22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2008 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI K 5 B 8 K 5 B 5 PB 10 PB 8 PB 10 PB 6 K 4 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y 5 Y 5 Y 5 Y 5 PB 3 PB 2 PB 2 Y 3 B 15 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y K Y K 13 15 7 9 7 6 2 2 5 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Bütün yurt parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Doğu Akdeniz, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu ile Kayseri, Yozgat, Sivas çevreleri yağışlı geçecek. Yağışlar Güney Doğu Anadolu ile Karadeniz kıyılarında yağmur diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB PB PB PB PB PB PB PB PB 1 0 0 5 6 4 8 4 8 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB 7 PB 7 Y 13 PB 6 PB 6 PB 7 PB 13 PB 13 PB 7 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y Y K Y Y Y K Y Y 1 5 10 10 5 7 2 13 12 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada kalarına mal edenleri inceleyen ruhbilimi alanında uzman bilim adamlarının uğraşı alanına giren “tipik bir vak’a!” Varsayalım ki türbanlı öğrenci sayısı on bin. On bin türbanlı (elbette unutmamak gerek; Köşk’teki ve Başbakanlık Konutu’ndaki türbanlı eşlere ahde vefa duyguları) uğruna RTE ve kadroları 74 milyonun huzurunu kundaklıyor. Sonra çıkıyor 350 şakşakçının huzuruna; genelde türbana karşı savaşım veren, “çıkarlarını tehlikede gördüğünü iddia ettiği bir kısım medyayı” suçluyor. “411 el kaos için kalktı” diye gerçeği on ikiden vuran bir manşeti gerekçe göstererek yarattığı kargaşayı medyaya yüklüyor. ??? RTE, sen; ne yazık ki geçmişteki iktidar sahiplerinin oy uğruna sağladıkları zemin üzerinden kayarak, İslamı siyasette kullanarak iktidara gelen bir partinin dinci Başbakan’ısın! “Bir kısım medyanın ‘kendi çıkarları için’ ülkede kargaşa yarattıklarına ve kargaşayı manşetlerle körüklediklerine” inanıyorsan ve şayet elinde bu olguyu kanıtlayacak belgeler, kanıtlar varsa… Ne duruyorsun? İşte mahkemeler. Buyur suçlamaları savcılara götür ve medya ile siyaseten değil yargı yoluyla hesaplaş! Çok gördük blöflerini, tehditlerini… Medyayı çeşit çeşit suçlamaların belleklerde tazeliğini koruyor. Ama son türban kargaşasına kadar “bir kısım medyanın” partine ve sana övgülerine ses çıkarmadan, bunları bir armağan gibi kucaklayıp sindirdin! Şimdi gerçekleri söylemeye başladığı için, “bir kısım medya” tu kaka! Öyle mi? Bir mantık kargaşası sergileyen bu kafaya kim inanır? Kargaşayı yarat, sonra zeytinyağı gibi, suçu medyanın üzerine atarak sorumluluktan sıyrıl! Türkiye gibi bir ülke bile böylesine beleşi kaldırmıyor. ??? Gruptaki şiddet, hiddet ve tehdit kokan, gerilimi körükleyerek sorumluluktan kaçan konuşmasını dinleyenler (örneğin dinci amaçlarda RTE’yi sollayacak kadar daha ileride olan Bülent Arınç) öyle duygulanmışlar ki, gözyaşları sel olmuş! Sağ iktidar sahiplerinin rejimle oynaşmalarına karşı çıkan sert tepkileri idamlık kefen bezini yanlarına alarak “bu yola çıktıklarını” söyleyecek savuşturmalardan örnek alan söylemiyle RTE; kefen demiyor da “O beyaz çarşafla beraber yola çıktık” diyor. Çıktığı yol, hangi yol? Demokrasiyi geliştirme vaadiyle geldiği ama dinci bir devlete çıkan yol, dinci devlete açılan yol! Devlete kara çarşaf giydiren yolda yürüyen bu adam, beyaz çarşaf edebiyatıyla duygu sömürüsü yapıyor. Türkiye’de var olan “kaos ve tutarsızlık”; ana muhalefetle medyanın değil, kargaşa yaratmakta usta RTE’nin dinci kafasının ürünüdür. Gerginlik bir gün bumerang gibi yüzüne çarpacak. Çatlasa da patlasa da olası gerçek bu. 4 sanığa ömür boyu ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin İrşi, Erhan Timuroğlu, Aykut Metin Şükre ve Süleyman Esen, sanık avukatları, saldırıda yaşamını yitiren Danıştay 2. Daire Üyesi Mustafa Özbilgin’in ailesinin avukatları, gazetemiz avukatı Akın Atalay ile Danıştay Başkanlığı’nın avukatı katıldı. ANADOLU AJANSI’NDAN ‘ŞERİAT’ SANSÜRÜ Anadolu Ajansı (AA), Danıştaya ve gazetemize yönelik saldırı ile ilgili davanın duruşmasına ilişkin haberinde, “sansür” uyguladı. Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz’in son sözünü sorduğu Alparslan Arslan, “Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’dan şeriatı ilan etmelerini istiyorum. Genelkurmay da şeriatın önünü kesmeye çalışmasın. Genelkurmay’ı kararın 21.00’de açıklanacağını belirterek duruşmaya ara verdi. Karadeniz, 3 saatlik aranın ardından kararı açıkladı. Arslan, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek”ten ağırlaştırılmış müebbete çarptırıldı. Arslan, “Danıştay 2. Dairesi Başkanı Özbilgin’i, tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek”ten tehdit ediyorum şeriatın önünü kesmeye çalışmasın kan dökülür. Türkiye’de yaşayan iman eden insanlardan şeriatın ilanını istiyorum” dedi. AA abonelerine Arslan’ın bu sözlerini yalnızca “Türkiye’de şeriatın ilan edilmesini istiyorum’’ dediği biçiminde geçti. Haberde, Arslan’ın sözlerindeki Gül ve Erdoğan vurgusuna ise hiç değinilmedi. 1 yıl, “ruhsatsız silah taşımak’’ suçundan 2 yıl hapis ve 450 YTL adli para cezasına çarptırıldı. Sanık Yıldırım, Timuroğlu ve Sağır’ın, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek”ten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması kararlaştırıldı. Yıldırım, “patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak”tan 3 yıl 11 ay 15 gün, “kişiler arasında korku, kaygı ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanmak”tan da 10 ay hapse çarptırıldı. Yıldırım, “Özbilgin’i tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye yardım etmek”ten 14 yıl 2 ay hapis cezası aldı. Yıldırım, Timuroğlu ve Sağır; Danıştay üyelerini tasarlayarak öldürmeye teşebbüse yardımdan da toplam 25 yıl hapse mahkum edildi. Yıldırım, gazetemize bombalı saldırıdan da 10 ay hapis cezası aldı. Sanıklardan Esen ve İrşi 10 yıl 2’şer ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanıklardan Aykut Metin Şükre, Ayhan Parlak ve Salih Kurter’in ayrı ayrı beraatlarına karar verdi. Son sözü şeriat Duruşmada, sanıklardan son sözleri soruldu. Sanık Alparslan Arslan, diğer sanıkların olayla ilgilerinin bulunmadığını ileri sürerek “Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’dan şeriatı ilan etmelerini istiyorum. Genelkurmay’ı tehdit ediyorum, şeriatın önünü kesmeye çalışmasın kan dökülür. Türkiye’de yaşayan iman eden insanlardan şeriatın ilanını istiyorum” dedi. Sanıkların tamamı beraatlarını istedi. Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, bir kez daha ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı. Arslan; Mustafa Birden, Ayla Gönenç,Ayfer Özdemir ve Ahmet Çobanoğlu’nu “tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs”ten ayrı ayrı olmak üzere 15’er yıldan 60 yıl; “patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak”tan 4 yıl 9 ay, “kişiler arasında korku, kaygı ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanmak’’tan 1 yıl, gazetemize bomba atılması sonucu “mala zarar vermek”ten Azınlık ve cemaat vakıflarına yurtiçi ve yurtdışında sınırsız mal edinme, ticari faaliyette bulunma yetkisi veren Vakıflar Yasası’nın TBMM’deki görüşmelerinde gerginlik yaşandı. 10. Cumhurbaşkanı Sezer’in 9 maddesini veto ettiği yasanın 2 maddesi daha kabul edildi. (Fotoğraf: AA) Hakaretler savurdu Mahkemenin kararının okunmasının ardından, sanıklardan Osman Yıldırım, Mahkeme Başkanı Karadeniz’e küfür ve hakarette bulunarak “Ben, bu laik cumhuriyeti yıkacağım. Şeriat devletini kuracağım. Ben, 2. Osmanlı devletini kuracağım. Sen beni, kimin yerine kurban ediyorsun?” dedi. Sanıklardan Arslan’ın, karar açıklanırken, kulaklarını kapattığı dikkati çekti. TÜSİAD Başkanı Yalçındağ: ‘Mesajımız biliniyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, türban ile ilgili sorulara, “Çankaya türban konusundaki mesajımızı biliyor” yanıtını verdi. Yalçındağ, Rekabet Uzmanları Derneği’nin Bilkent Otel’de düzenlediği yemek sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yalçındağ türbanla ilgili bir soru üzerine, “Çankaya bizim mesajımızı biliyor. Şu anda konuşmayacağız. TÜSİAD olarak konjonktüre göre bir değerlendirme yapacağız” dedi. Yalçındağ, yemek sonrası yaptığı konuşmada da hükümete dolaylı bir göndermede bulunarak, “Ertelenen reformların bedeli ağır olur. İstikrarı sağlamak siyasetçilerin sorumluluğundadır” diye konuştu. Yalçındağ, konuşmasında küresel dalgalanma ile ilgili sıkıntılara da değinerek şunları söyledi: “Dünya ekonomisi zor bir dönemden geçmektedir. Finansal piyasalarda başlayan dalga, reel ekonomiyi de tehdit etme noktasına gelmiştir. Ayrıca krizin sadece Amerika ile kısıtlı kalmaması, tüm dünyayı etkilemesi ihtimali artmıştır. G7 maliye bakanları bankalarda oluşan kayıpların sanılandan çok daha yüksek olduğu uyarılarını yapmaktadır. AB veya BRIC ülkelerinin Amerikan ekonomisinden bağımsız hareket edip küresel büyümeyi devam ettireceği tezi ise inandırıcılığını kaybetmektedir.” ‘Vakıflar’ için taktik savaşı MHP, ‘korunan menfaatların’ açıklanmasını isteyerek genel kurulu kapattırdı. İktidar ise önerge sahiplerini konuşturmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meclis’te vetolu Vakıflar Yasası’na yoğun muhalefet yapan MHP, bu kez genel kurulu kapattırdı. Genel kurulda 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 9 maddesini veto ettiği Vakıflar Yasası’nın görüşmelerine devam edildi. Azınlık ve cemaat vakıflarına yurtiçi ve yurtdışında sınırsız mal edinme, ticari faaliyette bulunma yetkisi veren yasaya baştan itibaren karşı çıkan MHP, ilginç bir “engelleme” taktiği izledi. Yasanın vakıfların amaç ve işlevlerini düzenleyen 14. maddesi aynen kabul edilirken, “hayrat taşınmazlarının tahsisi”ni düzenleyen 16. maddenin görüşmelerinde MHP gizli görüşme önergesi verdi. Kapalı oturum talebi “Başbakan kanunun menfaatları koruduğunu ifade etmiş, ancak bu menfaatların ne olduğunu belirtmemiştir. İfadenin içinin doldurulması gereği açıktır” gerekçesine dayandırıldı. Gizli oturum önergelerinin görüşmeleri de gizli yapıldığı için milletvekili ve görevli yeminli stenograflar dışındakiler salondan çıkarıldı. Gazete, ajans ve TV büroları boşaltıldı. MHP’nin önergesi reddedilirken kapalı oturum önergesi üzerinde yapılan ve 45 dakika süren görüşmeler “devlet sırrı” olarak tarihe geçti.Tasarının görüşmelerine 16. maddeden ve açık şekilde devam edilerek madde kabul edildi. İktidar da karşı taktik geliştirince, genel kurulda gerginlik yaşandı. İçtüzük gereği verilen önergelere komisyon ve hükümet katıldığını bildirince, önerge sahibine söz verilmediğinden, iktidar muhalefetin bütün önergelerine “katıldığını” bildirdi. Önergeler AKP oylarıyla reddedilirken, muhalefet usul tartışması açmak istedi. Ancak Gülpınar bu istemleri dikkate almayınca muhalefet milletvekilleri sıra kapaklarına vurarak protesto etti. mabudaklanma insanı hicivci yapar: O daldan bu dala Ne de çok budala... Siyasi tarihimizde herkesin bildiği bir gerçek var: Eğer bir iktidar medyaya ve yargıya çatmaya başlamışsa, bunun anlamı şudur: 1 Erozyon başlamış demektir. Yıpranma hızlanıyordur. 2 Sorunları çözme yeteneği bitmiş demektir. Sorunlar artıyordur. 3 Toplumu kucaklama yeteneği bitmiş demektir. Toplum ayrışıyordur. 4 Kitle partisi unvanı bitmiş demektir. Taban daralıyordur. 5 İnandırıcılığı yok oluyor demektir. Sinirler geriliyordur. Yukarıdaki tariflerin hemen tümü AKP kadrolarına ve Erdoğan’a uyuyor. ??? Birinci ayında bu hale gelen türban sorununun tarafları giderek artıyor. Bir numaralı taraf; doğal olarak üniversiteler. Daha anayasa değişiklikleri Köşk’e çıkmadan üniversitelerde gerilim başladı. Genel parçalanmadan bilim yuvası olması gereken bu kurumlar da payını alıyor. Üniversitelerin içinde yerleşkeden yerleşkeye, fakülteden fakülteye, hatta bölümden bölüme bölünmeler olduğunu görüyoruz. Yargı, konunun önemini de dikkate alarak tavrını açıkça koydu. Tıpta bir deyim vardır: Önleyici hekimlik! Yani, daha hastalık oluşmadan insanların sağlıklı kalmasının yollarını bulmak ve toplum içinde bunu yerleştirmek. Yargı da önceden yaptığı açıklamalarla bir bakıma önleyici hekimlik işlevini üstlendi. Ancak AKP’nin bunları anlayacak ruh halinde olmadığını görüyoruz. Bugün Yargıtay’da yeni başkan Hasan Gerçeker’in başkanlığında bir toplantı daha var. Gözlemimiz o ki; yargı konuya bir bütünlük içinde bakıyor. Yargının bir kurumu türbana ilişkin açıklama yaptığında, bunun büyük ölçüde tüm yüksek yargının görüşünü içerdiğini söylemek abartma olmaz! ??? Yukarıda kimi alanlardaki bölünmüşlükleri aktardık; bir bölünme daha var: AKPMHP mutabakatında! Önceki günkü grup toplantılarında AKP ile MHP’nin pek çok konuda mutabakatının sürdüğünü gördük... İki lider de medyaya saldırdı... İki lider de inadımız inat diyor... İki lider de eleştirilere kör... Bu ortak tutumun yanında küçücük bir sorun var: 17! İki partinin mutabakatında YÖK Yasası’nın ek 17. maddesi de vardı. Buna göre, anayasanın 10. ve 42. maddelerinin yanı sıra ek 17. maddenin de değişmesi gerekiyordu. 10. ve 42. maddeler işin ruhuydu, 17. madde de bedeniydi! Şimdi ruh tamam, beden yok! Ruh, ortada ruh gibi dolaşıyor... Herkes onu başka bir şekilde tarif ediyor. Kimi diyor: 17. madde olmadan bu tek başına hiçbir şey! Kimi diyor: 17’ye ne gerek var, bunun içine her şey girer! Son sözümüz ilk sözümüz: Çıkmaz bu yol bir yere! ankcum?cumhuriyet.com.tr Erdal’ın ‘Sabancı suikastı’ davası ‘Yeni kapılar açılır’ Alparslan Arslan’ın babası İdris Arslan, Alparslan Arslan’ın avukatı olduğunu iddia eden Abdurrahman Sarıoğlu ile duruşmaya verilen aranın ardından gazetecilere açıklamada bulundu. İdris Arslan, “Rabbim ne eylerse, güzel eyler. Yüreğine kurban olduğum arslan oğlum. Merak etme oğlum. Bekleyip göreceğiz. Allah bir, kapı bin. Bu kapılardan biri günün birinde mutlaka açılacaktır” diye konuştu. Avukat Sarıoğlu ise “Alparslan Arslan’ın olayının cinayet değil, meşru müdafaa olduğunu” iddia etti. Belçikalı heyet İstanbul’da bilgi aldı İstanbul Haber Servisi Fehriye Erdal’ın, Sabancı Holding Otomotiv Grubu Başkanı Özdemir Sabancı cinayetiyle ilgili yargılamasının ön hazırlıklarını sürdüren Belçikalı 4 kişilik heyetin Türkiye’deki temasları sürüyor. Brugge Mahkemesi’nden Sorgu Hâkimi Christine Pettiez ve Savcı Anne Fransen ile 2 emniyet görevlisinden oluştuğu belirtilen 4 kişilik heyet, beraberindeki Belçika Başkonsolosluğu görevlileri ile dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne geldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Turan Çolakkadı, İstanbul Cumhuriyet Savcıları Selim Berna Altay, Cihan Kansız, Fikret Seçen ile DHKP/C konusunda uzman bir Türk emniyet görevlisi ile yapılan görüşme yaklaşık 3 saat sürdü. Görüşmede heyete, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve terör örgütü DHKP/C’nin elebaşılarından Ercan Kartal’ın da sanık olarak bulunduğu dava dosyasındaki Sabancı cinayetine ilişkin belgeler ile Erdal’ın bu cinayete ilişkin yürütülen soruşturmalarla ilgili dokümanlarının yer aldığı 5 klasör sunulduğu öğrenildi. Cezaevleri alarm veriyor Tutukluhükümlü sayısı 11 ayda 12 bin arttı. Bazı yerlerde doluluk oranı 2.5 katına yaklaştı. CHP’li Ahmet Ersin, hükümetin izlediği politikaların ‘suç ve suçlu’ ürettiğini vurguladı AYŞE SAYIN MEB’den yasa hazırlığı Türbanlıya af sinyali ? Baştarafı 1. Sayfada de türban sorununun çözümü ile ilgili anayasa değişikliği teklifi hazırlandığı ve değişikliğin Cumhurbaşkanı’nın onayından sonra yasalaşacağı hatırlatıldı. CHP’nin düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gideceği ve Anayasa Mahkemesi’nde de bir süreç geçeceği kaydedilen yazıda şunlar ifade edildi: “Bütün bunların olumlu geçmesi halinde değişiklik yürürlüğe girecektir. Anayasanın yürürlüğe girmesinden sonra, daha önce ‘başörtüsünden’ dolayı mağdur edilmiş binlerce öğrencinin okullarına dönmesi için bir düzenlemenin yapılması gerekmektedir. Bilindiği üzere daha önce de Sayın Başbakanımız’ın yükseköğretim öğrencilerine yönelik af konusunda araştırma yapılması talimatı vardı. Bu iki talep birleştirilerek yeni bir düzenleme yapılması beklenmektedir.” AKİM ise türban nedeniyle üniversiteden ayrılan gençlerin bu konudaki taleplerini tüm siyasi partilere ve YÖK’e iletmesini istedi. ANKARA TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun “mercek altına” aldığı cezaevleri doluluk alarmı veriyor. Cezaevlerinde suçlu sayısındaki artış 11 ayda 12 bini bulurken bazı yerlerde doluluk oranı 2.5 katına yaklaştı. CHP’li komisyon üyesi Ahmet Ersin, hükümetinin izlediği ekonomiksosyal politikaların “suç patlaması” yarattığını belirtirken cezaevlerinin kapasite sorununa acil çözüm bulunmasını istedi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu içinde oluşturulan Cezaevleri Alt Komisyonu, önümüzdeki günlerde sorunlu cezaevlerine giderek yerinde inceleme yapmaya hazırlanıyor. Komisyona ulaşan rakamlar ise cezaevlerinin doluluk oranı ve tutukluhükümlü sayısındaki artış açısından alarm verdiğini ortaya koydu. Alt komisyon üyesi de olan CHP’liErsin, aralarında İstanbul, Ankara, İzmir’in de bulunduğu 23 cezaevinde 27 Şubat 2007 itibarıyla kalan tutuklu ve hükümlü sayısı 15 bin 717 iken, bu rakamın 31 Ocak 2008 itibarıyla 27 bin 780’e çıktığına dikkat çekti. Ersin “Bu tablo,AKP’nin izlediği ekonomik ve sosyal politikaların, suç ve suçlu ürettiğini gösteriyor” dedi. Kapasiteler aşıldı Geçen yıllarda kullanıma açılan İstanbul’daki Metris ve Ümraniye cezaevlerinin bile hemen dolduğu gibi, kapasitesinin de aşıldığını belirten Ersin, 1000 kişi kapasiteli Ümraniye’de 1139, yine 1000 kişilik Metris’te şu anda 1600 tutuklu ve hükümlünün kaldığına işaret etti. İnsanların yerlere yatak sererek uyumaya çalıştığını ifade eden Ersin, kapasitenin üstünde doluluk olması nedeniyle, cezaevi personelinin de son derece yetersiz kaldığını vurguladı.En yoğun cezaevi olan Bayrampaşa, doluluk oranı açısından başı çekiyor. Kapasitesi 1880 olan Bayrampaşa cezaevinde şu an 4 bin 159 kişi kalıyor.1350 kapasiteli İzmir Cezaeevi’nde 2 bin 405 kişi, 525 kapasiteli Adana’da 1361, 575 kapasiteli Bursa Cezaevi’nde 1328, 575 kapasiteli Gaziantep E Tipi Cezaevi’nde 1185, 324 kapasi teli İstanbul H Tipi Cezaevi’nde 859, 475 kapasiteli Mersin Cezaevi’nde 1321 kişi kalıyor. İhlaller fotoğrafla belgelenecek Çete suçları arttı Komisyona ulaşan bir başka bilgi notu ise çete suçlarından cezaevine girenlerde yoğun artış olduğunu ortaya koyuyor. Ekim 2007 itibarıyla bütün cezaevlerinde bulunan 88 bin 600 tutuklu ve hükümlünün 80 bin 171’inin “adli suçlu” olduğu görülürken bunu 4 bin 288 ile terör suçları izliyor. Ancak, “çetecilik” suçlarını kapsayan “çıkar amaçlı suç örgütü mensubu” olduğu gerekçesiyle tutuklanan ya da hüküm giyenlerin sayısının 4 bin 151 kişiyle neredeyse terör suçlularıyla başa baş olması da dikkat çekiyor. Araç çekilmeyecek, plakaya ceza yazılacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından yayımlanan “Park Yasağı Uygulama Genelgesi”nde, Karayolları Trafik Yasası ve yönetmeliğinde belirtilen yer ve haller dışında kalan ve sadece park yasağını ihlal ettiği tespit edilen araçların çektirilmemesi ve bu şekilde park etmiş araçların tescil plakasına ceza tutanağı düzenlenmesi istendi. Genelgede, kamu hizmeti yapan yolcu taşıtlarının da duraklarda müşteri alabilmek için bekleme yapan ticari araç sürücüleri ile buralara park eden araç sürücüleri üzerindeki denetimlerin arttırılacağı belirtildi. Genelgede ayrıca dijital makine ile söz konusu ihlalleri yapan araçların fotoğraflanması istendi. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear