28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2007 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB A A A A PB 37 41 39 38 39 42 43 41 34 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB PB PB B B A B A 31 35 25 27 36 34 33 27 38 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A PB PB PB 39 32 36 38 33 36 28 24 21 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurtta yağış beklenmiyor. Yurdun kuzey kesimleri parçalı bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yurdun güneydoğu kesimlerinde biraz azalacak, diğer yerlerde artmaya devam edecek. Rüzgâr Marmara’da batı ve güneybatı, diğer yerlerde kuzey yönlerden hafif, arasıra orta kuvvette esecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 23 16 24 16 15 15 17 12 17 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y Y B PB B Y 20 27 28 24 39 38 25 36 17 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B Y B PB PB PB PB A A 25 34 34 42 26 29 29 39 40 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ya zorlanıyor. Sıcak, meydanların dolmasına engel olmuyor. Ne ki, kimi haberlere bakılırsa mitinglerde kent merkezlerinde normal yaşam sürüyor. Partililerle partilere gönüllü destek verenler mi meydanlarda, yoksa kararsızlar mı kent merkezlerinde normal yaşamı sürdürmeyi yeğliyor? Ola ki bu ikileme kimi konularda bir neden uydurulabilir. Cumhuriyet mitinglerini öne sürerek kimi özel TV’lerin canlı yayınlarda halkımızı mitinglere bağımlı duruma getirdiği bir mazeret olarak gösterilebilir. Gerçek demokrasinin egemen olduğu ülkelerde kalabalıkları göstererek müşteri toplayan, saatler boyu parti mitinglerini yayımlayan özel TV’ler acaba var mıdır? ??? Cumhuriyet mitingleri ile parti mitingleri kıyaslanamaz, aynı kaba konulamaz. Cumhuriyet mitingleri ulusun laik Cumhuriyet’e bağlılığının canlı kanıtı. Siyasal değil, rejimsel kaygıların eseri. Parti mitingleriyle uzak yakın ilgisi yok! Geldi geçti, ama Cumhuriyet mitingleri, kuşku yok bu iktidarın ummadığı ölçütlerde dersler almasını sağladı. Tabii TV’lerdeki canlı miting yayınları medyada, bilim ilim adamları arasında gelip geçici miting kahramanları yarattı. Mitinglerdeki heyecanın, toplanan yüz binlerle ifade edilen kalabalıkların kendi konuşmalarından, davranışlarından kaynaklandığını ve sonuç olarak kendinden menkul, kendine yönelik olumlu tepki düşüne kapılan, kendine yontan miting kahramanları... ??? Muhalefet deyince CHP ve sonra elbette MHP akla geliyor. Bu seçim örneğin 2002 seçimlerine benzemiyor. DSPMHPANAP koalisyonunun geçen seçimde toplumsal, ekonomik ve hatta siyasal olgularla ilgili icraatı o kadar bezginlik, karamsarlık yarattı ki, RTE ve arkadaşlarının geçmişinden hiç söz edilemedi. Halkın yüzde 34’ü AKP’nin peşine takıldı ve RTE’yi tek başına iktidara getirdi. Bu kez kazın ayağı öyle değil. Bu kez, AKP savunu hattında. Her açıdan ne mal olduğunu kamuoyu biliyor. Arada sırada muhalefete saldırıyor ve fakat doyurucu olmayan öğelere sarılıyor. Tek dayanağı ise baştan aşağı gerçekleri saptırmayı içeren kocaman yalanlarla ana muhalefetin cumhurbaşkanını halkın seçmesini engellediğini öne sürmek! Lakin seçim beyannamelerinde yapamadıklarını kanıtlayan itiraflar var. ??? RTE’nin açıkladığı seçim beyannamesindeki vaatleri bir gazetemiz başlıkta üç sözcükle özetledi: İşAşMaaş! Oysa, işsizliğe son vereceğini ilan ederek iktidara geldi, işsizlik azalacağına arttı. Aş sorununu çözeceğini, fakir fukara gurebaya an azından yeterli yaşam koşulları vaat ederek iktidara geldi. Dört buçuk yılda yoksulluktan kırılanların sayısı 20 milyonu aştı. Geriye kaldı maaş. Bunu da örneğin seçimden on gün önce, devlet kesesinden ikramiye dağıtacağını söyleyerek oy uğruna kullanıyor. ??? 2002’nin başta gelen vaatleri neydi? Türban konusunu çözecekti. Çözemedi. İmam hatiplilere normal liselere tanınan hakları sağlayacaktı. Sağlayamadı. YÖK’ü ortadan ya kaldıracak ya da dediği yolda yürüyecek bir kuruma dönüştürecekti. Dönüştüremedi. Ucuzluk dönemi açılacaktı. Enflasyonu tek hanelere indirdim diye övünürken çarşı pazarda fiyatlar el yakmaya devam ediyor. Terörü yok edecekti. Devri iktidarında terör azdı. Büyük marifetleri de olmadı değil. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni ABD’nin kuyruğuna bağladı. AB’nin dayatmalarını hemen yerine getirdi. Kıbrıs sorununu çözeceği yerde ucuz yoldan KKTC’nin satışını hızlandırdı. Barzani gibi aşiret reisleriyle masaya oturmaya hazırlandı. Şimdi çıkıyor halkın önüne, “Yaptıklarımız yapamadıklarımızın teminatıdır” demiyor mu? İşte o zaman: Ha sahnede güldürü ustası Cem Yılmaz… ha miting alanlarındaki büyük kürsüde sahne alarak yapamadıklarını yapamayacaklarının teminatı gösteren siyaset tarihimizin son güldürü ustası RTE akla geliyor. DTP’den AKP’ye çağrı Aysel Tuğluk, Erdoğan’a ‘Kürt halkı Türk’süz, Türk halkı Kürt’süz olmaz. Gelin bu birlik ruhu temelinde, Meclis çatısı altında yeni bir başlangıç yapalım’diye seslendi DİYARBAKIR (ANKA) Eski DTP Genel Başkan Yardımcısı ve bağımsız milletvekili adayı Aysel Tuğluk, Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Gelin bu birlik ruhu temelinde, Meclis çatısı altında yeni bir başlangıç yapalım. Biz buna hazırız. Siz hazır mısınız” diye seslendi. Tuğluk, önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la aynı saatlerde Diyarbakırlılarla bir araya geldi. Tuğluk, Bağlar beldesine bağlı Teğmenler Caddesi ve Mevlana Halit Mahallesi’nde seçim bürolarının açılışını miting havasında gerçekleştirdi. Diyarbakır’dan diğer bağımsız adaylar Akın Birdal, Gültan Kışanak, Selahattin Demirtaş, DTP Genel Başkanvekili Nurettin Demirtaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, alt kademe belediye başkanları, DTP merkez yöneticileri, DTP İl Başkanı Hilmi Aydoğdu ile il ve ilçe yöneticileri ile EMEP ve ESP temsilcilerinin katıldığı açılışta, Zinar Sozdar Kürtçe şarkılar söyledi. kakta vurulan, dağda çocukları vurulan ve yüreği yanan halktan hangi yürekle bir şeyler istiyorsunuz?” diye konuştu. Kürt sorununun çözümünde tek yolun demokrasi olduğunu ifade eden Tuğluk, “Sizi demokrasiye çağırıyoruz. Gelin ortak vatanda, anayasal vatandaşlık hukuku ile demokratik cumhuriyete birlikte gidelim. Gelin, halkımızın özgür geleceğini birlikte yaratalım. Buradan hatırlatmak istiyorum, Kürt halkı Türk’süz,Türk halkı Kürt’süz olmaz. Gelin bu birlik ruhu temelinde, Meclis çatısı altında yeni bir başlangıç yapalım. Biz buna hazırız. Siz hazır mısınız” dedi. lik eleştirilerine dikkat çekerek şunları söyledi: “Başbakan diyor ki, ‘Biz belediyeler arasında ayrım koymuyoruz, kaynak aktarıyoruz’, günah benden gitti, ben de söyleyeceğim. Kentin ekonomisine katkı sağlayacak şirketlerin kuruluşunu Başbakan niye engelledi? Bin bir zahmetle açtığımız Diyarbakır’ın gururu Diyar AŞ’yi neden kapatmak istiyorsunuz? Bu kentin kalkınmasını istemiyor musunuz? Başbakan, Diyarbakır Ortadoğu’nun kalbi olacak demişti. Biz de demiştik ki, rojbaş (günaydın) Başbakan, Diyarbakır zaten Mezopotamya’nın yıldız kentidir. Bağlar,Yenişehir, Kayapınar ve gururumuz olan Sur belediyesi ile belediyelerle Diyarbakır halkına hizmet ürettik. Bundan sonra daha büyük hizmet vereceğiz.” GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Boşa zaman harcıyor’ Açılışta konuşan Tuğluk, Diyarbakır’da Erdoğan’la aynı anda kürsüye çıktığına dikkat çekerek “Sayın Başbakan yine ‘Sakın bağımsızlara oy vermeyin. Oyunuz boşa gider’ diyecek. 23 Temmuz günü oyların boşa gitmediğini kan ağlarcasına göreceksiniz Başbakan. Halkın verdiği oylar değil, Başbakan’ın verdiği sözler boşa gidiyor. Sayın Başbakan duymamışsanız işte bir kez daha söylüyoruz. Siz buralarda boşa zaman harcıyorsunuz. Önce bu halka hesap verin. Kaç gence iş verdiniz? Hangi çocuğu sefaletten kurtardınız? Halen so ‘Şirketleri engelledi’ Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir de Erdoğan’ın kendilerine yöne ‘ZİMMET’ DAVASI Çokay’a beraat, savcıdan temyiz İstanbul Haber Servisi Eski Çatalca ve Şişli Belediye Başkanı Gülay Çokay (Aslıtürk), İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, hakkındaki “zimmet’’ suçlamasıyla ilgili davada beraat etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise kararı, cumhuriyet savcısının daha önceden açıkladığı mütalaaya aykırı yönleri bulunduğu gerekçesiyle temyiz etti. İstanbul 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen, yaklaşık dokuz yıldır sonlandırılamayan davada, Gülay Çokay’ın 5 Haziran 2002 tarihli iddianamede yer alan “zimmet” suçunu işlemediğinin belirlendiğini ifade eden mahkeme heyeti, sanığın beraatını kararlaştırdı. Davada, Çokay’ın da aralarında bulunduğu 20 sanığın beraatına, 11 sanık yönünden davanın ortadan kaldırılmasına, ölen 3 kişi hakkındaki davanın düşürülmesine, 1 kişinin de dosyasının ayrılmasına karar verildi. İddianamede, tüm sanıkların “ihtilasen zimmet” suçundan 12’şer yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına çarptırılması isteniyordu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kararı cumhuriyet savcısının daha önceden açıkladığı mütalaaya aykırı yönleri bulunduğu gerekçesiyle temyiz etti. Çokay, verilen beraat kararı dolayısıyla çok mutlu olduğunu belirterek “siyasi bir komisyonun iftira dolu raporuna dayalı iddianame ile” yargılamanın gerçekleştiğini ileri sürdü. çökmesiyle birlikte Karadeniz çevresinde başlayan arayış somutlaşmış, KEİ’ye dönüşmüştü. Türkiye, o günlerde özellikle Orta Asya’nın en etkin ülkelerinden biriydi. O coğrafyalara devletin hangi katından olursa olsun bir yetkili gitse, cumhurbaşkanı gibi karşılanırdı. KEİ ayrıca önemliydi. Asya’yı Avrupa’ya bağlıyor, Karadeniz’in etrafındaki ülkelerin dış çemberini genişletiyor, çekirdeğini güçlendiriyordu. Türkiye, zirveye çok iyi hazırlandı. Hani ne demişler, Türk gibi başla! Ama daha ilk zirvede ne yazık ki, “birinci adam” sorunu çıkmıştı. Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal mı, Başbakan Süleyman Demirel mi anlaşmaya imza koyacaktı? İki lider arasında anlaşmazlık öne çıkınca, Özal küsmüş, Okluk koyuna gitmişti... Gazeteciler uzun süre kendisinden haber alamamıştı! ??? KEİ’ye gerçekten Türk gibi hızlı başlamış, ne yazık ki Türk gibi savrularak devam etmiştik... Aradan 15 yıl geçti. Dün İstanbul’da Türkiye’nin dönem başkanlığını devraldığı KEİ zirvesi vardı. Aklımıza ister istemez yukarıdaki süreç geldi... Her sorun beraberinde fırsatları da getirir. Sovyetler’in çökmesiyle bölgede açığa çıkan sorunlar çok ciddi fırsatları da içinde barındırıyordu. Bu fırsatlar başlangıçtaki heyecanlar doğrultusunda değerlendirilemedi. 15 yıl insan ömrü için uzun, ama devletlerin, coğrafyasal hareketlerin ömrü açısından o kadar da uzun değil, kapatılabilir bir ara... Tabii istenirse... KEİ’nin 12 üyesi var: Türkiye, Rusya, Ukrayna, Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Yunanistan, Moldova, Romanya ve sonradan katılan Sırbistan. 13 de gözlemcisi: ABD, Almanya, Fransa, İtalya, Polonya, İsrail, Beyaz Rusya, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Tunus, Avusturya ve Mısır. Görüldüğü gibi gözlemciler de fena değil! ??? KEİ; adı üzerinde, ekonomi ağırlıklı bir ortaklık girişimi. AB başlangıcı gibi... Başta vurguladık; 15 yıla yanmamak elde değil ama, bu tür ilişkiler doğal olarak ekonomiyle başlar, toplumsal ortaklıkla devam eder, arkası siyasal ve kültürel gelir. Bütün bu ortaklıkların toplamı da barışı getirir. Dün İstanbul’da yapılan zirvenin bizim açımızdan başlıca önemi şu: Dönem başkanlığını Sırbistan’dan devralıyoruz... Dileyelim ki, KEİ’nin önemi öne çıksın, çevre ülkelerle daha güçlü bağlar geliştirilsin. Türkiye de 90’ların başındaki hayallerini gerçeklerin üzerine oturtsun... Zirvenin bir başka önemini de ister istemez vurgulamak durumundayız: Rusya Devlet Başkanı Putin’in gelişi... Putin’in katılımı son ana kadar belirsizdi. Önce gelmeyeceği duyuruldu, ardından programına eklendi. Derken dün İstanbul’da, zirvedeki yerini aldı. Acı ama gerçek, şunun da altını çizmek gerekiyor: 90’lı yıllarda Türkiye’de çok sözü edilen “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne” sloganını bugün Putin kendi ülkesi açısından gerçekleştirmeye çalışıyor. Zirveye de “iki eli enerji vanasında” olsa bile gelme gereği duydu! Türkiye, KEİ ve benzeri çevresel ilişkilerini güçlendirirse AB katında da, ABD katında da daha güçlü, daha onurlu, daha itibarlı olacak... ankcum?cumhuriyet.com.tr Gazeteci Türkan toprağa verildi Zeytinburnu’nda motosikletiyle geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürlüğü muhabirlerinden Hasan Türkan’ın (31) cenazesi Malatya’da toprağa verildi. Battalgazi ilçesi belediye morgundan alınan Türkan’ın cenazesi, Gül Camisi’nde kılınan öğle namazının ardından Tahtalı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Törende Türkan’ın ailesi gözyaşlarına boğuldu. Cenaze törenine katılan Anadolu Ajansı Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi, Türkan’ın ailesine başsağlığı dileyerek teselli etmeye çalıştı. Törene AA İstanbul Bölge Müdürü Ümit Kanoğlu, Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz, Belediye Başkanı Cemal Akın, Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Malatya Valiliği Basın Halkla İlişkiler Müdürü Halil İbrahim Kılıç, eski AA Diyarbakır Bölge Müdürü Raşit Kısacık, Türkan’ın çalışma arkadaşları, çok sayıda gazeteci ve yakınları katıldı. (Fotoğraf: AA) IŞIL ÖZGENTÜRK Çiçeği burnunda üç buçuk milyon seçmen ? Baştarafı Arka Sayfada REKTÖRLÜK CEZA YAĞDIRDI Rize Solcu 40 öğrenci üniversiteden atıldı MERSİN (Cumhuriyet) Mersin Üniversitesi’nde çeşitli olaylara karışan 40 öğrenci okuldan atıldı, 28 öğrenciye iki yarıyıl, 2 öğrenciye ise bir yarıyıl uzaklaştırma cezası verildi. Mersin Üniversitesi Çiftlikköy Yerleşkesi’nde geçen yılın aralık ayında 2 gün süreyle yaşanan olayların öğrencilere faturası ağır oldu. 69 öğrenci hakkında kamu davası açılmasına neden olan olayları inceleyen Mersin Üniversitesi Rektörlüğü, ceza yağdırdı. Rektörlük, tamamı sol görüşlü olan öğrencilere “eğitimi engellemek”, “kamu malına zarar vermek”, “görevli memura mukavemet”, “slogan atmak”, “pankart hazırlamak” gibi gerekçelerle 40 öğrenciye okuldan atma, 28 öğrenciye iki yarıyıl uzaklaştırma, 2 öğrenciye ise bir yarıyıl uzaklaştırma cezası verdi. Ceza alan öğrenciler ve arkadaşları ise Mersin Üniversitesi Rektörlüğü’nü, Merkez Öğrenci İşleri Müdürlüğü binası önünde oturma eylemi yaparak protesto etti. 2021 Aralık 2006 tarihlerinde Mersin Üniversitesi Çiftlikköy Yerleşkesi’ne ülkücü bir öğrencinin okula bıçakla girmesi üzerine başlayan olaylar polisin gaz bombalı müdahalesi ile sona ermiş ve olayların yaşandığı gün eğitime ara verilmişti. Mesut Yılmaz’dan yeni parti sinyali RİZE (AA) Rize’den bağımsız milletvekili adayı olan eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, “Meclis’e girdiğim gün, Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu merkez sağda birliği sağlayacak adımı atacağım’’ diye konuştu. Rize’nin Pazar ilçesinde seçim çalışmalarını sürdüren Yılmaz, Hükümet Meydanı’nda seçim otobüsü üzerinden halka hitabında, bağımsız olarak Meclis’te tek başına ne yapacağını sorguladıklarını belirterek “Meclis’e girdiğim gün, merkez sağda birliği sağlayacak adımı atacağım. Demokrat Parti ile ANAVATAN’ı bir araya getireceğim. Gerekirse yeni parti kuracağım. Bir sonraki seçimde de o partinin başında olacağım’’ diye konuştu. Meclis’te, iktidar ve muhalefetin meşgul olduğu konuların farklı, halkın gündeminin ise daha farklı olduğunu öne süren Yılmaz, “Terör Gümüşhane’ye kadar geldi.Yakında Rize’ye inerse kimse şaşırmasın’’ dedi. İşadamı Turgay Ciner ve Park Holding’in yürütmeyi durdurma istemi reddedildi Sabah ve atv TMSF’de kaldı İSTANBUL (AA) İşadamı Turgay Ciner ile Park Holding AŞ’nin, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Medya Grubu şirketlerinin (Sabahatv) temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimini devralmasına ilişkin işleminin iptali ile yürütmenin durdurulması istemi reddedildi. İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nce açıklanan kararda, TMSF’nin dava konusu işlemin gerekçesi olarak batık banka Etibank’ın hâkim ortağı Dinç Bilgin ile Turgay Ciner arasında gizli ortaklık bulunduğu, esasen Ciner’e ait Merkez Grubu şirketleri ile Bilgin şirketleri arasında ticari faaliyet yürütülmesi sırasında yapılan uygulamaların da bu yönden dikkat çekici olduğunu gösterdiği kaydedildi. Mahkeme heyeti, Turgay Ciner ile Park Yatırım AŞ tarafından açılan dava dosyasındaki belgelerin incelenmesi sonucu davacı tarafın yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verdi. Vatan ve Mehmet Yılmaz’a yalanlama Haber Merkezi Ciner Grubu avukatı Mehmet Kenan Tekdağ, Vatan gazetesinin haberinde, Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Yılmaz’ın ise köşesinde yer verildiği atv ve Sabah’a el konulmasıyla ilgili olarak “Mahkeme lehimize karar verecek” şeklindeki sözlerin kendisine ait olmadığını açıkladı. Açıklamada yazılarla ilgili suç duyurusunda bulunulduğu belirtilerek “Bu maksatlı yazıları yazdıranlar ve yayımlatanlar Sabahatv’yi ele geçirmeyi ve Türkiye’de yabancıya bağımlı tekelci medya düzeni kurmayı hedefleyen komplonun gerçek aktörleridir” denildi. Ayrıca pek çok partinin reklam kampanyaları, kullandıkları şarkılar da eski. Vaatleri de pek bir tutarsız. Geçenlerde Okan Bayülgen’in NTV’de yaptığı gayet zeki ve bilgilendirici, “Bu Sizi İlgilendiriyor” programına çıkan çok başarılı, siyasi kampanyalar da yapan bir reklam uzmanından çok ilginç şeyler öğrendim. Örneğin, serbest piyasa ekonomisi de olsa reklamda bazı kurallar ve cezalar var. Örneğin herhangi bir mal için haksız rekabet yaratacak bir reklam sloganı yayımladığınızda, hemen bu işi denetlemekle yükümlü kurumlar harekete geçiyor, iş cezaya kadar varıyor. Ancak bu kurallar siyasi partiler için geçerli değil. Yani atan atana, örneğin bir zamanlar Demirel bana “500 gün verin!” diye meydanlarda bağırabiliyor, şimdilerde bazı partiler, “ÖSS’yi kaldıracağız !” diye en olmayacak sloganları atıp kafaları karıştırıyorlar. Aynı kişi aynı programda çok önemli bir olguyu da gündeme getirdi. 3.5 milyon yeni seçmenin devreye girdiği bu seçimlerde seçim öncesi hiçbir partinin doğru dürüst bir internet iletişimi yok. Oysa, bu genç insanlar, Türkiye’nin neresinde olurlarsa olsunlar, gelir düzeyleri ne olursa olsun, internetle iletişim kuruyorlar. Yeni reklam mecralarının en önemlisi internet ve hiçbir parti bunu ciddiye almıyor. “Neden acaba?” diye, kendi kendime sordum, belki de yaşlılık böyle bir şey, internetin gücünü önemsemiyorlar daha doğrusu bunun farkında bile değiller. Sözün kısası, seçimlerden ne sonuç çıkarsa çıksın, iyi oldu, hep birlikte yeni bilgiler ediniyoruz ve doğrusu ben kendi adıma şaşıyorum, bu denli güçlü kadroları olan bu ülke hâlâ neden böyle kötü yönetilmek zorunda, bu bir yazgı mı? Bunun yanıtını herhalde seçim sonrası aramaya başlayacağız, dedim ya, Türkiye artık soru soranların ülkesi olmaya doğru gidiyor, yok olmamak için de gitmek zorunda. isilozgenturk@gmail.com CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear