23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 4 EKİM 2008 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Can Çekişen Tarım Eski TBMM başkanının Manisa’da kürsüden ha- karet ettiği yaşlı çiftçinin söylediği şuydu: “Kötü durumdayız, ne yapacağımızı bilemiyoruz, ürü- nümüz para etmiyor, ilaç fiyatları arttı, mazot fiyatları arttı, işçi ücretleri yükseldi, buna karşılık ürünü- müzün fiyatı düştü, bu durumda biz ne yapmalı- yız, kime başvurmalıyız?” Yaşlı çiftçinin yakınmalarına eski başkanın ya- nıtı sesini çatlata çatlata hakaret etmek oldu. Baş- ka kapıya diyerek onu dinlemek bile istemedi. Ada- mın karga tulumba salondan çıkarılmasına göz yumdu. Yaşlı çiftçi anımsadığımca üzüm üreticisi idi. Ay- nı ya da bir sonraki günün gecesinde SKY TV’nin kendisiyle yaptığı telefon görüşmesinde sadece üzümde değil, incirde, tütünde, başka üretim alan- larında da üreticinin aynı sorunları yaşadığını di- le getirdi… AKP’nin bu yakınmalara yanıtı ancak hakaret olabilir. Çünkü sorumlu, Avrupa Birliği’nin da- yatmaları karşısında kölece boyun eğen kendi- leridir. Yukarıda anlattığım ve birçoğumuzun TV ek- ranlarında tanık olduğu bu olaydan az önce Bozcaada’da idim. Güzelim çavuş üzümünden sa- tın aldığım manavın aynı zamanda bu üzümün üre- ticisi olduğunu öğrendiğimde aramızda geçen ko- nuşmada bana aşağıdaki rakamları verdi: Üzümün toptan satış fiyatı (kilo başına) 40 ku- ruştan 25 kuruşa inmiş. Buna karşılık: Kükürt fiyatı (50 kg’lık torba başına) 18 YTL’den 70 YTL’ye yükselmiş. Mazot’un litresi 1.5 YTL iken 3.30 YTL olmuş. Gübre fiyatlarında geçen yıldan bu yıla büyük artış var. İşçi gündeliği yüzde 50 artmış. Bu artış yedek parça fiyatlarında yüzde 100’ü buluyor. Kimyasal ilaçlar alanında da aynı şey… Şimdi, Manisa’daki üreticiye hakaret eden, sesini çatlata çatlata “Böyle bir şey olabilir mi?” diyerek onu yalancı çıkarmaya çalışan eski Mec- lis başkanına, bu rakamlardan sonra aynı soru- yu ben yönelteyim: “Böyle bir şey olabilir mi?” Böy- le bir adaletsizlik, böyle bir haksızlık, böyle bir utan- mazlık, böyle bir çiftçi düşmanlığı olabilir mi? Bir ara Bozcaada’ya gelen Başbakan, şarap üre- timini olanaksız kılacak ölçüde yüksek ÖTV’den (özel tüketim vergisi) yakınan üreticiye “Siz de do- mates yetiştirin” diye buyurmuş… Bozcaada, güneşiyle, rüzgârıyla, tarihiyle, ge- lenekleriyle, Türkiye coğrafyasının en güzel üzüm- lerinin yetiştirildiği bir bölge… Çavuş, kuntra, va- silaki, karalahna, kabarnet, tenedos bu üzüm çe- şitlerinin not edebildiğim bazıları… Bu coğrafyada üretilen üzümlerden yapılan şa- raplar bütün engellemelere karşın dünya piyasa- larında rekabet gücüne sahip… Şimdi biri çıkmış diyor ki “Üzüm değil domates yetiştirin”… Böyle bir şey olabilir mi? Tarım her alanda can çekişiyor… Gazetemiz Cumhuriyet hem haberleri ve köşe yazılarıyla, hem “Tarım Gıda Hayvancılık” ekindeki yazı ve de- ğerlendirmeleriyle bu alandaki sorunları da göz- ler önüne seriyor… Hikmet Çetinkaya köşesin- de özellikle Ege’de çiftçinin acıklı durumunu her fırsatta dile getiriyor. Mustafa Balbay kısa süre önce yayımlanan “Tarım, Sanayinin Önüne Ge- çerken” başlıklı köşe yazısında, ülkemizde 1999’da tarımsal dış ticaretin (dış alım-dış satım dengesinin) 409 milyon dolar fazlası varken bu- nun bugün açığa dönüştüğünü (dış satımdan çok dış alım yaptığımızı) ve içinde bulunduğumuz yıl bu açığın 3.6 milyar dolara çıkmasının beklendi- ğini Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamlarıyla bel- geliyor… Balbay’ın sözleriyle “Bu tablo, AKP ik- tidarının tarıma bakışının rakamsal gerçekleri. Oysa ABD ve AB başta olmak üzere gelişmiş ül- keler tarıma öyle bakmıyor… Yerine göre ola- ğanüstü teşvikler uygulayıp üreticinin tarlada kal- ması için her şeyi yapıyor. Bunun başlıca iki ne- deni var: 1- Tarımdaki nüfusu dengede tutmak. 2- Gıda üretiminde dışarıya muhtaç olmamak…” Yeri gelmişken, bu alanda dikkatimi çeken birkaç yeni yayının daha adını vereyim: “Türkiye’de Tarımın Bilinçli Yok Edilişi” (Serpil Özkaynak, Top- lumsal Çözüm Yayınları) ve Demokratik Sol Par- tinin “Hayvancılık Sektörünün Sorunları ve Çö- zümleri” ile “Türkiye İçin Tarım Politikaları” baş- lıklarıyla yayımladığı kitaplar… Ülkemizde tarım can çekişmekteyken ve çiftçi başvuracak kapı aramaktayken iktidardaki parti- nin bir yöneticisi, alay edercesine, “Böyle bir şey olabilir mi?” diye soruyor… Olabilir… Bu parti iktidarda kaldığı sürece bu ülkenin ba- şına her kötü şeyin gelmesi olasıdır… Tarım konusunda yazmayı sürdüreceğim… ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Çocuk Vakfõ’nõn hazõrladõğõ rapora göre Türkiye’de 5-6 yaşa kadar görülen çocuk ölüm oranõ binde 52 Türkiye’nin karnesi zayõfSAVAŞ KÜRKLÜ ADANA - Çocuk Vakfõ’nõn, “Dünya Çocuk Günü” dolayõsõyla hazõrladõğõ bir rapor, Türkiye’deki ço- cuk gerçeğinin acõ tablosunu ortaya koydu. İnsani gelişme endeksi açõ- sõndan dünyada 84. sõrada yer alan Türkiye’nin çocuk karnesinin de çok zayõf olduğu, her yõl giderek ar- tan korunmaya muhtaç çocuk sayõ- sõnõn bir milyonun üzerine çõktõğõ be- lirtildi. Rapor, Türkiye’nin çocu- ğun büyüme ve gelişmesini etkileyen faktörleri içeren “çocuk riski” pua- nõnõn ise 15 olduğunu gösterdi. Çocuk Vakfõ’nõn, Türkiye Çocuk Bilgi Merkezi aracõlõğõyla yayõmla- dõğõ, “Türkiye’nin Çocuk Karne- si” başlõklõ raporunda, 54 istatistiki rakamla ortaya konulan karnenin çok zayõf olduğuna vurgu yapõlõyor. Her yenidoğan bebeğin 1650 dolar borçla dünyaya geldiği vurgulanan raporda, çarpõcõ bir çocuk gerçeği ha- ritasõ çiziliyor. Yurt genelinde, ölçekli çocuk göstergelerini yansõtan rapor- da ortaya konulan tablodan bazõ ra- kamlar şöyle: Çalışan çocuk sayısı 6 milyonu aşıyor ?Halen bir milyon 100 bin özür- lü çocuk bulunan Türkiye’de, be- bek ölüm oranı binde 37, anne ölüm oranı ise binde 53’tür. 5 yaş altı çocuk ölüm oranı binde 52 olan ülkemizde, her üç çocuktan biri sağlıklı beslenemezken, 5-6 yaşa kadar ölüm oranı halen binde 52’dir. ? 12.5 milyon kişi yoksulluk sı- nırı olan günde 2 doların altında gelire sahiptir. ? Mutlak yoksulluk sınırının altındaki çocuk sayısı 325 bin iken, 0-4 yaş arası 2 milyonu aşkın çocuk sosyal güvenceden yoksun- dur. 6-18 yaş grubunda çalışan ço- cuk sayısının ise 6 milyon sınırını aştığı bilinmektedir. Ve bu ço- cukların yüzde 30’u okula gitme- mektedir. Türk-İş Çalõşan Çocuklar Büro- su’nun özellikle çocuk işçilerin kul- lanõldõğõ yerlerde yaptõğõ araştõrma sonucu hazõrladõğõ rapor ise, Çocuk Vakfõ’nõn raporunu doğrular nitelikte. Çalõşan çocuk sayõsõnõn giderek arttõğõ vurgulanan raporda şu bilgi- lere yer veriliyor: “Türkiye’de 6-14 yaş arasında- ki 12 milyon çocuktan çalışan 4 milyonunun çoğu ücretsiz dene- bilecek işlerde çalışırken, ancak bir milyonu ücret alabilmektedir. Bu açıkça çocuk emeğinin sömürü- südür.” Türkiye’de 6 - 14 yaş arası 4 milyon çocuk, ücretsiz denebilecek işlerde çalışıyor. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ) Yaşananlar nedeniyle Ayvalõk’ta hâlâ tedirginlik sürerken sağduyu çağrõlarõ dikkat çekiyor Altınova zanlıları adliyede OYA UĞRAL AYVALIK - Altõnova’da bayramõn ilk günü iki kişinin yaşamõnõ yitirmesine, 6 kişinin de yaralanmasõna neden olan olaylarla ilgili gözaltõna alõnan ikisi çocuk 41 kişiden 19’u, dün sabah saatlerinde Ayvalõk adliyesine çõkarõldõ. Olayla ilgili aranan H.T güvenlik güçlerine teslim oldu. H.T’nin teslim olmasõyla gözaltõ sayõsõ 42’ye yükselirken H.T de akşam saatlerinde adliyeye çõkarõldõ. İlçeye bağlõ Küçükköy beldesinde de kundaklandõğõ savlanan park halindeki kamyonet tamamen yandõ. Altõnova’daki olaylar, beldede yõllardõr yaşayan yurttaşlarõ da tedirgin etti. Mardin’den geldikten sonra yaklaşõk 20 yõldõr Altõnova’da müteahhitlik yaptõğõnõ belirten Nezir Demir, herkesi sağduyulu olmaya çağõrdõ. Olaylarõn “Türkçülük- Kürtçülük” ayrõmõna çekilmemesi gerektiğini savunan Demir, “Hepimiz kardeşiz, abartıya büyütmeye lüzum yok” dedi. Öte yandan Ayvalõk’ta da tedirginlik egemen. Dün ilçedeki Cumhuriyet Alanõ’nda bõçaklamayla sonuçlanan karõ-koca kavgasõ, halk arasõnda kõsa süreli paniğe neden oldu. Olayõn nedeninin anlaşõlmasõyla yurttaşlar rahatladõ. Araç kundaklandı İlçeye bağlõ Küçükköy beldesi İlkkurşun Mahallesi Mimar Sinan Caddesi üzerinde, Güneydoğu kökenli yurttaşlardan olduğu öğrenilen Emin Aksu’ya (33) ait park halindeki 10 YZ 616 plakalõ kamyonet, sabah saat 05.30 sõralarõnda yanmaya başladõ. Kõsa sürede tamamen kül olan kamyonet, kullanõlamaz duruma geldi. Araç sahibi Aksu, “Buradan bir şey söylemek zor ama, tutuşturulmuş. Ben zaten geldiğimde araç tamamen yanıyordu. Hiç kimseyle bir husumetimiz yok, biz yıllardan beri burada yaşıyoruz” dedi. Aksu, “Olayın sizce nedeni nedir?” sorusuna, “Tahminimce son yaşanan Altınova olayları olabilir” yanõtõnõ verdi. UZMANLAR UYARDI: Kötü lakap okuldan soğutuyor YUSUF BAŞTUĞ ADANA - Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Anabilim Dalõ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Filiz Yurtal, ilköğretim çağõnda arkadaşlar tarafõndan birbirine takõlan kötü lakaplarõn çocuklarõ okuldan soğuttuğunu söyledi. Adana’daki okullarda “İlkokul Çocuklarında İsim Takma (Lakap) ve Akranlarına İlişkin İnançları Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi” konulu araştõrma yapan Yurtal, çalõşmasõnda özellikle kötü lakap takõlan öğrencilerin derslerinde başarõsõz olduğunun ortaya çõktõğõnõ aktardõ. Yurtal, bu durumun çocuğun gelecekteki sosyal yaşantõsõnõ da olumsuz etkileyebileceğini belirterek lakap takõlan çocuklarõn öfke, sõkõntõ, utanma gibi duygular yaşadõğõnõ vurguladõ. Yurtal şunlarõ söyledi: “Çocukluk döneminde çevresel etkiler kişiliğin gelişimi açısından önemlidir. Çocukların yaşıtlarıyla iyi geçinmesi, sorun yaşamamaları ilerleyen dönemleri açısından kişiliklerini olumlu etkiler. Çocukların birbirine lakap takmalarını engelleyecek en önemli unsur öğretmenlerdir. Öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirecek şekilde yönlendirilmesi ve birbirleriyle ilişkilerini arttıracak etkinlikler düzenlenmesi yararlıdır.” Okulda arkadaşlarõ tarafõndan takõlan isimler kadar, anne ve babanõn yaptõğõ kötü hitabõn da çocuk üzerinde olumsuz etkiler yaratabildiğini kaydeden Yurtal, ebeveynlerin çocuklarõna seslenirken negatif anlam taşõyan kelime ve söylemleri kullanmamasõnõ istedi. KAÇIRILAN AKP’Lİ AŞKIN’DAN HABER YOK PKKşoförleriserbestbıraktı TUNCELİ (Cumhuriyet) - Tunceli’nin Nazimiye ilçesinde 22 Eylül günü Dereova ve Sarõ- yayla jandarma karakollarõna erzak götürürken PKK’liler tarafõndan kaçõrõlan iki şoför dün serbest bõ- rakõldõ. Şoförlerden Abdulmuttalip Açıkgöz’ün Tunceli-Erzincan ka- rayolunun 40. kilometresindeki Zağge mevkiinde, diğer şoför Burhan Aslan’õn da Tunceli kent merkezi yakõnlarõnda serbest bõ- rakõldõğõ öğrenildi. 9 gün sonra ser- best kalan şoförlerin sağlõk du- rumlarõnõn iyi olduğu ancak sürekli yürüdükleri için biraz bitkin düş- tükleri belirtildi. Aslan ve Açõkgöz, jandarmaya verdikleri bilgilerde sürekli olarak yürüdüklerini ve farklõ gruplara teslim edildikleri- ni söylediler. Bulunduklarõ bölgeye güvenlik güçlerinin zaman za- man operasyon düzenlediğini ve bir keresinde bir çatõşmaya şahit olduklarõnõ anlatan şoförler, olay- da bir PKK’linin öldürüldüğünü belirttiler. Sürekli sebze türü yi- yecekler yediklerini ve gecelerini çok üşüdüklerini ifade eden şo- förler, bir daha karakollara erzak taşõmamalarõ için uyarõldõklarõna dikkat çektiler. Jandarma tarafõndan ifadeleri alõnan şoförler daha sonra ser- best bõrakõldõlar. Olayla ilgili ola- rak Nazimiye Cumhuriyet Savcõ- lõğõ’nõn başlattõğõ soruşturmanõn da devam ettiği öğrenildi. 14 Eylül günü Tunceli merkez İnönü Mahallesi’nde kaçõrõlan AKP Tunceli İl Başkan Yardõm- cõsõ Ali Aşkın’dan ise haber alõ- namõyor. Serbest bõrakõlan iki şo- för, Ali Aşkõn’la karşõlaşmadõk- larõnõ ancak kaçõrõldõğõ konusunda PKK’liler aracõlõğõyla bilgi sahibi olduklarõnõ söylediler. Aşkõn’õn kurtarõlmasõ için ope- rasyonlar Nazimiye, Pülümür, Ku- tuderisi ile Pülümür vadilerinde yoğunlaştõrõlõrken, Hozat, Ova- cõk ve Tunceli merkez, Bali Deresi, Geyiksuyu ve Ahpanos vadile- rinde de çalõşmalarõn devam etti- ği öğrenildi. ERUYGUR HER GEÇEN GÜN İYİLEŞİYOR Sağlıkdurumuiyiyegidiyor KOCAELİ (Cumhuriyet) - Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tõp Fakültesi Araştõrma ve Uygulama Hastanesi’nde tedavi gören emek- li Orgeneral Şener Eruygur’un sağlõk durumunun giderek iyileş- tiği, “silik felç hali” bulunan sağ ayağõnõ da yavaş yavaş oynatmaya başladõğõ be- lirtildi. Hastane Başhekimi Prof. Dr. Nazım Mutlu, tutuklu bulunduğu Ko- caeli F Tipi Yüksek Gü- venlikli Cezaevi’nde 17 Eylül’de düşerek beyin kanamasõ geçiren ve bi- rinci boyun kemiğinde 4 parçalõ kõrõk meydana ge- len Eruygur’un tedavisinin yo- ğun bakõm ünitesinde sürdürül- düğünü söyledi. Eruygur’un sağ- lõğõnõn her geçen gün daha da iyiye gittiğini ifade eden Mutlu, “Hasta, sol kol ve ayağını oy- natmasından sonra sağ tarafın- daki silik felç haline rağmen sağ ayağını da yavaş yavaş oy- natmaya başladı” dedi. Eruygur’un şuurunun açõk ol- duğunu, oksijen tedavisinin devam ettiğini, nabõz ve tansiyonunun normal seviyede seyrettiğini, ses- leri ve komutlarõ algõlayõp tepki ve- rebildiğini, ancak boğazõndaki tüp nedeniyle konuşamadõ- ğõnõ anlatan Mutlu, “Has- ta, bu olumlu gelişme- lerin sonucunda bir iki güne kadar yoğun ba- kım ünitesinden Beyin ve Sinir Cerrahisi Ser- visi’ndeki odasına çıka- rılabilir” diye konuştu. Ergenekon soruştur- masõ kapsamõnda Kocaeli F Tipi Cezaevi’nde tu- tuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un eşi Ayla, oğlu Tolga Tolon ve kayõnbiraderi de tedavisi süren Eruygur’un sağlõk durumu hakkõnda eşi Mukaddes Eruygur’dan bilgi aldõlar. Yak- laşõk 40 dakika süren görüşmenin ardõndan, ziyaretçiler hastaneden ayrõldõ. Şener Eruygur. Altınova’da yaşanan olaylarla ilgili gözaltına alınan 41 kişiden 19’u dün Ayvalık Adliyesi’ne sevk edildi. Toptan Macaristan’da BUDAPEŞTE (AA) - “2010 Avrupa Kültür Başkentleri Tanõtõm Toplantõsõ” nedeniyle Macaristan’da bulunan TBMM Başkanõ Köksal Toptan, Macaristan Cumhurbaşkanõ Laszlo Solyom, Ulusal Meclis Başkanõ Katalin Szili ve Başbakan Ferenc Gyurcsany ile bir araya geldi. Başbakan Gyurcsany, Türkiye ile Macaristan arasõndaki ilişkilerin iyi düzeyde olduğunu belirterek, “İlişkilerimiz, sorunsuz diyebilirim” dedi. Toptan ile Gyurcsany’nin görüşmesi, görüntü alõnmasõnõn ardõndan basõna kapalõ sürdürüldü. Toptan, daha sonra Sandor Sarayõ’na giderek, burada Macaristan Cumhurbaşkanõ Laszlo Solyom ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanõ Solyom ile TBMM Başkanõ Toptan, Sandor Sarayõ’nõn balkonuna çõkarak buradan şehri izledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear