Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Karayalçın’dan
Gökçek’e yanıt
ANKARA (AN-
KA) - SHP Genel Baş-
kanõ Murat Karayalçõn,
“Ankara Belediyesi’nin
kadrolarõnõ DTP yandaş-
larõna bõrakmayacağõz”
diyen Ankara Büyükşe-
hir Belediye Başkanõ
Gökçek’e tepki gösterdi.
Karayalçõn, şunlarõ söy-
ledi: “Sayõn Melih Gök-
çek söz konusu açõkla-
mayõ rahmetli kayõnpe-
deri için Akçakoca’da
yaptõrttõğõ parkõn açõlõ-
şõnda mõ yoksa borcunu
11 yõldõr ödemediği BO-
TAŞ’la ilgili bir tören sõ-
rasõnda mõ yapmõş bilmi-
yorum. Ancak ilk kez
doğru bir şey söylemiş.
Gerçekten Ankara Bele-
diyesi de Türkiye’nin
başka belediyeleri ve ka-
mu kuruluşlarõ da asla
PKK yandaşlarõna bõra-
kõlamaz. Ancak beledi-
yelerimiz buna ek olarak
Cumhuriyetimizin temel
değerlerine karşõ olanla-
ra da beceriksiz belediye
başkanlarõ ve yöneticile-
rine de asla bõrakõlma-
malõdõr.”
Nişanlı çift
öldürüldü
HATAY (AA) -
Hatay’da nişanlõ çift oto-
mobilde kurşunlanmõş
halde bulundu. Merkeze
bağlõ Subaşõ beldesinde
oturan Semire K. (25),
Samandağ ilçesine bağlõ
Sutaşõ beldesinde yaşa-
yan halasõnõn oğlu ve ni-
şanlõsõ Selim S. ile cuma
günü akşam yemeği yedi.
Yemeğin ardõndan dolaş-
mak için evden çõkan
çiftten bir daha haber alõ-
namadõ. Araştõrmada, Se-
lim S. ve Semire K, An-
takya-Samandağ çevre
yolunda otomobilde kur-
şunlanmõş halde bulundu.
Semire K, olay yerinde
ölürken Selim S. hasta-
nede yaşamõnõ yitirdi.
Greenpeace’ten
eylem
PARİS (AA) -
Uluslararasõ çevre kuru-
luşu Greenpeace, kõzõl
ton balõğõ avõnõn durdu-
rulmasõ ve stoklarõn ko-
runmasõ için 5 ton orki-
nos balõğõ kafasõnõ Pa-
ris’teki Tarõm Bakanlõ-
ğõ’nõn girişine döktü.
Protesto eyleminde çev-
reci örgüt, “Orkinos avõ-
nõ durdurun” yazõlõ pan-
kart açtõ.
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 KASIM 2008 SALI
6 HABERLER
SALI
ORHAN BURSALI
Ergenekon ve Garabet
Ergenekon davasında sorgular sürüyor. İlhan Sel-
çuk, kendisine yönelik suçlamaların ipliğini çok güzel
pazara çıkartıyor. “Amaç” ve “kapasite” aşımının tipik
bir ifadesi olan dava, şüphesiz lime lime edilecek ve
bütün hukuksal garabetler ortaya serilecektir...
Bu bağlamda, İşçi Partisi’nin haklı itirazı gündemde:
Yargılanan Parti Başkanı Doğu Perinçek diyor ki: Biz
İşçi Partisi Genel Merkez yöneticileri olarak, merkez
organın faaliyetleri nedeniyle yargılanıyoruz. Par-
ti’nin, Ergenekon suç örgütü tarafından yönetildiği sav-
lanıyor. Bu durumda öncelik ve bağlayıcılık sorunu or-
taya çıkıyor. Partiyi bağlayan olguların yasallığına Ana-
yasa Mahkemesi mi yoksa ceza mahkemesi mi karar
verecek?
Perinçek, partilerin anayasal güvence altında bu-
lunduklarını, eğer partinin merkez organını oluşturan
kişiler, halkı isyana teşvik, darbe girişimi gibi suçla-
rı işlemekle suçlanıyorsa, bunların salt kişileri değil par-
tiyi de bağlayan faaliyet olduğunu belirtiyor.
Devamla diyor ki: Bu durumda bir “öncelik ve bağ-
layıcılık” sorunu ortaya çıkıyor; ceza mahkemeleri par-
tiyi yönetenleri mahkûm ederse Anayasa Mahke-
mesi’ne talimat vermiş duruma düşecekler. Oysa, Ana-
yasa Mahkemesi’nin kararı olmadan ceza hükmü ku-
rulamaz. Bu nedenle davamızın Ergenekon’dan ay-
rılması gerekir...
Perinçek hukukçudur! Daha da ötesi, konuyu,
“Anayasa ve Partiler Rejimi-Türkiye’de Siyasal Parti-
lerin İç Düzeni ve Yasaklanması” adındaki, alanında
özgün tek eseri olan kitabında işlemektedir; burada
ayrıca iyi bir hukuk bilimci olduğunu da göstermek-
tedir! (s. 341-371)
Perinçek, daha önce de benzer durumlarla karşı-
laşıldığını ve Askeri Yargıtay’ın buna ilişkin bir kara-
rı olduğunu, Siyasi Partiler Yasası’nın esinlenildiği Al-
manya’da, Alman Anayasa Mahkemesi’nin de konuya
çözüm getirdiğini anımsatıyor.
Perinçek, Savcı’ya ve Mahkeme’ye diyor ki, “Ana-
yasa yargısına tecavüz ediyorsunuz”...
Sesi yankı bulmuyor! Ama konu ciddidir, siyasi par-
tilerin anayasal güvencesinin ortadan kaldırıldığı fik-
ri güçlü bir şekilde savunulmaktadır!
Mustafa Üzerine - 2
Mustafa “belgesel” filmi üzerine yapılan belgesel
eleştirilerden en önemlisini dünkü Cumhuriyet’te
Alev Coşkun yazdı. Mustafa Kemal’in Kâzım Ka-
rabekir’in geldiğini duyurduklarında acaba tutukla-
maya mı geliyor diye titrediği ileri sürülen o sahne! Can
Dündar filmde kullandığı her şeyin belgesi olduğu-
nu belirtmişti. Şüphesiz bu sahne ve yorumun da bel-
gesi vardı. Esas Rauf Orbay’ın anısında geçiyordu!
Ama bütün olaylar, baştan sona, Kâzım Karabekir ile
Mustafa Kemal’in Kurtuluş için omuz omuza verdik-
lerini kanıtlarken, bunların hiçbirine itibar etmeyip, o
da belgesiz bir anıda geçen ve doğru olmayan bir ko-
nuyu filme koymak, belgeselciliğe sığar mı?
Filmin danışmanının kim olduğunu Işık Kansu’nun
yazısından öğrendik. İlginçtir, 32. Gün’deki eleştiri-
leri göğüsleme programına, filmin danışmanının ka-
tılması gerekmez miydi? Hayır, o yoktu! Dündar, fil-
me eleştirileri göğüslemek için aile dostu Turgut
Özakman’ı çağırdı! Danışmanını çıkart(a)mamasına
üzüldüm. Özakman “oğlu”na “hatalara” yönelik eleş-
tirilerde bulundu ve keşke bana danışsaydın dedi! Da-
nışman olarak ise kimin seçildiği, filmin nasıl olaca-
ğı konusunda da fikir verir!
Yine de, Türkiye öyle bir ikiye ayrıldı ki, hem filme
hem de Dündar’a yönelik, doğal eleştirilerin dışına ta-
şan, “büyük mahkeme” yargılamalarını desteklemek
mümkün değil. Umarız Dündar, maddi/tarihsel eleş-
tirileri “linç” olarak ilan etmiyordur! Yoksa ortaya has-
talıklı bir durum çıkar.
Not 1: Dilek Metin: 13 yaşındakı kızımın gözlemi-
ni kendi sözleri ile aktarıyorum: “Bence rezaletti an-
ne! Bir kere belgesel olarak hiç iyi değildi! Çünkü, o
gün, sinemadan önce, sosyal bilgiler öğretmenimiz he-
pimize ‘Sarı Zeybek’ belgeselini izletti. Ardından si-
nemaya gittik. Bence ‘Sarı Zeybek’ belgesel olarak çok
daha iyi! Mustafa’da geçişler hızlı, arada kopukluklar
var gibiydi. Ayrıca Çanakkale savaşı kısacık geçilmiş,
bazı çelişkili durumlar vardı! Akşamüstü törende, Mü-
dür ‘Filmi beğendiniz mi’, diye sordu, bütün okul ‘Ha-
yıırrrr!!’ diye bağırdık, O yine, ‘beğenmişsinizdir, be-
ğenmişsinizdir’ dedi. Biz yine ‘Hayıırrr!’ diye bağırdık...”
Not 2: Bir okur notu daha: “Dündar, iki saatlik film-
de bu kadarını verebildik, diyor. Eksiklik ve hataları böy-
le mazur göstermeye çalışıyor. Oysa mesele, iki sa-
atlik filme Atatürk ile ilgili bu kadar negatifliği nasıl sığ-
dırabildiğidir!”
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr
obursali@cumhuriyet.com.tr
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Diyarbakõr’da yerel seçim ça-
lõşmalarõnõ hõzlandõran AKP okullara
kadar indi. Valilik, müdür, idareci ve
öğretmenlere, dağõttõğõ “Aile İncele-
me Formu” ile her öğretmenin en az
120 aileyle birebir görüşmesini ve
hangi konuda yardõma gereksinimle-
ri olduğunun tespit edilmesini istedi
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan’õn “Diyarbakır’ı istiyorum”
sözlerinin ardõndan AKP’li yönetici-
ler, Valilik, Sosyal Yardõmlaşma ve
Dayanõşma Vakfõ (SYDV) ve dinci
dernekleri kullanarak seçim faaliyet-
lerini yürütüyorlar. AKP’liler son ola-
rak okullarda da çalõşma başlattõ.
Diyarbakõr Valisi Hüseyin Avni
Mutlu, çoğunluğunu AKP’ye yakõn-
lõğõyla bilinen Eğitim Bir-Sen’e üye
okul müdürü ve idarecilerle bir toplantõ
yaptõ. Müdür, idareci ve öğretmenle-
re “Aile İnceleme Formu” dağõtõlan
toplantõda her öğretmenin en az 120 ai-
le ile birebir görüşmesi ve hangi ko-
nuda yardõma gereksinimleri olduğu-
nun tespit edilmesi istendi.
100 BİN AİLEYE ULAŞILACAK
Çalõşmalarõn bir ay içinde bitirilmesi,
uygun görülen ailelere yardõmlarõn
aralõk ve şubat aylarõ içinde dağõtõl-
masõnõn planlandõğõ öğrenildi. Vali-
liğin 100 bin aileyi kapsayan kam-
panyasõ çerçevesinde hazõrlanan form-
lar sayesinde, yardõm talebinde bulu-
nan ailenin ihtiyaçlarõ tespit edilecek.
Eğitim Bir-Sen’e üye 400’ün üze-
rinde öğretmenin bu çalõşmanõn içe-
risinde olduğunu ifaden Eğitim-Sen
Diyarbakõr Şube Başkanõ Abdullah
Karahan, “AKP, okullara giderek
öğrencilere yardım yapmış. Oysa si-
yasi partiler okullara giremez. Bu
nedenle daha aktif olabilmeleri
için Valilik ile bu işi yürütüyorlar”
dedi..
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP’de belediye başkan adaylõğõ için
başvurular sürerken; adaylõğõnõ kesin-
leştirmek isteyenler partide yoğun ku-
lis faaliyeti yürütüyor. Mevcut beledi-
ye başkanlarõ ise, yeniden aday olup
olamayacaklarõ konusunda tedirgin-
lik yaşõyor.
AKP’de, adaylõk başvurularõ 10 Ka-
sõm’da başladõ. AKP, başvurular için bir
süre sõnõrõ koymazken; Yüksek Seçim
Kurulu’nun belirleyeceği takvime gö-
re başvurularõn sona ereceği tarihin be-
lirleneceği kaydedildi.
AKP’de özellikle büyükşehir bele-
diye başkan adaylõğõ için mevcut be-
lediye başkanlarõ ile diğer aday aday-
larõ arasõnda sõkõ bir yarõş yaşanõyor.
Ankara’da Melih Gökçek ile Keçiören
Belediye Başkanõ Turgut Altınok
aday adaylõklarõnõ resmen açõkladõ.
Parti yönetiminde, Altõnok’un büyük-
şehire aday yapõlmasõna çok sõcak
yaklaşõlmazken; Gökçek’in adaylõğõnõn
kesin olacağõ yorumu da yapõlmõyor.
Ankara’nõn su sorunu, geçen yaz 10 gü-
nü bulan su kesintisi, BOTAŞ’õn do-
ğalgaza zam yapmasõnda Ankara Bü-
yükşehir Belediyesi’nin borçlarõnõn da
etkisinin olduğu eleştirilerinin Gök-
çek’in kredisini düşürdüğüne dikkat çe-
kiliyor. Ancak Başbakan Erdoğan’õn
Gökçek’in icraatõnõ övmesi, ibrenin
Gökçek’ten yana olduğu yorumlarõna
da neden oluyor. AKP, Çankaya’da
CHP’ye oy veren seçmen kitlesinin
üzerinde etkisi olabilecek Alevi kökenli
bir de aday arõyor. Çankaya adayõnõn
kadõn da olabileceğine işaret ediliyor.
İstanbul’da Kadip Topbaş’õn aday
olmasõna daha büyük olasõlõk tanõnõyor.
Ancak Topbaş dõşõnda da aday çõk-
masõna kesin gözüyle bakõlõyor. Bah-
çeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Deniz Ülke Arıboğan’õn adaylõk için
kulis yaptõğõ dile getiriliyor.
Diyarbakõr’da ilahiyatçõ Doç. Dr.
Nihat Hatipoğlu, Altan Tan ve Şah
İsmail Bedirhanoğlu’nun isimleri öne
geçiyor. Ancak Hatipoğlu, aday olmak
istemediğini açõkladõ.
Diyarbakõr’da öğretmenlerden ailelerle birebir görüşülmesini ve ihtiyaçlarõnõn tespiti istendi
AKPoyiçinokullarda
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara belediye başkan adayõnõ en er-
ken ilan eden parti olan CHP’de, İstan-
bul ve İzmir için büyük yarõş yaşanõyor.
CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun son
toplantõsõnda yerel seçimlerde uygula-
nacak adaylõk başvuru ücretlerinin be-
lirlenmesi konusunda Genel Sekreter
Önder Sav ve Genel Sayman Mustafa
Özyürek’e yetki verildi. Ankara’da
SHP Genel Başkanõ Murat Karayal-
çın’õn CHP’den belediye başkan aday-
lõğõ konusunda uzlaşõlmasõ nedeniyle ra-
hatlayan CHP; İstanbul için arayõşlarõ-
nõ sürdürüyor. İstanbul belediye başkan
adaylõğõ için Grup Başkanvekili Kemal
Kılıçdaroğlu, eski bakanlardan Ercan
Karakaş’õn adlarõ konuşuluyor. An-
cak, Kõlõçdaroğlu’nun İstanbul’dan aday-
lõğa sõcak bakmadõğõ biliniyor.
İSTANBUL İÇİN SÜRPRİZ
İSİM ARAYIŞI
CHP’nin İstanbul için “güçlü, her ke-
simden oy alabilecek, sürpriz bir
aday” arayõşõnõ sürdürdüğü kaydedili-
yor. İzmir’de ise Belediye Başkanõ
Aziz Kocaoğlu’nun yanõ sõra eski ba-
kanlardan Hakan Tartan, İzmir mil-
letvekilleri Mehmet Ali Susam ile
Bülent Baratalı, eski belediye baş-
kanlarõndan Yüksel Çakmur’un adla-
rõ geçiyor.
Ankara anakent belediye başkan ada-
yõnõ netleştiren CHP’de, ilçeler için bü-
yük yarõş yaşanõyor. Çankaya belediye
başkan adaylõğõ için Belediye Başkanõ
Muzaffer Eryılmaz’õn yanõ sõra pek çok
isim kulislerde konuşuluyor. Eski Ürgüp
Belediye Başkanõ Bekir Ödemiş, Le-
vent Gök, sendikacõ Yaşar Seyman, es-
ki Çankaya Belediye Başkanõ Doğan
Taşdelen ve Gülsün Bilgehan’õn adlarõ
geçiyor. Çankaya için aday adaylõğõnõ
resmen açõklayan ilk isim ise, Türk
Mühendisleri Birliği Derneği Genel
Başkanõ Bülent Gürsoy oldu.
CHP’den bir dönem istifa edenlerden
Ercan Karakaş partiye dönerken, eski
bakanlardan Seyfi Oktay’õn da döne-
bileceği ve Keçiören belediye başkan
adayõ olabileceği kulislerde konuşul-
maya başlandõ. Oktay ise, belediye baş-
kan adaylõğõnõn söz konusu olmadõğõnõ
söyledi.
İstanbul ve İzmir belediye başkanlõğõ için büyük yarõş yaşanõyor
CHP’de arayış sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - MHP, martta yapõlacak yerel
seçimler için adaylarõnõ netleştir-
meye başladõ. MHP’de Ankara ve
İzmir adaylarõ kesinleşti.
MHP’de belediye başkan aday
adaylõğõ için teşkilatlara yapõlan
başvurular, 21 Kasõm itibarõyla ge-
nel merkeze iletilecek. İnceleme-
lerin ardõndan adaylarõn isimlerinin
aralõk ayõ ortasõnda netleşmesi bek-
leniyor.
Ankara’da Beypazarõ Belediye
Başkanõ Mansur Yavaş, İzmir’de
İl Başkanõ Musavvat Dervişoğ-
lu’nun isimleri kesinleşirken, İs-
tanbul’da Ali Müfit Gürtuna ve
Haluk Ulusoy isimleri ön plana çõk-
tõ. Genel Merkez yönetiminin Ulu-
soy nezdinde nabõz yokladõğõ be-
lirtilirken, daha önce de Gürtu-
na’ya adaylõk önerisi götüren par-
ti yönetiminin, “teklif geri çevril-
diği için”, bu isme çok sõcak bak-
madõğõ konuşuluyor.
Diyarbakõr’da Abdullah Azrak-
çı, Tunceli’de Mehmet Hedef, Kõr-
şehir’de Arif Kılıç, Aksaray’da
Ramazan Kaşlı, Yozgat’ta Ali Ça-
kır, Karaman’da İsmet İlmi Hati-
poğlu, Afyon’da Hayrettin Ba-
rut, Gümüşhane’de Mustafa Can-
lı’nõn isimleri adaylõk için geçiyor.
AKP’de tedirgin bekleyiş
İstanbul’da Topbaş ve Arõboğan; Ankara’da Gökçek ile Altõnok ön planda
MHP ANKARA VE İZMİR
ADAYINI BELİRLEDİ
AKP Diyarbakõr’da yerel seçim çalõşmalarõnõ hõzlandõrdõ. Diyarbakõr
Valiliği’nin dağõttõğõ “Aile İnceleme Formu” ile her öğretmenin en az
120 aileyle birebir görüşmesini istendi.
Milas’ın Güneş Mahalle-
si’ndeki boş arazide bulu-
nan 2 baraka belediye ekip-
lerince yıkılmak istenen aileler, polis ve zabıta ekiplerine taş ve sopa-
larla saldırdı. Çağrılan polis ekiplerine taş ve sopalarla saldıran yaklaşık
20 kişiye, coplarla müdahale edildi, 2 kişi gözaltına alındı. Belediye ekip-
leri, 2 barakayı polis eşliğinde güçlükle yıktı. (Fotoğrf: AA)
Milas’ta olaylı yıkım
Bundan tam beş yıl önce, 15-20 Kasım 2003’te, İstanbul’da
dört büyük patlama meydana geldi. Dinci bir örgüt ramazan
ayının ortasında tonlarca patlayıcıyı dört kamyona yüklemiş
ve Hıristiyanlarla Musevilerin dini, siyasi ve ticari merkezle-
rine yönelik intihar saldırıları düzenlemişti. Ülkeyi şoke eden
saldırılarda 58 kişi ölmüş, 700’den fazla insan da yaralanmıştı.
Türk toplumu o gün yeni bir örgütle karşılaşmış, ancak bu ta-
nışmanın ardında nasıl bir süreç ve gaflet olduğunu öğrene-
memişti!..
Hizbullah örgütünün 17 Ocak 2000’den itibaren başlayan
çöküş süreci iki yıl sürdü. Türkiye kanlı örgütün yaşadığı şo-
ku henüz atlatmışti ki, Selefiliği referans alan bir örgüt ülke
içinde sinsice yapılanmaya başladı. Aslında o örgüt göz gö-
re göre gelmiş, belki de göz yumularak büyümüştü!..
Yani Türk El Kaide’si durup dururken ortaya çıkma-
mıştı!
El Kaide, Suudi rejiminin resmi mezhebi Vahhabi-
liği referans alıyor. Arap Yarımadası’nda Necd do-
laylarında ortaya çıkan bu dini anlayışı Muhammed
bin Abdülvehhab, Selefiliği esas alarak katılaştırmıştı.
Abdülvehhab, Harranlı İbn-i Teymiye’nin eserlerinden
etkilenmişti.
Selefi - Vahhabi çizgisi Anadolu Müslümanlığına ay-
kırı, katı ve bağnaz bir düşünce tarzını dayatıyor. Bu
anlayış Türkiye’deki rejimi “Darül harp” (İslam ka-
nunlarına göre yönetilmeyen) diye niteliyor. Örgüt üyeleri, dev-
letten maaş alan imamın ardında namaz kılınamayacağını sa-
vunuyor, mezar ziyaretleri ve din bilginlerine bağlılığı küfür sa-
yıyor. Onlara göre “Tevhid’e inanmayanın malı, canı helaldir.
Tarikat-tasavvuf küfürdür. Muska, tespih, zikir, nafile namazı
batıldır!”.
2003’ün kasım ayında Beyoğlu’ndaki Neva Şalom Sinagogu,
Şişli’deki Beth İsrael Sinagogu, İngiltere Başkansolosluğu ile
HSBC Genel Müdürlüğü binalarını bombalayanlar işte bu ra-
dikal dinci çizgiden geliyordu. Habib Aktaş’ın eğittiği Gök-
han Elaltuntaş, Mesut Çabuk, Feridun Uğurlu ve İlyas Kun-
cak adlı militanlar, kamyonlara yükledikleri tonlarca patlayı-
cıyı işte bu ideoloji uğruna ateşlemişlerdi!..
Aslında onlar Türkiye’deki ilk Selefi militanlar değillerdi. Se-
lefi-Vahhabi anlayışı Türkiye’de ilk kez 1974 yılında Malatya’da
kurulan “Malatya Fikir Kulübü” bünyesinde gelişmişti. Ab-
durahman Gökmen liderliğinde ortaya çıkan hücre ise Ya-
hudi asıllı İshak Manisalı’nın kaçırılması eylemiyle adını du-
yurmuştu. M. Emin Yılmaz önderliğindeki Selefi Ceyşullah
örgütlenmesi ise 1995’te Bingöl’de ortaya çıkarılmış, 21 ki-
şi 6 Kalaşnikof’la birlikte ele geçirilmişti.
11 Eylül saldırılarının ardından Türk Selefiler yakın ta-
kibe alındı. Feyzullah Birişik grubu İstanbul’da 5-7 Ekim
2001’de yapılan operasyonla deşifre edildi. Yakalanan
5 kişi eğitim amacıyla Çeçenistan, Irak ve İran’a gittik-
lerini söylemişlerdi.
Gaziantep’te 29 Ekim 2001’de gerçekleştirilen ope-
rasyonda yakalanan 14 Selefinin de Afganistan’da sa-
vaşa katıldığı saptandı. Selefilerin Türkiye sorumlusu “Ebu
Said El Yarpuzi” kod adlı Mehmet Balcıoğlu ise
2001’de Antalya’da yakalandı. El Kaide hücrelerini
oluşturan İmamlar Birliği yöneticisi Ali Üzüm ise aynı ta-
rihlerde gözaltına alınıp serbest bırakıldı.
Ankara merkezli Selefi örgütlenmenin lideri Malatyalı Hu-
lusi Kıdık ve 15 arkadaşı 19 Aralık 2001’de, Konya’da Mu-
rat Gezenler önderliğindeki “Kuran’a Çağrı” grubu 8 Şubat
2002’de, Malatya’daki Şemsettin Özaykan grubu ise 25 Mart
2002’de açığa çıkarıldı.
Selefi gruplar zaman zaman silahlı eğitim için Afganistan
ve Pakistan’a, dini eğitim için de Suudi Arabistan’a gidip ge-
liyordu. 2001’e kadar en az 500 kişinin Afganistan, Bosna Her-
sek, Çeçenistan, Tacikistan, Keşmir gibi bölgelerde savaş-
lara katıldığı saptanmıştı.
Amerika’daki 11 Eylül 2001 saldırılarında 3 binden fazla ki-
şinin ölmesinin ardından ABD uçakları Afganistan’daki El Kai-
de kamplarını bombalayınca Türk kökenli Selefilerin büyük bö-
lümü ülkelerine kaçtı. Onların çoğu Hizbullahçılar gibi Kürt kö-
kenli değildi! Aralarında Kastamonulu, Konyalı, Eskişehirli,
Kayserili, Nevşehirli, Çankırılı, Bursalı, Sakaryalı, Sinoplu ve
Afyonlu militanlar da vardı. Ancak Afanistan’daki kamplarda
silah kullanmak, bomba yapmak, suikast düzenlemek ko-
nusunda yıllarca eğitimden geçirilen bu militanlar bir yıllık sus-
kunluğun ardından hücrelerinden çıktılar!
Usame bin Ladin onlara sansasyonel bir eylem için
150 bin dolar göndermişti. Hazırlıkları 1 yıl kadar sür-
dü. Bu sırada İslamcı vakıfları, yayınevlerini, şirketle-
ri ve bazı camileri üs tuttular. İBDA-C, Hizbullah, En-
sar El İslam, Müslüman Gençlik gibi örgütlerden mi-
litan transfer ettiler. El Kaide’yi örgütlemek ve Selefi
ideolojisini yaymak için piknik adı altında kamplar dü-
zenlediler. Eşleri, dostları ve kardeşleriyle aile şirket-
leri gibi eylem hücreleri oluşturdular. Mescitlerde, hat-
ta baharatçı dükkânlarında bomba yapımını tartıştılar!
Sonunda Bin Ladin’in gözüne girebilmek uğruna ha-
rekete geçtiler.
İstanbul’un göbeğinde kolaylıkla sahte kimlikler, ehliyetler,
ikametgâh senetleri, pasaportlar ürettiler. Sahte belgelerle iş-
yerleri, rahat iletişim kurabilmek için internet cafelerle cep te-
lefonu bayileri açtılar. Deterjan adı altında patlayıcı ürettiler.
Gencecik çocukları cennet vaadiyle kandırarak canlı bomba
olmaya ikna ettiler. Eylem için günlerce prova yaptılar. So-
nunda tonlarca patlayıcıyı 4 kamyona yükleyerek İstanbul’un
en kanlı terör eylemini gerçekleştirdiler.
Peki 5 yıl önce yaşanan bu katliamı gerçekleştirenler is-
tihbarat duvarını nasıl aşmışlardı? Aslında El Kaide grupla-
rının bir bölümü zaman zaman polis ve jandarma tarafından
fark edilmiş, ancak adliyeye çıkarılanlar piknik ve dini sohbet
yapan “inançlı gençler” oldukları iddiasıyla salıverilmişti!
Daha vahimi ise intihar saldırılarını planlayanlardan bazıları is-
tihbarat birimlerince uzun süre izlenmişti! Ama nasıl olmuş-
sa kimse onları ve intihar saldırılarını engelleyememişti!..
El Kaide’nin 350’den fazla üyesi İstanbul saldırılarının ar-
dından deşifre oldu. Elebaşı Habib Aktaş 2004’te Irak’a kaç-
tı ve çatışmalarda öldürüldü. Planlayıcıların bir bölümü ise ha-
len firari. Örgüt 2003 saldırılarının ardından Kartal’daki ma-
son locası baskını, NATO toplantısına yönelik eylem girişimi,
Loui Sakka’nın Antalya’da İsrail gemilerine yönelik saldırı pla-
nı, ocak ayında Gaziantep’te polisle yaşanan çatışma ve son
olarak İstanbul’da ABD Konsolosluğu önünde 3 poli-
sin şehit edilmesi eylemiyle varlığını korumaya çalıştı.
Türk El Kaidesi’nin ortaya çıkışı, Hizbullah’ın çöküş
süreci ve dağılan militan yapısının yeni bir arayışa yö-
nelmesine dayanmıyordu. Zaten beslendikleri dini re-
ferans El Kaide’nin Hizbullah’ın yerini doldurmasına izin
de vermiyordu. İki örgüt arasındaki militan devşirme faa-
liyetleri ile işbirliği çabaları rejim düşmanlığının ortak pay-
dasından başka bir anlam taşımıyordu!
El Kaide’nin bugünlerdeki sessizliğinin nedeni, hüc-
relerin kış uykusunda olmasından kaynaklanmıyor! Ör-
güt art arda aldığı darbeler ve eylemsel taktik hatala-
rı nedeniyle yeniden toparlanmakta güçlük çekiyor. Ocak ayın-
dan bu yana İstanbul, Van, Aksaray, Konya ve Sıvas’taki 6
operasyonda 127 kişinin yakalanmış olması da Selefilerin to-
parlanmasını engelliyor. Açıkçası en az 2 bin kişilik aktif kad-
rosuna karşın örgüt silahlı militan bulmakta zorlanıyor! Yaşadığı
bu sıkıntı örgütün baltaları toprağa gömdüğü ya da gömeceği
anlamına gelmiyor! Dinci örgütlerin dağınıklığı ve stratejik ko-
numu Türkiye’yi El Kaide için çekici kılmaya devam ediyor!
ABD Adalet Bakanı Michael Mukasey’in aylar önce Türk yet-
kililere, “Uyanık olun, El Kaide Türkiye’yi üs olarak seçmiş gö-
rünüyor” demesi bu gerekçelere dayanıyor!
5 Yıl Sonra Türk El Kaidesi!..
Habib Aktaş Loui Sakka