26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK ? Baştarafı 1. Sayfada Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 4.23 Güneş: 6.02 Öğle: 13.09 İkindi: 16.56 Akşam: 20.04 Yatsı: 21.34 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 27 NİSAN 2007 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Örneğin Çankaya’nın noteri olmayacağını anımsatan sözleri… Hükümetin göndereceği atama ve yasalarda “bilerek veya bilmeyerek yapılan yanlışların düzeltilmesini isteyeceğini” söylüyor. Eleştirileri üzerine çeken öğe ise kuşkusuz RTE gibi mazisinden gelen sakıncalı ifadeler ve iktidarda iken assolisti RTE ve Arınç olan laiklik karşıtı koroya uygun konuşmalar yapması… Son girişimleri, uzak yakın geçmişi sollayan RTE’nin söylediği gibi “gelişip değiştiğini” kanıtlamayı hedef alan bir manevra izlenimi veriyor. Kuşkusuz parlamentodaki AKP çoğunluğunun desteğiyle Çankaya’ya çıkmanın yeterli olmadığının bilincinde. Düşünce ve görüşleri ne olursa olsun toplumun her kesimini, hatta bireyini kucaklayacağını içeren mesajlar veriyor. Partileri ziyaretinde, gazetecileri her gördüğü veya kimileriyle bire bir konuştuğu zaman sürekli altını çizerek duyarlı bu konuda sürekli teminat vermeye çalışıyor: “Cumhuriyete, anayasada yazılı laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerine özde bağlı biri” olduğuna inanılmasını ve kendisine güvenilmesini istiyor. ??? Bu söylem yeterli mi? Başbakan RTE ile TBMM Başkanlığı koltuğunda oturan Bay Arınç da laikliğe karşı olmadıklarını her zaman, her fırsatta söyleyip geliyorlar. Fakat gerçek niyetlerini açıklarken söz laikliği koruma, savunma ve inanma aşamasına geldiğinde… laikliğin anayasadaki tanımını, tabii kendi amaçları ve düşünceleri yönünde değiştirmeyi temel ilke edindiklerini açıklamaktan da geri durmuyorlar. Tehlike bu noktada başlıyor: GülArınçRTE üçgeni, bilinen amaçları doğrultusunda laikliği değiştirmeye girişecekler mi? Zira Abdullah Gül bu kadronun, laikliğe başka gözle bakan, kâğıt üzerinde kalmasını isteyen kadronun bir parçası. Hem de öyle böyle değil. Kaderde kıvançta yıllardır ortak olduğu bir kadronun önemli bir üyesi. Ne kadar geliştiğini değiştiğini öne sürerse sürsün; klasik söylemlerde bulunarak Cumhuriyete, “anayasa’da yazılı laik, demokratik, sosyal hukuk devletine bağlı” olduğunu söylemek yeterli olmuyor. “Anayasa’da yazılı laik, demokratik, sosyal hukuk devletine bağlılığı” ile ilgili açıklamaları, ancak anayasanın laiklik tanımını aynen koruyacağını ve bu tanımı değiştirme çabalarına destek vermeyeceğini söyleyebilirse bir değer kazanabilir. Laik devletin masallarla uyutulması zamanı çoktaaan geçti. ??? Birinin TBMM’de dört üyesi, diğerinin AKP’den, CHP’den devşirme milletvekilleriyle kurduğu bir Meclis grubu var. Birinin oyları 2002’de yüzde 9’larda diğerinin ise son anketlere göre olası oyları yüzde 1’lerde. 367 formülü ortaya çıkalı beri, 354 askerine karşın AKP, ya CHP sorunu Anayasa Mahkemesi’ne götürür de ya Yüksek Mahkeme oturumun 367 oyla açılması kararına varırsa diye korkulu düşler görmeye başlayınca, DYP’nin de ANAVATAN’ın da siyaset borsasında değeri yükseldi. Müşterek basın toplantılarında Ağar ile Mumcu kameraların önünden dakikalarca çekilmemek için neredeyse kravatlarının rengini soracak soruları bekler bir durum sergiliyorlar. Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turu cuma günü. Katılacak mısınız? Kem küm! Seçim oturumuna girmekle girmemek arasında kararsız Kasım durumuna düşen iki liderin, önceki gün akıllarına AKP’yi karıştıracağına, halkı peşine takacağına, her yerden alkış alacağına inandıkları müthiş bir öneri geldi. Öneri: Cuma günü cumhurbaşkanı seçiminden vazgeçilsin… AKP erken seçim kararı alsın. Sonra? Erken seçimle oluşacak parlamento cumhurbaşkanını seçsin! Ha bir de tehdit! AKP’nin bu öneriye vereceği yanıt Meclis’e katılıp katılmama kararlarını etkileyecekmiş. Bu öneri, olmayacak duaya amin demeye gelen öneri; AKP’de, tabii CHP’de gülümsemelerle karşılandı. ??? Üstelik CHP öneriyi hayli eğlenceli buldu. Zira bundan aylarca önce CHP lideri Deniz Baykal; RTE’ye AKP’nin tek başına seçeceği cumhurbaşkanının doğuracağı sakıncaları bertaraf edebilmek için, Nisan 2007’de yapılacak erken seçimden sonra oluşacak parlamentonun cumhurbaşkanını seçmesini bir değil, birkaç kez önerdi. RTE’den “Aç tavuk kendini buğday ambarında görür” diye bir yanıt geldi. Ağar’la Mumcu’nun bugünkü tutumlarıyla CHP’nin erken seçim önerisi yaptığı sıradaki tutumları birbirini tutmuyor. O günler CHP’nin önerisine burun kıvıran, görmezlikten gelen, bugün yüzde 10 barajını aşma telaşıyla birbirine sarılmaya çalışan iki parti, yumurtanın kapıya geldiği bugün kargaların bile güleceği bir öneriyle cumhurbaşkanını seçecek bir erken seçim istiyorlar. İsteyenin bir yüzü derler ya, bu öneri iki yüzlü! Karmaşık ilişkiler ağı ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Tayyip Erdoğan’ın birlikte çekildiği fotoğraf dikkat çekiyor. Almanya’nın Frankfurt kenti yakınlarındaki bürolarına önceki gün polis tarafından baskın yapılan Kanal 7 INT’in yöneticileri hakkındaki soruşturma sürüyor. Başsavcı Doris MöllerScheu, isim vermemekle birlikte, gözaltına alınan 2 kişiden birinin Kanal 7 INT’in yöneticisi olduğunu açıkladı. Gözaltına alınan 2 kişi dışında, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılan 2 kişi hakkında daha soruşturmanın sürdüğünü ifade eden Möl lerScheu, “gözaltına alınan kişilerin, bağış olarak toplanan paraları başka amaçlarla kullanmak ve para aklamakla suçlandıklarını” kaydetti. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, gözaltına alınan isimler Kanal 7’nin Avrupa Temsilcisi Mehmet Gürhan ile Deniz Feneri’nden Firdevsi Ermiş. Frankfurt Savcılığı, Müslümanlara yardım amacıyla 2002 ile 2006 yılları arasında toplanan 14 milyon Avro tutarındaki bağışın 4 ayrı hesap numarasına aktarıldığını, 14 milyon Avro’nun en az 8 milyon Avro’sunun aralarında Kanal 7’nin de bulunduğu çeşitli firmalara aktarıldığını öne sürüyor. Alman savcılığı, diğer 8 milyon Avro’nun bir kısmının da Filistin’de terör örgütü statüsünde olan bir gruba akıtıldığından kuşkulanıyor. Kanal 7 ve Deniz Feneri ise savcılığın iddialarını yalanlarken soruşturmanın önümüzdeki birkaç gün içinde netleşmesi bekleniyor. Yimpaş ve AKP’yle ilişki Frankfurt’taki operasyon, ilişkiler ağını da gözler önüne seriyor. İlk ayağı ise Kanal 7 oluşturuyor. İktidar partisi AKP’nin medyadaki destekçisi Kanal 7’nin Almanya’daki yayınlarını Kanal 7 INT logosuyla gerçekleştiren şirketin ilk ismi, Media 7 GmbH’ydi. 20 Kasım 1995’te kurulan bu şirket, 25 Şubat 2000 tarihinde sermaye artırımına giderek toplam sermayesini 10 milyon marka çıkardı. Bu sermayenin 9 milyon 950 bin marklık kısmı Yimpaş’ın Almanya’daki şirketi Yimpaş Verwaltungs GmbH’ye aitti. Yimpaş, Kanal 7’ye paraları önceki gün Frankfurt’ta yapılan operasyon kapsamında gözaltına alınan Kanal 7’nin Avrupa Genel Müdürü Mehmet Gürhan’a elden teslim etmişti. Bu para alışverişinden sonra hem Media 7 hem de Yimpaş Verwaltungs GmbH battı. Yimpaş’ın reklamlarıyla beslenen Kanal 7’nin sahibi ise Yenidünya İletişim AŞ’ydi. Bu şirketin bir dönem yönetim kurulunda yer alan Yimpaş yöneticisi İlyas Arslan, AKP’nin kurucuları arasında yer alan bir isimdi. Arslan daha sonra AKP’den Yozgat milletvekili seçildi. Erdoğan’la çekilen resimleri basına yansıyan ve Almanya tarafından uluslararası tutuklama kararı ile aranan Yimpaş Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar’ın, “Kanal 7 ile ilişkimiz yok. Sadece kullandıkları bina bizimdir” dediği kanalın önemli isimlerinden biri olan Akif Beki de daha sonra Başbakan Erdoğan’ın basın danışmanlığına getirildi. Deniz Feneri bağlantısı Şehit er Ramazan Avcı’nın cenazesi, Hakkâri’nin Akçalı köyünde toprağa verildi. Avcı’nın yakınları cenazede güçlükle sakinleştirildi. (Fotoğraflar: AA) Teröre 2 şehit daha DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Güneydoğu’da düzenlenen operasyonlar sırasında 2 güvenlik görevlisi mayın patlaması sonucu şehit oldu. Şırnak Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre, 24 Nisan’da Şırnak’ın Bestler Dereler bölgesinde, güvenlik güçlerince düzenlenen operasyonda, teröristler tarafından yerleştirilen mayının patlaması sonucu Jandarma Komando Er Ramazan Avcı ağır yaralandı. Şırnak Asker Hastanesi’ne kaldırılan Avcı, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak önceki gün şehit oldu. Bitlis merkeze bağlı Çeltikli köyü kırsalında operasyona çıkan askerlerden Nadir İpek (36) adlı başçavuş da mayın patlaması sonucu ağır yaralandı. İpek, Bitlis Devlet Hastanesi’ndeki tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. Şehit er Ramazan Avcı’nın cenazesi, Hakkâri’nin Akçalı köyünde dün toprağa verildi. Cenazenin taşınması sırasında yurttaşlar, “Şehitler ölmez,Vatan bölünmez’’, “Kahrolsun PKK’’ sloganları attı. Cenaze töreninde komutanlar, Avcı’nın güçlükle ayakta durmaya çalışan anne ve babasıyla yakından ilgilendi. Törene İl Jandarma Alay Komutanı Albay Erhan Kubat, daire amirleri ile yurttaşlar katıldı. Şehit Başçavuş Nadir İpek için de Bitlis İl Jandarma Komutanlığı önünde askeri tören düzenlendi. Törene Bitlis Valisi Mevlüt Atbaş, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Nurullah Güngör, Cumhuriyet Başsavcısı Metin Uslu, kurum amirleri ile yurttaşlar katıldı. Şehit Güngör’ün cenazesi toprağa verilmek üzere memleketi Elazığ’a gönderildi. Türkiye’de 1996’da Kanal 7 ekranlarında ortaya çıkan Deniz Feneri Derneği her ne kadar Almanya’da baskın yapılan derneğin kendileriyle resmi bağlantısı olmadığını açıklasa da bu ülkedeki Deniz Feneri Derneği e.V de Kanal 7’nin Almanya’daki temsilciliğiyle aynı binada bulunuyor. Aynı binada bulunan şirketlerin yönetiminde de ortak isimler yer alıyor. Yimpaş’tan paraları elden teslim alan Mehmet Gürhan’ın ismi, Almanya’daki Deniz Feneri’nin kuruluşunda ve sonrasında da geçiyor. Almanya’daki Deniz Feneri zaman zaman Türkiye’deki Deniz Feneri’ne “parasal destekte” bulunuyor. Başbakan Erdoğan’ın Meclis’te bizzat teşekkür ettiği Deniz Feneri Derneği’nin Türkiye’deki sponsorları arasında yeşil sermaye Yimpaş da yer alıyor. Türkiye’deki Deniz Feneri, para toplama iznini ise AKP hükümetinin çıkardığı ve Resmi Gazete’de yayımlanan bir kararnameyle elde ediyor. ‘Yolsuzluk’ diyalogları Samsun’daki akaryakıt bayilerinin telefon kayıtlarında ‘Belediye milleti haraca bağlamış... 150 milyar hesabına yatırdım, 50 milyar da verdim. Ben bittim...’şeklinde ifadeler yer alıyor CEMİL CİĞERİM Seçim zamanı, 5 yılda bir gerekli, o kadar! Çok satışlı medyamız, zaten Başbakan hangi kararı alırsa ‘cesurca’, ‘tam bir lider gibi’, ‘muhteşem’, ‘Türkiye için en doğrusu’ damgasını vurmaya hazırdı. Kendisi aday olsaydı, ‘işte’ diyeceklerdi, ‘lider böyle olur. Kafasına koyduğunu yapar.’ Düşük profilli, her kesime yakın bir kişiyi aday gösterseydi, ‘işte’ diyeceklerdi, ‘lider böyle olur. Türkiye için uzlaşma arar.’ Gül’ü aday koyunca da ‘işte’ dediler, ‘lider böyle olur. Günü geldiğinde fedakârlık etmesini bilir.’ Ortada gerçekten bir fedakârlık var; ‘feda’ kısmı halkımıza, ‘kârlık’ kısmı iktidarımıza! Zaten fedakârlık hep bu şekilde paylaşılmıştır! Oysa dünya âlem biliyor ki; Erdoğan’ın adaylığı çok tepki çekecekti. Bir başka deyimle aday olması ‘sakıncalıydı’. Bu yüzden ‘bir başka kendisini’ aday gösterdi; bütün yolları birlikte tükettiği Gül’ü sahneye çıkardı. Kaderin cilvesine bakın ki; Cumhurbaşkanlığı sakıncalı bir Başbakan tarafından yönetiliyoruz! ??? 14 Nisan neydi? Sadece Erdoğan’ın adaylığına itiraz mıydı? Hayır... 14 Nisan, Erdoğan ya da bir benzerinin Türkiye Cumhuriyeti’ni teslim almasına karşı yapılmış bir eylemdi. Bir halk hareketiydi. Katılım öylesine yüksekti ki; 1314 günden beri saya saya bitiremiyorlar. Şimdi 14 Nisan’da Tandoğan’dan doğan dev pınarı, koca bir Çağlayan’a döndürme zamanı. 29 Nisan Pazar günü saat 13.00’te İstanbul’da, Çağlayan’da yeni bir büyük buluşma var. Sadece İstanbulluların onda biri duyarlı olsa, milyonu geçeriz. Marmara onlarla buluşsa ikiye katlarız. Anadolu el verse Ankara’ya ulaşırız. 14 Nisan ulusal uyanış bayramının bütün mesajları, aslında Ankara’da ilgili her yere ulaştı. Ama, bu mesajların gereğini yerine getirip getirmemede ikirciklenme var. Bu yüzden Çağlayan çok önemli... 29 Nisan’da ya koca bir Çağlayan olacağız... Ya da oturup haline ağlayan! İkinci yolun adını dahi anmak istemiyoruz... Halkın sesini bir kez daha başkente ulaştırmak gerekiyor. Şu aşamada umut; milletin meclisi değil... Milletin kendisidir! ??? 14 Nisan buluşmasında, sonrasındaki iletilerde bize yönelik başlıca tanımlardan biri şuydu: ‘İyi ki varsınız!’ Hayır, asıl olan bizim var olmamız değil, halkın bilinçli bir şekilde var olması. Aydınlar ve halk, toprak ve su gibi. Ancak ikisi birlikte olursa verim olur. Yazı aramızda; 14 Nisan’a dek, zaman zaman şöyle düşünüyordum: “Arkadaşım Balbay, yaz yaz, bağır bağır herkes sağır... Yoksa sen, körler çarşısında ayna mı satıyorsun!” Öyle olmadığını elbette biliyordum. Yoksa neden çaba harcayalım; Ankara’nın en kara günlerine katlanıp ayda 23 kez Anadolu yollarında sabahlayalım... Ama görmek istiyorduk! Ve 14 Nisan’da gördük: Yalnız değiliz... Kırılmayacak kadar, sayılmayacak kadar çokuz! Haydi İstanbulum, haydi Anadolum, haydi Anadolu’nun kopmaz parçası Trakyam... İstanbul’daki lale, Ankara’daki sülale devrine karşı... Kocaman bir şelale olalım... Halkın gücünü görmek istemeyenlere karşı... 14 Nisan ırmağından dökülen kocaman bir Çağlayan olalım... Her haneden bir omuz... Ne kadar çok oluruz... Hele 2, 3 olursa Milyonları buluruz... Haydi İstanbul, haydi Anadolu... Yok senden başka çıkış yolu!.. 29 Nisan’da Çağlayan olalım... Ağlayan değil... Ayan olalım... ankcum?cumhuriyet.com.tr İkinci kez karar çıktı ‘Değerlendirme bir ay da sürebilir’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen sempozyuma katıldı. Kılıç, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili bugün yapılacak ilk turun ardından başvuru olması halinde talebin ikinci tura kadar yetiştirilip yetiştirilemeyeceği yönündeki soruyu “Raportörün, raporunu hazırlaması için 1 ay süresi var. Raporunu iki günde de verebilir, sürenin tamamını da kullanabilir” diye yanıtladı. SAMSUN Samsun’da Jandarma Alay Komutanlığı’nın, belediye olanaklarını kullanarak “Samsunspor’a zorla bağış alınması, imara aykırı benzinlik ruhsatı verilmesi” başta olmak üzere “akaryakıt kaçakçılığı, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet” gibi suçlamalarla gerçekleştirdiği operasyonda gözaltına alınan Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve Büyükşehir Belediye Başkanvekili Ahmet Bahadır ile Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Kenan Şara tutuklandı. Operasyon kapsamında AKP’li Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın da ifadesi alınmıştı. Samsun’da jandarmanın mahkeme kararıyla 9 ay önce bazı kişilerin cep telefonlarını dinlemesiyle ortaya çıkan yolsuzluk ve skandallar zincirinde gerçekleştirilen operasyonda 63 kişi gözaltına alınmıştı. Zanlılar serbest bırakılırken, Şara ile Bahadır tutuklandı. Soruşturma dosyasına giren zanlılardan bazılarının telefon görüşmesi kayıtlarında, akaryakıt istasyonu ruhsatı için “bağış’’ adı altında 50 bin YTL ile 200 bin YTL arasında para alındığı ortaya çıkmıştı. Operasyon kapsamında mahkemeye sunulan cep telefonu kayıtlarında yolsuzluğa ilişkin diyalogların yer aldığı ortaya çıktı. Soruşturma dosyasına giren kayıtlara göre, akaryakıt bayileri A.Ö. ile H.P’nin yaptıkları telefon görüşmesinde şu ifadeler yer aldı. 5 Ekim 2006 tarihinde yapılan görüşme: H.P: Bu belediye milleti haraca bağlamış. A.Ö: Vallaha. H.P: Vallahi billahi, 200 milyarlardan bahsediyorlar. Ben orada satıyorum satıyorum 100 litre gaz. 10 bin litre satan la bizi aynı kefeye. Sen duydun mu hiç rakam makam? T.Y. ile akaryakıt istasyonu sahibi G.Ç. arasında ise 29 Eylül 2006 tarihinde geçen telefon görüşmesi: G.Ç: Şimdi ağabey, ben bu T.A. bey bana diyor ki kepçe al. Ben zaten 150 milyar hesabına yatırdım. 50 milyar da verdim. Baba daha ne vereceğim? Ben bittim ya ağabey, bittim yani. Bildiğin gibi değil, acayip moralman bozuğum. T.Y: Onun için ben sana dedim, gitme i.... lerin yanına dedim. Sana dedim ki, para isteyecekler senden, gitme daha. Kutlar davasında pişmanlık indirimi HİLAL KÖSE Gazetemiz yazarı, sinemacı, şair Onat Kutlar ile arkeolog Yasemin Cebenoyan’ın ölümlerine neden oldukları gerekçesiyle yeniden yargılanan sanıkların cezasında “pişmanlık” indirimi yapıldı. İlk yargılamada ömür boyu uygulanmak üzere müebbet hapis cezasına çarptırılan sanık Deniz Demir’e 16 yıl, müebbet hapis cezasına mahkum edilen Hicran Kaçmaz’a ise 14 yıl ağır hapis cezası verildi. Yargıtay’ın, bazı sanıkların Topluma Kazandırma Yasası’na başvurularının incelenmediği gerekçesiyle bozduğu 12 yıllık davada ikinci kez karar verildi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya davanın tek tutuklu sanığı Abdülcelil Kaçmaz katıldı. Kaçmaz, davanın gerçek sanıklarının dışarıda olduğunu savunarak tahliye talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, sanıklardan Deniz Demir ile Hicran Kaçmaz’ı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Demir ve Kaçmaz’ın 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasası’na yaptığı başvuruyu göz önünde bulunduran mahkeme heyeti, Demir’in cezasını 16 yıla, Kaçmaz’ın cezasını ise 14 yıl ağır hapse indirdi. Abdülcelil Kaçmaz müebbet hapis cezasına çarptırılırken, sanık Hasan Ergün’e ise 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Yargıtay’ın bozma kararına karşı görüşü sorulamayan sanık Hasan Kızılkaya’nın dosyası ise ayrıldı. Kutlar ve Cebenoyan’ın ölümüne neden olan bombalı saldırının da aralarında bulunduğu 16 ayrı eyleme karıştıkları iddia edilen 20 sanık, İstanbul 3 No’lu DGM’de yargılanmıştı. Abdülcelil Kaçmaz’ı müebbet hapse mahkum eden mahkeme, Kızılkaya’yı 16 yıl 8 ay, Hasan Ergün ve Kemal Aydın’ı da 12 yıl 6’şar ay ağır hapis cezasına çarptırmıştı. 11 sanığın cezası ertelenmiş, 3 sanık hakkında da beraat kararı verilmişti. Sayıştay 1. Daire başkanı seçildi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yaş haddinden emekliye ayrılan Sayıştay 1. Daire Başkanı Ahmet Mescioğlu’nun yerine 3. Daire üyesi Erdal Aydoğdu getirildi. Aydoğdu, 1944’te SamsunÇarşamba’da doğdu. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni bitiren Aydoğdu, Sayıştay meslek mensubu olarak göreve başladı. Aydoğdu, 1998’de Sayıştay üyeliğine seçildi. TRT VAPUR PROGRAMININ YAPIMCISI, CUMHURBAŞKANI’NI HEDEF ALDI ‘Kutlu Doğum’da Gül’e özel dua ERZURUM (Cumhuriyet) Müstakil ve İş Adamları Derneği’nin (MÜSİAD) Erzurum şubesi Kutlu Doğum Haftası nedeniyle “Kuranı Kerim Ziyafeti” gecesi düzenlendi. Geceye konuşmacı olarak katılan TRT Vapur programı yapımcısı Senahi Demirci, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i eleştirirken, cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül için özel dua ettirdi. Cemal Gürsel Stadyumu’na giden katılımcılar, dini konulardan çok siyasi propaganda dinledi. Demirci, TRT’de yayımlanan programdan ayrılmasından üstü kapalı olarak Sezer’i sorumlu tuttu. Demirci, insanlar arasına ayrılık tohumu ekenlerin olduğunu ve milletin sevdiği her şeye karşı çıkıldığını öne sürerek şunları söyledi: “Aramıza diken sokanlar oldu. Sizin izlediğiniz Vapur programını bile çekemeyenler oldu. Ben bunların kim olduğunu söylemeyeceğim. Siz onların kim olduğunu ‘sezer’siniz zaten. Şimdi bunlara çok yakın zamanda ‘gül’e ‘gül’e diyeceğiz. Allah bize ‘gül’ gibi bir Cumhurbaşkanı adayı nasip etti. Gelin ‘gül’ gibi yeni Cumhurbaşkanımıza dua edelim.” Duayı Demirci “Allah’ım sen yöneticilerimize, Cumhurbaşkanımıza, yenisine, ‘gül’ gibi olanına, Hz. Ali’nin cesaretini, Hz. Ömer’in adaletini Hz. Ebubekir’in sadakatini nasip eyle” diyerek yaptırdı. Gecede Büyükşehir Belediye Başkanvekili Eyüp Tavlaşoğlu tarafından Demirci’ye plaket verildi. Etkinlik, yerel bir televizyon kanalı tarafından da uydu üzerinden naklen yayımlandı. MVM’nin ihale yasağı yürürlükte ? İstanbul Haber Servisi Bahçelievler ilçesinde Tavukçu Deresi Islah Çalışmaları kapsamında yeterli önlemleri almadıkları için beş yaşındaki Dilara Dumrul’un ölümüne neden olan MVM Turizm ve Ticaret Limited Şirketi, Dilara’nın ölümünden 56 gün sonra tüm kamu ihalelerinden iki yıl süreyle yasaklandı. Yasaklama kararı dünkü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. MVM firması, 26 Nisan 2009 tarihine kadar hiçbir kamu ihalesine giremeyecek. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear