26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2007 PERŞEMBE 6 HACI BEKTAŞ VELİ ANMA ETKİNLİKLERİ Bu yıl 44.’sü düzenlenecek etkinlikler konferans, panel, sergi ve tiyatro oyunlarıyla renklenecek PERŞEMBE ORHAN BURSALI Hacı Bektaş’ı anarken anlamak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’nin 44.’sü bugün başlıyor. Uluslararası boyutta 18.’sine imza atılacak, konferans ve panellerin yapılacağı, sergiler, tiyatro oyunları ve konserlerle renklenecek etkinlikler, 4 gün sürecek. Program, Hacı Bektaş’ın ilim, akıl, sevgi ve hoşgörüye dayalı öğretisini tüm dünyaya tanıtma amacı taşıyor. Ziyaretçi sayısının 50 ile 100 bin arasında olmasının beklendiği, çevre illerden ve yurtdışından da pek çok konuğun ağırlanacağı “44. Ulusal 18. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri” bugün Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde başlayacak. Geçen yıl Hollanda, önceki yıl Çin Büyükelçisi’nin yer aldığı etkinliklerde, bu yıl Rus Büyükelçisi Vladimir İvanovski, BM Genel Sekreteri Ban Ki mun ve Almanya’dan gelecek siyasiler ağırlanacak. Bu isimlerin yanı sıra DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu ile birçok yerel yöneticinin katı Türbanlı Demokrasi ve Basın Dışişleri Bakanlığı döneminde ne varlık gösterdiği, Türkiye’nin hangi dış sorunlarını çözdüğü, AB ilişkilerinde Türkiye’ye ne kazandırdığı.. gibi, hakkında onlarca soruya ancak olumsuz yanıt verilebilecek ama, basında “büyük” ve “değerli” devlet adamı gibi takdim edilen Abdullah Gül, haftaya Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturuyor. İlk adaylığı sırasında söylenebilecek çok şeyi söylemiştik... Gül, birçok çevrenin cumhurbaşkanı, fakat ilginç olan, “demokrasi” havarilerinin, Gül seçimlerini herkese kabul ettirme çabasıdır: “De bakiiim sen de ‘Cumhurbaşkanım’ diye!..” Neredeyse işkence ile dayatacaklar! Gül’e ABDullah adı yakışmıştır! Gül kaç kez “Türkiye’nin kırmızı çizgileri”ni ilan etti! Ve bu çizgileri öncelikle kendi çiğnedi! Irak ve PKK saldırıları giderek arttı, Türkiye bir çözüm üretemedi. Yurttaşlarımızın Avrupa ülkelerine girebilmesi için şartları giderek ağırlaşan vize işkencesi karşısında, kılını kıpırdatmayan bir bakanlık ve hükümet vardır. Son iki yıldır ABTürkiye ilişkileri ülkemiz aleyhine kötüleşmektedir! Neymiş? Yaptığı onca konuşmada, birkaç kez insan hakları vb. gibi değerlere ne kadar bağlı olduğunu dile getirmişmiş! Ülkenin kimlikli bir dış politikası mı oluşturdu?! ??? Gül, ülkede yükselen itirazlara karşı kesin ve kararlıymış gibi görünen, ama içi boş ve kof lafların ve gevezeliklerin insanıdır! Yani ülkemizin tipik politikacılarındandır! Onlardan bir farkı ve artısı, dinsel bir misyon taşımasıdır! Henüz liseye adım atmaya hazırlanan eşiyle evlenerek, ona eğitimini yarıda bıraktırttı. Hayrünnisa Hanım başını örterek hayatının ev kadınlığı dönemine başlamak zorunda kaldı. İçinde ukde kalan eğitimini, yıllar sonra dışarıdan lise sınavlarına girerek sürdürmeye çabaladı. Gül’ü Cumhurbaşkanlığı’na hazırlamaya yönelik halkla ilişkiler çalışmaları sırasında, bazı kadın gazetecilerin, Hayrünnisa Hanım’a övgüler düzen, ama hayatının ana gerçeğini saklayan yazıları, gazetecilik adına tam bir utanmazlık örneği olarak anımsanacaktır! Gül ailesi, türbanları nedeniyle Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikâyet ederek de tarihe geçti! Ancak, mahkemenin aleyhlerinde karar vereceğini öğrenince, davalarını geri çekmek zorunda kaldılar! Başbakanlığı sırasında, Türkiye’de en hızlı dinsel kadrolaşmayı gerçekleşitren kişidir! Gül, yumuşak görüntü vermeyi ve gülmeyi becerir, ancak bugüne kadarki pratiği, dinsel misyonu, görüşleri ve yaşamı konusunda partinin en sert çekirdeklerinden biri olduğunu gösterdi. ??? Müstakbel Cumhurbaşkanı, 1990’lı yıllarda yaptığı, laikliğin, ulusçuluğun, Atatürk ilkelerinin ülkeyi tehdit ettiği, ülkenin kuruluş felsefesinin halk düşmanı olduğu anlamına gelen sözlerini geri almamıştır! Şimdi basın toplantısında sarf ettiği “Laiklik, koruyacağım bir numaralı ilkemdir” sözlerine inanmak için, henüz tek bir neden yoktur. Bunlar, günün, hatta anın gerektirdiği, köprüyü geçinceye kadar geçerliliği olan sözlerdir! Türkiye Cumhurbaşkanlığı’na karısının başını türbanlayan bir erkek oturuyor! O “erkek”, seçim meydanlarında da erkekçe meydanlar okumuş ve bu anlamda kadınları aşağılamıştı! Kadınların türbanlanması derdi olmayan, dahası erkeklerin kadınları türbanlama hakkını savunan, Gülleşmiş yazarlar, türbanlı cumhurbaşkanı ile beraber Türkiye’de bir normalleşme döneminin başladığına, bunun adının da demokrasi olduğuna milleti inandırma çabasında! Düşünce rezilliğinin dik âlâsı! Bakalım bu çabalarını hangi noktalara kadar götürecekler... Türbanlı demokrasi ve laikliğiniz kutlu olsun! 7+5=12 yılın Türkiye’yi nerelere getireceğini hep beraber göreceğiz... Bu hafta yeni bir “kutlu doğum” haftasıdır! AKP iktidarıyla büyük iş ilişkileri olacak sanayi ve holding basınının, bu doğumlarla birlikte kendi içinde temizlik yapmaya girişmesi ve AKP’ye karşı en sivrisinden, Çölaşan’la işe başlaması, doğrusu dikkate değerdir... Günler çok şeylere gebe! ? Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bugün başlayacak törenlerde Rus Büyükelçisi Vladimir İvanovski, BM Genel Sekreteri Ban Kimun ve Almanya’dan gelecek siyasiler ağırlanacak. lacağı etkinliklerin, yapılacak konferans ve panellerle Alevi toplumunun Kemalist çizgisini bir kez vurgulaması açısından da önemli olacağına işaret ediliyor. Bu yıl “Karanlıktan Aydınlığa Anıtı”nın açılışı da yapılacak. Etkinlikler kapsamında, dün Atatürk Anıtı’na çelenk konuldu. Sunuculuklarını, Oğuz Budak, Emine Cevahir Çalıkuşu ve Naile Güvenç’in üstleneceği programın bugünkü bölümü şöyle: Cumhuriyet Meydanı’nda saat 10.00’da yapılacak açılış töreni ile etkinlikler başlayacak. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı Hacıbektaş Semah Ekibi gösteri sunacak, konuşmalar yapılacak, şiir ve öykü yarışmalarını kazananlar ödüllerini alacak, Aynur Bektaş ve Süreyya Bektaş’a teşekkür plaketi verilecek. Akkiraz’a ödül Gelecek yılki etkinliklerde ise aynı adla müze açılacak. “Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü”nün bu yılki sahibi Türk halk müziği sanatçısı Sabahat Akkiraz’a da ödülü, etkinlikler sırasında verilecek. Akkiraz ödüle, “Alevi inancına olan bağlılığı, bu inancın gereklerini yaşam pratiğine geçirmesi, tüm dünyada Alevi müziğini müzik literatürüne sokması, aydınlanmacı ve barışçı kimliğinden ödün vermemesi, bu konuda özenle seçici davranarak katılacağı programları belirlemesi” nedeniyle değer bulundu. Karma resim sergisi 14. Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü Sabahat Akkiraz’a sunulacak, Hacı Bektaş Veli Külliyesi ziyaret edilecek. Ayrıca, Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi Sergi Salonu’nda Işık Çuhacıoğlu’nun düzenleyiciliğinde Karma Resim Heykel Seramik Sergisi, Handan Tuzla ve Fatma Tuzla’nın düzenleyiciliğinde de Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi Fuaye Salonu’nda “Esintiler” başlıklı sergi açılacak. Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi Büyük Salonu’nda, saat 14.00’te “Laik Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevilik” konulu panel düzenlenecek. Konuşmacılar, Araştırmacı Yazar Şakir Keçeli, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Filiz Kılıç, İzzet Baysal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alemdar Yalçın, Araştırmacı Yazar Sosyal Antropolog Cemal Şener ve Din Sosyoloğu Dr. Mustafa Cemil Kılıç olacak. Aynı salon saat 17.00’de ise Sıvas katliamının belgesel oyunu olan “Simurg” adlı tiyatro eserinin Ankara Simurg Oyuncuları tarafından sahnelenişine ev sahipliği yapacak. İlk gün etkinlikleri saat 19.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda başlayacak konser programı ile sona erecek. HACIBEKTAŞ’TA ÇADIRKENT KURULDU Sarıgül: O toplumsal birliğimizin mayasıdır Haber Merkezi Şişli Belediye ları söyledi: “Hacı Bektaş Veli düsi, bugün başlayacak geleneksel Ha şüncesini, toplumsal yaşamımızın cı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ortak paydası olan ‘insanı’ esas için, etkinliklerin yapılacağı Hacıbek alan, hiçbir ayrım tanımayan, gönüllerin sevgiyle dolduğu, taş ilçesinde 250 çadırlık bir yüreklerin sevgiyle attıçadırkent kurdu. Şişli Beğı, sevginin sevgiyle kulediye Başkanı Mustafa Sacaklaştığı bir alan olarak rıgül, kutlamalar süresince görüyoruz Batı’nın yüzilçede tankerlerle ücretsiz yıllarca sonra keşfettiği içme suyu dağıtılacağını hümanizmi daha 13. yüzsöyledi. yılda sadece söylemde deŞişli Belediyesi, etkinler ğil, yaşamın içinde hayanedeniyle Hacıbektaş’ta ta geçirebilmiş ve ayrım1000 metrekarelik alanda, ları törpüleyerek yüzyılziyaretçilerin konaklaması larca sürecek bir sevgiye için 250 ayrı çadır kurdu. Belediye, etkinliklerin sü Mustafa Sarıgül. dönüştürebilmiş bu büyük düşünürleri, bu büreceği üç gün boyunca ücretsiz içme suyu dağıtacak ve can yük insanları saygıyla anıyoruz. Anadolu’nun bağrında sadece kurtaran bulunduracak. inanç değerleri ile değil, sosyal Sarıgül Hacıbektaş’ta adalet, dayanışma ve ortaklık duyEtkinliklere İstanbul’dan katıla gusunu, hatta tüm yaşamı yenicak olan Okmeydanı Cemevi ve Ka den tanımlama anlayışını, bugün racaahmet Pir Sultan Derneği’ne uygar insanlığın hâkim kılmaya otobüs desteği sağlayan Şişli Bele çalıştığı insanlık değerlerini dile gediye Başkanı Mustafa Sarıgül de tirmişlerdir. Bu anlayış aile yaşamımızı, toplumumuzu her türlü bugün Hacıbektaş’ta olacak. Sarıgül, şenliklere özel bir duyar olumsuz etkiye karşı koruyan, bir lılıkla yaklaştıklarını belirterek, şun arada tutan mayadır.” Etkinlikler törenle başladı 44. Ulusal, 18. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri, dün Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenklerin konulmasıyla resmen başladı. Törene Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri Kurulu ve Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu ile düzenleme komitesinde yer alan gençler, dernek ve vakıf yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Selmanpakoğlu’nun Atatürk Anıtı’na çelenk sunmasının ardından katılımcılar saygı duruşunda bulundu. Bugün Cumhuriyet Meydanı’nda yapılacak konuşmalar ve Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü töreniyle başlayacak olan etkinlikler, 19 Ağustos günü düzenlenecek piknikle sona erecek. Sıvas katliamı başta olmak üzere diğer toplu katliamları unutturmamak için yapımına geçen yıl başlanan “İnsanlık Anıtı” da törenlerin ikinci gününde açılacak. Anıtın bir bölümünde, Menemen, Kahramanmaraş ve Çorum olayları anlatılıyor. Anıtın esas bölümünde ise Sıvas olaylarının yaşandığı Madımak Oteli simgeleniyor. Alevi ve Bektaşilikte Dört Kapı Anlayışı ALİ RIZA SELMANPAKOĞLU * Anadolu’ya özgü olan Alevi Bektaşi kültürünün İran, Irak, Suriye gibi komşularımızın Şiilik anlayışıyla, Hz. Ali’yi sevmek dışında hiçbir ilgisi yoktur; hatta çoğu temel konularda taban tabana zıttır. Bu nedenle Alevi Bektaşilik yerine Şiilik sözcüğünü kullanmak yanlıştır. Yanlış olmakla kalmayarak bazı çevrelerin kültürü yozlaştırıp, bağnazlaştırıp tutucu olmasına yönlendirme çabalarına hizmet eder. Alevi Bektaşi kültürünün olmazsa olmazı Hz. Ali’yi sevmek ve onu sevginin ve hoşgörünün sembolü olarak kabul etmektir. Bu sevginin kaynağının üç önemli nedeni vardır. Birincisi Hz. Ali’nin Hz. Muhammet tarafından yetiştirilmesi, damadı olması ve Hakk’a yürümeden önce Hz. Peygamber tarafından halife olarak vasiyet edilmesine karşın halife yapılmaması ve uğradığı haksızlığın kabul edilmezliğine olan inançtır. İkincisi, Hz. Ali’nin Kuran’ı ve İslamiyeti en iyi ve doğru olarak yorumlaması ve Kuran’ın özünü ve ruhunu öne çıkartırken şekilcilik üzerinde durmamasıdır. Bu tutumun özellikle Türklerin geleneklerine uygun bir kolaylık getirmiş olmasıdır. maları ve bu baskılar sonunda bir kısım Türklerin Anadolu’ya geçerek, İslamiyeti kendi gelenekleri ile birlikte Hz. Ali döneminde olduğu gibi yaşamalarıdır. Hz. Ali’nin insana değer veren ve insanlara daima sevgi ve hoşgörü ile yaklaşıp ilim ve akıl yoluyla, dürüst ve erdemli kişiliğinin yansıdığı bir yönetim göstermesi, onun sevgi ve hoşgörünün sembolü olmasının nedeni olmuştur. İnsanlık öğretisi Hz. Ali sevgisi, Hz. Peygamber sevgisiyle birlikte yüreklere kazınmıştır. Alevi Bektaşi anlayışının okullaştı aşamada İslamiyeti kabul etmek, Hz. Peygamberi ve Hz. Ali’yi sevip saymak, Kuran’ı Hz. Ali’nin yorumladığı gibi akıl ve ilim yoluyla anlamak, Hz. Ali’yi sevgi ve hoşgörünün sembolü olarak görmek. İkinci kapı yol kapısıdır (insanı ve toplumu öne çıkaran erdemlilik kapısı). Bu kapıdan girmeden önce insan son bir kez durup düşünmeli, bir karara varmalıdır. Bunun için önce; “Gelme, gelme, gelme” denilir. Bu kapıdan girip Hacı Bektaş Veli öğretisini benimseyecekse bir daha ölünceye kadar dönmemelidir. “Dön dönme, dönme” diye özetlenen karar, kapıdan gir Hacı Bektaş Veli’nin öğretisinin 1300’lü yıllarda, sağlıklı gelişen toplum oluşturmak için ne kadar önemli esaslar gösterdiğini bugün de hayranlıkla görüyoruz. Üçüncü kapı marifet kapısıdır. İlim ve olgunluk kapısı da diyebiliriz, ilim ve akıl öncülüğünde bilgilenmek, olgunlaşmak ve aydınlığın ışığını alıp gelişmek bu kapıdan girdikten sonra kazanılır. “Ayn’el Yakin” diyen Hacı Bektaş Veli, görerek duyarak tanımak, anlamak ve doğru bilgiye ulaşmak için gerçekçi olmak gerektiğini; “İlme’l Yakin, ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” diyerek bilgiyi bilim yolu ile değerlendi pısıdır. Gelişmiş insan olmak kapısıdır. Tanrı, evren ve insan bağlantısını kavrayarak bilimsel yaklaşımla iyiyi, doğruyu ve güzeli bulma alışkanlığını edinen, çalışan, üreten, kazanan, paylaşan, her türlü kötülükten arınan, yardımlaşan, yaşamını sevgiyle yoğuran insan, kişilik ve davranış gelişmesine ulaşınca eğitiminin son aşamasını tamamlamış ve gerçeği bulmuş olur. Böyle bir insan toplumun da gelişmesine katkı sağlar. Tanrı’ya gelip tüme dönüş ile birlik ve beraberliğe ulaşır. obursali?cumhuriyet.com.tr KENT ETKİNLİKLERE HAZIR Bir yaşam felsefesi Görülüyor ki Alevilik Bektaşilik felsefesi düşünsellikten uygulamaya bireyi ve toplumu geliştirmeye yönelik bir yaşam felsefesidir. Uygulamaları ile bir kültürdür. Bu kültürde; demokrasi ile yönetim, kadın erkek ayrımı yapmaksızın eşitlik, bilimsel yaklaşımla gelişip kalkınma, toplumsal yaşamın kurallarını uygularken gerçekçiliğe ve hakkaniyete dayanan hukuk anlayışı, sanatın her alanı ile ilgilenerek güzellikleri yaratıp haz duymak, birlik beraberlik içinde mutlu yaşamak ve dini, özüyle anlayıp, kavrayıp uygulamak vardır. Kuşkusuz, gelişmiş insan olmak zordur; onun için bu yol uzun ve incedir. Alevi Bektaşiyim demekle Alevi Bektaşi olunmaz; bir insan, eğer bu yolu kat edip geçemiyorsa ancak iyi niyetli bir adaydır. Alevi Bektaşi öğretisinin bu aşamalarını başarıyla uygulama noktasına gelenlere ise “kâmil” ya da “gelişmiş insan” denir. *Hacıbektaş Belediye Başkanı On binlerce yurttaşın katılması bekleniyor Haber Merkezi Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bugün başlayacak ve 4 gün sürecek olan “44. Ulusal 18. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri” için son hazırlıklar tamamlandı. Yaklaşık 6 aydır törenler için çalışmalar yapılan kente 4 gün boyunca on binlerce yurttaşın gelmesi bekleniyor. Ziyaretçilerin konaklama sorunu Şişli ve Kocaeli belediyelerinin desteğiyle çözüldü. Bugüne değin herhangi olumsuz bir olayın yaşanmadığı törenler için ciddi güvenlik önlemleri alındı. Alana girecek olan herkes polis kontrolünden geçecek. İlçeye girişlerde jandarma çeşitli yerlerde kontrol noktaları koydu. Nevşehir Valiliği de bu konuda önlem aldı.İlçede yaşanan su sorunu ise İstanbul ve Gazi Üniversitesi’nden gelen teknik heyetlerin çalışmalarıyla çözüldü. Yapılan incelemeler sonucu bulunan kaynağa kuyu açıldı. Kuyudan saniyede 30 litre su alınabiliyor. TOKİ’nin yapacağı 500 tonluk su deposuyla da sorun tamamen ortadan kalkacak. ? Hacıbektaş Belediye Başkanı Selmanpakoğlu: Alevi Bektaşi kültürünün olmazsa olmazı Hz. Ali’yi sevmek ve onu sevginin ve hoşgörünün sembolü olarak kabul etmektir. Alevi Bektaşi anlayışının okullaştırılması Hacı Bektaş Veli ile gerçekleştirilmiştir. Hacı Bektaş Veli insanlık öğretisinin sürecini, birinden diğerine açılan dört kapıdan geçen dört aşamaya bağlamıştır. rılması Hacı Bektaş Veli ile gerçekleştirilmiştir. Hacı Bektaş Veli insanlık öğretisinin sürecini, birinden diğerine açılan dört kapıdan geçen dört aşamaya bağlamıştır. Bu yolun uzun ve zorluklarla dolu bir öğrenim yolu olduğunu, eğitim ve öğrenimle başarıya ulaşacağını öğretmiş ve göstermiştir. Yetiştirdiği öğrencilerini Anadolu’nun ve Balkanlar’ın dört bir tarafında yeni okullar açmak üzere göndermiştir. Yunus Emre de bu okullardan birisi olan Taptuk Emre Okulu tarafından yetiştirilmiştir. Birinci kapı (aşama) şeriattır. Bu meden önce bir kez daha gözden geçirilir. Bu aşamanın olmazsa olmaz iki koşulu vardır. Birincisi sevgiyi her ortam da yüceltmek, hoşgörü sahibi olmaktır. İkincisi ise ele, dile, bele sahip olmaktır. Eline sahip olmak, el ile konulmayanı almamak, hırsızlık ve haksızlık yapmamak, başkalarına maddi ve manevi anlamda zarar vermemek; diline sahip olmak, yalan söylememek, iftira atmamak, eşinden başka herkesi, anne, baba, kardeş olarak görmektir. Bu özelliklerle erdemlilik yolunun gelişmiş bireyden gelişmiş topluma geçiş amaçlanmaktadır. rip doğru düşünmede ve karar vermede kullanmak esasını belirliyor. “Hakke’l Yakin” diyerek evreni ve gizemlerini kavrayıp anlayabilmek; Tanrı, evren ve insan arasındaki bağlantının gizlerine ulaşabilmek, korku ile değil, sevi ile Tanrı’ya bağlanmanın; Tanrı’nın daima iyilerin yanında olduğu bilincine ulaşmak, kötülerin ve kötülüklerin insanın kendisinden kaynaklandığını kavrayabilmek ve yanlışlara düşmemek için, ilim ve akıl yolunu seçmektir. Her ne ararsa insanın kendisinde araması gerektiğini öğretmektedir. Dördüncü kapı, hakikat ka Hoşgörünün sembolü Üçüncüsü ise Horasan ve Mezopotamya’da yaşayan Türk, Acem ve Araplara, Hz. Ali’nin halifeliği döneminde hiçbir baskı ve zulüm yapılmazken, sonrasında Emeviler döneminin valilerinin Türklerin de çoğunlukla yaşadığı bölgeleri din adına sık sık yağmalayarak katliam, soygun yap CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear