28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 2007 PAZAR 6 DEVLETTEN TEŞVİK HABERLER DSP’nin bugünkü ‘Milli Egemenlik Mitingi’nde hükümet protesto edilecek PAZAR ORHAN BURSALI Yurttaş kartla silahlandı AYŞE SAYIN Kuşatmaya karşı miting ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP bugün saat 11.00’de Sıhhiye Meydanı’nda düzenleyeceği “Milli Egemenlik Mitingi” ile hükümeti protesto edecek. Herkesi mitinge davet eden DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, “Milli egemenliğimizi korumak ve huzurlu, güvenli geleceğimizi yeniden kurmak için gelin hep birlikte olalım” dedi. DSP Genel Başkanı Sezer dün yaptığı yazılı açıklamada, kritik ve karanlık bir süreçten geçildiğine dikkat çekti. “Türkiye, hiç bu kadar kötü yönetilmemişti” diyen Sezer, AKP’yi eleştirirken “Ülkemiz hiç bu kadar kuşatılmamıştı. Halkımız hiç bu ka Akıllı Seçenek Var Dananın kuyruğunun kopması gerekmiyor. Her şey açık seçik ortada. Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’nı çok istiyor. AKP’li milletvekillerine sözde danışıyor. Neredeyse hepsi elpençe divan, yağcılığın sınırı yok. Erdoğan, övgüler dinlemekten başka bir yararı olmayan böyle göstermelik toplantıları niye düzenler? Gazetelerden okuyoruz ki, bazı milletvekilleri, “Sayın Başbakanım, Çankaya’ya çıkar, gerektiğinde hükümeti de oradan yönetirsiniz” diye yol bile göstermişler! Sayın Gül’ü düşündüm! Birileri ya yağcılığın dibi delik küpü için yüzüyor ya da Başbakan’ı, gözü arkada, hükümette kalmasın diye Cumhurbaşkanlığı’na itiyor... Ama AKP’nin iki lideri arasında böyle bir yol ayrımı gerçekleştikten sonra, Erdoğan, Başbakanlık’ı unutması gerektiğini çok iyi biliyor! Bir üçüncü AKP’linin Çankaya’ya çıkması durumunda, iki liderin AKP’nin tepesinde daha ne kadar “sığışabilecekleri” de ayrı bir yorum konusu! Gül’ün “Hadi kardeşim” diye Erdoğan’ı yukarıya itelemesi de doğal. ??? Cumhurbaşkanlığı’na bakalım bir kez daha: 1) Erdoğan, büyük bir olasılıkla adaylığını açıklayacak. Hırsını zapt edebilecek bir insana benzemiyor. Bunu tarihi bir fırsat ve bir misyon olarak görüyor. Bazı yalakalar, “Millet Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına alıştı, aferim ona, zaten karşı olanlar inandırıcı bir gerekçe ileri süremiyor” diye yazıyor, ama Erdoğan’ın, onu destekleyenlerin ve bunu yazanların “inandırıcı” bir gerekçeye zaten ihtiyacı yoktur. Büyük bir siyasi çoğunluk Erdoğan’ı Çankaya’da görmek istemiyor. “Hukuki hak” ile siyasi irade ve istek birbirinden çok farklı kategoriler. Erdoğan Meclis çoğunluğundan kaynaklanan hukuki hakkını kullanmak istemekte. Ancak Çankaya, siyasi irade yeri, milletin birliği, uzlaşı makamıdır. Bugüne kadar Çankaya adaylığı sürecinde bile inanılmaz bir siyasi tarafgirlik içinde olan bir kişi, Çankaya’ya çıkınca birden “süt dökmüş kedi” mi olacak, süngüsünü mü düşürecek, milletle ebedi barış mı ilan edecek? Erdoğan, bir gerilim politikacısı, her ne kadar kendisi tersini söylese de! Bu nedenle büyük bir olasılıkla adaylığını açıklayacak. 2) Fakat, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması mahkemelik olacak. Toplantı yeter sayısı olarak 367 bulunamazsa, CHP hemen Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak. Anayasa Mahkemesi ne karar verir bilmiyoruz, ancak bu sayıdan az milletvekili ile toplantı açılır ve Erdoğan seçilirse, mahkeme kararıyla oradan in(diril)me olasılığı şimdilik yüzde 50’dir. Erdoğan bunu da göze alıyor mu? 3) Başbakan, her şeye rağmen Çankaya’ya çıkarsa, kendi cemaatinin cumhurbaşkanı olacak, “Türkiye’yi germeyelim, ekonomiiiii” diye bağırmasına rağmen, gerilimli yılların insanı olacak. Göstermelik “tarafsız” uygulamalarını göreceğiz; ama bugüne kadarki hükümet politikaları, kadrolaşma ve Cumhuriyetin nitelikleri konusundaki düşünceleri, kararlılıkları ve politikaları, nasıl bir cumhurbaşkanı olacağı konusuna da yeterince açıklık getiriyor. ??? Kimse, Erdoğan’ın bu politikalarını kabul etmek, “ne yapalım başa gelen çekilir” demek zorunda değil. Bu siyasi bir konu. Erdoğan yanlıları, daha şimdiden, Erdoğan’ın siyasetine alabildiğine özgür alan tanırken, karşı siyasetleri de engelleme yolunu tutuyor. 4) “Toplumu gererek askeri kışkırtmak” lafazanlıklarıyla, yasal siyasete yasak koymaya kalkışıyorlar! Asker apayrı bir konu, ayrı bir sosyolojik, hukuksal ve siyasi süreç. Askeri işin içine sokmak isteyenlerin kimler olduğunu anlamak için, anayasada belirli olan düzenin niteliklerini kimlerin uç noktalara gererek törpülemeye, ufalamaya, giderek anayasa hükümlerini işlevsiz bırakmaya ve “kansız bir düzen değişikliğini” gerçekleştirmeye çalıştığına bakmak gerekir. 5) Ülke birliğini sağlamak ve hep beraber ülkemizin geleceğine bakmak için akıllı olasılık hâlâ var: Cumhurbaşkanı adayı üzerinde asgari uzlaşı! Mehmet Şevket Eygi bile, düşüncelerinde samimi ise, ülke birliğini sağlamakta, Erdoğan’la asla karşılaştırılmayacak bir başarı elde edebilecek donanımda görülüyor, bu ülkeyi tanıyor! Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı süreci, iç siyasi çatışma ve kavgaları alabildiğine kışkırtacağa benziyor. Ülkemize yazık olacak, ulusça geleceği tartışmayacağız, ulusal kararlar almayacağız... Gerilimli yıllar içinde, tıpkı eskisi gibi, debelenip duracağız. Normal olmayan bir siyasi çekişmeye gireceğiz! En büyük dileğim, bu kötümser senaryoların asla gerçekleşmemesidir.. Yoksa ülkemiz J eğrisini test edecektir... ? Kritik ve karanlık bir süreçten geçildiğine dikkat çeken DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, “Milli egemenliğimizi korumak ve huzurlu, güvenli geleceğimizi yeniden kurmak için gelin hep birlikte olalım” dedi. dar huzursuz olmamıştı. Sokaklarımız hiç bu kadar güvensiz olmamıştı. Ulusal birliğimizin ve ülke bütünlüğümüzün geleceği hiç bu kadar tartışmalı bir sürece sokulmamıştı” dedi. Halkın artık, hem kendisinin, hem Türkiye’nin hem de laik demokratik Cumhuriyetin, Atatürk ilke ve devrimlerinin yarınını güvencede görmek istediğini kaydeden Sezer, şu görüşleri dile getirdi: “Kendine haksız yere AK adını koyan; geçmişi de, günü de, geleceği de karanlık olan AKP iktidarı ve onun başkanı ise sadece laf üretiyor. Ama haksızlık etmeyelim; bir şey daha üretiyorlar, o da açlık ve işsizlik. Bir de yandaş ekonomisi. Peşkeş ekonomisi üretiyorlar. ‘Ali Dibo’cu AKP, kendi zenginlerini türetti. Ama yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış misali, ha bire başkalarını suçluyor ANKARA Şiddet olaylarının her geçen yıl arttığı, onlarca yurttaşın kurşunların hedefi olduğu Türkiye’de bireysel silahlanma adeta “devlet eliyle” teşvik ediliyor. Türkiye’de kamudaki tek silah üretici kurum olan Makina Kimya Endüstrisi Kurumu’nun (MKEK), geçen yıl ağustos ayı sonunda başlattığı “kredi kartıyla silah satışı” uygulaması silah satışlarını ikiye katladı. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün, CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu’nun soru önergesine verdiği yanıtlara göre uygulamanın 6 aylık sonuçları, “silahlandırmayı özendirir ve artırır” diyen başta Umut Vakfı olmak üzere bireysel silahlanma karşıtlarını haklı çıkardı. lar ve ortalığı güllük gülistanlıkmış gibi göstermeye çalışıyorlar. Tozpembe tablolar çiziyorlar. Devleti bütünüyle ele geçirmek istiyorlar. Son kale olarak Cumhurbaşkanlığı koltuğunu, Atatürk’ün makamını görüyorlar. Şimdi de oraya koşuyorlar. Koşsunlar bakalım. Bakalım, nefesleri nereye kadar yetecek? Bu kritik, tehlikeli ve karanlık sürece dur demek ve AKP’nin aydınlatan bir ampul değil bir balon olduğunu ortaya koymak için herkesi mitingimize davet ediyorum. Milli egemenliğimizi korumak ve huzurlu, güvenli geleceğimizi yeniden kurmak için gelin hep birlikte olalım.” Yurdun dört bir yanında yapılan eylemlerde AKP politikalarına tepki gösterildi Eğitimciler meydanlarda Haber Merkezi EğitimSen tarafından dün bir çok ilde gerçekleştirilen, “İnsanca Yaşam, Demokratik Türkiye İstiyoruz” yürüyüşünde, ‘’Türkiye’nin yakın geleceğinin belirleneceği zorlu bir süreçten geçildiği, ekonomiden siyasete, dış politikaya kadar her şeyin emperyalizme teslim edilmek istendiği’’ vurgulandı. Ankara’da Tren Garı önünde toplanan eğitim emekçileri telaplerinin yer aldığı pankartlar açarak Sıhhiye Meydanı’na kadar yürüdü. Buradaki grupla birleşen eğitimcilerin eylemine CHP Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Dev MadenSen Genel Başkanvekili Tayfun Görgülü de destek verdi. Kaçamak yanıtlar Gönül’ün verdiği bilgiye göre 2006 yılında MKEK tarafından nakit karşılığı 14 bin 351 silah satıldı ve bunlardan 34 milyon 153 bin 438 YTL hasılat elde edildi. Tandoğdu’nun kredi kartıyla yapılan satışlarla ilgili sorusuna da “kısa” yanıtlar veren Gönül, MKEK’in taksitli satış yapmadığını bildirdi. Tandoğdu’nun “Kurumda kredi kartı ile silah satışı devam etmekte midir? Kredi kartı ile yapılan satışların geliri ne kadardır” sorusuna ise Gönül, “Özel firmaların da yaptığı şekilde, kredi kartı ile ‘tek çekim’ olarak silah satışı yapılmaktadır. Satışların tutarı 57 milyon 214 bin YTL ’dir” yanıtını verdi. Gönül, Tandoğdu’nun “silahların marka ve modellerine göre en çok ve en az satılanların hangisi olduğu, bunlardan kaçar adet satıldığı” yönündeki sorularına ise kaçamak yanıtlar vererek “Yerli tabanca satışları desteklenmektedir. Firmaların satış miktarları birbirlerine yakın olup ortalama 2 bin adettir” demekle yetindi. ‘Sorunlar yok sayılıyor’ Sıhhiye Meydanı’nda açıklama EğitimSen Genel Sekreteri Emirali Şimşek, Türkiye’nin yakın geleceğinin belirleneceği zorlu bir süreçten geçildiğini, ekonomiden siyasete, dış politikaya kadar her şeyin emperyalizme teslim edilmek istendiğini dile getirdi. “Türkiye, başrolünde egemenlerin bulunduğu bir kayıkçı kavgasının içerisinde ilerliyor” diyen Şimşek, halkın sorunlarının bir türlü görülmediğini ve yok sayıldıklarını belirtti. KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ise, kamuoyunda Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yanlış platformda tartışıldığını belirterek, “Cumhurbaşkanı tarafsız değil, taraf olmalıdır. Cumhurbaşkanı, neoliberalizme, gericiliğe karşı olmalıdır. Toplumun yüzde 55’inin iradesi Meclis’e yansımamıştır. Ankara’da Tren Garı önünde bir araya gelen eğitim emekçileri, Sıhhiye Meydanı’na kadar yürüdü. (Fotoğraf:AA) Bu Meclis temsil özürlüdür, Cumhurbaşkanlığı seçimi bu Meclis’e bırakılamaz” dedi. İzmir’deki miting ise Bornova’da gerçekleştirildi. Manisa, Çanakkale, Kütahya, Denizli, Muğla ve Aydın’dan gelen Eğitim Sen üyeleri, Bornova Şehir Stadı önünde toplandıktan sonra meydana kadar sloganlar atarak yürüdüler. Van’da ise Musa Anter Parkı’nda başlayan ve İtfaiye Kavşağı Meydanı’nda sona eren yürüyüşün ardından “İnsanca yaşam Demokratik Türkiye’’ mitingi yapıldı. Mitingde konuşan EğitimSen Van Şubesi Başkanı Özdal Üçer, emekçilerin birliğinin ve gücünün halkla bütünleşerek, açığa çıkacağını belirterek, Türkiye’de emek verenler yoksullaşırken, birilerinin dolar milyoneri olduğunu söyledi. Miting yaklaşık 4 saat sürdü. Diyarbakır’da ise Urfakapı semtinde başlayan ve İstasyon Meydanı’nda sona eren yürüyüşün ardından miting yapıldı. Mitingde konuşan EğitimSen Diyarbakır Şubesi Başkanı İhsan Babaoğlu, Türkiye’de son yıllarda çalışma ve demokratik yaşama ilişkin hak ihlalleriyle karşılaştıklarını söyledi. Adana’da ise Mimar Sinan Tiyatrosu’ndan başlayan ve Uğur Mumcu Meydanı’nda sona eren yürüyüşün ardından düzenlenen mitingde konuşan EğitimSen Genel Eğitim Sekreteri İsmail Sağdıç, “Türkiye, başrolünde egemenlerin bulunduğu bir iktidara hâkim olma kavgasının içinde ilerliyor’’ dedi. 20 BİN YAHUDİYİ KURTARMIŞTI Biz unuttuk İsrail unutmadı ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Eskişehir’de Enveriye Tren İstasyonu yanındaki mezarda tek başına yatan Behiç Erkin’i Türkiye’de yaşayanlar anımsamakta zorluk çekerken 20 bin Yahudiyi soykırımdan kurtaran eski büyükelçiyi İsrail unutmadı. Demiryolları İşletmesi’nin ilk genel müdürü olan, 1926’da Bayındırlık Bakanlığı’nın ardından 1928’de Peşte, 1939’da da Paris Büyükelçiliği görevinde bulunan Behiç Erkin, 11 Kasım 1961’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. Vasiyeti uyarınca Eskişehir’deki Enveriye İstasyonu yakınlarındaki “Konya Kütahya İstanbul Makası” içindeki anıtmezarına gömülen Erkin, demiryolları ağının gelişmesine olan katkısının yanı sıra bir başka özelliğiyle de tarihte önemli bir yer alıyor. Paris Büyükelçisi olarak görev Behiç Erkin. yaparken Atatürk’ün izniyle 20 bine yakın Yahudiyi Hitler’in soykırımından kurtararak Türkiye’ye ulaşmalarını sağlayan Erkin, İsrail’de unutulmuyor. İsrail’deki Türkiyeliler Birliği, Behiç Erkin’e İsrail’in en önemli devlet nişanı olan “Uluslararası Dürüst Kişi” payesinin verilmesi için harekete geçti. İsrail’deki Türkiye kökenli Yahudilerin oluşturduğu Türkiyeliler Birliği, Kudüs’teki Yad Vaşem Soykırım Müzesi’ne başvurarak Erkin’e bu nişanın verilmesi için gerekli işlemlerin başlatılmasını istedi. obursali?cumhuriyet.com.tr. İŞKENCE MAĞDURUYDU Karagöz’ün ölümü darbeyi hatırlattı İstanbul Haber Servisi TürkiyeAlmanya İnsan Hakları Derneği (TÜDAY) kurucusu eski Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖBDER) yöneticilerinden Enver Karagöz’ün siyasi mülteci olarak yaşadığı Almanya’da yaşamını yitirmesi 12 Eylül darbesinin işkence ve baskı uygulamalarını gündeme getirdi. 29 Mart’ta Köln’de yaşamını yitiren ve 4 Nisan’da ailesi ve çok sayıda arkadaşının katıldığı törenle toprağa verilen Karagöz, ağır işkencelere ve baskılara karşın son nefesine kadar düşüncelerinden taviz vermeyen devrimci bir öğretmendi. 12 Eylül 1980 sonrasında gözaltında boğazından kaynar su dökülmesi sonucu sesini yitiren Karagöz, daha sonra yakalandığı gırtlak kanseriyle yıllardır mücadele ediyordu. Karagöz, Artvin’de öğretmenlik yaparken 12 Eylül 1980’de eşiyle birlikte gözaltına alındı.İşkence sonucu ortaya çıkan ağır rahatsızlıkları nedeniyle 1984’te serbest bırakılmasının ardından Almanya’ya giden Karagöz, kurucu üyeleri arasında yer aldığı TÜDAY’da insan hakları ihlallerine karşı mücadele etti. Karagöz’ün arkadaşlarından Adnan Keskin, Karagöz’ü son yolculuğuna uğurlarken duygularını şöyle dile getiriyordu: “Sömürülenlerin, ezilenlerin sesi oldun.. ‘Şu Köln’ün dağı yok, toprağı kokusuz, nehri sessiz’ derdin. Az sonra Köln toprağının, Kaçkar Dağları’ndan bir zirvesi, Cengelek Yaylaları’ndan kokusu bitmez bir Nego’su, Çoruh Nehri’nden çağlayan bir köpüğü olacak.” CUMHURİYET 06 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear