25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 2008 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Troia ve Erdinç Bakla Sevgili, Üç yıl oluyor, Çanakkale’nin Halk Bahçesi’nde, güzel ve serin ağustos akşamüstünü yaşıyorduk. Konu “Barış Kenti Çanakkale” idi. İlk bakışta çelişkili bir tema gibi duruyordu. Öy- le ya! Antik çağların ve modern zamanların en bü- yük en unutulmaz, en anlamlı savaşlarının (Troia ve Çanakkale) olduğu topraklar nasıl “barış kentine” bağrını açmış sayılabilirdi. Sorunun yanıtı son büyük savaşta yatıyordu. Ça- nakkale’ye İngiliz bayrağı ve üniforması altında ge- lip; başlangıçta kendilerini İngiliz sanan Avustral- yalı ve Yeni Zelandalılar, çatışmalar ilerledikçe, ger- çeğin böyle olmadığını kavramış, yanıldıklarını an- lamış, bu savaşın kendi savaşları olmadığını gör- müşlerdi. Zaten kurtuluş savaşları dışında, askerin kendi sa- vaşı olan bir savaş yoktur. Celine “Gecenin Ucuna Yolculuk”ta savaşın saflarını şöyle belirler: Savaşa gönderenler ve sa- vaşa gönderilenler. Anzaklar bu gerçeği Celi- ne’den önce, kendi yurtlarından binlerce mil uzak- ta, Çanakkale’de öğrendiler. Bu yüzdendir ki, insanların toprakları üzerinde dö- vüşürken savaşın abes yanını gördükleri gerçek bir barış kentidir Çanakkale. O savaşın savunma cephesi kahramanı, daha sonra, Ege’nin öte yakasından gelenleri İonia’dan denize dökerken yüzyıllar önceki başka bir sava- şın rövanşını aldığının bilincindeydi. Ne zaman İonia’dan söz açılsa aklıma hep Me- lih Cevdet Anday gelir. O, Yunan sözcüğünün İon’dan geldiğini, bir türlü İon’a dili dönmeyen Pers- lerin, bu Anadolu halkını Yunan olarak adlandırdı- ğını, zaman içinde bizim Yunan sözcüğünü Atik- kalılar için kullandığımızı, oysa asıl Yunanlıların Ba- tı Anadolular olduğunu söylerdi. İonia Satraplığına Perslerin Yauna ya da Yuvana demeleri de, görü- şün ne denli doğru olduğunu kanıtlıyor. Melih Cevdet Bey, Halikarnas Balıkçısı, Saba- hattin Eyüboğlu gibi, bu topraklar üzerindeki tüm uygarlıkların vârisi olduğumuzu söyleyenlerdendi. Atatürk’ün tarih görüşü de aynı doğrultudadır. Çanakkale’deki o güzel günde bu konular da ko- nuşuldu. Troia ile bizim bir bağlantımız var mıydı? Troialılar Türk müydüler? Türkler Troialıların to- runları mıydılar? Anadolu gibi etnisiteler, kavimler ve uygarlıklar mozaiği içinde olayı salt ırk açısından ele alarak so- nuca varmak olanaksız. Irk, artık bilimsel bir veri olmaktan çıktı. Bir an- lam taşımıyor. Geçen haftalarda, Ziya Gökalp’in Türk mü, Kürt mü olduğu üzerinde durmuş ve biz- zat onun ağzından, kendini Türk hissettiği için Türk olduğunu ifade ettiğini söylemiştik. Kısacası, kendimizi o eski uygarlıklar ile ne ka- dar özdeşleştiriyor, onları ne kadar iyi özümseye- biliyor, ne kadar araştırıp, öğrenebiliyorsak, onlar o kadar bizimdi. Ne kadar Ekrem Akurgal’larımız, Kenan Erim’le- rimiz, Halet Çambel’lerimiz olur ise, bu toprakla- rın o eski uygarlıkları da o kadar bizim sayılır ve biz de o kadar onların torunları oluruz. Üç yıl önce Troia ile ilişkilerimizde de üç aşağı beş yukarı buna benzer şeyler söylediğimi anımsıyorum. Bu duygum, değerli sanatçımız Erdinç Bakla’nın “Troia Rüzgârı” sergisinde bir kez daha pekişti. Hepsi birbirinden güzel yapıtlarını anlatırken Er- dinç Bakla, kendi topraklarımızın kültüründen ve mo- tiflerinden hareket ettiğini söylüyordu. Sergide, bir Troia Atı kompozisyonu vardı ki, orada sabit duranın içindeki hareketi görüp, kı- lıç seslerini mızraklı savaşların naralarını duya- biliyordun adeta... Erdinç Bakla’nın açılışına gittiğim Askeri Müze’deki sergisi bugün saat 19’da sona eriyor. Ben eserlerin tadına doyamadım. Bugün 19.00’dan önce ne yapıp edip, bir kez daha gidip, doya doya izlemek istiyorum. Akranım olduğunu sandığım Erdinç Bakla’yı kutluyor, bizim ta antik çağlara uzanan Anadolu ya- nımızı kanıtladığı için teşekkür ediyorum. Tam bunları düşünürken bu konularda çok kafa yormuş, inceleme yapmış, Haluk Şahin’in dünkü Radikal’de çıkan yazısını okudum ve Erdinç Bak- la’nın insanın göğsünü kabartan sergisi karşısındaki ilgisizlikten ben de Haluk gibi utanç duydum. Sanatçımız bize “alın size Troia” diye altın tepsi için- de bu toprakların geçmiş uygarlıklarını sunuyor, biz de “istemez almayalım!” diyoruz. Olur şey değil! asirmen@cumhuriyet.com.tr AKP’nin Kõzõlcahamam toplantõsõna katõlan Başbakan Erdoğan, Kürt politikasõ konusunda farklõ konuştu Erdoğan’dan ‘devletçi’ yorumu EMİNE KAPLAN KIZILCAHAMAM - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Güney- doğu’ya ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, “Bazı mahfillerin ken- disine devletçi dediğini” belirterek “Ne demek devletçi? Tayyip Er- doğan, bu milletin evladıdır. Bu milletin adına konuşur, bu mille- tin adına hizmet sunar ve kurdu- ğu devletin mekanizmalarını da millet için seferber eder” dedi. Erdoğan, partisinin Kõzõlcaha- mam kampõnda AKP’ye yönelik eleştirilere yanõt verdi. The Econo- mist dergisi ile Reuters’in analiz ha- berlerine tepki gösteren Erdoğan, ak- la hayale gelmedik, siyaseti bilme- yen ve anlamayan, halkõn arasõna ka- rõşmayanlarõn analizle Türkiye’nin mahkûm edilmeye çalõşõldõğõnõ sa- vundu. Hükümetin kömür ve gõda yardõmõna yönelik eleştirilere de yanõt veren Erdoğan, “Varoşları is- tismar ediyormuşuz. Milletin ka- rarını, tercihini aşağılamaya ka- dar götürüyorlar işi. Göbeğini kaşıyanlar, bu ülkenin zencileri AKP’ye oy veriyor diyorlar. Bu millet bir çuval kömüre, bir çuval una oyunu satmayacak kadar onurludur, gururludur” dedi. Erdoğan, AKP’nin kõrmõzõ çizgi- lerini anlatõrken ilk kez Alevileri de saydõ. Erdoğan, “Bizim siyasetimiz ayrımcılık üzerine değil eşitlik üzerinedir. Doğu’yu Batı’dan, Batı’yı Doğu’dan ayrı tutmadık. Türk’üyle, Kürt’üyle, Arna- vut’uyla, Arap’ıyla, Yahudisiyle, Alevisiyle, Sünnisiyle milletin her ferdine aynı yakınlıktayız” dedi. Erdoğan, konuşmasõnda Pir Sultan Abdal ve Hacı Bektaş Veli’nin deyişlerinden alõntõ yaptõ. Kürt politikası AKP’nin Kürt politikasõnda dev- letçi bir yaklaşõm benimsediği yö- nündeki eleştirilere tepki gösteren Erdoğan, 2002 yõlõndan bu yana Do- ğu ve Güneydoğu Anadolu illerine 11.6 milyar YTL yatõrõm yapõldõğõ- nõ anlatarak, şöyle devam etti: “Benim Kürt kardeşim kendi dilinde Kürtçe türkü söylediği için takibata uğruyordu. TRT ocak ayından itibaren 24 saat Kürtçe yayına girecek. Bu nok- talara ulaştık.” Erdoğan, “bazı mahfillerin ken- disine devletçi dediğini” belirterek, şöyle devam etti: “Ne demek devletçi? Tayyip Erdoğan, bu milletin evladıdır. Bu milletin adına konuşur, bu mille- tin adına hizmet sunar ve kurdu- ğu devletin mekanizmalarını da millet için seferber eder. ‘Önce fert, birey, sonra devlet’ der. Böyle bu yolculuğa devam eder. Bunların gözleri var ama görmüyor. Eğer devleti AKP iktidarı kalkıp da tüm bölgenin hizmetine sunduy- sa yanlış mı yaptı? İşte sıkıntı bu- rada çünkü bunlar devletin, mil- letin hizmetinde olmasını istemi- yor. Oradan nemalanıyorlar da onun için. Mama var mama. Şim- di o mama kayboldu.” Erdoğan, Kızılcahamam toplantısında partisine yönelik eleştirileri yanıtladı. G E N E L K U R M A Y A N K E T İ ‘Teröristler çok çocuklu ailelerden’ ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Genel- kurmay’õn yakalanan ve kendiliğinden teslim olan teröristler arasõnda yaptõğõ anketlerden der- lediği bilgiler, terörün altõnda yatan sosyal so- runlarõ da ortaya çõkardõ. Bu istatistiklere göre te- rör örgütüne katõlanlarõn yüzde 70’ten fazlasõ en az 6 çocuklu ailelerden geliyor. Teröristlerin yüzde 26’sõ 1-5 çocuklu aile- lerden, yüde 62’si 6-10 çocuklu ailelerden, yüz- de 12’si de 10 ve daha fazla çocuklu ailelerden oluşuyor. Genelkur- may’õn anket verileri, teslim olan ve yakalanan teröristlerin yüzde 70’in- den fazlasõnõn en az 6 çocuklu ailelere men- sup olduklarõnõ ortaya koyuyor. Terör örgü- tünden kaçan ve yakala- nanlarla yapõlan müla- katlar, katõlma nedenle- rini de net olarak göste- riyor. Genelkurmay İle- tişim Daire Başkanõ Tuğgeneral Metin Gü- rak, konuya yaptõğõ ba- sõn toplantõlarõnda de- ğinmişti. Gürak, “Bu ki- şilerle yapılan müla- katta; tamamının çok çocuklu ailelere men- sup oldukları, aile için- de yeteri kadar ilgi gör- medikleri ve bölücü te- rör örgütü tarafından kandırılarak dağa gö- türüldükleri tespit edil- miştir” değerlendirme- sini yapmõştõ. 25’inde katılan yok Terör örgütüne ilişkin veriler, dağa çõkanlarõn çok büyük bölümünün 25 yaşõn altõnda olduğu- nu da gösteriyor. Son dönemde teslim olan te- röristlerin üzerinde ya- põlan anketler de bunu doğruluyor. Fransa ısıtıyor Karadeniz yine gündemde MAHMUT GÜRER ANKARA - Fransa, AB dönem başkanlõğõnõn bitmesine kõsa bir süre kala Karadeniz’de AB ile entegre bir birlik kurul- masõ konusunu yeniden gündeme taşõmaya hazõr- lanõyor. Bu kapsamda Pa- ris yönetiminin, başkanlõ- ğõnõ da yapacağõ son AB zirve toplantõsõnda Gür- cistan krizini içerecek şe- kilde konu ile ilgili resmi bir metni kabul ettirmek istediği belirtiliyor. Fransa, AB Dönem Başkanlõğõ’nõ devralmasõ- nõn hemen ardõndan orta- ya attõğõ, ancak AB için- deki anayasa sõkõntõsõ ne- deniyle bir türlü gerçek- leştiremediği Karadeniz Birliği konusunda son bir girişim daha yapacak. Bu kapsamda, Paris yöneti- minin aralõk ayõnõn 2. haftasõnda dönem baş- kanlõğõnõn Fransa’dan Çek Cumhuriyeti’ne geç- mesi nedeniyle gerçekleş- tirilecek olan AB Hükü- met ve Devlet Başkanlarõ zirvesinde konuyu günde- me taşõyacağõ belirtiliyor. Fransa’nõn konferansta Karadeniz Birliği proje- siyle ilgili olarak bir öne- ri sunacağõ da vurgulanõ- yor. AB kaynaklarõ, söz konusu önerinin, Gürcis- tan ile ilgili krize AB’nin daha kolay müdahil ola- bilmesi için yapõldõğõnõ kaydediyorlar. Türkiye ise, Karade- niz’de AB’nin de doğru- dan müdahil olacağõ, bir birlik kurulmasõna karşõ çõkõyor. Bunun temel ne- deni ise, birliğin Karade- niz’de uluslararasõ bir ku- ruluş olarak doğrudan söz sahibi hale gelmesi duru- munda, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin AB tara- fõndan sürekli gündemde tutulabileceği olasõlõğõ... Ankara bu nedenle Kara- deniz’de hali hazõrda bu- lunan, Karadeniz Gücü (BLACKSEAFOR), Ka- radeniz Ekonomik İşbirli- ği (KEİ) ve Karadeniz Uyum Harekâtõ’nõn yeter- li olduğunu düşünüyor. Türk Dõşişleri Bakanlõğõ kaynaklarõ da, Türki- ye’nin yanõ sõra Rus- ya’nõn da böyle bir birlik kurulmasõna karşõ oldu- ğunu belirtiliyor. Fransa, Karadeniz’de AB ile entegre bir birlik kurulmasõ konusunu yeniden gündeme taşõmaya hazõrlanõyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear