25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
iyi bir şey. Ama ne yaparsak yapalõm, te- lefon faturalarõmõzdaki vergi düşmeyecek.. belki de artacak; çünkü, “IMF ile anlaş- ma yapmam” diye direnen Başbakanõmõz yelkenleri suya indirdi bile. IMF ile an- laşma demek, dolaylõ vergilerin artmasõ demek. Bu da en çok bize yansõyacak. Çünkü, bu hükümet hâlâ vergi almasõ ge- rekenden vergi alamõyor. Sonuç: Vur abalõya! Şimdi çõkõp evinizin çevresinde iki ki- lometre yol yürüyün. Kaç devren kiralõk dükkân, kaç kiralõk ev gördünüz? Şaşõr- tõcõ bir rakam değil mi? Evet dükkânlar bo- şalõyor, evler kiralanmõyor ve ev satõşla- rõ hemen hemen durmuş. Bu size neyi anõmsatõyor? Bana, 2001 krizini anõmsatõyor. 2009 yõlõ, beyaz ya- kalõlarõn yeniden işsiz kaldõğõ, annelerinin babalarõnõn evine sõğõndõğõ yõl olacak. Şimdiden benim çevremde, özellikle öğ- rencilerim arasõnda, işsiz kalanlar çoğal- maya başladõ. Bir kõsmõ güneye inip bir iş kurma peşine düştü. Bütün bunlar olup biterken hükümet ye- ni bir kanun çõkarõyor.. amaç yastõk altõnda bekleyen ve yurtdõşõnda bulunan parayõ içeri çekmek. Sözün özü, kayõt dõşõ para- yõ içeri çekmek. Bunun doğru bir iş ol- madõğõ herkesin malumu.. bakalõm ulus- lararasõ azarõ ne zaman yiyeceğiz. Gerçi dünyanõn dengesinin bozulduğu bu za- manda bu azar geçerli olmayabilir. Ba- kalõm paralar gelecek mi? Bekliyoruz... İş kenti İstanbul böylesine bir durgun- luk içindeyse ülkenin öbür kentlerinde du- rum daha da vahim demektir. Örneğin Ga- ziantep’te.. Antep özellikle kendisine ya- kõn olan Irak ve Suriye’yi besler biliriz. Orada da işler çõkmaza girmiş, çünkü dün- yanõn her yerinde kriz var. Bu arada Rusya ile iş yapanlar şaşkõn durumda. Çünkü Rusya’nõn değişik bir kriz yönetimi anlayõşõ var. Bakõyor borsalar kötü, hemen borsasõnõ kapatõyor. Ödemeler yapõlmõyor. Şimdi IMF başta kamu harcamalarõnõn kõsõlmasõnõ isteyecek, bu durumda önce- likle ilk sõrada TRT olacak. Bizim elek- trik faturalarõna eklenen paralarla besle- diğimiz bu dev kurum ilk tõrpanõ yiyecek. Belki de iyi olacak... Ardõndan eğitime ayrõlan para öylesine azalacak ki, devlet üniversiteleri bu yõlõ so- ğuktan titreyerek geçirecekler. Ardõndan sağlõğa ayrõlan para kõsõlacak ve zaten “Ölen ölür.. kalan paralılar ba- na yeter” diyen sağlõk sistemimiz iyice çö- kecek. Ardõndan sokaklarda mendil satan ço- cuklarõn sayõsõnda artõş olacak. Ardõndan fuhuş sektörüne yeni genç kõz- lar girecek. Ve zaten tadõ tuzu kalmamõş bu ülke- de biz yeniden türbanla, anayasanõn de- ğişmesiyle vakit geçirip, “Godo”yu bek- ler gibi krizin geçmesini bekleyeceğiz. Arada.. bütün bunlardan hiç etkilenmeyen bir grubun kadõnlarõnõn hangi davette ne giydiğiyle ilgileneceğiz. Öyle olacak. Teşekkür: Okurum Kaya Bey, Pazar ya- zõmda söz ettiğim Ettore Scola’nõn “Çir- kinler, Pisler ve Kötüler” filminin Na- poli’de değil, Roma’nõn Monte Ciacci semtinde geçtiği ve babaya “bir yerler- den gelen paranın” babanõn bir gözünü kaybetmesinden ötürü ödenen sigorta pa- rasõ olduğunu belirtmiş. Hassasiyeti için teşekkür ederim. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada lis evet derse, SOFA Talabani’nin önüne gelecek. O ve iki yardımcısının onayıyla yürürlüğe girecek. Anlaşmanın en önemli maddesi şu: ABD tüm askeri gücünü 31 Aralık 2011’de çek- miş olacak. Bu madde dünyaya şöyle duyuruldu: ABD, Irak’tan çekiliyor! Oysa haberin gerçeği şu: ABD, Irak’ta kalışını 3 yıl daha uzattı. Nedenini açalım... 20 Mart 2003’te Basra açık- larından Irak’a ayak basan ABD, 9 Nisan’da Bağdat’ta Firdevs Alanı’na girdi, işgali tamamla- dığını açıkladı. 20 Mayıs’ta da savaşın sona er- diğini, bundan sonraki sürecin Irak’ın yeniden ya- pılanması olduğunu ilan etti. ABD’nin Irak’ta ka- lışı uluslararası hukuka şöyle uyduruldu: Birleşmiş Milletler mandası! BM, ABD’ye 5 yıllık bir “yapılanma süresi” ver- di. BM’nin verdiği süre 31 Aralık 2008 günü dolu- yordu. Bir başka deyimle, halen yürürlükte olan duruma göre ABD’nin 1 Ocak 2009 günü Irak’ı tü- müyle terk etmesi gerekiyordu. ABD, 5 yıllık zaman diliminde Irak’ı istediği gi- bi biçimlendiremedi. Bunun için yeni bir zaman di- limine gereksinim vardı. BM’yi de göz göre göre devre dışı bırakamazdı. Bunu aşmanın tek yolu vardı: Irak hükümetinin, meclisinin de onayıyla ABD askerlerinin bir süre daha Irak’ta kalmasını iste- mesi! Böyle bir anlaşma yapılır ve Irak Meclisi onay- larsa, BM’ye de “kal” demek düşüyordu. ABD, mayıs ayından bu yana sözünü ettiğimiz anlaşmanın, yani SOFA’nın kabul edilebilir hale ge- tirilmesi için uğraşıyordu. İlk metinde, ABD askerine olağanüstü yetkiler veriliyordu. Öyle ki, ABD as- keri sokaktaki Irak polisini bile denetleme gücü- ne sahipti. Zamanla bunları biraz törpülediler. Ka- bul edilebilir hale getirdiler. Son durum şu: ABD askeri 2009’da kentlerin yönetimini adım adım Irak’a bırakacak. 2011’de de tümüyle çeki- lecek. ABD’nin rengi burnunda Başkanı Obama ne sö- zü vermişti: 2009’da askerlerimiz Irak’tan çekilecek! SOFA, yeni başkanı da bağladığına göre, Oba- ma’ya ilk takıyye yolu göründü: “Ben 2009’da kesin çekilecektim ama, benden önceki başkan anlaşmayı imzalamış. Uluslarara- sı hukuk her şeyin önünde gelir!” Soruları tersten sormaya başlayalım... ABD, 2011’de çekilir mi? Kestirme yanıtlayalım: Çekiliyormuş gibi yapıp, kalıcılaşarak çekilir! O zamana dek Irak yönetiminin tümüyle kont- rol edilebilir halde olmasını sağlarsa, önemli yer- lerde üsler kurar. Önemli sayıda asker yerleştirir. Kalanları ülkesine götürüp, “çekildim” der! Çekilme sürecinde nasıl bir Irak olacak? Bu sorunun yanıtı bugünkü gidişte gizli... Bar- zani kendi çapında strateji çiziyor: “ABD, bölgede bizsiz bir şey yapamayacağını bi- liyor. Bizi kırmaz, ayrıcalığımız daha belirgin olur.” Irak merkezi hükümeti de tüm Irak’a nüfuz et- mekten uzak. Başbakan Maliki, arada bir bütün- lüğü pekiştirecek adımlar atmak istediğinde ABD nedense, “yapma” diyor! İster misiniz 2011’de Irak hükümeti bir karar da- ha alsın: ABD ne olur bizi terk etme, biz zaten ABD Ira- kı’yız! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Oysa yüksekten atacağı yerde IMF ile adam gibi masaya otursa, elbette ülkemiz lehine olacak bir an- laşmanın pazarlığını yapsa.. hayır, beyefendinin sözlüğünde devlet adamı olmanın kurallarına dair tek satır yok! Üstelik son açıklamaları da yine kafaları karıştırı- yor. Bir gazeteci “IMF ile ilgili şikâyetlerini” anımsatı- yor RTE’ye. Nedir o şikâyetler? IMF’nin yatırımları durdurma- mızı, kalkınma hızını yüzde 2’ye çekmemizi, Belediye Gelirleri Yasası’ndan vazgeçilmesini istediğini, lâkin hele yerel seçimler arifesinde bu koşulları asla ka- bul etmeyeceğimizden söz ediyor. “Çözüme en çok yaklaştığımıza” göre bu şikâyet- lerden ya biz geri adım attık ya da IMF bu koşullar- dan vazgeçti (mi?). Belli değil. IMF Başkanı Strauss-Kahn da anlaş- ma olasılığından söz ediyor ama bir yandan da “Tür- kiye’de istikrarı sağlamak, giderek kuruyan dış kay- nak akışını yeniden canlandırmak için, Türkiye’nin IMF ile anlaşma yapmak zorunda olduğunu” herhalde laf olsun diye söylemiyor. IMF Başkanı Strauss-Kahn, Türk ekonomisinin için- de bulunduğu açmazları avucunun içi gibi biliyor ve nezaketle IMF ile anlaşma yapmak zorunda oldu- ğumuzu açıklıyor. Görünen o ki, RTE’nin bütün direnmelerine, borç- ları ödedik artık kapımız IMF’ye kapalı, bir kez da- ha anlaşma mı, Allah göstermesin gibi uçuk lafları- na karşın; altı buçuk yıl sonra IMF ile yeniden stand-by anlaşması yapmak için tıpış tıpış IMF’nin kapısına gidiyor, tekrar masaya oturuyor. RTE’deki bir Kasımpaşa’laşan, bir ayakları yere ba- san iniş çıkışların nedenine gelince… Vatan yazarı Bilal Çetin geçen haftaki yazısında ekonomi yönetimindeki kargaşayı bütün ayrıntılarıyla anlatıyor, açıklıyor. Bilal Çetin, titiz çalışmalarını yakından izlediğim bir gazeteci. Sağlam kaynaklardan bilgi edinmese Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in sap- malarını ayrıntılı içerikte açıklamazdı elbette. Durumumuzu kısaca özetledikten sonra, “Ekonomi bürokrasisi teknik kadro acaba gelişmeleri düzgün okuyamıyor mu?” diye soruyor ve anlatıyor: Mehmet Şimşek önce kendi bürokrasisi ile barı- şık değil. Müsteşarıyla ters düşüyor. Örneğin IMF ile yeni bir stand-by anlaşması için Başbakan’ı ikna etmek gerekiyor. Şimşek huzura çı- kıp “IMF ile anlaşma kaçınılmaz” diyebiliyor mu? Ha- yır! “Hatta RTE’nin ‘Hamdolsun iyiyiz’, ‘Bize bir şey ol- maz, ekonomimiz sağlam’, ‘Kriz bizi teğet geçer’ açık- lamalarını Mehmet Şimşek’ten aldığı iyimser bilgi ve izlenimlerin sonucu yaptığını söylüyor” Bilal Çetin. RTE’nin şaşırtıcı tavrını açıklayan anlatımlar, RTE- Şimşek ilişkileri “kılavuz - karga” özdeyişini anım- satıyor. Mehmet Şimşek, Bilal Çetin’i “bilinçli saldırı” yap- makla suçladı. Yazıdaki saptamaları hayal ürünü di- ye tanımladı. Müsteşarı ile arasının şeker renk ol- duğunu yalanladı... Lakin şimdi sorular akla geliyor: Batman-Arıca doğumlu Bay Şimşek, siz ABD Bü- yükelçiliği’nde çalıştınız mı? Kuzey Irak’ta Kürtlerle Amerikalı yetkililer arasın- daki görüşmelerde tercümanlık yaptınız mı? Sonra ABD’ye gittiniz ve yükselişiniz böylece başladı. AKP hükümeti sizi Merkez Bankası’nın başına ge- tirmek istedi. Fakat zamanın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer kararnamenizi geri çevirdi. Bu olaya ABD Büyükelçiliği’nde görevde bulun- manız, Amerikalılarla K. Irak Kürtleri arasında ter- cümanlık yapmanız etken oldu mu? Gerçek kimliğinizi tanıyabilmek için bu soruları da yanıtlamanız gerekiyor Bay Mehmet Şimşek! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFACUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 14 Edirne Y 11 Kocaeli Y 14 Çanakkale Y 14 İzmir Y 16 Manisa Y 16 Aydın Y 19 Denizli Y 17 Zonguldak Y 13 Sinop Y 15 Samsun Y 15 Trabzon Y 18 Giresun Y 17 Ankara Y 11 Eskişehir Y 7 Konya B 12 Sıvas Y 11 Antalya Y 21 Adana PB 22 Mersin PB 22 Diyarbakır PB 17 Şanlıurfa PB 21 Mardin PB 16 Siirt PB 16 Hakkâri PB 8 Van PB 9 Kars PB 8 Oslo K 3 Helsinki K 8 Stockholm PB 4 Londra Y 12 Amsterdam Y 12 Brüksel Y 9 Paris Y 11 Bonn Y 9 Münih Y 5 Berlin Y 8 Budapeşte B 8 Madrid PB 15 Viyana Y 6 Belgrad Y 9 Soyfa Y 9 Roma Y 16 Atina Y 17 Zürih Y 8 Moskova Y 1 Aşkabat B 13 Astana A 2 Taşkent PB 11 Bakû B 14 Bişkek B 9 Tiflis PB 14 Kahire B 25 Şam B 22 Yurdun iç ve batı ke- simleri parçalı çok bu- lutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Ana- dolu’nun kuzeyi ile Ba- tı ve Orta Karadeniz sa- ğanak ve gök gürülütü- lü sağanak yağışlı, diğer yerler parçalı bulutlu geçecek. Yağışların Kı- yı Ege ile Batı Akdeniz kıyılarında kuvettli ol- ması bekleniyor. 18 KASIM 2008 SALI Komisyonda Gökçek tartõşmasõ Cumhuriyet, basõna kapalõ yapõlan komisyon görüşmelerinin tutanağõna ulaştõ zelleştirilmesini müteakip 676 milyon YTL tutarındaki alaca- ğını kuruluşumuza ödenmesi gerekmektedir. Ancak Ankara Büyükşehir Belediye Başka- nı’nın basında yer alan, BO- TAŞ’a olan borçlarını ödeme- yeceği yönündeki beyanları üze- rine, EGO’nun ana para bor- cundan kaynaklanan alacak- larımızın Başkent Gaz Dağıtım Şirketi’nin özelleştirilmesinden elde edilecek bedelden tahsil edilebilmesini sadece teminat al- tına almak maksadıyla haciz iş- lemleri başlatılmıştır. Ayrıca yeni kurulan Başkent Doğalgaz Dağıtım AŞ’nin de 2008 yılında teşekkülümüze olan cari dö- nem doğalgaz borçlarını öde- memesi üzerine, kanuni takip başlatılarak bankalar nezdinde haciz uygulamasına başlan- mıştır. Geçen hafta itibarıyla 87 milyon YTL’yi bu usulle ken- dilerinden tahsil ettik. Haciz, ic- ra işlemi üzerine.” BOTAŞ Genel Müdürü Düz- yol, bunun üzerine Başkent Gaz tarafõndan “haciz işlemlerinin kaldırılmaması halinde kuruluş yöneticileri hakkında suç du- yurusunda bulunulacağının ifa- de edildiği”ni belirtti. Düzyol, bir soru üzerine de, “Şu anda Baş- kent Gaz Dağıtım’daki EGO hisselerinin tamamına haciz konulmuştur. Onun dışında EGO’nun taliplisi olan Global Enerji Şirketi’ne ödeme emir- leri gönderilmiştir. Yapılacak ödemelerin Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne değil BOTAŞ’a yapılması hususunda da ge- rekli bildirim yapmıştır” diye konuştu. Tutanaklara göre, basõ- na kapalõ yapõlan komisyon gö- rüşmelerindeki tartõşmalarda AKP’lilerin de Gökçek’i koru- makta zorluk çektikleri ortaya çõktõ. Komisyonda Genel Mü- dür’ün BOTAŞ’ta sabotaj ve hõr- sõzlõklar nedeniyle yapõlan mas- rafõn 2.5 milyon dolar olduğunu açõklamasõ üzerine, CHP Gazi- antep Milletvekili Akif Ekici, “Dağ eşkiyalarınınki daha az- mış, şehir eşkiyalarınınki daha fazla; BOTAŞ üzerindeki vur- gun şehir eşkıyalarının veya kurumun başındaki yöneticile- rin yapmış oldukları usulsüz- lükler, yolsuzluklar yanında 2.5 milyon bir şey değil” dedi. Komisyon Başkanõ AKP’li Ünal Kaçır bu değerlendirmeye önce “Evet” dedi. Daha sonra “Evet derken katıldığım anla- mına gelmesin” diye sözlerini düzeltti. MHP’li Kadir Ural da, “Kanun çerçevesinde 236 mil- yon YTL’yi sildiniz. Bu da AKP hükümetinin, devrin Mec- lis’inin diyelim ya da Melih Gökçek’e bir peşkeşidir” dedi. ‘Ezberci eğitim güçlü birey yetiştirmez’ FIRAT KOZOK ANKARA - Diyanet İşleri Başkan Yar- dõmcõsõ Prof. Dr. Şevki Aydın, kendi özel du- rumuna ilişkin mevcut dini bilgiyi uyarlama veya yenisini elde etme-üretme yeteneği ge- lişmemiş bir dindarõn yeni kararlar alama- yacõğõnõ söyledi. Aydõn, Diyanet’in aylõk dergisinde yayõmlanan “Bireyin kendi din- darlığını oluşturma geleneğini geliştir- mek” başlõklõ makalesinde ilginç görüşler or- taya koydu. Aydõn’õn makalesinden satõr başlarõ şöyle: Yeni soruna yeni çözüm üretmek şart: Din açõsõndan dün yapõlan yoruma göre be- lirlenmiş olan bir davranõş kalõbõ, bugün için aynen geçerli olmayabilir. Yapõlmasõ gereken şey soruna uygun ve özgün dini çözümü üret- mektir.Yani sürekli mevcut dini bilgilerin gün- celleştirilmesi ve yenilerinin üretilmesine ihtiyaç duyulmaktadõr. Kendini geliştirmeyen doğru kararı ala- maz: Kendi özel durumuna ilişkin mevcut di- ni bilgiyi uyarlama veya yenisini elde etme- üretme yeteneği gelişmemiş bir dindar, de- ğişen ve gelişen şartlarda dindarlõğõna ilişkin yeni ve uygun özel kararlarõ alamaz. Ezber bilgi gerçek değildir: Salt ezber bil- giler, sadece istendiğinde sahibi tarafõndan ay- nen tekrar edilebilirler, karşõlaşõlan özel so- runun-sorunlarõn bu bilgiler kullanõlarak çö- zülmesi, sorulara cevap bulunmasõ mümkün değildir. Çünkü ezber bilginin kullanõlabilirlik, uygulanabilirlik niteliği yoktur. Ancak bu bil- gi, belli bir olguyla ilişkili olarak belletilmişse bu anlamda belki kullanõlabilir, ama başka benzer olay ve olgulara transfer edilemez. Dinin değerleri hayatla bağıtlanmalı: Di- nin değerlerini, ilkelerini anlamlandõrõrken mutlaka bunlarõn hayatla, varlõk dünyasõyla, özellikle de ilgili bireyin bu varlõk dünya- sõndaki hayatõyla irtibatõnõ sağlamak gerek- mektedir. Bunu yapabilmek ise yeterli dü- zeyde kültürel birikime sahip olmadan müm- kün değildir. Ezberci sistem bireye katkıda bulunmaz: Hazõr bilgi aktarõmõnõ ve depolatmayõ öngö- ren, öğrenciyi pasif alõcõ konumuna iten, öğretici merkezli ve sonuçta itaat kültürünü oluşturan ezberci eğitim anlayõşõndan yana olan bir eğitim sisteminin, dolayõsõyla bu ge- nel eğitim sisteminin alt birimi olan din eği- timinin güçlü bireyin yetişmesine katkõda bu- lunmasõ uzak hayaldir. Baştarafı Arka Sayfada / IŞIL ÖZGENTÜRK Bal Gibi Krizdeyiz Havada Rum sıkıntısı MAHMUT GÜRER ANKARA - AB ülkelerinin uçak- larõnda AB bayrağõnõ kullanmasõnõ öngören, “AB Tek Hava Sahası Programı”, Kõbrõs’la ilgili sõkõntõ- lara bir yenisini daha ekleyecek. 2009’da uygulamaya geçecek pro- jeyle birlikte, Kõbrõs Rum kesimin- den kalkan uçaklarõn Türk hava sa- hasõna girmesinin önündeki engel AB’ye göre tamamen ortadan kalk- mõş olacak. Bunun yanõ sõra AB’nin, proje uygulanmazsa Türkiye’ye, “Taşımacılık” ve “Trans-Avrupa Ağları” müzakere başlõklarõna açõş kriteri koyacağõnõ ilettiği belirtiliyor. AB Tek Hava Sahasõ’nõn Doğu Ak- deniz koordinatörlüğünü de Kõbrõs Rum kesimi yapacak. Proje kapsa- mõnda birliğe üye tüm ülkelerinin uçaklarõ, AB bandrasõ taşõyacak ve AB’ye üye olmayan başka bir ülke hava alanõna iniş yaparken kendi ül- kesinden değil AB topraklarõndan geliyor görünecek. Bu da Kõbrõs Rum kesimi havaalanlarõndan kal- kacak bir uçağõn AB hava sahasõnõ kullandõğõ anlamõna geliyor. Böylece Kõbrõs sorununa yeni bir halka daha eklenmiş olacak. Kõbrõs Rum kesi- minden havalanan bir uçak, Türki- ye hava sahasõna girebilecek. Şim- diki uygulamada Rum uçaklarõ Türk hava sahasõna giremiyordu. AB’nin Tek Hava Sahasõ projesi kapsamõnda hazõrlõklarõ tamamla- masõ için Ankara’ya ciddi uyarõlar- da bulunduğu belirtiliyor. Bunlarõn başõnda, havacõlõk sektörünü doğ- rudan etkileyen “Taşımacılık” ve “Trans-Avrupa Ağları” müzake- re başlõklarõna yönelik “açış kri- terlerinin” konabileceği uyarõsõ- nõn bulunduğu belirtiliyor. Dõşişleri Bakanlõğõ kaynaklarõ, “Taşımacılık ve Trans-Avrupa Ağları” başlõklarõnõn hazõrlõklarõn ta- mamlanmõş olmasõna karşõn, uzun süredir açõlmadõğõnõ doğruluyorlar. Bakanlõk kaynaklarõ buna karşõn projenin Türk hava sahasõ için her- hangi bir sõkõntõ yaratmayacağõnõ sa- vunuyor. Kaynaklar, sorunun rota saptanmasõyla çözülebileceğini be- lirtirken Kõbrõs’tan havalanarak Yu- nanistan üzerinden Türkiye’ye gelen bir Rum kesimi uçağõnõn Türk ha- valimanlarõna inişinin engellenip engellenemeyeceğiyse soru işareti.. Projenin Doğu Akdeniz’deki ko- ordinatörü ise Kõbrõs Rum kesimi olacak. Baştarafı 1. Sayfada Kaçaklar sınır dışı edildi Irak’tan kaçak yollarla Tür- kiye’ye giriş yapan ve Şõr- nak’õn Silopi ilçesinde, 2. Jandarma Sõnõr Tabur Ko- mutanlõğõ’na bağlõ ekiplerin gerçekleştirdiği operasyonda yakalanan 8 kişilik aile, sõnõr dõşõ edilerek ülkesine gönde- rildi. Aydõn’õn Kuşadasõ il- çesinde de Sahil Güvenlik Komutanlõğõ ekipleri, Ka- dõnlar Denizi açõklarõnda, yasadõşõ yollardan yurtdõşõna gitmek isteyen 3 Somali, 3 Afganistan ve 13 Filistin uy- ruklu toplam 19 kişiyi yaka- ladõ. Çanakkale’nin Lapseki ilçesi ile Ayvacõk ilçesinde de 29 kaçak yakalandõ. ‘Alevilereyönelikihlalleraraştırılsın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, “Alevilere yönelik insan hakkı ihlallerinin araştırılması” is- temiyle üyesi de olduğu TBMM İn- san Haklarõnõ İnceleme Komisyou’na başvurdu. Ersin başvurusunda Alevilerin zo- runlu din dersi ve Diyanet’e ilişkin şikâyetleri bulunduğunu belirterek bunlarõn komisyon tarafõndan ince- lenmesi gerektiğini söyledi. Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’nin “zo- runlu din dersi okutulamayacağı” yönündeki kararlarõna dikkat çeken Ersin, “Ancak bu kararlarla ilgili yasalarda düzenleme yapılmadı. İnsani açıdan ve hukuki anlamda ne varsa düzenlemek lazım” dedi. Ersin, Alevilerle ilgili daha önce Meclis araştõrmasõ önergesi verdiği- ni anõmsatarak “Aleviler, tarihte çe- şitli kıyımlar ve iftiralara uğramış, inanç ve kültürleri aşağılanmış, dışlanmıştır. ” görüşünü dile getir- di. Türban yerine bereye izin yok El Hekim geliyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Terörle mü- cadele konusunda, Türki- ye-Irak ve ABD arasõnda kurulmasõ öngörülen ve Irak heyeti içinde bölgesel Kürt yönetiminden bir temsilcinin de bulunma- sõnõn planladõğõ üçlü me- kanizma konusunda “yer ve tarih” sõkõntõsõ aşõla- mayõnca, Irak Başbakanõ Nuri el Maliki devreye girdi. Edinilen bilgilere göre, Irak Cumhurbaşkanõ Celal Talabani’nin önerisi ile gündeme gelen üçlü me- kanizmaya ilişkin sõkõntõ henüz aşõlamadõ. Sõkõntõ- nõn temelinde ise söz ko- nusu toplantõnõn yeri, ka- tõlõmcõlarõ ve tarihi gibi ko- nular yer aldõ. 14 Ekim’den bu yana yürü- tülen temaslardan da so- nuç alõnamayõnca el Ma- liki sõkõntõnõn aşõlabilme- si için Ankara’ya temsilci gönderme kararõ aldõ. El Maliki’nin talimatõyla Ulusal Diyalog Bakanõ Ekrem el Hekim yarõn Ankara’ya gelecek. BERLİN (AA) - Almanya’da Köln İdare Mahkemesi, 33 yaşõndaki Müs- lüman Alman öğretmene okulda tür- ban yerine bere kullanmasõna izin vermedi. Mahkemenin açõklamasõnda, bu durumda da berenin bir dini sem- bol olarak değerlendirileceği, öğren- cilerin ve velilerin, bunu bu şekilde al- gõlayacaklarõ belirtildi. Okul idaresine karşõ derslerde bere takmasõna izin verilmediği için dava açan öğretmenin, bere kullanarak da açõk bir şekilde İslam dinine inandõğõnõ göstereceği, halbuki giyim kurallarõ- na uymasõ gerektiği ifade edilen açõk- lamada, bere kullanõlmasõnõn da “okul huzurunu bozabileceği” görüşüne yer verildi.Kuzey Ren Vestfalyaeya- letinde 2006 yõlõnda yürürlüğe giren ve derste dini sembollerin taşõnmasõnõ ya- saklayan yönetmeliğin kabul edilme- sine kadar başörtüsü takan öğretmen, bunun yerine saçlarõnõ tümüyle kapa- tan bir bere takmaya başlamõştõ.Öğ- retmenin karara karşõ temyize gitme hakkõ bulunduğu kaydedildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear