Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
dığında AKP’nin genel başkanı itiraz etmiş, şöyle de-
mişti:
“Eğer bunları Meclis’ten atarsanız, dağa çıkarlar...”
Aynı genel başkan bugün Hakkâri’ye gidiyor, tam
tersini savunuyor:
“Bunlar terör örgütünün çizgisinde hareket ediyor...
Hakkâri’yi bu kişilerden temizleyeceğiz!”
CHP’nin çarşaf açılımı partinin geleneksel politi-
kalarına ters bir durum. Türbanın üniversitelerde ser-
best bırakılması için yapılan anayasa değişikliğini Ana-
yasa Mahkemesi’ne götüren CHP, kara çarşafla par-
tiye katılım töreni düzenliyor. CHP bir kitle partisi mi-
dir? Evet... Toplumun her kesiminden oy istemeye
hakkı var mıdır? Evet... Ancak her kesime açılayım
derken, çekirdek tabanda çatlama olursa; bu, Dim-
yat’a pirince giderken, deyimine benzer...
MHP, AKP’nin neresinde duracağını nihayet net-
leştirmiş görünüyor. Alevilerle ilgili açılım arayışı da,
partiye yönelik kimi önyargıları ikincilleştirmeyi amaç-
lasa gerek.
DTP de tabanındaki AKP erozyonunu azaltmanın
yolunu sertleşmede buldu. Bu gidişle, yerel seçim ön-
cesi Güneydoğu ayrıca kaynayacak.
Partiler neden klasik çizgilerinin dışında arayışa gir-
di?
Sorunun yanıtını vermeden önce Türkiye’nin yakın
siyasi tarihinde seçmenin yarıya yakın bölümünü ku-
caklamayı başarmış partilerle bütünleşen “siyasal slo-
ganlara” bakalım...
DP, 1950’lerde “Yeter söz milletin” dedi. O döne-
min gereksinimine karşılık gelen bu çıkış sandıkta yan-
kı buldu.
AP, 1960’larda “Büyük Türkiye” dedi. Dünyaya açı-
lım arayışındaki Türkiye’nin ortak gereksinimlerinden
biriydi büyüme; sandık da bunu doğruladı.
CHP, 1970’lerde “Toprak işleyenin su kullananın”
dedi, “Ak günlere” dedi. Göç olgusunun başladığı, in-
sanların yeni umutlar peşinde koştuğu bir ortama ya-
nıt veren sloganlardı bunlar. CHP çok partili yaşam-
da tarihin en yüksek oyunu aldı.
ANAP, 1980’lerde “Çağ atlayacağız” dedi, “Tüm eği-
limleri birleştireceğiz” dedi. 12 Eylül’ün ardından top-
lum bu sloganlara sarıldı.
ANAP’tan sonra AKP’ye dek yüzde 40’ı geçen ol-
madı.
AKP ne dedi? “Mevcutlarla olmaz” dedi. Toplum
2002’de son 20 yılın iktidarlarını sandığa gömdü.
Girişte aktardığımız partilerin yeni arayışlarıyla
yukarıdaki 10 yıllık dilimlerdeki çıkış sloganları ara-
sında ne fark var?
Bugünkü açılımlarda kaygı şu:
Partiler, daha önce ittiklerini düşündükleri kesim-
leri içlerine almaya çalışıyor.
Oysa önceki sandık patlamalarında partiler, top-
lumun sadece bir kesimine değil, tümüne ulaşan
umutlarla, hedeflerle, sloganlarla yola çıktılar.
“Söz milletin” herkese dönüktü...
“Büyük Türkiye” herkese dönüktü...
“Ak günlere” herkese dönüktü...
“Çağ atlayacağız” herkese dönüktü...
Bugün, topluma böylesi heyecanlar verecek poli-
tikalar, sloganlar üreten parti yok. Bu olmayınca, han-
gi kesime biraz daha açılırsak oyumuzu arttırırız, so-
rusu öne çıkıyor.
Dünya ekonomisinin krize girdiği, etkilerinin Tür-
kiye’yi alev alev sarmaya başladığı bugünlerde özel-
likle muhalefet partileri; hangi kesime göz kırpsak di-
ye değil de, tüm kesimleri peşimizden nasıl sürüklesek
ve Türkiye’yi düze çıkarsak, arayışına girmeli.
İlk iki slogan önerisi bizden:
Tek başına kurtuluş yok!
Ekonomi varlıklarımız, toprağımızın parçasıdır!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
büyük değer taşıyan masayı Türkiye’ye gönderiyor;
Resim Heykel Müzesi’nde yapılan bir törenle TC’ye
armağan ediyor.
Bu masa, tahtadan yapılmış herhangi bir ma-
sa mı? Tarihe ışık tutan simgesel bir değer ifade
etmiyor mu?
Törendeki bir olay bugün bizi yönetenlerin ya-
kın tarihimizden ne denli kopuk olduklarını gös-
teriyor.
Çankaya’daki AKP’li, tarihsel masayı getiren İs-
viçre devlet adamına Türkiye Cumhuriyeti adına
teşekkür etmeyi unutuyor. Kürsüden iniyor. Uya-
rılar üzerine tekrar kürsüye gelerek teşekkür gö-
revini yerine getiriyor.
Lozan Antlaşması’nın imzalandığı masayı ko-
yacak mekân bulunamıyor.
Çankaya, yeri olmadığını öne sürüyor. TBMM’de
de yer bulunamıyor.
Masa eski Halkevi, bugün Resim ve Heykel Mü-
zesi olan binada uzak bir köşeye, bir salona atı-
lıyor.
Neden Anıtkabir’deki müze akla gelmiyor?
Ulusal Savaşı ayrıntılarıyla gözler önüne seren
bölümlerin hemen sonuna konulabilir bu masa ve
genç nesiller “bağımsızlık savaşından sonra ba-
ğımsız TC’nin temellerinin bu masada atıldığını” gö-
rebilirler.
Diğer masa, Mustafa Kemal Atatürk’ün “sof-
rasını” kurduğu masa...
Softalar, gericiler, mürteciler, laik Cumhuriyet
düşmanları, Mustafa Kemal’i sofrası ile haince eleş-
tirdiler. Halkın gözünden düşürmeye çabaladılar.
Devrimlerine karşı çıkma cesaretini bulamayanlar,
yazıyla sözle saldırılarında, “sofra” sürekli bir sar-
hoşun masası olarak tanıtılmaya çalışıldı.
Nihayet dincilerin, gericilerin, laik Cumhuriyet
düşmanlarının yıllardır söylediklerini geniş kitlelere
ulaştırmaya çalışan bir film piyasaya sürüldü.
İçerideki ve dışarıdaki düşmanlarına Atatürk’ü
küçültmeye fırsat veren, Atatürk’ün bilinmeyen yan-
ları bizden saklanıyor aldatmacasıyla hangi he-
sapların peşinde olduğu -şimdilik- anlaşılmayan
bir film...
Gerçeği saptıran birçok maddi hatalar dışında
film; devrimlerini, askeri ve siyasal dehasını sol-
layarak, Atatürk’ü tembel, yalnız, kimsesiz, geceleri
sofra kurup bir şişe rakı tüketen ve durmadan si-
gara içen, 1930’dan sonra emekli hayatı yaşayan
biri olarak tanıtıyor.
Oysa Atatürk’ün, yanında yıllarca gece gündüz
hizmet görenlerin veya çok yakınında bulunanla-
rın anlattıklarına göre... Çankaya’da Müze Köşk’te
duran masada her gece kurulan sofra akademik
bir kimlik taşıyor.
Yüzlerce belge niteliğindeki anı bu tanımlama-
yı doğruluyor. Ölünceye kadar yıllarca yakınında
bulunan Prof. Dr. Afet İnan; “Mustafa Kemal Ata-
türk imzalı, Medeni Bilgiler -Türk Milletinin El Ki-
tabı’nın” önsözünde bizzat görüp yaşadıklarını ya-
zıyor:
“Atatürk’ün çevresinde toplanmalar çok çeşit-
lidir. Gündüzleri çoğunlukla özel kütüphanesinde
sürekli birkaç kişi ile ya çalışır veya belirli bir ko-
nu üzerinde konuşmalar yapardı.”
Sonra sofrayı anlatıyor:
“...Bunlar (Atatürk’ün yaptığı görüşmeler) oto-
mobil veya motor gezintilerinde devam eder ve ço-
ğunlukla Ankara’da çiftlik evlerinde ya davetliler ve-
ya oraya toplanmış olan halk ile doğrudan doğruya
yapılanları, meseleleri ve düşüncelerini sorardı...
...Atatürk’ün akşam toplantıları (sofra) vardır... Ak-
şamüzeri başyaver yanına gelir ve sofraya kimle-
rin davet edilmesini emrettiklerini sorardı. Atatürk
bu listeyi o günkü çalıştığı ve okuduğu kitaplarla
ilgili kimseler olmasını ister ve ona göre yazdırır-
dı...”
Ölünceye kadar yanından ayırmadığı, 12 yıl ge-
ce gündüz demeden Atatürk’e hizmet eden “kü-
tüphanecisi” Nuri Ulusu anılarında:
“...Atatürk’ün çalışması ve okuma yeri yalnız kü-
tüphanesi ve çalışma odası değildi. O meşhur ak-
şam sofraları da adeta bir çalışma yerimizdi. O meş-
hur dönerli kara tahtamız, çeşitli lügatler, ansik-
lopediler, dergi ve broşürler, o günlerde okudu-
ğu kitaplar yemek salonunda benim özel ayırdığım
bir bölümde dururdu. Gerekli olduğu zamanda he-
men gözü ile işaretini verir, ben de istediğini önü-
ne koyuverirdim...” diye yazıyor.
Bire bir yaşanan gerçekleri yansıtan saptamalar,
anlatımlar, anılar yalan, yanlış... doğru olan Orhan
Pamuk’a Nobel kazandıran yolda kazanmak ha!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA21 KASIM 2008 CUMA CUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 17
Edirne PB 17
Kocaeli PB 18
Çanakkale PB 18
İzmir Y 19
Manisa Y 18
Aydın Y 19
Denizli Y 17
Zonguldak PB 17
Sinop PB 17
Samsun PB 20
Trabzon PB 19
Giresun PB 19
Ankara PB 13
Eskişehir PB 11
Konya PB 13
Sıvas B 11
Antalya Y 20
Adana Y 22
Mersin Y 22
Diyarbakır Y 16
Şanlıurfa Y 18
Mardin Y 13
Siirt Y 13
Hakkâri Y 9
Van Y 9
Kars Y 8
Oslo K 1
Helsinki K 2
Stockholm K 0
Londra Y 11
Amsterdam Y 8
Brüksel Y 7
Paris Y 10
Bonn Y 7
Münih Y 4
Berlin Y 5
Budapeşte B 9
Madrid B 16
Viyana Y 8
Belgrad B 14
Soyfa B 15
Roma Y 19
Atina B 21
Zürih Y 8
Moskova Y 4
Aşkabat Y 18
Astana PB 3
Taşkent PB 20
Bakû B 14
Bişkek B 15
Tiflis PB 16
Kahire B 21
Şam Y 20
Yurt geneli parçalı
çok bulutlu, Kıyı Ege,
Batı Akdeniz kıyıları,
Doğu Akdeniz, Doğu
ve Güneydoğu Ana-
dolu yağışlı geçe-
cek. Hava sıcaklığı
batı bölgelerde 2-4
derece artacak, di-
ğer yerlerde önemli
bir değişiklik olma-
yacak.
CMYB
C M Y B
‘Gürcistan’a destek vermeyin’
MAHMUT GÜRER
ANKARA - Rusya Savunma
Bakanõ Anatoli Serdyukov’un
Türkiye temaslarõnda, iki ülke
ilişkileri ve bölgeyi ilgilendiren ko-
nularda çok net mesajlar verdiği
öğrenildi. Rus Bakan’õn Türk mu-
hataplarõna, Montrö Boğazlar Söz-
leşmesi’nin tartõşõlmasõnõ isteme-
diklerini ve Karadeniz’e NATO
donanmasõnõn girmesine kesin-
likle karşõ çõktõklarõnõ iletirken
Ankara tarafõndan Gürcistan’a
verilen desteğin, ilerleyen süreç-
te bu ülke için çok vahim sonuç-
lar doğurabileceğini söylediği bil-
dirildi. Rusya Savunma Bakanõ
Serdyukov, Ankara’nõn ardõndan
İstanbul’da gerçekleştirdiği te-
maslarõ da dün tamamlayarak ül-
kesine döndü. Rus Bakan’õn An-
kara’da gerçekleştirdiği temas-
larda, Gürcistan savaşõ sõrasõnda
kriz yaratan Möntrö Boğazlar
Sözleşmesi konusunda Ankara’nõn
Rusya’dan yana kaygõ duyma-
masõ gerektiğini, Rusya ile Tür-
kiye’nin Karadeniz’deki en önem-
li ortaklar olduğunu ilettiği öğre-
nildi. Bunun yanõ sõra Rus Ba-
kan’õn Türkiye ziyaretinde şu me-
sajlarõ verdiği öğrenildi:
- Karadeniz: Bölgeye bir NA-
TO donanmasõnõn girmesi, her
iki ülke için de olumlu olmaz. Ka-
radeniz’in en güçlü iki ülkesi
Rusya ve Türkiye’dir. Bu neden-
le, bölgede terör ve kaçakçõlõkla
mücadele amacõyla sürdürülen,
“Uyum Harekâtı”nõn kapsamõ
mutlaka genişletilmelidir. Bu ha-
rekât kapsamõnda bölgede ihbar
üzerine yapõlan denetlemelerin
yanõ sõra sürekli devriye sistemi
getirilebilir. Böylece yabancõ do-
nanmalarõn bölgeye girme iste-
minin temel nedeni ortadan kalkar.
- Gürcistan krizi: Gürcistan
krizi sõrasõnda, Gürcistan’õn en
önemli desteği Türkiye’den aldõ-
ğõ görülmektedir. Bu destekler
ülkemizde büyük tepki topla-
maktadõr. İkili ilişkilerin sürekli-
liğinin bozulmamasõ için Türkiye
bu konuda daha dikkatli olmalõdõr.
Gürcistan’õn NATO’ya dahil edil-
mesi Rusya tarafõndan desteklen-
memektedir.
- AKKA: Türkiye’nin, Avrupa
Konvansiyonel Silahlar Anlaş-
masõ’nõn (AKKA) yeniden dev-
reye sokulmasõ konusundaki ça-
balarõnõ iyi niyetle karşõlõyoruz.
Ancak bu anlaşma sadece Rusya
tarafõndan askõya alõnmamõştõr.
Avrupa ülkelerinin birçoğu bu
anlaşmayõ onaylama gereği dahi
duymamõştõr.
- Füze kalkanı: Rusya, ABD ta-
rafõndan Avrupa’daki birçok ül-
keye kurulmasõ öngörülen “füze
kalkanı” projesine karşõdõr. Tür-
kiye’nin de bu proje içerisinde yer
almayacağõnõ düşünüyoruz.
- Savunma ihaleleri: Türkiye
silahlõ kuvvetlerini ciddi biçimde
modernize etmektedir. Bu proje-
lerin içerisinde Rusya’nõn da yer
almasõ ikili ilişkilerin gelişmesine
yardõmcõ olmasõnõn yanõ sõra Tür-
kiye-Rusya arasõndaki askeri ya-
kõnlaşmanõn da başlangõcõ ola-
caktõr.
Aktan, son yolculuğuna uğurlandı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP
İstanbul Milletvekili Gündüz Aktan, An-
kara’da düzenlenen törenlerin ardõndan İs-
tanbul’da toprağa verildi.
Bir süredir böbrek kanseri tedavisi gören
ve önceki gün kalp ve karaciğer yetmezliği
sonucu yaşamõnõ itiren emekli Büyükelçi,
MHP İstanbul Milletvekili Gündüz Aktan için
dün Ankara’da ilk tören Dõşişleri Bakanlõğõ
önünde yapõldõ. Saygõ duruşuyla başlayan tö-
rene, Aktan’õn ailesi, yakõnlarõ, dõşişleri Ba-
kanõ Ali Babacan, Müsteşar Büyükelçi Er-
tuğrul Apakan, AB Genel Sekreteri Bü-
yükelçi Oğuz Demiralp, TBMM AB Uyum
Komisyonu Başkanõ ve eski dõşişleri bakan-
larõndan Yaşar Yakış, eski Dõşişleri bakan-
larõndan Hikmet Çetin, çok sayõda diplomat
ve bakanlõk mensubu katõldõ. Dõşişleri Bakanõ
Babacan Aktan’õn “büyükelçilik mesleğinin
entelektüel, akademik vasıflarını ön pla-
na çıkaran, aydın ve araştırmacı bakış açı-
sını diplomasinin pratik sınamalarıyla
örtüştürmesini bilen, dünyaya her zaman
en geniş optikten bakabilmiş, fikir sahibi
olmadan önce bilgi sahibi olmayı kendisine
ilke edinmiş, düşünceleriyle iz bırakan seç-
kin bir şahsiyet olduğunu” belirtti. Aktan
için ikinci tören TBMM’de düzenlendi. Tö-
rende, Aktan’õn eşi Ülkü, oğlu Uygar ve kõ-
zõ Nazan Aktan hazõr bulunarak taziyeleri ka-
bul etti. Törene, TBMM Başkanõ Köksal
Toptan, 9. Cumhurbaşkanõ Süleyman De-
mirel, Devlet Bakanõ ve Başbakan yardõm-
cõlarõ Cemil Çiçek, Nazım Ekren, Hayati
Yazıcı, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal,
MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, DSP
Genel Başkanõ Zeki Sezer, BBP Genel Baş-
kanõ Muhsin Yazıcıoğlu, ANAP Genel
Başkanõ Salih Uzun, DP Genel Başkanõ Sü-
leyman Soylu, eski SP Genel Başkanõ Re-
cai Kutan’õn yanõ sõra çok sayõda bakan, mil-
letvekili, eski parlamenterler, diplomatlar ve
sevenleri katõldõ. Törene DTP’li Meclis İda-
re Amiri ve Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile
Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan da ka-
tõldõ. Sakõk ve Kurtulan, Bahçeli’nin elini sõ-
karak başsağlõğõ dileklerini ilettiler ve daha
sonra camideki törene de katõldõlar. Törenin
ardõndan Aktan’õn naaşõ tören kõtasõnca am-
bulansa kadar taşõndõ. Uygar Aktan babasõ-
nõn fotoğrafõnõ taşõrken kõzõ Nazan Aktan da
kardeşinin elinden tutarak ona eşlik etti.
CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, törenin
ardõndan 9. Cumhurbaşkanõ Demirel’i ara-
basõna kadar uğurladõ. Baykal daha sonra Baş-
bakanlõk tarafõndan akreditasyon kartõ veril-
meyen Star TV muhabiri Fatma Çözen’in
yanõna gelerek geçmiş olsun dileklerini ilet-
ti. Baykal, Çözen’e, “Sürgündeki Başba-
kanlık Muhabirleri Derneği’ni kurun. Si-
ze bir de başbakan bulalım. Orada çalış-
malarınızı sürdürün” diyerek espri yaptõ.
Aktan’õn naaşõ daha sonra cenaze namazõ kõ-
lõnmak üzere Kocatepe Camisi’ne götürüldü.
Buradaki törene de Toptan, Baykal, Bahçe-
li’nin yanõ sõra Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan, Hava
Kuvvetleri Komutanõ Orgeneral Aydoğan
Babaoğlu, Kara Kuvvetleri Kurmay Başka-
nõ Orgeneral Aslan Güner, TOBB Başkanõ
Rifat Hisarcıklıoğlu ile çok sayõda siyaset-
çi, diplomat katõldõ.
Cumhurbaşkanõ Gül, Erdoğan ve diğer si-
yasiler, camiye gelişlerinde Gündüz Ak-
tan’õn eşi Ülkü ile çocuklarõ Nazan ve Uygar
Aktan’a başsağlõğõ dileğinde bulundular.
Cumhurbaşkanõ Gül, cenaze namazõnda,
Nazan ve Uygar Aktan’õn arasõnda saf tuttu.
Cenaze namazõnõn ardõndan Başbakan Er-
doğan, Cumhurbaşkanõ Gül’ün makam ara-
basõna binerek camiden ayrõldõ. Aktan’õn ce-
nazesi daha sonra defnedileceği İstanbul-
Büyükada’ya gönderildi.
‘Küçük sahte belge düzenledi’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Ba-
yõndõrlõk ve İskân Bakanlõğõ Müsteşar Yar-
dõmcõsõ Mahmut Küçük’ün, laboratuvar
denetçi belgesi alabilmek için sahtecilik yap-
tõğõ iddiasõnõ Meclis gündemine taşõdõ.
Kart, Bayõndõrlõk ve İskân Bakanõ Faruk
Özak’õn yanõtlamasõ istemiyle TBMM
Başkanlõğõ’na sunduğu soru önergesinde,
Müsteşar Yardõmcõsõ Küçük’ün, “inşaat
mühendisi Mahmut Küçük” unvanõyla, Ba-
yõndõrlõk ve İskân Bakanlõğõ Yapõ Denetim
Komisyonu Başkanlõğõ’na, laboratuvar de-
netçi belgesi alabilmek için başvurduğunu
kaydetti. Küçük’ün, yönetmelikte öngörü-
len, laboratuvarda ya da benzeri bir alanda
çalõşma şartõnõ taşõmadõğõ halde, dilekçe
ekinde sunduğu belgeleri sahte olarak dü-
zenlediğini iddia eden Kart, “Bu belgeler
düzenlenirken şube müdür vekiline bas-
kı yaptığı, 1996’da düzenlenmiş belge-
lerde sadece laboratuvar deneyini yapan
kimya mühendisinin ve Merkez Döner
Sermaye İşletme Müdürü’nün kaşe ve
imzası varken, 2005’te düzenlenen bel-
geye ise önceki kaşelerin yanı sıra inşa-
at mühendisi Mahmut Küçük kaşesi
basılmış ve imzalanmıştır” dedi.
Okyanus zanlõlarõ mahkemede
ADANA (Cumhuriyet Bürosu)
- Konya’da Okyanus Şirketler Gru-
bu’na yönelik yapõlan son operas-
yonda gözaltõna alõnan, aralarõnda
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Rektörü
Süleyman Okudan’õn da bulun-
duğu 30 kişi Adana Adliyesi’ne
getirildi. Çuvallar dolusu belge ve
dosyalarla birlikte sabah erken sa-
atlerde getirilen zanlõlarõn, cumhu-
riyet savcõlõğõndaki sorgularõnõn ar-
dõndan Özel Yetkili Ağõr Ceza Mah-
kemesi’ne sevk edilmesi bekleniyor.
Konya Emniyet Müdürlüğü Ka-
çakçõlõk ve Organize Suçlar ile Te-
rörle Mücadele Şubeleri’nde sor-
gularõ tamamlanan zanlõlar sağlõk
kontrollerinin ardõndan sabah erken
saatlerde Adana’ya getirildi. SÜ
Rektörü Prof. Dr. Okudan, Tõp Fa-
kültesi Hastanesi Baş Müdürü Atil-
la Çalışkan, Kültür Spor Daire
Başkanõ Üzeyir Durmuş, Konya
Numune Hastanesi Başhekim Yar-
dõmcõsõ Ahmet Sahar, Konya Va-
kõflar Bölge Müdürü İbrahim Genç,
Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Mustafa Avcı’nõn da ara-
larõnda bulunduğu 30 kişi geniş gü-
venlik önlemleri altõnda Adana Ad-
liyesi’ne getirildi.
İki polis otobüsüyle getirilen zan-
lõlarla birlikte polisler operasyonda
ele geçirilen çuvallar dolusu belge-
yi ve dosyalarõ savcõlõğa teslim et-
ti. Polisler eşliğinde adliyeye geti-
rilen Okudan, gazetecilerin sorula-
rõnõ yanõtsõz bõrakõrken bazõ zanlõlar
ceketleri ve kollarõyla yüzlerini giz-
lemeye çalõştõ.
Çevrecilerin maden zaferi
ÖMER ŞAN
RİZE - Artvin’in Cerattepe
mevkisinde bakõr madeni açma
çalõşmasõ yapan Artvin Bakõr ve
Maden İşletmesi, çevrecilerin
açtõğõ davalar sonucu ruhsatõ-
nõn iptal edilmesi üzerine bölgeyi
terk etti.
Halita Milli Parkõ içerisinde
bulunan Cerattepe mevkisindeki
maden arama çalõşmalarõyla ilgi-
li Artvin Barosu ve Yeşil Artvin
Derneği’nin Rize Bölge İdare
Mahkemesi’ne açtõğõ davalar çev-
recilerin lehine sonuçlandõ. 15
yõllõk mücadelenin ardõndan iş-
letmenin maden arama ruhsatõ
iptal edildi.
Bölgedeki tüm çalõşmalarõnõ
durduran işletme, iş makineleri-
ni, konteynerleri, portatif bina
ve malzemelerini kamyonlara
yükledi. Mühendislik ve inşaat
sözleşmelerini de fesheden maden
yetkilileri, bakõr medeni için böl-
gede açõlan galeriyi de betonla-
yarak kapatacaklarõnõ söylediler.
Artvin Bakõr ve Maden İşlet-
mesi Genel Müdür Yardõmcõsõ
Sabri Altınoluk, mahkeme ka-
rarõyla projeyi çalõşõr hale dö
nüştürme olasõlõğõnõn çok düşük
olduğunu belirterek “Belirsizlik
ve ardından gelen küresel ma-
li kriz, bu projeye fon ayırarak
yatırım yapmamızı gittikçe zor-
laştırmıştır. Projeyi sonlandır-
mak zorunda olduğumuz için
çok üzgünüm” dedi.
İstanbul Haber Servisi - Hü-
seyin Üzmez’in “Çocuğun cinsel
istismarı” suçundan yargõlandõğõ
davanõn ilk duruşmasõna mağdur
çocuk B.Ç’nin avukatõ olarak ka-
tõlan Alperen Akdemir’in, İstan-
bul Barosu’ndaki kaydõnõn haziran
ayõnda silindiği, bu nedenle avu-
katlõk yapmasõnõn mümkün olma-
dõğõ bildirildi.
İstanbul Barosu Başkanõ Mu-
ammer Aydın yaptõğõ açõklamada,
Akdemir’in daha önce baroya ka-
yõtlõ olduğunu ancak konut ve bü-
ro adresini değiştirdiği halde de-
ğişikliğin baroya bildirilmemesi
nedeniyle 26 Haziran 2008 tarihi
itibarõyla kaydõnõn silindiğini be-
lirtti. Aydõn, şunlarõ söyledi: “Bu
kişi avukat, ama adresleri ko-
nusunda sorun var. Bu yüzden
barodan kaydı silindi. Uzun sü-
redir bu kişinin adreslerine ula-
şılamamış, verdiği telefonlar baş-
kalarına ait çıkmış. Bu nedenle
baromuzca alınan karar resen iş-
leme alınmış ve Tebliğ Kanu-
nu’na göre de bilinen adreslerin
kapılarına ilanen asılmış. Yani
bu kişi hakkında kesinleşmiş bir
silme kararı var.”
Aydõn, Akdemir’in başka bir
baroya kayõt yaptõrmasõ için de ken-
dilerinden sicil dosyasõnõn isten-
mesi gerektiğini belirterek bu ki-
şelerin avukatlõk yapmamasõ ge-
rektiğini ifade ederek “Vekâlet
alarak davaya katılmış olabilir,
ama o dönemde baro kaydı ol-
madığı için yaptığı şey yasal de-
ğildir. Bu nedenle dosyasını iş-
leme aldık, birtakım araştırma-
lar yapıyoruz. Bilgilerin bize
ulaşmasından sonra gerekli suç
duyurusunda bulunacağız” dedi.
BÇ’nin avukatı barodan değil