26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 2007 PAZARTESİ 16 Villa Erdoğan İlhan Taşcı’nın haberleştirdiği Başbakan’ın oğulları Necmeddin Bilal ile Ahmet Burak Erdoğan’ın İstanbul Kısıklı’da “1 milyon YTL”ye villa satın alması olayı, herkes gibi CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun kafasında da çeşitli sorulara yol açmış: Villa alımında sizce bir gariplik var mı? Sayın Başbakan geçen yıllarda kimi şirket hisselerini satmıştı. Villa onların karşılığında edinilen gelirle mi alındı, bilemiyoruz. Ama villanın tapusu Başbakan’ın değil, oğullarının adına. Bir başka dikkat çekici yön de o zaten. Oğullarının malvarlığı ve gelirleri 1 milyon YTL’lik bir villa almaya müsait gibi gözükmüyor... O zaman Başbakan aldı, çocuklarına verdi herhalde... Başbakan Erdoğan, oğulları adına aldıysa bu villayı, veraset ve intikal vergisi ödemesi gerek. Ödedi mi acaba? SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Dalga kabarıyor, kabarıyor... Adeta yokuş aşağı hızlanan açıklamalar dizisinin altını çizmek gerekiyor: Ağustos 2006 “Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bugüne kadar hiçbir zaman, bu kadar farklı iç ve dış tehditlerle aynı anda karşı karşıya gelmemiştir.” (Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt) Eylül 2006 “Ulus anlayışı, ırksal ve dinsel öğelere bağlı değildir, bağlanmaya da çalışılmamalıdır. Ulus kavramı, ayrıştıran değil birleştiren bir olgudur. Ulus bir bütündür. TSK; ulus devlet, üniter ve laik devletin korunmasında, her zaman taraf olmuştur ve olmaya devam edecektir.” (Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ) Ocak 2007 “Ulusal güvenlik ve ulusdevlet yapısına yönelen tehdit ve kaynakları iyi algılayabilmek, ulusun karşı karşıya olduğu fırsatları ve tehditleri öngörmek, doğru analiz edebilmek ve uygun vasıtalar ile karşı koymak zorunluluğu / ihtiyacı her zamankinden daha fazla hissedilir hale gelmiştir. Türkiye, gerek stratejik, gerekse jeopolitik önemi nedeniyle kendisini hiçbir zaman olayların akışına bırakma ya da ‘beklegörtavır al’ taktiği ile sınırlama lüksüne sahip değildir.” (MİT Müsteşarı Emre Taner) 12 Nisan 2007 “Cumhurbaşkanı aynı zamanda Türkiye’nin başkomutanı. Laikliğe, Türkiye’nin üniter yapısına bağlı, Cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil özde sahip olan birinin seçilecek olmasını umut ediyoruz.” (Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt) 27 Nisan 2007 “Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur.” (Genelkurmay açıklaması) 31 Mayıs 2007 “...ekonomik manipülasyonlar, mikroetnik kışkırtmalar, ülkelerin rejimlerini ve düzenlerini yeniden tanımlamalar, ülkelere aşılanan renkli başkaldırılar ve ülke isimlerinin önüne eklenmeye çalışılan akıldışı sıfatlar, ‘karanlık savaş’ olarak isimlendirilmeye çalışılan yeni yaklaşımlar olarak tanımlanabilir.” (Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt) 8 Haziran 2007 “Türkiye Cumhuriyeti, ulusal ve üniter yapısının, çağdışı bir yapı olduğunu düşünen bir yaklaşım ile karşı karşıyadır. Ulusumuzun bu tehlikeli yaklaşımı fark etmek zorunluluğu vardır ve olmalıdır.” (Genelkurmay açıklaması) Zaman araları giderek kapanan açıklamalar, üst üste uyarılar bütününü tamamlarken giderek kabarıyor, kabarıyor... Açıklamaları iyi algılaması ge Bush Niye Hastalandı?.. Putin, Bush’un midesine oturdu. Doğu Almanya’nın eski “şifalı kaplıca ve sanatoryum kenti” Heiligendamm’daki G8 zirvesinin son gününde, odasından çıkamayacak kadar rahatsızlanan ABD Başkanı’nın “esrarengiz hazım sorununu” herkes Putin’le ilişkilendirdi. Ev sahibi Angela Merkel derhal kinayeli bir şekilde nitekim; “Bush’un midesini bozan herhalde bizim yemeklerimiz olmadı!” dedi... “Heiligendamm sindirim sendromu”, G8’deki yön kaybının işareti... Bush’un G8’deki “eski müttefikleri”, tek tek mevzi yitirdiler. Berlusconi’nin yerinde örneğin artık sol eğilimli bir hükümet başkanı, Prodi var. “Bush’un fino köpeği” diye namlanan Blair gidici. Chirac’ın koltuğuna gerçi “ABD yanlısı” Sarkozy oturdu. Ama o da acemi. Daha rüştünü ispat etmedi. ABD Başkanı’nın kendisi başlı başına “topal ördek”... Dünyanın iplerini ellerinde tutan aktörlerin birer birer böyle zemin kaybettiği, değiştiği bir dönemde; Heiligendamm’a günden güne güç toplayan Rus Devlet Başkanı Putin damgasını vurdu. Zirveye hazırlıklı gelen Putin’in kafasında “öncelikli” tek konu vardı: ABD’nin Avrupa’daki yeni füze kalkanı projesi! Soğuk savaş günlerinde Reagan’ın “Yıldız savaşları” adıyla lanse ettiği bu projenin çekirdeği gerçekte eski. Projenin amacı, düşman kamptan gelebilecek ki bu o yıllarda Sovyetler Birliği idi füze saldırılarının, hedefine ulaşmadan tespiti ve yok edilmesi. İktidar kime? İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’ten, 22 Temmuz seçimlerinin önemini değerlendirmesini istedik. Politikanın Türkiye’nin gerçek gündeminden uzak, bir itiş kakış içinde olduğundan yakındı: “Oysa, Türkiye’nin önüne mayınlar döşeniyor, çarşılarda bombalar patlıyor. Amerika, Irak’ın kuzeyinden Türkiye’yi tehdit ediyor. Başına çuval geçirmiş, ülkeyi işgal tatbikatları yapmış, uçakları ile sınırını ihlal ediyor. Türkiye’de terörü destekleyenlerin Amerika olduğunu, NATO olduğunu, Avrupa olduğunu, isimlerini vererek Genelkurmay Başkanı belirtiyor. Gazeteler yazmadı, Orgeneral İlker Başbuğ Çin’e gitti, iki ülkenin karşılaştığı tehdit ve risklerde büyük benzerlikler bulunduğunu söyledi. Bakın, ortak tehditten söz ediyor, bu çok önemli. Bu koşullarda kim vatan savunmasının başında olur, Türkiye’yi birleştirirse, önümüzdeki 12 yıl içinde o iktidar olacak. 22 Temmuz’un da gündemi budur.” rekenler ise ya anlamıyor ya da anlamak işlerine gelmiyor. Büyüyen dalga açık denizde kırılmaz, dinginleşmezse eğer, az kaldı, kıyıda patladı, patlayacak! Hava, tam anlamıyla kurşun gibi ağır... Sağda birleşme girişimlerini en yakından izleyen partilerden biri MHP’ydi. Girişimin olumsuz sonuçlanması karşısında sağdaki tabloyu nasıl algıladıklarını MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır özetledi: “Mehmet Ağar, partisi barajı geçemez ve kendisi milletvekili olamazsa çok ağır bir sorgulama Sağda durum döneminden geçeceğini biliyor. O yüzden ne olursa olsun işbirliğine gitmeyi yeğledi. Ama Demirel faktörünü ihmal etti. Demirel destek vermemekle kalmadı, etkilediği insanlar vasıtasıyla işin tanzimini de engelledi ve DP, AKP’ye karşı iktidar olabilme potansiyelinin tümüyle dışına çıktı.” Şandır’a göre, AKP’nin de iktidar olma şansı yok. Çünkü: “AKP’nin demokratikleşme ve dışa açılma politikalarının içinin boş olduğunu, AB süreci üzerinden Cumhuriyet düşmanlığı yaptığını, inanç sömürüsü ile de ülkeyi çok tehlikeli bir noktaya getirdiğini toplum gördü. Toplumda ayrıca, AKP’nin bundan böyle ne olursa olsun iktidar olamayacağı ya da AKP iktidara bir daha gelirse Türkiye’nin rahat yüzü görmeyeceği gibi bir şuuraltı da gelişti.” Fantezi diriltildi Hayal meyal hatırladığım “Yıldız savaşları” meselesi; o yıllarda dahi son derecede pahalı ve fantezi bulunmuş, Reagan’ın “Hollywood vizyonu” olarak değerlendirilmişti. Sonra duvar yıkıldı, Sovyetler dağıldı. Herkes bu meseleyi unuttu. Ne olduysa oldu; 2007 başında bu fantezi diriltildi ve yeniden tedavüle sokuldu. Neymiş? Şimdi artık “haydut devletlerden” (İran, Kuzey Kore) gelebilecek saldırılara karşı Avrupa, “kalkan” denen bu “füze şemsiyesi” altına alınmalıymış. Bush yönetimi bu üsler için iki yer saptamış: Polonya ve Çekya! “Yemezler!” diyen Putin, buna hırlıyor. Eski KGB patronu özetle, “İran’ın Avrupa başkentlerini vuracak bir nükleer kapasitesi olsa, önce bunu biz bilirdik, İran’ı tehdit diye gösterip, bizim eski uydulardan aslında siz, bizi; Rusya’ yı hedef alıyorsunuz. Buna asla izin vermeyiz. ‘Kalkanınızı’ başka yere kurun. Aksi halde, soğuk savaşı yeniden başlatırız!” dedi. Putin, G8’e bu tehditle geldi. Zirve öncesinde verdiği söyleşilerde ne “Amerikan emperyalizmini” bıraktı, ne “Guantanamo cehennemini”! Bush da karşılığında Putin’i “despotluk ve Rusya’da demokrasiyi rayından çıkarmakla” suçladı. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Sosyal Güvenlikte ‘İsteğe Bağlı Sigorta’: TC Emekli Sandığı (2) SORU : TC Emekli Sandığı’nda isteğe bağlı sigortalı olmak için, yalnızca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak çalışmış olanlar mı yararlanıyor? Diğer personel kanunlarına tabi olanlar da yararlanabiliyor mu? İsteğe bağlı sigortadan yararlanmak için, ne kadar süre kesenek ödemiş olmak gerekiyor. (A.S.) YANIT: 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası en eski sosyal güvenlik kurumu olmasına karşın, “isteğe bağlı sigorta” uygulamasına geçen en son kurumdur. İlk uygulamaya, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası ile geçilmiş ve bunu 1479 sayılı BağKur Yasası izlemiştir. TC Emekli Sandığı’nda 5234 sayılı yasa ile 1 Ocak 2005’ten geçerli olarak “isteğe bağlı iştirakçilik” uygulamasına başlanmıştır. 1) İsteğe bağlı iştirakçilikten, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’na bağlı olarak en az on yıl çalıştıktan sonra, memurluktan çıkarılmış olanlar, 2) Herhangi bir nedenle memurluktan ayrılmış olanlar yararlanabilecektir. Bunun yanı sıra: A) 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Yasası, B) 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Yasası, C) 2802 Hâkim ve Savcılar Yasası, D) 3486 sayılı Uzman Jandarma Yasası, E) 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi Hakkında Yasa Hükmünde Kararnameler (Sözleşmeli Personel Kararnamesi) kapsamında çalışan TC Emekli Sandığı iştirakçileri de, “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olanlar ile ayni esaslar çerçevesinde bu uygulamadan yararlanabilirler.” Bu konumda olanlar: “Memurluktan ayrıldıkları tarihten itibaren altı ay içinde yazılı olarak Sandığa başvurmaları ve emeklilik keseneği ve kurum karşılıklarını ait olduğu ay içinde Sandık hesabına yatırmaları şartıyla başvuru tarihini takip eden ay başından itibaren Sandıkla ilgilendirilirler.” Ancak, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 48. maddesine göre: “Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlâk kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü” bulunanlar bu haktan yararlandırılmaz. “Bunların emeklilik keseneklerine, emeklilik keseneğine esas aylık, derece ve kademeleri ile ayrıldıkları göreve ilişkin ek göstergeleri esas alınır ve Sandığa emekli keseneği ödedikleri her yıl için bir kademe ilerlemesi ve eğitim durumları itibarıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre yükselebilecekleri dereceyi geçmemek şartıyla her üç yıl için bir derece yükselmesi uygulanır. Ancak, bu süreler, tekrar Sandığa tâbi bir göreve başlayanlar için de geçerli olmak üzere emeklilik ikramiyesinin süre ve miktar yönünden hesabı ile kazanılmış hak aylıklarının tespitinde dikkate alınmaz. Bu şekilde Sandıkla ilgilendirilenler bu kanunun uygulanmasında isteğe bağlı iştirakçi olarak kabul edilirler.” Ancak “isteğe bağlı iştirakçi” olanlardan, toplu ya da aralıklı olarak “toplam altı aydan daha fazla süreye ilişkin” emekli kesenekleri ile kurum karşılıklarını süresinde ödemeyenlerin isteğe bağlı iştirakçilikleri sona erer. Ayrıca “Sandıkla ilişkilendirilme isteğinden vazgeçtiğini yazılı olarak Sandığa bildirenlerin” de isteğe bağlı iştirakçiliklerine başvuru tarihini takip eden aybaşından itibaren son verilir. TC Emekli Sandığı dışında “diğer sosyal güvenlik kurumları ile zorunlu olarak ilgilendirilmelerini gerektirir görevlerde çalışmakta olan ya da çalışmaya başlayanlar ile diğer sosyal güvenlik kurumlarından veya Sandıktan kendi çalışmasından dolayı aylık bağlanmış olanlar” isteğe bağlı iştirakçi olamazlar. Bunlardan diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak çalışmaya başlayıp bu görevleri sona erenler de altı ay içinde yazılı olarak isteğe bağlı iştirakçi olmak üzere başvuruda bulunabilirler. Özetle, 5234 sayılı yasa ile, 1 Ocak 2005’te TC. Emekli Sandığı’nda, en az 3600 gün kesenek ödeyenlere “isteğe bağlı iştirakçi” olma hakkı tanınmıştır. ‘Babalar’ kapışıyor... Karşılıklı ithamlar, iri birer tehdit aslında! İki lider, açıkkapalı mesajlarla, mafya babaları gibi birbirini tehdit ediyor. Bush, Putin’e; “Demokrasiyi rayından çıkardın!” derken aslında; “Kendine gel! Koltuğunun altına bir ‘renkli devrim’ yerleştiririm, neye uğradığını şaşarsın!” demeye getiriyor. Putin de; “Ne NATO, ne AB dinlerim!” diyor; “Rusya’nın stratejik hassasiyetlerine dokunduğun an, ‘Yeni Amerikan Yüzyılı’ hesapların un ufak olur! Karşında Sovyetler’in dağılma sürecindeki Yeltsin Rusyası yok. Petrol ve doğalgazla zenginleşen yepyeni bir Rusya var...” “Yıldız savaşlarının” 2007 versiyonunun altında, bu büyük hesaplaşma ve satranç yatıyor. “Tehdit İran’sa Polonya’da, Çekya’da ne işin var? Gel o zaman, Azerbaycan’daki Gebele üssünü ortak tehdide karşı beraber kullanalım!” Bush’un “midesine oturan”, Putin’in işte G8 zirvesinde yaptığı bu çağrı oldu. Dünya kamuoyu önünde “kartlarını açmaya zorlanmasına” fena halde içerledi ABD Başkanı. HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com Uydunu kullan! Muhatabına “ilginç!” sözcüğüyle karşılık vermekten başka bir tepki gösteremeyen Bush, ancak ertesi gün kendine gelebildi. Washington yönetimi, Moskova’ya saatler sonra bir yanıt denkleyebildi: “Olmaz! Füze kalkanı, öyle rasgele her yere konamaz. Bunun bir coğrafya ve geometri hesabı var!” “Geometri”yi duyan Putin, bu kez de şöyle bir karşılık verdi: “Kalkanı niye Türkiye ya da Irak’ a yerleştirmiyorsunuz? Bu işler için Irak’ı kullanmayacaksanız, niye savaşı yaptınız?” Bakar mısınız? Irak’la Türkiye’yi aynı kefeye koyuyor Rus Devlet Başkanı! Ve sözün özü Washington’a şunu diyor: “İlla bir yere kalkan koyacaksan, ‘eskiyeni uydularını’ kullan!” OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com nilgun?cumhuriyet.com.tr BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Haziran www.mumtazarikan.com DOSYA NO : 1992/20 Müflis şirket masa mal varlığına dahil ve müflis şirketin Ataköy Turizm Tesisleri Ticaret AŞ’de bulunan 7.500 adet hissesine, İst. 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2006/1538 E. sayılı dosyasıyla kesinleşen kıymet takdiri sonucu 596.500,00 YTL değer biçilmiştir. Müflis şirketin, Ataköy Turizm Tesisleri Ticaret AŞ’deki 7500 adet hissesinin açık artırma suretiyle satışına karar verildiğinden ilk açık artırma 12.07.2007 Perşembe günü saat 14.00 ila 14.15 saatleri arasında İstanbul 3. İflas Müdürlüğü’nde yapılacaktır. İlk artırmada muhammen bedelin %60’ı ve satış ve paylaştırma masraflarını geçer pey sürülmediği takdirde ikinci açık artırma 17.07.2007 Salı günü aynı yerde ve aynı saatler arasında yapılacaktır. İkinci açık artırmada muhammen bedelin %40’ı ve satış ve paylaştırma masraflarını geçer pey sürülmesi halinde ihale yapılacaktır. Satış peşin para iledir. KDV, damga resmi, tellaliye ve satışa konu hisselerin her türlü tescil masrafları alıcıya aittir. İhaleye katılmak isteyenlerin muhammen bedelin %20’si oranında nakit yada milli bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu sunmaları zorunludur. Başka bir teminat türü kabul edilmeyecektir. Satış şartnamesi İstanbul 3. İflas Müdürlüğü’nde isteyen alacaklının incelemesine hazır tutulmuştur. İlan ve tebliğ olunur. 08 Haziran 2007 Basın: 31690 İSTANBUL 3. İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN MENKUL MALIN AÇIK ARTIRMA SURETİYLE SATIŞ İLANI 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ “Loğusaotu” da denilen ve 1 kökleri halk he2 kimliğinde kullanılan bir bitki. 3 2/ Marmara Böl4 gesi’nde bir göl... Kalın bükülmüş 5 sicim. 3/ Uyluk 6 kemiğinin bilimsel adı... Kayak. 7 4/ Bir renk... Pe8 ru’nun başkenti. 5/ Çoğunlukla 9 kahverengi demir 1 2 3 4 5 6 7 8 9 karbonat bileşimli demir cevheri. 6/ Lezzet... Un, et 1 K I R K A M B A R ve bamya ile yapılan bir 2 U R A L R O Z E yemek. 7/ Uyuşuk mis 3 H A H A M T A V kin... Yüz metrekare tu4 A R A F D Ü tarında alan ölçüsü biriO T O R İ T E mi. 8/ Eskrimde kullanı 5 lan üç silahtan biri... Ar 6 E L S O L O goda marka düşkünü züp 7 M A T N İ K A H pe kimselere verilen ad. 8 E S E D K A NO 9/ Bir topluluk içinde bir 9 K I R K B A Y I R kimsenin durumu ya da kazandığı saygınlık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Akdeniz Bölgesi’nde yetişen ve halk hekimliğinde kullanılan bir tür kokulu çalı. 2/ Elemeye yarayan araç... Kuran’ın her tümcesi. 3/ Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimse... Budizm’in en önemli yapısı olan, kutsal emanetlerin saklandığı Hint kökenli anıt. 4/ İstenç yitimi... Kesintilerden sonra kalan miktar. 5/ Akla gelen, içe doğan düşünce. 6/ Bir gıda maddesi... “ sanmak için kendimi / Ne kâğıt isterim ne kalem” (Orhan Veli). 7/ Hintli kadınların ulusal giysisi... Küçük mağara. 8/ İstem dışı yapılan hareket... Mihrak. 9/ Pizza ve İtalyan yemekleri veren lokanta. CUMHURİYET 16 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear