25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2008 PERŞEMBE 18 SPOR SarıKırmızılılar, B.Leverkusen karşısında fırsatları değerlendiremeyince beraberlikle yetindi G.Saray salladı, yıkamadı MAÇIN ELEŞTİRİSİ NEVZAT DİNDAR “Her insan bir rolü mükemmel bir şekilde oynayabilir: kendini...” (De Sica) Amatör oyuncuları neden seçtiğine ünlü yönetmen bu güzel deyişle yanıt vermiş. Feldkamp da 2000 ruhunu yakalamak isterken aynı felsefeden hareket ediyor olsa gerek. Lincoln gibi bir futbolcuyu kenarda tutmak aksi halde nasıl izah edilebilir? Yaşlı kurt, usta bir yönetmen gibi ekibini yönetmesinin dışında oyuncular da rollerini gerektiği gibi oynuyor. G.Saray sahaya çıktığında İtalyan mafya ailesini konu edinen ünlü “The Godfather” (Baba) filminin müziği çalıyordu. İstanbul belki de yılın en soğuk günlerinden birini yaşıyordu. Kar zemini G A L ATA S A R AY: 0 B AY E R L E V E R K U S E N : 0 STAT: Ali Sami Yen HAKEMLER: Lueilio Batista (4), Joao Santos (5), Sergio Lacroix (5) (Portekiz) G.SARAY: Orkun (5), Uğur (6), Emre (7), Servet (7), Volkan (5) (dk. 84 Lincoln), Barış (6), Mehmet Topal (7), Ayhan (6) (dk. 66 Hakan Balta 5), Arda (7), Ümit Karan (5), Hakan Şükür (5) (dk. 78 Nonda) B.LEVERKUSEN: Adler (7), Castro (6), Friedrich (5), Callson (6), Sarpei (6), Barnetta (7), Vidal (5) (dk. 86 Schwegler), Rolfes (6), Schneider (5) (dk. 62 Freier 4), Barbarez (4), Kiebling (4) SARI KARTLAR: Emre, Arda (G.Saray), Adler (B.Leverkusen) İş Almanya’ya Kaldı ARİF KIZILYALIN Futbolun olmazsa olmazıdır gol... Atamazsan kazanamazsın... Tıpkı dün akşamki gibi. Galatasaray, UEFA Kupası 3. tur ilk maçında Alman rakibi Bayer Leverkusen’i salladı ama yıkamadı. Son düdük çaldığında kazanma adına her şeyi yapmışlar ama golü unutmuşlardı. Ümit Karan, Hakan Şükür, Nonda ve Arda, birer adımdan atamadıkları gollerle turu Almanya’daki maça bırakmayı tercih etmişlerdi... Maçın seyrine gelince; zor bir 90 dakika olacağı zaten belliydi. Hava koşullarını, tipiye çeviren karı, ağır zemini bir yana bırakın gerçekten hedefi açısından bile zorlu bir buluşmaydı dünkü ilk maç. Doğal olarak hem Galatasaray hem de Bayer Leverkusen birbirini kontrol etti maç boyu. İki takım da fanteziye kaçmadan futbolun mücadele gücünü ön plana çıkarmak zorunda kaldı. Ayakta durmanın bile zor olduğu zemin kontrollü oyunu gerektiriyordu ama “gol yemeyelim” düşüncesi ağır basınca tempolu futbol bir kenara bırakıldı, savunmalardan seken toplar önem kazandı. Elbet Galatasaray daha aktifti ev sahibi kimliğiyle. Alman panzeri ise fazlaca dikkatliydi. İlkyarıda 4’lü savunmalarını hiç ileri çıkarmadılar. Keza ön liberoları da yarı alanlarını korumakla meşguldü. Korner atışlarında 11 kişi ceza alanına toplandı. İkinci yarı biraz açılsalar da “gol atmaya” pek niyetli değillerdi. Böyle olunca Mehmet Topal’ın tek başına taşıdığı toplarla Arda’nın bireysel girişimleri, üretilen pozisyonların çıkış noktası oldu. Belki Barış’la Volkan ayak uydurabilse bu ikiliye Galatasaray topu daha çok taşıyabilirdi yarı alana ama SarıKırmızılıların Alman patentli iki oyuncusu da aşırı derecede bozuktu. Serkan da 18 dışında kalınca istenen yoğunluk sağlanamadı. Gönülsüz Lincoln’le Nonda’nın oyuna alınış dakikalarını da golsüz gecenin handikapları olarak sıralayabiliriz. Yine de Arda’nın 11 rakip arasından vurduğu kafa, Hakan’ın geri pası yakalayıp topu auta göndermesi, keza ikinci yarıda Ümit Karan’ın topu boş kale yerine uzak köşedeki kaleciye nişanlayışı ve yine Hakan’ın yetişemediği meşin yuvarlak pekâlâ 23 farklı üstünlüğü getirebilirdi... Ama dedik ya, yıpratmış ve nakavt yumruğunu indirememişti Galatasaray. Sonuçta 00 da kötü sonuç değil iki ayaklı maçlarda... Hele ikinci vatan Almanya’daki on binlerce yurttaşımızın varlığıyla halı gibi zemin düşünülürse SarıKırmızılılar tur şansını Leverkusen’e taşıdı diyebiliriz. kaplamış, akıllara yıllar önce oynanan Werder Bremen maçı geliyordu… Yine bir Alman takımı, rakip bu kez Bayer Leverkusen. Kalli maç öncesi, “Bir Alman Avrupa Kupası’nda Alman takıma karşı oynuyorsa bu normal değildir” diyerek aslında maçın nasıl da çetin ve çekişmeli geçeceği mesajını veriyordu. Öyle de oldu. Satrancı andıran hamleler iki teknik adamdan gelirken, ilk pozisyon için 25 dakika bekledik. Sonra Emre’nin kaptırdığı top yürekleri ağızlara getirdi. Genç savunmacı bir pozisyon sonra ise hatasını telafi etti. Dakikalar 30’u gösterdiğinde Arda, rakibinin müdahalesiyle yerde kaldı. Portekizli hakem Batista’nın kararı ise “devam”dı. İlk yarı sona erdiğinde skorboardda eşitlik vardı ama futbol olarak G.Saray ağır basıyordu. İkinci bölümde de görüntü farklı değildi. Sarı Kırmızılılar “mutlak gol” parolasıyla baskısını arttırdı. Fantastik gollerin adamı Ümit Karan’ın yakın mesafeden boş pozisyonda topu filelerle buluşturamaması talihsizlikti. Her şey yolundaydı. Ne var ki gol eksikti. Sonuçta da “Bize her gün 14 Şubat” diye düşünerek takımını karda kışta yalnız bırakmayan taraftarına bir hediye veremedi Cim Bom. Teselli ise ortaya konulan güzel futboldu. MAÇTAN NOTLAR / CUMHUR ÖNDER ARSLAN Lincoln’den Kalli’ye rest Tribünlerde ‘Baba’ filminden bir karenin pankartı açıldı. G.Saray’da Leverkusen maçında oynamak için hafta içinde teknik direktör Feldkamp’la görüşen Brezilyalı yıldız Lincoln, dün Alman çalıştırıcının kendisine son dakikalarda forma vermesi nedeniyle tepki gösterdi. Zorlu mücadelede yedek kulübesinde kalan Lincoln’ü Kalli, 82. dakikada antrenör Nezihi Boloğlu aracılığıyla yanına çağırdı. Ancak Brezilyalı futbolcu oyuna girmek istemediğini el işaretleriyle belirterek yedek kulübesine gitmedi. Bunu gören Mehmet Güven de Lincoln’e, “Hoca seni çağırıyor” dedi. Ancak daha sonra bu kararından vazgeçen Lincoln, kulübeye geldi. Feldkamp ise 60. dakikadan itibaren Lincoln lehine tezahürat yapan taraftaları göstererek, Brezilyalının oyuna girmesi gerektiğini söyledi. YÖNETİM TOPLANDI Sarı Kırmızılıların Leverkusen’le barebere kaldığı maç sonrası yöneticilerin kısa süren bir toplantı yaptığı öğrenildi. Bu arada Başkan Yardımcısı Adnan Polat, karşılaşmanın ardından soyunma odasına inerken üzgün tavırları dikkat çekti. Futbol AŞ Genel Müdürü Adnan Sezgin, “Turu Almanya’da geçeceğimize inanıyorum’’ dedi. G.Saray Başkanı Özhan Canaydın ise dünkü Divan Kurulu toplantısında, Sarı Kırmızılı kulübün her zaman öncü olduğunu vurgulayarak, “Avrupa’nın modern kulüplerinden biri olacağız” ifadesini kullandı. Eksik Olan Gol MAHMUT SERT Kalli futbol düşüncesini takımının oyun karakterine dönüştürmüş. Bu nedenle alanda iki Alman takımı var gibiydi. Galatasaraylı gençler ligdeki savaşçı oyunlarını dün gece de sergilediler. Olağanüstü koştular, ama gol bölgelerinde yeterince çoğalamadılar. Bunu başardıklarında ise gol pası üretecek beceriyi gösteremediler. Kalli’nin maç öncesi yaptığı “Gol yememeye çalışacağız” açıklaması SarıKırmızılıların freni olmuş gibiydi. Geride sağlam duracağız diye atak bölgesiyle olan mesafeyi uzattılar. Bu da onları fizik olarak yıprattı. Almanlar da Kalli gibi “Aman gol yemeyelim” düşüncesindeydi. Ama onlar ileriye ve geriye blok halinde, daha kontrollü çıkıyorlardı. Galatasaray’ın orta alanda yaptığı baskıyı çabuk paslaşmalarla çözdüler. Dün gece Arda ve Servet, SarıKırmızılıları taşıyan isimlerdi. Arda takımın tek akıllı atak üreticisi gibiydi. Aldığı her topta etkili oldu. Servet ise Emre’nin heyecandan ayaklarının birbirine dolaştığı zamanlarda ki bu maçın tamamına yakındı tek başına duvar ördü. Ama kaleci Orkun’un rakip kaleciden daha fazla zaman çalması anlaşılamadı! Tek vuruş ustası Ümit Karan’ın kaçırdığı gole ise söyleyecek bir şey yok. Hakan Şükür futbolunun son baharında, deneyimini konuşturan bir savaşımla gol atamasa da övgüyü hak etti. Sözün kısası Galatasaray’ın gençleri üst düzeydeki fizik mücadelelerini golle avantaja çeviremedi. İkinci maç için şanslar yine ortada. ‘Hiç oynatmayabilirdim’ Dün İstanbul’daki kar yağışı nedeniyle Ali Sami Yen zemini az da olsa karla kaplandı. Görevliler maç öncesi sahayı temizledi. Futbolcular da kaygan zemin nedeniyle bazı pozisyonlarda zorlandı. Kalli maç sonrası “Lincoln daha hazır değildi. Ben de Nezihi’ye acele etmemesini söyledim. Hatta Lincoln’ün biraz da ağırdan alıp oyuna girmesini istedim. Bu havada Lincoln’ü hiç oyuna sokmayabilirdik” dedi. Alman çalıştırıcı maçla ilgili olarak da “Eğer boks maçı yapsaydık puan olarak galip gelmiştik. Mutlu olmamız için sadece gol eksikti” diye konuştu. Leverkusen Teknik Direktörü Skibbe, “G.Saray’ın baskısından zor da olsa kurtulduk. Kalecimiz bizi yenilgiden kurtardı” ifadelerini kullandı. Mücadele sırasında H.Şükür oyundan çıkarken bir grup taraftar Kalli’nin bu kararını ıslıklayarak protesto etti. Futbolcular zemini suçladı G.Saraylı futbolculardan Arda maç sonrası zeminden şikâyet ederek, “Zeminin çok daha iyi olması lazımdı, bize avantaj sağlamalıydı” dedi. H.Şükür de, “Saha iyi olsaydı pozisyonları gole çevirebilirdik” diye konuştu.Sarı Kırmızılı taraftarlar eski açık tribünde ‘Baba’ filminden bir kareyi yansıtan pankart açtı. Film müziğiyle birlik Yabancısız oynayan G.Saray’da kaptan Hakan Şükür, yakaladığı fırsatları değerlendiremedi. (Fotoğraf:FATİH ERDOĞDU) te açılan pankartta, ‘Baba’ karakterinin üzerinde G.Saray atkısı yer alırken bir kişi de Avrupa Birliği’nin armasını üzerinde taşıyan giysiyle onun elini öperken resmedildi. Taraftarlar stadı tümüyle doldururken maç öncesi kaleci Orkun’a büyük destek verdiler. TBMM Başkanı Köksal Toptan, G.Saray Başkanı Özhan Canaydın, Ulusal Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, eski Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakcı ve G.Saray’ın eski futbolcuları Stumph’la Falco Götz de maçı izledi. Maç öncesinde basın mensuplarına dağıtılan isim listesinde Portekizli hakemlerin adlarının yerine Leverkusen teknik heyetinin yazılması dikkat çekti. Bu arada G.Saray’ın yeni transferi Ganalı Barusso bugün İstanbul’a gelecek. BEŞİKTAŞ’TA YÖNETİME TEPKİ Spor Servisi Beşiktaş’ta uzun zamandan bu yana suskunluğunu koruyan muhalefet kanadı kendini göstermeyebaşladı. Muhalefet kanadından yönetime ilk tepki Siyah Beyazlıların eski yöneticilerinden Süleyman Eren’den geldi. Süleyman Eren, Kayserisporlu Mehmet Topuz’un transferi için 11 milyon Avro teklifte bulunduğunu kaydeden Eren, “Bırakın gerçek anlamda, şaka dahi denemeyecek bir rakam ile hem Türk futbolunun hem de takımın içine dinamit koydu. Böyle olmayan bir parayı kulübe hediye edecekse sorun yok. Bu şekilde düşünülmesi bile ekonomik olarak Beşiktaş’ın geleceğinin ne kadar tehlikeli bir durumda olduğunu gösteriyor. Şampiyon olmak istiyorsak, önce futbolcuların paraları zamanında verilsin” diye konuştu.Beşiktaş Kulubü resmi internet sitesinde gazeteci Hıncal Uluç’u ağır bir dille eleştirdi. Kulübün önde gelenleriyle taraftar grupları eleştiride ölçünün kaçtığını ve üslubun Beşiktaş’a yakışmadığını belirttiler. AURELIO GÜVENCE VERDİ Spor Servisi F.Bahçeli futbolcu Aurelio, Turkcell Süper Lig, Şampiyonlar Ligi ve Fortis Türkiye Kupası’nda üst üste yapacakları zorlu maçlara en iyi şekilde hazırlandıklarını belirtti. Ulusal futbolcunun FB TV’ye yaptığı açıklamalar, kulübün internet sitesinde de yayınlandı. Yarın deplasmanda karşılaşacakları Çaykur Rizespor’un kendi sahasında iyi maçlar çıkardığını ve karşılaşmanın son dakikasına kadar dikkatli oynamak zorunda olduklarını ifade eden Aurelio, yoğun maç trafiğiyle ilgili şunları söyledi: “Zorlu bir maratona giriyoruz. Rakiplerimiz 3 ayrı kulvardan olacak. Oynayacağımız tüm ekipler de çok kaliteli. Yorucu geçeceği muhakkak. Öncelikli hedefimiz, Rize’den galibiyetle ayrılmak.” F.Bahçe’nin Brezilyalı futbolcusu Roberto Carlos, Şampiyonlar Ligi 2. Tur maçında mücadele edecekleri İspanya’nın Sevilla takımının kendileri için bir şans olduğunu belirterek, “AC Milan’la da eşleşebilirdik” dedi. Carlos, “F.Bahçe’nin Sevilla’ya karşı şansını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu “Sahamızda iyi bir sonuç alabilirsek, yolumuzda ilerleyebiliriz” diye cevapladı. UEFA KUPASI’NDA DÜN UEFA Kupası’nda dün (3. tur ilk maçlar): Zenit (Fatih Tekke oynamadı)Villarreal (Nihat 66 dk. forma giydi): 10, AEKGetafe: 11, B.BergenEverton: 02, W.BremenBraga (Linz ve Jorginho pen. kaçırdı): 30, AnderlechtBordeaux: 21, MarsilyaS.Moskova: 30, PSVHelsingborg: 20. Aurelio. GÖRÜŞ / DOĞAN HASOL eposta: merkez@hasmimarlik.com.tr Spora politika karıştırılmamalı; hiç kuşkusuz, eğitime ve sanata da… Doğal ki din de politikaya karıştırılmamalı… Ne var ki son günlerde ortalık toz duman… Sapla saman birbirine karışmış durumda… AKP son seçimde aldığı yüzde 47 oyla her kuruma mutlak egemen olmak istiyor: Spora, federasyonlara, kulüplere, YÖK’e, üniversitelere, yargıya, meslek odalarına, sendikalara… Ve sonra da bunun adı “demokrasi” oluyor. T. Futbol Federasyonu sözüm ona özerk; özel yasası bile var. Ama gel gör ki siyasi etkilerden bir türlü kurtulamıyor; siyaset spordan elini çekmiyor. Federasyon türlü baskılarla seçime zorlandı. Amaç, yandaş olmayan yönetim kurulunu değiştirmek… Haluk Ulusoy’u federasyonun başından uzaklaştırıp Hasan Doğan’ı başkan yapmak istiyorlar. Kendisi daha adaylığını açıklamadan Kulüpler Birliği Hasan Doğan’ın adaylığını desteklediğini açıklayıverdi. Doğan’ın bilinen en önemli özelliği Başbakan’ın yakını olması... Yetmez mi? Kulüpler Birliği Başkanı Özhan Din, Politika ve Spor Canaydın da onu destekliyor. Nasıl desteklemesin ki… Galatasaray’ın umudu Seyrantepe stadı projesinden dolayı eli mahkum. Öte yandan, ülkede bütün sorunlar çözülmüş gibi, en güncel konu türban… İsterseniz sıkmabaş da diyebilirsiniz. Türban üniversitelere sokulmak isteniyor, şimdilik. Doğal olarak ardından liselere ve ilköğretim okullarına kadar inecek, kamu kurumlarına bulaşacak; sonra da spora ve dalga dalga başka alanlara… Aslında türbanın dinsel bir zorunluluk olmadığı, Kuran’da böyle yer almadığı son günlerde iyice ortaya çıkmış durumda. Ama simge olduğunu Başbakan’ın kendisi bile söyledi. Dinsel simge olmadığına göre neyin simgesidir?.. Siyasal simgedir: Siyasal İslamın simgesi. Bugün AKP ve MHP birbirinden oy kapma yarışı içinde “özgürlük”, “demokrasi” diye diye dini siyasetlerine açıkça alet ediyorlar, anayasayı bu yolda değiştirecek kadar ileri gidiyorlar. (Gündüz Aktan ve Deniz Bölükbaşı’nın ilk siyasal sınavlarında sınıfta kalmalarına ne demeli?) 21. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti’nin, 80 yıllık laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinin getirildiği duruma bakın… Nereden nereye… Şimdi biraz da bunun spora olacağı kesin yansımalarına bakalım. Bayan sporculara “çıplak kadın” diye bakan kafa onları da örtmeye çalışacak. Orada artık türban da yetmez… Eşofman mı? O da yetmez. Bacakları örtmek için tunik ya da manto gerekir. Oysa, artık tümüyle evrensellik kazanmış bir kurum olan sporda kıyafetler uluslararası federasyonlarca belirlenmiş durumdadır. Yüzmenin, tenisin, voleybolun, basketbolun, özetle bütün spor dallarının, en üstün bedensel performansı sağlamak üzere belirlenmiş özellikte giyim kuşamı var. Uluslararası alanda bunları değiştiremezsiniz. Çok çok, birkaç yıl önce Tahran’da düzenlendiği gibi, seyirciler, hakemler, antrenörler dahil bütün erkeklere kapalı, kadın kadına kaçgöç turnuvaları düzenlersiniz. İş bununla da bitmez, sıra erkeklere gelir. Örneğin, erkek yüzücüler de haşema giyerler ve erkekçe(!), maço usulü yarışırlar. Yazdıklarımı çeşitli Arap ülkeleri, İran ve Malezya’da gördüklerime dayalı olarak sizlere aktarıyorum. Anayasayı delmeye çabalayan siyasetçiler toplumu bölüp parçaladıklarının farkında değiller mi acaba? Bütün bu saydıklarım giyimkuşam ve görünümle ilgili. Ya kafalarımızın içi.. O ne olacak? Ülkemizde 8.5 milyon kadının okuma yazma bilmediği söyleniyor. Sorun yalnızca türban mı? 21. yüzyılda Türkiye, düşünme, araştırma, sorgulama yani kısaca akıl ve bilim yolunu mu seçecek, yoksa körü körüne inanmayı mı? Hangisini? FEDERASYONDA GENEL KURUL GÜNÜ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk futbolu, 37. başkanını seçmek üzere bugün sandığa gidecek. Sheraton Oteli’ndeki genel kurul saat 11.00’de başlayacak. Bugünkü toplantıda çoğunluğun sağlanamaması halinde seçim yarın yapılacak. 263 delegenin oy kullanma hakkına sahip olduğu genel kurulda Hasan Doğan dışında başkan adayı bulunmuyor. Doğan’ın listesinde ise Zafer Yıldırım, Burhan Sancak, Levent Kızıl, M.Ali Aydınlar, Kemal Dinçer, Lütfi Arıboğan, Mehmet Helvacı, Oğuz Çarmıklı, Ufuk Özerten, Mahmut Özgener, Fahrettin Cüroğlu ve Dr. Sani Şener gibi isimler bulunuyor. CUMHURİYET 18 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear