23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 4 EKİM 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK 7 18. Dünya Cerrahlar Kongresi İstanbul Haber Servisi - Gastroenteroloji ve Genel Cerrahi Derneği, ilgili 9 ulusal dernek ve Hacettepe Üniversitesi işbirliğince 8-11 Ekim 2008 tarihleri arasõnda 18. Dünya Genel Cerrahlar, Gastroenterologlar ve Onkologlar Kongresi düzenlenecek. İstanbul Lütfi Kõrdar Kongre Merkezi’nde yapõlacak kongreye Japonya, İtalya, Almanya, Hindistan, Avusturya’lõnõn da aralarõnda bulunduğu 210’u yabancõ olmak üzere toplam 400 konuşmacõ katõlacak. ‘Yılın Kanser Örgütü Ödülü’ İstanbul Haber Servisi - Türk Kanser Araştõrma ve Savaş Kurumu Genel Başkanõ Prof. Dr. Tezer Kutluk, 102 ülkeden 322 üye kanser örgütünün üye olduğu Dünya Kanser Örgütü’nün, 27 Ağustos’ta Cenevre’de yapõlan genel kurul toplantõsõnda “Yõlõn Kanser Örgütü Ödülü”nü aldõ. Prof. Dr. Kutluk’a, ödülünü UICC Stratejik lideri Prof. Helene Sancho Garnier verdi. Avustralya Kanser Örgütü’nden Dr. Jeff Dunn, Türk Kanser Araştõrma ve Savaş Kurumu’nun 1947 yõlõndan bu yana Türkiye’de birçok başarõlõ ilke imza attõğõnõ, bu birikimini ve başarõsõnõ Umut Evi, Hasta Kongreleri, Dünya Kanser Kongreleri gibi uluslararasõ işbirliklerinde de gösterdiğini söyledi. Yaşlılık ve idrar kaçırma... İstanbul Haber Servisi - Yaş ilerledikçe tuvalete gitme ihtiyacõnõn artmasõ idrar kesesinin yaşlandõkça küçüldüğü kanõsõna neden olduğu, ancak yapõlan araştõrmalarõn bu kanõnõn doğru olmadõğõnõ ortaya çõkardõğõ belirtildi. Anadolu Sağlõk Merkezi’nden Kadõn Hastalõklarõ ve Doğum Uzmanõ Doç. Dr. Fatih Güçer, “Yõllardõr yaşlandõkça, mesanenin küçüldüğü düşünülürdü. Ancak bu düşüncenin doğru olmadõğõ kanõtlandõ” dedi. Güçer, bu durumun “Aşõrõ aktif mesane” olarak adlandõrõldõğõnõ kaydetti. Çağın veremi Diyabet... İstanbul Haber Servisi - Yapõlan araştõrmalar dünyada diyabet (şeker) hastalarõnõn sayõsõnõn 246 milyonu bulduğunu bu rakamõn ülkemizde de yaklaşõk 3.5 milyon olduğu ve her yõl buna 250 bin yeni vakanõn eklendiği ifade ediliyor. Dünya Sağlõk Örgütü (WHO) ve BM tarafõndan “salgın hastalık” olarak ilan edilen diyabetin tedavisinin devam ettiğini belirten uzmanlar, diyabetin her zaman belirti vermediğini, önümüzdeki yõllarda her 10 erişkinden birinin diyabete yakalanabileceği uyarõsõnda bulundular. Araştõrmanõn göre, diyabet hastalarõ Türkiye’nin yetişkin nüfusunun yarõsõnõn diyabetli olduğunu düşünürken diyabet hastalarõnõn yüzde 91’i hastalõğõnõ “şeker hastalığı” olarak tanõmlõyor. Sistemdeki aksaklõklar nedeniyle nakillerin zamanõnda yapõlamamasõ can kaybõna neden oluyor İliknakliaçmazõbüyüyorSİBEL BAHÇETEPE AKP hükümetinin sõk sõk sağlõkta devrim niteliğinde ilerlemeler kat et- tiklerini yinelemesine karşõn kemik ili- ği nakillerinin zamanõnda yapõlma- masõ nedeniyle hastalar birer birer ya- şamõnõ yitiriyor. Dakikalarõn hatta saniyelerin bile hayati önem taşõma- sõ söz konusuyken hastalarõn test so- nuçlarõ için 6 ay ile 1 yõl beklemek zo- runda kalmasõ, hematolog ve hemşi- re yetersizliği, ilaç alõmõndaki bürok- ratik engeller gibi birtakõm problem- ler hastalarõn mağduriyetlerini arttõ- rõyor. Hastalar yetkililerin bir an ön- ce harekete geçmesini isterken, uz- manlar ise Sağlõk Bakanlõğõ’nõn Ulu- sal Doku Bilgi Bankasõ’nõ bir an ön- ce kurmasõ gerektiğini söylüyorlar. Kemik iliği nakilleri akut kan kan- serlerinde (AML, ALL), doğumsal ba- zõ kansõzlõklarda (ağõr akdeniz ane- misi), bazõ doğumsal metabolizma hastalõklarõnda, lenf kanserlerinin ve ilaç tedavisine yanõt vermeyen kronik lösemi (KKL, KML) gibi hastalõkla- rõn tedavisinde kullanõlõyor. Dünya- da 40 yõla yakõn bir süredir, ülkemizde de 30 yõldõr yapõlan kemik iliği na- killeri hastanelerdeki altyapõ ve fi- ziksel eksiklik ile personel sayõsõndaki azlõklar, Sosyal Güvenlik Kuru- mu’nun verdiği paket fiyat uygula- masõ gibi birçok nedenden dolayõ hastalarõn mağduriyetlerine yol açõyor. Nakillerin yapõldõğõ İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Trabzon, Kayseri il- lerinde nakiller kamu ve üniversite hastaneleriyle sõnõrlõ kalõrken hasta- lar mağduriyetlerinin giderilmesini is- tiyorlar. Hastalar, yetkililerin kendi- lerine yardõm eli uzatmamasõndan yakõnõyorlar. ‘Hematolog sayısı yetersiz’ Ankara Üniversitesi İç Hastalõklarõ ve Hematoloji Bilim Dalõ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhit Özcan, kemik iliği nakillerinin yeteri kadar yapõla- mamasõnõ fiziksel, altyapõ ve perso- nel eksikliklerine bağlayarak, “2006 yılında Türkiye’de toplam 803, 2007’de 955 nakil yapılmış. Bütün olanaksızlara karşın yüzde 20 bir artış var” dedi. Hematologlarõn sa- yõca yetersizliğinden yakõnan Prof. Özcan, “Türkiye’de yaklaşık 200 hematolog var. İngiltere’de ve Al- manya’da bu oran binlerin üze- rinde. Bizdeki rakam ortalama 750 dolayında olmalı” açõklamasõnõ yap- tõ. Kemik iliği nakillerinde yetişmiş özel hemşirelerin olmasõ gerektiğini kaydeden Özcan, kemik iliği nakil- lerinde yaşanan bir diğer sõkõntõnõn Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) verdiği paket fiyatõ uygulamasõ ol- duğuna değindi. Özcan, SGK’nin verdiği paket fiyat uygulamasõnõn hastalarõn tüm mas- raflarõnõ karşõlamada çok yetersiz kaldõğõna dikkat çekerek, “Paket program düzenlenirken ilgili der- neklerle, üniversitelerle bir araya gelinerek fiyat belirlenmelidir” di- ye konuştu. Kemik iliği nakli hastalarõnõn ilaç- larõnõ alõrken de birtakõm bürokratik engellerle karşõlaştõğõnõ anõmsatan Özcan, “Hastaların önündeki en- geller kalkmalı, en kısa zamanda kemik iliği bankası projesi hayata geçirilmelidir” dedi. Kemik iliği nakillerinin zamanõnda yapõlamamasõnõ fiziksel, altyapõ ve personel yetersizliğine bağlayan Prof. Dr. Özcan, “En kõsa zamanda kemik iliği bankasõ projesi hayata geçirilmelidir” dedi. İstanbul Haber Servisi - Diş he- kimleri 10 Ekim’den itibaren eyleme hazõrlanõyor. Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) Başkanõ Celal Korkut Yıldırım, Sağ- lõk Bakanlõğõ’na bağlõ ağõz ve diş mer- kezlerinde verilen düşük kaliteli ve devlet bütçesine yüksek maliyetli sis- temin, diş hekimlerini olduğu kadar halkõ da zarara uğrattõğõna dikkat çe- kerek bu kapsamda hükümetle 2003’ten bu yana görüşmeler yaptõk- larõnõ, son olarak 17-18 Eylül’de yet- kililere sunduklarõ projenin de sonuç vermediğini bildirdi. Yõldõrõm, 10 Ekim’den itibaren sokak eylemlerine başlayacaklarõnõ açõkladõ. 2007- 2008’de Sağlõk Bakanlõğõ kadrosunda çalõşmak üzere bakanlõğa başvuran 246 diş hekiminin yüzde 72’sinin muayenehane sahibi olduğu- nu ve bunlarõn bakanlõğa bağlõ mer- kezlere yönlendirilmesinin yanlõş ol- duğunu anõmsatan Yõldõrõm, yatõrõm- larõn yerinde değerlendirilmesi gerek- tiğini söyledi. AKP hükümetinin ağõz ve diş sağlõğõ programõnõn gerek hiz- met sunucu gerekse kullanõcõ için ağõr yükler getirdiğine işaret eden Yõldõ- rõm, hazõrladõklarõ projenin serbest ça- lõşan hekimlerden hizmet alõnmasõ ile ağõz ve diş sağlõğõ hizmetlerini temel alan bir programõ içerdiğini belirtti. Marmara Üniversitesi (MÜ) ile TDB’nin ortaklaşa yaptõğõ “Hasta memnuniyeti araştırması”nõn sonuç- larõnõ da açõklayan Yõldõrõm, toplumun yüzde 58’inin ağõz ve diş sağlõğõ hiz- metlerinden memnun olmadõğõnõn, diş hekimlerinin yüzde 80’inin stres altõn- da çalõştõğõnõn, hekimlerin yüzde 80’inin çocuklarõnõn mesleklerini de- vam ettirmesini arzulamadõğõnõn orta- ya çõktõğõnõ belirtti. Bakanlõğa bağlõ ünitelerde toplumun ihtiyaç duyduğu diş çekiminin yüzde 11, kanal tedavi- sinin yüzde 3, protezlerin ise ancak yüzde 10’unun karşõlanabildiğine dik- kat çekildi. EYLEM HAZIRLIĞI Diş hekimleri sokağaçõkõyor İŞYERİ ŞARTLARI ETKEN İşyeri stresi sağlõğa mal oluyor MELTEM YILMAZ Uzmanlar, bankacõ, borsacõ, doktor, avu- kat, gazetecilik gibi mesleklerde stres kay- naklõ ülser, kabõzlõk, depresyon, bel fõtõğõ, hi- pertansiyonun ortaya çõktõğõnõ kaydetti. Kişinin işinden dolayõ maruz kaldõğõ şartlar nedeniyle sağlõk durumunda meydana gelen bozukluklar olarak tanõmlanan meslek hasta- lõklarõ, stresin yoğunlaşmasõ ile işverenlerin çalõşma ortamõndaki şartlarõ gereğince yerine getirmemesi nedeniyle her geçen gün daha fazla insanõ etkiliyor. Psikolog Ayşe Elif Or- hon, en fazla stres kaynaklõ meslek hastalõk- larõnõn ortaya çõktõğõnõ belirterek bankacõ, borsacõ, doktor, avukat ile gazetecilerde akut gastrit, ülser, kabõzlõk, panik atak, depresyon, uyku bozukluklarõ, egza- ma, sedef, saç dökül- meleri, bel fõtõğõ, hipertansiyo- nun görüldü- ğünü söyledi. Orhon, stres kay- naklõ meslek has- talõklarõnõn sorum- luluk taşõyan mes- leklerde oluş- tuğuna dikkat çekerek “Bireysel çalışmanın ön planda ol- duğu, beklenmedik projelerin ortaya çıktı- ğı, belirli rutin bir çalışma planı olmayan iş alanlarında stres kaynaklı meslek hasta- lıkları oluşabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken, kişinin stresle baş ede- mediğinde bu hastalıkların kronikleşebile- ceğidir” dedi. Orhon, etkili zaman kullanõmõ, planlõ davranõş biçimi, problem çözebilme yeteneği gibi faktörlerin stres kaynaklõ mes- lek hastalõklarõnõn önüne geçebileceğini be- lirtti. Diğer bazõ önemli meslek hastalõklarõ ise şöyle sõralandõ: Tarõm işçilerinde, güneşe aşõrõ maruz kal- maktan, deri kanseri; tahõlla uğraşmaktan ak- tinomikoz; at ve büyükbaş hayvanlarla ilgi- lenmekten şarbon, verem; fiziki gerilmeler- den ötürü de sayõsõz ağrõ ve sancõ çeşitleri gö- rülebiliyorken dalgõçlarda caisson hastalõğõ (vurgun), cam üfürücülerinde katarakta sõkça rastlanõyor. Kozmetikle uğraşanlarda derma- tit (deri üst tabakasõnda oluşan alerji), din ve siyaset adamlarõnda gõrtlak iltihabõ, kot işçi- lerinde silikoz, radyasyon teknikerlerinde kan kanseri ile radyasyon hastalõğõ. Meslek hastalõklarõnõn tanõsõnõn yalnõzca SSK Mes- lek Hastalõklarõ Hastanesi’nde konulabildiği belirtiliyor. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Geçen hafta, 11-14 Eylül’de Sof- ya’da yapõlan uluslararasõ bir toplantõ ile ilgili haberler bu sütunlarda yayõmlan- dõ. Orada ortaya konulan bilimsel ge- lişmeleri Bilim Teknoloji yayõmlayacak. Ben burada toplantõnõn ilgi çeken bazõ başka yönlerine değinmek istiyorum. Bulgaristan 8.5 milyon nüfusa sahip bir ülke. Avrupa Birliği’ne üye oldu, ora- dan çarpõcõ bazõ izlenimler aktarmak is- tiyorum. Sofya’da bizim İstanbul’u ara- tacak feci bir trafik var; şehre girdikten sonra otelimizi 2.5 saatte bulabildik. Nü- fusun yüzde 65’inin Bulgar, yüzde 22- 24 Roman, yüzde 10-12’sinin Müslüman ve Türk olduğunu öğrendik. Kas hasta- lõklarõ sõklõğõ en çok Roman gruptaymõş. Bulgaristan’da Sovyetlerin dağõlmasõn- dan sonra kapitalist bir düzenin başladõğõ biliniyor. Levayõ hâlâ kullanõyorlar ama Avro da geçerli. Bir hemşirenin aylõğõ 180 Avro, öğ- retmenin 250, doktorun 300, Üniversi- te profesörünün 350. Fiyatlar bizdekine çok yakõn. Bir apartman dairesinin kirasõ 300-350. Peki nasõl geçiniyorlar? Cevap; aile- de birden fazla kişi çalõşõyor, ek iş ya- põyorlar. Rüşvet de çok yaygõn. Romanya ve Litvanya’da benzer cevaplar aldõğõ- mõ hatõrlõyorum. Hani Özal’õn benim me- murum işini bilir diye özetlediği çözü- mün bir benzeri. Sosyalizmden kapita- lizme geçişten kaynaklanan manzaralar bunlar. Ama toplantõ boyunca Bulgar meslektaş ve bilim insanlarõndan dinle- diklerimiz ve çalõşma ve araştõrmalarõn düzeyi hiç küçümsenecek gibi değil. O dönemden bazõ şeyleri (eğitim gi- bi) ilkel kapitalizme ve mafyatik geliş- melere karşõn koruyabildikleri anlaşõlõ- yor. Kongrenin açõlõş konuşmasõnõ dev- let başkanõnõn eşi (First Lady) yaptõ. So- runu iyi özümsediğini gösteren ve bu yönden zengin içerikli bir konuşma idi bu. Gelişmiş ülkelerin engelliler ve onla- rõn insanca yaşamasõ için yaptõklarõnõ yõl- lardõr ilgi ile ve gõpta ile izlerim. Bu de- fa da öyle oldu. Evlerde, mutfakta, ban- yoda, tuvalette yapõlan türlü çeşitli adap- tasyonlardan tutun, gelişen teknoloji- lerden yararlanarak engellilere verilen destek çok çarpõcõ. Örneğin, klavyeyi ek- rana taşõyarak, göz hareketleri ile bilgi- sayar kontrolü sağlayarak yapõlanlarõ, marifetli tekerlekli sandalyeleri, robot- larõ bizim engelli gençlerle birlikte kõs- kançlõkla izledik. Joy stick ile bir parmak dokunuşu ile tekerlekli sandalye hareketi sağlanabiliyor. Danimarka’da bir en- gelliye 24 saat yardõmcõ sağlanõyor ve ay- da 12 bin kronluk destek veriliyor. Ama en çok kõskandõğõm İtalya’da Milano’da kurulan ve NEMO adõ verilen kas has- talarõna multidisipliner hizmet veren 20 yataklõ hastane oldu. Bu yaklaşõmdan daha önce söz etmiştim. Kas hastalarõ- na nörologdan başka ortopedist, kardi- yolog, fizik tedavi uzmanõ, göğüs has- talõklarõ uzmanõ, genetik uzmanõ, fizyo- terapist ve diyetisyen lazõm. Bütün bu uzmanlarõ bir araya getiren bir organi- zasyon iyi bir bakõm için zorunlu işte bu zorunluluk ancak böylesi bir hastanede gerçekleştirilebilir. Burada tam gün ça- lõşma öngörülüyor. Biz bu olanaktan yoksunuz. Bu zorunluluğu anlatabile- ceğiniz bir makam yoktur bu ülkede. Sağlõk Bakanlõğõ, benim Türkiye Kas Hastalõklarõ Derneği adõna yönelttiğim bir soruyu bir yõlõ aşan bir süreden beri cevaplandõramõyor. “Akupunktur ge- netik kas hastalıklarında yarar sağlar mı?” diye soruyorum. Yanõt yok. Çün- kü icrayõ tababet yerine icrayõ habaset ya- panlarõ kõnayacak cesareti ve tarafsõzlõ- ğõ yok bakanlõğõn. Ayrõca halk sağlõğõna yönelik ve en- gelli kişilere kaliteli hizmet götürecek projelere ayõracak ne akla ne dirayete ne de niyete sahip. Dostum Atabek’in be- lirttiği gibi Sağlõkta Dönüşüm adõ altõn- da devlet okullarõ gibi devlet hastanele- rini de güçsüz kõlõp özel hastaneleri desteklemek bir AKP politikasõdõr. Ta- bii bu da yandaş özel hastaneler için ge- çerli. Yazõyõ yurdumuzdan engellilerle ilgili olumlu bir haberle bitireyim. İs- tanbul’a 500 tane, tekerlekli sandalyeli kişileri alõp taşõyabilecek otobüs getirildi ve trafiğe çõktõ. Büyükşehir Belediye- si’nin engellileri randevu ile taşõyacak 50 tane minibüsü var. Dileriz ki tüm bina- larõmõz yollarõmõz ve kaldõrõmlarõmõz çok gecikmeden onlar için ulaşõlabilir ve kul- lanõlabilir hale gelsin. Not: Demokrasi karşõtlõğõnõn ve ne- redeyse faşizmin en seçkin örneklerini veren Erdoğan’õn şahsõnda ve kişili- ğinde demokrasi umudu keşfedip yõl- lardõr Kemalizme ve Ulusalcõlõğa saldõ- ran soldan dönme liberal takõm acaba Er- tuğrul Özkök’ün ve Cüneyt Ülse- ver’in geçmişteki aymazlõklarõ ile ilgi- li itirafõna benzer içtenlikle bir özeleştiri yapabilir mi? coskunoz@superonline.com Engelleri Aşmak Troid hastalõğõna karşõ ‘atom tedavisi’nin başarõ oranõ yüzde 90’lara ulaşõyor Radyoaktiftedavibaşarılıoluyor SİBEL BAHÇETEPE Tiroid kanserlerinin yüzde 95’inin te- davisinde kullanõlan ve halk arasõnda “atom tedavisi” diye bilinen radyoaktif iyot tedavisinin başarõ oranlarõnõn yüz- de 90’larda olduğu belirtiliyor. İlaç ve ameliyat tedavisine uygun olmayan ya da bu tedavilere yanõt vermeyen has- talara uygulanan atom tedavisinin ko- lay ve basit bir tedavi olduğu, son yõl- larda giderek yaygõnlaştõğõ belirtiliyor. Atom tedavisinin dünyada ilk kez 1942 yõlõnda Amerika’da, Türkiye’de ise Nükleer Tõbbõn kurucusu Prof. Dr. Suphi Artunkal tarafõndan 1954 yõ- lõnda Cerrahpaşa Tõp Fakültesi’ne bağlõ Haseki Tedavi Kliniği’nde uy- gulanmaya başlandõğõ, son 10-15 yõl- dõr da etkin biçimde kullanõldõğõ be- lirtiliyor. Okmeydanõ Eğitim ve Araş- tõrma Hastanesi Nükleer Tõp Klinik Şe- fi Dr. Tevfik Özpaçacı, atom tedavi- sinin kolay ve basit bir tedavi olduğunu belirterek, “Hastaların anestezi gibi özel müdahaleye ihtiyaçları yok, kesin sonuç alınıyor” dedi. Yõlda 1500 hastanõn tedavi olduğunu belir- ten Özpaçacõ, tedavide radyoaktif maddeyi hastanõn hap şeklinde ağõz yo- luyla aldõğõnõ ve kõsa sürede bunun emilerek tiroit bezinde toplandõğõnõ, yaydõğõ beta õşõnlarõ ile hastalõklõ böl- geyi yok ettiğini söyledi. Özpaçacõ, te- davide hastalarõn hamile olmamasõ ve süt vermemesi gerektiğinin altõnõ çi- zerek, “Bu tedaviyi gören hastaların diğer hastalardan hiçbir farkı bu- lunmuyor. Hastaların dikkat etme- si gereken aldıkları radyoaktifi baş- kalarına bulaştırmamak bu da tü- kürük ya da idrarla oluyor. Onun için hastaları uyarıyoruz, idrarını sa- ğa sola bulaştırma gibi. Gerekli ted- birler alındığı için kıyafetlerinde de bir özellik olması gerekmiyor yani geldiği kıyafetiyle dışarı çıka- biliyor” dedi. Tiroid kanserlerinin yüzde 95’inin tedavisinin atomla ya- põldõğõnõ dile getiren Özpaçacõ atom te- davisini “bıçaksız ameliyat” olarak ni- teledi. Tedaviden kesin sonuç alõndõ- ğõnõ anõmsatan Özpaçacõ, sonuçlarõn da 1- 1.5 ayda elde edildiğini kaydetti. Atom tedavisinde dikkat edilmesi gerekenler: Hastaneye yatmadan önce tedavinin etkin- liğini arttırmak için belli bir süre iyotlu tuz, her türlü deniz ürünleri, pekmez, diyet ek- mekleri, çikolata ve soyalı ürünlerin tüketil- memesi gerektiği belirtiliyor. Tedavi sonra- sında hastaların en az 1 hafta gebelerden ve 10 yaş altı çocuklardan uzak durmaları, 1 hafta eve misafir kabul edilmemesi, odada tek başına yatılması, kullanılan çatak, bıçak, kaşık gibi malzemeler ile havlu ve çamaşırla- rın ayrı yıkanması gerektiği ifade ediliyor. İ L A Ç T Ü K E T İ M İ Antibiyotikler birinci sõrada İstanbul Haber Servisi - İlaç tüketiminde geçen yõllarda ilk beşe giremeyen onkoloji ilaçlarõ, son iki yõldõr dördüncü sõrayõ alõyor. Sõralamada antibiyotikler yüzde 17’lik payla birinci sõrayõ alõrken Türkiye’de kişi başõ ilaç tüketiminin yõllõk 126 dolar olduğu belirlendi. Abdi İbrahim İlaç Firmasõ Yönetim Kurulu Başkanõ Nezih Barut, Türkiye’de eşdeğer ilaçlarõn yeterince tüketilmediği- ni söyledi. Türkiye’de en çok tüketilen ilaçlar sõralamasõnda büyük de- ğişiklikler yaşanõyor. 2006’ya kadar en çok tüketi- len ilaçlar sõralamasõnda ilk 5’e giremeyen onkoloji ilaç- larõ, 2007’den itibaren yüzde 7.8’lik payla dördüncü sõra- ya yerleşti. Sõralamada anti- biyotikler yüzde 17’lik payla birinci sõrayõ aldõ. Kalp ve damar, romatizma, onkoloji ile sinir sistemi ilaçlarõ, Türki- ye’de en çok tüketilen ilaçlar arasõnda gösteriliyor. İlaç firmasõ Abdi İbrahim’in Yönetim Kurulu Başkanõ Ba- rut, patent süresi dolmuş orijinal ilaçla aynõ et- ken maddeyi içeren ilaç anlamõna gelen “eşde- ğer ilacın”, Türkiye’deki tüketiminin yeterli olmadõğõnõ savundu. Yüksek fiyatlõ orijinal ila- cõn etkin alternatifi olarak konumlandõrõlan eş- değer ilaçlarõn orijinaline kõyasla yarõ yarõya düşük fiyatlõ olmasõna karşõn Türkiye’deki doktorlarõn bunlarõ önermediğine dikkat çeken Barut, “Eşdeğer ilaçların daha iyi tanıtılma- sı gerekiyor” dedi. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikasõ (İEİS) verilerine göre, geçen yõl Türkiye’de reçeteli ilaç pazarõnda 11 milyar YTL (6.2 milyar Av- ro) değerinde 1.3 milyar kutu ilaç satõşõ ger- çekleşti. Bir önceki yõla göre tutar bazõnda yüzde 17, kutu bazõnda ise yüzde 10 büyüme kaydeden Türkiye ilaç pazarõnõn ithalat oranõ ise yüzde 16 artarak 3.52 milyar dolara ulaştõ. Tedavi gören hastanın bir süre izolee ortamda kalması önemli.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear