Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
şu, demokratik kitle örgütünün temsilcileri “AKP’ye
ihtar” mitingine destek veriyor. CHP başta olmak
üzere sol yelpazedeki hemen bütün partiler de ey-
lemin arkasında.
AKP’yi eleştiren herkesin “istikrar bozucu” ilan edil-
diği bir ortamda böyle bir eylemin gerçekleştiril-
mesini alkışlıyoruz.
AKP, 6 yıllık iktidarı boyunca sınırsız “istikrar” kre-
disi kullandı. Bu anlamda usul usul sınırın sonuna
gelinmiş görünüyor!
Zamlara, krize, işsizliğe, yoksulluğa karşı yapılacak
mitingden yükselecek sesi hükümetin duymasını di-
liyoruz... Aksi halde toplumsal tepki, açıklanacak pa-
ketten sonra daha da yükselebilir.
Çalışanlar uzun zamandır ilk kez böylesine geniş
ölçekte, somut istemlerle, yasalar çerçevesinde bir
hak arama eylemi yapıyor. Bu tablo AKP’nin ezberini
bozabilir!
Fedakârlık, Türkiye’de öteden beri hep eşit pay-
laştırılmıştır.
“Feda” kısmı çalışanlara...
“Kârlık” kısmı rant kesimine ve dönem zenginle-
rine...
Hükümetin, çalışanların alın terinden yapılan ke-
sintilerin sonucunda oluşmuş “işsizlik fonuna” göz
dikmesi, yukarıdaki paylaşımın sonucu!
Başbakan’ın bugün-yarın bir paket açıklaması
bekleniyor. Pakette yer alabilecek maddelerle ilgi-
li tahminler havada uçuşuyor. Ortak paydasına bak-
tığımızda şu çıkıyor:
Yine üretimden çok tüketime destek!
Tüketimin arttırılması, krizden çıkış için başlıca
yöntem olarak belimseniyor. Oysa plan üstüne plan
açıklayan Batılı ülkelerdeki kurtarma çalışmalarının
özünde üretim var. Hükümet, üretim sözcüğünü söz-
lüğünden çıkarmış olmalı ki aklına dahi getirmiyor.
KOBİ’lere öngörülen kimi avantajların da ne geti-
rip götüreceği belli değil.
Gaziantep’te hafta başında hükümet temsilcile-
rinin elinden “başarı belgesi” alan tekstil fabrikası-
nın iki gün sonra battığını ilan etmesi, AKP’nin eko-
nomiyi ne kadar yakından izlediğini ortaya koyuyor.
Üretimsiz Elegant fabrikasında işsiz kalan 1800 ki-
şi, tüketici kredisi alırsa faizin yarısı hükümetten!
Paket pazarlığını toplumla değil, IMF ile yapan hü-
kümet neyi hedefliyor?
Yerel seçimleri...
O nedenle ekonomiyi kurtarma paketinden çok
oyları kurtarma paketleri önde. Kömürün ardından
ömür dağıtmaya da girişirlerse, şaşırmamak gerek...
Küresel krizin Türkiye’ye etkileri bir yana, içinde
bulunduğumuz durum öncelikle AKP’nin 6 yıllık po-
litikalarının ürünü.
Birkaç rakam paylaşalım:
- 2002’de toplam 500 bin adet senet protesto ol-
du, 2007’de 1.5 milyon.
- 2002’de 850 bin adet çek karşılıksız çıktı,
2007’de 1 milyon 400 bin. 2008’in ilk 9 ayında 1 mil-
yon 300 bin.
- Özel sektörün borcu 2002’de 43 milyar dolar-
dı, haziran 2008’de 190 milyar dolar.
- İç-dış, kamu-özel 2002’de toplam borç 221 mil-
yar dolardı, 2008’de 500 milyar dolar.
- Vatandaşın kredi kartı borcu 2002’ye oranla 18
kat arttı. 120 milyar YTL’ye ulaştı. Borcu nedeniy-
le kara listeyle alınan kişi sayısı 1 milyonu aştı.
Tablo ortada...
Bu veriler ekonominin 6 yıldır gerçek anlamda ge-
rilemekte olduğunu gösteriyor...
Anlaşılan AKP’nin seçim sloganını değiştirmek ge-
rekecek:
Durmak yok, gerilemeye devam!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
la altı milyon arttığını açıkladı.
Aynı gün, genç seçmen sayısının artmasını
olumlu karşılayan yorumlar izledik.
Fakat bir gün sonra, birbiri ardına seçmen sa-
yısındaki büyük artışı kuşkuyla karşılayan açık-
lamalar yapıldı.
CHP’nin ve MHP sözcülerinin öne sürdükle-
rine göre seçmen kütükleri sağlıklı değil.
2007 genel seçimlerinden hemen sonra CHP
Bursa milletvekili, o gün de bugün de partide-
ki sıfatı genel başkan yardımcısı olan Onur Öy-
men; seçmen kütüklerindeki okus pokus oyun-
larını ortaya koyan açıklamalar yaptı.
Öymen, genel seçimlerde 42 milyon 500 kü-
sur bin seçmenin oy kullandığının resmen açık-
landığını söylüyor, oysa gerçekte son nüfus sa-
yımına göre 48.287.000 seçmenin oy kullanması
gerektiğinin altını çiziyordu.
Kimi örnekler de verdi Öymen; İzmir’in kimi il-
çelerinde bu durumu saptayan rakamları açık-
ladı. Son nüfus sayımına göre seçim yapılsay-
dı milletvekili sayısı değişebilirdi.
2007’de 70 milletvekili çıkaran İstanbul; ger-
çek nüfus sayımına göre seçmen kütükleri
tanzim edilmiş olsaydı TBMM’de 84 milletve-
kiliyle temsil edilecekti.
Öymen’in matematiğe ve gerçeklere dayanan
açıklamalarını, genel başkan yardımcısı olduğu
parti, -ne yazık ki en hafif anlatımla- benimse-
medi. Kütükleri sorun yapmadı.
Yapabilseydi 2007 genel seçiminin meşruiyeti
gündeme gelecek ve gerçek kabul edilirse
AKP’nin yüzde 47 değil -Öymen’in dediği gibi-
ancak yüzde 33 oy aldığı kanıtlanmış olacaktı.
Anımsadığıma göre YSK Başkanı gibi yüzde
47’yi AKP’nin helal oyları diye tahmin edip onay-
layanlar da Öymen’in öne sürdüğü, bugün
yadsınamayan gerçeklere karşı çıktılar.
CHP Genel Merkezi soruna lakayt kaldı ama
MHP, bir ölçüde Öymen’in görüşlerini destek-
ledi.
Fakat Öymen; savaşımını Başbakan RTE’ye
yönelttiği yazılı bir soru önergesiyle sürdürdü.
Başbakanlık’tan aldığı resmi yanıt, 2007 ge-
nel seçimlerinde 48 milyon seçmen yerine 42
milyon seçmenin oy kullandığını doğruluyor.
Bir bakıma Öymen’in dediği gibi Başbakan-
lık; AKP’nin 2007’de tek başına tekrar iktidara
gelirken yüzde 47 değil, yüzde 33 oy aldığını ka-
bul etmiş olmuyor mu?
Tabii -Öymen ile birkaç kişi ve Güncel dışın-
da- kimse, başta CHP, elbette medya, adım
adım gelişen rezaletin farkında değil!
Kamuoyu araştırmalarının deneyimli ismi
Tarhan Erdem de; 1979’dan bu yana doğru dü-
rüst bir kütük elde edilemediğine, önce nüfu-
sumuzu doğru saptamak gerektiğine değiniyor
ve “YSK’nin de seçmeni doğru tespit edeme-
diğini” söylüyor.
Gelmiş geçmiş bütün seçimler üzerindeki
araştırma ve incelemeleriyle haklı bir ün kaza-
nan eski CHP milletvekillerinden Erol Tuncer;
olayı “YSK’nin önceki gün ilan ettiği rakamlar
doğru ise 2007 yanlış” diye özetliyor.
Elbette Tuncer’in vurgulaması doğru; zira nü-
fusumuz resmen açıklandığı gibi 70 milyon 600
bin ise18 yaşından büyük seçmen sayılacak ya-
şa gelmiş insanlarımızın sayısının, YSK’nin 22
Temmuz 2007 seçimlerinde ilan ettiği gibi 42 mil-
yon 500 bin değil, 48 milyon 287 bin olması ge-
rekmez miydi?
CHP sözcüleri, 2007’de gerçekleştirilen re-
ferandumda 42 milyon 626 bin 733 kişi ile seç-
men kütüğü oluşturulurken bugün, yerel seçim
öncesinde bu sayının 48 milyon 265 bin 644’e
çıkmasındaki nedenleri sorguluyorlar.
2 milyon kayıp seçmenden, seçim güvenliğinin
şimdiden sakatlandığından, yoğun seçmen
kaydırmalarından yakınıyorlar.
Demokratik seçimin bel kemiği, temel öğesi
olan seçim koşullarıyla dün uğraşmayan, seç-
men kütüğü rezaletini ortaya atan, hatta kanıt-
layan genel başkan yardımcısını yüzüstü bıra-
kan.. türbanı siyasal simge kabul edip kara çar-
şafın siyasal veya laik rejimin yüzkarası olma-
dığını savunan parti… 29 Mart 2009’a beş ka-
la ah’larla vah’larla hangi sonucu alabilir?
Ana muhalefet olma görevini muhafaza et-
mekten öteye özlenen hangi sonucu alabilir, lüt-
fen söyler misiniz?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 29 KASIM 2008 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 11
Edirne Y 11
Kocaeli Y 14
Çanakkale Y 13
İzmir Y 16
Manisa Y 15
Aydın Y 17
Denizli Y 14
Zonguldak Y 13
Sinop PB 14
Samsun S 6
Trabzon PB 13
Giresun PB 13
Ankara PB 8
Eskişehir Y 8
Konya PB 8
Sıvas S 7
Antalya Y 19
Adana PB 18
Mersin PB 18
Diyarbakır Y 12
Şanlıurfa B 11
Mardin Y 11
Siirt Y 12
Hakkâri Y 4
Van Y 8
Kars PB 6
Oslo K 2
Helsinki Y 6
Stockholm Y 6
Londra Y 5
Amsterdam Y 6
Brüksel K 3
Paris Y 4
Bonn B 5
Münih K - 1
Berlin K 3
Budapeşte Y 6
Madrid Y 8
Viyana K 5
Belgrad Y 11
Soyfa Y 10
Roma Y 18
Atina Y 21
Zürih K 6
Moskova Y 4
Aşkabat PB 18
Astana K - 2
Taşkent PB 15
Bakû PB 12
Bişkek PB 12
Tiflis Y 11
Kahire B 21
Şam Y 18
Tüm yurt parçalı ve çok
bulutlu, Marmara, ege,
İç Anadolu’nun batısı,
Batı Akdeniz, Doğu
Anadolu’nun batısı Ba-
tı Akdeniz, Doğu Ana-
dolu’nun doğusu ile
Bolu, Düzce, Trabzon,
Rize ve Artvin çevrele-
ri yağışlı geçecek. Ha-
va sıcaklığı batıdan
başlamak üzere 3-5 de-
rece artacak.
Yirmi milyon kadar olduğu söylenen sa-
kinlerinden biri olarak yaşamaya çalıştığım
İstanbul kenti artık katlanılamaz bir insan
kirliliğine dönüştü. Bunun başlıca nede-
ni ise bu sözümona en büyük kentimiz-
de artık kentlilik bilincinin, bir yere ait ol-
ma duygusunun tümüyle ortadan kalkmış
olmasıdır. Adım başı rastlanan kabalık, ce-
halet, küstahlık, bilinçsizlik, duygusuzluk,
görgüsüzlük, saldırganlık, bu kentteki
yaşamın bir parçası değil, ta kendisi ol-
muştur.. Bu sadece İstanbul için mi böy-
le?
Bence bütün kentlerimiz, ülkemizin bütünü, gi-
derek böyle bir görünüme bürünüyor. Türkiye hız-
la bir cahiller ülkesi olmaya doğru sürükleniyor.
Yurttaş ve çağdaş insan olma bilincini ve duy-
gusunu gittikçe yitiren, bir ortaçağ kitlesine
dönüşmekte olan, kaba, bilinçsiz duygusuz, sev-
gisiz kalabalıklar.. Bu, AKP iktidarının çok kısa
sürede ulaştığı bir başarıdır.
Gece bir TV kanalındaki “Açık Görüş”ü izli-
yorum… Yöneten, Star ya da Sabah’ın genel ya-
yın yönetmeni. Katılımcılardan ikisi Radikal adı-
nı taşıyan bir gazetenin yazarları. Bunlardan bi-
ri bizim gazeteden oraya transfer olan yazar. Öte-
kisi bir zamanlar CHP’ye genel sekreterlik yap-
mış. Geri kalan katılımcılardan biri, Alevi aydını
ve AKP milletvekili olan romancı. Öteki Zaman
gazetesi yazarı ve eşi yine AKP milletvekili olan
bir öğretim üyesi. (Hakkını yemeyeyim, en sağ-
duyulu konuşmaları yaparak beni şaşırtan yine
de bu sonuncusu oldu.) Yönetici dahil hepsi “be-
şuş” çehrelerle, şen şakrak, ülke sorunlarını ko-
nuşmaktalar. Konuştukları da son günlerin gün-
demini oluşturan çarşaf konusu ve bir de Alevi
yurttaşlarla ilgili gelişmeler.
Bu zevatın içinden herhangi biri, çarşaf ya da
türban konusunda çıkıp şöyle bir şey söylemi-
yor, ya da söyleyemiyor: Baykal’ın bir çarşaflı ve
türbanlıya parti rozeti takması başka, Anayasa
Mahkemesi’nin karara bağladığı türban ve siyasal
simge konulu karar ya da türbanlı genç kızların
üniversiteye girememeleri konusu başkadır. CHP
Genel Başkanı halktan iki insana parti rozeti ta-
kıyor. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, ama bu
başka şey, türbanın ya da çarşafın kamu ku-
rumlarına dayatılması başka şeydir. Fakat sözünü
ettiğim programda/ve benzerlerinde, bunların tar-
tışılmasının ortamı yok. Şen şakrak konuşmacılar
ve program yöneticisi, al gülüm ver gülüm
mantığı içinde mutluluk paylaşımındalar. Biri san-
ki annesinden milletvekili olarak doğmuş. Cum-
huriyet’ten Radikal’e transfer olan yazar, genç-
lik yıllarındaki solculuğuyla hafiften dalgasını ge-
çiyor.
CHP’de genel sekreterlik yapmış ve anketçi-
liğiyle ünlü öteki Radikalci, AKP’nin yerel se-
çimlerde oyunu arttıramasa bile oy oranını ko-
ruyacağını neredeyse lezzet alarak açıklıyor… Ve
her birinin ağzında sakız gibi, her fırsatta bir “sa-
yın başbakan” lafı. Sanırsınız ki biri onları gö-
zetliyor…
Elimde “2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılında Dü-
zenlenecek Olan Sosyal Etkinlikler Çalışma Tak-
vimi” başlıklı bir form var. Bu etkinlikler içinde he-
men göze çarpanlar “İlköğretim-Lise ve Dengi
Okullar Mehmet Âkif Ersoy’un Şiirleri-
ni Okuma Yarışması”, “İstiklal Marşı’nı
Ezbere Okuma Yarışması”, “Yahya Ke-
mal Beyatlı’nın Şiirlerini Okuma Yarış-
ması”dır. AKP iktidarı kendi “entelijan-
siya”sını oluşturma yönünde güvenli ve
kararlı adımlarla ilerliyor. Edebiyattan,
kültürden esas olarak anladıklarının
çerçevesi budur ve daha fazlasını bek-
lemek zaten abestir. Ülkemizde “İlk-
öğretim-Lise ve Dengi Okul”ların, çok
yakın bir gelecekte, temelleri Kuran
kurslarıyla atılmış ve tümü imam hatipleştirilmiş
“öğretim” kurumlarına dönüştürüleceğinden ve
asıl amacın ve hedefin de zaten bu olduğundan
kimsenin kuşkusu olmasın.
İkinci Cumhuriyetçiler hedeflerine ulaştılar. Ata-
türk Cumhuriyeti artık laftan ibarettir. Anayasa
Mahkemesi vb. bir iki pürüz de ortadan kaldırıl-
dıktan sonra sivil darbe hedefine bütünüyle ulaş-
mış olacaktır.
ABD güdümünde ve bir bölümü Türkiye top-
raklarında bir Kürt devleti… Geri kalan bölgede
“sayın başbakan”lıktan “sayın başkan”lık siste-
mine geçiş ve -adından Türk ya da Türkiye söz-
cüğü büyük olasılıkla çıkarılıp atılacak- ılımlı İs-
lam yönetimi…
Demokrasinin ve aydınlanmanın temel de-
ğerlerini savundukları için F tipi cezaevlerine tı-
kılacak sivil ya da asker aydınlar...
Sürüleştirilmiş halk yığınları ve “aydın” olarak
da aydınlanma bilinci tümüyle karartılmış bir tek-
nokrat kalabalığı…
İkinci Cumhuriyetçilerin ve siyasal uzantıları
olan sivil darbecilerin hedefleri bunlar değil
miydi?
Ulaşmadılar mı dersiniz?...
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Darbe Hedefine Ulaşmadı mı?
Batlamyos zamanõn ünlü tarihçisidir. Yanõlgõsõ, tarih
yapmanõn nesnelliğini tarih yazmanõn öznelliği ile ka-
rõştõrmasõydõ. Yoksa, Mustafa filminin öznel yanõlgõ-
sõ, “Cumhuriyet yönetiminin baskısı bir buldozer
ağırlığıyla Anadolu üstünden tufan gibi geçti” (Cum-
huriyet 4.2.1995) ve Spiegel dergisinin son Türkiye özel
sayõsõnda “ulusallaşma baskıcılığı” söylemlerinin
sõğlõğõyla birleşebilir miydi?
Zafere ulaşõldõğõnõ, fakat asõl güçlüğün zaferden
sonra olacağõnõ söyleyen (Mustafa) Kemal Atatürk bu
söylemiyle devrime karşõ öznel tavõrlara vurgu yapõ-
yordu. O Rumeli şivesiyle sesleniyor gibi: “Çocuk, yan-
lış yapıyorsun.”
Batlamyos Tarihçileri
Dr. Balkar YEKEBAŞ
Baştarafı 2. SayfadaAlevilerden Çamuroğlu’na büyük tepki
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alevi
Bektaşi Federasyonu Başkanõ Ali Balkız ve be-
raberindeki heyetin dün TBMM Başkanõ
Köksal Toptan’õ ziyareti sõrasõnda gerginlik
yaşandõ. AKP’li Reha Çamuroğlu, Alevi
örgütlerinin tepkisi üzerine toplantõya katõlmadõ.
Balkõz ve beraberindeki heyet, Alevilerin so-
runlarõnõ ve çözüm önerilerini anlatmak üze-
re dün Toptan ile görüştü. Toptan, bu görüş-
mede AKP’nin Alevi kökenli Milletvekili Ça-
muroğlu’nun da hazõr bulunmasõnõ istedi.
Ancak Çamuroğlu’nun görüşmede buluna-
cağõnõ, randevu saatinden kõsa bir süre önce
öğrenen Alevi örgütü temsilcileri duruma
tepki gösterdi. Pir Sultan Abdal Kültür Der-
neği Genel Başkanõ Fevzi Gümüş, Çamu-
roğlu’nun Alevi örgütlerini bölerek naylon, fa-
son dernekler kurduğunu söyledi. Gümüş,
“Hükümet ile görüşmemizde Çamuroğlu
bulunabilir. Ancak Meclis Başkanı taraf-
sızdır. Çamuroğlu’nun bu toplantıda bu-
lunması doğru değil” diye konuştu.
Bu sözlerin görevliler tarafõndan Toptan’a
iletilmesi üzerine, Çamuroğlu toplantõya ka-
tõlmadõ. Toptan ile görüştükten sonra başkan-
lõk makamõndan ayrõlan Çamuroğlu, “Bu du-
rum diyalog isteyenlerin nasıl bir diyalog is-
tediklerini ortaya koyuyor” dedi.
Balkõz ve beraberindekiler, Toptan’õn ar-
dõndan CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha
Okay’õ ziyaret etti. Okay, CHP’nin Alevile-
rin talepleriyle ilgili yasa önerilerinin AKP’li-
lerin oylarõyla gündeme alõnmadõğõna dikkat
çekerek “Cemevlerinin ibadethane statüsüne
kavuşması ve Madımak’ın müze olması iki
maddelik yasa değişikliğiyle gerçekleştiri-
lecek talepler. TBMM Başkanı Danışma
Kurulu’nu toplar ve bu konudaki önerile-
rin gündeme alınması sağlanabilir” dedi.
Erdoğan’õn veto ettiği muhabire Gül’den davet
FIRAT KOZOK
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül,
Hakkâri Sanayi ve Ticaret Oda-
sõ heyetini kabulünde basõna yan-
sõdõğõ şekilde bir değerlendirme
yapmadõğõnõ söyledi. Gül, “İnan-
dığım, doğru bildiğim her şeyi
korkmadan yaparım. Bu ma-
kamda oturan insanlar hiçbir
şeyden korkmaz” dedi. Türk-
menistan’a hareket eden Cum-
hurbaşkanõ Gül, Başbakanlõk’õn
akreditasyonunu yenilemediği
Hürriyet gazetesi muhabiri Turan
Yılmaz’õ Cumhurbaşkanõ’nõn
uçağõna davet etti.
Gül, 2 günlük çalõşma ziyareti
için Türkmenistan’a hareketinden
önce Esenboğa Havalimanõ’nda
gazetecilere açõklama yaptõ. Ko-
nuşmasõnda Hindistan’õn Mum-
bai kentindeki terör saldõrõlarõna
da değinen Gül, “Aşırı akım-
lardan beslenen terör örgütle-
ri, menfur saldırılar için her
türlü yola başvurabilmekte-
dirler. Terorizm konusunda
uluslararası toplum birlikte
hareket etmek mecburiyetin-
dedir” dedi.
Bir soru üzerine geçen günler-
de Hakkâri’den gelen bir heyeti
de kabul ettiğini anõmsatan Gül,
gazeteye yansõdõğõ şekilde bir
konuşmasõ olmadõğõnõ söyledi.
Gül, “İnandığım, doğru bildi-
ğim her şeyi korkmadan yapa-
rım. Bu makamda oturan in-
sanlar hiçbir şeyden korkmaz.
Yeter ki faydalı olduğuna, doğ-
ru olduğuna inanayım bir şeyin.
Onun yolu yöntemi neyse, o çer-
çeveler içinde ne gerekiyorsa
onu yaparım. Gazetede çıkan
haber doğru değildir” diye ko-
nuştu.
Gül, Türkmenistan’da Türk-
menbaşõ kentinde işadamlarõ ile
yaptõğõ toplantõda Türk cumhu-
riyetlerine “İlişkilerimizi daha
da canlandıralım ki bütün böl-
gede büyük ortak projeleri ya-
şama geçirelim” çağrõsõnda bu-
lundu. Gül, Türkmenistan ziyareti
çerçevesinde bugün Azerbaycan
Cumhurbaşkanõ İlham Aliyev
ve Türkmenistan Devlet Başka-
nõ Gurbangulu Berdimuham-
medov ile bir araya gelecek. Öte
yandan Başbakanlõk’õn akredi-
tasyonunu yenilemediği Hürriyet
gazetesi muhabiri Turan Yõl-
maz’õn Cumhurbaşkanõ’nõn uça-
ğõna davet edilmesi dikkat çekti.
Gül, yazõlõ basõndan 8 gazeteci ile
TRT ve Anadolu Ajansõ’nõ bera-
berinde bu ülkeye götürdü.
Yurt Haberleri Servisi - İskenderun’da
önceki dün PKK’li teröristler tarafõndan dü-
zenlenen saldõrõda şehit düşen polis memurlarõ
İbrahim Darıcı ile Halil Aksak törenlerle
toprağa verildi. İskenderun’daki törende ko-
nuşan İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’õn, “Her
verilen şehit, birliğimizi beraberliğimizi pe-
kiştiriyor” sözleri tepki toplarken, yurttaş-
lar “hükümet istifa” sloganlarõ attõ.
Şehit polisler için İskenderun Emniyet Mü-
dürlüğü Çevik Kuvvet Grup Amirliği önün-
de düzenlenen ilk törene İçişleri Bakanõ
Atalay, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Ka-
ğan Köksal, Hatay Valisi Nusret Miroğlu,
İskenderun Kaymakamõ Cengiz Horozoğlu,
Belediye Başkanõ Mete Aslan, MKÜ Rek-
törü Prof. Dr. Şerefettin Canda, Adana Va-
lisi İlhan Atış, Hatay Emniyet Müdürü Os-
man Çapalı, Adana Emniyet Müdürü Arif
Akkale, milletvekilleri, şehit aileleri ve ya-
kõnlarõ ile yurttaşlar katõldõ. Birlik ve bera-
baberlik mesajlarõ veren İçişleri Bakanõ Ata-
lay, bu tür saldõrõlarõn güvenlik güçlerini yõl-
dõramayacağõnõ ifade etti. Atalay, “Şehitle-
rimizden birinin babası, ‘6 oğlum var, on-
lar da devlete feda olsun’ diyor. İşte Türk
toplumunun yapısı bu. Bu topluluk gös-
teriyor ki, verilen şehit bizi daha azimli kı-
lıyor. Her verilen şehit, birliğimizi bera-
berliğimizi pekiştiriyor. Bu saldırıların hiç-
biri bizi yıldıramaz, yıldıramayacak da”
diye konuştu. Emniyet Genel Müdürü Oğuz
Kaan Köksal da vatanõ korumak için şehit
vermeye hazõr olduklarõnõ belirterek, polisin
milletin huzurlu yaşamasõ için görev yaptõ-
ğõnõ söyledi.
Genelkurmay fabrika tanõttõ
SERTAÇ EŞ
ADAPAZARI - Genelkurmay,
Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin (TSK)
envanterindeki silahlarõn bakõm,
onarõm ve modernizasyonunun ya-
põldõğõ Adapazarõ Arifiye’deki 1.
Ana Bakõm Komutanlõğõ’nõ basõna
tanõttõ. Komutanlõkta, tamamen Türk
mühendis ve işçilerinin ürünü olan
Fõrtõna obüs topu ve Aselsan’õn
ürettiği komuta kontrol sistemi Vol-
kan ile modernize edilen Leopard
tanklarõ gösteri tatbikatõ yaptõ. 1. Ana
Bakõm Merkezi Komutanõ Albay
Sıtkı Varlı, Fõrtõna ve benzeri pro-
jelerin teknolojik kazanõmõn yanõ sõ-
ra dõşa bağõmlõlõğõ da ortadan kal-
dõrdõğõna dikkat çekti.
Genelkurmay Başkanlõğõ’nca dü-
zenlenen basõn turunda, 1. Ana Ba-
kõm Komutanlõğõ’nõn çalõşmalarõ
hakkõnda bilgi verildi. Ana Bakõm
Merkezi Komutanõ Albay Varlõ, ga-
zetecilere komutanlõk karargâhõnda
brifing verdi.
Şehit polisler toprağa verildi
Yılmaz: Yasadışılık MİT’ten Emniyet’e geçti
MELTEM YILMAZ
Eski başbakanlardan Rize Ba-
ğõmsõz Milletvekili Mesut Yıl-
maz, Ergenekon soruşturmasõnõn
kilit isimlerinden yurtdõşõnda ya-
şayan Tuncay Güney’in MİT
üyesi olduğu yönünde iddialar
üzerine çarpõcõ açõklamalarda bu-
lundu. Yõlmaz, dönemin Başba-
kanõ Tansu Çiller’in talimatõyla,
eski MİT yöneticisi Mehmet
Eymür’ün yasadõşõ bir yapõ kur-
duğunu ifade ederek, “O dönem
MİT içerisindeki yasadışı ya-
pılanma bugün emniyette bu-
lunmaktadır. Emniyette Fet-
hullahçı yasadışı bir yapılanma
vardır” dedi. Ergenekon dava-
sõnõn “AKP iktidarına hizmet
ettiğini” anlatan Yõlmaz “Dev-
letin kendi içerisinde yapılma-
sı gereken operasyon hükümet
tarafından dejenere edildi, ta-
mamen sulandırıldı” diye ko-
nuştu.
İstanbul polisi tarafõndan
2001’de gözaltõna alõnarak sor-
gulanan ve evinde Ergenekon
soruşturmasõna temel oluştura-
cak belgeler bulunan daha sonra
yurtdõşõna kaçarak Kanada’da ya-
şamaya başlayan Güney’in MİT
elamanõ olduğu yönündeki id-
dialarõ değerlendiren Yõlmaz, em-
niyetteki yapõlanmaya dikkat çek-
ti. Cumhuriyet’in sorularõnõ ya-
nõtlayan Yõlmaz, 1996’da parti-
sinin başkanlõk divanõ üyelerine
yaptõğõ konuşmada “MİT’e al-
ternatif bir oluşum yaratıldığı”
yönündeki sözlerine de açõklõk ge-
tirdi. Yõlmaz, “O dönem MİT’te-
ki kontr-terör merkezi, MİT
içerisinde ve MİT yönetimine
rağmen Çiller’in desteğiyle oluş-
turulmuş ve dışarıdan birtakım
adamların da dahil edildiği ta-
mamen keyfi ve siyasi çalışan
bir yapıydı. 1996’da işaret et-
tiğim bu yapı Eymür’ün baş-
kanlığındaki yapıydı. MİT içe-
risindeki yasadışı yapılanma
bugün emniyete kaydı. Emni-
yette yalnızca hükümete değil,
Fethullah’a çalışan da bir ya-
pılanma var” dedi.
MİT’in Güney’e ilişkin belge-
sinin basõna sõzdõrõlmõş olmasõnõn
MİT içerisindeki çekişmeden kay-
naklandõğõna dikkat çeken Yõlmaz,
MİT tarafõndan Eymür aleyhine
açõlan davayõ ima ederek,
“MİT’in içinde korkunç bir çe-
kişme var. Kendi aralarında
bile davalık oldular. Öte yandan
Eymür’ün kendi internet site-
sinde yayın yapması hem ka-
nunlara hem de çalışma pren-
siplerine aykırıdır” dedi. MİT’in
Ergenekon belgelerini çok önce
Başbakanlõk’a sunmuş olmasõ ge-
rektiğine dikkat çeken Yõlmaz,
“MİT, yeni yeni çözülmeye baş-
layan bağlantılarından dolayı
bu belgeleri Başbakanlık’a sun-
mamıştır” diye konuştu.
Ergenekon’un doğru bir ope-
rasyon olabileceğini ancak işin içi-
ne siyasi amaçlar karõştõğõnõ ve il-
gisiz insanlarõn davaya dahil edil-
diğini söyleyen Yõlmaz, davanõn
herhangi bir sonuç vereceğine
ihtimal vermediğini kaydetti.