25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada şu, demokratik kitle örgütünün temsilcileri “AKP’ye ihtar” mitingine destek veriyor. CHP başta olmak üzere sol yelpazedeki hemen bütün partiler de ey- lemin arkasında. AKP’yi eleştiren herkesin “istikrar bozucu” ilan edil- diği bir ortamda böyle bir eylemin gerçekleştiril- mesini alkışlıyoruz. AKP, 6 yıllık iktidarı boyunca sınırsız “istikrar” kre- disi kullandı. Bu anlamda usul usul sınırın sonuna gelinmiş görünüyor! Zamlara, krize, işsizliğe, yoksulluğa karşı yapılacak mitingden yükselecek sesi hükümetin duymasını di- liyoruz... Aksi halde toplumsal tepki, açıklanacak pa- ketten sonra daha da yükselebilir. Çalışanlar uzun zamandır ilk kez böylesine geniş ölçekte, somut istemlerle, yasalar çerçevesinde bir hak arama eylemi yapıyor. Bu tablo AKP’nin ezberini bozabilir! Fedakârlık, Türkiye’de öteden beri hep eşit pay- laştırılmıştır. “Feda” kısmı çalışanlara... “Kârlık” kısmı rant kesimine ve dönem zenginle- rine... Hükümetin, çalışanların alın terinden yapılan ke- sintilerin sonucunda oluşmuş “işsizlik fonuna” göz dikmesi, yukarıdaki paylaşımın sonucu! Başbakan’ın bugün-yarın bir paket açıklaması bekleniyor. Pakette yer alabilecek maddelerle ilgi- li tahminler havada uçuşuyor. Ortak paydasına bak- tığımızda şu çıkıyor: Yine üretimden çok tüketime destek! Tüketimin arttırılması, krizden çıkış için başlıca yöntem olarak belimseniyor. Oysa plan üstüne plan açıklayan Batılı ülkelerdeki kurtarma çalışmalarının özünde üretim var. Hükümet, üretim sözcüğünü söz- lüğünden çıkarmış olmalı ki aklına dahi getirmiyor. KOBİ’lere öngörülen kimi avantajların da ne geti- rip götüreceği belli değil. Gaziantep’te hafta başında hükümet temsilcile- rinin elinden “başarı belgesi” alan tekstil fabrikası- nın iki gün sonra battığını ilan etmesi, AKP’nin eko- nomiyi ne kadar yakından izlediğini ortaya koyuyor. Üretimsiz Elegant fabrikasında işsiz kalan 1800 ki- şi, tüketici kredisi alırsa faizin yarısı hükümetten! Paket pazarlığını toplumla değil, IMF ile yapan hü- kümet neyi hedefliyor? Yerel seçimleri... O nedenle ekonomiyi kurtarma paketinden çok oyları kurtarma paketleri önde. Kömürün ardından ömür dağıtmaya da girişirlerse, şaşırmamak gerek... Küresel krizin Türkiye’ye etkileri bir yana, içinde bulunduğumuz durum öncelikle AKP’nin 6 yıllık po- litikalarının ürünü. Birkaç rakam paylaşalım: - 2002’de toplam 500 bin adet senet protesto ol- du, 2007’de 1.5 milyon. - 2002’de 850 bin adet çek karşılıksız çıktı, 2007’de 1 milyon 400 bin. 2008’in ilk 9 ayında 1 mil- yon 300 bin. - Özel sektörün borcu 2002’de 43 milyar dolar- dı, haziran 2008’de 190 milyar dolar. - İç-dış, kamu-özel 2002’de toplam borç 221 mil- yar dolardı, 2008’de 500 milyar dolar. - Vatandaşın kredi kartı borcu 2002’ye oranla 18 kat arttı. 120 milyar YTL’ye ulaştı. Borcu nedeniy- le kara listeyle alınan kişi sayısı 1 milyonu aştı. Tablo ortada... Bu veriler ekonominin 6 yıldır gerçek anlamda ge- rilemekte olduğunu gösteriyor... Anlaşılan AKP’nin seçim sloganını değiştirmek ge- rekecek: Durmak yok, gerilemeye devam! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada la altı milyon arttığını açıkladı. Aynı gün, genç seçmen sayısının artmasını olumlu karşılayan yorumlar izledik. Fakat bir gün sonra, birbiri ardına seçmen sa- yısındaki büyük artışı kuşkuyla karşılayan açık- lamalar yapıldı. CHP’nin ve MHP sözcülerinin öne sürdükle- rine göre seçmen kütükleri sağlıklı değil. 2007 genel seçimlerinden hemen sonra CHP Bursa milletvekili, o gün de bugün de partide- ki sıfatı genel başkan yardımcısı olan Onur Öy- men; seçmen kütüklerindeki okus pokus oyun- larını ortaya koyan açıklamalar yaptı. Öymen, genel seçimlerde 42 milyon 500 kü- sur bin seçmenin oy kullandığının resmen açık- landığını söylüyor, oysa gerçekte son nüfus sa- yımına göre 48.287.000 seçmenin oy kullanması gerektiğinin altını çiziyordu. Kimi örnekler de verdi Öymen; İzmir’in kimi il- çelerinde bu durumu saptayan rakamları açık- ladı. Son nüfus sayımına göre seçim yapılsay- dı milletvekili sayısı değişebilirdi. 2007’de 70 milletvekili çıkaran İstanbul; ger- çek nüfus sayımına göre seçmen kütükleri tanzim edilmiş olsaydı TBMM’de 84 milletve- kiliyle temsil edilecekti. Öymen’in matematiğe ve gerçeklere dayanan açıklamalarını, genel başkan yardımcısı olduğu parti, -ne yazık ki en hafif anlatımla- benimse- medi. Kütükleri sorun yapmadı. Yapabilseydi 2007 genel seçiminin meşruiyeti gündeme gelecek ve gerçek kabul edilirse AKP’nin yüzde 47 değil -Öymen’in dediği gibi- ancak yüzde 33 oy aldığı kanıtlanmış olacaktı. Anımsadığıma göre YSK Başkanı gibi yüzde 47’yi AKP’nin helal oyları diye tahmin edip onay- layanlar da Öymen’in öne sürdüğü, bugün yadsınamayan gerçeklere karşı çıktılar. CHP Genel Merkezi soruna lakayt kaldı ama MHP, bir ölçüde Öymen’in görüşlerini destek- ledi. Fakat Öymen; savaşımını Başbakan RTE’ye yönelttiği yazılı bir soru önergesiyle sürdürdü. Başbakanlık’tan aldığı resmi yanıt, 2007 ge- nel seçimlerinde 48 milyon seçmen yerine 42 milyon seçmenin oy kullandığını doğruluyor. Bir bakıma Öymen’in dediği gibi Başbakan- lık; AKP’nin 2007’de tek başına tekrar iktidara gelirken yüzde 47 değil, yüzde 33 oy aldığını ka- bul etmiş olmuyor mu? Tabii -Öymen ile birkaç kişi ve Güncel dışın- da- kimse, başta CHP, elbette medya, adım adım gelişen rezaletin farkında değil! Kamuoyu araştırmalarının deneyimli ismi Tarhan Erdem de; 1979’dan bu yana doğru dü- rüst bir kütük elde edilemediğine, önce nüfu- sumuzu doğru saptamak gerektiğine değiniyor ve “YSK’nin de seçmeni doğru tespit edeme- diğini” söylüyor. Gelmiş geçmiş bütün seçimler üzerindeki araştırma ve incelemeleriyle haklı bir ün kaza- nan eski CHP milletvekillerinden Erol Tuncer; olayı “YSK’nin önceki gün ilan ettiği rakamlar doğru ise 2007 yanlış” diye özetliyor. Elbette Tuncer’in vurgulaması doğru; zira nü- fusumuz resmen açıklandığı gibi 70 milyon 600 bin ise18 yaşından büyük seçmen sayılacak ya- şa gelmiş insanlarımızın sayısının, YSK’nin 22 Temmuz 2007 seçimlerinde ilan ettiği gibi 42 mil- yon 500 bin değil, 48 milyon 287 bin olması ge- rekmez miydi? CHP sözcüleri, 2007’de gerçekleştirilen re- ferandumda 42 milyon 626 bin 733 kişi ile seç- men kütüğü oluşturulurken bugün, yerel seçim öncesinde bu sayının 48 milyon 265 bin 644’e çıkmasındaki nedenleri sorguluyorlar. 2 milyon kayıp seçmenden, seçim güvenliğinin şimdiden sakatlandığından, yoğun seçmen kaydırmalarından yakınıyorlar. Demokratik seçimin bel kemiği, temel öğesi olan seçim koşullarıyla dün uğraşmayan, seç- men kütüğü rezaletini ortaya atan, hatta kanıt- layan genel başkan yardımcısını yüzüstü bıra- kan.. türbanı siyasal simge kabul edip kara çar- şafın siyasal veya laik rejimin yüzkarası olma- dığını savunan parti… 29 Mart 2009’a beş ka- la ah’larla vah’larla hangi sonucu alabilir? Ana muhalefet olma görevini muhafaza et- mekten öteye özlenen hangi sonucu alabilir, lüt- fen söyler misiniz? ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 29 KASIM 2008 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 11 Edirne Y 11 Kocaeli Y 14 Çanakkale Y 13 İzmir Y 16 Manisa Y 15 Aydın Y 17 Denizli Y 14 Zonguldak Y 13 Sinop PB 14 Samsun S 6 Trabzon PB 13 Giresun PB 13 Ankara PB 8 Eskişehir Y 8 Konya PB 8 Sıvas S 7 Antalya Y 19 Adana PB 18 Mersin PB 18 Diyarbakır Y 12 Şanlıurfa B 11 Mardin Y 11 Siirt Y 12 Hakkâri Y 4 Van Y 8 Kars PB 6 Oslo K 2 Helsinki Y 6 Stockholm Y 6 Londra Y 5 Amsterdam Y 6 Brüksel K 3 Paris Y 4 Bonn B 5 Münih K - 1 Berlin K 3 Budapeşte Y 6 Madrid Y 8 Viyana K 5 Belgrad Y 11 Soyfa Y 10 Roma Y 18 Atina Y 21 Zürih K 6 Moskova Y 4 Aşkabat PB 18 Astana K - 2 Taşkent PB 15 Bakû PB 12 Bişkek PB 12 Tiflis Y 11 Kahire B 21 Şam Y 18 Tüm yurt parçalı ve çok bulutlu, Marmara, ege, İç Anadolu’nun batısı, Batı Akdeniz, Doğu Anadolu’nun batısı Ba- tı Akdeniz, Doğu Ana- dolu’nun doğusu ile Bolu, Düzce, Trabzon, Rize ve Artvin çevrele- ri yağışlı geçecek. Ha- va sıcaklığı batıdan başlamak üzere 3-5 de- rece artacak. Yirmi milyon kadar olduğu söylenen sa- kinlerinden biri olarak yaşamaya çalıştığım İstanbul kenti artık katlanılamaz bir insan kirliliğine dönüştü. Bunun başlıca nede- ni ise bu sözümona en büyük kentimiz- de artık kentlilik bilincinin, bir yere ait ol- ma duygusunun tümüyle ortadan kalkmış olmasıdır. Adım başı rastlanan kabalık, ce- halet, küstahlık, bilinçsizlik, duygusuzluk, görgüsüzlük, saldırganlık, bu kentteki yaşamın bir parçası değil, ta kendisi ol- muştur.. Bu sadece İstanbul için mi böy- le? Bence bütün kentlerimiz, ülkemizin bütünü, gi- derek böyle bir görünüme bürünüyor. Türkiye hız- la bir cahiller ülkesi olmaya doğru sürükleniyor. Yurttaş ve çağdaş insan olma bilincini ve duy- gusunu gittikçe yitiren, bir ortaçağ kitlesine dönüşmekte olan, kaba, bilinçsiz duygusuz, sev- gisiz kalabalıklar.. Bu, AKP iktidarının çok kısa sürede ulaştığı bir başarıdır. Gece bir TV kanalındaki “Açık Görüş”ü izli- yorum… Yöneten, Star ya da Sabah’ın genel ya- yın yönetmeni. Katılımcılardan ikisi Radikal adı- nı taşıyan bir gazetenin yazarları. Bunlardan bi- ri bizim gazeteden oraya transfer olan yazar. Öte- kisi bir zamanlar CHP’ye genel sekreterlik yap- mış. Geri kalan katılımcılardan biri, Alevi aydını ve AKP milletvekili olan romancı. Öteki Zaman gazetesi yazarı ve eşi yine AKP milletvekili olan bir öğretim üyesi. (Hakkını yemeyeyim, en sağ- duyulu konuşmaları yaparak beni şaşırtan yine de bu sonuncusu oldu.) Yönetici dahil hepsi “be- şuş” çehrelerle, şen şakrak, ülke sorunlarını ko- nuşmaktalar. Konuştukları da son günlerin gün- demini oluşturan çarşaf konusu ve bir de Alevi yurttaşlarla ilgili gelişmeler. Bu zevatın içinden herhangi biri, çarşaf ya da türban konusunda çıkıp şöyle bir şey söylemi- yor, ya da söyleyemiyor: Baykal’ın bir çarşaflı ve türbanlıya parti rozeti takması başka, Anayasa Mahkemesi’nin karara bağladığı türban ve siyasal simge konulu karar ya da türbanlı genç kızların üniversiteye girememeleri konusu başkadır. CHP Genel Başkanı halktan iki insana parti rozeti ta- kıyor. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, ama bu başka şey, türbanın ya da çarşafın kamu ku- rumlarına dayatılması başka şeydir. Fakat sözünü ettiğim programda/ve benzerlerinde, bunların tar- tışılmasının ortamı yok. Şen şakrak konuşmacılar ve program yöneticisi, al gülüm ver gülüm mantığı içinde mutluluk paylaşımındalar. Biri san- ki annesinden milletvekili olarak doğmuş. Cum- huriyet’ten Radikal’e transfer olan yazar, genç- lik yıllarındaki solculuğuyla hafiften dalgasını ge- çiyor. CHP’de genel sekreterlik yapmış ve anketçi- liğiyle ünlü öteki Radikalci, AKP’nin yerel se- çimlerde oyunu arttıramasa bile oy oranını ko- ruyacağını neredeyse lezzet alarak açıklıyor… Ve her birinin ağzında sakız gibi, her fırsatta bir “sa- yın başbakan” lafı. Sanırsınız ki biri onları gö- zetliyor… Elimde “2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılında Dü- zenlenecek Olan Sosyal Etkinlikler Çalışma Tak- vimi” başlıklı bir form var. Bu etkinlikler içinde he- men göze çarpanlar “İlköğretim-Lise ve Dengi Okullar Mehmet Âkif Ersoy’un Şiirleri- ni Okuma Yarışması”, “İstiklal Marşı’nı Ezbere Okuma Yarışması”, “Yahya Ke- mal Beyatlı’nın Şiirlerini Okuma Yarış- ması”dır. AKP iktidarı kendi “entelijan- siya”sını oluşturma yönünde güvenli ve kararlı adımlarla ilerliyor. Edebiyattan, kültürden esas olarak anladıklarının çerçevesi budur ve daha fazlasını bek- lemek zaten abestir. Ülkemizde “İlk- öğretim-Lise ve Dengi Okul”ların, çok yakın bir gelecekte, temelleri Kuran kurslarıyla atılmış ve tümü imam hatipleştirilmiş “öğretim” kurumlarına dönüştürüleceğinden ve asıl amacın ve hedefin de zaten bu olduğundan kimsenin kuşkusu olmasın. İkinci Cumhuriyetçiler hedeflerine ulaştılar. Ata- türk Cumhuriyeti artık laftan ibarettir. Anayasa Mahkemesi vb. bir iki pürüz de ortadan kaldırıl- dıktan sonra sivil darbe hedefine bütünüyle ulaş- mış olacaktır. ABD güdümünde ve bir bölümü Türkiye top- raklarında bir Kürt devleti… Geri kalan bölgede “sayın başbakan”lıktan “sayın başkan”lık siste- mine geçiş ve -adından Türk ya da Türkiye söz- cüğü büyük olasılıkla çıkarılıp atılacak- ılımlı İs- lam yönetimi… Demokrasinin ve aydınlanmanın temel de- ğerlerini savundukları için F tipi cezaevlerine tı- kılacak sivil ya da asker aydınlar... Sürüleştirilmiş halk yığınları ve “aydın” olarak da aydınlanma bilinci tümüyle karartılmış bir tek- nokrat kalabalığı… İkinci Cumhuriyetçilerin ve siyasal uzantıları olan sivil darbecilerin hedefleri bunlar değil miydi? Ulaşmadılar mı dersiniz?... ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Darbe Hedefine Ulaşmadı mı? Batlamyos zamanõn ünlü tarihçisidir. Yanõlgõsõ, tarih yapmanõn nesnelliğini tarih yazmanõn öznelliği ile ka- rõştõrmasõydõ. Yoksa, Mustafa filminin öznel yanõlgõ- sõ, “Cumhuriyet yönetiminin baskısı bir buldozer ağırlığıyla Anadolu üstünden tufan gibi geçti” (Cum- huriyet 4.2.1995) ve Spiegel dergisinin son Türkiye özel sayõsõnda “ulusallaşma baskıcılığı” söylemlerinin sõğlõğõyla birleşebilir miydi? Zafere ulaşõldõğõnõ, fakat asõl güçlüğün zaferden sonra olacağõnõ söyleyen (Mustafa) Kemal Atatürk bu söylemiyle devrime karşõ öznel tavõrlara vurgu yapõ- yordu. O Rumeli şivesiyle sesleniyor gibi: “Çocuk, yan- lış yapıyorsun.” Batlamyos Tarihçileri Dr. Balkar YEKEBAŞ Baştarafı 2. SayfadaAlevilerden Çamuroğlu’na büyük tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanõ Ali Balkız ve be- raberindeki heyetin dün TBMM Başkanõ Köksal Toptan’õ ziyareti sõrasõnda gerginlik yaşandõ. AKP’li Reha Çamuroğlu, Alevi örgütlerinin tepkisi üzerine toplantõya katõlmadõ. Balkõz ve beraberindeki heyet, Alevilerin so- runlarõnõ ve çözüm önerilerini anlatmak üze- re dün Toptan ile görüştü. Toptan, bu görüş- mede AKP’nin Alevi kökenli Milletvekili Ça- muroğlu’nun da hazõr bulunmasõnõ istedi. Ancak Çamuroğlu’nun görüşmede buluna- cağõnõ, randevu saatinden kõsa bir süre önce öğrenen Alevi örgütü temsilcileri duruma tepki gösterdi. Pir Sultan Abdal Kültür Der- neği Genel Başkanõ Fevzi Gümüş, Çamu- roğlu’nun Alevi örgütlerini bölerek naylon, fa- son dernekler kurduğunu söyledi. Gümüş, “Hükümet ile görüşmemizde Çamuroğlu bulunabilir. Ancak Meclis Başkanı taraf- sızdır. Çamuroğlu’nun bu toplantıda bu- lunması doğru değil” diye konuştu. Bu sözlerin görevliler tarafõndan Toptan’a iletilmesi üzerine, Çamuroğlu toplantõya ka- tõlmadõ. Toptan ile görüştükten sonra başkan- lõk makamõndan ayrõlan Çamuroğlu, “Bu du- rum diyalog isteyenlerin nasıl bir diyalog is- tediklerini ortaya koyuyor” dedi. Balkõz ve beraberindekiler, Toptan’õn ar- dõndan CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay’õ ziyaret etti. Okay, CHP’nin Alevile- rin talepleriyle ilgili yasa önerilerinin AKP’li- lerin oylarõyla gündeme alõnmadõğõna dikkat çekerek “Cemevlerinin ibadethane statüsüne kavuşması ve Madımak’ın müze olması iki maddelik yasa değişikliğiyle gerçekleştiri- lecek talepler. TBMM Başkanı Danışma Kurulu’nu toplar ve bu konudaki önerile- rin gündeme alınması sağlanabilir” dedi. Erdoğan’õn veto ettiği muhabire Gül’den davet FIRAT KOZOK Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Hakkâri Sanayi ve Ticaret Oda- sõ heyetini kabulünde basõna yan- sõdõğõ şekilde bir değerlendirme yapmadõğõnõ söyledi. Gül, “İnan- dığım, doğru bildiğim her şeyi korkmadan yaparım. Bu ma- kamda oturan insanlar hiçbir şeyden korkmaz” dedi. Türk- menistan’a hareket eden Cum- hurbaşkanõ Gül, Başbakanlõk’õn akreditasyonunu yenilemediği Hürriyet gazetesi muhabiri Turan Yılmaz’õ Cumhurbaşkanõ’nõn uçağõna davet etti. Gül, 2 günlük çalõşma ziyareti için Türkmenistan’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanõ’nda gazetecilere açõklama yaptõ. Ko- nuşmasõnda Hindistan’õn Mum- bai kentindeki terör saldõrõlarõna da değinen Gül, “Aşırı akım- lardan beslenen terör örgütle- ri, menfur saldırılar için her türlü yola başvurabilmekte- dirler. Terorizm konusunda uluslararası toplum birlikte hareket etmek mecburiyetin- dedir” dedi. Bir soru üzerine geçen günler- de Hakkâri’den gelen bir heyeti de kabul ettiğini anõmsatan Gül, gazeteye yansõdõğõ şekilde bir konuşmasõ olmadõğõnõ söyledi. Gül, “İnandığım, doğru bildi- ğim her şeyi korkmadan yapa- rım. Bu makamda oturan in- sanlar hiçbir şeyden korkmaz. Yeter ki faydalı olduğuna, doğ- ru olduğuna inanayım bir şeyin. Onun yolu yöntemi neyse, o çer- çeveler içinde ne gerekiyorsa onu yaparım. Gazetede çıkan haber doğru değildir” diye ko- nuştu. Gül, Türkmenistan’da Türk- menbaşõ kentinde işadamlarõ ile yaptõğõ toplantõda Türk cumhu- riyetlerine “İlişkilerimizi daha da canlandıralım ki bütün böl- gede büyük ortak projeleri ya- şama geçirelim” çağrõsõnda bu- lundu. Gül, Türkmenistan ziyareti çerçevesinde bugün Azerbaycan Cumhurbaşkanõ İlham Aliyev ve Türkmenistan Devlet Başka- nõ Gurbangulu Berdimuham- medov ile bir araya gelecek. Öte yandan Başbakanlõk’õn akredi- tasyonunu yenilemediği Hürriyet gazetesi muhabiri Turan Yõl- maz’õn Cumhurbaşkanõ’nõn uça- ğõna davet edilmesi dikkat çekti. Gül, yazõlõ basõndan 8 gazeteci ile TRT ve Anadolu Ajansõ’nõ bera- berinde bu ülkeye götürdü. Yurt Haberleri Servisi - İskenderun’da önceki dün PKK’li teröristler tarafõndan dü- zenlenen saldõrõda şehit düşen polis memurlarõ İbrahim Darıcı ile Halil Aksak törenlerle toprağa verildi. İskenderun’daki törende ko- nuşan İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’õn, “Her verilen şehit, birliğimizi beraberliğimizi pe- kiştiriyor” sözleri tepki toplarken, yurttaş- lar “hükümet istifa” sloganlarõ attõ. Şehit polisler için İskenderun Emniyet Mü- dürlüğü Çevik Kuvvet Grup Amirliği önün- de düzenlenen ilk törene İçişleri Bakanõ Atalay, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Ka- ğan Köksal, Hatay Valisi Nusret Miroğlu, İskenderun Kaymakamõ Cengiz Horozoğlu, Belediye Başkanõ Mete Aslan, MKÜ Rek- törü Prof. Dr. Şerefettin Canda, Adana Va- lisi İlhan Atış, Hatay Emniyet Müdürü Os- man Çapalı, Adana Emniyet Müdürü Arif Akkale, milletvekilleri, şehit aileleri ve ya- kõnlarõ ile yurttaşlar katõldõ. Birlik ve bera- baberlik mesajlarõ veren İçişleri Bakanõ Ata- lay, bu tür saldõrõlarõn güvenlik güçlerini yõl- dõramayacağõnõ ifade etti. Atalay, “Şehitle- rimizden birinin babası, ‘6 oğlum var, on- lar da devlete feda olsun’ diyor. İşte Türk toplumunun yapısı bu. Bu topluluk gös- teriyor ki, verilen şehit bizi daha azimli kı- lıyor. Her verilen şehit, birliğimizi bera- berliğimizi pekiştiriyor. Bu saldırıların hiç- biri bizi yıldıramaz, yıldıramayacak da” diye konuştu. Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal da vatanõ korumak için şehit vermeye hazõr olduklarõnõ belirterek, polisin milletin huzurlu yaşamasõ için görev yaptõ- ğõnõ söyledi. Genelkurmay fabrika tanõttõ SERTAÇ EŞ ADAPAZARI - Genelkurmay, Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin (TSK) envanterindeki silahlarõn bakõm, onarõm ve modernizasyonunun ya- põldõğõ Adapazarõ Arifiye’deki 1. Ana Bakõm Komutanlõğõ’nõ basõna tanõttõ. Komutanlõkta, tamamen Türk mühendis ve işçilerinin ürünü olan Fõrtõna obüs topu ve Aselsan’õn ürettiği komuta kontrol sistemi Vol- kan ile modernize edilen Leopard tanklarõ gösteri tatbikatõ yaptõ. 1. Ana Bakõm Merkezi Komutanõ Albay Sıtkı Varlı, Fõrtõna ve benzeri pro- jelerin teknolojik kazanõmõn yanõ sõ- ra dõşa bağõmlõlõğõ da ortadan kal- dõrdõğõna dikkat çekti. Genelkurmay Başkanlõğõ’nca dü- zenlenen basõn turunda, 1. Ana Ba- kõm Komutanlõğõ’nõn çalõşmalarõ hakkõnda bilgi verildi. Ana Bakõm Merkezi Komutanõ Albay Varlõ, ga- zetecilere komutanlõk karargâhõnda brifing verdi. Şehit polisler toprağa verildi Yılmaz: Yasadışılık MİT’ten Emniyet’e geçti MELTEM YILMAZ Eski başbakanlardan Rize Ba- ğõmsõz Milletvekili Mesut Yıl- maz, Ergenekon soruşturmasõnõn kilit isimlerinden yurtdõşõnda ya- şayan Tuncay Güney’in MİT üyesi olduğu yönünde iddialar üzerine çarpõcõ açõklamalarda bu- lundu. Yõlmaz, dönemin Başba- kanõ Tansu Çiller’in talimatõyla, eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür’ün yasadõşõ bir yapõ kur- duğunu ifade ederek, “O dönem MİT içerisindeki yasadışı ya- pılanma bugün emniyette bu- lunmaktadır. Emniyette Fet- hullahçı yasadışı bir yapılanma vardır” dedi. Ergenekon dava- sõnõn “AKP iktidarına hizmet ettiğini” anlatan Yõlmaz “Dev- letin kendi içerisinde yapılma- sı gereken operasyon hükümet tarafından dejenere edildi, ta- mamen sulandırıldı” diye ko- nuştu. İstanbul polisi tarafõndan 2001’de gözaltõna alõnarak sor- gulanan ve evinde Ergenekon soruşturmasõna temel oluştura- cak belgeler bulunan daha sonra yurtdõşõna kaçarak Kanada’da ya- şamaya başlayan Güney’in MİT elamanõ olduğu yönündeki id- dialarõ değerlendiren Yõlmaz, em- niyetteki yapõlanmaya dikkat çek- ti. Cumhuriyet’in sorularõnõ ya- nõtlayan Yõlmaz, 1996’da parti- sinin başkanlõk divanõ üyelerine yaptõğõ konuşmada “MİT’e al- ternatif bir oluşum yaratıldığı” yönündeki sözlerine de açõklõk ge- tirdi. Yõlmaz, “O dönem MİT’te- ki kontr-terör merkezi, MİT içerisinde ve MİT yönetimine rağmen Çiller’in desteğiyle oluş- turulmuş ve dışarıdan birtakım adamların da dahil edildiği ta- mamen keyfi ve siyasi çalışan bir yapıydı. 1996’da işaret et- tiğim bu yapı Eymür’ün baş- kanlığındaki yapıydı. MİT içe- risindeki yasadışı yapılanma bugün emniyete kaydı. Emni- yette yalnızca hükümete değil, Fethullah’a çalışan da bir ya- pılanma var” dedi. MİT’in Güney’e ilişkin belge- sinin basõna sõzdõrõlmõş olmasõnõn MİT içerisindeki çekişmeden kay- naklandõğõna dikkat çeken Yõlmaz, MİT tarafõndan Eymür aleyhine açõlan davayõ ima ederek, “MİT’in içinde korkunç bir çe- kişme var. Kendi aralarında bile davalık oldular. Öte yandan Eymür’ün kendi internet site- sinde yayın yapması hem ka- nunlara hem de çalışma pren- siplerine aykırıdır” dedi. MİT’in Ergenekon belgelerini çok önce Başbakanlõk’a sunmuş olmasõ ge- rektiğine dikkat çeken Yõlmaz, “MİT, yeni yeni çözülmeye baş- layan bağlantılarından dolayı bu belgeleri Başbakanlık’a sun- mamıştır” diye konuştu. Ergenekon’un doğru bir ope- rasyon olabileceğini ancak işin içi- ne siyasi amaçlar karõştõğõnõ ve il- gisiz insanlarõn davaya dahil edil- diğini söyleyen Yõlmaz, davanõn herhangi bir sonuç vereceğine ihtimal vermediğini kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear