02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 MAYIS 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA ÇANKAYA’YI TEMİZ TUT, TÜRKİYE’Yİ KİRLETME! 17 Barzani yine Türkiye’yi hedef almış... “Ne de olsa Erdoğan’ın dostu!” 24 OCAK’TA Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesi’nin Uğur Mumcu’yu anmak için Atatürk anıtına çelenk koyması Isparta Valisi Şemsettin Uzun’un buyruğu üzerine Isparta Emniyet Müdürü A. Kemal Seyhan’ın operasyonu ile engellenmiş ve katılımcıların anıta karanfiller bırakması Isparta Cumhuriyet Başsavcısı Erol Tosun’nca suç sayılmış, Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şube Başkanı Mahmut Özyürek hakkında Isparta Sulh Ceza Mahkemesi’nde halkı yasalara karşı tahrik etme savıyla dava açılmış, Mahmut Özyürek’in üç yıla kadar hapsi istenmişti. Dava, geçenlerde sonuçlandı. Yargıç Mustafa Kutu’nun kararını birlikte okuyalım. Gereği düşünüldü: “Sanığın Isparta Atatürkçü Düşünce DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Şarkı Zehra Top: “RTE’nin şarkısı değişsin artık: Çankaya’ya kar yağdı üşümedin mi? Sen bu işin sonunu düşünmedin mi?” Ya ğ m u r E k i m Dayakçı eşe “bar yasağı” getirilmiş. O da evde bar bar bağırır! Gelincik Ramiz Yıldırım: “4 Kasım 2002’de başlayan Lale Devri, 14 Nisan 2007’de başlayan Gelincik Devrimi ile sona ermiştir!” Derneği’nin başkanı olduğu, tüzükleri gereği her yıl 24 Ocak’ta Atatürkçü düşünce şehitlerini anma günü düzenlediklerini ve bu nedenle Atatürk büstüne çelenk koyarak anma günü yapmak istediklerini vilayete bildirdiklerini ancak vilayetçe bu taleplerinin belediye iş hanı önünde basın açıklaması yapabileceklerini bildirerek reddedilmiş olduğu, Isparta vilayetinde tören alanı ve Atatürk büstünün vilayet önünde bulunduğu, yasalarca kabul edilmiş ulusun önderinin düşüncelerine sahip çıkıp bu konuda tüm ulusu bilinçlendirmek uğraşı içerisinde olan bir deneğin anma gününde Atatürk büstüne çelenk koyması gibi haklı bir nedenin göz ardı edilemeyeceği, Bir dava Atatürk büstüne çelenk konulacak başka bir yerinde olmadığı, derneğin çok önceden anma gününe davet ettiği kuruluşlara tekrar geri dönüp Atatürk büstüne çelenk koyamayacakları bildirmelerinin de olayın önemi doğrultusunda mümkün olmadığı, eylemin kamu barışını bozmaya yönelik bir eylem olmayıp aslında tüm ulusun birliğini sağlamaya yönelik eylem olduğu, bu nedenle sanığın olayda suç işleme kastının bulunmadığı anlaşılmış olmakla atılı suçtan beraatına karar vermek gerekmiştir.” İslamcı iktidar koltuktan inmeden bu dava temyiz edilmeli; mahkeme kararının bozulması istenmeli! Yurttaşların Atatürk anıtına karanfil bırakması bir şekilde yasaklanmalı. Hatta, yurttaşların Atatürk anıtının önünden geçmelerine dahi izin verilmemeli! Kurtaramayacaklar!.. Dünya finans devi JP Morgan önceki gün seçim raporu yayımladı. AKP yüzde 30’la tek başına iktidar!.. CHPDSP ittifakı ile ANAPDYP birleşmesinden doğan Demokrat Parti’ye ise yüzde 1517 oy oranı bahşedilmiş!. MHP mi dediniz?. Barajın çok altında!. Genç Parti?. Adı bile yok!. JP Morgan’ın seçim raporunda, bu sonuçların hangi kriterlere göre yapıldığı, hangi ankete dayandığı, böylesine kesin oy oranlarına nasıl ulaşıldığı yer almıyor! Tıpkı kısa bir süre önce açıklanan Merrill Lynch’in raporunda olduğu gibi!.. Bitmedi; bu raporların açıklandığı günlerde dünyanın önde gelen haber dergilerinden Newsweek’de, başyazar Fareed Zakaria’nın, Abdullah Gül’le yaptığı bir röportaj yayımlandı. Önce Gül ne demiş görelim: Türkiye’ye şeriatın gelmesi mümkün değil… Ailemdeki tüm kadınlar türban takmıyor. Onlara bir şey söylemezken neden diğerlerine söyleyeyim?.. Biz, İslami bir parti değiliz. Din Bireysel bir kavramdır. Ayrıca ben İslami partileri sevmem… Şimdi de Zakaria’nın bu röportajın sonuna eklediği yoruma bakalım: AKP, İslami kökleri olmasına rağmen, Türkiye tarihinin en açık, en modern, liberal siyasi hareketi oldu. Şimdi kaydedilen başarı laik kesimin aşırı tepkisi yüzünden tehlikeye düşebilir. Laik çevrelerin şüpheleri gerçeklerden uzak bir paranoyadır… Nasıl yorum ama?!.. Bunların üstüne bir de uzun yıllar AKP’ye sıcak yaklaşan, olumlu yazılar yazan bir köşe yazarının, Mehmet Tezkan’ın dün Vatan gazetesinde yer alan yazısından alıntı yapalım: AKP’liler diyor ki.. “O kadar da değil.. haksızlık yapma, biz kimsenin özel hayatına.. kılık kıyafetine.. yaşam tarzına müdahale etmedik..” Ben de diyorum ki ettiniz… Bütün atamalarda türban kriterini uyguladığınız için ettiniz.. Gelsinler İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni görsünler.. Özellikle belediyenin iştiraki olan şirketleri.. Tek kriter bu.. İnsanlar yerini korumak için mescitlerde namaz kılmaya, cuma namazlarını kaçırmamaya başladı.. Din, kimlik gibi oldu.. Bu özel hayata müdahale değil mi?.. AKP ülkeyi bu hale getirdi.. yaptığı en büyük kötülük de bu oldu.. Toplumu böldü... Belediyeleri geçtim, Hazine’ye, SPK’ya baksınlar.. Nasıl tokat, pardon yanıt ama?!.. ??? Bu girişten sonra soru şu: Dünyanın önde gelen finans devleri, haber dergileri niçin düğmeye basılmış gibi AKP destekçisi kesiliverdiler? Aslında yanıt çok basit; Türk finans dünyasının neredeyse tamamını bu arkadaşlar kontrol ediyor. Yabancı yatırımcının piyasalarda tam 87 milyar doları bulunuyor!.. Dile kolay, hemen çekilmesi mümkün olmayan 87 milyar dolarlık bir risk!.. Üstelik dünyanın en yüksek faiz getirisi de bu piyasalarda. İnanılmaz paralar kazanıyorlar. Bu olanağı onlara kim sunuyor? Bravo bildiniz, tabii ki AKP iktidarı!.. Türkiye son 5 yılda, tüm Cumhuriyet tarihinde yapılan borç miktarını ikiye katladı! Şimdi siz JP Morgan ya da Merrill Lynch’in yerinde olsanız, seçim raporunda kimi desteklersiniz? Bravo, yine on ikiden vurdunuz; tabii ki AKP’yi!.. Newsweek’in başyazarı niçin AKP’yi “en liberal” ilan ediyor? Türkiye’nin Cumhuriyet tarihi boyunca biriktirdiği tüm değerler çokuluslu şirketlere AKP eliyle peşkeş çekiliyor da ondan!.. Hiç kuşkunuz olmasın, Batılı dostlarımızdan AKP’ye yapılan destek çığ gibi artacak. Bekleyin daha ne övgüler ve de ne pohpohlamalar art arda sökün edecek. Ama yetmeyecek!.. AKP ne mağduru oynayarak, ne de küresel efendilerinin engin desteğini alarak seçim galibi olamayacak... Çünkü maskeler düştü!. Ben de çeyrek asrı geçen gazetecilik tecrübeme, son 8 ayda yaptığım yüz bin kilometre yola ve de bu halka dayanarak iddia ediyorum. Halk, yabancı destekçilerin seçim raporlarını tarihin çöplüğüne havale edecek!.. Seçim sandığında halkın tokadı yalnızca AKP’nin değil, küresel sömürücülerin de suratında patlayacak… Hodri meydan!.. e posta: umitzileli?gmail.com SESSİZ SEDASIZ (!) Anayasa ‘derhal seçim’ diyor ama... YÜKSEK Seçim Kurulu, anayasanın 102. maddesine göre Türkiye’yi derhal seçime götürmek yerine Meclis’in bu sürece müdahale ederek 22 Temmuz’da yapılmasına karar verdiği seçim tarihini mümkün olan en kısa süre olarak açıklayınca Kemal Öncü şöyle dedi: “Siyasilerin, seçim tarihi konusundaki anayasal yanlışını yüksek hâkimlerden oluşan kurul da paylaştı. Bu tarih anayasanın ‘derhal seçim’ koşuluna aykırıdır. Anayasanın öngördüğü ‘derhal’in gün olarak anlamına ilişkin bir fikir edinmek, geçmişte alınan erken seçim kararları ile mümkün olabilir. Örneğin 20 yıl önce 17 Ekim 1987’de 43 gün sonrası için erken seçim kararı alınarak 29 Kasım 1987’de seçimin yapılmış olması, bu sürenin teknolojik gelişmeler ve günümüzdeki internet olanakları da göz önüne alınarak bugün için de geçerli olacağına bir kanıttır. Dolayısıyla Yüksek Seçim Kurulu’nun Anayasanın ‘derhal’ koşuluna rağmen daha önce örneği olan 43 ya da 45 gün sonrasını değil 75 gün sonrasını seçim tarihi olarak belirlemesi anayasanın emredici hükmüne aykırı olduğu gibi aynı zamanda görev ve yetkisini kötüye kullanmak anlamına gelir. Bir toplumda hukukun üstünlüğünü sağlamadan demokrasiyi yaşama geçirmek kesinlikle mümkün değildir ve demokrasi açısından önümüzdeki en büyük engellerden biri de budur.” behicak?yahoo.com.tr Ulema Namık Gündüz: “Bunlar, ilahiyatı ve fıkhı çok iyi biliyorlar ama ne yazık ki anayasa ve hukuku hiç bilmiyorlar!” İttifak Gülhan Elmas: “Sağda, solda partiler ittifak yaparken AKP istifini bozmuyor. Onlara ‘ABABDAKP’ ittifakı yetiyor!” Sait Faik’le 28 Yıl PERİHAN ERGUN 11 Mayıs 1954 günü 48’ine bastığı yıl yaşamını yitiren evrensel öykücümüz Sait Faik’i hiç unutmadık ve unutturmadık. 1978 yılının Mayıs’ında ilk kez öğrencim olan rahmetli Burgazadası Muhtarı Güngör Yıldırım’ı görevlendirerek, başladığımız anma ve anlatma günlerini bu yıla kadar 12 Eylül’ün yasaklı dönemi dışında hep sürdürdük. 1983’te “Adalar Bozulmasın” kavramını içeren sahip ve sorumluluğunu yüklenen Av. Behlül Ablak yönetimindeki yeşil başlıklı Çevremiz adlı yeni gazetemizle yola devam ettik. Gazetenin yazarları adaların yerlilerinden Şakir Sırmalı, ressam Tiraje Dikmen, emekli İ. Hakkı Gülsoy’la benim gibi adanın çevre gönüllülerinden oluşuyordu. Konularımız öykücümüzün “Son Kuşlar” adlı öyküsünde “... Kuşları boğdular, çimleri söktüler, yollar çamur içinde kaldı. Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz.......... Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi” diye anmasını giderme savaşım kapsıyordu. Uyarılarımıza kulak asılmadığını görünce 23.03.1989’da İstanbul gönüllüsü Sn. Çelik Gülersoy başkanlığında Adalar’ın çevre, doğa ve kültürel yapısını koruyup, yaşatmak amacıyla Ada Dostları Derneği’ni kurduk. Kurumlaşmış olan Sait Faik Günleri’ni her yıl 12 Eylül’ün yasaklı ylı dışında 28 kez 11 Mayıs’tan sonraki pazar günlerinde sürdürdük.. Bu anmaları, başlangıçtaki bir iki yıl dışında onun en çok sevdiği yer olan Burgazadası’nın Kalpazankaya Kır Gazinosu’nda 90. yaş yılı olan 199’da yaptırdığımız elinde kadehiyle kayaların üstünde oturduğu heykelinin önünde uyguladık. Düzenlemelerimize, oğlunun vasiyeti yönünde anacığı Makbule Hanım’ın Sait’in yapıtlarının telif haklarıyla Müze Evi’ni vakfettiği, Darüşşafaka Cemiyeti yönetimiyle TYS’yi de kattık. Oğlunun adını yaşatma duygularıyla 1955 yılında kurduğu “Sait Faik Hikâye Yarışması Ödülü”nü daha sonra 1963’te Makbule Hanım ölünce Darüşşafaka Cemiyeti sürdürdü. Seçilmeğe değer bulunan öykücüye cemiyetin dışında biz de Sait Faik’i hatırlatacak armağanları, anma günlerinde sunduk. 2005’teki 27. yılda ödüle ilk jüride yer alan Behçet Necatigil’in sevgili kızı Ayşe Sarısayın değer bulunmuştu. Necatigil’e de borçluluk duygularıyla öykücümüze en çok benzetilen tasarımı ve dökümü yontucumuz Gürdal Duyar’ın olan büstünü armağan etmiştik. Geçtiğimiz 2006 öykücümüzün 100 yaşına bastığı yıldı. Bunu önemsedik. Dört günlük etkinlik kapsamında düzenleme yaptık. 11 Mayıs 2006 günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda ona olan hayranlıklarıyla klavsenit Leyla Pınar’dan bir konser, sevgili Gülsen Tuncer’den şiir dinletisi, kendisiyle hep öğünç duyduğum öğrencim Cem Özer’den salonu dolduran öğrencileri etkileyici söyleşi ve öykülerinin örneklerini içeren sunularla anısını coşkuyla yaşattık. Ayrıca Sayın Semih Poroy’un özgün çizgileriyle Sait Faik’i anlattığı karikatürlerinin tümü ve öykücünün kitap kapaklarından oluşan serginin dışında; amatör yontucu ressam kadınlarımızın tablolarıyla Kasımpaşa Lisesi öğrencilerinin resimleri güne ayrı bir heyecan getirdi. Bu gösterimde salonun verilişi ile konuklara kokteylde sunuluşunda büyük emeği geçen İstanbul Başkanlığı Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ayşenur Özturanlı’ya da teşekkürlerimiz vardır. Programın ikincisi 14 Mayıs 2006’da birinci bölümü saat 11.0013.00 arası Burgazada A.S.S.K’de katılımcıları Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Sayın Yücel Aşkın’ın Bilkent Üniversitesi öğretim görevlisi ve ilkkültür bakanımız, Sait Faik’i İngilizce şiir kitabıyla başta ABD olmak üzere yurtdışına taşıyan Sayın Talat Halman’la eski ve yeni TYS başkanları Ataol Behramoğlu, Cengiz Bektaş ve Enver Ercan ile Sait Faik’i kitaplaştıran Ahmet Miskioğlu ile tiyatronun duayeni Kemal Bekir’di. Bir de has Adalı gazeteci yazar Necmi Tanyolaç ve özürlerini bildirerek gelemeyenlerden ödüllü edebiyatçı ve köşe yazarımız Oktay Akbal’dan duygularımı yenemeyerek panel yöneticiliğimle okuduğum tadına doyulmaz öykülerdi. Penelin bitiminden sonra gene her yıl olduğu gibi 1996’da Sait’in 90. yaş yılında elinde içki kadehiyle kayaların üstünde oturuşunu simgeleyen heykeli önünde öyküleri şiirleri eşliğinde sazlı, halk danslı dostlukları içeren anmamızı tekrarladık. Düzenlemenin dördüncüsü ışıkları içinde arkadaşı S. Faik’le buluştuğuna inandığımız sevgili Vedat Günyol’un anısını da içeriyordu. Günyol her yılın 19 Mayıs’ında öğrencileriyle Kalpazankaya’da Sait’i anarak piknik yapardı. Bunu biz de anısına duyduğumuz saygıyla uygulayarak 100. yıl anmasını noktaladık. DUYURU Bu yıl da 29. cu kez 13 Mayıs günü anma kararı almıştık. Gelin görün ki AKP’nin cumhurbaşkanı seçimindeki uzlaşmaz tutumu ve tek seçiciliği toplumumuzu ve mayıs ayını alt üst etti. Toplumsal tepkileşime dönüştürdü. Biz de dernekçe Tandoğan’dan başlayarak, Çağlayan, Manisa, Çanakkale, İzmir mitinglerine ve sürdürülecek tüm etkinliklere “Tehlikenin farkına vararak” Atatürk’ün bizlere emanet ettiği cumhuriyetimize sahip çıkmaya karar verdik. Bu önemli nedenle de bu yıl Sait Faik’ten onun da hak vereceğine inanarak Anma Günü’nden vazgeçtik. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 10 Mayıs www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Amerika’nın 1 tropik bölgelerinde yaşayan 2 bir maymun. 2/ 3 “Çalma, hırsızlık” anla 4 mında argo 5 sözcük... Bi 6 sikletin oturulacak yeri. 3/ 7 Diskli frenin 8 metal levhası... 9 Belirli bir iş 1 2 3 4 5 6 7 8 9 için ayrılan para. 4/ Öbür dünyada verile 1 T I R M A Ş I K cek olan ceza. 5/ Ço 2 O R A R A S A T rum ve Yozgat yöresi 3 Y A L M A N S E ne özgü bir halk oyu 4 G A B S A T nu. 6/ İzlanda’nın pla 5 A L K O V L A T ka imi... Sıcak bölge 6 R O L A R A B A lerde yetişen çok sert 7 D AM L A T A Ş bir ağaç... Bir sayı. 7/ 8 N O K U L A L O Mimarlıkta “sahın” 9 A S A A Y V A Z anlamında kullanılan sözcük... Organlar, vücut parçaları. 8/ Taban suyunun yüzeye kadar yükseldiği, gür ve sık bataklık ormanlarına Trakya yöresinde verilen ad. 9/ Japonya’nın para birimi... Nâzım Hikmet’in bir oyunu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Rengârenk çiçeklerinden dolayı süs bitkisi olarak yetiştirilen ve “latinçiçeği” de denilen, tırmanıcı bir bitki. 2/ Pirinç ve şekerkamışından elde edilen bir tür rakı... Yayvan sepet. 3/ Ayakkabı... Fotoğrafı çekilen bir konunun geri planı. 4/ Çok çirkin ve sakil olan. 5/ Bursa’nın kaplıcalarıyla tanınmış semti. 6/ Duman lekesi... İstem dışı yapılan hareket... Blake Edwars’ın yönettiği bir film. 7/ Ortaçağda Okyanus’ta kullanılmış, yelkenli büyük gemi... Üye. 8/ Denizin normalden çok daha derin bölgesi. 9/ Giysi kolu... Fazla bön, avanak. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear