25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 18 KASIM 2008 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Sen Sen Ol, Ne Diyebileceğini Bil! Başbakan Erdoğan’ın, çocukluktan kalma konuşma biçemine bakarak, zekâsının sınırları hakkında yanlış yargıya varmamak gerekir. Erdoğan’a karşıt olmamız, onu küçümse- memizi gerektirmez. Yine Erdoğan’ın yaban- cı dil bilmemesi, gençliğinde dünyayı fazla ta- nımamış olması, düşünce olarak, Batı’ya tü- müyle kapalı, siyasal düşünceler tarihinden ha- bersiz, kimi siyasi düşüncelere tümüyle yabancı biri olması, demokrasi konusundaki tanımla- ma ve taleplerinin hukuk veya siyasal eğitimine yeni başlamış öğrencileri bile kahkahalarla gül- dürecek düzeyde bulunması, onun siyasetten anlamadığı yargısına varmamıza yol açarsa eğer, büyük bir yanılgıya düşmüş oluruz. Erdoğan siyaseti de takıyyeyi de gayet iyi bilir. Nitekim, AKP’nin kurucu üyeliğine dışarıdan destekle soyunurken, siyasette kimlere daya- nacağını gayet iyi biliyordu. Nasıl mütareke İs- tanbul’unun Sait mollası sadece tarikatlara da- yanmanın yetmediğini aynı zamanda İtilaf devletlerinin, tabii tercihen onların başı olan İn- giltere’nin desteğinin de gerekli olduğunu kavramış bir kişi idiyse, son zamanlarda “ılım- lı İslam” politikasına soyunanlar da, salt tari- kat desteğinin yetersizliğini bilip, yine İtilaf dev- letlerine tabii bu arada çağdaş liderleri ABD’ye biat etmek gerektiğini de bilmektedirler. İçerdeki, oy tabanından da, tarikat deste- ğinden de önemli olan öğe budur. Nitekim Tayyip Bey, tıpkı Doğu’ya Batı’dan gitmek isteyen Kristof Kolomb gibi, şeriat top- lumuna doğru yola New York’tan yola çıkmış, İslam ulemasından önce, o kentteki Yahudi lo- bisinin desteğini almıştı. O destek sağlandık- tan sonradır ki, daha milletvekili bile olmadan Washington’da ayağının altına kırmızı halılar se- rilmişti. Erdoğan takımının, üstatları Erbakan takı- mından büyük farkları buydu. New York ve de Washington’ı ikna ettikten sonra, Almanya’nın da katılımıyla bu kez asıl kadrosunu kurmuş olan İtilaf devletlerinin di- ğer üyelerinin desteğini almak da kolay ol- maktaydı. Nitekim öyle de oldu. İtilafın patronu genel desteği sağlarken, Avrupalı bızdıkları da, Tay- yip Bey’i, öyle olmadığını pek de âlâ bilerek, Türkiye’yi AB’ye sokacak adam diye bütün dünyaya ve özellikle Türk kamuoyuna sunmaya ve onun, yine aslında öyle olmadığını çok iyi bildikleri halde, büyük bir reformcu olduğuna herkesi inandırmaya çalıştılar. Aslında iki tarafın da istemleri aynıydı, Tay- yip Bey, Türkiye’ye teknoloji üretmeyen, ama üretilmiş teknolojiyi uygulayan, soru sormadan küreselleşme ile eklemlenmeyi kabul eden, şe- riat devletine doğru giderken, bu şeriat düze- ninin sınırlarını, ticaret ilişkilerini zedeleyeme- yecek ve küreselleşmenin getirdiği yükümlü- lükleri karşılayabilecek bir esneklikte tutacak “reformları!” yapmaya razıydı. Dış destekçilerinin kendisinden istedikleri de tam da buydu. Alan memnun veren memnun ilişkiler pek de âlâ güzel güzel yürüyordu, İlişkiler normal rayında yürüdüğü sürece de, âlâ Tayyip demokrasi algılaması ve uygu- laması, İtilaf devletlerini, bu uygulama her ne kadar kendilerinkilere uymasa da rahatsız et- miyordu. Çünkü onların istedikleri, “Enverland”ın ye- rine mukim olan “Tayyipland”ın çağdaş dün- ya ile bütünleşmesi değil, büyük düzenin için- de kendi verilen rolü benimseyip, onun sınır- ları içinde kalmasıydı. Sistem böyle yürüdüğü sürece hiç sorun ol- mazdı. Hatta sempatik Bush, Tayyip Bey’e G- 20’ler sofrasında bir servis bile koydurabilirdi. Ama zaman zaman Tayyip Bey büyük oyun- daki senaryo değişikliğini unutuyor, kendi gençliğinde uygulamakta oldukları senaryoya doğru kaymaya başlıyor, bazı çevrelerin fena halde canını sıkıyordu. Nitekim Tayyip Bey, son olarak gittiği ABD’de Brookings Enstitüsü’nde yaptığı konuşma- da, nükleer silahlar konusunda İran’a arka çı- kar gibi görünen sözler sarf etti. Doğrusu bir insanın iktidar yolu, Washing- ton’da ayağının altına serilmiş bir kırmızı halıyla açılmışsa, onun konuşurken çok dikkat etmesi ve en ufak bir yanlış anlaşılmaya bile mahal ver- memesi gerekir. Bilmem anlatabiliyor muyum? Ama bunu ben anlatamasam da mütareke basını iyi anlatır, ona eminim. asirmen@cumhuriyet.com.tr Emniyet kendisinde olmadõğõnõ savunuyor, ancak Paksüt olayõnda mobil araç kullanõldõğõ kesinleşti HükümetdiliyleyalanANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ortam dinlemesi yapabilen 11 mobil aracõn Türkiye’ye so- kulduğu yetkililerce kabul edilir- ken, MİT, emniyet ve jandarma õs- rarla bu araçlarõ kullanmadõklarõ açõklamasõnõ yaptõlar. Ancak Ana- yasa Mahkemesi Başkanvekili Os- man Paksüt’ün peşindeki araç ta- rafõndan dinlendiğinin açõğa çõk- masõ, bu araçlarõn kullanõmõnõ da gündeme getirdi. Mobil araçla or- tam dinleme kuşkusunu gündeme taşõyan olay ve sonrasõnda yaşa- nanlar şöyle gelişti: Ankara Tenis Kulubü’ne eşi Ferda Paksüt’le giden Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, evinden itibaren kendisini Doblo marka bir aracõn takip etti- ğinden şüphelenmişti. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçõlõk Dai- resi Başkanlõğõ’na ait olduğu be- lirlenen araçta dinleme cihazlarõnõn bulunduğunu öne süren Paksüt ve eşi, aracõn kapõsõnõ açtõrmak iste- miş, ancak polisler buna izin ver- memiş ve hemen olay yerinden ay- rõlmõştõ. Emniyet ve hükümet yet- kilileri Paksüt ailesinin izlenmesi ve dinlenmesinin kesinlikle söz konusu olmadõğõnõ savunmuşlardõ. Bu gelişmeler üzerine Paksüt ailesi, yasadõşõ olarak izlendikleri ve dinlendikleri savõyla suç duyurusunda bulunmuştu. Soruşturmayõ tamamlayan Ankara Cumhuriyet Savcõ- lõğõ, Ferda Paksüt ile eski AKP milletvekili Turhan Çö- mez’in Ergenokon soruşturmasõnõn şüphelisi olarak mah- keme kararõyla dinlendiklerini belirtti. Böylece Paksüt’ün mobil bir araçla dinlendiği de kesinlik kazanmõş oldu. TBMM Telekulak Araştõrma Komisyonu’na gelen uz- manlar, telefon dinlemesi ve izlemenin nasõl yapõldõğõnõ teknik olarak açõklamõşlardõ. Bu arada Türkiye’de 11 mo- bil dinleme aracõnõn olduğu gündeme gelmişti. Emni- yet Genel Müdürlüğü’nü temsil eden bir şube müdürü ise Türkiye’ye getirilen 11 mobil aracõnõn kendilerinde olmadõğõnõ savunmuştu. Ancak Ferda Paksüt’ün din- lenmesinin, yalnõzca Teleko- münikasyon İletişim Başkan- lõğõ üzerinden olmayõp, ortam dinlemesi de yapabilen mobil araçlarla gerçekleştirildiği or- taya çõktõ. Çünkü olay günü orada bulunan aracõn, Ergene- kon soruşturmasõ kapsamõnda Paksüt ve Çömez’i dinlemek için orada bulunduğu, savcõlõk kararõyla netleşti. Kim ne demişti? Paksüt ailesinin 13 Mayõs’ta araçla izlendikleri ve dinlen- diklerini açõklamalarõ üzeri- ne, hükümet yetkilileri õsrarla iddiayõ yalanlamõştõ. Olaya ilişkin hükümet kanadõndan gelen açõklamalar şöyleydi: Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin: Ben inanõyorum ki gerek İçişleri Bakanõmõz, ge- rekse diğer Emniyet yetkilile- rimiz, kendileriyle görüşerek, kendilerinin böyle bir izlenim edinmesine yol açan görgüle- ri, bilgileri nedir onlarõ alarak bir değerlendirme yapõlma- sõnda yarar olduğunu düşü- nüyorum. Çünkü Sayõn Baş- kanvekili herhangi bir kişi değildir. Ama resmen böy- le bir şeyin olmasõ mümkün değil. İçişleri Bakanı Beşir Atalay: Osman Paksüt’ün din- lenmesi veya izlenmesi ise hiçbir şekilde söz konusu ol- mamõştõr. Konuyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ tarafõndan yürütülen adli soruşturma devam etmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü: Konu edilen aracõn, Ka- çakçõlõk ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Baş- kanlõğõmõza ait ve kendi görev alanõna giren (uyuşturucu operasyonu) başka bir çalõşma amaçlõ orada bulundu- ğu kesin olarak anlaşõlmõştõr. Ferda Paksüt’ün, Turhan Çömez’le buluştuğu gün tespit ettiği aracõn mahkeme kararõyla yapõlan bir dinleme için görevlendirildiği ortaya çõktõ. Bu olay ortaya çõktõğõnda yetkili bakanlarõn açõklamasõ ise şöyleydi: Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin: Resmen böyle bir şeyin olması mümkün değil. İçişleri Bakanõ Beşir Atalay: Osman Paksüt’ün dinlenmesi veya izlenmesi ise hiçbir şekilde söz konusu olmamıştır. ERSİN, BAKAN ŞAHİN’DEN BİLGİ İSTEDİ CHP, ‘dinleme tutanaklarını’ sordu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt’ün “mobil dinleme cihazlarıyla” dinlendiğinin ortaya çõkmasõ, bu dinlemenin “yasallığını” tartõşmalõ hale getirirken CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, “yasal dinlemelerde hakkında kovuşturmaya yer olmadığı” kararõ verilenlerin bilgilendirilmemesi ve tutanaklarõn imha edilmemesini Meclis gündemine taşõdõ. Ahmet Ersin, “dinleme tutanakları”nõn akõbeti konusunda Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’den bilgi istedi. Ahmet Ersin, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 137. maddesinde “kararın uygulanması sırasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi veya hâkim onayının alınamaması halinde bunun uygulanmasına derhal son verilir. Bu durumda yapılan tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtlar cumhuriyet savcısının denetiminde en geç 10 gün içinde yok edilerek durum tutanakla tespit edilir. Ayrıca en geç 15 gün içinde Cumhuriyet Başsavcılığı, tedbirin nedeni, kapsamı, süresi ve sonucu hakkında ilgilisine yazılı olarak bilgi verilir” hükmünün yer aldõğõna dikkat çekti. Ancak bu tespit, dinleme kayda almalarda şüpheli hakkõnda kovuşturmaya yer olmadõğõna karar verilmesi durumunda ne yapõldõğõ, yasalarõn uygulanõp uygulanmadõğõnõn bilinmediğine işaret eden Ersin, son 3 yõlda dinlenip kayda alõnan ancak hakkõnda kovuşturmaya yer olmadõğõna karar verilen kişilerden kaçõnõn iletişim kayõtlarõnõn CMK 137’ye göre imha edildiğini sordu. Şahin’den “imha edilen tutanak sayısı” hakkõnda da bilgi isteyen Ersin, önergesinde ayrõca hakkõnda kovuşturmaya yer olmadõğõna karar verilen kaç kişiye cumhuriyet savcõlarõ tarafõndan “dinlemenin nedeni, kapsamı, süresi ve sonucu ile ilgili yazılı bilgi verdiğini”ni sordu. Ersin ayrõca “son 3 yılda tespit ve dinleme kayıtlarını imha etmesi gerekirken görevini yapmayan kaç kişi hakkında, soruşturma açıldığı” sorusuna da yanõt istedi. CHP’Lİ MUHALİFLER HAREKETLENİYOR Koç’tan program değişikliği eleştirisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP’nin son kurultayõnda genel baş- kanlõk yarõşõna katõlmak isteyen, ancak yeterli imzayõ bulamayan Samsun Mil- letvekili Haluk Koç, “program ve tü- zük değiştirme girişiminin hem içerik hem de işletilen süreç açısından tatmin edici olmadığını” söyledi. Koç, dün yaptõğõ yazõlõ açõklamada tü- zük ve program kurultayõyla ilgili geliş- meleri değerlendirdi. Koç, “AKP ikti- darına katlanma eziyetine son vermek ve yarınların yükünü ve sorumlulu- ğunu omuzlamak CHP’yi güçlü bir ik- tidar seçeneği haline getirmek zorun- dayız. Çözüm önerilerimizi özümüze uygun bir şekilde; bir başkaldırı, bir karşı koyuş, bir çözüm ve umut prog- ramına dönüştürmek zorundayız. An- cak program ve tüzük değiştirme gi- rişimi; hem içerik hem de işletilen sü- reç bakımından, kesinlikle tatmin edi- ci değildir. Bu çalışmaların yerel se- çimler öncesinde kısa bir takvime sı- kıştırılması yanlıştır” dedi. Koç, program taslağõnõn; örgüt, sen- dikalar, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve üniversitelerle tartõşõl- masõ ve olgunlaştõrõlmasõ gerektiğini söyledi. Tüzük değişiklikleriyle ilgili olarak par- ti üyelerinin henüz bir bilgiye sahip ol- madõğõnõn altõnõ çizen Koç şöyle devam etti: “Bu yönetimin daha önceki tüzük değişikliği uygulamaları dikkate alın- dığında; bütün yetkilerin tek adamda toplanacağı, parti üst yönetiminin tek adam yönetimine dönüştürüleceği, üyelik hukukunun ve parti içi de- mokrasinin daha da kısırlaştırılacağı anlaşılmaktadır. Kara çarşafı dekor yaparak verilmek istenen mesaj, par- tinin kimliği ve çizgisiyle ne denli uyumludur?” Arnavutluk’ta Atatürk sergisi TİRAN (AA) - Arnavutluk başkenti Tiran’da, “Atatürk Fotoğraflarõ“ konulu bir sergi açõldõ. Atatürk’ü ölümünün 85. yõldönümünde anma etkinlikleri çerçevesinde Ulusal Tarih Müzesi’nde açõlan iki günlük sergide, Atatürk’ü anlatan çok sayõda fotoğraf ile Tiran’daki “Mustafa Kemal Atatürk’’ okulu öğrencilerinin Atatürk hakkõndaki şiirleri ve kompozisyonlarõ yer alõyor. Arnavutluk-Türkiye Dostluk Derneği’nin öncülük ettiği etkinliğe Türkiye’nin Tiran Konsolosu Emre Kadioğlu ve askeri ataşe Saim Bağcõ da katõldõ. Ahmet Ersin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear