Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Atatürk’ün okuduğu saptanmış kitap sayısı
3997. Bu kitapların 1741’i Çankaya Köşkü’nde,
2151’i Anıtkabir’de, 102’si İstanbul Üniversitesi Kü-
tüphanesi’nde, 3’ü Samsun Gazi İl Halk Kütüp-
hanesi’nde. Atatürk’ün Sofya’da ve Şam’da görev
yaptığı sırada da pek çok kitap okuduğu biliniyor
ama, ne yazık ki onlar kayıtlarda yok.
Atatürk’ün okuduğu kitap yelpazesi tarihten dil-
bilimine, coğrafyadan sanata kadar çok geniş bir
alan içeriyor. Bu 24 cildi inceleyince insan, Ata-
türk’ün entelektüel yanıyla karşı karşıya geliyor. Anıt-
kabir’i ziyaret edenler müze kısmını da gezince sö-
zünü ettiğim 24 ciltle karşılaşacaktır. Dilerlerse sa-
tın alabilirler.
Son dönemde radyo televizyon konuşmalarım-
da, konferanslarda Atatürk’le ilgili okunması gereken
kitaplar arasında ilk bu 24 cildi sayıyorum. Bence
bu kitaplar her okulda, hatta her evde olmalı.
Bu 24 cildin yanı sıra, Atatürk’le ilgili yazılmış, ade-
ta klasikleşmiş kitapları da sıralayıp okura bir
“Atatürk Kitaplığı” önermeden geçemeyeceğim.
Böylece yeni kuşaklar okullarda, eğitim kurumla-
rında sadece Atatürk köşesiyle değil, Atatürk ki-
taplığıyla da karşılaşırlar ve “bilgi sahibi olarak fi-
kir sahibi olurlar.”
Falih Rıfkı Atay, uzun yıllar Atatürk’ün yanı ba-
şında yer almış bir kişi olarak anılarını, gözlemle-
rini kitaplaştırdı. Atay’ın “Zeytin Dağı”ndan “Çan-
kaya”ya kadar tüm kitapları bu raflarda yer alma-
lı.
Atatürk’ün kütüphanecisi Nuri Ulusu’nun “Ata-
türk’ün Yanı Başında” kitabı, hem Atatürk hem ki-
tap kokuyor.
Turgut Özakman bize önce Şu Çılgın Türkler’i,
sonra Diriliş’i sundu. Hemen müjdeyi verelim,
Özakman 1922-38 arasını da “Cumhuriyet” adı al-
tında hazırlıyor. Yakında kitaplaşacak. Özakman’ın
bence “kitaplarının kitabı” şu:
1881-1938 Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Cum-
huriyet Kronolojisi.
Bu kitap “bilinçlenme hapı” gibi bir şey. Gün gün
Atatürk’ün ne yaptığını sıralamış Özakman.
Afet İnan’ın Atatürk ve Belgeler çalışması, insan
Atatürk’ten lider Atatürk’e kadar geniş bir yelpa-
zedir.
Sebahattin Selek’in iki ciltlik Milli Mücadele ki-
tabı, içinde insan ilişkilerini de barındıran belgesel
tadında bir çalışma.
Prof. Dr. Bedia Akarsu’nun, Atatürk Devrimi ve
Temelleri kitabı, aydınlanma hareketi ve kadını da
içine alan bir eser.
Prof. Suna Kili, Atatürk Devrimi kitabında Os-
manlı’nın toplum yapısını da aktarıyor ve devrim-
leri bir çağdaşlaşma modeli olarak sunuyor.
Atatürk’ü pek çok yabancı yazar, araştırmacı, ta-
rihçi ve büyükelçi de kaleme aldı. 1920’lerde, 30’lar-
da Ankara’ya büyükelçi olarak gelen pek çok ki-
şinin Mustafa Kemal’le ilgili bir kitap yazmadan ede-
mediğini görüyoruz.
Bernard Lewis’in Modern Türkiye’nin Doğuşu,
Willy Sperco’nun Mustafa Kemal Atatürk 1881-
1938, Lord Kinross’un Atatürk Bir Milletin Yeniden
Doğuşu kitapları sıralamadan geçemeyeceklerim
arasında.
Atatürk kitaplığında yer alması gereken kitapla-
rın sadece bir bölümünü paylaştık. Önümüzdeki
günlerde arkasını da getiririz.
Sözün özü; Atatürk hayatta en çok okudu...
3997 kitap okudu...
Düşmanların canına okudu...
Modern bir Türkiye yaratma yolunda bildiğini oku-
du...
İçeride ve dışarıda kafana koyduklarını yapa-
mazsın diyenlere meydan okudu...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Kaldırın maskeyi, altında bencil, demokrat ol-
mayı bir türlü sindirememiş, din konusundaki sap-
lantılarını takıyye adı altında saklayan, erteleyen
bir karakter yattığını göreceksiniz diye yıllardır ya-
zarız söyleriz, yazarlar söylerler.
İçerideki dışarıdaki hayranları bu saptamaları
sığ bir muhalefet anlayışı diye eleştirdiler, sürekli
karşı çıktılar.
Fakat o ne? İçimizdeki liberal diye anılan dön-
meler, liboşlar, üçkâğıtçı ilim, bilim adamları
veya yazarlar çizerler şimdilerde kimi bahanelerle
adamı yavaş yavaş terk ediyorlar.
Batı medyasında da analizler yayımlanıyor. Ör-
neğin bir tanesi “son kullanım tarihi geçti mi” di-
ye soruyor.
Desteği neden yitirmiş?.. “Bunun en büyük ne-
denlerini” sıralıyor Batı medyası: “Üniversiteler-
de türbanın serbest bırakılması gibi yanlış stra-
tejiler.. yolsuzluk iddiaları ve hükümetin AB sü-
recindeki ayak sürüme tavrı…”
Bugün Batı’ya ve içerideki yalaka ile şakşak-
çılarına ters düşmeye başlamasındaki nedenler
bu kadarcık mı?
Son kullanım tarihinin geçmesinde halka mad-
di manevi açıdan vaat ettiklerini yerine getireme-
mesinin.. inanmış kişileri din yoluyla dolandıran ku-
ruluşlara arka çıkan davranışlarının.. demokratik ola-
nakları kullanarak -Batı medyasının bugün şikâyetçi
olduğu- “demokratlıktan otokratlığa” soyunması-
nın hiç mi ama hiç mi etkisi yok!
Lakin adamda siyasal açıdan bu denli büyük
düşüş gözlenirken yabancı haber kaynakları ne-
den hâlâ bu iktidarı “tek tutarlı parti” diye gös-
teriyorlar acaba?
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun
hacdan dönenlerle ilgili bir uyarısı halktaki duru
saflığa örnek.
Bardakoğlu hacı adaylarını uyarmak gereğini
duyuyor. Dini vecibelerini yerine getirirken dikkat
etmeleri gereken hususları anımsatarak mı? Ha-
yır!
Türkiye’ye kargo ile zemzem suyu gönderme-
meleri ve Türkiye’den zemzem suyu almamaları için!
“…Biz kargoya zemzem suyu almıyoruz. Çün-
kü hükümet zemzem suyunun Suudi Arabistan
topraklarından toplu halde çıkartılmasına kesin-
likle izin vermiyor...” diyor.
Peki kargoyla toplu halde hacılardan gelen zem-
zem suyu ne oluyor?
Prof. Bardakoğlu yanıtlıyor: “…Hacılarınızın Tür-
kiye’ye göndermek üzere kargoya verdiği zemzem
suları sınırda dökülüp Türkiye’de yeniden dol-
duruluyor. İnsanlar zemzem diye Şekerpınar su-
yu içiyor. Hacılarımız aldatılmış oluyor…”
Diyanet İşleri Başkanımız zemzem suyunu ör-
nek alarak dinci iktidarımızın Müslüman halkını al-
datan vaatlerine ve son zamanlardaki “Benden
başka büyük yok” otokrat havasına da bir yorum
getirse.. bu iktidarın gidişine ve de demokrasi-
mize hayırlı bir hizmette bulunmuş olmaz mı?
RTE’nin dediği gibi sahili selamete birlikte de-
ğil, RTE’den ve iktidarından kurtularak çıkacağız!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Çapkınlar Yandı!
Baştarafı Arka Sayfada
Bu yanõt üzerine kadõn birden telaşlanõyor,
şefkatle kocasõna sarõlõyor ve dramatik bir ses-
le adamõn kulağõna fõsõldõyor. “Sen ölürsen ben
de ölürüm.”
Kahraman adamõmõzõn ne denli inandõrõcõ bir
biçimde yalan söylediğini anladõnõz değil mi, du-
rumu çakmayanlara ben söyleyeyim, kalbimiz
sol tarafõnõzdadõr. Neyse adam böyle bir adam,
kadõn şüphe içinde ama elde delil yok, kadõn de-
dektife gidecek ama bunu da kendine yedire-
miyor. Neyse efendim bir gün kadõn alõşveriş dö-
nüşü bir merhaba demek için eşinin işyerine gi-
diyor ve şansa bakõn ki, adamõn her zaman ofi-
se gelen cep telefonu faturasõ o gün masanõn üs-
tünde. Adam bir ara dõşarõ çõkõyor ve kadõn bir
anda bir eski zaman casusu gibi masadaki cep
telefonu faturasõnõ kapõp hemen oracõktaki faks
makinesinden kendine bir fotokopi çõkarõp
çantasõna atõyor.
Sonrasõ kadõn eve geliyor ve bir de bakõyor,
bilmediği bir cep telefonu her gün aranmõş, ka-
dõn kalbi çarparak o cep telefonunu çeviriyor ve
neşeli bir kadõn sesi “Alo” diyor, kadõn adeta
korkarak telefonu kapatõyor. Bir süre kocaya hiç-
bir şey belli etmiyor, bir gece koca iş toplantõ-
sõna kalacağõnõ söylüyor ve kadõn kahramanõ-
mõz o gece elleri titreyerek yüreği ağzõnda ele
geçirdiği cep telefonu numarasõnõ çeviriyor, ge-
ne aynõ kadõn sesi “Alo,” diyor ve kadõn kah-
ramanõmõz telefonu açan kadõna çok net bir bi-
çimde, kocasõnõn adõnõ söyleyip onu telefona ça-
ğõrmasõnõ rica ediyor, “Çok acil bir durum
var,” diyor, öteki kadõn şaşkõnlõktan yanõ ba-
şõndaki kocaya “Seni arıyorlar,” diyerek te-
lefonu uzatõyor. O başarõlõ yalan senaryolarõ ya-
zan adam bu durum karşõsõnda “pes” ediyor.
Yüklüce bir nafaka ödediğini söylemeliyim.
Bir hikâye daha, eh hep erkekler çapkõnlõk ya-
pacak değil ya, bu kez çapkõn kahramanõmõz bir
kadõn. Fevkalade akõllõ biri. İki cep telefonu var,
biri herkesin bildiği, ortalõklarda bõrakõlan bir
cep telefonu, öteki sadece kendinin ve sevgili-
sinin bildiği bir başka cep telefonu. Yani önlem
müthiş. Bu özel cep telefonu çantalarõn en giz-
li köşesinde sürekli sessizde tutuluyor. Ama in-
sanõn bazen şeytana inanasõ geliyor, karõ-koca
tatile çõkõyorlar, koca denizde, kadõn odaya çõk-
mak için bir bahane bulup hemen öteki cep te-
lefonuna sarõlõyor, konuşuyor, konuşuyor son-
ra telefonu yatağõn üstüne bõrakõp banyoya gi-
riyor. Sahildeki kocanõn canõ sõkõlõyor, odada ki-
tabõ var ama karõsõ cep telefonunu plajda unut-
muş, adam üşenmiyor, kitabõnõ almak için
odaya giriyor, onda da oda kartõ var, odaya gi-
ren koca karõsõnõn banyoda olduğunu fark edi-
yor, “Ben geldim, kitabımı alıp çıkıyorum,”
diye seslenip masanõn üstünde duran kitabõnõ alõp
çõkõyor, yok hayõr, tam çõkarken yatağõn üs-
tündeki cep telefonunu görüyor, ne olduğunu pek
kavrayamõyor ve cep telefonunu eline alõp ko-
nuşulan son numarayõ çeviriyor, bir erkek sesi
“Söyle canım,” diye telefonu açõyor.
Böyle hikâyelerden bol bir şey yok. Ama ge-
lecek şu üçüncü nesil hayatõmõzõ tümden gözetim
altõna alacak. Birini arõyorsunuz açõyor, “sev-
gilim neredesin,” “canım şu anda filanca bar-
dayım,” “şöyle biraz telefonu çevrede gezdir,
kimler var, kimler yok göreyim,”durumu an-
ladõnõz mõ? Ama buna karşõ benim ve arkadaş-
larõmõn geliştirdikleri muhteşem bir senaryo var.
Onu da telifini alõnca açõklayacağõm. Zengin ol-
maya karar verdim.
İyi pazarlar...
isilozgenturk gmail.com
SAYFA 30 KASIM 2008 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 15
Edirne B 15
Kocaeli Y 18
Çanakkale B 16
İzmir Y 20
Manisa B 19
Aydın Y 20
Denizli B 17
Zonguldak Y 15
Sinop Y 14
Samsun Y 15
Trabzon B 16
Giresun B 13
Ankara B 12
Eskişehir B 13
Konya B 12
Sıvas Y 5
Antalya PB 20
Adana PB 19
Mersin B 20
Diyarbakır PB 14
Şanlıurfa PB 15
Mardin PB 13
Siirt PB 12
Hakkâri PB 8
Van PB 11
Kars PB 8
Oslo K 2
Helsinki K 6
Stockholm K 5
Londra Y 6
Amsterdam Y 4
Brüksel Y 5
Paris Y 3
Bonn Y 4
Münih B 4
Berlin K 5
Budapeşte Y 10
Madrid Y 9
Viyana B 10
Belgrad PB 13
Soyfa PB 11
Roma Y 18
Atina PB 18
Zürih B 6
Moskova B 2
Aşkabat PB 19
Astana K 3
Taşkent PB 21
Bakû B 14
Bişkek B 16
Tiflis PB 13
Kahire Y 23
Şam B 21
Yurdun kuzey iç ve
batı kesimleri parça-
lı ve çok bulutlu, Gü-
ney Ege kıyıları, İç
Anadolu’nun kuzey-
doğusu, Orta Kara-
deniz’in iç kesimleri
ile sabah saatlerinde
Batı Karadeniz, Sam-
sun ve Ordu çevreleri
yağışlı, diğer yerler az
bulutlu geçecek.
ACI KAYBIMIZ
Prof. Dr.
NEPHAN
SARAN’ı
(17.05.1924 - 29.11.2008)
Kaybettik, üzüntümüz onsuz
İÜ Edebiyat Fakültesi
01.12.2008 11.00
İkindi Teşvikiye Camii / ZİNCİRLİKUYU
İÜ Ed. Fak. Antropoloji
Bölümü Mensupları
MUĞLA (Cumhuriyet) -
CHP Genel Başkanõ Deniz Bay-
kal, çeşitli açõlõş ve temel atma tö-
renlerine katõlmak için geldiği
Muğla’da hükümete yüklenerek,
“Ekonomi sahipsiz, gelecek kay-
gılı, işsizlik arttı, faizler yük-
seldi, piyasalar sıkıntılı nokta-
ya sürüklendi” dedi.
Coşkulu bir kitle tarafõndan
Milas- Bodrum Havalimanõ’nda
karşõlanan Baykal, daha sonra
araç konvoyuyla Bodrum Gü-
mülüş, Yalõkavak, oradan da Mi-
las’a geçti. Burada 600 kişinin
CHP’ye katõlõmõyla ilgili rozet
takma töreninde yer alan Baykal,
daha sonra Muğla’da belediye
tarafõndan yaptõrõlan Gazi Mustafa
Kemal Atatürk Kültür ve Kongre
Merkezi’ni açtõ.
Baykal Gümüşlük’teki törende
şunlarõ söyledi: “Ekonomi ciddi
bir sıkıntının içine giriyor. ‘Ted-
bir alõn’ dedik, ‘Bize vurmaz bu
kriz, teğet geçer’ dediler. ‘Zirveyi
döndü, inişe geçti’ dediler. Ama
tam tersi kriz her geçen gün da-
ha da ciddi duruma geliyor.
Başka ülkeler bir araya gelip
paketler yaptı. İkinci paketlerini
yaptılar. Bizimkiler hâlâ hiçbir
düzenleme hiçbir çalışma yap-
mış değil. Ekonomi sahipsiz,
gelecek kaygılı, işsizlik arttı,
faizler yükseldi. Piyasalar sı-
kıntılı noktaya sürüklendi. Böy-
le bir tablonun içindeyiz.”
Hükümetin İmralõ’daki Ab-
dullah Öcalan’a arkadaş getir-
mek amacõyla inşaat yaptõğõnõ
söyleyen Baykal, “Bunun habe-
ri çıktığı anda şehit binbaşıyı
toprağa verdik. Yani kime hiz-
met ediyorsun? Terörle, PKK
ile böyle bir pazarlığa girilir mi,
devlet gücünü gösteremiyor.
Tehlikeli çatışmalar çıkmaya
başladı. Otorite yok. Bu gidiş iyi
değil. Türkiye’de terör belli
yerlerde borusunu öttürür ha-
le geldi” diye konuştu.
CHP Genel Başkanõ Baykal,
daha sonra Bodrum’un Bitez bel-
desinde bir mandalina bahçesin-
de üreticilerle sohbet etti.
Baykal: Ekonomi sahipsiz
CHP lideri, AKP hükümetinin ekonomi ve terör politikalarõnõ eleştirdi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ergenekon “yapılanma-
sını” ilk dile getiren ve soruştur-
mayõ ifadeleriyle yönlendiren
Tuncay Güney “firari şüpheli”
olarak nitelenmesine karşõn hak-
kõnda arama kararõ bile çõkartõl-
madõ. Türkiye Barolar Birliği
Başkanõ Özdemir Özok, Gü-
ney’in dinlenip dinlenmemesi
kararõnõn tamamen davayõ yürü-
ten mahkemeye ait olduğunu be-
lirtti.
Ergenekon davasõnõn “kara-
kutusu” Tuncay Güney’in do-
kunulmayan tek isim olmasõ so-
ruşturmaya ilişkin kuşkularõ art-
tõrõyor. Geçen yõl haziran ayõnda
Ergenekon soruşturmasõ için düğ-
meye basõlmasõnõn üzerinden 1.5
yõl geçerken bu süre zarfõnda es-
ki kuvvet komutanlarõndan gaze-
tecilere, işadamlarõndan sanatçõ-
lara, akademisyenlerden polis
müdürlerine kadar bugüne de-
ğin 46’sõ tutuklu olmak üzere
138 kişinin resmi sorgusu yapõl-
dõ. Güney “kendince” yaptõğõ
değerlendirmelerle kimi zaman
çelişkiye düşse de soruşturma
boyunca dikkat çeken bir isim ha-
line geldi. Bu noktada “Güney’i
kullanan servislerin de yap-
mak istediği bu muydu” sorusu
gündeme geldi. Ergenekon so-
ruşturmasõnõ yürüten savcõlardan
Mehmet Ali Pekgüzel, Tuncay
Güney hakkõndaki soruşturmanõn
“firari şüpheli” olarak sürdüğü-
nü açõkladõ. Ancak bu firari şüp-
heliye ilişkin somut hiçbir işlem
yapõlmadõ. Mevzuat gereğince fi-
rari şüpheli için yapõlan ifade
çağrõsõna uyulmamasõ halinde
yakalama emri, bu yerine getiril-
miyorsa da gõyabi tutuklama ka-
rarõ çõkartõlabilirdi.
‘Karar mahkemenin’
Türkiye Barolar Birliği Başkanõ
Özdemir Özok da Güney’in din-
lenip dinlenmemesi kararõnõn ta-
mamen davayõ yürüten mahke-
meye ait olduğunu belirterek
“Davanın esasıyla, gidişiyle,
sanıkların savunmasıyla ya da
iddiaların doğruluğunun ka-
nıtlanıp kanıtlanmaması ko-
nusunda yetki mahkemeye ait-
tir: Heyet uygun görürse, de-
rinlemesine araştırma yapabi-
lir. Ceza Muhakemeleri Ka-
nunu’na göre heyetin müthiş
yetkisi var. Dilediğini yapabi-
lir. Mahkeme uygun görürse
araştırır” diye konuştu.
BirtekGüneysorgulanmadõ
Ergenekon soruşturmasõnõn ‘firari şüphelisi’ hakkõnda arama kararõ çõkarõlmadõ
ÖZDEN’İN DOSYASI ERGENEKON SORUŞTURMASI KAPSAMINDA İNCELENECEK
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon operas-
yonunu yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ-
lõğõ’nõn, Mardin Jandarma Alay Komutanõ iken
1995 yõlõnda öldürülen Albay Rıdvan Öz-
den’in dosyasõnõ eşi Tomris Özden’in başvu-
rusu üzerine Mardin’den isteme kararõ aldõğõ
belirtildi. Albay Özden için yeni bir otopsi ra-
porunun isteneceği ileri sürüldü.
Tomris Özden, önceki gün savcõlõğa verdiği
dilekçede, eski Özel Tim görevlisi E.G’nin bir
internet sitesinde yayõmlanan, Kasõm 2006 ta-
rihli yazõsõna dikkat çekti. Özden, E.G’nin,
Rõdvan Özden’in “Özel timi çatışmalara sok-
madığı için ağır bir bedel ödediğini” söyledi-
ğini belirtti. Özden, Yeni Şafak gazetesinde ya-
yõmlanan ropörtajõnda da eşinin ölümünden ön-
ce Adapazarõ’nda bir düğüne gittiklerini anlattõ.
Eşi ile Veli Küçük arasõnda geçen bir diyaloğu
anlatan Özden, “Veli Paşa eşimin kulağına
eğilerek ‘Mardin’de rahat mõsõn’ diye sordu.
Eşim de ‘Sayenizde değiliz’ cevabını verdi”
dedi. Özden, eşine Veli Küçük ve çevresinden
“JİTEM’e gir” baskõsõ yapõldõğõnõ ileri sürdü.
1995 yõlõnda suikast silahõ Kanas’la öldürü-
len Özden’in İstanbul’da ve Mardin’de Jİ-
TEM ile PKK’nin uyuşturucu ticaretine karşõ
olmasõ nedeniyle hedef seçildiği ve JİTEM ta-
rafõndan öldürüldüğü öne sürülmüştü.
Şırnak
İdil’de
4 DTP’li
tutuklandı
ŞIRNAK (Cumhuriyet) - Şırnak’ın İdil ilçesinde DTP
İdil İlçe Başkanı Sait Çatak’ın da aralarında bulundu-
ğu 4 DTP’li tutuklandı. İlçede 21 Ekim’de düzenlenen
izinsiz gösterilere katıldığı gerekçesiyle, DTP ilçe baş-
kanı Çatak’ın da aralarında bulunduğu 9 kişi önceki
gün gözaltına alındı. Savcılıkça ifadelerinin alınması-
nın ardından tutuklanma talebiyle İdil Sulh Ceza Mah-
kemesi’ne çıkarılan 9 kişiden 5’i serbest bırakılırken
DTP İdil İlçe Başkanı Sait Çatak ile partililer İsa Yağ-
basan, Abdülbaki İldem ve Hüsnü Babat tutuklandı.
ESKİ FUTBOL FEDERASYONU BAŞKANI MUSTAFA KEMAL ULUSU
‘Atatürk, Köşk’e
gömülmek istiyordu’
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - Eski Futbol Fe-
derasyonu Başkanõ Mustafa
Kemal Ulusu, Atatürk’ün as-
lõnda Çankaya Köşkü’ne gö-
mülmek istediğini söyledi.
Atatürk’ün Çankaya Kütüp-
hanecisi Nuri Ulusu’nun oğlu
Mustafa Kemal Ulusu, Bod-
rum’un Gündoğan beldesinde,
Öğretmenler Haftasõ kapsa-
mõnda düzenlenen konferansta
konuştu. Babasõnõn anõlarõyla
birlikte Atatürk’ün bilinmeyen
fotoğraflarõnõn yer aldõğõ ve bir
ay önce yayõmlanan “Ata-
türk’ün Yanı Başında” adlõ
kitaptan alõntõlar yapan Ulusu,
son günlerde Mustafa Kemal’i
karalamaya yönelik kampan-
yalar başlatõldõğõnõ söyledi.
‘Atatürk, Etnografya
Müzesi’ni sevmiyordu’
Ulusu, “Atatürk, şimdikiler
gibi ülke ülke gezmedi, üç
kuruş için okyanusları aş-
madı, İngiltere Kralı dahil
dünya liderleri onu görmek,
ziyaret etmek için Türki-
ye’ye geldiler” dedi. Babasõ-
nõn anõlarõnda, Atatürk’ün Et-
nografya Müzesi’ni mimari
açõdan hiçbir zaman beğen-
mediğini, hatta yõktõrma dü-
şüncesinde olduğunu aktardõ-
ğõnõ belirten Ulusu, “Babam,
Atatürk’ün 1938 ve 1953 yıl-
larında Etnografya Müze-
si’nde defnedildiğini, bu yüz-
den Ata’nın kemiklerinin
sızladığını söylerdi. ‘Çünkü
Atatürk orayõ mimari olarak
hiç sevmiyordu. Hatta yõktõr-
mayõ istediğini söylüyordu.
Ayrõca Atatürk yaşasaydõ, gö-
mülmek için Anõtkabir’i de
istemezdi. O sadece Çankaya
Köşkü’nün bahçesine gömül-
mek istiyordu. Çünkü Atatürk
bir Ankara âşõğõydõ ve Çanka-
ya’ya hayrandõ’ diye anlatır-
dı” diye konuştu.
Coşkulu bir
kitle tarafın-
dan Milas-
Bodrum Ha-
valimanı’nda
karşılanan
Baykal, Muğ-
la’daki temas-
ları sırasında
yurttaşların
sevgi gösterile-
riyle karşılaştı.