlayalım: “Yeni Türkiye’nin halkı, mikroplarından kurtulduğu gün, dünya demokrasisine yeni değerler katabilecek bir halktır. Anadolu’nun toprağı ve Anadolu’nun halkı, bilinçli bilinçsiz, insanlık destanını bütün serüvenleriyle yaşamış, bütün tanrıları tanıyıp bütün tanrıları kapı dışarı etmiştir. Uyandığı gün dünya halklarına söyleyeceği çok şeyler olacaktır Anadolu halkının. Bugün susan halkımızın, konuşma fırsatını bulduğu gün dünyaya söyleyeceği çok şeyler olacaktır…” Köy Enstitüleri, ‘Kemal’in Aydınları’nın, yukarıdaki satırların yazılmasından tam 25 yıl önce, 1940 yılında, Yeni Türkiye’nin halkını mikroplarından kurtarıp ‘dünya demokrasisine yeni değerler katabilecek’ kıvama getirmek ve böylece uyandırmak için oluşturdukları en etkin kurumun adıdır. Köy Enstitüleri ile gerçekleştirilen, öylesine bir uyanıştır ki, salt inanmanın yerini alan araştırma tutkusu, bir anda her alanı sarıp sarmalayıverir. Artık ‘nakli’ bilginin egemenliği son bulmuş, onun yerini akılcı düşünce ve uygulamayla birlikte üretilen bilgi almıştır. Bu tür bilgilerin egemen olduğu bir ortamdan bütün çabaları rastladıkları zincirlerin son halkasını yakalamaya yönelik, zincirin başına kadar gitmeden sonunu getirebileceklerine inanan, bu yüzden de ellerindeki tek halka da dahil, zincirin tamamına yabancı kalan taklitçi “aydınlar” değil, fakat ancak üretimlerinin gerçeklik damgasını taşıyan gerçekçi aydınlar yetişir. Yaklaşık aynı dönemde, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin aydın haritasını belirleyen önemli olaylardan biri de, Hitler Almanyası’ndan kaçmak zorunda kalan önemli sayıda dünyaca ünlü bilim ve sanat adamının, Atatürk’ün davetiyle ülkemize gelmesidir. Bu hocalar, yine Atatürk’ün yönlendirmesiyle, geleceğin Türk akademisyenlerini yetiştirmek gibi bir misyonu da üstlenirler. Onların yetiştirdikleri birkaç akademisyen kuşağı boyunca ‘Üniversite Reformu’ gerçek anlamına kavuşur ve evrensel üniversite kimliğinin rüzgârları, sayısı henüz çok az olan ülkemiz üniversitelerinde de esmeye başlar. O dönemin akademik unvanlarından her biri, gerçek anlamda bilim insanlığının birer göstergesidir. Akademik yolların, unvanların yükselişiyle birlikte yayınlardan ve araştırmalardan yana tenhalaşacağı günler epey uzaktadır. Genç Cumhuriyetin taptaze bilim kuşaklarının en birincil tutkusu, araştırmacı ruha sahip olmaktır ve üniversitelerin, nakli bilgilerin büyük ağırlık taşıdığı bir anlayışla, aydın yetiştirebilme özürlü birer diploma fabrikasına, üniversite yönetimlerinin de siyaset sahnesindekilere rahmet okutan birer iktidar mekanizmasına dönüşmesine daha zaman vardır. Aydın haritamızdaki gezintiyi haftaya sürdürmek üzere… [email protected] 3 KÜRESELLEŞMEYE KÜLTÜREL DİRENİŞ Doğu ve Batı uygarlıklarının buluştuğu coğrafyadaki mimarların küresel gündemi İstanbul’da tartışıldı. Filistinli mimarlar, kentlerinin tarihsel dokusunu korumayı öncelikli görevleri sayıyorlar. (1 2004 Ağa Han Ödülü’nü alan Kudüs’teki sağlıklılaştırma bölgesi). Kazakistanlı mimarlar, yeni başkentleri Astana’da yabancı mimarlara rağbet edilmesinden yakınıyorlar (2 Astana’nın yeni binaları). Çek mimarlar kültürel kimliğin sürdürülmesinin kuşaktan kuşağa geleneğini yaşatıyorlar (3Prag kentsel korumada dünyaya örnek oluyor). ‘İSTANBUL’ ÜZERİNE resel gerçek” Türkiye için de çok önemliydi: “Politikacılar kısa vadeli ve iktidarları süresinde sonuçlanacak projeler peşindedirler. Mimarlar ise uzun vadeli ve geleceğin de yaşanılır mekânlarını sağlayacak tasarımlar için vardırlar. Bu çelişkide, politika ağır bastığında, kente ve topluma zarar veren sonuçlar ortaya çıkar ki özellikle basının mimarlara daha fazla itibar etmesi gerekir...” UIA’nın 2. Bölge’den sorumlu Başkan Yardımcısı Martin Drahovksy ise “Eski ile yeni yapıların bu kadar yan yana, hatta iç içe olduğu bir başka kent yok” diyordu... Bu durumun kültürü olumsuz etkilememesi için, İstanbul’daki “dönüşüm” süreci hakkında da şunları söyledi: “Bu birliktelikte, eski ihmal edilip sadece modern yapılara özen gösterilmesi, yeni yatırımların kent ile kültürel değerleri arasındaki felsefi bütünlüğe saygısını tartışmalı kılıyor. Bu nedenle kentsel dönüşüm, özgün dokulara ve kentin tarihiyle bütünleşmeyi hedefleyen çağdaş felsefeye uyumlu olmalı; ‘sadece kazanç’ amaçlı bir yenileme olmamalı...” Benzer sorulara “Mimarlar Odanız bunların yanıtını mükemmel veriyor” diyen Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) Başkanı Juani Katainen de aynı gözlemini nasıl edindiğini şöyle anlattı: “Ülkenize ilk kez geliyorum; 2005’teki İstanbul Dünya Mimarlık Kongresi’ne ulusal hazırlık için, 2004’te 7 ayrı bölgede düzenlediğiniz Türkiye Kongreleri’nin kitaplarını inceledim. Mimarlık ve kentleşmeyle ilgili tüm sorunlarınız gerçekçi olarak saptanmış; nedenleri ve çözümleri için de mükemmel değerlendirmeler yapılmış... Türk basınına tavsiyem, bu kitapları siz de rehber alın; sorularınıza en doğru yanıtları bulacaksınız...” LKELERDE DURUM Toplantının genel oturumu da Balkanlar’dan Asya’ya mimarlık gündeminde hem farklı, hem de benzer sorunların bulunduğunu gösterdi. Ermenistan, Azerbaycan, Belarus, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Yunanistan, Gürcistan, Macaristan, Kazakistan, Kırgızistan, Letonya, Lübnan, Litvanya, Makedonya, Filistin, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan Karadağ, Slovakya, Slovenya, Suriye, Özbekistan ve Ukrayna temsilcileri, Ü kendi ülkelerinden ilginç bilgilendirmeler yaptılar. Örneğin Kazakistan, başkentini Astana’ya taşıyınca, resmi ve özel yeni binaların büyük projeleri için yabancılar yeğlenmeye başlanmış. Bunu eleştiren Kazak mimarların temsilcisi, UIA’nın da müdahale ederek hükümetlerini uyarmasını istedi. Geçen yıl 100. yaşını kutlayan Macaristan Mimarlar Odası temsilcisinin açıklamaları ise ülkesindeki durumun “tam tersi” olduğunu gösteriyordu. Savaş yıkımlarından sonra kentleri yeniden kurmak için mimarlığa verilen değerin, son yıllarda daha da arttığını; mimarlık ve şehircilik alanında artık tam ve etkin söz sahibi olduklarını belirtiyordu. Adriyatik Denizi kıyısındaki Dubrovnik kentinin korunmasıyla ün yapan Hırvatistanlı mimarlar da mimarlığın topluma ve çevreye saygılı olmasının yetmediğini, halkın ve yöneticilerin de mimarlığı daha fazla önemsemeleri için çalışmalar yaptıklarını söyledi. Toplantıya Filistin’den katılan mimarlar ise başta Kudüs olmak üzere tüm kentlerinin tarihsel önem taşıdığına dikkat çektiler. Bu nedenle özellikle İsrailli meslektaşlarıyla kültürel mirasın korunmasına yönelik ortak çalışmalar yaptıklarını belirtmeleri, uygarlık birikimlerine duyarlı bir mimarlığın aynı zamanda barışın da güvencesi olduğunu anımsattı. Bunların yanı sıra Polonyalıların, kentsel kimlik için önemsedikleri “mimarlıkta dışa vuran duygular” konulu seminerleri; Makedonyalıların “sosyalizmden kapitalizme geçiş” sürecindeki “sanatsal” kaygılarını paylaşmaları da önemliydi. Baltık mimarlarının Estonya, Litvanya ve Letonya’daki “mortgage kredileri çılgınlığı”yla doruğa çıkan konut fazlasından ve hızla artan “otomobilleşme”den yakınmaları, Türkiye için de “ders” alınacak saptamalardı. Prag’ı yaratan ve yaşatan kültürleriyle övünen Çek mimarların ise “devlet planlama konseyi”nde bile resmen temsil edildikleri; dahası devletin mimarlığa desteğinin sürekli bir ulusal politikaya dönüşmüş olması da yine Türk mimarların imrenerek dinledikleri açıklamalardı. UIA 2. Bölge toplantısı, “Karadeniz Bölgesi Mimarlar Forumu” ve haziranda Torino’da yapılacak UIA2008 Dünya Mimarlık Kongresi hazırlıklarının görüşülmesiyle sona erdi. SAYI: 2007/20 Tekirdağ 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 30/03/2007 tarih ve 2006/1085 esas ve 2007/242 karar sayılı ilamı ile satılmasına karar verilen gayrimenkulün ve menkulün cinsi, kıymeti, adedi: Tekirdağ Merkez, Ortacami mahallesi, Yonusbey caddesinde, pafta: 32, ada: 2377, parsel: 62 numarasında kayıtlı ve çaplı, 249.84 m2 miktarlı, tapu kaydında arsa vasfında ise de arsanın bir kısmı üzerinde betonarme yığma karması bina, kalan kısım üzerinde ise yıkılmış, taş temelleri kalmış bina kalıntısı mevcuttur. Taşınmaz mal üzerinde mevcut halinde brüt 149.84 m2 oturma alanı üzerinde, zemin katta 4 adet işyeri, 1, 2, 3’üncü katlarında birer adet mesken ile bina dışından bakıldığında görülmeyen çekme kat olarak yapılmış meskenden ibaret, 5 katlı yapı olduğu anlaşılmıştır. Binanın bu fiili durumu gerek metrekare ve gerekse mimari uygulama olarak dosyada bulunan projesinden farklıdır. Bina 38 yıl önce sobalı olarak yapılmıştır. İki yola cepheli üçlü kavşakta köşe konumdadır. Zemin kattaki işyerlerinden sol yan sokağa cepheli, börekçi olarak işletilen kısım net 15.57 m2, ön kavşağa bakan köşe bakkal (projesinde işyeri olarak görülen) net 17.50 m2, bunun sağ tarafında balıkçı olarak işletilen kısım net 43 m2 ve bunun da sağ yanında caddeye bakan elektronik işyeri olarak işletilen kısım ise net 20.25 m2 alana sahiptirler. Zemin kattan beton merdiven ile çıkılan binanın 1, 2, 3’üncü katlarındaki meskenlerin her biri brüt 149.84 m2 olup, 4 oda, antre, mutfak, banyo, tuvalet hacimlerinden ibarettir. Çekme kat ise 70 m2 alana sahip olup, 2 oda, antre, mutfak, banyo ve tuvaletten oluşmaktadır. Tüm meskenlerde oda tabanları marley, diğer hacim tabanları karo mozaiktir. Duvarlar plastik boyalı, banyo duvarları 1/2, tuvalet duvarları 1/3 fayans kaplıdır. 2. ve 3. katlardaki meskenlere kat kaloriferi döşenmiş olup, diğer bağımsız bölümlerin ısıtma sistemi sobalıdır. Arka taraftaki eski binanın bulunduğu boş arsa alanı 100 m2’dir. Satışa konu taşınmaz şehir merkezinde, kamusal, ticari ve sosyal tüm alanların içindedir. Belediyle imkânlarından yararlanmaktadır. Bina asansörsüzdür. Taşınmaz malın konumu, inşaatta kullanılan malzemelerin durumu, yıpranma payı, piyasa rayiçleri göz önünde bulundurularak, 1) Arsa payı hariç binanın değeri = 200.000 YTL. 2) Binanın oturduğu alan değeri 149.84 m2 X 1500 YTL.m2 = 224.760 YTL. 3) Yıkılmış binanın bulunduğu 100 m2 arsanın 100 m2X1500 YTL/ m2 = 150.000 YTL. TOPLAM DEĞERİ = 574.760.YTL Değer üzerinden, üzerindeki hak ve mükellefiyetler baki kalmak kaydıyla açık arttırma suretiyle satılacaktır. TAPU KAYDINDAKİ BEYAN: Krokisinde A harfi ile gösterilen kargir ev, Mehmet Berberoğlu’na aittir. Üzerindeki kerpiç ev Cengiz Tangüner’e aittir. 14/11/1980 tarih 3170 yevmiye. ŞERHLER: 1Muvakkat şerhi, 08/05/1968 tarih ve 768 yevmiye (Muvakkat şerhinin Tekirdağ Belediye Başkanlığı’nın 26/09/2007 tarih ve 4070 sayılı cevabi yazıları ile “Söz konusu şerhin kaldırıldığına dair arşivde herhangi bir kayda rastlanılmadığı bildirilmiştir”. İMAR DURUMU: Tekirdağ Belediye Başkanlığı’nın 30/07/2007 tarih ve 3125 sayılı cevabi yazıları ile söz konusu taşınmaz meri imar planında Soğukkuyu caddesi tarafından yaklaşık 15 m2 yola terk mevcut olup, kalan kısım ticarete tahsisli bitişik nizam 5 katlı alanda kalmaktadır. Taşınmazın ifrazı mümkün değildir. NOT: Tebligat yapılamayanlara ilanen tebliğ olunur. SATIŞ ŞARTLARI: 1 SATIŞ: 11/04/2008 günü, saat 11.0011.05’e kadar, Tekirdağ Adliyesi Sulh Hukuk Mahkemesi Yazıişleri Müdürlüğü odasında açık arttırma suretiyle satılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttırana taahhüdü baki kalmak şartıyla 21/04/2008 günü, aynı yerde saat 11.0011.05’e kadar ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul en çok arttıranının taahhüdü saklı kalmak üzere, arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20 nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye ihale damga resmi pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. Ayrıca % 18 KDV ihale alıcısına aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususu ile faiz ve masrafa dahil olan iddialarını, dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenler şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklardır, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/20 sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 22/02/2008 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 10269) TEKİRDAĞ SULH HUKUK MAHKEMESİ İZALEYİ ŞÜYU SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI T.C. ESKİPAZAR İCRA MÜDÜRLÜĞÜ GAYRİMENKULÜN AÇIKARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2007/99 TALİMAT Satışı istenen gayrimenkulün cinsi, adedi, evsafı: TAPU KAYDI: Eskipazar İlçesi Bahçepınar Mah. 57 Ada, 18 Parsel, 387,56 m2 arsa İMAR DURUMU: Belediye imar planı hudutlarına dahil olup ayrık 3 katlı konut alanındadır. e) ÖZELLİKLERİ: Karabük İli Eskipazar İlçesi Bahçepınar Mah. Bahçepınar Mevkii adresindeki kaim tapunun 1435 sayfa 57 ada, 18 parsel, 15 cilt numarasında kayıtlı 387,56 m2 miktarlı arsa ve üzerinde komşu parsele bitişik üç katlı betonarme konut yapısı olup yapının betonarme kısmı tamamlanmış, çatısı kapatılmış dış beden duvarları ve iç bölme duvarları örülmüş, balkon kapılarıyla pencereleri takılmış, dış sıvası ve boyası yapılmıştır. Binanın zemin ve 1. Katındaki meskende iç birimlerin duvar ve tavan sıvaları yapılmamış, armatörler takılmamış, iç kapıları yapılmamış, taban ve duvar kaplamaları yapılmamış olup zemin kattaki dairenin inşaat seviyeleri %60 olup I. kattaki dairenin inşaat seviyesi %70 durumundadır. Binanın II. Katında bulunan ve halen mesken olarak kullanılmakta olan dairede iç sıva, badana, taban duvar kaplaması işleri, oda kapıları tamamlanmış olup inşaat seviyesi % 100 durumundadır. Taşınmaz, önünden geçen sokağa cepheli olup şehir merkezine 3 km mesafededir. Yakınında Eskipazar Devlet Hastanesi bulunmaktadır. Belediye ve altyapı imkânlarından yararlanır, toplu taşıma araçlarına yakındır. Bina ön bahçesinde otopark imkânı mevcuttur. Eskipazar Belediyesi’nden araştırıldığında taşınmaz üzerinde bulunan 3 katlı betonarme binanın herhangi bir yapı ruhsatına rastlanmamıştır. Evin önündeki 100 m2’lik alanda çeşitli meyve ağaçları ve asma bulunmaktadır. 5 yaşında 7 adet elma ağacı, 3 yaşında 1 adet elma ağacı ve 10 yaşında 5 adet armut ağacı, 10 yaşında 1 adet ceviz ağacı, 3 yaşında 1 adet şeftali ağacı, 5 yaşında 5 adet asma bulunmakta olup toplam bütün meyve ağaçları için takdir edilen bedel 504,00 YTL’dir. Arsa ve binanın toplam kıymet takdiri bedeli 145.338,43 YTL ’dir. d) MUHAMMEN BEDELİ: Arsa ve binanın, meyve ağaçlarının muhammen bedeli 145.842,43 YTL bedelle satışa arz edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI : 1) Satış 07.04.2008 tarih ve 14.0014.10 saatleri arasında Eskipazar Hükümet Konağı önünde birinci satışı tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 17.04.2008 tarih ve 14.0014.10 saatleri arasında Eskipazar Hükümet Konağı önünde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırmada bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2) Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para ile yapılacaktır. Alıcının isteği üzerine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma Değer Vergisi, İhale Damga Vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı alıcıya aittir. Birikmiş Emlak Vergi borçları, tellaliye resmi ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3) İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4) İhaleye katılıp daha sonra ihale bedeli bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak ve bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5) Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi içjn dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6) Satışı iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/99 Talimat sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İİK m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir Yönetmelik Örnek No: 27 İş bu ilan tapu kaydına haciz koyduran tüm alacaklılara, vekillerine ve hissedarlar ile tüm ilgililere gazetede ilan yoluyla tebliğ yerine geçer. Basın: 9799 SAYI: 2007/72 TAL. Müdürlüğümüzce aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci arttırmanın 26/03/2008 günü, saat 14.00 ile 14.10 arasında, Bigadiç Hükümet Konağı Önü adresinde ve o gün kıymetlerinin % 60’ına istekli bulunmadığı takdirde 31/03/2008 günü, aynı yer ve saatte 2. arttırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin % 40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; mahcuzun satış bedeli üzerinden %....... oranında KDV’nin ve ihale damga resminin ve tellaliye bedelinin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin satış dosyasında görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize başvurmaları ilan olunur. 18/02/2008 Taşınırın takdir edilen kıymeti YTL/YKRŞ: Adedi Cinsi Özellikleri 120.000,00 1 adet 34 HAK 14 PLAKALI1997 MODEL MERCEDES 0403 TİPİ OTOBÜS, ŞASE NUMARA: NMB61348513223784, MOTOR NUMARA: 40297010918073, BEYAZ RENKLİ, ÜZERİNDE 1 ADET OTO TEYBİ, 1 ADET TAKOGRAF, 2 ADET ARAÇ TV, SOĞUTUCU VAR HALDE. *: Bu örnek, bu yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 63’e karşılık gelmektedir. (Basın: 9768) BİGADİÇ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Ehliyemi kaybettim. Hükümsüzdür. MURAT ÇELİK Nüfus cüzdanımı,kaybettim. Hükümsüzdür. ELİF HALİME BEREKETLİ CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear