02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 2007 PAZAR 18 Armağan İbrahim Tuz: “Annelere en güzel hediye; laik,demokratik Türkiye.” Ya ğ m u r E k i m Ankara’ya Kıbrıs Rum bayrağı asılmış... “RTE’nin bayrak edebiyatında son sayfa!” DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’na yönelttiğimiz Kutlu Doğum Haftası ile ilgili sorularımıza eksik olmasın Diyanet İşleri Başkanlığı uzunca bir yazılı açıklama göndermiş. Sorularımız ve anladığımız yanıtlar özetle şöyle: 1. Soru: İslam peygamberinin doğum günü olan 12 rebiulevveli, 2007 yılı itibariyle miladi takvime çevirdiğiniz zaman 30 Mart Cuma gecesi Mevlit Kandili olarak kutlanırken; “Kutlu Doğum Haftası”nı niye ulusal bayramlarımızdan 23 Nisan’a denk gelecek şekilde 2027 Nisan 2007 tarihleri arasında kutluyorsunuz? 1. Yanıt: Kutlamaların bu yıl 1622 Nisan arasında yapılması karara bağlanmıştır. 2. Soru: Hicri takvimi miladi takvime uyarladığınız zaman bu yılki Kutlu Doğum Haftası’nın 30 Mart5 Nisan arasında kutlanması gerekmiyor mu? 2. Yanıt: Kutlu Doğum Haftası ilk defa Türkiye GÖRÜŞ CEZMİ DOĞANER Sosyal Demokrat Yönetim Türkiye daha iyi yönetilebilir. Türkler geleceklerinden hiçbir zaman bu kadar karamsar olmadılar; politikacılarından dolayı bu kadar umutsuzluğa kapılmadılar. Türk toplumu geleceği hakkında da bu kadar kaygılanmadı. Politikacı, yaptığı yolsuzlukların hesabını vermeyen kişi olarak algılanıyor. İnsanlar, kendilerini geleceklerinden güvencesiz ve karamsar hissettikleri bir toplumda yaşamalarına karşılık, kendilerine yeniden nasıl iyi bir gelecek ve güvence sağlayabilirler? İnsanlar, tutunacak bir dal ve kendilerini kurtaracak bir güvence arıyorlar. Çünkü insanların kendilerine güvenlerini sağlamak için umut ve güvencelere ihtiyaçları var. Türkiye’de yaşayan halkın çok büyük bir bölümü tüm sosyal güvencelerden yoksundur. Bir ülkenin uygar ve çağdaş bir ülke olabilmesi için orada yaşayan bütün insanların sosyal güvencelere kavuşturulmuş olması gerekir. Sosyal devlette bu güvenceler, sadece emeklilik ve işsizlik güvencesini değil, konut güvencesini, her ailenin çocuklarının okutulmasının bir anayasal hak olarak her yönüyle garanti altına alınmasını, sağlık sigortasını ve hukuksal sigortayı da gerektirir. Sosyal demokrat düzende herkesin iş olanağına sahip olması gerekir. İş insanı güçlü kılar. Güçlü toplum, güçlü insanlardan oluşur. Blair, başbakanlıktan 3 yıl erken ayrılıyormuş. Kalan süreyi Tayyip’e versin! Sorular ve yanıtlar Diyanet Vakfı tarafından 1989’da kutlanmaya başlanmıştır. Etkinlikler 19891993 arasında hicri takvime göre, 19942000 arasında miladi takvime göre düzenlenmiştir. 20012006 arasında ise hicri 12 rebiuevvel tarihinin miladi takvimde 20 Nisan tarihine yakın olması dolayısıyla kutlamalar Mayıs ve Nisan aylarında yapılmıştır. 3. Soru: Peygamberin doğum yılı olan ve miladi takvime göre 571 yılında 20 Nisan’a denk gelen 12 rebiulevvel gününü niye her yıl 20 Nisan’da Mevlit Kandili olarak kutlamıyorsunuz da Mevlit Kandili’ni her yıl farklı günlerde kutluyorsunuz? 3. Yanıt: ... 4. Soru: İslam peygamberinin doğum gününün kutlanmasına ilişkin Kuran’da hangi buyruklar vardır? Üşüme Muhsin Salman: “Türban, Hayrünnisa Gül’ün beynini örtmüyormuş. Aman üşütmesin de!” Avni Kurtuldu: “Cumhuriyeti oy çokluğu ile kaldırmak isterlerse ne yaparsınız diye soranlara ‘sopayla kovalarım’ diyen Mustafa Kemal’in izindeyiz; sopalar elimizde sandık başındayız! Sandık 4. Yanıt: Kuran’da hazreti peygambere inanan kimselerin peygambere karşı nasıl bir sorumluluk, saygı ve sevgi içinde olmaları gerektiğini ortaya koyan çok sayıda ayet mevcuttur. 5. Soru: Miladi takvime göre 10. ve 12. yüzyıllar arasında Mısır’da hüküm süren Fatımiler tarafından ilk kez kutlanan “Mevlit Kandili”nin ve Kutlu Doğum Haftası’nın Kuran’daki yeri nedir? 5. Yanıt: ... 6. Soru: Başkanlığınızın 2027 Nisan arasına denk getirdiği Kutlu Doğum Haftası’nı Mart ayı sonundan başlayarak Mayıs ayı başına kadar sürecek şekilde ve yerel yönetim veya dernekleri kullanarak kutlayan çevrelere yaptığınız herhangi bir uyarı var mı? 6. Yanıt: Kutlamaların amacının dışına çıkarılmaması için kamuoyuna defalarca açıklama yapılmıştır. SESSİZ SEDASIZ (!) Amerika’nın bir türlü alamadığı ders BABIÂLİ’NİN ustalarından Cüneyt Koryürek ağabeyimiz kolları sıvamış, Galatasaray Üniversitesi’ni bitirmiş bir gencin yayıncılık düşleri için; haftalık haber dergisi Kozmopolit’in kapak tasarımına yardım etmiş. Dergiyi sorarsanız, birkaç hafta sonunda mali zorluklar nedeniyle kapandı. Ama geriye hoş bir seda bıraktığı kesin. Cüneyt Koryürek, son kapak için şöyle diyor: “1945 yılında Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Samim Güner: “Sandığa gidip şalteri indirmezsek, 23 Temmuz’dan itibaren Adli Sicil Raporu yerine ‘Müslümanlık Sicil Raporu’ isteyecekler!” Şalter Japonya’nın burnunun ucundaki Iwojima adasına çıkarma yapan ve büyük kayıplar pahasına adayı işgal eden Amerikan askerlerinin, Amerika tarihinde sembol olmuş resmi ile, bendeki bir başka resim birleşti. Bu sefer, Amerikan askerleri, Amerika bayrağı yerine bir kaktüs ağacını Irak çöllerine dikmek istiyorlar. Bu kapak, Amerika’nın yanlış yerde, yanlış zamanda ve yanlış amaçla bulunduğunu simgeliyor.” Çalışmak ödüllendirilmeli İyi bir eğitim insanları güçlü yapar. Eğitim aynı zamanda da iş piyasasının anahtarıdır. Eğitim kişinin özgürleşmesi, kalkınması ve girişimciliğinin gelişmesine katkı sağlar. Yaşam birlikteliğimiz gittikçe daha karmaşık ve yoğun bilgi gerektirir hale geldi. Eğitimin hem kültürel hem ekonomik önemi de artmaktadır. Toplum eğitimöğretimden gittikçe daha fazla şeyler beklemektedir. İnsanlara ek eğitim, uzun zamandan beri tekrar iş piyasasına geri dönmek isteyenlere özel kurslar gibi, yeni eğitim platformu yaratılır. İş piyasasında işçilerin sağlam pozisyonda kalabilmeleri için her zaman eğitimöğretim görme şansları olabilmelidir. Bireysel gelişim planı gündeme getirilmelidir. Bu şansa işyerinde ek eğitimle, özel kurslarla sahip olunabilmelidir. İş olanağının olması için yatırımların yapılması, işçilere şanslar verilerek çalışma sürekliliğinin sağlanması çok önemlidir. Yoksulluğun babadan oğula geçmesine çare bulunmalı. 1980’den sonra demokratik coşku ve hırs yok oldu. “Cumhuriyeti koruma mitingleri” ile toplumda bir uyanış başladı. Uyanış ödüllendirilmelidir. AKP, Türkiye’nin toplumsal yapısında, dış politikada tamiri uzun yıllar sürecek gedikler açtı. Cumhuriyetin tüm kazanımlarını tartışma konusu yaptılar. Burada da sosyal demokrat CHP’ye büyük görev düşmektedir. İzlediğim kadarı ile CHP; (Avrupa basınında sık sık yazıldı) “Demokratik hukuk devleti mücadelesi”nde kararlı. “Cumhuriyetdemokrasilaiklik”, “Türkiye’nin toprak ve halk bütünlüğü”nün korunması için ödün vermeyecek, pazarlık konusu yapmayacak ve yaptırmayacaktır. CHP, iktidarı döneminde “reformlar” a hız verecektir. İnsan haklarına, özgürlüklere dayalı eksiksiz demokrasiyi ve eşit katılımcılığı gerçekleştirecektir. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin ve bölgeler arası uçurumun düzeltilmesi ve yoksulluğa son verilmesi öncelikli hedefleri olacaktır. İstihdamın artırılması ve daha iyi yaşam standartları; sosyal hakların güçlendirilmesi; sürdürülebilir gelişme ve çevrenin korunması sağlanacak. Türkiye’yi; çağdaş, demokratik dünyada tartışılır hale getiren; kriz ve gerilim yaratan gerici, bağnaz lider ve iktidarından kurtaracaktır. Kriz üzerine kriz yaratan bir lider ve partisinin kredisi bitti. İyi yönetici, lider krizlerde kendini belli eden, krizi çözebilendir. Tüm dünyanın gözü CHP ve Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal’da. CHP’nin 1 Mart tezkeresinin ret edilmesinde olduğu gibi; seçim sonrası Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere Türkiye’nin içinde bulunduğu kriz ortamından kurtaracağı Avrupa’da olduğu kadar Türkiye’de de insanların beklentisi... İnsanların geleceklerinin güvence altında olmasını ve umut içinde mutlu yaşayabilmelerini sosyal demokrat bir iktidar gerçekleştirecektir. Laik cumhuriyet “hedef” olunca, sol partiler “nişan”landı! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr …Ve İzmir ‘Buluşması’ Bugün İzmir’i coşturacak “Cumhuriyet Mitingleri”ne Anadolu aydınlanmasının “Türkiye Buluşmaları” demek ne kadar anlamlı olur... Tıpkı Tarihi Kentler Birliği’nin (TKB) 2000’den bu yana değişik kentlerde sürdürdüğü beraberliklerine de “Anadolu buluşmaları” dediğimiz gibi… Çünkü Edirne’den Kars’a tüm bölgelerden yerel yöneticiler, uzmanlar, siyasetçiler ve kentlerimizin “tarihsel olgunluk”larıyla yaşamasını isteyen herkes, “ulusal bir özlem” için buluşuyor; “Uygarlık birikimlerimizi, kimlikli ve çağdaş Türkiye’nin mayası yapmak...” Şimdi, Cumhuriyet Mitingleri’nin milyonları da, aynı “maya”yı Anadolu’nun “toplumsal birikimler”iyle yoğurmak için buluşuyorlar... TKB’nin 2003’teki İzmir buluşmasında “kent arkeolojisi” ele alınmıştı. Cumhurbaşkanımız Sezer’in de katılımıyla gerçekleşen toplantıda, kentlerimizdeki “antik doku”ların “algılanma”sı vurgulandı. Cumhuriyetin başlattığı Anadolu kazılarından ilk sonuçları öğrenir öğrenmez Atatürk’ün “Biz 5 bin yıldır bu topraklardayız” demesi, yıllar sonra yeniden önem kazanıyor… Eğer bugünkü arkeolojik bulgulara 1930’larda eriTKB’nin, işte bu gerçeğin de vurgulandığı ulusal buluşmasına ev sahipliği yapan İzmir, aynı günlerde “5000. yaş”ını kutluyordu. Moskova’nın 800. yılı törenine İstanbul adına katılanlar, her fırsatta “anımsatma”mıza rağmen dünya mirası kentimizin 2600. yaş gününü kutlamadılar; Ankara’yı yönetenler, başkentimizin 3000. yaşı için dünya başkentlerini de davet edecekleri törenler düzenlemeyi akıllarına bile getirmiyorlar... “İzmirli”ler ise “geçmişi sahiplenen” çağdaş belediyeciliğin simgesi Ahmet Piriştina’nın önderliğinde, “Biz 5 bin yıldır buradayız” demişlerdi... Nitekim bugün de aynı İzmirliler, Aziz Kocaoğlu’yla birlikte 14 Nisan’da Tandoğan’da başlayan “Cumhuriyet buluşmaları”na, arkeologların yeni bulgularıyla “8000 yaşındayız” diyerek ev sahipliği yapıyorlar. Böylesi “görmüş geçirmiş” bir kentin, gericiliğe, dinciliğe, emperyalizmin “ılımlı İslam devleti” oyunlarına karşı yürüyüşe geçen milyonları ağırlaması da “görülmemiş” görkemde olacak... ‘Kosti’nin ‘halt’ı Gündoğdu’daki buluşma günbatımında da “inadına” bir coşkuyla “Gâvur İzmir”de sürmeli... Eskiden bu deyim, vaktiyle yıkılmış küçük bir kalesi olduğundan “Ka ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY Kurtuluşun 5. yıldönümünde İzmir’den... (9 Eylül 1927) şilebilseydi, “devrimin tarihsel le Arkası” denilen; sadece Rum gekimliği” için diyecekti ki; “Biz 10 micilerin yaşadığı Gümrükönü ile Pasaport arasına denirmiş… bin yıldır bu topraklardayız...” Bu akşam da aynı semtten AlÇünkü “anavatan”ımız Anadolu, binyıllardır süregelen “toplum sancak’a uzanan “Kordelya” sal geçmiş”iyle, sadece Müslüman (Kordon) meyhanelerinde, hep birlığın, Hıristiyanlığın ya da diğer likte “Karantinalı Despina”yı inançların yurdu değil; “pagan”lık söylemeli… Bilirsiniz, Atatürk bir gün Kortan bu yana tüm kültürlerin birbirlerinden esinlenerek yarattıkları don’daki Naim Palas’ın cumbasın“ortak yaşam uygarlıkları”nın ül dan körfezi seyrederken “Vre Dimitri” demiş genç Rum garsona, kesi... Nitekim İslam coğrafyasında, “Sizin Kosti Kral Konstantin de emperyalizmle sarmaş dolaş bir burada güneş batarken rakı içti “dinci”lik egemenken tek “laik mi?” Garsonun yanıtı “Hayır Paşam” devrim”in, üstelik destanlaşmış bir ulusal bağımsızlık savaşıyla gerçek olunca dayanamamış; “Eee.. O zaleştirilmesi de işte o tarihsel birlik man sormadınız mı, ne halt etmeteliklerden beslenen “Anadolu ay ye almış İzmir’i?..” Cumhuriyet mitingleri, devrim dınlanması”nın armağanı... Yine Atatürk, bu tarihsel gerçeği de tarihimize “Anadolu aydınlanma“Türkiye Cumhuriyeti’nin teme sının Türkiye buluşmaları” olali kültürdür” diyerek özetliyor. Ya rak geçiyor... İzmir buluşmasında ise 8 bin yılni inançların “çatışma”sı yerine “ortak aklın kazanımları”na da lık geçmişten beslenen çağdaş uyyanarak 20. yüzyılın efsanevi dev garlık bilincinin “tarihe geçecek rimini yaratmış, “laik gelenek kucaklaşma”sı yaşanacak… ler”le uygarlaşan bir “Anadolu kültürü”... ekinci?cumhuriyet.com.tr HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Mayıs www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Shakespeare’in “Ot 1 hello” adlı 2 oyunundaki 3 kadın kahraman. 2/ Ki 4 ra... Kuran’ın 5 her tümcesi. 6 3/ “Makak” 7 da denilen bir 8 maymun... Çoban, deve 9 ci ve göçebe1 2 3 4 5 6 7 8 9 lerin giydiği bir tür kepenek. 4/ Ayak di 1 S E L A D O N K F O T A reme... Yemek. 5/ 2 İ B İ S İ L E N Ç Ömür boyu konuş 3 N E M K mama ilkesine daya 4 C B A N A L H A lı bir Hıristiyan tari 5 A R O Z Ö Z A N D O R katının üyelerine ve 6 B U rilen ad. 6/ Eylemle 7 İ L O Ü M İ T ri olumsuz yapmak 8 E D A AMO R ta kullanılan ek... 9 S T A B İ L İ Z E Çiy, şebnem. 7/ İki iletken arasında meydana gelen son derece ışıklı elektrik boşalımı... “Franz ”: Ünlü Çek yazar. 8/ İzmir’in Seferihisar ilçesinde ünlü bir antik kent... Bursa’nın Gemlik ilçesinin antik dönemlerdeki adı. 9/ Victor Hugo’nun “NotreDame’ın Kamburu” adlı romanındaki Çingene kızın adı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sarımsak dilimi... Yaprakları çay gibi haşlanarak içilen bir Güney Amerika bitkisi. 2/ Güzel kadın... Bir sövgü sözü. 3/ Yakındoğu’da ve özellikle Cezayir’de konuşulan Arapça, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca karması dil... Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da küçükbaş hayvanların kışı içinde geçirdikleri dam. 4/ Toprakta biriken fazla suların çeşitli yollarla boşaltılması... Tavlada “üç” sayısı. 5/ Her çeşit kabın üstünü örtmeye yarayan nesne. 6/ Eski dilde su... Hintlilerin, bağlı oldukları tarikatı belirtmek için alınlarına çizdikleri işaretlere verilen ad. 7/ İnce dantel... Sefalet çeken, yoksul. 8/ Bitki... Bir bilgiyi gösteren simgeler dizgesi. 9/ Kâğıtları bir arada tutmaya yarar çengel... Baston. CUMHURİYET 18 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear