28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 NİSAN 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA ÇANKAYA’YI TEMİZ TUT, TÜRKİYE’Yİ KİRLETME! 17 İran’da türbansızlar fişleniyormuş... “Türkiye’de ise fişler hazırlanıyor!” BU Başbakan tarafından Cumhurbaşkanlığına atanması kararlaştırılan “kardeş”i Abdullah Gül’le bu hükümet tarafından Sabah gazetesi genel yayın yönetmenliğine atanması uygun görülen Ergun Babahan “kardeş”imiz konuşmuş. Abdullah kardeşimiz, Ergun kardeşimize Çankaya’daki üç hedefini bir solukta sıralamış: Güçlü demokrasi. Güçlü ekonomi. Güçlü ordu. Bu sıralamadan ben şunu anladım: Türkiye’de güçlü bir demokrasiyi, güçlü bir ekonomiyi ve ayıptır söylemesi güçlü bir orduyu Cumhurbaşkanı olunca Abdullah kardeşimiz kuracak! Doğru anladım değil mi? Yani; kardeşimiz başbakanken altı ayda, kardeşinin başbakanlığı sırasında dört yılda ve kardeş kardeşe yürüttükleri BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Belli Osman Şapçı: “Üçün biri olacağı belliydi!” İran’la AB Türkiye’de buluşmuş. İki tarafa da ait olmayan bir ülke olarak iyi seçim! Kardeş beş yıla yaklaşan iktidarlarında Türkiye’de kuramadıkları güçlü demokrasiyi, güçlü ekonomiyi ve güçlü bir orduyu inşallah Abdullah kardeşimiz cumhurbaşkanı olunca, evvel Allah en fazla yedi yıl içinde kuracak. Güçlü demokrasiyi anladım; demokrasiyi amaç değil araç olarak gördüklerini, bunların cumhurbaşkanı atama süreci içinde daha iyi kavradım. Güçlü ekonominin ülkenin varlıklarını pazarlayıp satmak, azarlayıp sindirmek, müfettiş gönderip korkutmak, borçlanıp şişirmek, borsalayıp pişirmek olduğunu da biliyorum. Güçlü orduyu anlamadım! Bir de ben bir solukta sıralamak istiyorum: Türkiye’nin ordusu güçlü değil mi? Boynuz Muhsin Salman: “Özal başbakan atamıştı, RTE cumhurbaşkanı atıyor. Boynuz kulağı geçti!” Yeteri kadar güçlü değil mi? Abdullah kardeşimizin başkomutanlığındaki ordu bugün eksikliği hissedilen hangi yeni güçlere sahip olacak? Güçlü bir ordu kurulurken, mevcut orduda nasıl bir revizyon yapılacak? Orduda yapılacak revizyonun planları belli mi? Şimdi diyeceksiniz ki, Abdullah kardeşimizin Ergun kardeşimize bir solukta sıraladığı hedefler, anayasaya göre cumhurbaşkanına verilmiş görev ve yetkiler arasında yer almıyor; bu işler başbakanın görevleri. İşte o zaman “demokrasi” devreye girecek demektir. Bu Başbakan hazırlayacak, bu Meclis kabul edecek, cumhurbaşkanı da imzalayacak; Türkiye güçlü demokrasiye, güçlü ekonomiye, güçlü bir orduya ve güçlü bir kardeşliğe kavuşacak. Allah kabul etsin! Çanakkale’den Malatya’ya İçimizde Biriken Şiddet “Toplum olarak şiddeti içselleştirdik” demiştim bir yazımda. Emekli bir savcı arkadaşımız bana tepki göstermişti; “Bütün toplumu suçlama!” diye. Çanakkale Savaşı’na ait görüntüler ve anılar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Anlıyoruz ki bu bilgilerden; karşı cephede savaşılan unsurları yaraladıklarında, askerlerimiz yaralı düşman askerini cephe gerisinde sıhhiye çadırına taşırlarmış. Ki, Çanakkale, bütün bir Batı’nın topyekun saldırısıdır bize. Ki, son Haçlı Seferi gibidir. Çanakkale bizim var olma, yok olma savaşımızdır. Ki, lise talebelerinin, futbolcuların cepheye sürüldüğü yerdir. O hayâsız saldırıda bile; açüryan askerimiz, düşman askeri yaralanınca sahip çıkmıştır. Ne oldu şimdi? Çanakkale’deki Türk halkının sonu mu geldi? Bu bir türlü tüketemediğimiz kin ve nefreti şiddetle süsleme nereden miras? Malatya’ya bakınca aklınıza ne geliyor; 34 saat insan kesme işlemi. Bu, Türklük geleneğinde var mıdır? Ya da Müslüman kültüründe böyle midir cihat? Yavaş yavaş işkenceyle adam öldürüp bir de kameraya kaydetmek! Bu vahşeti besleyen tohum nerede ekildi içimize? “Üç kâfiri” kesince cennete bilet veren kim? Gencecik çocukları canileştiren ne? Bu nasıl Müslümanlık? Ya da bu mu Müslümanlık? Ay geçmiyor, bir canilik tarihe geçmesin. ??? Açaçıktayız ama maşallah ürememiz son hızla! Doğurduğun çocuğa bakamıyorsun. Devleti zaten Hak saklasın. Veriyorsun tarikatlara, cahil imamların eline. İslamda küfür haram, ama bizim uyduruk imamlar küfürden başka bir şey bilmezler. Herkesi, her dini düşman belleten ürün vermeye başladı! Siyasal İslam ilk vurgununu Sıvas katliamı ile yapmıştı. Sonra Güneydoğu’da baltalısatırlı kesme biçme işlemleri devam etmişti. Nihayet, Konca Kuriş suikastıyla Türk devleti titreyip kendine dönerek dehlizleri, işkencehaneleri, domuz bağlarını bularak Hizbullah örgütünün üzerine yürümüştü. Son zamanlarda Trabzon’da yanan İslami ateş, önce rahip Santoro’yu, sonra İstanbul’da sevgili yurttaşımız Hrant Dink’i alarak, sonra da Malatya’da bir kitabevinde üç insanımızı dilim dilim doğrayarak dolaşmakta. İnşallah diğer illerimize yayılmadan devletimiz silkinir, tedbir alır da ele güne rezil olmamız bunlarla kalır. Provokasyon teorileri, meczup (deli) kılıflamaları, yaşanan dramatik olayları açıklamaya yetmiyor. Devletin yetkilileri bunu açıklayamayınca savsaklamaya giriyor. Provokasyon ise kimin yaptığı açıklanmalıdır. Aksi halde hepimiz zanlı durumundayız. Alman şairi Rilke’ye göre, “Erkekler ölümü göğüslerinde, kadınlar kucaklarında taşırmış”. Azınlıklarsa dört bir yanında taşıyor ölümü. gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 71 71 Ya ğ m u r E k i m Koşul Mehmet Ünal: “Birilerinin başa geçmesi için, eşinin başını örtmesi ön koşul mudur?” SESSİZ SEDASIZ (!) Çağlayan’da ‘düğün’ümüz var! 29 NİSAN Pazar günü saat 13.00’te İstanbul’un Şişli’sinde, Çağlayan Alanı’ndayız. 14 Nisan’da Ankara Tandoğan Alanı’nda “Cumhuriyet Düğünü” yapan yüz binler, milyonlar bu kez İstanbul’da toplanıyor. Türk halkı Kemal Atatürk’ün kurduğu laik cumhuriyetin sahipsiz olmadığını gerekirse her gün “düğün” yaparak gösterecektir. İnanıyorum ki; tavandaki tabansızlara, demokrasi budalalarına, işbirlikçilere, mandacılara, Soros’un çocuklarına, şeriatçılara, satılmış medyaya rağmen demokrasiyi amaç olarak benimseyenler, hukukun üstünlüğüne inananlar, laik cumhuriyeti savunanlar, Türkiye’nin bağımsızlığını isteyenler, ulusunu ve ülkesini sevenler yurdun dört bir yanından kalkıp Çağlayan’daki “düğün”e katılacak; katılamayanlar evlerinin penceresini Türk bayraklarıyla süsleyecek. Biliyorum ki; Çağlayan Mitingi, 1919’daki Sultanahmet Mitingi gibi tarihe geçecek. Sultanahmet’teki gibi Çağlayan’daki “düğün”ü de kadınlar hazırladı. Düğündernek işini en iyi onlar bilir. Karanlığa isyan eden kadınlar kol kola; aydınlığa hasret genç kızlar el ele; erkekler peş peşe; kadınerkek omuz omuza hep birlikte haykıracağız: Türkiye sahipsiz değil. Bu ülkenin yurttaşları güdülecek koyun değil. Hepimiz birer Mustafa Kemal’iz! Fark Serkan Deniz: “Erdoğan’la Gül arasında tek bir fark var: Boy farkı.” Sistem Gülhan Elmas: “Sayelerinde Türkiye tek tarikatlı sistemden çok tarikatlı sisteme geçecek...” 16 Mayıs Sonrası Türkiye Panoraması! FATMA ESİN 16 Mayıs sonrası Türkiye panoramasına ilişkin ilk işaretler Meclis Başkanı Sayın Bülent Arınç’tan geldi! TV ekranlarından, milletin gözünün içine baka baka açıkladı. Durup dururken değil, bir soru üzerine açıkladı. Soruya konu olan olay şuydu: 2003 yılında Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur ve Manisa İl Jandarma Komutanı da Albay Erdal Sarızeybek’miş. O tarihte Manisa’da Hilaliye Vakfı’nın irticai faaliyet gösterdiği tespit edilmiş, operasyon kararı alınmış ve mahkemeden arama izni çıkmış. Fakat adresin Sayın Arınç’ın annesinin evi olduğu anlaşılmış ve mahkeme izni iptal etmiş, ev aranmamış. İşte bu olay kendisine sorulunca şöyle dedi Sayın Arınç: “Evet, olay doğrudur. Benim bu olayı ayrıntılı değerlendirmem lazım. İnşallah 16 Mayıs’tan sonra daha rahat yaparız. Söyleyecek çok lafım var; Sayın Eruygur’a da, o albayımıza da, olayla ilgili olan pek çok kişiye de...” Hemen şu soru geliyor akla: Şimdiye kadar o lafları neden söylememiş Sayın Başkan? Bunca yıl neden içinde saklamış? Neden? Eğer hukuka aykırı bir durum veya bir suç vardıysa, neden olayın üstüne gitmemiş. İktidar partisinin milletvekili, üstelik Meclis Başkanı olarak böyle bir olayı araştırmak, suçluları ortaya çıkarmak herkesten çok onun görevi değil miydi? İçinde sakladığı söyleyecek lafları olmasına karşın, o zaman bu konunun üstüne gitmemiş olması ortada bir suç, hukuka aykırı bir durum olmadığının göstergesi değil mi? Böyle olmasına rağmen yine de 16 Mayıs’tan sonra o lafları söyleyecek Sayın Başkan!.. Peki, neden 16 Mayıs’tan sonra? Sorunun yanıtı belli: Cumhurbaşkanı değişecek! Artık, kendisine gönderilen yasa değişikliklerini, kararnameleri, atamaları büyük bir görev anlayışı ile inceleyen, hukuka, anayasaya, Cumhuriyet ilkelerine, ülke çıkarlarına aykırı olanları veto eden, vetoya rağmen ısrar edildiğinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuran bir cumhurbaşkanı olmayacak. Sayın Arınç’ın ifadesi ile, “Türkiye 16 Mayıs’ta çok iyi bir cumhurbaşkanına kavuşacak. Anayasada belirlenen özelliklere sahip bir insan Türkiye’nin cumhurbaşkanı olacak”. Demek ki, Sayın Ahmet Necdet Sezer’in ülke çıkarlarını, Cumhuriyet ilkelerini, hukuka saygıyı koruması, kollaması anayasada belirlenen özelliklerin dışında kalıyormuş!!! İşte bütün bu ifadeler ışığında 16 Mayıs sonrası Türkiye’nin panoraması açık değil mi? Cumhurbaşkanı ile iktidar partisi aynı düşünce yapısına ve özlemlere sahip olduğuna göre, cumhurbaşkanı, onayına sunulan yeni yasalara veya yasa değişikliklerine, kararnamelere ve de atamalara hangi görüşle bakacak? Tabii ki, AKP ilkelerine ve planladıkları yeni Türkiye imajına uygun olup olmadığına! Uygunsa, başka bir şey aramaya gerek yok; onayla gitsin. Meclis çoğunluğuna da sahip olduklarına göre, cumhurbaşkanının görüşüne aykırı bir karar alınması zaten olanak dışı. Böylece Meclis ve Köşk ahenk içinde sürdürecek çalışmasını! Yine de bir sorun kalıyor: Şimdiye kadar Cumhurbaşkanı ile Büyük Millet Meclisi’nin uyum içinde çalışmadığından yakınan, ülkedeki bütün sorunları bu nedene bağlayan bazı medya elemanları 16 Mayıs’tan sonra yazacak konu bulmakta zorlanmayacaklar mı? Allah onlara kolaylık versin!.. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ bulutbebek?hotmail.com TÜM İLERİCİ, YURTSEVER, DEMOKRAT VE DEVRİMCİLERE ÇAĞRIMIZDIR!.. Emperyalizme, onun ülkemizdeki uzantısı işbirlikçilere ve irtica odaklarına karşı sesimizi yükseltmek, cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkmak ve tek yumuruk olduğumuzu göstermek için 29 Nisan 2007 Pazar günü “Çağlayan Mitingi”ne pankartımız altında katılalım. 68’LİLER BİRLİĞİ VAKFI YÖNETİM KURULU TOPLANMA YERİ VE SAATİ: Şişli Adliyesi önü, Saat: 12.00 İRTİBAT TELEFONU: 0532 325 85 90 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27 Nisan www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Burdur ilinde, Ana 1 dolu’nun en 2 eski dönem 3 lerini aydınlatması açı 4 sından önem 5 li höyük. 2/ 6 Osmanlılarda 7 gece bekçisi... Nişastalı 8 tanelerin suy 9 la kaynatıla1 2 3 4 5 6 7 8 9 rak bulamaç kıvamına getirilmiş duru 1 Ö K Ü Z G Ö Z Ü R E Z E mu. 3/ Hayvanı av 2 K A N A 3 Ü N M İ S K E T cılığa alıştırma işi... İ N Kısa saplı odun bal 4 Z A M İ R İ R İ S G E tası. 4/ Yapma, et 5 G S E D İ R me... Renk renk par 6 Ö R S D E D lak tüyleri olan, iri 7 Z E K İ gövdeli bir papağan. 8 Ü Z E N G İ ME 5/ Zırhlı araçlara 9 E T E R D E K karşı yakın savaş sırasında kullanılan silah... “Tok” sözcüğünün karşıtı. 6/ Öğütülmüş tahıl... Ergime durumundaki madenlerin yüzeyinde toplanan cüruf. 7/ Gülünç bir biçimde giyinip süslenen kadın... Tavlada “altı” sayısı. 8/ Makine yağı... Şiirde iki ya da daha çok dizeden oluşan birim. 9/ Uğraş... 32 kâğıtla oynanan bir iskambil oyunu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ 12781918 yılları arasında Avrupa’da,özellikle Avusturya’da hüküm süren hanedan. 2/ Yürürken dayanmak için kullanılan kalın sopa... Tıp dilinde idrar salgısının azalmasına verilen ad. 3/ Bir halatta yapılan düğüm... Uyuşturucu düşkünü. 4/ Sahip... Dünyanın en eski ve en kutsal kentlerinden biri. 5/ Kumaş üzerine yapılan işleme. 6/ Karışık renkli... Yemek... İlgi eki. 7/ Hindistan’da imparator ve prenslere verilen unvan... Bektaşi dervişi. 8/ Geminin saatteki hızını anlamak için kullanılan aygıt. 9/ Tuzlanıp kurutulmuş yiyecek... Sığ sularda ağır yükleri taşımakta kullanılan, altı düz bir tekne. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear